Merhaba arkadaşlar, 40 yaşındayım, oyun bağımlısı diye tabir edilebilecek bir kişi olduğumu düşünüyorum. Oyunla tanışmam orta 1 de okuduğum Anadolu lisesinde almancı çocukların elindeki gameboya aşık olup , onlar oynarken uzaktan izlemekle oldu. Onlar oynarken ben keyif aldım, hep aynı soruyu sorardım kendime o zamanlar, bu çocuklar niye daha çok oynamıyorlar. Sorunun cevabı herşeyi özetliyor, herşeye sahip olduğun zaman anlamını yitirmeye başlıyor. Orta1 hep izlemekle, özenmekle geçti, orta 2 de şansım yaver gitti ve abim atari salonunda işe girdi ve jeton satmaya başladı, mahallede kral ben oldum. Kaptan komando, elektrik süpürgeli oyun, sitirit fayter, mortıl kombat derken 2 senem batakhane gibi ortamda ayakta oyun oynamakla geçti, sonra abim pizza dağıtmaya başladı, kabağa dönüştük. Orta 3 de düşünmeye başladım, ailem yoksuldu, bana game boy alamazdı, sega , nes zaten görmemiştim hayatımda, ama bende herkeste omayan bir özellik vardı, zekiydim, hemde okul üçüncüsüysüm. Bunu kullanmaya karar verdim, sınavlarda tembel almancı çocuklara kopya verip karşılığında para, sony walkman ve sonunda da game boy aldım. Artık benimdi, ah o sahip olma duygusu ne muhteşem bir özgüven veriyordu. Annemden saklayarak oynamam gerekiyordu, ilk gün eve geldikten 5 dakika sonra annem sordu sana noldu bişey var. 2 saat sonra dayanamayıp oynayınca anneme de yakalandım zaten. Okula gitti annem, hocalar , görüşmeler, game boy gitti. Ve lise 1, artık sega mega drive dönemi, kardeşim de benimle aynı ihtirasla yanıp tutuşuyor ve bi plan yapıyoruz, sabah herkesin pireleri mesai yaparken, okul arkadaşlarımıza gözükmemek için dualar eşliğinde simit satmaya karar veriyoruz. Mahalledeki mardinli gençlerden gerekli teknik bilgileri toplayıp fırınlarından 30 simit alarak sahaya iniyoruz, bir kişi önde keşif ekibi, diğeri arkada güvenli bölgede bağırıyor simitcieeee.. ve plan tutar artık daha az fakir olarak 3 ay sonra her akşam saydığımız papelleri sega mega drive 2 ye gömüyoruz, ilk oyunlar bugs buny ve tsubasa. Lise 1 ve 2 böyle geçiyor, yaz tatiline geliyoruz. Ve bir nemli izmir yaz gününde körfezin kaka kokusu eşliğinde vapurda gidip karsıyaka çarşısında en çok zevk aldığım oyuncu dükkanlarına gittiğimde hayatımı sonsuza dek değiştirecek o bebekle tanışıyorum, playstation.. samimiyetle söylüyorum, başta sevgili eşim olmak üzere hayatımdaki kadınlar ve z3 de dahil, ilk defa gördüğüm bir şeyi bu kadar aşkla izlediğimi istediğimi hırslandığımı ve uzun uzun izlediğimi hatırlamıyorum. Saatleri incelemekle geçirdikten sonra, hızlı adımlarla vapur ve doğru kasap kuzenimin yanına gidiyorum, bana para lazım, tam 180.000 lira, hayır hayır dur çift kol artı film kartı ve 2 memory kart… 200.000 lazım, oyun nasılsa alırım, bana kasapta iş ver. kuzen olmayınca bir marketteki ilana binaen reyoncu olarak işe giriyorum, 2 ay çalışıyorum, hem ailenin takdirini hem para kazanıp farkında olmadan da aşk uğruna olgunlaşıyorum, be ilk bebeğimi alıyorum. Eve bu kadar çabuk gitmek istediğim bi gün hatırlamıyorum. Ve ilk oyunum satıcının hediyesi tomb raider 3 . lara , hayat arkadaşım, 13 yıllık eşimden daha çok vakit ayırdığım kadınım ile tanışmam gerşekleşiyor. Jungılı geçemeyince kardeşim ve abimi dahil ediyorum olaya, ve sabahlara kadar tomb raider 3 çözme günleri başlıyor. Bi yandan da her elimize geçen parayı oyunlara yatırmaca dönemi başlıyor. İkinci oyunumuz road rash, sonra toca touring car, crash, fifa 99 derken hayatımın ikinci dönüm noktası ve ikinci aşkım ile tanışıyorum resident evil. Okul, aile, yemek, vs. herşeyden kopuyorum, resident evilin dünyası, tomb raider dünyası artık bu alemde değilim. Ve beni gerçek dünyaya döndüren olay Hacettepe üniyi kazanıp izmirden ankaraya taşınıyor ve yurda yerleşiyorum. Ve elbette 2 bavulumda ps ve 37 ekran tv var. Yurtta ilk işim metal dolaba sığsın diye Vestel 37 ekranın hopörlerleri sökmek, sonra geceleri arkadaşlarla fifa , tomb raider 4, resident evil 3, ve bir başka güzelle tanışıyorum, silent hill. Bana İngilizceyi çok iyi derecede öğreten oyunlardan biri. Günlerce süren çabalar, gecenin bi yarısı arkamda 7 kişi izlerken pianoyu geçememek, izleyicilerden birinin önerisi ilesaat 03:00 de karşı blokta uyuyan İngiliz dili edebiyatı öğrencisini 3 kişinin uyandırıp koluna girip getirmesi, çocuğun korku dolu gözlerle pelikanları çevirisi ve o geceden sonra arkamdaki 8. Kişi olması ile geçen 2 yıldan sonra eve çıkıp daha rahat bir ortamda hayatımın 3. Aşkı ile tanışmam final fantasy 7. Okulu 2 yıl uzatmama sebep olacak olaylar başlangıcı.. tomb raider 1 in tüm secretlerini bulmak için 33. Kez oynamaya başlamak, resident evil 3 de bıçakla oyun bitirmeye çalışmak, re 2 de tofuyu bulmaya çalışmak, derken içimi hayatta en çok burkan olaylardan biri, ps2 yi ilk kez yakından görüp alamayacağını bildiğin için bağlanmaktan korkup hızla uzaklaşmak.. elveda silent hill 2, elveda final fantasy 10… ve gerçek hayata dönüş, dersler, okul, derme çatma alınan masaüstü, ve hayatımın 4. Aşkı merhaba cm 01-02. Boşa geçen binlece saat , tsigalko… ve okul biter işe başlanır, eşimle tanışma, 1 yıl nişanlılık, evlilik , 1 yıl sonra oğlumun hayatıma girmesi.. 2 yıl sonra kızım .. ve tüm bunlar yaşanırken her 3 günde bir yeni sezona başlanan cm, eşimle sohbet ederken aynı anda oynanılabilen yegane oyundur. Eşim uyuğu zaman ninjavari haeketler ile her 3 ayda bir dönüşümlü bitirilen tomb raider 1 2 3 4 5 , resident evil 1 2 3 survivor, final fantasy 1 2 3 4 5 6 7 8 9 , dino crisis 1 2 , silent hill, ve daha birçoğu, hep hayatımda oldular.. oğlumun ilk oyuncağı gri kol oldu, 3 yaşında iken crash of titans oynamaya başladı, 5 yaşında ilk oyununu bitirdi. Ailecek haftalık chimparty saatlerimiz, baba-oğul ve baba-kız günlerinde diablo 3 ve moda tasarım oyunları geleneksel hale geldi. 40 yaşında evli 3 çocuk sahibi biri olarak diyebilirimki oyun hayatımda hep oldu, azaldığı, çoğaldığı dönemler mutlaka oluyor ama içinizde varsa asla sizi terketmiyor. Günde 10 saat çalışmak zorunda olduğum günlerde akşam eve gelince eşime ve çocuklarıma vakit ayırıp hiç enerjim kalmasa bile sadece bi 5 dk dahi olsa oyunu açıp kapatmak beni mutlu ederdi. Şu an işim çok rahat, günde 5 saat ve hafta sonları full oynayabiliyorum. Ekonomik durumum çok iyi. Ps 1 2 3 4 , ve bunların dışında 33 farklı konsol kolleksiyonum var. Oğlumun ve kızımın kendine ait ps 4 leri, pc leri ve vitaları var. 93 adet ps4 oyunum var, yeni çıkan her oyunu hemen alabiliyorum, evimde Man Cave diye tabir edilen oyun odamı tasarladım. Ancak oynadığım hiçbir oyunda , orta 1 de arkadaşlarımın oynadığı gameboyu izlerken aldığım keyifi alamıyorum… Sanırım herşeye sahip olduğun zaman anlamını yitiriyor. |
Bildirim