Şimdi Ara

meteor yağmuru (52. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
1.450
Cevap
3
Favori
38.822
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 5051525354
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Bu şiiri ikinci kez aldım:

    GÜLSEN

    Gülsen
    karıncaların işiteceği
    sesle gül

    Ağlasan
    devlerin işitmeyeceği
    sesle ağla

    Kendinden de gizle gözyaşını
    kendinden de sakla

    Sevgiye
    kendini sevmeyerek başla

    Yansan
    küle dönüşene kadar
    hiç kimse bilmesin yandığını

    BEHRAM ROZİMUHAMMED
  • şimdi bir yağmur yağsa ne güzel serinleriz.
  • Hep biz yağdıracak değiliz ya, biraz da sen davran kaleme bakalım
  • BIR GUN

    Apansiz uyanirsan gecenin bir yerinde
    Gozlerin uzun uzun karanliga dalarsa
    Bir sicaklik duyarsan usuyen ellerinde
    Ve saatler gecikmis zamanlari calarsa
    Bil ki seni dusunuyorum

    Bir vapur yanasirsa rihtimina bin, acil
    Ortun karanliklari masmavi denizlerde
    Ve dinle kalbimi bak nasil carpiyor nasil
    O butun ozlemlerin koyulastigi yerde
    Bil ki seni bekliyorum

    Bir sabah gun dogarken ac perdelerini, bak
    Sevincle balkonuna konuyorsa martilar
    Kendini tadilmamis derin bir hazza birak
    Dokulsun dudagindan en umutlu sarkilar
    Bil ki seni istiyorum

    Gecelerden bir gece uyanirsan apansiz
    Uzaklarda elemli, garip bir kus oterse
    Bir ceylan agliyorsa daglarda yapayalniz
    Ve bir gun kabrimde bir kara gul biterse
    Bil ki SENI SEVIYORUM

    UMIT YASAR
  • COK SEVMEK

    Bizi kandiran o sarkilar, o mavi gece
    O sicakligi beyaz ellerin, o ilk bakis
    Sebepsizligin sebep oldugu sefak vakti
    O cok sevmek gecelerde o caresiz aldanis.

    Uzayan saclar, alyinda avuclarimizin
    Iste o, insanin bir yerde, aska boyun egmesi
    Kirilmak, bolunmek, o hep butunlenmek
    O cok sevmek, tenin bir baska tene degmesi.

    Yanmak mi o eski caglarda yanmak
    Kul olup savrulmak ruzgara karsi
    Ilk kesilmisligi magrur ellerimizin
    O cok sevmek, kanimizin o ilk akisi.

    iste pinarlar, testiler, irmaklar, cesmeler
    Kanli avuclarla icmek aski kanmadan
    O kiyilarimizdaki denizin ilk coskunlugu
    O cok sevmek buyutmek onu hep, orada o zaman

    Kazimak ulu agac govdelerine adimizi
    Yazmak her seyi bir bir kumlarin ustune
    O her iskenceye mahkum olmuslugumuz
    O cok sevmek, daha cok sevmek gunden gune.

    Oyle delicesine, oyle korkunc, oyle cilgin
    O cok sevmek o yanardag, o ates, o yangin...

    UMIT YASAR




  • GÜZELLEME

    Uyku, ölümün meleğidir;
    Şiir, şairlerin dileği...
    Zaman, tanrıların eleğidir;
    Barış, çocukların yüreği...

    Aşk, canın ipeğidir;
    Umut, hüznün bebeği...
    İnsan insan emeğidir;
    Ölüm, yaşam gereği...



    BÜLENT ÖZCAN
  • Keloğlan

    gel zaman
    git zaman
    masal da döndü devran
    pireler berber, develer tellel iken
    yürüdü bugüne geldi kervan
    şimdi günümüzde ne şah kaldı
    ne de padışah
    herkes yerli yerinde durdu
    yandı bitti kül oldu
    bir sen varsın masal masal
    bir de sultan

    kitaplarda okudum adını
    daha sonra yaşını boyunu
    arkasından menekşenin morunu
    öylece bıraktılar
    halbu ki biz yaşlandık
    sen hala on beşinde bir delikanlı
    yüz yıllardır
    padışahın gül kızına sevdalı

    gün bugündür
    söylenecek sözümüz var
    keloğlan
    hele bir yol beni dinle
    kulak ver sesime
    aç bekleyen ana senin
    tussuz kaynayan çorba da
    benim değil

    yiğitlek
    padışahın kızını almak değil
    yiğitlik beleş yaşamk da değil
    asıl yiğitlik
    çorbaya tuz getirmek
    emek vererek kazanmak
    ötesi çapulculuk

    hey
    keloğlan keleşğolan
    tüm yaşamamı beleş oğlan
    "anam bana tuz al dedi"
    türküsünü söylerken
    aklın başındaydı
    sen niye kız getirdin?
    evde un yok urba yok
    tarhanadan başka çorba yok
    ana emeginden başka emek de yok
    a benim çulsuz oğlum
    seninkisi
    aç tavuk misali darı anbarı

    senin kazancın oğlum
    yoksul bir ananın emeğinden ibaret
    padışah kızının süsüne yetmez
    sana sözüm bu
    bu sevda ebedi gitmez
    yani bu sevda
    bu masalın dışına çıkmaz

    tuz istedi yoksul anan
    kız değil...
    sorumluluk güzel şeydir bilesin
    kız getirme ne olur
    ana sözü kutsaldır
    bilesin...

    hani senin sırdaşların
    hani benin kardaşların
    hani nerde
    yedi cüce yoldaşların
    erkekliğe sığmaz bu
    saldın dostlarını dağa taşa
    haydı şimdi tek başına yaşa

    a keloğlan keleşoğlan
    hayatı beleş oğlan
    şimdi
    ekmek aslanın ağzında
    o aslan ki kaf dağı'nın ardında
    o ekmeği almaya bilek gerek
    o bileğin arkasında duracak
    yürek gerek
    çağ değişti, devran döndü
    yaşam yüz vermiyor beleşe
    erkeksen gel şimdi yaşa

    Orhan Bahçıvan




  • abi süper ya çok zevkli olacak aman kafamıza düşmesin
  • Adımın bir şiirin içinde geçmesi bayağı havalı oluyormuş
  • BEN SENİ ASLA

    Sen hayatımın en vazgeçilmez aşkı
    Sen uğrunda en çıldırdığım esmer
    Sen yolunda savaşlar verdiğim sevdam
    Sen uğrunda ölümlere gidip geldiğim
    Sen beklediğim
    Sen özlediğim
    Sen gizlediğim...

    Güneş doğmayı unutabilir
    Sabah olmayı
    Yağmur yapmayı
    Ama ben seni asla...

    Çiçekler açmayı unutabilir
    Kuşlar uçmayı
    Baharlar gelmeyi
    Ama ben seni asla...

    Ne zaman bir şiir okunsa aklımdasın
    Ne zaman bir telefon çalsa karşımdasın
    Sen tanrımın en güzel armağanı
    Sen hayatımın en gerçek yalanı
    Sen bütün huylarımı ezbere bilen
    Sen gözyaşlarımı en iyi silen
    Sen dünyanın en güzel kadını

    Sen yemeğimin tuzu
    Yüreğimin buzu
    Anasının en güzel kızı
    Sen kalbimde en tatlı sızı
    Sen bütün varlığımın en sevimli hırsızı
    Sen sevdikçe sevilesi
    Övdükçe övülesi
    Öptükçe öpülesi aşkım...

    Sen beni yokluğuyla delirten
    varlığıyla yolumu yolundan çeviren
    Sevdasıyla beni bir dağ gibi deviren kadın
    Bundan böyle senden sorulsun günahlarım
    Sende bütün sorularım
    Sende bütün cevaplarım
    Adam olmuşsam senden
    Katil olursam senden
    Ben çoktan vazgeçtim kendimden
    Ama senden
    Asla kadınım
    ASLA! ...

    AHMET SELÇUK İLKAN




  • YARADANA MEKTUPLAR

    Yıldızların, çivilediğin yerdeler,
    Bulutların, eksik olmasınlar,
    Hep ayni minval üzere, senden gelip sana giderler.

    Güneşin böler günlerimizi
    Bir portakal gibi ortasından ikiye
    Yarısını kulların yer, yarısını geceler.

    Denizlerin senin elinle doldurduğun kasede çalkalanmaktadırlar
    Ne bir damla artmış, ne bir damla eksilmişlerdir.

    Dağların bizim ayağımıza çok bol geldi;
    Onları bir defa bile giyen olmadı.
    Daha dün elinden çıkmış gibi hepsi yepyeni
    Şimdilik eskiyen bir şey varsa ömrümüzdür!

    Sorup duruyoruz:
    Niçin nüfus kütüklerinde her gün yeni bir isim,
    Kitaplarda yeni bir kahraman?
    Biz ölen ağaçları yontup
    Gemilerimize direk yapıyoruz
    Bizim canlarımızı alan acep onlarla ne yapar?

    Saksılarda hep aynı karanfiller açıyor Tanrım.
    Niçin, biz bir defa doğuyoruz?

    BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU




  • SAVRULAN KÜLLERİ ÖMRÜMÜZÜN

    Bir kızın kocaman gözlerinde gördüm
    bulutların dağlara sessizce çöküşünü
    Çocuksu susuşları gördüm, kırılan sevinci
    Ve kalbimi puslu yamaçlardaki pusulara saldım
    çobanlar çoktan inmişlerdi ovaya
    bense yapayalnız bir ağaçtım doruklarda
    Harelenen sularda bir yanık kokusu
    ve uzun boyunlu bir kızın gülümseyişi
    Işık zamana bağlı zamansa onun
    kocaman gözleridir artık
    Anladım tarih de yazılmaz
    bir aşkın sayfalarına düşmüyorsa gün
    Yalnızdım, yapraklarım dökülmüştü bir bir
    deryalara savrulup çöllere düşmüştü
    Bir duman tütüyor yine hangi kent yandı
    hangi sokakta vuruldu sevgilim
    Bir demet menekşe bir avuç toprak
    burkulan bir yürek miyim hep
    Sesimde bir yanma bir kekrelik
    uzayıp giden bir çöl yalnızlığı
    Gazeteleri okumuyorum başım dönüyor
    sulanmamış çiçekler gibi kuruyor her şey
    her şey bir yolculuğun hüznünü taşıyor
    gidip de gelmemek üzere bütün yüzler
    Puslu yamaçlarda bir çakal gölgesi
    bir dağ suskunluğu yürüyor kentlere
    yenilen biz miyiz yoksa aşklar mı
    bir kızın kocaman gözlerinde görüyorum
    savrulan küllerini ömrümüzün
    Bu kenti ayrılıklar yıkacak birgün biliyorum
    Ölümden şikâyeti yok ölüp gidenlerin
    ama bir kızın kocaman gözlerinde yangınlar çıkıyor
    Acılar dehşetli kinlendiriyor beni
    Kabarıp duruyor içimde, kabarıp duran bir okyanus
    yurdumu arıyorum batık bir tekne değilim
    yurdumu arıyorum kızgın küller ortasında


    AHMET TELLİ




  • Bu şiiri de ikinci kez aktarıyorum:

    KÜLLERİNDEN DOĞAN ANKA KUŞU

    Şöyle yazılmıştı aşk üzerine
    Yangın halinde yasak çıkış kapısı
    Gökyüzüne de şunlar yazılmıstı
    Yanılıyorsunuz buradan gidilmez
    Ve geceye de şunlar yazılmıştı.
    Gecenin üzerine hiçbir şey yazılmamıştı.

    ARAGON
  • konu dışında post artması iyi olmadı,artık post kazanmak için buraya birşeyler ekler gibi görünüyoruz...ya da ben öyle düşünüyorum.
  • sen tesaduf degilsin ki
    sni bana yazan kader degil mi
    bir gecede hayatim degisti
    ele avuca sigmadi kalbim delirdi
    senle yasamak istiyorum
    senle yaslanmak istiyorum
    soz veriyorum askim sana
    pisman olmayacaksin?

    ucacaksin
    ucacaksin
    havalara ucacaksin
    ayagini yerden kesicem senin
    kalbime konacaksin heeaaaa


    ŞEHRAZAT



  • hepinize +1
  • quote:

    Orjinalden alıntı: CIZIK

    hepinize +1



    nasıl yani?
  • anaconda buraya mesaj atanlar belli...şiire gönül vermiş insanlar ama arada bir sadece post arttırmak için mesaj atanlar var (onlar kendini iyi bilirler)...o nedenle kendini kötü hissetmene gerek yok...
  • Üstadımız "şiire gönül verenler" den söz etti.
    Bize bundan gayrı
    Gönül üzre kelam etmek düşer
  • GÖNÜL BİR GÜZELİ SEVMİŞ


    Gönül bir güzeli sevmiş ayrılmaz
    Dolanır peşinde çoban misâli
    Hiç kimse bu derdin dermânın bilmez
    Azmış yaraları perişan hali

    Lokman çâre bulmaz yoktur Eflâtun
    Yârdan ayrılması ölümden çetin
    Elde endaz ettim bu aşkın atın
    Terkettim sılayı vatanı ili

    Ferhat Şirin için kestiği taşlar
    Benim senin için döktüğüm yaşlar
    Seni yaksın beni yakan ateşler
    Yaktı bu sinemi savruldu külü

    Arılar bal için bekler petekler
    Alır her çiçekten verir emekler
    Mecnun Leylâ için pınarı bekler
    Ben de bir yâr için olmuşum deli

    Evvelden var idi bu sevda bende
    İlikte damarda cesette canda
    Ölünce hû çeksin kemiğim sinde
    Dünyâda durunca Veysel'in dili...


    AŞIK VEYSEL




  • 
Sayfa: önceki 5051525354
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.