Şimdi Ara

meteor yağmuru (69. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
1.450
Cevap
3
Favori
38.818
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 6768697071
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • yunusbalığı Y kullanıcısına yanıt
    Seviyorum seni ekmeği tuza banıp yer gibi,
    Geceleyin ateşler içinde uyanarak ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi,
    Ağır posta paketini neyin nesi belirsiz telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi
    Seviyorum seni denizi ilk defa uçakla geçer gibi,
    İstanbul’da yumuşacık kararırken ortalık içimde kımıldayan bir şeyler gibi.
    Seviyorum seni yaşıyoruz çok şükür der gibi.

    Nazım Hikmet Ran
  • yunusbalığı Y kullanıcısına yanıt
    YALNIZLIK ŞİİRİ..

    Karanlığın insanı delirten bir ihtişamı vardır
    Yıldızlar aydınlık fikirler gibi havada salkım salkım
    Bu gece dağ başları kadar yalnızım

    Çiçekler damlıyor gecenin parmaklarından
    Dudaklarımda eski bir mektep türküsü
    Karanlıkta sana doğru uzanmış ellerim
    Gözlerim gözlerini arıyor durmadan
    Nerdesin?

    ATTİLA İLHAN
  • KADINLAR SONBAHAR - ATTİLA İLHAN
    Şiirler

    Kadınlar sonbahar yapraklarını dökmeye başlar
    Titrek dudaklarında sarışın bir keder
    Nabız kaybolur kan susar dolaşım yavaşlar
    Sisli bir nebuloz gökte yazılmamış şiirler

    Dargın sevgililer yalnızlıklarına uzaklaşıyor

    Anlaşılmaz çocukluğun ortaokullarından ders zilleri
    Kilitli defterlerde kurutulmuş menekşeler
    Tehlikeli yolculukların kanat çırpan mendilleri
    Sazdan saza azalan hicranlı köçekçeler

    Dünkü delikanlıları yaşlılığa taşıyor

    Eylül şehirleri yağmurlu gürültülerle alır yerlerini
    Deniz kahvelerinde son kadehlerde bulutlar birikir
    Ilık bir aydınlıkla yıkayıp yorgun ellerini
    Görgülü ihtiyarlar bir bir ortalıktan çekilir

    Yaşlandıkça insan dünya başkalaşıyor.
  • BANA BİR ŞİMŞEK ÇAK

    bana bir şimşek çak
    ortalık fena karanlık
    yüreğim örtülüyor
    ağır bir dalgınlığa genişliyorum
    durmadan değişen o mevsimde
    dağlarda kalın
    omuz omuza bulutlar
    çok fena kalabalık
    ellerim çıplak
    bana bir şimşek çak
    kötü bir tuzaktayım
    bilmem ne yapsak
    aklımda fikrimde onlar
    yaşlı ve genç
    erkek ve kadın
    korkularıma tutsak

    bana bir şimşek çak
    içim içime sığmıyor artık
    vahim bir çağrışımdan
    daha vahimine atlamaktayım
    bana bir şimşek çak
    belki fena halde
    yanılmaktayım
    o ince kız çocuğu
    gün doğmadan her sabah
    bir hapisaneden bir nezarethaneye
    kelepçeli götürülüyor
    dudakları titrek
    gözlerinde buğu
    bilmem ki nasıl anlatayım
    bağışlanmaz suçu dünyayı sevmek
    bir de o
    adını bile bilmediği
    kıvırcık saçlı'devrimci'öğrenciyi
    fakülte kapısında vurulmuş
    yağmurun altında
    çıplak
    bana bir şimşek çak
    çok yanlış anlaşılmaktayım
    hesabım yanlış bir mahkemede görülüyor
    içimdeki zemberek
    boşandı boşanacak
    yaşamak mı gerek
    yoksa unutmak mı
    şaşırmaktayım
    galiyef yoldaş ne olacak
    galiyef yoldaş sibirya sürgünü
    sanki yalın bir bıçak
    kayarak
    bir kırlangıç hızıyla
    bulutların arasından
    karanlığın böğrüne saplanacak

    galiyef yoldaş ne olacak
    galiyef yoldaş sibirya sürgünü
    elinde bir mektup eski yazıyla
    artık yüzünü bile unuttuğu
    karısından
    burnunda sadece kokusu var
    ilkbahar kadar müşfik
    sonbahar kadar yumuşak
    galiyef yoldaş ne olacak
    avrasyada hala mazlumların uğultusu
    kısa bozkır atlarının nallarından
    gizli kıvılcımlar ki etrafa saçılıyor
    azadlık mermileridir
    çekirdekleri çelik
    cehennem gibi sıcak

    bana bir şimşek çak
    sala veriliyor görünmez minarelerden
    İzmir de istibdat'ı yaşamaktayım
    bir yangın soluğu sokak içlerinden
    kordonboyunda muzaffer atlılar
    fahrettin paşanın süvarisi
    bana bir şimşek çak
    yolumu aydınlatacak
    gazi'nin gözlerinden
    mavi bir şimşek
    kuva-yı milliye mavisi
    aynı emaneti taşımaktayım
    'hürriyet ve istiklal benim karakterimdir'
    çünkü hain sinsi ve korkak
    aynı düşmana karşı
    savaşmaktayım

    Yazar : ATTİLA İLHAN




  • keloğlan kullanıcısına yanıt
    Bulutlar Adam Öldürmesin

    Analardır adam eden adamı
    aydınlıklardır önümüzde gider.
    Sizi de bir ana doğurmadı mı?
    Analara kıymayın efendiler.
    Bulutlar adam öldürmesin.

    Koşuyor altı yaşında bir oğlan,
    uçurtması geçiyor ağaçlardan,
    siz de böyle koşmuştunuz bir zaman.
    Çocuklara kıymayın efendiler.
    Bulutlar adam öldürmesin.

    Gelinler aynada saçını tarar,
    aynanın içinde birini arar.
    Elbet böyle sizi de aradılar.
    Gelinlere kıymayın efendiler.
    Bulutlar adam öldürmesin.

    İhtiyarlıkta aklına insanın,
    tatlı anıları gelmeli yalnız.
    Yazıktır, ihtiyarlara kıymayın,
    efendiler, siz de ihtiyarsınız.
    Bulutlar adam öldürmesin.

    Nazım Hikmet Ran
  • keloğlan kullanıcısına yanıt
    Elde Var Hüzün

    söyleşir
    evvelce biz bu tenhalarda
    ziyade gülüşürdük
    pır pır yaldızlanırdı kanatları kahkaha kuşlarının
    ne meseller söylenirdi mercan koz nargileler
    zamanlar değişti
    ayrılık girdi araya
    hicrana düştük bugün
    ah nerde gençliğimiz
    sahilde savruluşları başıboş dalgaların
    yeri göğü çınlatan tumturaklı gazeller
    elde var hüzün
    o şehrayin fakat çıkar mı akıldan
    çarkıfeleklerin renk renk geceye dağılması
    sırılsıklam aşık incesaz
    kadehlerin mehtaba kaldırılması
    adeta düğün
    hayat zamanda iz bırakmaz
    bir boşluğa düşersin bir boşluktan
    birikip yeniden sıçramak için
    elde var hüzün.

    Attila İlhan
  • bu ne be? şiir sayfasına dönmüş bura..
  • Konuyu şikayet ediyim de kapattırıyım
  • yunusbalığı Y kullanıcısına yanıt
    ....

    Ne güzel şey hatırlamak seni,
    Bunca kalabalıkta ve bunca yorgunluklarımın içinde.

    ....
    Nazım Hikmet Ran
  • yunusbalığı Y kullanıcısına yanıt
    ....

    Ne güzel şey hatırlamak seni,
    Bunca kalabalıkta ve bunca yorgunluklarımın içinde.

    ....
    Nazım Hikmet Ran
  • Low: 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9
    Forecast: Auroral activity will be low. Weather permitting, low-level displays will be visible overhead from Barrow to Fairbanks and visible low on the northern horizon from as far south as Anchorage and Juneau.

    Forecaster Comments:
  • yunusbalığı Y kullanıcısına yanıt
    Sen Benim Hiçbir Şeyimsin

    Sen benim hiçbir şeyimsin
    Yazdıklarımdan çok daha az
    Hiç kimse misin bilmem ki nesin
    Lüzumundan fazla beyaz
    Sen benim hiçbir şeyimsin
    Varlığın yokluğun anlaşılmaz

    Galiba eski liman üzerindesin
    Nasıl karanlığıma bir yıldız olmak
    Dudaklarınla cama çizdiğin
    En fazla sonbahar otellerinde
    Üniversiteli bir kız uykusu bulmak
    Yalnızlığı öldüresiye çirkin
    Sabaha karşı öldüresiye korkak
    Kulağı çabucak telefon zillerinde

    Sen benim hiçbir şeyimsin
    Hiçbir sevişmek yaşamışlığım
    Henüz boş bir roman sahifesinde
    Hiç kimse misin bilmem ki nesin
    Ne çok çığlıkların silemediği
    Zaten yok bir tren penceresinde

    Sen benim hiçbir şeyimsin
    Yabancı bir şarkı gibi yarım
    Yağmurlu bir ağaç gibi ıslak
    Hiç kimse misin bilmem ki nesin
    Uykumun arasında çağırdığım
    Çocukluk sesimle ağlayarak

    Sen benim hiçbir şeyimsin

    Atilla İlhan




  • yunusbalığı Y kullanıcısına yanıt
    Beş Satırla

    Annelerin ninnilerinden
    spikerin okuduğu habere kadar,
    yürekte, kitapta ve sokakta yenebilmek yalanı,
    anlamak, sevgilim, o, bir müthiş bahtiyarlık,
    anlamak gideni ve gelmekte olanı.

    Nazım Hikmet Ran
  • yunusbalığı Y kullanıcısına yanıt
    GECENİN KAPILARI

    Bütün kapılar kapandı, dışardayım
    Birden karşıma çıkmayın korkuyorum
    Uykusuzum fena halde, sokaktayım
    Karanlık bastırdı mı bozuluyorum

    Fena bir yerimden koptuğum doğru
    Kendimden çok fazla yaşamaktayım
    Nereye bağlanacak bu işin sonu
    Aslında ben kimim meraktayım

    Bütün kapılar kapandı, sokaktayım...

    Atilla İlhan
  • yunusbalığı Y kullanıcısına yanıt
    SENİ DÜŞÜNDÜĞÜM TÜRKÜ

    Benim bir canla sevip bin özlemle andığım,
    Bari gölgeni bırak bana
    Su çiçeklerinin en güzel yanları budur,
    Giderken gölgelerini verirler suya.
    Güz akşamları dal kıpırdamazken,
    Suda halkalanan gözleridir
    Sen de gölgeni bırak bana.
    Gönlümün bin güzelliğiyle inanıp sevdiğim,
    Güzelliğini burada ince ince aratma.
    Bir kıyıya, bir gün inen fırtına gibi
    Birdenbire bir şeyler bırak.
    Birşeyleri soğut, birşeyleri yak,
    Dağıt birşeyleri, birşeyleri kur.
    Kendini hiç yokmuşsun gibi bırakma
    Kafamın her yanıyla bir şeyler öğrendiğim,
    Sonsuza uzanan sevinç, güzele vurgun tasa
    En azından bin yılda arayıp bulduğum,
    Bana aşk şiirleri yazdırma artık
    Beni burada gölgen gibi bırakma.

    Afşar Timuçin
  • yunusbalığı Y kullanıcısına yanıt
    GİZLİCE SEVGİLİM

    Benim bir canla sevip bin özlemle andığım,
    Bari gölgeni bırak bana
    Su çiçeklerinin en güzel yanları budur,
    Giderken gölgelerini verirler suya.
    Güz akşamları dal kıpırdamazken,
    Suda halkalanan gözleridir
    Sen de gölgeni bırak bana.
    Gönlümün bin güzelliğiyle inanıp sevdiğim,
    Güzelliğini burada ince ince aratma.
    Bir kıyıya, bir gün inen fırtına gibi
    Birdenbire bir şeyler bırak.
    Birşeyleri soğut, birşeyleri yak,
    Dağıt birşeyleri, birşeyleri kur.
    Kendini hiç yokmuşsun gibi bırakma
    Kafamın her yanıyla bir şeyler öğrendiğim,
    Sonsuza uzanan sevinç, güzele vurgun tasa
    En azından bin yılda arayıp bulduğum,
    Bana aşk şiirleri yazdırma artık
    Beni burada gölgen gibi bırakma.

    Ataol Behramoğlu
  • Günün ilk ışıkları ile kaybolurken yıldızlar gökyüzünde, solan yapraklar gibi bir bir düştü umutlarım çorak toprağa... Sessiz bir çığlık döküldü sızlayan yüreğimden; Ah sevdiceğim... Ah ilk gençliğimin ilk kıvılcımı... Ah çocuk gönlümün ilk yarası... Ses ver bana, ses ver ki bileyim uzun ve sessiz gecelerimi süsleyen bir düş olmadığını...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • yunusbalığı Y kullanıcısına yanıt
    Bir yanlışlık yaptım :) İşte doğrusu;

    GİZLİCE SEVDİĞİM

    Rüyalar bile geceleri bekler
    Gizlice görünmek için.
    Yüreğimdesin, saklısında içimin
    Gizlice sevgilim.

    Kimse bilmesin üzgünlüğümü.
    Taşırım ölümüm gibi bu duyguyu.
    En gizli kuytularında ömrümün
    Bir yer var gizlice sevgilimin uyuduğu.

    Gizlice sevgilim, yaşam kadar acı
    Canımı tutuşturan özlem gibi
    Özlüyorum derin yokoluşta
    Gizlice sevgilimi.
  • yunusbalığı Y kullanıcısına yanıt
    SULTAN-I YEGÂH


    şamdanları donanınca eski zaman sevdalarının
    başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegâhın
    nemli yumuşaklığı tende denizden gelen âhın
    gizemli kanatları ruhta ölüm karanlığının
    başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegâhın

    yansıyan yaslı gülüşmelerdir karasevdalı suda
    bülbüller kırılır umutsuzluktan yalnızlık korusunda
    eylem dağılmış gönül tenha çalgılar kış uykusunda
    ölümün tartışılmazlığı nihayet anlaşılsa da
    başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegâhın


    bir başkasının yaşantısıdır dönüp arkamıza baksak
    çünkü yaşadıklarımız başkasının yargısına tutsak
    su yasak rüzgâr yasak açık kapılar yasak
    belki bu karanlıkta yasakları yasaklasak
    başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegâhın

    Atilla İlhan
  • yunusbalığı Y kullanıcısına yanıt
    Gece. Zaman ihtilali. Kurşun geçirmez yüreklerimiz. Yani uzatmalı yasakların konakladığı o mağrur suskunluk. Kuşatmalardan artakalmış yaralı insanlığına kefil yürek. Şimdi gecenin uzun söylevinde yaşanan dilsiz şiirlerin yitik kafiyelerine ayak uydurmaya çalışıyor. Yetim kalmış çarpıntılarına; yaralarını sararak. Geveze dilsizliğin ikilemini yaşayan kafiyelerin küçük, ürkek adımlarına. Sessizliklerinde dingin bir barışıklığın büyüsü. Hangi büyülerle onarmaktayız kendimizi, bir parça daha yaşamak için.
    (Kıyılarımızda suskunluk. –Ellerimizin bizle birleştiği yerde- Biz lisanı bilinmeyen rehin bırakılmış bir coğrafya atlası.) Oysa deniz biziz. Kıyı biz. Sevişmek, bir gençlik karantinası.
    Ve uzun kalemlerin gölgeleri dolaşıyor yaralı duyarlıklarımızın üzerinde.

    Biz gündüz sürgünleri!
    Yazmakla tamamladık mı kendimizi?
    Yazmakla tanımladık mı?
    Kalemlerimizin uçları yine de nar çiçeği.

    Murathan Mungan




  • 
Sayfa: önceki 6768697071
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.