Şimdi Ara

meteor yağmuru (72. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
4 Misafir - 4 Masaüstü
5 sn
1.450
Cevap
3
Favori
38.818
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 6970717273
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • keloğlan kullanıcısına yanıt
    UNUTURSAN EĞER BENİ

    Tek bir şey var
    bilmeni istediğim.

    Nasıldır bilirsin:
    bakarsam
    dolunaya, penceremdeki
    kızıl sonbahar dalına,
    dokunursam
    ateşin etrafındaki
    incecik küle
    ya da ağacın
    pürüzlü gövdesine,
    her şey alır götürür beni sana,
    var olan her şey;
    kokular, metaller, ışık,
    küçük teknelerdir sanki
    seyreden beni beklediğin kıyıya.


    Şimdi,
    vazgeçersen sevmekten beni usulca
    ben de vazgeçeceğim sevmekten seni usulca.

    Unutursan,
    arama beni
    ansızın
    çünkü çoktan unutmuş olacağım seni.

    Düşünürsen uzun ve delice estiğini
    yaşamımdaki
    yasak rüzgarlarının
    ve karar verirsen
    ayırmaya beni
    kök saldığım kıyılarından kalbinin
    unutma
    o gün o saat
    kaldıracağım kollarımı,
    köklerim sökülecek yerinden
    aramak için tutunacak başka bir yer.

    Ama,
    her gün,
    her saat
    sonsuz bir tatlılıkla
    ben olduğumu duyumsarsan kaderinin,
    tırmanırsa
    her gün bir çiçek
    beni aramak için dudaklarına,
    ah aşkım, ah her şeyim,
    alevlenecek o ateş tekrar
    sönmedi ve unutulmadı hiçbir şey içimde,
    aşkınla beslenen aşkım sevgilim,
    kollarında olacak terk etmeksizin kollarımı
    yaşadığın sürece.

    PABLO NERUDA

    Çeviri: Yunusbalığı




  • keloğlan kullanıcısına yanıt
    UNUTURSAN EĞER BENİ

    Tek bir şey var
    bilmeni istediğim.

    Nasıldır bilirsin:
    bakarsam
    dolunaya, penceremdeki
    kızıl sonbahar dalına,
    dokunursam
    ateşin etrafındaki
    incecik küle
    ya da ağacın
    pürüzlü gövdesine,
    her şey götürür beni sana,
    var olan her şey;
    kokular, metaller, ışık,
    küçük teknelerdir sanki
    seyreden beni beklediğin kıyılara.


    Şimdi,
    vazgeçersen sevmekten beni usulca
    ben de vazgeçeceğim sevmekten seni usulca.

    Unutursan,
    arama beni
    ansızın
    çünkü çoktan unutmuş olacağım seni.

    Düşünürsen uzun ve delice estiğini
    yaşamımdaki
    yasak rüzgarlarının
    ve karar verirsen
    ayırmaya beni
    kök saldığım kıyılarından kalbinin
    unutma
    o gün o saat
    kaldıracağım kollarımı,
    köklerim sökülecek yerinden
    aramak için tutunacak bir başka yer.

    Ama,
    her gün,
    her saat
    sonsuz bir tatlılıkla
    ben olduğumu duyumsarsan kaderinin,
    tırmanırsa
    her gün bir çiçek
    beni aramak için dudaklarına,
    ah aşkım, ah her şeyim,
    alevlenecek o ateş tekrar
    sönmedi ve unutulmadı hiçbir şey içimde,
    aşkınla beslenen aşkım sevgilim,
    kollarında olacak terk etmeksizin kollarımı
    yaşadığın sürece.

    PABLO NERUDA
    Çeviri: Yunusbalığı




  • yunusbalığı Y kullanıcısına yanıt
    TUTUKLU

    Birden
    Kurşun yemiş gibi susar
    Gözbebeklerine karşı
    Susar da
    Açılıp yol verir şehir
    Sade radyolarda bir gamlı hava
    "Elaziz uzun çarşı"

    Firarda gözüm yok
    Namussuzum yok
    Yok pişmanlık bir halim
    Yaslanıp bir cigara yakmak isterim
    Dumanı cevahir değer

    Mağlup mu desem mahçup mu
    Ama ikisi de değil
    Ben garip sen güzel
    Dünya umutlu
    Öyle bir tuhafım bu akşam üstü
    Sevgilim
    Canavar götürür gibi
    iki yanım
    İki süngü.

    Ahmed Arif
  • keloğlan kullanıcısına yanıt
    ÇOCUK OLSAM

    Çocuk olsam... Saklambaç oynasak seninle...
    Uzansak sahilde, yıldızları saysak bir bir...
    Dilek tutsak kayan yıldızlarla birlikte...
    Şarkılar söylesek, dans etsek, dönsek, dönsek...
    Yorulsak, çimenlere atsak kendimizi...
    'Bir varmış, bir yokmuş...' ile değil
    'Hep varmış...' ile başlayan,
    'Onlar ermiş muradına...' ile biten
    Masallar anlatsak birbirimize...

    meteor yağmuru



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi yunusbalığı -- 10 Ağustos 2015; 13:56:09 >




  • yunusbalığı Y kullanıcısına yanıt
    DÜNDE BİR KALP KIRILDI

    Genç kız dünden haykırdı,
    ‘Unutmama yardım et!’
    ‘Beni ölmüş bil ve unut.’
    dedi genç adam.
    Kız inledi bu defa,
    ‘Dünyamsın benim...’
    O yalnızca sustu.
    Çaresizlikle fısıldadı kız,
    ‘Benden nefret mi ediyorsun?’
    ‘Nefret bile edemem.’
    deyiverdi genç adam.
    ‘Sen dündesin.’
    Sokağın taşlarına parça parça
    döküldü kızın gönlü.
    Gelen geçen topladı yine tükenmedi...

    Yunusbalığı

    meteor yağmuru




  • yunusbalığı Y kullanıcısına yanıt
    PAPATYALAR

    Açar buz tutmuş yüreğimde
    her bahar beyaz papatyalar.
    Sorarım tek tek yapraklara
    ‘Seviyor mu sevdiceğim ?'.
    Yalan söyler her biri,
    neşeyle avutur beni...
    Geçip giderken günler art arda;
    bir gülümseme kondurur
    davetkar bahar dudaklarıma,
    ve ısıtır sımsıcak yaz içimi ...
    Apansız çıka gelir sonbahar...
    Sonra başlar yine kışla birlikte
    şu serseri gönlümde fırtınalar...

    Yunusbalığı
    meteor yağmuru




  • yunusbalığı Y kullanıcısına yanıt
    GECENİN TAM ORTA YERİNDE

    Tam orta yerinde gecenin gelir yerleşir yüreğine
    Çoktan unuttuğunu sandığın o ince, derin sızı.
    Bıçak gibi saplanırken ruhuna kanırtarak yaranı,
    Birden kararır dünyan, yok olur yıldızlar bir bir.
    Çekilirken ortadan sessizce gümüş rengi ay,
    Alır yerini sahnede o eski dost, o bildik hüzün...


    Yunusbalığı

    meteor yağmuru



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi yunusbalığı -- 21 Ağustos 2015; 2:48:19 >




  • yunusbalığı Y kullanıcısına yanıt
    ELİMİ TUT

    Korkuyorum dünyayı saran karanlıktan.
    Elimi tut, uçur beni yıldızlara...

    Yunusbalığı
    meteor yağmuru
  • yunusbalığı Y kullanıcısına yanıt
    Anlatmayı beceremeyenler s u s a r l a r.
    Anlatmaktan vazgeçenler s u s a r l a r.
    Anlaşılmayacağına karar vermiş olanlar s u s a r l a r.
    Diğerlerinden ümidi kesmiş olanlar s u s a r l a r.
    Hata yapmaktan korkanlar s u s a r l a r.
    Kendilerini açığa çıkarmaktan korkanlar s u s a r l a r.
    Zannettikleri kişi olmadıkları,
    zannettikleri dünyada yaşamadıkları gerçeğini
    hazmedemeyecek kadar güçsüz olanlar s u s a r l a r.
    Olaylar ve olgular dünyasıyla
    baş edemeyenler s u s a r l a r.
    Herşeyi gördüğünü,
    tüm olasılıkları yaşadığını düşünenler s u s a r l a r.
    Güçlü olarak görülmeye
    ölesiye ihtiyaç duyacak kadar
    güçsüz olanlar s u s a r l a r.
    ŞŞŞşşşş! ... Sessizlik!
    Sonsuza dek konuşabilecek olanlar
    en çabuk susanlardır genelde.
    Sonra kadınlar gelir ki
    onlarda bu kategoridedirler çoğunlukla.
    Sonra şairler...
    En son ölüler susar!

    Emily DICKINSON




  • AŞK VARSA


    Yakındır dokunacak kadar yıldızlar
    aşk varsa eğer..
    Bir başkadır şöminedeki ateşin alevi
    aşk varsa eğer...
    Daha bir başka kokar tüm çiçekler
    aşk varsa eğer...
    Var olan en güzel şarkıdır kuşun ötüşü
    aşk varsa eğer...
    Bir başka çoşkuludur şairin dizeleri
    aşk varsa eğer...


    Ve bittiyse aşk, hiç var olmamışsa ya da,
    Yaşanmamışsa yürekleri yakan bir sevda
    Susuz kalmış çorak bir topraktır ruh.

    Yunusbalığı
    meteor yağmuru




  • mutlu olmak için bir sebep yok
    mutsuz olmak içinse çok
    yalnızlığımı belki anlatır fok
    mutlu olmak için bir sebep yok


  • ÜÇ DİLEK


    Ziyaretime geldi dün gece
    ak sakallı bir dede.
    Dileğim varmış saklıda üç tane.
    ‘Ne dilersen hemen dile.’ dedi.
    Yoktu hiç zamanım düşünmeye.
    Söyledim aklıma gelen üç dileği;
    ‘Kurtar prangalarımdan beni.
    Al götür yüreğimi yakan her şeyi.
    Kalmasın içimde ne hüzün ne de sevgi.’


    Uyandım sabah içimde bir hafiflikle.
    Yokladım yüreğimi büyük bir sevinçle.
    Bomboş kalmıştı, hafiflemişti haylice.
    Aldım coşkuyla tüy kalemi elime,
    Yazmak istedim bir şiir sevgiliye.
    Dökülmedi kağıda tek bir sözcük bile.
    O an, anladım etmiştim büyük hata.
    Artık çıkmazdı, çıkamazdı ortaya
    bomboş yürekten ne bir satır ne bir seda...

    Yunusbalığı



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi yunusbalığı -- 18 Ağustos 2015; 1:17:13 >
  • güneş umut mudur yoksa hüzün
    yıldızların üstünü mü örterek kazandı ün
    yalnızlığına bulmak çare ne mümkün
    mavi dünyalarda gündüzler var bugün



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-E84249922 -- 13 Ağustos 2015; 23:35:28 >
    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • yunusbalığı Y kullanıcısına yanıt
    Bardaktaki Ada

    İstediğim bir ada
    Ayak basmamış Venedik ve Ceneviz
    Bir toprak başka bir dünyada
    Dokunmamış İspanyol ve İngiliz
    Ne baharat uğruna
    Ne tarçın
    Demir alacağım o düş diyarına
    Sadece ikimiz için
    Ve orada bir devlet kuracağız
    İkimiz için sadece
    Ve bambu bir tahtta oturacağız
    Ben kral sen ece
    Ne bir turist
    Ne yerli bir kabile
    Ne helikopterler için pist
    Ne ufacık bir iskele
    Önce midye ve balık
    Sonra iki palmiye arasına kurduğumuz
    Hamakta zevk
    Ananas ve muz
    Korkma ölü korsanlardan
    Tehlikedeyiz sanma
    Bir ordu kuracağız maymunlardan
    Yunuslardan bir donanma
    Bu bardak dolu okyanus
    Sevgili Kralıçeciğim
    Devletimiz için sonsuz
    Uzaklıkları geçeceğim

    Osman TUĞLU
  • Keşke Vadim O Kadar Yeşilken


    Pılı pırtımı koymak için
    yaşlı komşumuzun kara bir tabuta benzeyen tahta valizini
    ödünç alamadım
    çünkü ayrılış sahnem
    bir cenaze seremonisine dönüşsün istemezdim
    ama keşke
    ilk fırsatta yıkayıp ütüleyip
    bir kenarda saklamak kaydıyla alacağım
    annemin gök mavisi başörtüsüne
    azığım has undan bir ekmek
    birkaç dal yeşil soğan
    ve haşlanmış yumurtayı
    (gökyüzüne
    bu bozulmamış tarlaları
    bu yemyeşil bağları bahçeleri
    hayvanların bu şen seslerini
    sarıp hafızamın bir köşesine saklar gibi)
    bohçalayarak
    ölümün traversleri
    henüz buraya kadar döşenmeden
    kan tüküren maden işçileri gibi
    malum saatleri beklemeye henüz mahkûm edilmemişken
    saçlarım o kadar siyah
    ve o kadar yeşilken vadim
    bir sabah en yakın istasyona
    gönül rahatlığıyla
    kendim yürüye yürüye inebilseydim.

    Osman TUĞLU
    meteor yağmuru




  • yunusbalığı Y kullanıcısına yanıt
    ATLI KARINCA

    Atlı karınca gibidir yaşam;
    dönmeye başlarsın yavaş yavaş...
    Önce bir yüz geçer gözlerinin önünden
    sonra bir tane daha, bir tane daha...
    Ve hızla dönerken zaman içinde
    akan bir nehir olur yüzler...

    Bir an gelir, bakarsın başlangıçtasın yine.
    Ve anlarsın ki aslında tek bir yüzdür
    gördüğün ruhuna saplanıp kalmış olan...

    Yunusbalığı
    meteor yağmuru



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi yunusbalığı -- 20 Ağustos 2015; 1:57:13 >




  • keloğlan kullanıcısına yanıt
    SÖYLEMELİYİM SÖYLEYECEKLERİMİ ÖNCEDEN


    Hiç karamsar değilim sevdiklerim,
    Ama söylemeliyim söyleyeceklerimi önceden.
    Yanlış anlamayın beni yok niyetim gitmeye bir yere
    Yine de söylemeliyim söyleyeceklerimi sizlere;
    Nerede, nasıl bilmem gelecek bir gün vakti
    Yol almanın sessizce bilinmeze...

    Sevdim hepinizi, doldurdum yüreğimi sevginizle...
    İyi zamanlarımız da oldu kötü zamanlarımız da hepinizle.
    Kırıldık, kırdık birbirimizi zaman zaman istemesek de.
    Ama öylesine sağlamdı ki yeriniz koskoca yüreğimde
    Öylesine derindeydi ki sevgi çiçeğinin kökleri
    Koparamazdı bu sevgiyi ne bir şey ne de bir kimse...

    Didindim, uğraştım gücümün yettiğince
    Bir damla olabilmek için hoşgörü ve barış denizine.
    Anlamaya çalıştım insanları yargılamak yerine.
    Bilerek hiç kimsenin mükemmel olmadığını
    Oldukları gibi kabul ettim insanları, açtım kucağımı
    Sonsuza dek, yer verebilmek için herkese.

    Bana gelince; elbette benim de oldu kusurlarım,
    Düzeltmeye çalıştım elimden geldiğince...
    Becerebildiğim de oldu, beceremediğim de.
    Pişmanlıklarım da vardı, keşkelerim de...
    Takıldım geçmişe bazen, düşledim geleceği de.
    Özlemlerim de vardı, hayallerim de...

    Koştum durdum diğer yarımın peşinde
    Acaba bir gün ulaşabilir miyim diye.
    Yoktu pek fazla şansım bu konuda.
    Gelmedi elmanın iki yarısı bir araya.
    Kısmetim yoktu gökten düşen üç elmada.
    Bitiremedi masalcı masalı gönlümce...

    Yine de büyük oldu kazancım yaşamdan.
    Her acı bir çizgi oluştururken yüzümde,
    Yaşadığım her şey güçlendirdi yüreğimi.
    Minnet borcum var beni üzen, üzmeyen herkese.
    Kırgın ve küskün değilim artık hiç kimseye.
    Yardımcı oldunuz kendimi geliştirmeme.

    Her ne kadar istemesem de sizlerden ayrılmayı
    Gelecek ne yazık bir gün vakti yola koyulmanın.
    O gün sakın üzülmeyin ardımdan, gülerek anın beni.
    Anlatın paylaştığımız o güzel günleri, kucaklayın anıları.
    Çalın sevdiğim en güzel şarkıları, kaldırın kadehleri.
    Ama beyaz olsun benim şarabım diğeri tutuyor beni.

    Yunusbalığı

    meteor yağmuru




  • YILDIZLAR YAPIYORUM

    Minicik bir kızım ben yıldızlar yapan
    yüreğindeki sevinçlerden...
    Aşk katıyorum bir avuç içlerine.
    Gönderiyorum karanlığa her birini
    aydınlatsın diye ışıksız yürekleri ...

    Yunusbalığı
    meteor yağmuru



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi yunusbalığı -- 24 Ağustos 2015; 23:49:00 >
  • yunusbalığı Y kullanıcısına yanıt
    SIKILDIM ARTIK

    Gidiyorum artık, sıkıldım her şeyden.
    Sus pus olmuş geveze yüreğim,
    gelmiyor konuşmak hiç içinden.
    Ne kuş sesi, ne çocuk neşesi
    neşelendirmiyor artık beni.
    Bana ne; açsın dursun çiçekler,
    istediği ezgiyi söylesin bülbüller.
    İsterse tersine dönsün dünya;
    yazlar kış, kışlarsa yaz olsun.
    İzninizi istiyorum sevgili dostlar,
    sıkıldım artık ben gidiyorum...

    Yunusbalığı

    meteor yağmuru
    meteor yağmuru



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi yunusbalığı -- 29 Ağustos 2015; 22:52:00 >




  • keloğlan kullanıcısına yanıt
    GUGUK KUŞUM

    Söyler şarkısını her sabah guguk kuşum
    doldurur içimi neşeyle;
    ‘Gu-gu-cuk, gu-gu-cuk. Gu-g-ucuk,gu-gu-cuk...’
    Müjdeler sanki yeni bir günü,yeni bir mevsimi,
    yeni bir dünyayı, yeni bir başlangıcı,
    Der ‘Bek-le -sen, vaz-geç-me. Bek-le sen, vaz-geç-me...’

    Yunusbalığı

    ÜÇ DİLEK

    Ziyaretime geldi dün gece
    ak sakallı bir dede.
    Dileğim varmış saklıda üç tane.
    ‘Ne dilersen hemen dile.’ dedi
    ak sakallı aceleci dede .
    Yoktu hiç zamanım düşünmeye.
    Söyledim aklıma gelen üç dileği;
    ‘Kurtar prangalarımdan beni.
    Al götür yüreğimi yakan her şeyi.
    Kalmasın içimde ne hüzün ne de sevgi.’
    Uyandım sabah içimde bir hafiflikle.
    Yokladım yüreğimi büyük bir sevinçle.
    Bomboş kalmıştı hafiflemişti haylice.
    Aldım coşkuyla tüy kalemi elime,
    Yazmak istedim bir şiir sevgiliye.
    Heyhat! Bir uğraş ki hepsi nafile!
    Dökülmedi kağıda tek bir sözcük bile.
    O an, anladım etmiştim büyük hata.
    Artık çıkmazdı,çıkamazdı ortaya
    bomboş yürekten ne bir satır ne bir seda...

    Yunusbalığı

    AK SAKALLI DEDEYE

    Hani anlatmıştım ya dostlarım sizlere
    'Gerçekleştirdi dileğimi ak sakallı bir dede;
    aldı, götürdü her şeyi, boşalttı yüreğimi' diye.
    Şimdi bomboş ruhum, yüreğim ve ellerim.
    İçi boşaltılmış eski bir un çuvalı gibiyim...
    Ne bir renk gözlerimde, ne bir sevinç yüreğimde...
    Guguk kuşum da uçup ıssız bıraktı penceremi,
    çıkmıyor artık ‘ Bek-le- sen, vaz-geç-me!’ diyen sesi.
    'Ah dedem, vah dedem yaptım kocaman bir hata ben.
    Büyüklük sende kalsın, gel affet beni sen.
    Geri getir lütfen bana alıp götürdüklerini,
    sevindir şu öksüz kalan yıpranmış yüreğimi...'

    Yunusbalığı




    meteor yağmuru




  • 
Sayfa: önceki 6970717273
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.