Milletin düşünmeden para harcaması (3. sayfa)

Hayat laylaylomdan ibaret değil ki. Bu dünyanın birde ahireti var kendin diyorsun kısa hayatını fütursuzca heva heves içinde geçirsen kalıcı hayat olan öbür dünyada nasıl hesap vereceksin

Yok çıkmazki bana

Umrumda değil. Benim bugün nereye gideceğimi, ne yiyeceğimi, kimle görüşeceğimi, yarın ne yapacağımı hatta ne zaman öleceğimi. Ne günah işleyeceğimi, işlemeyeceğimi bilen birisi nasıl hesap soracakmış? Herşeyi bilen niye bunu yaptın diye soramaz. Kendi yazmış. Bir yol ikiye ayrılsa hangisini seçeceğimi biliyor. Bilmiyor desen hakaret etmiş olursun. Kendi haline de bırakmadı öyle yukarıdan bakıp dur bakalım neyi seçecek ona göre hesap yazacağız demiyor. Sonucu bilinen bir meselede bana nasıl fatura çıkar?

Yani senin hesap hikayeden ibaret. Bana din satma. Senaryoda gibiyiz sadece rolümüzü oynuyoruz. Herkes farklı yaratılmış kendisi ne yarattığını bilip ona göre davranır.

Adalet kavramı -öngörülerle değil- uygulamalara göre tespit edilir. Buna göre;

Bir öğretmen düşünün ki, -kerametine veya ferasetine yahut bir yıl önceki tecrübesine dayanarak- A ve B adlı iki öğrencisinin yeni kayıtlarını yaparken onlara der ki; “Ben B’nin sınıfta kalacağını, A’nın da sınıfı birincilikle geçeceğini biliyorum.” demiş olsa, bu kesin bilgisine rağmen çocuklara “Madem işin sonu bellidir, okula devam etmenize gerek yok!..” şeklinde bir teklifte bulunabilir mi? Böyle bir teklif öğrenciler tarafından hoş karşılanmayacağı açıktır. Yapılacak şey, adaletin tecellisi için her iki öğrenciye de fırsat eşitliği tanımak, onlara okula devam imkânını sağlamaktır. Eğer sene sonunda sınıfta kalan öğrenci itiraz edip “Öğretmenim! Sen durumumu bildiğin için ben sınıfta kaldım.” diye bir hezeyanda bulunsa, elbette hocasının cevabı kolaydır:

“İlim sıfatı, kuvvet / kudret sıfatı gibi değildir, onun yaptırım gücü yoktur. Yani; ben bildiğim için siz sınıfta kalmadınız. Siz sınıfta kalıyor olacağınızdan ben bildim. Çünkü ilim maluma tabidir. Bir şey nasıl olacaksa, öyle bilinir. Faraza ben bilmeseydim, sen yine sınıfta kalacaktın. Çünkü bilgimle seni sınıfta kalmaya zorlamadım, bilakis herkese tanıdığım imkanları sana da tanıdım. Cehaletinin ve tembelliğinin faturasını hocaya çıkarmak büyük bir küstahlıktır…” diyecektir.

Verdiğin örnekle uyuşmuyor. Tabi söylediğim şey senin tüm hesabını bozduğu için uyduruyorsun birşeyler. Senin yarın ne yapacağını biliyor merak etme. Herşeyi bilen beni neyden yargılayacakmış? Zaten hesap kesilmiş.

Okul mokul örneklerinde sen isteyerek oradasın. Amacın var. Öğretmende altı üstü senin gibi bir insan. Özel yeteneği yok senden farklı bir varlıkta değil. Senin yarınını bilmiyor. Benim söylediğim çok basit birşey. Ol dedi mi olan birisi senin yarınını bilmiyor mu? Biliyor.

Bu konular benim pek umrumda değil gittiği yere kadar. Din min konuşmaları beni hiç etkilemiyor. Ha sen haklı çıksan bak ne olacak söyleyeyim. Onlar soracak bende soracağım. Tek soran onlar değil. Kime ne verdiyse ondan istesin. Durumundan memnun olana hesabını sorsun. Senin gibiler abartılı cümlelerle konuşuyor da ölmüşüm zaten daha ne yapacaksınız ki? Diriltip tekrar mı öldüreceksiniz? Yapın.

Eksiksiz iman eden ibadetini yapan 5 vakit namazını kılan bilmiyor mu senin benimsediğin fikir gibi sınırsız zevk, heva ve hevesinin peşinden gitmeyi? Allah'ın adaleti bu kişiyle senin aynı yerde olman değildir. Helalleri yapanla helali gözetmeyip haram işleyen bir olur mu bunu aklın alıyor mu? Haramı tercih etmemek onun seçimi senin de haramı tercih etmen kendi seçimin. Yasaklara uymamanın ve haz odaklı yaşamının sorumlusu sensin başkası değil çünkü insan eylemlerinden sorumludur ahirette de hesaba çekilecektir. Senin dünyaya geliş sebebin laylaylom değil helal haramlara dikkat ederek imtihanını tamamlaman. İman ve ibadet etmeyişinin tembelliğini Allah'a fatura etmen vicdanını boşa rahatlatmandan ve küstahlıktan başka bir şey değildir.

Bir sürü şey yazmışın ama cevap yok. Hatta bir tane daha mesaj atmışın orada sure koyup birşeyler kanıtladığını sanmışın. Sen bana onun herşeyi bilmediğini mi söylüyorsun? Mesela benim yarın nereye gideceğim bilmiyor mu? Sen ondan bahset. İnsanların yaptıklarından delil gösterme. Eğer o herşeyi biliyorsa ben sorumlu falan değilim. Çünkü ben süpriz- beklenmeyen birşey yapmıyorum. Ne yapacaksam biliyor. Bu kadar basit. Bana bin dereden su getirme. Buraya 50 tane sure yazsan cevap olmaz.

Yaratırken tipini, nerede doğacağını, kaç yıl yaşayacağını, ne iş yapacağını bilen bir yaratıcı senin ne yaptığını yapacağını bilmeyecek ha? Bir de yaptıklarından hesap vereceksin. Zaten herşeyi biliyordu. Hiçbir şey senin seçimin değil çünkü neyi seçeceğin zaten biliniyordu.

Siz anca insanı dinden çıkarırsınız. Uydur kaydır örneklerle cevap olmuyor.

Her şey Allah'ın bilgisi dahilindedir. Lakin sen ne yapıyorsam Allah yaptırıyor gibi bir anlayışa sığınıp vicdanını böyle rahatlatıyorsun yani içini böyle mutmain ediyorsun. Sorumlu değilim dediğine göre diyorsun ki sen adam öldürürsen haşa Allah istediği için yaptın veya bir yere gidip zina yaparsan haşa Allah seni oraya götürdüğü için zina yaptın yani bu senin tercihin değildi. Senin yaptığın haram işleyip sorumluluğundan kaçmak için günahını Allah'a fatura etmek oluyor böyle bir şey yok. Senin bu yaptığın eylemin cezası var o da ahirette cehenneme girmek. İşlediğin günahların İslam'ın yasakladıklarını yapmanın tek sorumlusu sensin. Hesap gününde bu bahanenin akla uygunluğu da izahı da yok.

Cevap belli ayetleri oku:

“Allah, kişiyi ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef kılar, herkesin kazandığı hayır kendine, işlediği kötülük de aleyhinedir.”(BAKARA SURESİ - 286. AYET)

Herkes günahı yalnız kendi aleyhine kazanır. Hiçbir günahkâr başka bir günahkârın günah yükünü yüklenmez. (ENAM SURESİ - 164. AYET

Herkesin imanı senin gibi zayıf değil bazıları bundan ibret alır, heva hevesinin esiri olmuş bazıları ise gözlerini kapar kulaklarını tıkar ve inkar etmeyi seçer. Ahirette senin vay haline..