Şimdi Ara

muhabbet kuşlarım veya kuşlar alacakaranlık kuşağında

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
16
Cevap
1
Favori
2.026
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • evde muhabbet kuşu besleme çılgınlığının başladığı yıllarda, bizde ailece bu çılgınlığa uyup ilk muhabbet kuşumuzu aldık.
    küçük mavi sevimli bir şeydi, ilk gözağrısıydı onu çok sevdik. sevdim. oda beni sevdi. aramızda duygusal bir ilişkinin başladığını ikimizde hissediyorduk. evde yanımdan hiç ayrılmazdı, ben nereye gitsen hep peşime gelirdi, ya kafama veya omuzuma konar, sık sık kulağımı ısırdı. ensemi gıdıglar, benimle oynardı.

    bir gün evde yanlızdım. annem memlekete gitmişti. kendime yiyecek birşeyler hazırlamak için mutfağa gittim, kuşum da benimle birlikte mutfağa geldi. canım biran da patetes kızartması istedi. kızartmayı çok serevim. hatta bizim evde patates kızartması için özel bir tencere de mevcuttur. işte o gün o tencere ile patatesi kızarttım. bu sırada kuş mutfakta uçup duruyordu. ordan oraya durmadan yer değiştiriyordu. patatesler kızarınca tencereden genişçe bir tabağa kızarttıklarımı topladım. mutfaktaki masada tam yemeğe başlıyacağım sırada. muhabbet kuşum o henüz soğumamış tencerenin sıcak kenarına kondu, ayağı yandı, bağırdı, çırpındı, kızgın yağın içine düştü. çırpındı. bir yandan kurtulmak için habire çırpınıyor, bir yandanda beni kurtar dercesine bağırıyordu. kızgın yağın içindeydi. onun bu halini görünce yağın kızgınlığını düşünmeden elimi hemen yağın içine sokarak onu ordan çıkardım ve hemen çeşmenin altına tuttum. ama yağ o kadar kızgındıki o küçük zayıf bedeni buna daha fazla dayanamadı. ilk kuşum suyun altında, ellerimde. ellerimde cansız yatıyordu. öle kalakalmıştım. çok üzüldüm, ağladım.

    aradan bir süre sonra annem bir başka muhabbet kuşu aldı. evde evcil hayvan besleme alışkanlığını henüz tam olarak kazanamadan, bunun sorumluluğunun farkına varamadan böyle bir kaza ile ilk kuşumuzu kaybettmek bizi gerçekten üzmüştü. hatta annem bir süre benimle konuşmadı. neyse... yeni alınan kuş ölen kuşun yerine geçti ve ilki kadar sevilmeye başlandı, çok geçmeden ona alışmıştık. evin neşesi oldu, bir anda ilgi odağı oldu. kuşun bakımı ve tüm sorumluluğu bana ait idi.
    birgün iş çıkışı eve geldiğimde, kuşun çok hasta olduğunu söylediler. hemen yanına gittim. kafesi açtım. onu nazik bir şekilde inciltmeden yakaladım. çok hasta görünüyordu. ayakları üzerinde duramıyordu. halsiz, bitkin bir hali vardı. birkaç saat önce başladığını ve buna bir anlam veremediklerini söyledi evdekiler. sorun ne olabilirdi acaba. sonra kafesteki yemliğe baktığımda yem kutusunda hiç yem kalmadığını gördüm. evet hayvanı açlıktan öldürüyorduk. açlıktan can çekişiyordu. ellerimdeydi, ellerimde ölüyordu.
    buna daha fazla fazla dayanamazdım bir şeyler yapmalıydım.
    evdekiler bir taraftan hüngürhüngür ağlıyor, bir taraftanda bunun sorumlusu olduğum için bana kızıyorlardı. oysa kuş ilk hastalanmaya başladığında durumu farketselerdi, bunlar olmayacaktı. ama artık çok geçti. hayvan ellerimde ölmek üzereydi, ölüyordu, görüyordum.

    yavaş yavaş ağırlaşan nefes alışları, o küçük bedenini iyice halsizleştirmişti, minicik kalbi buna daha fazla dayanamıyacaktı. onu sol elimde tutuyordum. elimde sırtüstü yatıyordu. sadece, giderek zayıflayan kalp atışlarını hissediyor ve ağırağır kapanan gözkapaklarını gördükçe üzüntüm bir katdaha artıyordu.

    birşeyler yapmalıydım. buna bir son vermeliydim. onun bu halini görmeye ne ben ne de evdekiler tahammul edemiyordu.
    artık kuşun son dakikalarını yaşadığı anlaşılıyordu, ellerimde ölüyordu. hüngürhüngür akan gözyaşları arasında onu son yolculuğuna uğurlamak için balkona çıktım. sol elimdeydi. ona yapabileceğim en iyi şey, daha fazla acı çekmesine bir son vermekti. tutup kafasını çekip kopardım. o küçük kafası koparken ellerimle. son bir... ciik sesi duydum. sanki elveda dergibiydi. belkide "Allah belanı vermesin hemi" de demiş olabilir, bilemiyorum.

    ikinci muhabbet kuşunuda bu şekilde öldürdükten sonra. annem bir kuş daha getirdi. tahmin edeceğiniz gibi, bu kuşun sorumluluğu bana verilmedi. ve ben bunuda öldürmek zorunda kalırım diye kuş a fazla yakınlık göstermedim. alışmak istemiyordum. öldükten sonra insan baya bi üzülüyor.

    bu kuş beni pek sevmedi, alışamadı bana. bende onu sevmedim. çok gevezeydi. sürekli bağırıyor, çok gürültü yapıyordu. sinirlerimi bozuyordu tahammul edemiyecek hale gelmiştim. ondan bir şekilde kurtulmalıydım. ama nasıl? onu direk öldüremezdim.
    bir gün annemin evde olmadığı bir günde. kuşun her zamanki bağırtılarıyla uyandım. evet.. bu kuş ötmüyor, bağırıyordu. hazır annemde evde yokken ondan kurtulmalıydım. sonra çok basit bir yöntem aklma geldi. bunlar uçabiliyordu. o halde tek yapmam gereken kafesin kapısını ve pencereyi açık bırakıp evi terketmekti. ve yaptım. muhabbet kuşları fazla hızlı uçamazlar, kanat yapıları buna müsait değildir. küçük olduklari için çevik olurlar ama kargaladan kaçamazlar. muhtemelen bunu da kargalar yemiştir.

    akşam eve geldiğimde ev nisbeten sessizdi. bağıran bir kuşumuz yoktu artık. ondan kurtulduğuma gerçekten sevinmiştim.
    hem aç bir karganın karnını da doyurmuş olduğum için nisbeten huzurluyum. en azından vicdan azabı çekmiyor.


    aradan bir süre geçti.. askere gitmeliydim. annemin ben yokken canı sıkılmasın evde bir neşe kaynağı olsun diye, bir kuş satın aldım. yeşil güzel bir kuşdu. askerlik görevimi bitirip döndüğümde. kuşu anneme o kadar alışmış gördümki, kıskandım. annemde ona çok alışmıştı. ben yokken bütün sevgisini ona vermiş. birbirlerine aşina olmuşlar. ve ilginçtir kuş beni annemden kıskanıyordu. hatta annemi herkesten kıskanıyordu. ama sorun şu ki o benim annemdi ve onu kimseyle paylaşmak istemiyordum.
    ondan kurtulmalıydım.
    16 ay askerlik yaptım ve hiç izine gelmedim. 16 aylık bir hasretin ardından annemin bana sarılışlarını, sevgisini göstermesini, hasret gidermesini bu kuş hazmedemedi, kıskançlığından deliriyordu. sinirden kafasınının üzerindeki tüyler kabarıyor ve ona dokunmama kesinlikle izin vermiyor, hırsla ısırıyordu beni. aradan çok geçmeden muhabbet kuşu öldü. bence kıskaçlığından çatladı. ilginç olan, dolaylı yoldanda olsa kuş, benim yüzümden öldü.


    Datamaniazz
    --------------







  • Naptın sen ya
  • ben bır petshopcuyum ve senı sıkayet edecem kendıne kacacak yer bul kafanı koparacam senin kızgın yagda bogacam senı

























    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi KUSCUM4283 -- 22 Eylül 2007; 12:31:35 >




  • çok güzel

    sen bi canisin !
  • Hikaye yazmak ne zamandan beri canilik oluyo

    nasıl güzel ama dimi
  • ne yapmışın öyle yaw yuh sadist yaratık
  • Muhteşem bir hikaye olmuş
    Ecellerinin ellerinde olması nasıl bir duyguydu?
  • up
  • OHA 4 SENE ÖNCE ATTIĞIM MESAJ
  • konuyu kitleyin sürekli uplanıyor
  • up
  • 4.5 sene öncesine gittim vay be..
  • up
    annem benim kuş almama izin vermiyor keşke öldürücek bi kuşum olsaydı
  • Güzel yazmışsın
  • Canım sıkılıyordu bu yazım aklıma geldi bi hortlatayım didim
  • vay be 17 yıl olmuş.    

  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.