Şimdi Ara

mutasyon lar tamamen zararlıdır (7. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
161
Cevap
1
Favori
4.272
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 56789
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Principes

    Evrimcilerin "insan ile maymun arasındaki genetik benzerlik" konusunda kullandıkları bir diğer örnek ise insanda 46, şempanze ve gorillerde ise 48 kromozom bulunmasıdır. Evrimciler, kromozom sayılarının yakınlığını evrimsel bir ilişkinin göstergesi sayarlar. Oysa eğer evrimcilerin kullandığı bu mantık doğru olsaydı, insanın şempanze kadar yakın bir akrabası daha olması gerekirdi: "Patates"! Çünkü patatesin kromozom sayısı ımaymununkiyle aynıdır: 48.


    Salla salla anca bilmeyenler inanır buna.

    Biraz ortalık karışsın





  • quote:

    Orijinalden alıntı: Brothers of Metal

    quote:

    Orijinalden alıntı: evrimvebilim

    quote:

    Orijinalden alıntı: Brothers of Metal

    adam yaratılış teorisi diye bir şeye inanmış -ki bilimsel açıdan bırak teoriyi hipotez bile değildir, HİÇ BİR temele oturmayan dogmadan ibarettir - gelmiş kendince bulduğu açıklarla evrimi çürütüyor. bakın size bir şey diyeyim, dünyada evrimi YANLIŞLAYAN tek bir bilimsel kanıt yoktur. evrimin açıklayamadığı noktalar elbette vardır ama bu evrim teorisinin yanlış olduğunu göstermez. daha iyi bir bilimsel açıklamanız varsa güzel bir makale yazın, cell olsun nature olsun yayınlar zaten. ama nerde, anca fotoşopla fosil çizin. bu insanlarla tartışma gafletine sakın düşmeyin, size hiç bir şey kazandırmadığı gibi yalnızca sinirlerinizi yıpratır.



    Kambriyende fosil kayıtlarında bir anda beliren canlıların tek bir tanesini bile ön formu YOK.
    Bunlardan çok daha önce var olan tek veya bir kaç hücreli canlının bir sürü fosili var.
    Kambriyen canlılarının yumuşak dokulularının da(göz, iç organlar) bulunduğu bir sürü fosilleri var.
    Ama öncelerine ait hiçbirşey yok. Bu türler nasıl oluşmuş yavaş yavaş?
    Sanki böyle mucize eseri pat diye oluşmuşlar gibi
    Big Bang'in yokluktan mucize eseri pat diye olması gibi

    Yaratılış teorisi bu durumu açıklıyor.
    Senin inancın olan Darwinizm sadece ağzı açık kalmış şekilde bakıyor.
    Selamlar.

    pre kamriyene ait gayet de fosil bulundu. buyur bak. harun yahya sitesi değil ama, baştan söyleyeyim de zoeken etkisi yaratmasın bünyende

    http://www.pandasthumb.org/archives/2006/01/steve_steve_sli.html

    harun yahyadan bi sıyrılın artık. gerçi sizde de harun yahyayı geçen darwinde boğuluyor arkadaş. darwin türlerin kökenini yazdığında prekambriyene dair fosil yoktu ve bu bir açık olarak görülüyordu, ama artık var. gerçi şimdi diyeceksiniz ki bununla kambriyen arasındaki fosiller nerede, milyonlarca tür yaşamış siz hepsinin fosilini istiyorsunuz kaldı ki net bir sayı da yok, 5 milyon gösterilse hani gerisi diyeceksiniz.bu tartışmayı tamamen sonsuza götürmek ve bu hep yaptığınız bir şey. günden güne daha çok kanıt toplanmasını göz ardı edip, tamamen işi çıkmaza sokmayı seviyorsunuz çünkü amacınız üzüm yemek değil. selametle...



    Bende bir etki yaratmaz merak etme. Ben Kambriyen canlılarının hiç bir ön formu yok yazıyorum
    sen Ediacara Faunası’nı anlatıyorsun. Tipik evrim müridi davranışı.
    Sen biraz gerilerde kalmışsın hayatım.

    1947’de, Avustralya’da, R. C. Sprigg tarafından Ediacara Faunası bulundu.
    Burada Kambriyen Patlaması’ndan 40 milyon yıl kadar önce (Prekambriyen dönemin sonlarýnda) çok hücreli canlılar bulundu.
    Fakat fosilbilimcilerin de dikkat çektiği gibi, Ediacara Faunası’nın canlıları Kambriyen canlılarından o kadar farklıdır ki,
    bu canlıların Kambriyen dönemindeki canlıların atası olduğu söylenemez.
    Ediacara Faunası’nda ve Kambriyen dönemde ortaya çıkan canlılar,
    ilk çok hücreli canlı türleridir ve büyük bir çeşitlilik göstermektedirler.
    (daha fazla detay isteyenler Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Caner Taslaman'ın
    Evrim Felsefe Ve Tanrı kitabını okuyabilir- kitabın PDF formu kendi web sayfasında ücretsizdir)

    Ediacara Faunası da aynen Kambriyen gibi yaratılışı desteklemektedir.
    Gündeme getirdiğin için teşekkür ederim.

    Anlatılan masalları bırakıp acı gerçekle yüzleşelim şu tablolara bakarak


     mutasyon lar tamamen zararlıdır


    Darwinci öngörülere göre filumların
    ortaya çıkışı böyle olmalıydı.







     mutasyon lar tamamen zararlıdır


    Fosil bulgularına göre filumların
    ortaya çıkışı böyledir.


     mutasyon lar tamamen zararlıdır


     mutasyon lar tamamen zararlıdır



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi evrimvebilim -- 1 Ağustos 2012; 23:26:45 >




  • @ Evrim ve Bilim,

    Gerçekten kambriyen dönemindeki patlama garip. Birde, mesela HY'nin genelde ağzına sakız ettiği "Neden 100 milyonlarca yıldır değişmedi?" dediği bazı türlere Richard Dawkins "Hepsi evrim geçirmek zorunda değil" demişti. Demek HY o kadarda mantıksız konuşmuyor. Zaten o kitapları hazırlayan HY'de değil, onun bünyesinde çalıştırdığı biyologlar.

    Ama işte adamın bazı garip hareketleri onu toplumdan soğuttu. Muhafazakar kesimde sevmiyor mesela onu..."Bizden değil" diyorlar. Kendisi gerçi "Ben sosyete hizmet ediyorum onları çekmek için böyle yapıyorum" diyor. Hakkında bazı dedikodular var ama ne derece doğru bilmiyorum...
  • evrimvebilim

    şu kambriyeni de evrimci diye aşağıladığınız bilim adamları sayesinde öğrendiniz bir de onunla çürütecekiniz ha çürüyecek bir şey olsa bilim adamları çoktan çürütürdü sen merak etme, sizin gibi gerçeklere uygun dayanak aramıyorlar, dayanaklardan gerçeklere ulaşıyorlar.

    kambriyen dönemindeki patlamayı bi anda bomba patladı da her taraftan tür fışkırdı zannetmeyin. 60 milyon yıllık bi süreç bu. bak 60.000.000 yıl. biraz düşün şu sürecin uzunluğunu. kambriyen dönemindeki patlamada türlerin sayısının artışı evrimin hızlandığını göstermektedir. kambriyen dönemine dair canlıların atalarının prekambriyene ait fosilleri çok çok azdır, ama vardır. sen onu geç de şuna cevap ver, madem yaratılışı destekliyor kambriyen, bana kambriyende meydana gelmiş bi tane memeli fosili göstersene. insan bile istemiyorum senden bak, memeli göster yav. nasıl yaratılış bu. hani destekliyordu... onu gösterdiğin an çöker zaten evrim, zaten harıl harıl photoshop kasıyorsunuz da neyse ki anca müritlerinize yedirebiliyorsunuz bunları

    yaratılışçılar şunu da okusun bi.

    http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=26748552




  • quote:

    Orijinalden alıntı: newmonarch

    @ Evrim ve Bilim,

    Gerçekten kambriyen dönemindeki patlama garip. Birde, mesela HY'nin genelde ağzına sakız ettiği "Neden 100 milyonlarca yıldır değişmedi?" dediği bazı türlere Richard Dawkins "Hepsi evrim geçirmek zorunda değil" demişti. Demek HY o kadarda mantıksız konuşmuyor. Zaten o kitapları hazırlayan HY'de değil, onun bünyesinde çalıştırdığı biyologlar.

    Ama işte adamın bazı garip hareketleri onu toplumdan soğuttu. Muhafazakar kesimde sevmiyor mesela onu..."Bizden değil" diyorlar. Kendisi gerçi "Ben sosyete hizmet ediyorum onları çekmek için böyle yapıyorum" diyor. Hakkında bazı dedikodular var ama ne derece doğru bilmiyorum...




    İnanın veya inanmayın ben Harun Yahya adını ilk burda duydum.
    Evrimle ilgili ilk detaylı bilgileri Caner Taslaman'ın Evrim Felsefe Ve Tanrı kitabından öğrendim, internetten değil.
    Sağolsunlar burdaki evrim inancı destekçileri sürekli Harun Yahya'dan bahsedince bir bakayım dedim ve bilmediğim bayağı bir şey öğrendim.
    Daha sonra yaptığım araştırmalarda şu Lenski deneyindeki olayın aslında koftiden birşey olduğunu öğrendim ve detaylarını yazdım evrim soru cevap forumunda.
    Yazdığım şeyler gerçek şeyler. Neden rahatsız oluyor bazı evrim inançlıları merak ediyorum?(Bir tahminim var tabi )
    Selamlar.




  • Caner Taslaman'ın güzel tespitleri var evet.

    Gerçi bu tip Evrim karşıtı yorumları engellemek için, Abd Bilimler Akademisi "Steve O Meter" diye bir proje başlattı. Sadece Evrimi kabul eden Steve adındaki bilim adamı sayısının bile, ne kadar fazla olduğunu göstermek için.

    Açıkcası ben bu tip bir şeyi pek tasvip etmiyorum.

    Çünkü, bilim adamlarının hepsi kendi hür iradeleri ile inançlarını kabul etmiyorlar. Bilim Dünyası onlara öyle empoze ettiği ve kürsülerini kaybetme korkusuyla öyle davranıyorlar.

    Bu gün Bilim Akademisi , yaratılışçı görüşü savunsa eminim, bir günde binlerce bilim adamı saf değiştirir bana göre.

  • quote:

    Orijinalden alıntı: Brothers of Metal

    evrimvebilim

    şu kambriyeni de evrimci diye aşağıladığınız bilim adamları sayesinde öğrendiniz bir de onunla çürütecekiniz ha çürüyecek bir şey olsa bilim adamları çoktan çürütürdü sen merak etme, sizin gibi gerçeklere uygun dayanak aramıyorlar, dayanaklardan gerçeklere ulaşıyorlar.

    kambriyen dönemindeki patlamayı bi anda bomba patladı da her taraftan tür fışkırdı zannetmeyin. 60 milyon yıllık bi süreç bu. bak 60.000.000 yıl. biraz düşün şu sürecin uzunluğunu. kambriyen dönemindeki patlamada türlerin sayısının artışı evrimin hızlandığını göstermektedir. kambriyen dönemine dair canlıların atalarının prekambriyene ait fosilleri çok çok azdır, ama vardır. sen onu geç de şuna cevap ver, madem yaratılışı destekliyor kambriyen, bana kambriyende meydana gelmiş bi tane memeli fosili göstersene. insan bile istemiyorum senden bak, memeli göster yav. nasıl yaratılış bu. hani destekliyordu... onu gösterdiğin an çöker zaten evrim, zaten harıl harıl photoshop kasıyorsunuz da neyse ki anca müritlerinize yedirebiliyorsunuz bunları

    yaratılışçılar şunu da okusun bi.

    http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=26748552



    Hala üşenmeden anlatıyorsun hikayeleri.
    Duyan da Kambriyendeki herhangi bir canlı yavaş yavaş parça parça evrimleşe evrimleşe fosil kayıtlarında belirdiğini zanneder.
    60 milyonluk sürenin bir yerinde belli bir canlı türü pat diye ortaya çıkmış işte.
    Sen ne yazarsan yaz bu gerçeği değiştiremezsin.

    Demogojiye devam et sen. Aç da oku yaratılış teorisi ne diyor önce.
    Bütün canlılar Kambriyende mi yaratılmış diyor?

    Filumların ortaya çıkışıyla ilgili koyduğum resimlere yorum yazmaya elin varmadı heralde.
    BAK gene geldiler.

     mutasyon lar tamamen zararlıdır




    Darwinci öngörülere göre filumlar




     mutasyon lar tamamen zararlıdır



    Fosil bulgularına göre filumlar

     mutasyon lar tamamen zararlıdır


     mutasyon lar tamamen zararlıdır



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi evrimvebilim -- 2 Ağustos 2012; 17:20:05 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ShadowFiend

    quote:

    Orijinalden alıntı: Principes

    Evrimcilerin "insan ile maymun arasındaki genetik benzerlik" konusunda kullandıkları bir diğer örnek ise insanda 46, şempanze ve gorillerde ise 48 kromozom bulunmasıdır. Evrimciler, kromozom sayılarının yakınlığını evrimsel bir ilişkinin göstergesi sayarlar. Oysa eğer evrimcilerin kullandığı bu mantık doğru olsaydı, insanın şempanze kadar yakın bir akrabası daha olması gerekirdi: "Patates"! Çünkü patatesin kromozom sayısı ımaymununkiyle aynıdır: 48.


    Salla salla anca bilmeyenler inanır buna.

    Biraz ortalık karışsın





    Ortalıkta pek birşey olmuyor gördüğün gibi. Neden?

    1-Bu iddia doğru mu? Zaman cevabını verecektir.

    2- Doğru diyelim. O halde:
    Aynı atadan olduğumuz için birleşmiş kromozomumuz vardır deniyor.
    Peki diğer türlerde de bu durum varmı dır?. Hem aynı atadan gelenlerde hem de alakasız türlerde.
    Eğer maymunla insan durumu gibi aynı atalı olduğu iddia edilen türlerde de bu birleşik kromozom durumu bulunur
    ve bu birleşik kromozom durumu diğer alakasız türlerde yoksa (çünkü evrimcilerinde kabul ettiği gibi
    alakasız canlılarda benzer özellikler var)
    işte o zaman bu iddia evrime bir destek(kanıt) haline dönüşür.
    Aksi takdirde Lenski deneyinde olduğu gibi aslında bu da koftiden birşeydir.
    Selamlar.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: evrimvebilim

    Ortalıkta pek birşey olmuyor gördüğün gibi. Neden?

    1-Bu iddia doğru mu? Zaman cevabını verecektir.

    2- Doğru diyelim. O halde:
    Aynı atadan olduğumuz için birleşmiş kromozomumuz vardır deniyor.
    Peki diğer türlerde de bu durum varmı dır?. Hem aynı atadan gelenlerde hem de alakasız türlerde.
    Eğer maymunla insan durumu gibi aynı atalı olduğu iddia edilen türlerde de bu birleşik kromozom durumu bulunur
    ve bu birleşik kromozom durumu diğer alakasız türlerde yoksa (çünkü evrimcilerinde kabul ettiği gibi
    alakasız canlılarda benzer özellikler var)
    işte o zaman bu iddia evrime bir destek(kanıt) haline dönüşür.
    Aksi takdirde Lenski deneyinde olduğu gibi aslında bu da koftiden birşeydir.
    Selamlar.



    Aynı atadan olduğumuz için birleşmiş kromozom vardır denilmiyor . Aynı atadan olduğumuz halde kromozom sayımız farklı diyor. Bu durumun açıklaması olarak kromozomların birbiriyle anormal şekilde kaynaştığını bu nedenle toplam kromozom sayısının azalmış olduğunu gösteriyor.
    Şimdi bu mesela sizin hareretle inkar ettiğiniz ortak ata olayını kanıtlıyor. Ha diyorsunuz ki başka türlere uygulayalım. Hay hay. Yalnız şöyle bir durum var. Genetik testlerle türlerin akrabalığı zaten uzun zamandır yapılıyor. Ortak atalar tükendiği için aradaki bağ 'kuzen' seviyesinde oluyor ama sonuçta bağ oluyor. Kromozom kaynaşması bu örneği açıklar. Hepsinde geçerli olan bir mekanizma değildir daha doğrusu geçerli olmak zorunda olan bir mekanizma değildir. Canlıların akrabalığı sadece buna bağlı değildir.
    Aslında teknik olarak alakasız canlı diye birşey yoktur. Sonuçta bütün canlıların kökeni LUCA denen temel bir canlıya dayanmaktadır. Yani bütün canlıların çok çok çok uzaktan da olsa akrabadır. Bütün canlıların veya neredeyse bütün canlıların paylaştığı birkaç ortak özellik vardır. Bu ortak özelliklerin sebebi de tüm canlıların geçmişte ortak bir atayı paylaşmış olması. Bu linkten LUCA'yı inceleyebilirsiniz. 'Features' kısmına dikkat.http://en.wikipedia.org/wiki/Last_universal_ancestor
    Sizin gibilerin ikna edilmesi imkansız gibi. Mutlaka bir kulp pürüz buluyorsunuz. Lenski deneyi de yerinde tartışıldı. Tam takip etmedim , hala bir soru işareti var mı bilmiyorum. Açıkça size göre koftiden birşeymiş. Sağlık olsun. Bilim dünyası yerinde saymıyor gün gelir daha tatmin edici bir gözlem yapılır. Ha sizi ikna eder mi 'asla'.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ShadowFiend

    quote:

    Orijinalden alıntı: evrimvebilim

    Ortalıkta pek birşey olmuyor gördüğün gibi. Neden?

    1-Bu iddia doğru mu? Zaman cevabını verecektir.

    2- Doğru diyelim. O halde:
    Aynı atadan olduğumuz için birleşmiş kromozomumuz vardır deniyor.
    Peki diğer türlerde de bu durum varmı dır?. Hem aynı atadan gelenlerde hem de alakasız türlerde.
    Eğer maymunla insan durumu gibi aynı atalı olduğu iddia edilen türlerde de bu birleşik kromozom durumu bulunur
    ve bu birleşik kromozom durumu diğer alakasız türlerde yoksa (çünkü evrimcilerinde kabul ettiği gibi
    alakasız canlılarda benzer özellikler var)
    işte o zaman bu iddia evrime bir destek(kanıt) haline dönüşür.
    Aksi takdirde Lenski deneyinde olduğu gibi aslında bu da koftiden birşeydir.
    Selamlar.



    Aynı atadan olduğumuz için birleşmiş kromozom vardır denilmiyor . Aynı atadan olduğumuz halde kromozom sayımız farklı diyor. Bu durumun açıklaması olarak kromozomların birbiriyle anormal şekilde kaynaştığını bu nedenle toplam kromozom sayısının azalmış olduğunu gösteriyor.
    Şimdi bu mesela sizin hareretle inkar ettiğiniz ortak ata olayını kanıtlıyor. Ha diyorsunuz ki başka türlere uygulayalım. Hay hay. Yalnız şöyle bir durum var. Genetik testlerle türlerin akrabalığı zaten uzun zamandır yapılıyor. Ortak atalar tükendiği için aradaki bağ 'kuzen' seviyesinde oluyor ama sonuçta bağ oluyor. Kromozom kaynaşması bu örneği açıklar. Hepsinde geçerli olan bir mekanizma değildir daha doğrusu geçerli olmak zorunda olan bir mekanizma değildir. Canlıların akrabalığı sadece buna bağlı değildir.
    Aslında teknik olarak alakasız canlı diye birşey yoktur. Sonuçta bütün canlıların kökeni LUCA denen temel bir canlıya dayanmaktadır. Yani bütün canlıların çok çok çok uzaktan da olsa akrabadır. Bütün canlıların veya neredeyse bütün canlıların paylaştığı birkaç ortak özellik vardır. Bu ortak özelliklerin sebebi de tüm canlıların geçmişte ortak bir atayı paylaşmış olması. Bu linkten LUCA'yı inceleyebilirsiniz. 'Features' kısmına dikkat.http://en.wikipedia.org/wiki/Last_universal_ancestor
    Sizin gibilerin ikna edilmesi imkansız gibi. Mutlaka bir kulp pürüz buluyorsunuz. Lenski deneyi de yerinde tartışıldı. Tam takip etmedim , hala bir soru işareti var mı bilmiyorum. Açıkça size göre koftiden birşeymiş. Sağlık olsun. Bilim dünyası yerinde saymıyor gün gelir daha tatmin edici bir gözlem yapılır. Ha sizi ikna eder mi 'asla'.





    Canlıların benzer olması ortak tasarımcıdan dolayı olmasın sakın?

    Şu teorinin maddelerini yazın desem yazamazsınız çünkü ortada böyle birşey yok...

    "Hepsinde geçerli olan bir mekanizma değildir daha doğrusu geçerli olmak zorunda olan bir mekanizma değildir" gibi cümleler teorinin durumunu açıklıyor...

    Lenski deneyinde büyük bir yanıltma var bir çok kaynakta
    Daha önceki bir yazım:


    Altta Lenski'nin kendi yazdığı makalesi var.

    http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC2430337/

    Bakın 6. parağrafta ne diyor Richard Lenski :

    "Nevertheless, E. coli is not wholly indifferent to citrate. It uses a ferric dicitrate transport system for iron acquisition,
    although citrate does not enter the cell in this process (37, 38). It also has a complete tricarboxylic acid cycle, and
    can thus metabolize citrate internally during aerobic growth on other substrates (39).
    E. coli is able to ferment citrate under anoxic conditions if a cosubstrate is available for reducing power (40).
    The only known barrier to aerobic growth on citrate is its inability to transport citrate under oxic conditions"

    İngilizcesi olmayan arkadaşlar için kısaca bu bakteri zaten sitrat sentezlemesi yapıyor.
    Ortada yeni bir özellik falan yok.

    Lenski deneyinde tek olan şey hücre zarının normalde(yani oksijen olan ortamlarda -
    çünkü oksijensiz ortamda zaten sitrat sentezliyor bu bakteri) sitratın geçişini izin vermezken
    oluşan mutasyondan dolayı sitratın hücrenin içine girmesine izin vermesi.
    (Bilgi eklenmesi mi var yoksa bozulmadan dolayı mı oldu bu mutasyon Lenski hala bilmiyor
    ya da biliyor ama işine gelmediği için açıklamıyor)

    Richard Lenski kendisi söylüyor sitrat hücre zarından normalde geçmeyen bu bakteri onu zaten beslenmede kullanabilecek durumdadır diye.
    Hücre zarında oluşan bozulmayı sanki muhteşem bir şey olmuş gibi servis etmeye çalışıyorlar.
    Deneyde bakterilere çok az miktarda glukoz(beslenmeleri için) ve glukozun 12 katı sitrat veriyorlar.
    Bu hücre zarının seçici geçirgenliğinden bahsetmiş arkadaş. Bu seçicilik gelişti mi bozuldu mu acaba?
    Normalde hücre içine almaması gereken zararlı kimyasalları da alacak duruma mı geldi bu bozulmadan dolayı acaba?
    Yapsın bunun deneyini Lenski de görelim bizde seçicilik gelişmiş mi bozulmuş mu?

    "Şu an sindirim sistemindeki hücrelerde dahi böyle bir durum meydana gelse neredeyse
    tüm beslenme şeklin değişecek belki de bu olay senin yaşayamamana sebep olacak." demiş Trojka.

    Kesinlikle katılıyorum kendisine. Olay budur. Bu bakterileri bırak geldikleri doğaya,
    büyük ihtimalle hücre zarı yanlış şeyleri içine alacak ve Trojka'nın dediği gibi yaşayamamasına sebep olacak.
    Yapsınlar bunu da görelim mutasyon faydalı mı zararlı mı aslında?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: love_62127

    arkadaşlar mutasyon konusundaki yazıyı anlamayan arkadaşlar size daha detaylı bir makale atıyorum
    Darwinistler, canlıların tesadüfi mutasyonlar sonucu evrimleştiklerini ve kör ve şuursuz mutasyonların şu an yeryüzünde gördüğümüz muhteşem canlı çeşitliliğini meydana getirdiğini iddia ederler.

    Bu iddia ciddi bir mantık hezimetidir.

    Mutasyonlar, canlı hücresinin çekirdeğinde bulunan ve genetik bilgiyi taşıyan DNA molekülünde, radyasyon veya kimyasal etkiler sonucunda meydana gelen kopmalar, bozulmalar ve yer değiştirmelerdir. MUTASYONLAR %99 ORANINDA ORGANİZMAYA ZARAR VERİRLER. %1 oranında etkisizdirler. Herhangi bir organizmaya FAYDA SAĞLAMIŞ HERHANGİ BİR MUTASYON TESPİT EDİLMEMİŞTİR. Dahası,


    Darwinistlerin iddiasına göre, mutasyon, vücudun her yerinde orantılı ve birbirine uyumlu değişiklikler yapmak zorundadır.
    Örneğin evrimcilerin iddiasına göre rastgele mutasyonlarla sağ tarafta iddia ettikleri şekilde kulak oluştuysa, sol tarafta da rastgele mutasyonların aynı simetride aynı şekilde duyan, aynı özelliklere sahip ikinci bir kulağın oluşturması gerekir. Örs, çekiç, üzengi her birinin aynı şekilde mükemmel olarak eşit şekilde meydana gelmesi gerekir.
    Rastgele mutasyonların kalp kapakçıklarını iki tarafta da aynı şekilde oluşturması gerekir. Darwinistlerin iddiasına göre mutlaka mutasyonların bütün kapakçıkları, kulakçıkları eşit uyumda, hatasız, tam yerli yerinde ve aynı anda meydana getirmesi gerekir. Vücudun her bir organında bunun bu şekilde olması gerekir.
    Yoksa büyük çelişkiler olur, bir kulağı ters, bir dişi farklı, tek gözü alnında tek gözü burunda garip yapıların meydana gelmesi gerekir. Canlılıkta böyle bir dengesizlik olmadığına göre, Darwinistlerin iddiasına göre mutasyonların her şeyi simetrik ve uyumlu şekilde meydana getirmesi geremektedir.
    Fakat % 99’u zararlı, %1’i etkisiz mutasyonların faydalı olması; akılcı, uyumlu, simetrik, organları aynı anda meydana getirebilmeleri imkansızdır.
    Mutasyonlar düzgün bir yapıya adeta makinalı tüfekle ateş etmek gibidir. Sağlam bir şeyin üzerine ateş açılması o yapıyı tamamen ortadan kaldırır. Tek bir tanesinin etkisiz kalması veya vücuttaki mevcut bir enfeksiyonu yakarak iyileştirmesi bir şeyi değiştirmemektedir. Organizma zaten kendisine isabet eden 99 mermi ile yerle bir olmuştur.

    http://www.youtube.com/watch?v=gVENaIRB1b4

    Okurken ağlayayım mı güleyim mi gerçekten kararsız kaldım. Bu düşünme yapısına nereden, nasıl varabiliyorsunuz bilmiyorum; ama bildiğim tek şey sizin bu paragrafı dünyanın HERHANGİ biryerindeki bir bilim ekolünde okusanız sizi orada taşlayacaklarıdır. Bu insanları cahil yerine koyup saçma sapan belirsizliklerinizi insanlara empoze ettirmeye çalışıyor, düşünmelerini engelliyorsunuz. Siz hiç mi biyoloji görmediniz? Yani gerçekten şaşıp kalıyorum şu mantığa;

    " Mutasyonlar yararlı değil zararlıdır, mutasyon olunca canlının 1 gözü sırtında çıkıyor hani bunun neresi yararlı"

    Yani bu dibi herhalde mantıksızlığın.

    Dünyada birtek siz ve sizin ömür sınırınızda yaşayan canlılar yok. Canlılar yaşadıkları mutasyonlar sonucu eğer yaşadıklara uyum sağlayamazlar ise ölürler. Ölen canlı beraberinde gelecek mutasyonlu nesilini de beraberinde götürür gittiği yere. Eğer mutasyon yararlı ise canlı genini beraberinde yeni nesile sürükler.

    Hayır siz mutasyonlara neden bu kadar katısınız ki? Biyoloji sizin gibi at gözlükleri ile bakanların işi değil kusura bakmayın. Çıkın doğaya, biraz anlamaya çalışın. Herşey sizin düşünebileceğiniz kadar kolay değil. Eğer mutasyonların hepsinin zararlı olduğunu düşünüyorsanız; çekirdeksiz portakal yemeyin. Löp löp yiyorsunuz portakalları.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Cayaith -- 3 Ağustos 2012; 20:21:12 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: enomeno35

    quote:

    Orijinalden alıntı: love_62127

    arkadaşlar mutasyon konusundaki yazıyı anlamayan arkadaşlar size daha detaylı bir makale atıyorum
    Darwinistler, canlıların tesadüfi mutasyonlar sonucu evrimleştiklerini ve kör ve şuursuz mutasyonların şu an yeryüzünde gördüğümüz muhteşem canlı çeşitliliğini meydana getirdiğini iddia ederler.

    Bu iddia ciddi bir mantık hezimetidir.

    Mutasyonlar, canlı hücresinin çekirdeğinde bulunan ve genetik bilgiyi taşıyan DNA molekülünde, radyasyon veya kimyasal etkiler sonucunda meydana gelen kopmalar, bozulmalar ve yer değiştirmelerdir. MUTASYONLAR %99 ORANINDA ORGANİZMAYA ZARAR VERİRLER. %1 oranında etkisizdirler. Herhangi bir organizmaya FAYDA SAĞLAMIŞ HERHANGİ BİR MUTASYON TESPİT EDİLMEMİŞTİR. Dahası,


    Darwinistlerin iddiasına göre, mutasyon, vücudun her yerinde orantılı ve birbirine uyumlu değişiklikler yapmak zorundadır.
    Örneğin evrimcilerin iddiasına göre rastgele mutasyonlarla sağ tarafta iddia ettikleri şekilde kulak oluştuysa, sol tarafta da rastgele mutasyonların aynı simetride aynı şekilde duyan, aynı özelliklere sahip ikinci bir kulağın oluşturması gerekir. Örs, çekiç, üzengi her birinin aynı şekilde mükemmel olarak eşit şekilde meydana gelmesi gerekir.
    Rastgele mutasyonların kalp kapakçıklarını iki tarafta da aynı şekilde oluşturması gerekir. Darwinistlerin iddiasına göre mutlaka mutasyonların bütün kapakçıkları, kulakçıkları eşit uyumda, hatasız, tam yerli yerinde ve aynı anda meydana getirmesi gerekir. Vücudun her bir organında bunun bu şekilde olması gerekir.
    Yoksa büyük çelişkiler olur, bir kulağı ters, bir dişi farklı, tek gözü alnında tek gözü burunda garip yapıların meydana gelmesi gerekir. Canlılıkta böyle bir dengesizlik olmadığına göre, Darwinistlerin iddiasına göre mutasyonların her şeyi simetrik ve uyumlu şekilde meydana getirmesi geremektedir.
    Fakat % 99’u zararlı, %1’i etkisiz mutasyonların faydalı olması; akılcı, uyumlu, simetrik, organları aynı anda meydana getirebilmeleri imkansızdır.
    Mutasyonlar düzgün bir yapıya adeta makinalı tüfekle ateş etmek gibidir. Sağlam bir şeyin üzerine ateş açılması o yapıyı tamamen ortadan kaldırır. Tek bir tanesinin etkisiz kalması veya vücuttaki mevcut bir enfeksiyonu yakarak iyileştirmesi bir şeyi değiştirmemektedir. Organizma zaten kendisine isabet eden 99 mermi ile yerle bir olmuştur.

    http://www.youtube.com/watch?v=gVENaIRB1b4

    Okurken ağlayayım mı güleyim mi gerçekten kararsız kaldım. Bu düşünme yapısına nereden, nasıl varabiliyorsunuz bilmiyorum; ama bildiğim tek şey sizin bu paragrafı dünyanın HERHANGİ biryerindeki bir bilim ekolünde okusanız sizi orada taşlayacaklarıdır. Bu insanları cahil yerine koyup saçma sapan belirsizliklerinizi insanlara empoze ettirmeye çalışıyor, düşünmelerini engelliyorsunuz. Siz hiç mi biyoloji görmediniz? Yani gerçekten şaşıp kalıyorum şu mantığa;

    " Mutasyonlar yararlı değil zararlıdır, mutasyon olunca canlının 1 gözü sırtında çıkıyor hani bunun neresi yararlı"

    Yani bu dibi herhalde mantıksızlığın.

    Dünyada birtek siz ve sizin ömür sınırınızda yaşayan canlılar yok. Canlılar yaşadıkları mutasyonlar sonucu eğer yaşadıklara uyum sağlayamazlar ise ölürler. Ölen canlı beraberinde gelecek mutasyonlu nesilini de beraberinde götürür gittiği yere. Eğer mutasyon yararlı ise canlı genini beraberinde yeni nesile sürükler.

    Hayır siz mutasyonlara neden bu kadar katısınız ki? Biyoloji sizin gibi at gözlükleri ile bakanların işi değil kusura bakmayın. Çıkın doğaya, biraz anlamaya çalışın. Herşey sizin düşünebileceğiniz kadar kolay değil. Eğer mutasyonların hepsinin zararlı olduğunu düşünüyorsanız; çekirdeksiz portakal yemeyin. Löp löp yiyorsunuz portakalları.

    ya kardeş delilş getir delil bir tane delilin yok bilader yapma ya anca laf yapıyon eleştiri yapıyosun evrim varsa kardeşim benim bu canlıların hiç değişmediğini gösteren hep aynı olduğunu gösteren fosil sergileri ne oluyor hemde heryere açılıyor ya yapma kardeş proteinin nasıl oluştuğunu bile açıklayamıyolar


    - TEK BİR PROTEİNİN BİLE TESADÜFEN OLUŞMA İHTİMALİ SIFIRDIR
    Hücrenin alt parçaları olan proteinlerin dahi herbiri son derece kompleks yapılardır ve aralarında olağanüstü bir organizasyon, mükemmel bir planlama bulunmaktadır. Herbir protein, insan vücudunda çok hayati görevler üstlenmektedir; üretimi, işlevleri ve tasarımı ile insanda hayranlık uyandıracak kadar çok detaya sahiptir. Böyle yapıların, cansız ve şuursuz atomların tesadüfen biraraya gelip, kusursuz bir organizasyon, iş bölümü ve son derece kompleks yapılar meydana getirmesiyle ortaya çıktıklarını iddia etmek son derece mantıksızdır.
    Proteinleri oluşturan amino asitler 20 farklı türdedirler ve yalnızca belirli bir sıra ile dizilirlerse proteinleri oluşturabilirler. Bu belirli dizilimin tesadüf sonucu ortaya çıkma ihtimali "sıfır" dır. Örneğin 400 amino asitin belli bir sırayla dizilme ihtimali 10 üzeri 520'de bir ihtimaldir.
    Proteinlerin tesadüfen meydana gelemeyeceği gerçeği en koyu evrimciler tarafından bile kabul edilmektedir. Örneğin moleküler evrim teorisinin babası sayılan Rus bilim adamı Alexander Oparin "Proteinlerin yapısını inceleyenler için bu maddelerin kendiliklerinden biraraya gelmiş olmaları, Romalı şair Virgil'in ünlü Aeneid şiirinin etrafa saçılmış harflerden rastgele meydana gelmiş olması kadar ihtimal dışı gözükmektedir" demiştir. 21
    Proteinlerin oluşabilmesi için tek gerekli şart amino asitlerin uygun dizili değildir. Bunun yanında pek çok gereklilik daha vardır. Bunlardan bazıları şöyledir:
    - Proteinlerin en küçüklerinin oluşabilmesi için dahi yüzlerce amino asit belli sayıda, uygun çeşitte ve özel bir sıralamada dizilmelidir,
    - Tek bir amino asitin fazla, eksik ya da yerinin farklı olması o proteini işlevsiz hale getirir,
    - Bir proteinde bulunan amino asitlerin yalnızca sol-elli olanlardan oluşması gerekir, tek bir sağ-elli amino asitin araya karışması bile o proteini işe yaramaz hale getirir,
    - Amino asitlerin aralarında yalnızca peptid bağı denen özel bir kimyasal bağla bağlanması gerekir, diğer kimyasal bağlar proteinin yapısını bozar,
    - Proteine işlevini kazandıran unsur onun üç boyutlu yapısıdır. Bu üç boyutlu yapı çoğu zaman hücre içindeki ribozomda protein sentezi yapılırken, özel enzimlerin yardımıyla gerçekleşir, bu yapı birçok protein çeşidinde kendi kendine oluşamaz. Dolayısıyla ilk işe yarar protein oluşurken, çok önceden başka enzimlerin de zaten doğada bulunması gerekir, ki bu bile evrim teorisinin geçersizliğini tek başına gösterir.
    Yukarıda sayılan koşulların tek bir tanesinin bile kendi kendine tesadüfler sonucu gerçekleşmesi olasılık hesaplarına göre de imkansızdır. Örneğin bilimadamları 500 amino asitten oluşan bir proteinin (binlerce amino asitten oluşan proteinler de mevcuttur) tesadüfen oluşma ihtimalini hesaplamışlar ve şöyle bir sonuca varmışlardır:
    1. Amino asitlerin uygun dizilme ihtimali: 10 üzeri 650’de 1 ihtimal
    2. Amino asitlerin sol-elli olma ihtimali: 10 üzeri 150’de 1 ihtimal
    3. Amino asitlerin aralarında "peptid bağı" ile bağlanmaları ihtimali: 10 üzeri 150’de 1 ihtimal
    Toplam ihtimal: 10 üzeri 950’de 1 ihtimal
    İstatistik biliminde 10 üzeri 50’de 1’den küçük ihtimaller pratikte sıfır kabul edilir.

    fosillere gelince heryer fosil sergileri oldu artık kaçacak yeriniz kalmadı kardeş canlılar şimdi neyse 200 milyon önce 100 milyon öncede aynıydı yani evrim yok fosil sergilerine gelelim şimdi linkler geliyor kardeş yakala

    Istanbul Taksim Metro Fosil Sergisihttp://www.youtube.com/watch?v=zEEY6YWO-qs

    Trabzon Şehir Meydanı Fosil Sergisihttp://www.youtube.com/watch?v=7XUO1iZBigw

    Adapazarı, Ada Center AVM'de fosil sergisihttp://www.youtube.com/watch?v=j4bvVCca1fA

    Marmara Universitesi Fosil Sergisihttp://www.youtube.com/watch?v=xq2RmsTkJAo


    Antalya 5M Migros't Fosil Sergisihttp://www.youtube.com/watch?v=ZPrXOQgn8-o


    TOKAT FOSİL SERGİSİ - SRT HABER ROPÖRTAJIhttp://www.youtube.com/watch?v=CaamTyGtUhM


    TAKSİM METRO FOSİL SERGİSİ - 2012http://www.youtube.com/watch?v=mWSkQwwAmGg



    Esenköy'de (Yalova) Fosil Sergisihttp://www.youtube.com/watch?v=7PdEa74Wvoo



    İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ FOSİL SERGİSİ VE KONFEANSI 27.3.2012http://www.youtube.com/watch?v=4wLAdKzqvP0


    stanbul, Üsküdar'da düzenlenen fosil sergisihttp://www.youtube.com/watch?v=XQVY6zDZZdw



    Kayseri Park AVM'de düzenlenen fosil sergisihttp://www.youtube.com/watch?v=EewRw6xIjU0


    Rize İsmail Kahraman KM Fosil Sergisihttp://www.youtube.com/watch?v=EXyeIGn5HG8


    İzmir Özdilek AVM'de fosil sergisi düzenlendihttp://www.youtube.com/watch?v=M-oMPtV4DBI




  • bilimde hiçbirşeye tamamen diyemezsiniz love_62127.

    birde evrime inanmayan bilim adamı olamaz saçmalığı var.
    bir insan kendine mantıksız gelen bir şeyi çürütmek için uğraşır,
    çoğu bilim adamı evrimi kabul ediyor diye evrime inanılmaz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi alpores -- 3 Ağustos 2012; 22:15:12 >
  • Caner Taslaman'ın güzel tespitleri var evet.

    Gerçi bu tip Evrim karşıtı yorumları engellemek için, Abd Bilimler Akademisi "Steve O Meter" diye bir proje başlattı. Sadece Evrimi kabul eden Steve adındaki bilim adamı sayısının bile, ne kadar fazla olduğunu göstermek için.

    Açıkcası ben bu tip bir şeyi pek tasvip etmiyorum.

    Çünkü, bilim adamlarının hepsi kendi hür iradeleri ile inançlarını kabul etmiyorlar. Bilim Dünyası onlara öyle empoze ettiği ve kürsülerini kaybetme korkusuyla öyle davranıyorlar.

    Bu gün Bilim Akademisi , yaratılışçı görüşü savunsa eminim, bir günde binlerce bilim adamı saf değiştirir bana göre.

    haklısınız,ateistler hep müslümanlara bağnaz diyorlardı,aslında onlarda en az müslümanlar kadar bağnazlar.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: love_62127

    quote:

    Orijinalden alıntı: enomeno35

    quote:

    Orijinalden alıntı: love_62127

    arkadaşlar mutasyon konusundaki yazıyı anlamayan arkadaşlar size daha detaylı bir makale atıyorum
    Darwinistler, canlıların tesadüfi mutasyonlar sonucu evrimleştiklerini ve kör ve şuursuz mutasyonların şu an yeryüzünde gördüğümüz muhteşem canlı çeşitliliğini meydana getirdiğini iddia ederler.

    Bu iddia ciddi bir mantık hezimetidir.

    Mutasyonlar, canlı hücresinin çekirdeğinde bulunan ve genetik bilgiyi taşıyan DNA molekülünde, radyasyon veya kimyasal etkiler sonucunda meydana gelen kopmalar, bozulmalar ve yer değiştirmelerdir. MUTASYONLAR %99 ORANINDA ORGANİZMAYA ZARAR VERİRLER. %1 oranında etkisizdirler. Herhangi bir organizmaya FAYDA SAĞLAMIŞ HERHANGİ BİR MUTASYON TESPİT EDİLMEMİŞTİR. Dahası,


    Darwinistlerin iddiasına göre, mutasyon, vücudun her yerinde orantılı ve birbirine uyumlu değişiklikler yapmak zorundadır.
    Örneğin evrimcilerin iddiasına göre rastgele mutasyonlarla sağ tarafta iddia ettikleri şekilde kulak oluştuysa, sol tarafta da rastgele mutasyonların aynı simetride aynı şekilde duyan, aynı özelliklere sahip ikinci bir kulağın oluşturması gerekir. Örs, çekiç, üzengi her birinin aynı şekilde mükemmel olarak eşit şekilde meydana gelmesi gerekir.
    Rastgele mutasyonların kalp kapakçıklarını iki tarafta da aynı şekilde oluşturması gerekir. Darwinistlerin iddiasına göre mutlaka mutasyonların bütün kapakçıkları, kulakçıkları eşit uyumda, hatasız, tam yerli yerinde ve aynı anda meydana getirmesi gerekir. Vücudun her bir organında bunun bu şekilde olması gerekir.
    Yoksa büyük çelişkiler olur, bir kulağı ters, bir dişi farklı, tek gözü alnında tek gözü burunda garip yapıların meydana gelmesi gerekir. Canlılıkta böyle bir dengesizlik olmadığına göre, Darwinistlerin iddiasına göre mutasyonların her şeyi simetrik ve uyumlu şekilde meydana getirmesi geremektedir.
    Fakat % 99’u zararlı, %1’i etkisiz mutasyonların faydalı olması; akılcı, uyumlu, simetrik, organları aynı anda meydana getirebilmeleri imkansızdır.
    Mutasyonlar düzgün bir yapıya adeta makinalı tüfekle ateş etmek gibidir. Sağlam bir şeyin üzerine ateş açılması o yapıyı tamamen ortadan kaldırır. Tek bir tanesinin etkisiz kalması veya vücuttaki mevcut bir enfeksiyonu yakarak iyileştirmesi bir şeyi değiştirmemektedir. Organizma zaten kendisine isabet eden 99 mermi ile yerle bir olmuştur.

    http://www.youtube.com/watch?v=gVENaIRB1b4

    Okurken ağlayayım mı güleyim mi gerçekten kararsız kaldım. Bu düşünme yapısına nereden, nasıl varabiliyorsunuz bilmiyorum; ama bildiğim tek şey sizin bu paragrafı dünyanın HERHANGİ biryerindeki bir bilim ekolünde okusanız sizi orada taşlayacaklarıdır. Bu insanları cahil yerine koyup saçma sapan belirsizliklerinizi insanlara empoze ettirmeye çalışıyor, düşünmelerini engelliyorsunuz. Siz hiç mi biyoloji görmediniz? Yani gerçekten şaşıp kalıyorum şu mantığa;

    " Mutasyonlar yararlı değil zararlıdır, mutasyon olunca canlının 1 gözü sırtında çıkıyor hani bunun neresi yararlı"

    Yani bu dibi herhalde mantıksızlığın.

    Dünyada birtek siz ve sizin ömür sınırınızda yaşayan canlılar yok. Canlılar yaşadıkları mutasyonlar sonucu eğer yaşadıklara uyum sağlayamazlar ise ölürler. Ölen canlı beraberinde gelecek mutasyonlu nesilini de beraberinde götürür gittiği yere. Eğer mutasyon yararlı ise canlı genini beraberinde yeni nesile sürükler.

    Hayır siz mutasyonlara neden bu kadar katısınız ki? Biyoloji sizin gibi at gözlükleri ile bakanların işi değil kusura bakmayın. Çıkın doğaya, biraz anlamaya çalışın. Herşey sizin düşünebileceğiniz kadar kolay değil. Eğer mutasyonların hepsinin zararlı olduğunu düşünüyorsanız; çekirdeksiz portakal yemeyin. Löp löp yiyorsunuz portakalları.

    ya kardeş delilş getir delil bir tane delilin yok bilader yapma ya anca laf yapıyon eleştiri yapıyosun evrim varsa kardeşim benim bu canlıların hiç değişmediğini gösteren hep aynı olduğunu gösteren fosil sergileri ne oluyor hemde heryere açılıyor ya yapma kardeş proteinin nasıl oluştuğunu bile açıklayamıyolar


    - TEK BİR PROTEİNİN BİLE TESADÜFEN OLUŞMA İHTİMALİ SIFIRDIR
    Hücrenin alt parçaları olan proteinlerin dahi herbiri son derece kompleks yapılardır ve aralarında olağanüstü bir organizasyon, mükemmel bir planlama bulunmaktadır. Herbir protein, insan vücudunda çok hayati görevler üstlenmektedir; üretimi, işlevleri ve tasarımı ile insanda hayranlık uyandıracak kadar çok detaya sahiptir. Böyle yapıların, cansız ve şuursuz atomların tesadüfen biraraya gelip, kusursuz bir organizasyon, iş bölümü ve son derece kompleks yapılar meydana getirmesiyle ortaya çıktıklarını iddia etmek son derece mantıksızdır.
    Proteinleri oluşturan amino asitler 20 farklı türdedirler ve yalnızca belirli bir sıra ile dizilirlerse proteinleri oluşturabilirler. Bu belirli dizilimin tesadüf sonucu ortaya çıkma ihtimali "sıfır" dır. Örneğin 400 amino asitin belli bir sırayla dizilme ihtimali 10 üzeri 520'de bir ihtimaldir.
    Proteinlerin tesadüfen meydana gelemeyeceği gerçeği en koyu evrimciler tarafından bile kabul edilmektedir. Örneğin moleküler evrim teorisinin babası sayılan Rus bilim adamı Alexander Oparin "Proteinlerin yapısını inceleyenler için bu maddelerin kendiliklerinden biraraya gelmiş olmaları, Romalı şair Virgil'in ünlü Aeneid şiirinin etrafa saçılmış harflerden rastgele meydana gelmiş olması kadar ihtimal dışı gözükmektedir" demiştir. 21
    Proteinlerin oluşabilmesi için tek gerekli şart amino asitlerin uygun dizili değildir. Bunun yanında pek çok gereklilik daha vardır. Bunlardan bazıları şöyledir:
    - Proteinlerin en küçüklerinin oluşabilmesi için dahi yüzlerce amino asit belli sayıda, uygun çeşitte ve özel bir sıralamada dizilmelidir,
    - Tek bir amino asitin fazla, eksik ya da yerinin farklı olması o proteini işlevsiz hale getirir,
    - Bir proteinde bulunan amino asitlerin yalnızca sol-elli olanlardan oluşması gerekir, tek bir sağ-elli amino asitin araya karışması bile o proteini işe yaramaz hale getirir,
    - Amino asitlerin aralarında yalnızca peptid bağı denen özel bir kimyasal bağla bağlanması gerekir, diğer kimyasal bağlar proteinin yapısını bozar,
    - Proteine işlevini kazandıran unsur onun üç boyutlu yapısıdır. Bu üç boyutlu yapı çoğu zaman hücre içindeki ribozomda protein sentezi yapılırken, özel enzimlerin yardımıyla gerçekleşir, bu yapı birçok protein çeşidinde kendi kendine oluşamaz. Dolayısıyla ilk işe yarar protein oluşurken, çok önceden başka enzimlerin de zaten doğada bulunması gerekir, ki bu bile evrim teorisinin geçersizliğini tek başına gösterir.
    Yukarıda sayılan koşulların tek bir tanesinin bile kendi kendine tesadüfler sonucu gerçekleşmesi olasılık hesaplarına göre de imkansızdır. Örneğin bilimadamları 500 amino asitten oluşan bir proteinin (binlerce amino asitten oluşan proteinler de mevcuttur) tesadüfen oluşma ihtimalini hesaplamışlar ve şöyle bir sonuca varmışlardır:
    1. Amino asitlerin uygun dizilme ihtimali: 10 üzeri 650’de 1 ihtimal
    2. Amino asitlerin sol-elli olma ihtimali: 10 üzeri 150’de 1 ihtimal
    3. Amino asitlerin aralarında "peptid bağı" ile bağlanmaları ihtimali: 10 üzeri 150’de 1 ihtimal
    Toplam ihtimal: 10 üzeri 950’de 1 ihtimal
    İstatistik biliminde 10 üzeri 50’de 1’den küçük ihtimaller pratikte sıfır kabul edilir.

    fosillere gelince heryer fosil sergileri oldu artık kaçacak yeriniz kalmadı kardeş canlılar şimdi neyse 200 milyon önce 100 milyon öncede aynıydı yani evrim yok fosil sergilerine gelelim şimdi linkler geliyor kardeş yakala

    Istanbul Taksim Metro Fosil Sergisihttp://www.youtube.com/watch?v=zEEY6YWO-qs

    Trabzon Şehir Meydanı Fosil Sergisihttp://www.youtube.com/watch?v=7XUO1iZBigw

    Adapazarı, Ada Center AVM'de fosil sergisihttp://www.youtube.com/watch?v=j4bvVCca1fA

    Marmara Universitesi Fosil Sergisihttp://www.youtube.com/watch?v=xq2RmsTkJAo


    Antalya 5M Migros't Fosil Sergisihttp://www.youtube.com/watch?v=ZPrXOQgn8-o


    TOKAT FOSİL SERGİSİ - SRT HABER ROPÖRTAJIhttp://www.youtube.com/watch?v=CaamTyGtUhM


    TAKSİM METRO FOSİL SERGİSİ - 2012http://www.youtube.com/watch?v=mWSkQwwAmGg



    Esenköy'de (Yalova) Fosil Sergisihttp://www.youtube.com/watch?v=7PdEa74Wvoo



    İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ FOSİL SERGİSİ VE KONFEANSI 27.3.2012http://www.youtube.com/watch?v=4wLAdKzqvP0


    stanbul, Üsküdar'da düzenlenen fosil sergisihttp://www.youtube.com/watch?v=XQVY6zDZZdw



    Kayseri Park AVM'de düzenlenen fosil sergisihttp://www.youtube.com/watch?v=EewRw6xIjU0


    Rize İsmail Kahraman KM Fosil Sergisihttp://www.youtube.com/watch?v=EXyeIGn5HG8


    İzmir Özdilek AVM'de fosil sergisi düzenlendihttp://www.youtube.com/watch?v=M-oMPtV4DBI




    Bilimde tesadüf yoktur. Bilimin Türkiye' deki tanımına göre din öğretmenleri "ben bilim insanıyım"; ilahiyatçılar "ben bilim ile uğraşıyorum" diyebiliyor. Bilim laboratuvar veya bilim sahalarında yapılır ve tekrarlanabilir. Bilimde tesadüf değil, olasılıklar vardır. İnsanlar hergün farklı özellikler elde etmezler. Değişim; zaman alan bir süreçtir ve pat diye oluşmaz.

    Sen nasıl bir kanıt istiyorsun ki? Onlarca; binlerce kanıt var ve siz inançlarınız dolayısı ile bunları görmeyi reddediyorsunuz. Bence inanç bunu bu şekilde yapmanıza zorlamıyor sizi. Siz reddediyorsunuz. Ayaklarınıza bakın. Başparmaktan serçe parmağınıza giderken bir kavis var ve aynı şekilde serçe parmağımız geçmiş yıllara nazaran gitgide küçülüyor. Bu, serçe parmağımızı kullanmamamızdan ve aşırı sıkıştırmaktan kaynaklanıyor olabilir. Bu örneği ayaklarıma bakınca kurdum.

    Ben siz nasıl bir kanıt istiyorsunuz onu anlamıyorum. Biyolojide her alan kimya ve fizik gibi değildir ki. Bir insan birşeyi savunurken hep kanıt mı arar? Siz kanıt sunuyor musunuz?İnsan yorum yapabilmek için hep kitaba mı ihtiyaç duyar?

    Bu arada ben de sayfalarca makale sunabilirim size. Tartışmamız sizin yaratmaya çalıştığınız gibi(?) sıkıcı olmasın diye özet bilgilerimden bişeyler sunmaya çalışıyorum. Özet bilgiler ile yazışır isek daha hoş bir tartışma geçebilir. Evet; bu daha iyi olabilir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Cayaith -- 5 Ağustos 2012; 13:54:57 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Cayaith

    quote:

    Orijinalden alıntı: love_62127

    quote:

    Orijinalden alıntı: enomeno35

    quote:

    Orijinalden alıntı: love_62127

    arkadaşlar mutasyon konusundaki yazıyı anlamayan arkadaşlar size daha detaylı bir makale atıyorum
    Darwinistler, canlıların tesadüfi mutasyonlar sonucu evrimleştiklerini ve kör ve şuursuz mutasyonların şu an yeryüzünde gördüğümüz muhteşem canlı çeşitliliğini meydana getirdiğini iddia ederler.

    Bu iddia ciddi bir mantık hezimetidir.

    Mutasyonlar, canlı hücresinin çekirdeğinde bulunan ve genetik bilgiyi taşıyan DNA molekülünde, radyasyon veya kimyasal etkiler sonucunda meydana gelen kopmalar, bozulmalar ve yer değiştirmelerdir. MUTASYONLAR %99 ORANINDA ORGANİZMAYA ZARAR VERİRLER. %1 oranında etkisizdirler. Herhangi bir organizmaya FAYDA SAĞLAMIŞ HERHANGİ BİR MUTASYON TESPİT EDİLMEMİŞTİR. Dahası,


    Darwinistlerin iddiasına göre, mutasyon, vücudun her yerinde orantılı ve birbirine uyumlu değişiklikler yapmak zorundadır.
    Örneğin evrimcilerin iddiasına göre rastgele mutasyonlarla sağ tarafta iddia ettikleri şekilde kulak oluştuysa, sol tarafta da rastgele mutasyonların aynı simetride aynı şekilde duyan, aynı özelliklere sahip ikinci bir kulağın oluşturması gerekir. Örs, çekiç, üzengi her birinin aynı şekilde mükemmel olarak eşit şekilde meydana gelmesi gerekir.
    Rastgele mutasyonların kalp kapakçıklarını iki tarafta da aynı şekilde oluşturması gerekir. Darwinistlerin iddiasına göre mutlaka mutasyonların bütün kapakçıkları, kulakçıkları eşit uyumda, hatasız, tam yerli yerinde ve aynı anda meydana getirmesi gerekir. Vücudun her bir organında bunun bu şekilde olması gerekir.
    Yoksa büyük çelişkiler olur, bir kulağı ters, bir dişi farklı, tek gözü alnında tek gözü burunda garip yapıların meydana gelmesi gerekir. Canlılıkta böyle bir dengesizlik olmadığına göre, Darwinistlerin iddiasına göre mutasyonların her şeyi simetrik ve uyumlu şekilde meydana getirmesi geremektedir.
    Fakat % 99’u zararlı, %1’i etkisiz mutasyonların faydalı olması; akılcı, uyumlu, simetrik, organları aynı anda meydana getirebilmeleri imkansızdır.
    Mutasyonlar düzgün bir yapıya adeta makinalı tüfekle ateş etmek gibidir. Sağlam bir şeyin üzerine ateş açılması o yapıyı tamamen ortadan kaldırır. Tek bir tanesinin etkisiz kalması veya vücuttaki mevcut bir enfeksiyonu yakarak iyileştirmesi bir şeyi değiştirmemektedir. Organizma zaten kendisine isabet eden 99 mermi ile yerle bir olmuştur.

    http://www.youtube.com/watch?v=gVENaIRB1b4

    Okurken ağlayayım mı güleyim mi gerçekten kararsız kaldım. Bu düşünme yapısına nereden, nasıl varabiliyorsunuz bilmiyorum; ama bildiğim tek şey sizin bu paragrafı dünyanın HERHANGİ biryerindeki bir bilim ekolünde okusanız sizi orada taşlayacaklarıdır. Bu insanları cahil yerine koyup saçma sapan belirsizliklerinizi insanlara empoze ettirmeye çalışıyor, düşünmelerini engelliyorsunuz. Siz hiç mi biyoloji görmediniz? Yani gerçekten şaşıp kalıyorum şu mantığa;

    " Mutasyonlar yararlı değil zararlıdır, mutasyon olunca canlının 1 gözü sırtında çıkıyor hani bunun neresi yararlı"

    Yani bu dibi herhalde mantıksızlığın.

    Dünyada birtek siz ve sizin ömür sınırınızda yaşayan canlılar yok. Canlılar yaşadıkları mutasyonlar sonucu eğer yaşadıklara uyum sağlayamazlar ise ölürler. Ölen canlı beraberinde gelecek mutasyonlu nesilini de beraberinde götürür gittiği yere. Eğer mutasyon yararlı ise canlı genini beraberinde yeni nesile sürükler.

    Hayır siz mutasyonlara neden bu kadar katısınız ki? Biyoloji sizin gibi at gözlükleri ile bakanların işi değil kusura bakmayın. Çıkın doğaya, biraz anlamaya çalışın. Herşey sizin düşünebileceğiniz kadar kolay değil. Eğer mutasyonların hepsinin zararlı olduğunu düşünüyorsanız; çekirdeksiz portakal yemeyin. Löp löp yiyorsunuz portakalları.

    ya kardeş delilş getir delil bir tane delilin yok bilader yapma ya anca laf yapıyon eleştiri yapıyosun evrim varsa kardeşim benim bu canlıların hiç değişmediğini gösteren hep aynı olduğunu gösteren fosil sergileri ne oluyor hemde heryere açılıyor ya yapma kardeş proteinin nasıl oluştuğunu bile açıklayamıyolar


    - TEK BİR PROTEİNİN BİLE TESADÜFEN OLUŞMA İHTİMALİ SIFIRDIR
    Hücrenin alt parçaları olan proteinlerin dahi herbiri son derece kompleks yapılardır ve aralarında olağanüstü bir organizasyon, mükemmel bir planlama bulunmaktadır. Herbir protein, insan vücudunda çok hayati görevler üstlenmektedir; üretimi, işlevleri ve tasarımı ile insanda hayranlık uyandıracak kadar çok detaya sahiptir. Böyle yapıların, cansız ve şuursuz atomların tesadüfen biraraya gelip, kusursuz bir organizasyon, iş bölümü ve son derece kompleks yapılar meydana getirmesiyle ortaya çıktıklarını iddia etmek son derece mantıksızdır.
    Proteinleri oluşturan amino asitler 20 farklı türdedirler ve yalnızca belirli bir sıra ile dizilirlerse proteinleri oluşturabilirler. Bu belirli dizilimin tesadüf sonucu ortaya çıkma ihtimali "sıfır" dır. Örneğin 400 amino asitin belli bir sırayla dizilme ihtimali 10 üzeri 520'de bir ihtimaldir.
    Proteinlerin tesadüfen meydana gelemeyeceği gerçeği en koyu evrimciler tarafından bile kabul edilmektedir. Örneğin moleküler evrim teorisinin babası sayılan Rus bilim adamı Alexander Oparin "Proteinlerin yapısını inceleyenler için bu maddelerin kendiliklerinden biraraya gelmiş olmaları, Romalı şair Virgil'in ünlü Aeneid şiirinin etrafa saçılmış harflerden rastgele meydana gelmiş olması kadar ihtimal dışı gözükmektedir" demiştir. 21
    Proteinlerin oluşabilmesi için tek gerekli şart amino asitlerin uygun dizili değildir. Bunun yanında pek çok gereklilik daha vardır. Bunlardan bazıları şöyledir:
    - Proteinlerin en küçüklerinin oluşabilmesi için dahi yüzlerce amino asit belli sayıda, uygun çeşitte ve özel bir sıralamada dizilmelidir,
    - Tek bir amino asitin fazla, eksik ya da yerinin farklı olması o proteini işlevsiz hale getirir,
    - Bir proteinde bulunan amino asitlerin yalnızca sol-elli olanlardan oluşması gerekir, tek bir sağ-elli amino asitin araya karışması bile o proteini işe yaramaz hale getirir,
    - Amino asitlerin aralarında yalnızca peptid bağı denen özel bir kimyasal bağla bağlanması gerekir, diğer kimyasal bağlar proteinin yapısını bozar,
    - Proteine işlevini kazandıran unsur onun üç boyutlu yapısıdır. Bu üç boyutlu yapı çoğu zaman hücre içindeki ribozomda protein sentezi yapılırken, özel enzimlerin yardımıyla gerçekleşir, bu yapı birçok protein çeşidinde kendi kendine oluşamaz. Dolayısıyla ilk işe yarar protein oluşurken, çok önceden başka enzimlerin de zaten doğada bulunması gerekir, ki bu bile evrim teorisinin geçersizliğini tek başına gösterir.
    Yukarıda sayılan koşulların tek bir tanesinin bile kendi kendine tesadüfler sonucu gerçekleşmesi olasılık hesaplarına göre de imkansızdır. Örneğin bilimadamları 500 amino asitten oluşan bir proteinin (binlerce amino asitten oluşan proteinler de mevcuttur) tesadüfen oluşma ihtimalini hesaplamışlar ve şöyle bir sonuca varmışlardır:
    1. Amino asitlerin uygun dizilme ihtimali: 10 üzeri 650’de 1 ihtimal
    2. Amino asitlerin sol-elli olma ihtimali: 10 üzeri 150’de 1 ihtimal
    3. Amino asitlerin aralarında "peptid bağı" ile bağlanmaları ihtimali: 10 üzeri 150’de 1 ihtimal
    Toplam ihtimal: 10 üzeri 950’de 1 ihtimal
    İstatistik biliminde 10 üzeri 50’de 1’den küçük ihtimaller pratikte sıfır kabul edilir.

    fosillere gelince heryer fosil sergileri oldu artık kaçacak yeriniz kalmadı kardeş canlılar şimdi neyse 200 milyon önce 100 milyon öncede aynıydı yani evrim yok fosil sergilerine gelelim şimdi linkler geliyor kardeş yakala

    Istanbul Taksim Metro Fosil Sergisihttp://www.youtube.com/watch?v=zEEY6YWO-qs

    Trabzon Şehir Meydanı Fosil Sergisihttp://www.youtube.com/watch?v=7XUO1iZBigw

    Adapazarı, Ada Center AVM'de fosil sergisihttp://www.youtube.com/watch?v=j4bvVCca1fA

    Marmara Universitesi Fosil Sergisihttp://www.youtube.com/watch?v=xq2RmsTkJAo


    Antalya 5M Migros't Fosil Sergisihttp://www.youtube.com/watch?v=ZPrXOQgn8-o


    TOKAT FOSİL SERGİSİ - SRT HABER ROPÖRTAJIhttp://www.youtube.com/watch?v=CaamTyGtUhM


    TAKSİM METRO FOSİL SERGİSİ - 2012http://www.youtube.com/watch?v=mWSkQwwAmGg



    Esenköy'de (Yalova) Fosil Sergisihttp://www.youtube.com/watch?v=7PdEa74Wvoo



    İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ FOSİL SERGİSİ VE KONFEANSI 27.3.2012http://www.youtube.com/watch?v=4wLAdKzqvP0


    stanbul, Üsküdar'da düzenlenen fosil sergisihttp://www.youtube.com/watch?v=XQVY6zDZZdw



    Kayseri Park AVM'de düzenlenen fosil sergisihttp://www.youtube.com/watch?v=EewRw6xIjU0


    Rize İsmail Kahraman KM Fosil Sergisihttp://www.youtube.com/watch?v=EXyeIGn5HG8


    İzmir Özdilek AVM'de fosil sergisi düzenlendihttp://www.youtube.com/watch?v=M-oMPtV4DBI




    Bilimde tesadüf yoktur. Bilimin Türkiye' deki tanımına göre din öğretmenleri "ben bilim insanıyım"; ilahiyatçılar "ben bilim ile uğraşıyorum" diyebiliyor. Bilim laboratuvar veya bilim sahalarında yapılır ve tekrarlanabilir. Bilimde tesadüf değil, olasılıklar vardır. İnsanlar hergün farklı özellikler elde etmezler. Değişim; zaman alan bir süreçtir ve pat diye oluşmaz.

    Sen nasıl bir kanıt istiyorsun ki? Onlarca; binlerce kanıt var ve siz inançlarınız dolayısı ile bunları görmeyi reddediyorsunuz. Bence inanç bunu bu şekilde yapmanıza zorlamıyor sizi. Siz reddediyorsunuz. Ayaklarınıza bakın. Başparmaktan serçe parmağınıza giderken bir kavis var ve aynı şekilde serçe parmağımız geçmiş yıllara nazaran gitgide küçülüyor. Bu, serçe parmağımızı kullanmamamızdan ve aşırı sıkıştırmaktan kaynaklanıyor olabilir. Bu örneği ayaklarıma bakınca kurdum.

    Ben siz nasıl bir kanıt istiyorsunuz onu anlamıyorum. Biyolojide her alan kimya ve fizik gibi değildir ki. Bir insan birşeyi savunurken hep kanıt mı arar? Siz kanıt sunuyor musunuz?İnsan yorum yapabilmek için hep kitaba mı ihtiyaç duyar?

    Bu arada ben de sayfalarca makale sunabilirim size. Tartışmamız sizin yaratmaya çalıştığınız gibi(?) sıkıcı olmasın diye özet bilgilerimden bişeyler sunmaya çalışıyorum. Özet bilgiler ile yazışır isek daha hoş bir tartışma geçebilir. Evet; bu daha iyi olabilir.

    Alıntıları Göster
    .



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Cayaith -- 5 Ağustos 2012; 13:54:23 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: webbie

    Yaşanılan asıl sıkıntıya AnotherPlanet değinmiş ve Evrim ile ilgili temel sorun da bu zaten. "Her Türk siyasetçi, doktor, avukat, teknik direktör ve bilim adamı doğar." sözümüzün kaynağı da bu tür davranışlara dayanır.

    Uzun süreden beri hastanelerle ilişkim olmadığı için, geçmişten örnek vereyim; Yıllar önce annem, amcam, diğer amcam, abim, yengem, kuzenim, diğer kuzenim ve daha birçok akrabam ya da tanıdıklarım hastanelerde çeşitli görevlerdeyken sık sık hastanelere yolum düşerdi ve hastanelerdeki en büyük sıkıntılardan biri, o dönemlerde hastanelerin kapılarında görevli ilkokul mezunu memurların, gelene hastalara ilk teşhisi koymalarıydı.

    Yıllarını tıp fakültelerinde dirsek çürüterek geçirmiş, hastaya tahlil ya da çeşitli (ultrason, röntgen gibi) uygulamalardan çıkan sonuçlara bakmadan hiçbir şey söylemeyen doktorlara inat, Türk halkı bu memurların sadece yüzlerine bakıp yorumladıkları teşhis ve tedaviler yüzünden bilmeyerek de olsa mağdur olmaktaydı.

    Memurların doktor olması gibi, arzuhalcilerin hakim ya da avukat, imamların siyasetçi, siyasetçilerin teknik direktör olması bizim geri kalmışlığımızın önemli nedenlerinden biridir.

    Şu anda Evrim ile ilgili yaşanan sıkıntı da bundan dolayıdır bana göre. Bizim bilime saygımız olmadığı gibi, kendi sınırlarımızı da bilmememiz ve her konuda "bence" diyerek, 200 yıldır bilimsel çalışmaları hiçe sayarak kendi mantığımızla bir kuramı çökerttiğimizi sanmamız bundandır.

    Devamlı olarak şunu tekrar ediyorum; Evrim ilgimi çekmiyor, ama Evrim ile ilgili yorumlar ilgimi çekiyor ve diyorum ki "Herhangi bir saygın akademik kurumdan bir kaynak gösterin ve insanlar da Evrim'in varlığından şüphelensin." Ama insanlar, özellikle bizim gibi geri kalmış, geri kalmışlığının temelinde okumak, öğrenmek yerine "Bence" kelimesinin arkasına sığınan ve bilgisizlik ile başarısızlığı harmanlayıp çıkan berbat hayatlarını mağduriyet ve bir sonraki yaşamda ödüllendirilme beklentisi içerisinde yaşarken, isterse Darwin foruma gelse ve ne yaptığını anlatsa, eminim hiçbir önemi olmayacaktır.

    Evrim ile ilgili yorumlara bakarsanız, aynı üyeler ve aynı kaynak vardır. Merakları sadece "Nasıl çökertirim?" üzerine kurulu, hiçbir akademik geçmişi olmayan, okumayı da fazla sevmeyen ve orta yol bulunamayacak üyelerdir. Çünkü ne söylenirse söylensin, onların bir görevi vardır ve onu yerine getirdiklerine inanmaktadırlar. Evrim'e inanmak ya da inanmamak konu değil aslında. Önemli olan şudur; Evrim'e inanmayan bilim adamı olamaz ama imam olur, ya da Türkiye gibi ülkelerde çok başarılı siyasetçi olur. Gelişmiş ülkelerde ise bu insanlara ancak gülerler.

    Asıl sorunda burada işte.Bilime ya da bilim adamlarına sonsuz güven.Aslında materyalizm denen şeyin de temelinde bu yatar(ya da materyalist fideizm mi demeliydik)
    Bak dostum sana bir kaç örnek vereceğim.Bu örneklerle amacım dünyanın yönetiminde önemli pay sahibi olan güçlerin ne kadar büyük bir yalan atabilme ve geniş toplulukları bu yalanlarına inandırabilme potansiyeli olduğunu göstermektir.Vereceğim örnekler genel örnekler olacak.Hepimizin malumu olan örnekler.
    -Mesela Amerikanın Irak'a demokrasi(!) götürüşünü hatırlayalım.Gerçekten Amerikanın amacı Irak'a demokrasi götürmekmiydi?Hayır.Ama o dönem herkesi buna inandırdılar.
    -Bir başka örnek;Yine malumun olduğu üzere bugün dünyanın en önemli gündem maddelerinden birisi İran'ın sözde nükleer silahlanma programıdır.Olmayan nükleer silahlar üzerinden o çok güvenilir medya kaynakları(CNN,BBC vs) akşam sabah haberler yapar.Oysa ki İsrail'in onlarca nükleer silaha sahip olduğu artik 3 yaşıında ki çocuğun bile malumudur.Bu konuyu gündeme getirebilen bir ülke ya da medya kuruluşu var mı?Yok.Yine güzel bir manipulasyon örneği.

    Dünyayı yöneten güçlerin böylesine bir bilgiyi manipule edebilme gücü varken evrim gibi temelsiz bir iddianın da karşısında bulunmak neden eleştiriliyor?




  • @meche ben de aynen senin gibi dusunuyorum. Bahsettigin gucler para karsiligi hy tayfasini kullaniyor ve insanlari kandiriyor :) evrim bilimdir, evrim karsitligi siyasettir. Aynen senin verdigin orneklerin bilimle alakali degil siyasetle alakali olmasi gibi

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: faaty

    @meche ben de aynen senin gibi dusunuyorum. Bahsettigin gucler para karsiligi hy tayfasini kullaniyor ve insanlari kandiriyor :) evrim bilimdir, evrim karsitligi siyasettir. Aynen senin verdigin orneklerin bilimle alakali degil siyasetle alakali olmasi gibi

    Bahsettiğimiz güç evrim karşıtlarında değil ama
    Düşün yani avrupa birliği evrim fonu diye bir şey duydum ben
    Pardon tam olarak şöyle geçiyormuş;European Society of Evolutionary Biology – ESEB



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi MechE-15 -- 5 Ağustos 2012; 15:04:22 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: MechE-15

    quote:

    Orijinalden alıntı: faaty

    @meche ben de aynen senin gibi dusunuyorum. Bahsettigin gucler para karsiligi hy tayfasini kullaniyor ve insanlari kandiriyor :) evrim bilimdir, evrim karsitligi siyasettir. Aynen senin verdigin orneklerin bilimle alakali degil siyasetle alakali olmasi gibi

    Bahsettiğimiz güç evrim karşıtlarında değil ama
    Düşün yani avrupa birliği evrim fonu diye bir şey duydum ben
    Pardon tam olarak şöyle geçiyormuş;European Society of Evolutionary Biology – ESEB


    Bahsettigim guc tabiki evrim karsitlarinda. Evrim karsitlari hy gibi gizemli bir adami paraya boguyor, ab evrim fonu gibi seffaf bir kurum kurar mi hic? Abddeki guc odaklari olan evanjelist ve yahudiler evrim taraftari mi karsiti mi bir dusunun derim :)

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: önceki 56789
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.