Şimdi Ara

Ne doktoru en fazla kazanır? (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
66
Cevap
0
Favori
57.861
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Doğru her doktor iyi kazanabilir da bilhassa estetik cerrahi, beyin, kalp damar gibi alanlarda uzmanlaşmış doktorlar çok kazanır.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: B.A.R.I.Ş

     Ne doktoru en fazla kazanır?




    Tabı tabı tabı ıvıvıvıvıı vıvııııı ığğğğğğ iğvenç
  • Memleketim doktorları çok kazanıyorlar bu doğru.
    Bir de kazandıkları kadar vergi verseler???En küçük muayene 100TL ve bazı hastalar için illaki özel muayenehaneye gitmek şarttır aksi takdirde insanca tedavi göremezler ya da ameliyat veya tedavileri aylarca sonrasına gün verilerek halledilir.
    Hiç bir doktorda post cihazı gördünüzmü?
    Fatura kesen hiç doktor gördünüzmü? (Sadece giderlerini dengelemek için komik rakamlar keserler)
    İnsanların sağlığa verdikleri önemi suistimal ediyorlar.
    Ameliyat için hastaneye gidin; bıçak parası diye bir ücter alınıyor. Tamamen kayıt dışı ve yasal olmayan bir uygulama.
    Hipokrat yemini eden ve ettiği yeminin aksini (Para kazanmak için hizmet veren) doktorların tamamını,
    Vergisiz çalışıldığını çok iyi bildikleri halde mali kontrolleri sağlamayan devleti kınıyorum.
  • Baytarlar çok iyi kazanıyor, onu biliyorum...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: allstar01

    benim amcam beyin cerrahı aylık kazancı yaptığı ameliyatlara göre değişiyor aylık kazancı 300 bin lira minimum daha cok calısırsa değişiyor tabiki devletten aldığı aylık 28.000 ne kadar calısma o kadar cok para yani her işteki gibi

    amcanın hastanesi falan var galiba? 300 bin ayda :O



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vitam -- 29 Temmuz 2009; 15:21:43 >
  • Psikiyatr olmak çok iyi bence,oturduğun yerden para kazanıyorsun.Bazı doktorlar bunu sadece para sömürmek için kullanıyorlar.Tedaviyi tam yapmıyorlar,geçici tedaviler uyguluyorlar,gerekmediği halde terapiye çağırıyorlar.Asıl onlar parayı götürüyorlar.Diğer uzmanlık dallarında da yapanlar var.Kısaca doktorluk mesleğini kötüye kullananlar parayı kırıyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Akbaba89 -- 29 Temmuz 2009; 15:40:24 >
  • SÜNNETÇİ RULEZZ
  • Ne kadar kazanacağın, senin tıbbi niteliklerin ve çalıştığın yere göre değişir. Misâl, doğuda bayan kadın-doğum doktoru veya erkek ürolog olmak son derece avantajlıdır. Nitekim ayda 80.000 liradan aşağı kazanmayan bazı kadın-doğumcular var o bölgede çalışan.

    Bunun dışında sırf ismi cazip diye bir alan seçilemez, bu sizin kişisel yeteneğiniz ve o alana gelen talebe göre şekillenir. KBB iyi bir uzmanlık dalıdır ancak yığılma korkunç derecede fazla. Aynısı dahiliye için de geçerli.

    Genel anlamda cerrahi branşlar kazanç konusunda en bol olanıdır. Bu alanlara yığılma fazla olmaz çünkü neşter-bistüri tutmak her babayiğidin harcı değildir. Aylık gelirleri devlet hastanelerinde 12.000 TL'den aşağı olmaz asla (döner sermaye ile birlikte). İstanbul'da orta hâlli özel hastanelerde bu ücret 35.000 TL'ye çıkar. Lâkin streslidir, bir o kadar da zordur.

    Şöyle bir genelleme yapmak gerekirse bazı basit uzmanlıklar dışında (adli tıp, anatomi, fizyoloji vb.) tüm uzmanlar döner sermayeyle birlikte devletten en az 8.000 TL alırlar her ay. Pratisyenler ise Aile Hekimliği sistemi ile en az 4.000 TL alıyorlar. Hasta sayın fazla ise bu, 6.000 TL'ye de çıkabilir.

    Bir de psikiyatri'yi psikologlukla karıştırmayın. Çoğu psikiyatr akli dengesi kısmen veya tamamen bozulmuş hastaları tedavi eder, sınav heyecanı yüzünden gelen öğrencileri değil. Oturduğun yerden rahat para kazanacağın bir dal değildir.

    Başka sorun olursa cevaplarım tıpçı olarak




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Sisyphus

    Ne kadar kazanacağın, senin tıbbi niteliklerin ve çalıştığın yere göre değişir. Misâl, doğuda bayan kadın-doğum doktoru veya erkek ürolog olmak son derece avantajlıdır. Nitekim ayda 80.000 liradan aşağı kazanmayan bazı kadın-doğumcular var o bölgede çalışan.

    Bunun dışında sırf ismi cazip diye bir alan seçilemez, bu sizin kişisel yeteneğiniz ve o alana gelen talebe göre şekillenir. KBB iyi bir uzmanlık dalıdır ancak yığılma korkunç derecede fazla. Aynısı dahiliye için de geçerli.

    Genel anlamda cerrahi branşlar kazanç konusunda en bol olanıdır. Bu alanlara yığılma fazla olmaz çünkü neşter-bistüri tutmak her babayiğidin harcı değildir. Aylık gelirleri devlet hastanelerinde 12.000 TL'den aşağı olmaz asla (döner sermaye ile birlikte). İstanbul'da orta hâlli özel hastanelerde bu ücret 35.000 TL'ye çıkar. Lâkin streslidir, bir o kadar da zordur.

    Şöyle bir genelleme yapmak gerekirse bazı basit uzmanlıklar dışında (adli tıp, anatomi, fizyoloji vb.) tüm uzmanlar döner sermayeyle birlikte devletten en az 8.000 TL alırlar her ay. Pratisyenler ise Aile Hekimliği sistemi ile en az 4.000 TL alıyorlar. Hasta sayın fazla ise bu, 6.000 TL'ye de çıkabilir.

    Bir de psikiyatri'yi psikologlukla karıştırmayın. Çoğu psikiyatr akli dengesi kısmen veya tamamen bozulmuş hastaları tedavi eder, sınav heyecanı yüzünden gelen öğrencileri değil. Oturduğun yerden rahat para kazanacağın bir dal değildir.

    Başka sorun olursa cevaplarım tıpçı olarak

    Abicim ben de tip dusunuyorum seneye univ sinavina girecegim . Herkesin dedigi gibi sosyallik bitiyor mu okurken ? Benim biyolojiye ilgim fazla ve hoslandigim bir sey doktorluk ancak cevremdeki insanlar hep yok doktorluk cok zor doktorlar surunur sosyal hayatlari biter gece nobetlerinde cururler diyince acikcasi ister istemez urkuyorum ama yine de beni insan vucudundan sogutamiyorlar
    Sorularimi cevaplarsaniz super olur

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: -Lapacı-


    quote:

    Orijinalden alıntı: Sisyphus

    Ne kadar kazanacağın, senin tıbbi niteliklerin ve çalıştığın yere göre değişir. Misâl, doğuda bayan kadın-doğum doktoru veya erkek ürolog olmak son derece avantajlıdır. Nitekim ayda 80.000 liradan aşağı kazanmayan bazı kadın-doğumcular var o bölgede çalışan.

    Bunun dışında sırf ismi cazip diye bir alan seçilemez, bu sizin kişisel yeteneğiniz ve o alana gelen talebe göre şekillenir. KBB iyi bir uzmanlık dalıdır ancak yığılma korkunç derecede fazla. Aynısı dahiliye için de geçerli.

    Genel anlamda cerrahi branşlar kazanç konusunda en bol olanıdır. Bu alanlara yığılma fazla olmaz çünkü neşter-bistüri tutmak her babayiğidin harcı değildir. Aylık gelirleri devlet hastanelerinde 12.000 TL'den aşağı olmaz asla (döner sermaye ile birlikte). İstanbul'da orta hâlli özel hastanelerde bu ücret 35.000 TL'ye çıkar. Lâkin streslidir, bir o kadar da zordur.

    Şöyle bir genelleme yapmak gerekirse bazı basit uzmanlıklar dışında (adli tıp, anatomi, fizyoloji vb.) tüm uzmanlar döner sermayeyle birlikte devletten en az 8.000 TL alırlar her ay. Pratisyenler ise Aile Hekimliği sistemi ile en az 4.000 TL alıyorlar. Hasta sayın fazla ise bu, 6.000 TL'ye de çıkabilir.

    Bir de psikiyatri'yi psikologlukla karıştırmayın. Çoğu psikiyatr akli dengesi kısmen veya tamamen bozulmuş hastaları tedavi eder, sınav heyecanı yüzünden gelen öğrencileri değil. Oturduğun yerden rahat para kazanacağın bir dal değildir.

    Başka sorun olursa cevaplarım tıpçı olarak

    Abicim ben de tip dusunuyorum seneye univ sinavina girecegim . Herkesin dedigi gibi sosyallik bitiyor mu okurken ? Benim biyolojiye ilgim fazla ve hoslandigim bir sey doktorluk ancak cevremdeki insanlar hep yok doktorluk cok zor doktorlar surunur sosyal hayatlari biter gece nobetlerinde cururler diyince acikcasi ister istemez urkuyorum ama yine de beni insan vucudundan sogutamiyorlar
    Sorularimi cevaplarsaniz super olur

    Kaç yıllık başlıktı yahu cevap gelince şaşırdım

    Soruna gelince, doktor falan olma net olarak söylüyorum hayatın kayar. Tıp fakültesi denen lanet yeri nasıl aştım şaşıyorum, şimdiki aklım olsa bir saniye bile tercih etmeyi düşünmezdim.

    Yakınlarının dedikleri doğru maalesef. Sen şu anda işin içinde olmadığından bazı şeyler toz pembe gelebilir ama işin içinde birisi olarak söylüyorum, bu memlekette sakın doktor olma.

    Neden dersen burada cilt cilt yazılar yazarım ama uzun uzadıya anlatmaya gerek yok. Öğrenciliği ayrı dert, meslek kısmı ayrı dert.

    Öğrenciyken tuğla gibi kitaplarla ömrün geçer, eşek kadar adam olursun ama hocaların karşısında sözlülere çıkarsın. Sınav zamanları ömründen ömür gider, olmadığı zamanlar zaten pek boş vaktin olmaz.

    Sonra 6. sınıfa geçersin, intörn olursun yani ayakçı. Sabahtan akşama kadar kan alırsın, sonda takarsın kimselere yaranamazsın. Kan almak derken daha acemiyken AIDS'li bir hasta gelir karşına hop alacaksın bundan kanı derler. O enjektör eline batsa hayatın kayar ama kimse umursamaz. Birkaç ay evvel omü acilde asistan doktor eline kırım kongolu hastanın enjektörü battığı için öldü. Yani her an ölüm riski altındasın. İntörnken de nöbet tutarsın hem de 36 saat. Yani pazartesi gecesi nöbetçisin diyelim, pazartesi sabah 8'de gelirsin, gece nöbetçi kalırsın (belki fırsat bulursan 2-3 saat uyuyabilirsin) ertesi gün de akşam 17.00'a kadar hastanedesin. Akşam eve kendini zor atarsın ama ertesi gün gene gelmek zorundasındır. Yahu böyle hayat mı olur? Son sınıftayken tüm ayak işlerini yaparsın sonunda mezun olursun ama doktorluk adına sana doğru dürüst hiç birşey öğretmemişlerdir. Acilde 2 ay intörnlük yaptım ve yaptığımız tek iş hastalardan kan almak ve sonda takmaktı, kimse bize acildeki hastaya nasıl müdahale edilir en ufak birşey bile anlatmamıştı. Aynı şey diğer bölümler için de geçerli.

    Neyse sonunda mezun olursun ama önünde TUS denen ayrı bir illet vardır. Pratisyen kalsan, tıp okumanın bir mantığı kalmaz hem düşük maaş hem de oldukça zordur çalışma koşulları. Dersaneye yazılırsın ama dersane fiyatları en az 10 milyar. ÖSS mantığı aynen devam eder, millet evlenip düzenini kurarken sen hala test kitapları arasında kalırsın. Sınavı kazandığında ise asistanlık başlar, 36 saat nöbetler hayatının bir parçası olur. Son sınıftaki eziyetler artarak devam eder. Her 48 saatin 36'sını hastanede 12'sini evinde geçirirsin. Uzmanlığı kazanamazsan da pratisyen kalırsın ama devlet sana 2 sene zorunlu hizmet yapmadan diplomanı bile vermez.

    Yani bu yazıyı daha da uzatabilirim ama gereksiz. Sana çok ciddi olarak söylüyorum tıp kazanıp da hayatını karartma. İdealistim desen bile zamanla içindeki o idealistlikten eser kalmaz. Üstelik siyasi iktidar doktorlara bu kadar düşmanken ve hasta yakınlarının doktorları dövdüğü bir memleketteyken hiç aklından bile geçirme.




  • aboww


     Ne doktoru en fazla kazanır?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Sisyphus

    quote:

    Orijinalden alıntı: -Lapacı-


    quote:

    Orijinalden alıntı: Sisyphus

    Ne kadar kazanacağın, senin tıbbi niteliklerin ve çalıştığın yere göre değişir. Misâl, doğuda bayan kadın-doğum doktoru veya erkek ürolog olmak son derece avantajlıdır. Nitekim ayda 80.000 liradan aşağı kazanmayan bazı kadın-doğumcular var o bölgede çalışan.

    Bunun dışında sırf ismi cazip diye bir alan seçilemez, bu sizin kişisel yeteneğiniz ve o alana gelen talebe göre şekillenir. KBB iyi bir uzmanlık dalıdır ancak yığılma korkunç derecede fazla. Aynısı dahiliye için de geçerli.

    Genel anlamda cerrahi branşlar kazanç konusunda en bol olanıdır. Bu alanlara yığılma fazla olmaz çünkü neşter-bistüri tutmak her babayiğidin harcı değildir. Aylık gelirleri devlet hastanelerinde 12.000 TL'den aşağı olmaz asla (döner sermaye ile birlikte). İstanbul'da orta hâlli özel hastanelerde bu ücret 35.000 TL'ye çıkar. Lâkin streslidir, bir o kadar da zordur.

    Şöyle bir genelleme yapmak gerekirse bazı basit uzmanlıklar dışında (adli tıp, anatomi, fizyoloji vb.) tüm uzmanlar döner sermayeyle birlikte devletten en az 8.000 TL alırlar her ay. Pratisyenler ise Aile Hekimliği sistemi ile en az 4.000 TL alıyorlar. Hasta sayın fazla ise bu, 6.000 TL'ye de çıkabilir.

    Bir de psikiyatri'yi psikologlukla karıştırmayın. Çoğu psikiyatr akli dengesi kısmen veya tamamen bozulmuş hastaları tedavi eder, sınav heyecanı yüzünden gelen öğrencileri değil. Oturduğun yerden rahat para kazanacağın bir dal değildir.

    Başka sorun olursa cevaplarım tıpçı olarak

    Abicim ben de tip dusunuyorum seneye univ sinavina girecegim . Herkesin dedigi gibi sosyallik bitiyor mu okurken ? Benim biyolojiye ilgim fazla ve hoslandigim bir sey doktorluk ancak cevremdeki insanlar hep yok doktorluk cok zor doktorlar surunur sosyal hayatlari biter gece nobetlerinde cururler diyince acikcasi ister istemez urkuyorum ama yine de beni insan vucudundan sogutamiyorlar
    Sorularimi cevaplarsaniz super olur

    Kaç yıllık başlıktı yahu cevap gelince şaşırdım

    Soruna gelince, doktor falan olma net olarak söylüyorum hayatın kayar. Tıp fakültesi denen lanet yeri nasıl aştım şaşıyorum, şimdiki aklım olsa bir saniye bile tercih etmeyi düşünmezdim.

    Yakınlarının dedikleri doğru maalesef. Sen şu anda işin içinde olmadığından bazı şeyler toz pembe gelebilir ama işin içinde birisi olarak söylüyorum, bu memlekette sakın doktor olma.

    Neden dersen burada cilt cilt yazılar yazarım ama uzun uzadıya anlatmaya gerek yok. Öğrenciliği ayrı dert, meslek kısmı ayrı dert.

    Öğrenciyken tuğla gibi kitaplarla ömrün geçer, eşek kadar adam olursun ama hocaların karşısında sözlülere çıkarsın. Sınav zamanları ömründen ömür gider, olmadığı zamanlar zaten pek boş vaktin olmaz.

    Sonra 6. sınıfa geçersin, intörn olursun yani ayakçı. Sabahtan akşama kadar kan alırsın, sonda takarsın kimselere yaranamazsın. Kan almak derken daha acemiyken AIDS'li bir hasta gelir karşına hop alacaksın bundan kanı derler. O enjektör eline batsa hayatın kayar ama kimse umursamaz. Birkaç ay evvel omü acilde asistan doktor eline kırım kongolu hastanın enjektörü battığı için öldü. Yani her an ölüm riski altındasın. İntörnken de nöbet tutarsın hem de 36 saat. Yani pazartesi gecesi nöbetçisin diyelim, pazartesi sabah 8'de gelirsin, gece nöbetçi kalırsın (belki fırsat bulursan 2-3 saat uyuyabilirsin) ertesi gün de akşam 17.00'a kadar hastanedesin. Akşam eve kendini zor atarsın ama ertesi gün gene gelmek zorundasındır. Yahu böyle hayat mı olur? Son sınıftayken tüm ayak işlerini yaparsın sonunda mezun olursun ama doktorluk adına sana doğru dürüst hiç birşey öğretmemişlerdir. Acilde 2 ay intörnlük yaptım ve yaptığımız tek iş hastalardan kan almak ve sonda takmaktı, kimse bize acildeki hastaya nasıl müdahale edilir en ufak birşey bile anlatmamıştı. Aynı şey diğer bölümler için de geçerli.

    Neyse sonunda mezun olursun ama önünde TUS denen ayrı bir illet vardır. Pratisyen kalsan, tıp okumanın bir mantığı kalmaz hem düşük maaş hem de oldukça zordur çalışma koşulları. Dersaneye yazılırsın ama dersane fiyatları en az 10 milyar. ÖSS mantığı aynen devam eder, millet evlenip düzenini kurarken sen hala test kitapları arasında kalırsın. Sınavı kazandığında ise asistanlık başlar, 36 saat nöbetler hayatının bir parçası olur. Son sınıftaki eziyetler artarak devam eder. Her 48 saatin 36'sını hastanede 12'sini evinde geçirirsin. Uzmanlığı kazanamazsan da pratisyen kalırsın ama devlet sana 2 sene zorunlu hizmet yapmadan diplomanı bile vermez.

    Yani bu yazıyı daha da uzatabilirim ama gereksiz. Sana çok ciddi olarak söylüyorum tıp kazanıp da hayatını karartma. İdealistim desen bile zamanla içindeki o idealistlikten eser kalmaz. Üstelik siyasi iktidar doktorlara bu kadar düşmanken ve hasta yakınlarının doktorları dövdüğü bir memleketteyken hiç aklından bile geçirme.

    Annem de babam da disci onlar da dun aksam aynilarini soyledi en son elektronik muhendisligine karar verdim uzunca bir arastirmadan sonra :D bu meslegin yaptigi isler cok hosuma gitti ne yalan soyleyeyim . Cevrenizde hic elektronik okuyan ya da olan biri var mi var sa durumlari falan nasil bir de bu meslege bilge bir doktor olarak nasil bakiyorsunuz :D

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: -Lapacı-


    quote:

    Orijinalden alıntı: Sisyphus

    quote:

    Orijinalden alıntı: -Lapacı-


    quote:

    Orijinalden alıntı: Sisyphus

    Ne kadar kazanacağın, senin tıbbi niteliklerin ve çalıştığın yere göre değişir. Misâl, doğuda bayan kadın-doğum doktoru veya erkek ürolog olmak son derece avantajlıdır. Nitekim ayda 80.000 liradan aşağı kazanmayan bazı kadın-doğumcular var o bölgede çalışan.

    Bunun dışında sırf ismi cazip diye bir alan seçilemez, bu sizin kişisel yeteneğiniz ve o alana gelen talebe göre şekillenir. KBB iyi bir uzmanlık dalıdır ancak yığılma korkunç derecede fazla. Aynısı dahiliye için de geçerli.

    Genel anlamda cerrahi branşlar kazanç konusunda en bol olanıdır. Bu alanlara yığılma fazla olmaz çünkü neşter-bistüri tutmak her babayiğidin harcı değildir. Aylık gelirleri devlet hastanelerinde 12.000 TL'den aşağı olmaz asla (döner sermaye ile birlikte). İstanbul'da orta hâlli özel hastanelerde bu ücret 35.000 TL'ye çıkar. Lâkin streslidir, bir o kadar da zordur.

    Şöyle bir genelleme yapmak gerekirse bazı basit uzmanlıklar dışında (adli tıp, anatomi, fizyoloji vb.) tüm uzmanlar döner sermayeyle birlikte devletten en az 8.000 TL alırlar her ay. Pratisyenler ise Aile Hekimliği sistemi ile en az 4.000 TL alıyorlar. Hasta sayın fazla ise bu, 6.000 TL'ye de çıkabilir.

    Bir de psikiyatri'yi psikologlukla karıştırmayın. Çoğu psikiyatr akli dengesi kısmen veya tamamen bozulmuş hastaları tedavi eder, sınav heyecanı yüzünden gelen öğrencileri değil. Oturduğun yerden rahat para kazanacağın bir dal değildir.

    Başka sorun olursa cevaplarım tıpçı olarak

    Abicim ben de tip dusunuyorum seneye univ sinavina girecegim . Herkesin dedigi gibi sosyallik bitiyor mu okurken ? Benim biyolojiye ilgim fazla ve hoslandigim bir sey doktorluk ancak cevremdeki insanlar hep yok doktorluk cok zor doktorlar surunur sosyal hayatlari biter gece nobetlerinde cururler diyince acikcasi ister istemez urkuyorum ama yine de beni insan vucudundan sogutamiyorlar
    Sorularimi cevaplarsaniz super olur

    Kaç yıllık başlıktı yahu cevap gelince şaşırdım

    Soruna gelince, doktor falan olma net olarak söylüyorum hayatın kayar. Tıp fakültesi denen lanet yeri nasıl aştım şaşıyorum, şimdiki aklım olsa bir saniye bile tercih etmeyi düşünmezdim.

    Yakınlarının dedikleri doğru maalesef. Sen şu anda işin içinde olmadığından bazı şeyler toz pembe gelebilir ama işin içinde birisi olarak söylüyorum, bu memlekette sakın doktor olma.

    Neden dersen burada cilt cilt yazılar yazarım ama uzun uzadıya anlatmaya gerek yok. Öğrenciliği ayrı dert, meslek kısmı ayrı dert.

    Öğrenciyken tuğla gibi kitaplarla ömrün geçer, eşek kadar adam olursun ama hocaların karşısında sözlülere çıkarsın. Sınav zamanları ömründen ömür gider, olmadığı zamanlar zaten pek boş vaktin olmaz.

    Sonra 6. sınıfa geçersin, intörn olursun yani ayakçı. Sabahtan akşama kadar kan alırsın, sonda takarsın kimselere yaranamazsın. Kan almak derken daha acemiyken AIDS'li bir hasta gelir karşına hop alacaksın bundan kanı derler. O enjektör eline batsa hayatın kayar ama kimse umursamaz. Birkaç ay evvel omü acilde asistan doktor eline kırım kongolu hastanın enjektörü battığı için öldü. Yani her an ölüm riski altındasın. İntörnken de nöbet tutarsın hem de 36 saat. Yani pazartesi gecesi nöbetçisin diyelim, pazartesi sabah 8'de gelirsin, gece nöbetçi kalırsın (belki fırsat bulursan 2-3 saat uyuyabilirsin) ertesi gün de akşam 17.00'a kadar hastanedesin. Akşam eve kendini zor atarsın ama ertesi gün gene gelmek zorundasındır. Yahu böyle hayat mı olur? Son sınıftayken tüm ayak işlerini yaparsın sonunda mezun olursun ama doktorluk adına sana doğru dürüst hiç birşey öğretmemişlerdir. Acilde 2 ay intörnlük yaptım ve yaptığımız tek iş hastalardan kan almak ve sonda takmaktı, kimse bize acildeki hastaya nasıl müdahale edilir en ufak birşey bile anlatmamıştı. Aynı şey diğer bölümler için de geçerli.

    Neyse sonunda mezun olursun ama önünde TUS denen ayrı bir illet vardır. Pratisyen kalsan, tıp okumanın bir mantığı kalmaz hem düşük maaş hem de oldukça zordur çalışma koşulları. Dersaneye yazılırsın ama dersane fiyatları en az 10 milyar. ÖSS mantığı aynen devam eder, millet evlenip düzenini kurarken sen hala test kitapları arasında kalırsın. Sınavı kazandığında ise asistanlık başlar, 36 saat nöbetler hayatının bir parçası olur. Son sınıftaki eziyetler artarak devam eder. Her 48 saatin 36'sını hastanede 12'sini evinde geçirirsin. Uzmanlığı kazanamazsan da pratisyen kalırsın ama devlet sana 2 sene zorunlu hizmet yapmadan diplomanı bile vermez.

    Yani bu yazıyı daha da uzatabilirim ama gereksiz. Sana çok ciddi olarak söylüyorum tıp kazanıp da hayatını karartma. İdealistim desen bile zamanla içindeki o idealistlikten eser kalmaz. Üstelik siyasi iktidar doktorlara bu kadar düşmanken ve hasta yakınlarının doktorları dövdüğü bir memleketteyken hiç aklından bile geçirme.

    Annem de babam da disci onlar da dun aksam aynilarini soyledi en son elektronik muhendisligine karar verdim uzunca bir arastirmadan sonra :D bu meslegin yaptigi isler cok hosuma gitti ne yalan soyleyeyim . Cevrenizde hic elektronik okuyan ya da olan biri var mi var sa durumlari falan nasil bir de bu meslege bilge bir doktor olarak nasil bakiyorsunuz :D

    Valla çevremde hiç elektronik mühendisi yok o yüzden yanlış yönlendirmek istemem. Ama mühendisler doktordan daha az da kazanabiliyor daha fazla da alabiliyor. Bu mezun olduğun üniversiteye, çalıştığın yere ve kalifiye bir mühendis olup olmamana göre değişebilir.

    Doktordan az bile kazansan emin ol hayatını mahvetmezsin. Hastane köşelerinde sürünmezsin, akşam evine gider rahat rahat uyursun. Hayati tehliken olmaz. Öğrenciliği de tıp'a göre daha rahat geçer.

    Sınavında başarılar dilerim




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Sisyphus

    quote:

    Orijinalden alıntı: -Lapacı-


    quote:

    Orijinalden alıntı: Sisyphus

    quote:

    Orijinalden alıntı: -Lapacı-


    quote:

    Orijinalden alıntı: Sisyphus

    Ne kadar kazanacağın, senin tıbbi niteliklerin ve çalıştığın yere göre değişir. Misâl, doğuda bayan kadın-doğum doktoru veya erkek ürolog olmak son derece avantajlıdır. Nitekim ayda 80.000 liradan aşağı kazanmayan bazı kadın-doğumcular var o bölgede çalışan.

    Bunun dışında sırf ismi cazip diye bir alan seçilemez, bu sizin kişisel yeteneğiniz ve o alana gelen talebe göre şekillenir. KBB iyi bir uzmanlık dalıdır ancak yığılma korkunç derecede fazla. Aynısı dahiliye için de geçerli.

    Genel anlamda cerrahi branşlar kazanç konusunda en bol olanıdır. Bu alanlara yığılma fazla olmaz çünkü neşter-bistüri tutmak her babayiğidin harcı değildir. Aylık gelirleri devlet hastanelerinde 12.000 TL'den aşağı olmaz asla (döner sermaye ile birlikte). İstanbul'da orta hâlli özel hastanelerde bu ücret 35.000 TL'ye çıkar. Lâkin streslidir, bir o kadar da zordur.

    Şöyle bir genelleme yapmak gerekirse bazı basit uzmanlıklar dışında (adli tıp, anatomi, fizyoloji vb.) tüm uzmanlar döner sermayeyle birlikte devletten en az 8.000 TL alırlar her ay. Pratisyenler ise Aile Hekimliği sistemi ile en az 4.000 TL alıyorlar. Hasta sayın fazla ise bu, 6.000 TL'ye de çıkabilir.

    Bir de psikiyatri'yi psikologlukla karıştırmayın. Çoğu psikiyatr akli dengesi kısmen veya tamamen bozulmuş hastaları tedavi eder, sınav heyecanı yüzünden gelen öğrencileri değil. Oturduğun yerden rahat para kazanacağın bir dal değildir.

    Başka sorun olursa cevaplarım tıpçı olarak

    Abicim ben de tip dusunuyorum seneye univ sinavina girecegim . Herkesin dedigi gibi sosyallik bitiyor mu okurken ? Benim biyolojiye ilgim fazla ve hoslandigim bir sey doktorluk ancak cevremdeki insanlar hep yok doktorluk cok zor doktorlar surunur sosyal hayatlari biter gece nobetlerinde cururler diyince acikcasi ister istemez urkuyorum ama yine de beni insan vucudundan sogutamiyorlar
    Sorularimi cevaplarsaniz super olur

    Kaç yıllık başlıktı yahu cevap gelince şaşırdım

    Soruna gelince, doktor falan olma net olarak söylüyorum hayatın kayar. Tıp fakültesi denen lanet yeri nasıl aştım şaşıyorum, şimdiki aklım olsa bir saniye bile tercih etmeyi düşünmezdim.

    Yakınlarının dedikleri doğru maalesef. Sen şu anda işin içinde olmadığından bazı şeyler toz pembe gelebilir ama işin içinde birisi olarak söylüyorum, bu memlekette sakın doktor olma.

    Neden dersen burada cilt cilt yazılar yazarım ama uzun uzadıya anlatmaya gerek yok. Öğrenciliği ayrı dert, meslek kısmı ayrı dert.

    Öğrenciyken tuğla gibi kitaplarla ömrün geçer, eşek kadar adam olursun ama hocaların karşısında sözlülere çıkarsın. Sınav zamanları ömründen ömür gider, olmadığı zamanlar zaten pek boş vaktin olmaz.

    Sonra 6. sınıfa geçersin, intörn olursun yani ayakçı. Sabahtan akşama kadar kan alırsın, sonda takarsın kimselere yaranamazsın. Kan almak derken daha acemiyken AIDS'li bir hasta gelir karşına hop alacaksın bundan kanı derler. O enjektör eline batsa hayatın kayar ama kimse umursamaz. Birkaç ay evvel omü acilde asistan doktor eline kırım kongolu hastanın enjektörü battığı için öldü. Yani her an ölüm riski altındasın. İntörnken de nöbet tutarsın hem de 36 saat. Yani pazartesi gecesi nöbetçisin diyelim, pazartesi sabah 8'de gelirsin, gece nöbetçi kalırsın (belki fırsat bulursan 2-3 saat uyuyabilirsin) ertesi gün de akşam 17.00'a kadar hastanedesin. Akşam eve kendini zor atarsın ama ertesi gün gene gelmek zorundasındır. Yahu böyle hayat mı olur? Son sınıftayken tüm ayak işlerini yaparsın sonunda mezun olursun ama doktorluk adına sana doğru dürüst hiç birşey öğretmemişlerdir. Acilde 2 ay intörnlük yaptım ve yaptığımız tek iş hastalardan kan almak ve sonda takmaktı, kimse bize acildeki hastaya nasıl müdahale edilir en ufak birşey bile anlatmamıştı. Aynı şey diğer bölümler için de geçerli.

    Neyse sonunda mezun olursun ama önünde TUS denen ayrı bir illet vardır. Pratisyen kalsan, tıp okumanın bir mantığı kalmaz hem düşük maaş hem de oldukça zordur çalışma koşulları. Dersaneye yazılırsın ama dersane fiyatları en az 10 milyar. ÖSS mantığı aynen devam eder, millet evlenip düzenini kurarken sen hala test kitapları arasında kalırsın. Sınavı kazandığında ise asistanlık başlar, 36 saat nöbetler hayatının bir parçası olur. Son sınıftaki eziyetler artarak devam eder. Her 48 saatin 36'sını hastanede 12'sini evinde geçirirsin. Uzmanlığı kazanamazsan da pratisyen kalırsın ama devlet sana 2 sene zorunlu hizmet yapmadan diplomanı bile vermez.

    Yani bu yazıyı daha da uzatabilirim ama gereksiz. Sana çok ciddi olarak söylüyorum tıp kazanıp da hayatını karartma. İdealistim desen bile zamanla içindeki o idealistlikten eser kalmaz. Üstelik siyasi iktidar doktorlara bu kadar düşmanken ve hasta yakınlarının doktorları dövdüğü bir memleketteyken hiç aklından bile geçirme.

    Annem de babam da disci onlar da dun aksam aynilarini soyledi en son elektronik muhendisligine karar verdim uzunca bir arastirmadan sonra :D bu meslegin yaptigi isler cok hosuma gitti ne yalan soyleyeyim . Cevrenizde hic elektronik okuyan ya da olan biri var mi var sa durumlari falan nasil bir de bu meslege bilge bir doktor olarak nasil bakiyorsunuz :D

    Valla çevremde hiç elektronik mühendisi yok o yüzden yanlış yönlendirmek istemem. Ama mühendisler doktordan daha az da kazanabiliyor daha fazla da alabiliyor. Bu mezun olduğun üniversiteye, çalıştığın yere ve kalifiye bir mühendis olup olmamana göre değişebilir.

    Doktordan az bile kazansan emin ol hayatını mahvetmezsin. Hastane köşelerinde sürünmezsin, akşam evine gider rahat rahat uyursun. Hayati tehliken olmaz. Öğrenciliği de tıp'a göre daha rahat geçer.

    Sınavında başarılar dilerim

    Cok sagolun vallahi velimin de fikirleri sizinkilerle ayni , hele bir doktorun bunu soylemesi daha iyi oldu ve ben zaten okurken bile aksiyon severim size de hayatta bol kazanc ve basarilar

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Adalet

    aboww


     Ne doktoru en fazla kazanır?








  • quote:

    Orijinalden alıntı: spinalsurgeon

    kadın doumcular, ortopedistler, beyinciler çok kazanır. özellikle kadın doum. ama sosyetik bi yerdeysen ve çevre yapabilirsen estetisyenlerde iyi kazanabilir. babam ortopedist... ve meslein en beendiim taraflarından biri zatn türkieye göre iyi bi gelirle başlarsın ve alabilcein rakamın hemen hemen sınırı yoktur. tek sınır kendinsin. ne kadar becerikliysen, ne kadar pratiksen, ne kadar sosyalsen o kadar para kazanabiliosun. tabi birazda şansa bağlı ama türkie standartları için güzel bi meslek die düşünüorum. ama tabi cahil insanlarımızda doktorun işini epey zorlaştırabilio. en basitinden hasta gelmiş 80 yaşına, şekeri, tansionu var ve kalça çıkııı gibi büyük bi ameliat fln önce oturup riskleri konuşmanıza rağmen hasta ölürse suçlu birdn sn oluosun. sonra uuraşki durasın. bazn zor, bznse çok keyifli ve insanların hayattaki çou isteini karşılayabilcekleri bi meslek. bnde bu sene össye gircem, inşallah kazanırım tıbbı...

    Hay senin türkçene




  • quote:

    Orijinalden alıntı: V.I.P.PLAYBOY

    beyin cerrahı biliorm aylık kazancı 30bin lira yanılıyor olabilirim..

    yok artık.. cumhurbaşkanı 37 bin lira maaş alıyor hatta daha az ::D
  • quote:

    Orijinalden alıntı: NEŞELİMEŞEODUNU

    quote:

    Orijinalden alıntı: spinalsurgeon

    kadın doumcular, ortopedistler, beyinciler çok kazanır. özellikle kadın doum. ama sosyetik bi yerdeysen ve çevre yapabilirsen estetisyenlerde iyi kazanabilir. babam ortopedist... ve meslein en beendiim taraflarından biri zatn türkieye göre iyi bi gelirle başlarsın ve alabilcein rakamın hemen hemen sınırı yoktur. tek sınır kendinsin. ne kadar becerikliysen, ne kadar pratiksen, ne kadar sosyalsen o kadar para kazanabiliosun. tabi birazda şansa bağlı ama türkie standartları için güzel bi meslek die düşünüorum. ama tabi cahil insanlarımızda doktorun işini epey zorlaştırabilio. en basitinden hasta gelmiş 80 yaşına, şekeri, tansionu var ve kalça çıkııı gibi büyük bi ameliat fln önce oturup riskleri konuşmanıza rağmen hasta ölürse suçlu birdn sn oluosun. sonra uuraşki durasın. bazn zor, bznse çok keyifli ve insanların hayattaki çou isteini karşılayabilcekleri bi meslek. bnde bu sene össye gircem, inşallah kazanırım tıbbı...

    Hay senin türkçene

    taaaa 4 sene önce yazdığım şey şimdi senin nerene battıdan başlardım sonradan akraba olarak biterdik de şimdi banlanmanın alemi yok neyse...




  • Doktorlukta para Falan yok. En iyisi mütayitlik.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  •  Ne doktoru en fazla kazanır?
  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.