Ben on altımda dünyadan bihaber bir kızdım, Sekiz yıldır üvey anne elinde mutsuzdum. Köyümün çitleriyle sınırlıydı dünyam Geçemezdim ötesine, izin yoktu babam.
Okul yüzü görmemiştim, fakirdik, cahildik. Giysim yoktu, rahmetlinin eskisinden gayrı Köyde ‘karantina’ dendi, bilmezdim ki neydi. Bana şu karantinayı öğretmedin babam.
Cahil babanın kızıydık, yol yordam bilmezdik Ciddiye de alınmadı tavuk hastalığı Kardeşimle hastayken, “doktor” diye yalvardık “Yeşil kart, para yok” dedin, savdın bizi babam.
“Hele bir bayram geçsin” dedin, “şehre ineriz”, “Çıkartırım yeşil kartı doktora gideriz.” “Ya ağırlaşırsa? ” dedi yetkililer sana, “Ölürlerse ölsünler” deyip takmadın baba.
Çitlerden de ötesi varmış bilmiyordum ben Dünya ne büyükmüş meğer, gizlemişsin benden, Hastane koridorunu bitkin arşınlarken, Düşündüm de, okutsaydın hemşireydim baba.
Kafa kağıdımı dört yıl sonra çıkartmıştın, Kız çocuğunun kıymeti olmazdı köyümde, Çocuk diye; erkek kardeşlerimi sayardın, Kızlar hayatta-mezarda fark etmezdi babam.
Kız olduğumdan mı harcadınız beni böyle, Pişmanlığın beni geri getirir mi sana? On altımda köyümden çıktım bir arabada, Tabutumda kefenimle döndüm omuzlarda.
Gidişimle bu düzende hiçbir şey değişmez. Ama son bir vasiyetim olacaktır sana Şu ‘fakirlik’ martavalını kenara bırak da, Kabul et, beni CEHALETİN öldürdü baba.
16.01.2006/Eskişehir
___Nüfus kayıtlarında 12 yaşında görünen Fatma Özcan, 15.01.2006’da Van 100. Yıl Üniversitesi Araştırma Hastanesinde Kuş Gribinden öldü. Ağrı’nın Doğubeyazıt ilçesinin Sağdıç köyünde, annesinin mezarının yanında toprağa verildi. ___Allah cümlesine rahmet eylesin.
Ben on altımda dünyadan bihaber bir kızdım, Sekiz yıldır üvey anne elinde mutsuzdum. Köyümün çitleriyle sınırlıydı dünyam Geçemezdim ötesine, izin yoktu babam.
Okul yüzü görmemiştim, fakirdik, cahildik. Giysim yoktu, rahmetlinin eskisinden gayrı Köyde �karantina� dendi, bilmezdim ki neydi. Bana şu karantinayı öğretmedin babam.
Cahil babanın kızıydık, yol yordam bilmezdik Ciddiye de alınmadı tavuk hastalığı Kardeşimle hastayken, �doktor� diye yalvardık �Yeşil kart, para yok� dedin, savdın bizi babam.
�Hele bir bayram geçsin� dedin, �şehre ineriz�, �Çıkartırım yeşil kartı doktora gideriz.� �Ya ağırlaşırsa? � dedi yetkililer sana, �Ölürlerse ölsünler� deyip takmadın baba.
Çitlerden de ötesi varmış bilmiyordum ben Dünya ne büyükmüş meğer, gizlemişsin benden, Hastane koridorunu bitkin arşınlarken, Düşündüm de, okutsaydın hemşireydim baba.
Kafa kağıdımı dört yıl sonra çıkartmıştın, Kız çocuğunun kıymeti olmazdı köyümde, Çocuk diye; erkek kardeşlerimi sayardın, Kızlar hayatta-mezarda fark etmezdi babam.
Kız olduğumdan mı harcadınız beni böyle, Pişmanlığın beni geri getirir mi sana? On altımda köyümden çıktım bir arabada, Tabutumda kefenimle döndüm omuzlarda.
Gidişimle bu düzende hiçbir şey değişmez. Ama son bir vasiyetim olacaktır sana Şu �fakirlik� martavalını kenara bırak da, Kabul et, beni CEHALETİN öldürdü baba.
16.01.2006/Eskişehir
___Nüfus kayıtlarında 12 yaşında görünen Fatma Özcan, 15.01.2006�da Van 100. Yıl Üniversitesi Araştırma Hastanesinde Kuş Gribinden öldü. Ağrı�nın Doğubeyazıt ilçesinin Sağdıç köyünde, annesinin mezarının yanında toprağa verildi. ___Allah cümlesine rahmet eylesin.
su*fi bu şiiride sen mi yazdın? ne zamandır görünmüyordun
quote:
Orjinalden alıntı: C4
su*fi bu şiiride sen mi yazdın? ne zamandır görünmüyordun
Ben yazdım c4, Şehir dışındaydım. Şiirden de anlaşıldığı üzre Eskişehir'deydim. Şu anda Ankara'dayım. Görünmediğimi birilerinin farketmiş olması benim için büyük mutluluk.
quote:
Orjinalden alıntı: su*fi
Fatma’nın kısacık hikayesi...
Ben on altımda dünyadan bihaber bir kızdım, Sekiz yıldır üvey anne elinde mutsuzdum. Köyümün çitleriyle sınırlıydı dünyam Geçemezdim ötesine, izin yoktu babam.
Okul yüzü görmemiştim, fakirdik, cahildik. Giysim yoktu, rahmetlinin eskisinden gayrı Köyde ‘karantina’ dendi, bilmezdim ki neydi. Bana şu karantinayı öğretmedin babam.
Cahil babanın kızıydık, yol yordam bilmezdik Ciddiye de alınmadı tavuk hastalığı Kardeşimle hastayken, “doktor” diye yalvardık “Yeşil kart, para yok” dedin, savdın bizi babam.
“Hele bir bayram geçsin” dedin, “şehre ineriz”, “Çıkartırım yeşil kartı doktora gideriz.” “Ya ağırlaşırsa? ” dedi yetkililer sana, “Ölürlerse ölsünler” deyip takmadın baba.
Çitlerden de ötesi varmış bilmiyordum ben Dünya ne büyükmüş meğer, gizlemişsin benden, Hastane koridorunu bitkin arşınlarken, Düşündüm de, okutsaydın hemşireydim baba.
Kafa kağıdımı dört yıl sonra çıkartmıştın, Kız çocuğunun kıymeti olmazdı köyümde, Çocuk diye; erkek kardeşlerimi sayardın, Kızlar hayatta-mezarda fark etmezdi babam.
Kız olduğumdan mı harcadınız beni böyle, Pişmanlığın beni geri getirir mi sana? On altımda köyümden çıktım bir arabada, Tabutumda kefenimle döndüm omuzlarda.
Gidişimle bu düzende hiçbir şey değişmez. Ama son bir vasiyetim olacaktır sana Şu ‘fakirlik’ martavalını kenara bırak da, Kabul et, beni CEHALETİN öldürdü baba.
16.01.2006/Eskişehir
___Nüfus kayıtlarında 12 yaşında görünen Fatma Özcan, 15.01.2006’da Van 100. Yıl Üniversitesi Araştırma Hastanesinde Kuş Gribinden öldü. Ağrı’nın Doğubeyazıt ilçesinin Sağdıç köyünde, annesinin mezarının yanında toprağa verildi. ___Allah cümlesine rahmet eylesin.
Maşallah 3.5 yaşında dünyalar güzeli bir kızım var.Çocuğum olunca,kızımın sevgisinin Dünya üzerinde insanlardan tadabileceğim en yüce sevgi olduğunu anladım.Sadece bu sevginin gücünü hissedebilmek bile çocuk yapmaya nedendir.Umarım ona doğru eğitimi verebilecek kadar ömrümüz olur ve kızıma insanlığını tamamlatabilirim.Ölüme gelince bu doğum kadar normal birşey,neden ölüm var diye hayıflanmak bence insanın en nankör olduğu durum.Önemli olan dünyaya geliş sebebini bilmek ve ona göre hayatını yaşamak, hem doğru bir düşünce olur,hemde hayatın her anından zevk alırsın.
@Su*fi Tebrik ederim, güzel şiir...
@olc Allah bağışlasın... Çocuk sahibi olmadan sevgisini anlayamayız ama kaybetmeden de acısını...
Allah kimseye evlat acısı göstermesin, evlatlarına da acı vermesin.
Çocukları sevmek için dünyaya getiriyoruz sanırım. En azından çoğunlukla böyle.
Bazı bölgelerimizde çocuk sayısına göre maaş bağlayan devletimiz oradaki popülasyonu arttırıyor ne yazık ki. Çalışmaya gerek yok, doğur çocuğu kap maaşı. Sal çayıra mevlam kayıra. Geleceğin teröristleri, kapkaççıları, yan kesecileri, tinercileri, suçlulurı yetişe...
duyduğuma göre bir çocuk ihtiyacı olan herşey verilse fakat sevilmese kucağa alınmasa ölürmüüş yani sevgisiz buyuyemiyoruz o sevgiyi ve ilgiyi bulamayanlar arkadaşımızın dediği gibi insan şekline sahip adii mahluklar oluyorlar
quote:
Orjinalden alıntı: zervan
quote:
Orjinalden alıntı: was
İçinizde insanlığa bir çocuk vermekten daha önemli bir iş yapan var mı?
İnsanlığa bir çocuk vermek mi yoksa o çocuğu insanlığın elinden kurtarmak mı?
Öyle de söylenebilir. Her halukârda bir insan yaratılmasına vesile olmaktan daha önemli bir iş yapan varsa beri gelsin.
Bu ikinci sayfanın akışı tam bizim kültürümüzden... Çok ta güzel cümleler var. Was;
quote:
Her halukârda bir insan yaratılmasına vesile olmaktan daha önemli bir iş yapan varsa beri gelsin.
Etusch;
quote:
duyduğuma göre bir çocuk ihtiyacı olan herşey verilse fakat sevilmese kucağa alınmasa ölürmüüş
olc
quote:
Önemli olan dünyaya geliş sebebini bilmek ve ona göre hayatını yaşamak, hem doğru bir düşünce olur,hemde hayatın her anından zevk alırsın.
sufinin şiiri. Durduaslan
quote:
Çocuk sahibi olmadan sevgisini anlayamayız
çok güzel bir ahenk ve bütünlük oluşturmuş,uyumlu bir orkestra gibisiniz. teşekkürler arkadaşlar.
yeni mesaja git
Yeni mesajları sizin için sürekli kontrol ediyoruz, bir mesaj yazılırsa otomatik yükleyeceğiz.Bir Daha Gösterme