Şimdi Ara

NİCKİNİZ NE ANLAMA GELİYOR? (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
56
Cevap
0
Favori
1.631
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • adım soyadım
  • geçen yıl birini seviyordum, işte öyle, hatırlatmayın mazii
  • Almancada cakal demek 3 yildir hep ayni nick i kullanirim sempatik yaw
  • Çeçenistan komutanlarından Şehid Komutan Hattab, detaylar imzada
  • Hani bazı filmlerde görürsünüz 6-7 kişi bi hikayededir çoğu ölür sona 1 kişi kalır ve o cehennemden kaçar , işte o benim.Yada oyunlarda bir siz kurtulursunuz işte o benim....
  • hic kimse bilmedi bilinmicekte boyle olup gitcem
  • benimki de bi elf tanrısı...
  • denizfenerinin sms ile 5 ytl bağış gönderme numarası, daha önceden 2868 idi oda Kızılay için 5 ytl bağış gönderme numarasıydı
  • Beni nick im Dark_Worm İngilizcesi olan anlar BAŞKA Bİ ANLAM İFADE ETMİO KARANLIK SOLUCAN DEME
  • Açıklamaya gerek yok
  • BY_TUX;

    Tux, Linux penguenin adı kendimize bi nick bulma çabasındaydık yıllar önce bulduk bunu kullanıyoruz maildede sitedede site ismindede bu geçiyor..

    Linuxcu olduğumuz anlaşılsın die fakat Tux isminin linux maskotu pengueninin olduğunu fazla kimse bilmiyor..
  • findikkiran gayet açık. 69 ise yoruma açık
  • bi tahmin ediyim isvec te yasıyosun swe-den ordan geliyor adın deniz de olabilir kaynastırmıssındır gibi bişey bu arada tekirdagın neresindensin :) icinden mi
    quote:

    Orjinalden alıntı: swedeniz

    hic kimse bilmedi bilinmicekte boyle olup gitcem
  • quote:

    Orjinalden alıntı: LasTSuRvivoR

    Hani bazı filmlerde görürsünüz 6-7 kişi bi hikayededir çoğu ölür sona 1 kişi kalır ve o cehennemden kaçar , işte o benim.Yada oyunlarda bir siz kurtulursunuz işte o benim....
  • orson normalde orson welles bunu bilmeyen yok galiba ama ben hep adamımı yanlış tanımışım normalde owen wilson hayranıyım ama bu orsonu da bi yerde görmüş olmalıyım ki owen wilson un ismi hep orson welles zannederim umarım anlaşıldı...)) DD:
  • benimki gayet acik hayrani oldugum porsche CAYENNE
  • İslâmda ilk öğretmen:
    MUS'AB BİN UMEYR

    Mus'ab bin Umeyr, hem annesi hem de babası tarafından Kureyş'in asîl ve zengin bir âilesine mensub idi. Zengin oldukları için gâyet râhat bir hayat sürüyordu. Orta boylu, güzel yüzlü, nâzik ve yumuşak huylu, son derece zekî idi. Güzel konuşurdu.
    Akl-ı selîm sâhibi olduğundan, putların bir fayda veya zarar veremiyeceğini bilir onlara tapılmasından nefret ederdi. Annesi tarafından en iyi
    şartlar altında refah ve bolluk içinde yetiştirilmişti.
    Güzel yüzlü ve zengin olduğundan Mekke halkı ona gıpta ile bakardı. Peygamber efendimiz bunun için "Mekke'de Mus'ab'dan daha zarîf, daha nârin, daha güzel kimse yok idi. Saçları kıvrım kıvrım idi." buyurmuşlardı.
    Dîninden dönmedi
    Bütün bu rahatlıklara rağmen kalbinde büyük bir boşluk hissediyordu Mus'ab bin Umeyr. Bu maksatla sevgili Peygamberimizin bir merkez olarak seçtiği, İslâmı anlattığı ve o zaman Mekke'de müslümanların toplandığı Erkam bin Ebi'l-Erkam'ın evine gitti. Resulullahı görür görmez Müslüman oldu.
    İslâmiyeti kabûl ettiği an hayatı da birdenbire değişti. Eski servet ve zenginliğin
    yerini fakirlik aldı.
    Âilesinin sevgili oğullarına yapmadığı eziyet kalmadı. Onu dîninden
    döndürmek için evlerindeki bir mahzene hapsederek günlerce aç ve susuz bıraktılar.
    Arabistan'ın yakıcı güneşi altında ağır ve tahammülü zor işkenceler yaptılar.
    Fakat Mus'ab bin Umeyr, bu ağır ve acımasız işkenceler karşısında sabır ve sebât göstererek aslâ İslâmiyetten dönmedi. Her seferinde bütün gücüyle haykırıyordu:
    - Allahtan başka tapılacak, ibâdet edilecek ilâh yoktur. Muhammed aleyhisselâm O'nun
    peygamberidir.
    İslâmiyet'i kabûl ettikten sonra Mekke'de sıkıntı ve işkencelere mâruz kalan Mus'ab bin Umeyr, Resûlullahın izniyle iki defa Habeşistan'a hicret etti. Bir müddet orada kalıp, her türlü sıkıntıya katlandı.
    Daha sonra dönüp, Peygamberimizin yanına geldi. Onun bu gelişini Hz. Ali şöyle anlatmıştır:
    Resûlullah ile oturuyorduk. Bu sırada Mus'ab bin Umeyr geldi. Üzerinde yamalı bir elbiseden başka giyeceği yoktu. Resûlullah onun bu hâlini görünce, mübârek gözleri yaşla doldu ve:
    - Kalbini Allahü teâlânın nûrlandırdığı şu kimseye bakın! Anne ve babası onu en iyi yiyecek ve içeceklerle besliyorlardı. Allah için bunların hepsini terk etti. Allah ve Resûlünün sevgisi, onu gördüğünüz hâle getirmiştir, buyurdu.
    İlk öğretmen
    Birinci Akabe bî'atında Müslüman olan Medîneliler, Resûlullah efendimize:
    "Yâ Resûlallah! İçimizde, İslâmiyet açıklandı ve yayılmaya başladı. Halkı Allahın Kitâbına da'vet edecek, Kur'ân-ı kerîmi okuyacak, İslâm dînini anlatacak, İslâmın sünnet ve emirlerini aramızda ikâme edecek, yerleştirecek, namazlarımızda bize imâmlık yapacak bir kimse gönder" diye mektup yazdılar.
    Bunun üzerine Resûlullah efendimiz Mus'ab bin Umeyr'i, Medine'ye gönderdi ve ona:
    "Medînelilere Kur'ân-ı kerîm okumasını, İslâmiyetin emir ve yasaklarını öğretmesini,
    namazlarını kıldırmasını" emretti.
    Mus'ab bin Umeyr kısa zamanda Medîne'ye vardı. Orada kendisini büyük sevinçle karşıladılar. Es'ad bin Zürâre'nin evine yerleşti. Ev sâhibi Medîneli ilk Müslümanlardan idi. Orada insanlara dinlerini öğretmeye başladı.
    Mus'ab bin Umeyr'in büyük gayretleri ve hizmeteri netîcesinde İslâmiyet, Medîne'de sür'atle yayıldı. Öyle ki, İslâmiyet her eve girmiş, îmân etmeyen kalmamıştı.
    Mus'ab bin Umeyr, Medîne'de Es'ad bin Zürâre'nin evinde Kur'ân-ı kerîm öğretiyor ve İslâmiyet'i anlatıyordu. Onun bu hizmetiyle Medîne'de çok kimse
    Müslüman oldu. Medîne'de bulunan kabîle reîslerinden Sa'd bin Muâz, Üseyd bin Hudayr
    henüz Müslüman olmamışlardı. Bunların durumu çevreyi etkiliyor, İslâmiyet'in hızla
    yayılmasını engelliyordu.
    Bir gün Mus'ab bin Umeyr, bir bahçede, etrâfında bulunan Müslümanlara dîni anlatıyor, sohbet ediyordu. Bu sırada Evs kabîlesinin reîslerinden olan Üseyd, elinde mızrağı olduğu hâlde hiddetli bir şekilde gelip, şöyle konuşmaya başladı:
    Sözümüzü dinle
    Siz bize niçin geldiniz, insanları aldatıyorsunuz? Hayâtınızdan olmak istemiyorsanız buradan derhâl ayrılın!
    Onun bu taşkın hâlini gören Mus'ab bin Umeyr;
    - Hele biraz otur! Sözümüzü dinle. Maksadımızı anla, beğenirsen kabûl edersin. Yoksa engel olursun, diyerek gâyet yumuşak ve nâzik bir şekilde karşılık verdi.
    Üseyd sâkineşip;
    - Doğru söyledin, dedi ve mızrağını yere saplayarak oturdu.
    Mus'ab bin Umeyr ona İslâmiyet'i anlattı ve Kur'ân-ı kerîm okudu. Kur'ân-ı kerîmin eşsiz belâgatı ve tatlı üslûbunu işiten Üseyd kendini tutamayıp;
    - Bu ne kadar güzel, ne kadar iyi bir sözdür. Bu dîne girmek için ne yapmalı, diye
    sordu.
    Güzel yüzlü, tatlı dilli öğretmen cevap verdi:
    - Lâ ilâhe illallah Muhammedün resûlullah demek kâfidir.
    Mus'ab bin Umeyr'in, bu sözü üzerine Kelime-i şehâdeti söyleyip Müslüman olan Üseyd, sevincinden yerinde duramadı ve:
    - Ben gidip arkadaşlarıma da anlatayım, diyerek ayrıldı.
    Evs kabîlesinin reîsi Sa'd bin Muâz'ın ve kabîlesinin yanına varınca, Müslüman olduğunu söyledi.
    Bunu gören Sa'd şaşırarak hiddetlendi ve Mus'ab bin Umeyr'in yanına koştu. Yanına varınca sert bir kızgın bir tavırla konuşmaya başladı.
    Mus'ab bir Umeyr, ona da gâyet yumuşak konuştu ve oturup biraz dinlemesini söyledi. Sa'd, bu nâzik konuşma karşısında yumuşayıp oturdu ve konuşulanları dinlemeye başladı.
    Mus'ab bin Umeyr, ona da İslâmiyet'i anlattı ve Kur'ân-ı kerîmden bir miktâr okudu. Kur'ân-ı kerîm okunurken Sa'd'ın yüzü birden bire
    değişiverdi. O da orada Müslüman oldu. Kendinde duyduğu üstün bir hâlin ve râhatlığın
    şevkiyle derhâl kavminin yanına gidip onlara şöyle dedi:
    - Ey kavmim beni nasıl biliyorsunuz?
    İlk cuma namazı
    Sen bizim büyüğümüz ve üstünümüzsün.
    - Öyle ise Allah'a ve Resûlüne îmân etmelisiniz... Îmân etmedikçe sizin erkek ve kadınlarınızla konuşmak bana harâm olsun.
    Bunun üzerine kavmi hep birden İslâmiyeti kabûl etti. O gün kabîlesinden îmân etmedik kimse kalmadı. Mus'ab bin Umeyr'in büyük gayretleri ve hizmeteri netîcesinde İslâmiyet, Medîne'de sür'atle yayıldı. Öyle ki, İslâmiyet her eve girmiş, îmân etmeyen kalmamıştı.
    Ensâr-ı kirâm , Resûlullahdan izin alarak Sa'd bin Heyseme'nin evinde ilk defâ Cum'a namazını edâ ettiler. Medîne-i münevverede ilk kılınan Cum'a namazı bu oldu.
    Mus'ab bin Umeyr, Müslüman olan Medîneli müslümanlar ile ikinci Akabe bîatında bulundu. Bedr savaşında
    sancaktâr olup, büyük gayret ve kahramanlık gösterdi. Süveyd bin Harmale ile birlikte
    Abdüddâroğullarından Bedir savaşına katılan iki kişiden biri idi. Mus'ab, Uhud savaşına da katıldı. Yine sancağı o taşıyordu.
    Bu savaşta Peygamberimizin yanından ayrılmayarak saldıranlara karşı koyuyordu. İki zırh giyinmişti. Bu hâliyle Peygamberimize benziyordu.
    Peygamberimize benziyordu
    Müşrik ordusundan İbn-i Kâmia adında biri Peygamberimize saldırırken, Mus'ab bin Umeyr onun karşısına çıktı. Bu müşrik,bir kılıç darbesiyle Mus'ab bin Umeyr'in sağ kolunu kesti. Mus'ab bunun üzerine sancağı derhâl sol eline aldı.
    Mus'ab o esnâda; "Muhammed (aleyhisselâm) ancak resûldür.
    Ondan evvel daha nice peygamberler gelip geçmiştir" meâlindeki Al-i İmrân sûresinin 144. âyet-i kerîmesini okuyordu. İkinci bir darbe ile sol kolu da kesilince, sancağı kesik kollarıyla tutup göğsüne bastırdı ve yine aynı âyet-i kerîmeyi okudu. Bu hâliyle kendini Peygamberimize siper yapan Mus'ab bin Umeyr'in üzerine hücum eden İbn-i Kâmia, vücûduna bir mızrak sapladı ve Mus'ab bin Umeyr yere yıkılıp şehîd oldu.
    Mus'ab bin Umeyr zırh giydiği zaman, Peygaberimize benzediği için müşrikler onu şehîd edince Peygamberimizi ödürdüklerini zannetmişlerdi.
    Hz. Mus'ab şehîd olunca; onun sûretinde bir melek, sancağı aldı.
    Mus'ab'ın şehîd düştüğünden Resûlullahın henüz haberi olmamıştı. "İleri ey Mus'ab ileri!" diye sesleniyordu. Bunun üzerine bayrağı elinde tutan melek, geri dönüp Resûlullah efendimize; "Ben Mus'ab değilim" diye cevap verince, Resûlullah sancağı elinde tutanın melek olduğunu anladı. Bundan sonra Peygamberimiz sancağı Hz. Ali'ye
    verdi.
    Resûlullah efendimiz, Mus'ab bin Umeyr'i şehîd olmuş görünce, başı ucuna dikilerek Ahzâb sûresinden:
    "Mü'minlerden öyle yiğitler vardır ki, onlar Allah'a verdikleri sözde sadâkat gösterdiler. Onlardan bâzıları şehîd oluncaya kadar çarpışacağına dâir yaptığı adağını yerine getirdi. Kimisi de şehîd olmayı bekliyor. Onlar verdikleri sözü aslâ
    değiştirmediler" meâlindeki âyet-i kerîmeyi okudu ve sonra şöyle buyurdu:
    - Allah'ın Resûlü de şâhittir ki, siz kıyâmet günü Allah'ın huzûrunda şehîd olarak
    haşrolunacaksınız.
    Selâm vereceklerdir
    Daha sonra yanındakilere dönüp;
    - Bunları ziyâret ediniz. Kendilerine selâm veriniz. Allahü teâlâya yemîn ederim
    ki, kim bunlara bu dünyâda selâm verirse, kıyâmette bu aziz şehîdler kendilerine mukâbil selâm vereceklerdir, buyurdu.
    Daha sonra Mus'ab bin Umeyr'e kefen olarak bir şey
    bulunamamıştı. Mekke'nin en zengin iki ailesinden birinin çocuğu olan Mus'ab bin Umeyr'in örtünecek kefeni yoktu. Vücûdu kaftanı ile ve ayak tarafı da otlarla örtülmek sûretiyle defnedildi.
    Habbâb bin Eret der ki:
    Mus'ab bin Umeyr, Uhud'da şehid edilince, kendisini saracak kısa bir hırkadan başka bir şey bulunamadı. Hırkayı baş tarafına çektik,
    ayakları açıldı. Ayaklarına çektik, baş tarafı açıldı. Resûlullah bize:
    - Onu baş tarafına çekiniz! Ayaklarını otlarla kapatınız! buyurdu.




  • Musab Bin Umeyr beni çok etkileyen şehidlerimizden, Allah (cc) razı olsun kardeşim, bu güzel ismin duyulmasına,bilinmesine vesile olduğun için
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Emir Hattab

    Musab Bin Umeyr beni çok etkileyen şehidlerimizden, Allah (cc) razı olsun kardeşim, bu güzel ismin duyulmasına,bilinmesine vesile olduğun için


    Birde bu yazdıklarını malum şahsın ağzından dinliceksin ki ...

    Benim ismim de suç ve cezanın vicdansız !!! kahramanından geliyor.
  • Rusyadan



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Russian -- 22 Eylül 2006; 17:03:55 >
  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.