Ben bunları yazarken sen uyuyor olacaksın. Bir bebek kadar sevimli, melek kadar masum ve bir çiçek kadar güzel ve narin. Ve sen sabah uyanacaksın. Yepyeni bir güne yeniden doğacaksın. Işıl ışıl tertemiz, olduğundan daha masum ve güzel. Sonra ben güneşin ilk ışıklarıyla uyanacağım. Ama uyanınca bir şeyin farkına varacağım. Güneş çoktan doğmuş. Bu parıltının sebebi ise senin uyanmış olman olacak. Dünyama bir güneş gibi doğacaksın o sabah. Yatağımdan kalkıp balkona çıkacağım. soluduğum ilk temiz hava seni hissettirecek bana. Sonra üzerimi değiştirip kahvaltıya oturacağım. Taze sıcak ekmeğin mideme indiğinde verdiği sıcaklık senin sıcaklığın olacak. Güne mükemmel başlayacağım sayende. Dışarı çıkacağım sonra. O sonbaharın hafif esen rüzgarı yüzüme vurduğunda senin sanki bana bir öpücük verdiğini hissedeceğim. Yanağıma elimi götüreceğim evet orası hala sıcak. Masum bir öpücük kondurmuşsun. Yürürken yolda bir tanıdığa rastlayacağım. Ama onun suratında seni göreceğim. O gülen yüzünü, bana bakışlarını, gözlerini göreceğim. Sonra eve döneceğim. Akşam olacak. Şiddetini artırmaya başlayan rüzgarla birlikte biraz daha sokulacaksın bana. Ellerini tutacağım bende senin. Ve gece olacak. Sen çok uzaklarda olmana rağmen gecenin siyahında yalnızlığımın ortasında benim yanımda olacaksın. Ben gökyüzüne bakacağım. Işıl ışıl parlayan her bir yıldızda seni göreceğim. Gece iyice bastıracak. Bulutlar toplanmaya başlayacak gökyüzünde. Şimşeklerle aydınlanacak gökyüzü. Ben sana sarılacağım. Seni kendime yakın hissettiğimde tüm korkum yok olacak gök gürültülerine rağmen. Ellerini daha sıkı kavrayacağım. Ve uykum gelecek. Başımı göğsüne yaslayacağım. Uykunun etkisiyle ellerini tutan ellerim gevşeyecek ve kafam göğsünden dizlerine düşecek. Ve ben rüya göreceğim. Sen sonbaharda yapraklarını dökmekte olan bir ağacın altındaki bankta oturuyor olacaksın. Ve tam önündeki, içinde kuğuların yüzdüğü gölü seyrediyor olacaksın. Ben de yanında olacağım. Bir elim senin elini tutarken diğeri küçük bir çiçek tutuyor olacak. Yavaşça çiçeği sana uzatacağım ve Seni Seviyorum diye fısıldayacağım. Sen başını kaldırıp gözlerime bakacaksın. Ve gülümseyeceksin bana. Ben o anı hiç unutmayacağım. Aslında seninle geçirdiğim hiçbir anı unutmayacağım ben. Sonra ben yine güneş ışıklarıyla uyanacağım. Ama yine yanılacağım. Güneşin doğduğu 5 saat olmuş. Ve bu doğan güneş sen olacaksın bu sefer. Senin ışıltınla uyanacağım. Soluduğum ilk temiz havada seni bulacağım yine. Derken aylar, hatta yıllar geçecek. Ben bir de uyanacağım ki 70 yaşıma girmişim o gün. Yan tarafıma bakacağım. Ama yatakta benden başka kimse olmayacak. Üzerimi değiştirip küçük evimin koridorundan yürürken yılların ne kadar çabuk geçtiğini düşüneceğim sadece. Balkona geldiğimde seni göreceğim. Tek katlı ahşap evimizin minik balkonunda, sallanan sandalyende oturmuş öylece dışarıyı seyrediyor olacaksın. Tam karşıda kocaman, kızıl yapraklı bir ağaç olacak. Eylül rüzgarlarında sallanırken yapraklarını dökecek. Hemen yanındaki parkta sevgilileri göreceğiz. Kimisi elele tutuşmuş dökülen yaprakların altında yürürken kimiside bir bankta oturmuş öpüşüyor olacak. Sonra sen beni fark edeceksin. Yerinden kalkıp bana günaydın diyeceksin. Bu sefer yüzüme vuran rüzgar değil sen öpeceksin beni. Bende sana sarılacağım. O gün doğum günüm olacak çünkü. Sen kahvaltıyı çoktan hazırlamış olacaksın. Ben taze ekmeği ağzıma götürdüğümde hissettiğim sıcaklık artık çok uzakta değil yanımdaki sandalyede oturuyor olacak. Sonra ben biraz dolaşmak için dışarı çıkacağım. Çıkarken bir kez daha öpeceğiz birbirimizi. Dolaşırken yine birine rastlayacağım. Ama bu yorgun gözlerle tanıyamayacağım onu. Ama aklımda yine sen olacaksın. O yabancının suratında olmasa bile hep seni görüyor olacağım heryerde. Ve akşam olacak ben eve geleceğim. Balkonda oturacağız ikimiz. Rüzgar çıkacak ve sokulacağız birbirimize. Ben senin ellerini tutacağım. Gençken pürüzsüz ve yumuşacık olan o eller artık sert ve buruşmuş olacak. Tabi benimkilerde. Yüzüne bakıp gülümseyeceğim. Sen üşüyüp üzerindeki hırkaya iyice sarılacaksın. Sonra bende sana sarılacağım. Ve gece olacak. Sen yatmaya giderken ben son bir kez gök yüzüne bakacağım. Yine bol yıldızlı bir gece olacak. Ama tek farkla. Ardarda kayan iki yıldız dikkatimi çekecek. Ve yanına geleceğim. Yatağa yatıp ellerini avuçlarıma alacağım. Seni çok seviyorum. İyi ki varsın diyeceğim. Ve birbirimize sarılarak uyuyacağız......
Sabahları dünyama bir güneş gibi doğdun. Aldığım ilk nefeste seni hissettim. Midemde beliren sıcaklık ekmeğe değil sana aitti. Yüzüme vuran rüzgarda dudaklarını hissettim. Sanki öpüyordun yanağımdan. Yolda karşılaştığım kişinin yerinde bile sen vardın. Nereye bakarsam bakayım seni görüyordum. Akşamın serinliğinde ellerimi tuttun. Geceleyin üşüdüğümde sana sarıldım. Şimşeklerden korktuğumda sana sığındım. Uyurken rüyamda bile sen vardın. Yıllar sonra seninleydim nihayet. Beraber yaşlanmıştık. Yine senin ışıltınla uyandım. İlk nefesimde sen vardın yine. Midemdeki sıcaklığın sebebi bu sefer çok uzakta değil yanımda oturuyordu. Ben dışarı çıkarken yanağımdan rüzgar değil sen öptün bu sefer. Akşam olduğunda içimi ısıttın. Varlığınla sevindirdin beni.
Ama uyumadan önce gördüğüm kayan yıldızlar o günden beri bir daha hiç geri gelmeyeceklerdi. Çünkü o yıldızlar bizdik.
Sarılarak hiç uyanmamak üzere uyumuştuk çünkü... Ve o gün benim doğum günümdü. Kutlu olsun...
Arkadaşlar bu yazının hikayesini şöyle anlatayım. Şu an saat 02:04 ve ben sevgilime mail yazıyodum. Birden böyle bişey yazdım. Bayaada güzel oldu ve sizlerle paylaşmak istedim.
Bu arada yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim şimdiden.
Aşk insana bunları yaptırıyo işte. Ahhh ahhh nasıl özledim sevgilimi var ya. kahretsin yaa.
breh breh breyyh..valla forum aşık doldu iyice çok güzel olmuş..tebrikler
sağolasın crow kardeş. AŞK ne kelime yanıyorum resmen yaa. şu an uyuyo kendisi bende akşam telefonda konuşurken mail yazacağımı sölemiştim. işte öylee yazdım içimden ne geldiyse...
hadi bakalim yengeye güzeel bi süpriz olacak..keşke bizimkindede olsa internet bizde kafaya göre döktürsek senin gibi uzun uzun...hadi kıymetini bil...aşkiniz daim olsun!...
AMİN sağol yaa umarım iş duaya kalmaz ama :) Çok seviyoruz birbirimizi çünkü...