Şimdi Ara

Osmanlı'dan Türkiye Cumhuriyeti'ne müthiş bir özet.

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
38
Cevap
0
Favori
1.235
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
8 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Sevdiğim bir YT kanalına da gönderdim seslendirmesi için, seslendirmeyi de dinleyebilirsiniz.
    SEÇKİN YAZILARyoutube
    YUNANLAŞTIK MI? MODERNLEŞTİK Mİ?
    https://www.youtube.com/watch?v=1M89S5nogqM


    Long Nightt takma adlı arkadaşın mesajıdır, farklı bir konuda gördüm arada kaynamış, herkesin okumasını tavsiye ederim, yanlış bir şey varsa da düzeltirseniz sevinirim.


    quote:

    Efendim klasik bir Cumhuriyet düşmanı sorusu olan ‘’Yunanı denize döktük ise neden onlar bize değil biz onlara benzedik?’’ saçmalığına değinelim.Sahi Yunan denize döküldü ise biz neden modernleştik?Ya da bu arkadaşlara göre biz yunanlılara neden benzedik?

    Efendim bu soruyu soran muhterem muhtemelen hayatında iki sayfa kitap okumamış ya da okusa bile saçmalıklar okumuş birisidir.Zira bu soruyu soran kişinin tarihteki modernleşme evrelerinden bir haber olduğu anlaşılır.Olsun bilmiyordur anlatalım.Türkiye Cumhuriyetinin kökeni yani devraldığı miras inkar edersiniz etmezsiniz Osmanlı mirasıdır.Yani bugünkü Türkiye Cumhuriyeti Osmanlı üzerine inşa edilmiştir.Bu nedenle modernleşme çabalarını sadece 1923 ile başlatmak cehalet olur.Bu nedenle gelin birkaç yüz yıl öncesine gidelim.

    Osmanlı 16.yüzyılda gücünün en üst evresindeydi.Lakin aynı dönemde Avrupadan geri kalmaya başladığı bir dönemdi.Avrupalılar Osmanlının gücünün en üst olduğu bu dönemde coğrafi keşiflere başlamışlar,rönesans ve reform hareketleri ile katolik kilisesinin gücünü kırmışlar ve özgür düşünceyi yeniden ortaya çıkarmışlardı.Coğrafi keşiflerle hem zenginleşmeye hem de rönesans/reform hareketleri ile düşünce alanında özgür kalmaya başlayan Avrupa halkları kısa sürede bilimde ve teknikte ilerlemeye başlamıştı.O dönem Osmanlı ise askeri alanda önde olsada Avrupa’nın bu ilerlemesine kayıtsız kalmış ve her daim küçümsemişlerdi.Zira bugünkü ‘yobazlar’ gibi o dönemin yobazları kendilerini her şeyden ve herkesten üstün görmüşler ve Avrupa’yı takip etmeyi gereksiz görmüşlerdi.Öyle ki III.Murat döneminde İstanbul’a gökleri incelemek için bir rasathane inşa edilmek istendiğinde dönemin şeyhülislamı ve uleması ‘Göklerin sırrı sadece Allah’a mahsustur’ diyerek reddedecek ve rasathanenin yıkılmasına neden olacaklardı.

    Dahası Osmanlı toplumunda el yazma eserler yaygındı.Doğal olarak bu el yazmaların çoğaltılması işide bir grubun elindeydi.Bunlara ‘Müstensih’ denirdi.Bu grup matbaa ortaya çıkınca buna karşı çıkmışlar ve müslümanların yazılarının/dini eserlerin gavur bir icat olan matbaada basıltılıp çoğaltılamayacağını ileri sürerek matbaanın Osmanlıda erken dönemde yaygınlaşmasını engellemişlerdi.Halbuki aynı dönemlerde yani 1567’de bir Ermeni İstanbul’da ilk matbaa’yı açacaktı.Müslüman Osmanlılar ise ancak 1718-1730 yılları arasındaki lale devrinde matbaa açabilecek ve bu matbaa’da çok sınırlı sayıda eser basabilecekti.

    Osmanlı Avrupa’nın gerisinde kaldığını ancak II.Osman ile anlamaya başlayacaktı.II.Osman devletin gerilediğini,devlet kurumlarının özellikle yeniçerinin yozlaştığını ve Avrupa’nın gerisinde kalındığını görmüştü.Bu nedenle bunu düzeltmek maksadı ile başkenti İstanbul’dan alıp Anadoluda bir yere taşımayı,yeniçeri ocağını lağvedip sadece Türkmenlerden oluşan bir ordu kurmayı ve devleti ele geçiren devşirmeler yerine Türklerden oluşacak bir devlet kadroları kurmayı amaçlamıştı.Bu nedenledir ki Osmanlı tarihinde bir ilk olarak yani harem kurulduğundan bu zamana kadar geçen sürede bir ilk olmak üzere haremden devşirilen kızlarla münasebet kurmamış devrin Şeyhülislamının kızı ile evlenmiştir.Şeyhülislamın kızı doğuştan Türk ve müslüman olması II.Osmanın devleti kökten değiştirmeyi hedeflediğini göstermesi açısından somut bir delildir.Nitekim II.Osmanın temeli hazırlamadan giriştiği bu reform girişimleri devşirme yeniçerilerin ve çıkarlarına uymayan ulema sınıfını rahatsız etmiş ve en nihayetinde gericiler tarafından tahttan indirilip vahşi şekilde katledilmiştir.

    II.Osmandan sonrası malum devlet uzun bir süre Kösem Sultanın idaresinde kalmış ve daha sonra idare IV.Murat’ın eline geçmiştir.IV.Murat tahtta çıktığında içerdeki yozlaşmayı sert tedbirlerle engellemiş,doğuda safevileri püskürtmüştü.En nihayetinde içte ve dışta güvenliği nispeten sağladıktan sonra Koçi bey ve Katip çelebiden devletin Avrupadan geri düşmesini araştırmalarını istemiş ve onlarda raporlarını sunmuştur.Bu bağlamda Osmanlının gerçek anlamda Avrupa’nın gerisinde kaldığını idrak etmeye ve bunu araştırmaya IV.Muratla başlandığı söylenebilir.Nitekim IV.Muratın ölümünden sonra tahtta akli dengesi bozuk olan kardeşi İbrahim çıkmıştır.Sultan İbrahim abisi IV.Muratın bıraktığı devleti akli dengesi yerinde olmadığı için idare edememiş ve devlet yine çıkar odaklarının elinde oyuncak olmuştur.En nihayetinde yeniçerilerin isyanı ile tahttan indirilmiş ve katledilmiştir.Yerine oğlu IV.Mehmet geçmişse de yaşı küçük olduğu için devlet yine güç peşinde olanların elinde oyuncak olmuştur.Lakin onun döneminde Köprülü Mehmet Paşa’nın sadrazamlığı ve birkaç nesil boyunca Köprülülerin sadrazam olması ile devlet nispeten yeniden toparlanmıştır.

    Lakin bu toparlanma hep görünürde olmuş kökten bir toparlanma olmamıştır.Devlet içten çürümeye devam etmiştir.Bu çürüme ise 1683 yılında başlayan II.Viyana kuşatması ile iyice gün yüzüne çıkmıştır.Osmanlı ilk defa bu savaşta Avrupa karşısında ağır bir bozguna uğramış ve Avrupa’nın çok gerisinde kaldığını acı birşekilde görmüştü.

    Bu acı uyanış elbette devleti idare edenler için bir uyarı olmuştu.II.Mustafadan sonra tahtta çıkan III.Ahmet devleti baştan aşağıya yenilemek için girişimlerde bulunmuştur.1718’de Avusturya ile imzalanan Pasarofça anlaşması Osmanlının artık Avrupanın çok gerisinde kaldığını göstermişti.Bu nedenle III.Ahmet anlaşmanın imzalandığı 1718 yılından itibaren devleti modernleştirmeye çalışmıştır.1718-1730 yılları arası dönem bu nedenle ‘Lale devri’ olarak anılır.İlk defa yurt dışına öğrenciler gönderilmiş,elçilikler açılmış ve Avrupadaki yenilikler hakkında saraya rapor gönderilmesi istenmiştir.Özellikle askeri alanda geri kalındığı düşünüldüğü için askeri alandaki yenilikler ayrı bir önemle takip edilmiş ve Osmanlı ordusunda uygulanmaya çalışılmıştır.Lakin Yeniçeriler kendilerine alternatif olabilecek her türlü yeni askeri yapılanmaya karşı oldukları için bu yenilikler istenildiği düzeyde kalıcı ve etkili olamamıştır.Bu dönemde dikkat çeken başka bir husus ise ilk defa çiçek aşısı uygulaması yapılmış ve müslümanlarında matbaa açabilmesine izin verilmiştir.

    Lakin III.Ahmet’in bu girişimleri de yeniçerileri ve gerici dinci/ulema kesimi rahatsız etmiş en nihayetinde 1730 yılında Patrona Halil denilen gerici bir yeniçerinin etrafında birleşilerek isyan edilmiştir.Bu isyan sonucunda III.Ahmet tahttan indirilmiş ve yerine I.Mahmut yeni padişah olarak başa geçirilmişti.Bundan sonra 18.yüzyılda sırasıyla başa III.Mustafa,I.Abdülhamit ve III.Selim geçecektir.Bu üç padişahta gericilerin tüm tehditlerine rağmen yenileşmeye devam edecek ve asla geriye dönüş yapmayacakladır.Nitekim III.Selim bu padişahlardan daha radikal adımlar atacak lakin II.Osmanda olduğu gibi bu adımları onu gericilerin hedefi haline getirecek ve 1806 yılında Kabakçı Mustafa isimli gerici bir yeniçerinin ulema ile birleşerek ‘III.Selim’in getirdiği Nizam-ı Cedid hareketi din dışıdır.Tahttan indirilmesi caizdir’’ fetvalarıyla tahttan indirilecek ve vahşice katledilecektir.

    III.Selim’in katledilmesinden sonra tahtta gericilerle anlaşan IV.Mustafa geçecek lakin Rusçuk Ayanı Alemdar Paşanın ordusu ile İstanbul’a gelmesi üzerine tahttan indirilecek,isyancılar idam edilecek ve II.Mahmut yeni padişah olarak tahtta çıkacaktır.IV.Mustafa’da II.Mahmut’un iktidarına tehdit olur gerekçesiyle katledilecektir.Tahtta geçen II.Mahmut tam anlamıyla III.Selim’e hayran birisiydi.Onun Nizam-ı Cedid hareketini destekliyor ve Batıyı yakından takip ediyordu.Lakin o II.Osman’ın,III.Ahmet’in ve III.Selim’in başına gelenlerden ders alarak uzun bir süre sessiz kaldı.En nihayetinde Morada çıkan Yunan isyanını fırsat bilerek 1826 yılında Yeniçeri ocağını İstanbul ahalisinin de desteğini alarak kaldırdı.Tüm yeniçerileri kılıçtan geçirdiği gibi şehirde bulunan Yeniçeri mezarlarını dahi yıktırdı.Bu Osmanlı için bir dönüm noktasıydı zira bir padişah gericilerin dayanağı olan yeniçeri ocağını kaldırmış ve Osmanlının önünü açmıştı.Bu nedenledir ki bu olay Osmanlı tarihine ‘Vakay-ı Hayriye’ olarak geçmiştir.

    II.Mahmut yeniçeri ocağını kaldırdıktan sonra hemen III.Selim’in kaldığı yerden devleti modernleştirmeye devam etti.Önce kafasındaki sarığı,sırtındaki cübbeyi,giydiği şalvarı ve çarığı bir kenara atarak dönemin Avrupa hükümdarları gibi iskarpin,kumaş pantolon,gömlek ve ceket giymeye başladı.Bunu tamamlamak içinde başına yunanlılara ait olan ‘fes’i geçirdi.Bu kıyafet inkılabını sadece kendisi üzerinde yapmadı tüm Osmanlı memurlarının ve askerlerinin böyle giyinmesini zorunlu kıldı.Dahası tüm devlet dairelerine kendi potresini astırdığı gibi kendi doğum gününü milli bayram ilan etti.Osmanlı bandosunu kaldırarak modern ‘Müzika-i Hümayun’u kurdu.İlk Osmanlı millli marşını besteletti.Devlet yönetimini baştan başa değiştirdi.Vezirleri ve divan-ı hümayunu kaldırdı.Modern anlamda bakanlar ve bakanlıklar oluşturdu.Divan-ı Hümayun yerine ‘Bab-ı Ali’yi yani bugünkü bakanlar kurulunu kurdu.Dahası yüz yıllarca devletin idare edildiği topkapı sarayını terk ederek Batılı tarzda inşa ettirdiği Dolmabahçe sarayına geçti.Burada geleneksel Osmanlı adetlerine göre yaşamadı.Sarayını koltuk takımlarıyla,masalarla,sandalyelerle donattı.Bu bağlamda yerde yemek yemeyi bırakan ve Avrupalılar gibi masada yemek yemeye başlayan ilk Osmanlı padişahı da o oldu.Hem hukuk alanında hem de eğitim alanında birçok köklü reformun da mimarı oldu.

    Fakat o dönemin gericileri II.Mahmut için ‘’Gavur adetlerini benimseyen,müslüman halka gavur adetlerini dayatan bir padişah idi.Sarığımızı çıkarttı fes taktırdı.Gavur padişahtır gavur’’ dediler.Yani bugün ‘şapka’ için ‘gavur’ diyenlerin ataları o dönem bir yunan şapkası olan ‘fes’i Osmanlıya zorunlu kılan II.Mahmut’a ‘gavur’ diyorlardı.Bunlar babadan oğula nesil değil mi?

    II.Mahmuttan sonra başa geçenlerin hiçbiri II.Mahmut’un yaptığı yeniliklerden geri dönmedi.Hepsi bir adım daha ileri gitti.Tanzimat ve Islahat fermanları ardı arkasına geldi.Modern okullar,modern kurumlar ve gazeteler yayınlanmaya başladı.En nihayetinde bu yenileşe ortamında 1860’larda Genç Osmanlılar ortaya çıktı.Osmanlının asli unsuru olan fakat zamanla padişahın ‘kulu’ olan Türkler uyanmaya başladı.Padişaha ve yönetime karşı muhalefet artmış olsada hiçbir padişah modernleşmede geri adım atmadı.Abdülaziz meşrutiyet taraftarlarınca tahttan indirilmesine rağmen modernleşmede geri adım atılmadı.II.Abdülhamit meclis-i mebusanı kapatsa bile modern okullar ve modern eğitimler vermeye devam ettirdi.Üstelik bu okullarda kendi iktidarına muhalif insanların yetişdiğini bilmesine rağmen okulları kapattırmadı.Asla hiçbir padişah II.Mahmut öncesine dönmek istemedi.Hep bir adım daha ileriye gittiler.En nihayetinde II.Abdülhamit’in açtığı okullardan mezun olanlar II.Meşrutiyeti ilan ettirdiler ve sonrasında da savaşlar soncunda yıkılan Osmanlı üzerine modern yeni Türk devletini kurdular.

    Yani görüleceği üzere Türkiye Cumhuriyeti zembille gökten inmedi.Yüz yıllarca devam eden modernleşme çabaları sonucunda Türkiye Cumhuriyeti kuruldu.Türkiye’yi kuran Atatürk ise Osmanlının modernleşme çabalarını takdir etmekle beraber eski kurumlarıda yaşattığı için tam anlamıyla başarılı olamadığını bu nedenle de yenileşme hareketlerinin istenildiği arzuda devleti çöküşten kurtaramadığını görerek Osmanlının yaptığı bu hatayı tekrarlamadı.O yeni Türkiye Cumhuriyetindeki tüm eski kurumları kapatarak yeni kurumlar kurdu.Kapatılamayacak kadar kökleşmiş olan kurumları ise modernleştirdi.Halifeliği kaldırarak Cumhuriyet rejimini güçlendirdi,medreseleri ve tarikatları kapatarak modern bir nesil yetiştirmek için ikiliklerin çıkmasını önledi,latin harflerine geçerek Türk çocuğunun arap-fars kırması bir alfabeye sahip Osmanlıca ile boğuşmasını önleyerek Türk gramerine uygun yazıp-okumasını sağladı,laikliği temel alarak Osmanlıyı içerden çürüten gericilerin devleti Osmanlıda olduğu gibi içerden çürütmesini önledi.Kılık kıyafet inkılabı yaparak Türk milletini ilkel ve barbar arap kıyafetlerinden kurtardı.

    Bu bağlamda Atatürk’ü Osmanlıda radikal reformlar yapan II.Mahmut’a kısmen benzetebiliriz.Her iki liderde dönemlerinde devleti baştan başa değiştirmişlerdir.Lakin Atatürk’ün yaptığı inkılaplar II.Mahmut’a göre daha kalıcı olmuştur.Zira bunun nedeni II.Mahmut ve sonrasında gelen padişahların eski kurumların yanında yeni kurumlar açmasıdır.Örneğin eğitim alanında yapılan bir yenilik tüm Osmanlı tebaasını etkilemiyordu.Dileyen medrese eğitimi almaya yani Dünya gerçeklerinden kopuk bir beyin yıkamasına maruz kalmasına izin veriliyordu.Hukuk alanında da durum böyleydi.Dileyen modern hukuk alabilir ve devletin açtığı modern mahkemelerde görev alabilirdi.Dileyen ise medreseler okur,kadı olur ve kadı olarak görev yapabilirdi.Görüleceği üzere eski ve köhnemiş kurumların yanında yeni kurumlar arzulanan modernleşmeyi kökten yapamamış ve akabinde Avrupa ile aramızda açılan uçurum kapatılamamıştı.Atatürk bu nedenle eski kurumları tamamen yok etmiş ve yerine çağa uygun modern kurumlar açmıştır.Bu nedenledir ki son 18 yıldır kökten dincilerin yoğun saldırılarına rağmen bu devlet hala daha ayakta durmaya devam ediyor.En son iki gün önce hepsi milli egemenliği kutlamak için birbiriyle yarışıyordu.Yani öyle ‘’İngiltere’ye gidin’’ diyenler siz daha çok avucunuzu yalarsınız.

    Son olarak bizim modernleşmemiz birilerinin dayatmasından dolayı değil bunu istediğimiz için gerçekleşti.Aynen Çinliler,Koreliler ve Japonlar gibi bizde modernleştik.Dahası tüm İslam ülkeleri içerisinde en modern,en demokrat ve en laik tek devlette Türkiye’dir.Aksine yıllarca doğrudan Batının himayesinde kalan veya Batı tarafından doğrudan işgal edilen hiçbir İslam ülkesi modernleşemedi.

    Mesela Suriye,Irak,Lübnan,Mısır,Tunus vs I.Dünya Savaşından sonra Fransız,İngiliz ve İtalyan mandası altında kaldılar.Hangisi modernleşti?Hangisi Türkiye’ye benzedi?Ya da Afganistanı ele alalım.Afganistan 2002 yılından beri Amerikan ve Nato işgali altında peki Afganistan modernleşti mi?Afganistana laiklik ve Cumhuriyet geldi mi?Irak 2003-2011 yılları arasında doğrudan Amerika’nın işgali altındaydı peki Irak modernleşti mi?Elbette hiçbiri modernleşmedi zira sizin fantezi Dünyanızda müslümanları zorla ‘laik’ yapan Batının umurunda bile değil İslam ülkelerinin ‘laik’ olması veya olmaması.Bilakis İslam ülkelerinin cumhuriyete,laikliğe ve demokrasiye geçmesini istemeyenlerin başında Batı gelir.O nedenledir ki Yunan Anadoluyu işgal ederken Yunan ve İngiliz uçakları ‘Yunan ordusu halifenin izniyle geldi.Yunan ordusuna direnmek dinsizliktir’ fetvaları atmıştı.O nedenledir ki Yunan ordusu Ankara’ya doğru ilerlerken uçaklarından Anadolu üzerine ‘’Yunan ordusu halifeye isyan eden Kemalistleri cezalandırmak için halife ordusunun izni ile gelmiştir’’ şeklinde broşörler atmıştı.O nedenledir ki sizin üstad diye peşinde dolandığınız şahıs ‘’Yunan galip geleydi şeriat mahkemeleri olurdu’’ diyordu.Zira Batının hiçbir zaman Türklerin ya da sömürmeye çalıştıkları ulusların modernleşmesi ile ilgileri olmamıştır.Onlar kitleleri kolayca etki altına alabilecek ve kendilerine hizmet edecek din adamları vasıtasıyla ülkeleri içerden çökertmeyi hedeflemişlerdir.Bu nedenledir ki Amerika Afganistanı 18 yıldır işgal altında tuttuğu halde El kaideyi bitirmedi,bu nedenledir ki kendi ülkesinde Türkiye’ye karşı kullanmak için ‘fetö’yü hala daha saklıyor ve himaye ediyor.Siz gelmişsiniz hala daha ‘’Savaşı biz kazandığımız halde neden Yunanlara benzedik?’’ diyerek saçmalama da birbirinizle yarışıyorsunuz.Dahası bahsettiğiniz o Yunanlılar ‘laik’ bile değil.Evet şaşırdınız mı?Bugün komşumuz olan Yunanistanın anayasasında ‘Yunanistanın resmi dini ortodoks hrıstiyanlıktır’ ibaresi yer alır.Dahası biz 1923 yılında Cumhuriyet ilan ettiğimizde Yunanistan ‘Krallık’ ile idare ediliyordu.Yunanistan ancak 1974 yılında ‘Cumhuriyet’ rejimine geçebilecekti.Bari bunu araştırsaydınız…

    Dahası bu modernleşme çabaları sadece Türkiye’de değil tüm Dünyada görüldü.Çinliler batılaşırken,Koreliler batılaşırken,japonlar batılaşırken sorun olmuyor da Türkiye ve İslam ülkeleri batılaşınca mı sorun oluyor?Eğer bugün Türkiye Atatürk önderliğinde inkılaplar yapmasaydı Suriye’den,Iraktan,Mısırdan,Pakistandan ve Afganistandan vs farkımız olmazdı.Bugün eğer Türkiye tüm İslam ülkeleri içinde en çok tercih edilen ülkeyse bu Atatürk ve onun inkılapları sayesiyledir.Mesela sizin özleminizi duyduğunuz şeriatle yönetilen ülkelerin vatandaşları dahi (Afgan,Pakistan,İran) laik ve demokratik olan Türkiye’ye neden akın akın kaçıyor?Bunu hiç sorgulamıyorsunuz değil mi?

    Ayrıca ‘’Laik ve demokrasi isteyenler pkk,dhkpc ve ypgye katılıyor’’ diyenler hangi akılla bunu söylüyorsunuz?Sizin o bahsettiğiniz terör örgütleri laik,demokratik,ve cumhuriyet rejimi ile yönetilen Türkiye’yi yıkmak ya da bölmek için çaba harcayan örgütler.Pkk 1978’de,Dhkpc 1994’te ve Ypg’de 2004 yılında kurulan terör örgütleri.Hepsinin ortak hedefi Türkiye’deki rejimi yıkmak eğer bunu başaramazlarsa kendi ideolojilerine göre Türkiye’den koparacakları bir toprak parçası üzerinde ‘devlet’ kurmak.Buna rağmen hala daha utanmadan ‘’Laik ve demokrasi isteyenler terör örgütlerine katılıyor’’ diyorsunuz.Yahu siz de utanma hiç mi yok?

    @Long Nightt



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi HIGHER -- 2 Mayıs 2020; 0:3:8 >







  • Türkiye'nin en büyük iki tarihçisi dururken bunları neden dinleyelim arkadaşım biz kendimiz okuyup araştıramıyor muyuz da bunun gibilerden tarih öğreneceğiz? Ali şunu demiş Veli bunu demiş diye tarih mi oluyor, İngiltere'ye iltica etmiş Atatürk'ün savaştığı İngiltere'ye sığınıp Atatürk'e sallayan tiplere mi inanalım belgelere mi ? Belgeler ortada açalım bakalım, ne saklanıyor ne sansürleniyor söyle araştıralım. Sallamakla olmuyor o işler.

    Git Yunanistan'a ders kitaplarına bak bakalım, neden modern helenizm tarihinin en büyük felaketi olarak Kurtuluş Savaşı'nı gösteriyolar. Bu adamlar salak mı ki olmamış savaşı büyütüp kendilerinin en büyük felaketi diye ders kitaplarını koymuşlar çocuklarına gösteriyolar ? Yunanlı saf mı ki Kurtuluş Savaşı'nda yenilince aralarında başbakanlarının da olduğu 6 kişiyi kurşuna dizerek idam etmiş ? Olmamış savaş için en önemli komutanlarını kurşuna mı dizdi bunlar ? Yunanistan resmi tarihi söylüyor sen kalkmış biz Yunanı denize dökmedik diye bişeler uyduruyorsun sonra saçma salak bi video atıp inanmamızı bekliyorsun.

    İstanbul'daki İngilizler feryat figan İngiltere'ye niye "Türkler savaşı kazanıyor takviye gönderin" diye yazılar yazmış ? (Arşivde ilgili yazılar var istersen sürüyle kaynak atarım) İstanbul'da Kurtuluş Savaşı ve Atatürk'e destek verenleri toplayıp neden kurşuna dizmiş bunlar? Olmamış savaş için mi? Neden Karadeniz'de buldukları gemileri Anadolu'ya yardım götürmesin diye batırmışlar, neden Atatürk hakkında yakalama kararı çıkartmışlar ? Neden Atatürk'e suikast düzenlemişler? Olmamış savaş için bu biraz fazla değil mi ?
    Daha işin İtalya'sı var, Fransa'sı var, Ermenistan'ı var iç ayaklanmaları var say say bitmiyor düşman. Ermenilerle olan çatışmalara ne diyeceksin o da mı yalan ?

    Öyle kafadan sallamayla olmaz bu tarih işi, madem bizim belgeler sansürlü, eksik o zaman diğer ülke arşivlerini göster tartışalım onlar da mı sansürlemiş?

    Ayrıca imla kurallarına dikkat etmeyişinden ve yazım hatalarından kitaplara uzak birisi olduğunu az çok anlayabiliyor insan. O virgülleri öyle saçma sapan koyabilmek beceri ister, dil bilgisini yeniden yorumlamışsın tebrik ederim. Nedense tarih konusunda saçmalayanlar dilini de düzgün kullanamazlar çok nadiren seker bu, sende de sekmemiş bir kilometre öteden anlaşılıyor bir nane bilmediğin. Şimdi yazdıklarımı oku ve youtubeden video atmadan kopyala-yapıştır yapmadan bana kaynak göster, bekliyorum.
    Beyefendi belli ki ideoloji saplantınız gerçekleri görmeye engel oluyor.Buraya geliş amacınız siyaset mi konuşmak yoksa tarih mi?Belli ki sorduğum sorulara cevap verecek donanımınız yok gelmişsiniz burada 'CHP pkk ile beraber iş tutuyor.'',''Yalçın Küçük'ün sağcı olmadığı kesin ve kendisi kemalist ve oda tv yazarı'' gibi sözlerle laf ebeliği yaparak konuyu dağıtma amacı güdüyorsunuz.Kusura bakmayın ama bu stratejiniz tutmaz.Hali hazırda CHP'nin kürtçü ve bölücüler tarafından 2010 yılındaki kaset darbesi ile ele geçirildiği bilinirken gelip burada ''CHP pkk ile iş tutuyor' demeniz tutmaz.Yahu CHP'ye saldıranların daha geçen seçimlerde aponun kırmızı bültenle aranan kardeşini devlet televizyonuna çıkartıp ''Muhalefete oy vermeyin' çağrısında bulunanlara tek bir laf söyleyemeyip burada ''CHP pkk ile işbirliği yapıyor' demesi sıktı artık.Doğru zaten aponun kırmızı bültenle aranan kardeşini devlet televizyonuna çıkartanda da zaten kemalist ve solcu ve oda tv yazarlarıydı (!)...Hatta açılım sürecinide,barzaniyi kırmızı halılarla karşılayanlarda,'Türkiye seninle gurur duyuyor' diyenlerde,teröristlerin ayağına mahkemeler götürenlerde hep bu solcu,kemalist ve oda tv yazarlarıydı (!)...


    Neyse son olarak bu ülkede arşivler açık ve herşey ortada.Komaya giren 100 yıldır bu gerçeği kabul edemeyen malum kesimdir.Bu nedenle artık hayali şeyler uydurmaya ve onlara inanmaya başlamışsınız.Bu nedenle gerçekten sizler adına üzülüyorum.'O yalan','Bu yalan','Bu gerçek değil','Arşivler bir açılsa'' gibi stratejileri Ermenilerde 'soykırım' konusunda Türkiye'ye karşı söylüyor fakat başarılı oldukları söylenemez.Ermenilerle aynı mantıkla ilerleyerek birşeyler elde edeceğinizi sanıyorsanız büyük bir yanılgı içindesiniz.O arşivlerde sizin hayali dünyanızda kurduğunuz palavralar yok.Sadece gerçekler var.O nedenle 18 yıldır iktidarda olmanıza rağmen o arşivlerden palavralarınızı destekleyecek tek bir belgecik bile bulamadınız.Bu nedenle hezeyanlar içindesiniz anlıyorum zaten yakında ''Lozan anlaşması aslında 2023'te bitmeyecek 2123'te bitecek.Lozan anlaşması aslında iki yüz yıllık'' demeye de başlarsınız.Fakat artık gerçekleri kabul etmenin zamanı gelmedi mi?Dediğiniz gibi gocunacak,küsecek bir durum yok ortada...
    Yalçın Küçük mü kemalist?Güldürmeyin buyrun şunu izleyin :https://www.youtube.com/watch?v=wxpT6uWz2UM

    Söz ettiğiniz kişi Atatürk'ün kurmuş olduğu üniter devlet yapısına 'kökten' düşman olan,Pkklılara 'selam' gönderen klasik cihangir solcusudur.Pkk güzellemesi yapan birisine kemalist diyorsanız orasını bilemem.Ayrıca kendisini 'kemalist' olarak tanımlaması da bir anlam ifade etmez.En başta Atatürk'ün kurmuş olduğu üniter devlet yapısına karşı olan birisinin kemalizm ile ne kadar bağı vardır orası sizin takdirinize bırakıyorum.

    Ayrıca İnönü savaşları siz inkar etseniz de etmeseniz de yaşanmıştır.Savaşa dahil olan birliklerin az sayıda olması yarattığı etkiyi ortadan kaldırmaz.İnönü savaşlarına kadar Yunan ordusu Anadolu içinde ilerlerken ilk defa İnönü mevzilerinde püskürtülmüştür.Bu Anadoludaki Milli Direniş için bir milat olmuştur zira o zamana kadar milli ordunun Yunan ordusu karşısında çil yavrusu gibi dağılacağını düşünenler vardı.Dahası I.İnönü savaşı yaşandığı esnada Çerkez Ethem ve kuvvetleri de ayaklanmışlardı.Yani Milli ordu hem Yunan ordusuna karşı hem de Çerkez Ethem kuvvetlerine karşı başarı göstermiştir.Yunan ordusunun İnönü mevzilerinde yeni kurulmuş milli orduyu püskürtememesi aksine geri çekilmesi Anadoludaki Milli direnişi kuvvetlendirmiş dahası isyancı Çerkez Ethem kuvvetlerinin de yenilmesi Milli orduya olan muhalefeti de ortadan kaldırmıştır.Bu nedenle zaten bizzat Mustafa Kemal Paşa İnönü'ye çektiği telgrafta 'Siz orada yalnız düşmanı değil milletin makus talihini de yendiniz' demiştir.Eğer İnönü mevzilerinde Türk ordusu sizin çapı küçük olarak küçümsemeye çalıştığınız Yunan ordusuna karşı dahası Çerkez Ethem kuvvetlerine karşı başarı sağlayamasaydı bugün belkide Türkiye Cumhuriyeti diye bir devlet var olmayacaktı.Zira iki kuvvette İnönü mevzilerini geçtikten sonra Ankara'ya girmeyi planlıyordu.Böyle bir durum yaşansaydı daha yeni yeni temelleri atılan milli hükümet dağılacak dahası yurt içinde arzulanan desteği belkide bulamayacaktı.

    Ayrıca Yunan denize dökülmedi ise bu adamlar kendi istekleriyle mi Anadoluyu boşalttılar?Size göre Yunan ordusu Anadoluya kır gezisi yapmaya mı gelmişti?Sakarya savaşı boyunca Türk ordusu ve Yunan ordusu karşı karşıya 22 gün ve gece boyunca ne yaptı?Karşılıklı oyun havası mı oynadılar?Kır gezisi sona erince 9 Eylül 1922'de Yunanistana kendi istekleriyle mi döndüler?Neden büyük taarruzdan sonra Yunanistanda askeri darbe oldu?Neden Kral Konstantin tahttan indirildi?Neden 1919-1922 yılları arasında Yunanistan Krallığında başbakanlık yapan Gounaris, Protopapadakis, Stratos;Eski savaş bakanı Theotokis;eski dış işleri bakanı Baltatzis ve büyük taaruz esnasında Anadoludaki Yunan ordusu başkomutanı olan Hacıanestis Anadoludaki yenilgiden sorumlu tutularak 'vatana ihanet' suçlamasıyla kurşuna dizilerek idam edildi?Neden bugün Yunanistan Parlamentosunun önünde bulunan 'Meçhul asker' anıtında Yunan ordusunun en çok kayba uğradığı yerler arasında Anadolu yer alıyor?Neden bugün Yunan tarih kitaplarında Anadolu yenilgisi için 'Küçük Asya Felaketi' tabiri kullanılıyor?Hani Yunan ordusu denize dökülmemişti?

    Kusura bakmayın lakin ideolojiniz gözünüzü karartmış.Apaçık gerçekleri bile kabul etmiyorsunuz.

    Son olarak bunların hiçbiri derin konular ya da saklanan konular değil.Tüm arşivler sonuna kadar açık.Bu konular hakkında üniversitelerde defalarca makaleler yayınlanmış,sempozyumlar yapılmış,konferanslar verilmiş,bildiriler okunmuş ve tezler yazılmıştır.Eğer siz akademik ve bilimsel yayınlar okumuyor bunun yerine belli bir cenahın popüler tarihçilerini esas alıyorsanız bilemem.
    "Gizlenen" tarihin kaynakları güvenilir değil ki. Kadir Mısıroğlu'nu, Mustafa Armağan'ı vs kastediyorsan onlar tarihçi bile değil. Kendi uydurdukları, check edilmemiş tanıklık, uydurma, iftira, kimi zaman İngiliz, Fransız, Ermeni propagandasına dayanan bir tarih yazıyorlar ya da daha doğrusu baştan yaratıyorlar.
    ABD basınında çıkmış o mektup kadar yalan bir şey dünyada var mıdır bilmiyorum. Birileri de ciddiye alıp dergi kapağı yapmıştı bunu, adı gibi çukur olan bir dergi. Latife Hanım Atatürk'e aşık olmuş, ömrünün sonuna kadar da aşık kalmış. Bir tane kötü laf çıkmamış ağzından Atatürk hakkında. Ayrılırken birbirlerine verdikleri sözü ömürleri boyunca tutmuşlardır.
    Tırnak içinde gizli tarihi tiye alma ihtiyacı duyanı.

    Ayrıca Türkiye'deki sağ ve solun popüler kullanımının dışına çıkmanı tavsiye ediyorum. Yalçın Küçük senin referansından solcu görünüyor ama benim referansımdan uşanka benzeri kalpağı, kızıl atkısı, Sovyet sistemi yanlılığı ile sağcı (Leninist - Stalinist) bir komünistin çok tipik örneği. Komünizm tarihi, komünist politik literatür okudun mu? Tavsiye ederim. Atatürkçülükten, özellikle de Türkiye'de şu an sol dediğinden aslında ne denli farklı olduğunu anlamak istiyorsan oku. Mısıroğlu'nu vs bırak. Kendini gerçekten geliştirirsin.
  • Teşekkürler paylaşım için
    Tam bir özet geçmiş,eline emeğine sağlık
    Üç bölümlük romanov hanedanı ile ilgili Netflix dizisi seyrettim hemen hemen örtüşüyor,bu dönemle



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi WILDBOYS -- 30 Nisan 2020; 18:14:59 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bir youtube kanalı bu yazının aynısını 4 saat önce kanalında paylaşmış. Az önce tesadüfen farkettim. Bilginiz var mı?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Eski Açık Sarı Desene

    Bir youtube kanalı bu yazının aynısını 4 saat önce kanalında paylaşmış. Az önce tesadüfen farkettim. Bilginiz var mı?
    O kanal bana ait.
    Tırnak içine aldım alıntı olduğu belli olsun diye. Kaldırmamı isterse yazı sahibi kaldırırım.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: HIGHER

    O kanal bana ait.
    Tırnak içine aldım alıntı olduğu belli olsun diye. Kaldırmamı isterse yazı sahibi kaldırırım.

    Alıntıları Göster
    Forumda konuyu gördükten sonra youtubede yazı karşıma çıkınca şaşırdım ben de

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • HIGHER kullanıcısına yanıt
    YouTube linki verebilirmisin

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yazıdaki bazı yanlışların doğruları.
    "Avrupa’ya öğrenciler 3. Ahmet zamanında da degil daha geç gönderiliyor 2. Mahmut zamanında"

    "Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk matbaası daha 1493 yılında, İbrahim Müteferrika'dan 234 yıl önce, İspanyol göçmeni David ve Samuel İbn Nahmias Kardeşler tarafından kuruldu. İlk kitap, Yakup ben Asher'in Arba'ah Turim eseri 13 Aralık 1493'te basıldı."



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi HIGHER -- 1 Mayıs 2020; 20:47:33 >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • TV'ye kadar gidecek bu yazı
    Sevdiğim bir YT kanalına da gönderdim seslendirmesi için, seslendirmeyi de dinleyebilirsiniz.
    SEÇKİN YAZILARyoutube
    YUNANLAŞTIK MI? MODERNLEŞTİK Mİ?
    https://www.youtube.com/watch?v=1M89S5nogqM




  • Osmanlı geri kalmıştır,cuhmuriyette öyle

    Dağılın
  • https://forum.donanimhaber.com/23-nisan-da-cocuklarin-beynini-yikamak--143073242-15

    Mevzu bahis konuda ben de denk gelmiştim ve ülke dünya gündeminde bu kadar uzun ve detaylı bir tarih yazısı görünce şaşırdım. Yalnız bence bazı kusurları var. II.Osman namı diğer Genç Osman Lehistan Seferi'nde Yeniçerilerin disiplinsizliğinden illallah etiyse de aklında Avrupa'ya kıyasla geri kaldık gibisinden daha modern zamanlara denk gelen yaklaşımlar yoktu. Osman esasen Yeniçeri ordusunun düzeninden, Darül Harbe karşı gaza yapabilecek veya basitçe Osmanoğullarına karşı gelişebilecek herhangi bir tehdite karşı savaş yürütebilecek profesyonel bir savaş gücü olmaktan çıkıp itaatsizleşen bir eşkiya sürüsüne dönmesinden rahatsızdı, muhtemelen devşirme sistemine dayanmasından da yani kuşaklardır has Müslüman olan soylardan gelmemelerinden de bir tiksinti duyuyordu, bozulmuşluklarını şeytanın oyunlarına açık eski kafirler olmalarına ya da İstanbul'da kaldıkları süre boyunca rehavete fazla düşmelerine bağlıyordu. Müslüman Anadolu'ya gidip orada padişaha sadık yeni bir ordu yaratmak istedi. Bunun için bir hac yolculuğuna gitmeyi planladı ama Osmanlı mülkünde daha önce bir padişahın hacca gittiği görülmüş şey değildi ve bir yandan maalesef planları sızdırıldı. Genç olduğu için sırlarını paylaşacağı kişileri iyi seçemedi. Niyetini öğrenince haliyle Yeniçeriler isyan ettiler, ulemanın da desteğini aldılar, genç Osman'ı sonunda aşağılayarak ele geçirdiler, hakaretler ederek sıradan kıyafetler giydirdikleri padişahı Yedi Kule zindanlarına götürüp önce acımasızca hayalarını patlatıp (bu vahşi detay pek zikredilmez) boğdular.

    Tarih öğrenirken ve öğretirken bu kadar kalıp yaklaşımlar kullanmayın, kalıptan kastım Marx'ın yaptığı gibi gibi belirli ilerici veya gerici sınıfların veya ideolojik kampların tüm tarih boyunca birbiriyle kavga ettiği genelleştirilmiş türde bir tarih düşüncesi geliştirmeyin. Bu şekilde bir tarih anlayışınız olur olmasına ama bilim olan tarihi yapamazsınız. Genç Osman ile II.Mahmud'u, iki farklı çağa ait insanın zihin yapılarını, bulundukları bağlamları vs karıştırırsınız, Genç Osman'ı bir II.Mahmud zannedersiniz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Nat Alianovna kullanıcısına yanıt
    Dikkat ederseniz yazının ilgili kısmında '..özellikle yeniçerinin yozlaştığını ve Avrupa’nın gerisinde kalındığını görmüştü.'' diyorum.Burada zaten Genç Osman'ın Yeniçeri ocağı ile ilgili problemlerinin olduğunu ve bunu düzeltmek için hamleler yaptığından bahsettim.II.Mahmut'un idare,eğitim ve hukuk alanlarındaki yenilikleriyle karşılaştırmadım.Sadece Osmanlı'nın Avrupa'nın gerisinde kalmaya başladığını Genç Osman ile görmeye başladığını söyledim.Yoksa Genç Osman ile II.Mahmut'u bir tuttuğum yok.Lakin II.Mahmut'u anlamak içinde bu dönemleri bilmek gerekir.Sonuçta II.Mahmutta bir sabah kalktığında yeniçeri ocağını kaldırmayı,devleti modernleştirmeyi düşünmedi.Genç Osman Yeniçerilerdeki sıkıntıları gören ve bunu düzeltme yönünde ciddi adımlar atan ilk padişahtı.Dahası sadece Yeniçerilerde değil genel olarak devlet mekanizmasının yozlaştığını da görmüştü.Yani bu açıdan Genç Osman devletin geri kaldığını gören ve buna yönelik önlemler almaya çalışan ilk padişah olduğunu söyleyebiliriz.Elbette II.Mahmut gibi devleti Batı değerlerine göre modernleştirmeyi düşünmedi lakin gidişatın kötüye gittiğini de görüp buna karşı tedbirler almayı düşünen ilk padişah oldu.Bu nedenle Osmanlıda modernleşme önce sizinde belirttiğiniz üzere önce askeri alanda başlamış daha sonra her alana yayılmıştır.Bunu anlatabilmek içinde Genç Osmandan itibaren başlayan süreci görmek gerekir diye düşünüyorum.

    Son olarak 'Tarih öğrenirken ve öğretirken bu kadar kalıp yaklaşımlar kullanmayın'' sözünüze katılıyorum.Lakin o konuda hitap ettiğim kesimin bilimsel üslubu anlayacağını düşünmüyorum.Zaten o nedenle yazıda bahsettiğiniz o tür kalıpları kullandım.Onlarla bilimsel konuşmaya çalışmanın bir fayda getirmediğini daha önceden tecrübe ettiğim için böyle bir yol tercih ettim.Fanatik insanlara karşı anlayacakları dilden konuşmanın daha etkili olduğunu düşünüyorum.Aksi durumda 'sizi' dinlediklerini hiç görmedim.Yoksa burada makale ya da tez yazdığımız yok.Maksat fanatik kesime bazı doğruları birşekilde gösterebilmek.Bunun içinde onların anlayacağı üslupta konuşmak gerekir diye düşünüyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Long Nightt -- 4 Mayıs 2020; 19:10:7 >




  • 600 yıllık devletimiz, elbette hataları var, ben 600 saatte bile kaç tane hata yaptım , 600 yıllık devletin hatasız olması mantık dışı zaten..elbette cumhuriyetimizin de sayısız hataları var.
    ama yunanı denize döktüysek neden onlara benzedik, konusunun osmanlı ile hiçbir ilgisi yok, medeniyetle hiçbir ilgisi yok..biz yunanı denize de dökmedik, inönü savaşı da uydurma, bunu solcu kemalist yalçın küçük bile söylüyor, genel kurmay arşivlerinde bu savaşın(!) küçük bir çatışmadan öteye geçmediğini bilenler biliyor, bilmeyenler de yalçın küçük gibi sonradan öğreniyor



    bu konular derin konular, biz zaten birçok yalanı biliyoruz, ama bilmeyenlerin de öğrenmesi açısından bir tarih programı yapılmalı, cumhuriyet ve osmanlı tarihçileri bir masada 5-6 saat halkın önünde tartışmaları gerekiyor..yoksa fatih altaylı gibileri çıkıp 3 tane kemalisti programa çağırıp diğerlerini programa çağırmayarak sadece kendini ve milleti kandırıyor.
    ha böyle bir program yapılabilir mi, yaptırmazlar zaten orası da ayrı mevzu.




  • Yalçın Küçük mü kemalist?Güldürmeyin buyrun şunu izleyin :
    okay esenyoutube
    Mezopotamyalı Yalçın Küçük 1992 yılında Almanyada PKK için konuşması
    https://www.youtube.com/watch?v=wxpT6uWz2UM


    Söz ettiğiniz kişi Atatürk'ün kurmuş olduğu üniter devlet yapısına 'kökten' düşman olan,Pkklılara 'selam' gönderen klasik cihangir solcusudur.Pkk güzellemesi yapan birisine kemalist diyorsanız orasını bilemem.Ayrıca kendisini 'kemalist' olarak tanımlaması da bir anlam ifade etmez.En başta Atatürk'ün kurmuş olduğu üniter devlet yapısına karşı olan birisinin kemalizm ile ne kadar bağı vardır orası sizin takdirinize bırakıyorum.

    Ayrıca İnönü savaşları siz inkar etseniz de etmeseniz de yaşanmıştır.Savaşa dahil olan birliklerin az sayıda olması yarattığı etkiyi ortadan kaldırmaz.İnönü savaşlarına kadar Yunan ordusu Anadolu içinde ilerlerken ilk defa İnönü mevzilerinde püskürtülmüştür.Bu Anadoludaki Milli Direniş için bir milat olmuştur zira o zamana kadar milli ordunun Yunan ordusu karşısında çil yavrusu gibi dağılacağını düşünenler vardı.Dahası I.İnönü savaşı yaşandığı esnada Çerkez Ethem ve kuvvetleri de ayaklanmışlardı.Yani Milli ordu hem Yunan ordusuna karşı hem de Çerkez Ethem kuvvetlerine karşı başarı göstermiştir.Yunan ordusunun İnönü mevzilerinde yeni kurulmuş milli orduyu püskürtememesi aksine geri çekilmesi Anadoludaki Milli direnişi kuvvetlendirmiş dahası isyancı Çerkez Ethem kuvvetlerinin de yenilmesi Milli orduya olan muhalefeti de ortadan kaldırmıştır.Bu nedenle zaten bizzat Mustafa Kemal Paşa İnönü'ye çektiği telgrafta 'Siz orada yalnız düşmanı değil milletin makus talihini de yendiniz' demiştir.Eğer İnönü mevzilerinde Türk ordusu sizin çapı küçük olarak küçümsemeye çalıştığınız Yunan ordusuna karşı dahası Çerkez Ethem kuvvetlerine karşı başarı sağlayamasaydı bugün belkide Türkiye Cumhuriyeti diye bir devlet var olmayacaktı.Zira iki kuvvette İnönü mevzilerini geçtikten sonra Ankara'ya girmeyi planlıyordu.Böyle bir durum yaşansaydı daha yeni yeni temelleri atılan milli hükümet dağılacak dahası yurt içinde arzulanan desteği belkide bulamayacaktı.

    Ayrıca Yunan denize dökülmedi ise bu adamlar kendi istekleriyle mi Anadoluyu boşalttılar?Size göre Yunan ordusu Anadoluya kır gezisi yapmaya mı gelmişti?Sakarya savaşı boyunca Türk ordusu ve Yunan ordusu karşı karşıya 22 gün ve gece boyunca ne yaptı?Karşılıklı oyun havası mı oynadılar?Kır gezisi sona erince 9 Eylül 1922'de Yunanistana kendi istekleriyle mi döndüler?Neden büyük taarruzdan sonra Yunanistanda askeri darbe oldu?Neden Kral Konstantin tahttan indirildi?Neden 1919-1922 yılları arasında Yunanistan Krallığında başbakanlık yapan Gounaris, Protopapadakis, Stratos;Eski savaş bakanı Theotokis;eski dış işleri bakanı Baltatzis ve büyük taaruz esnasında Anadoludaki Yunan ordusu başkomutanı olan Hacıanestis Anadoludaki yenilgiden sorumlu tutularak 'vatana ihanet' suçlamasıyla kurşuna dizilerek idam edildi?Neden bugün Yunanistan Parlamentosunun önünde bulunan 'Meçhul asker' anıtında Yunan ordusunun en çok kayba uğradığı yerler arasında Anadolu yer alıyor?Neden bugün Yunan tarih kitaplarında Anadolu yenilgisi için 'Küçük Asya Felaketi' tabiri kullanılıyor?Hani Yunan ordusu denize dökülmemişti?

    Kusura bakmayın lakin ideolojiniz gözünüzü karartmış.Apaçık gerçekleri bile kabul etmiyorsunuz.

    Son olarak bunların hiçbiri derin konular ya da saklanan konular değil.Tüm arşivler sonuna kadar açık.Bu konular hakkında üniversitelerde defalarca makaleler yayınlanmış,sempozyumlar yapılmış,konferanslar verilmiş,bildiriler okunmuş ve tezler yazılmıştır.Eğer siz akademik ve bilimsel yayınlar okumuyor bunun yerine belli bir cenahın popüler tarihçilerini esas alıyorsanız bilemem.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Long Nightt -- 4 Mayıs 2020; 22:0:8 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Long Nightt

    Yalçın Küçük mü kemalist?Güldürmeyin buyrun şunu izleyin :https://www.youtube.com/watch?v=wxpT6uWz2UM

    Söz ettiğiniz kişi Atatürk'ün kurmuş olduğu üniter devlet yapısına 'kökten' düşman olan,Pkklılara 'selam' gönderen klasik cihangir solcusudur.Pkk güzellemesi yapan birisine kemalist diyorsanız orasını bilemem.Ayrıca kendisini 'kemalist' olarak tanımlaması da bir anlam ifade etmez.En başta Atatürk'ün kurmuş olduğu üniter devlet yapısına karşı olan birisinin kemalizm ile ne kadar bağı vardır orası sizin takdirinize bırakıyorum.

    Ayrıca İnönü savaşları siz inkar etseniz de etmeseniz de yaşanmıştır.Savaşa dahil olan birliklerin az sayıda olması yarattığı etkiyi ortadan kaldırmaz.İnönü savaşlarına kadar Yunan ordusu Anadolu içinde ilerlerken ilk defa İnönü mevzilerinde püskürtülmüştür.Bu Anadoludaki Milli Direniş için bir milat olmuştur zira o zamana kadar milli ordunun Yunan ordusu karşısında çil yavrusu gibi dağılacağını düşünenler vardı.Dahası I.İnönü savaşı yaşandığı esnada Çerkez Ethem ve kuvvetleri de ayaklanmışlardı.Yani Milli ordu hem Yunan ordusuna karşı hem de Çerkez Ethem kuvvetlerine karşı başarı göstermiştir.Yunan ordusunun İnönü mevzilerinde yeni kurulmuş milli orduyu püskürtememesi aksine geri çekilmesi Anadoludaki Milli direnişi kuvvetlendirmiş dahası isyancı Çerkez Ethem kuvvetlerinin de yenilmesi Milli orduya olan muhalefeti de ortadan kaldırmıştır.Bu nedenle zaten bizzat Mustafa Kemal Paşa İnönü'ye çektiği telgrafta 'Siz orada yalnız düşmanı değil milletin makus talihini de yendiniz' demiştir.Eğer İnönü mevzilerinde Türk ordusu sizin çapı küçük olarak küçümsemeye çalıştığınız Yunan ordusuna karşı dahası Çerkez Ethem kuvvetlerine karşı başarı sağlayamasaydı bugün belkide Türkiye Cumhuriyeti diye bir devlet var olmayacaktı.Zira iki kuvvette İnönü mevzilerini geçtikten sonra Ankara'ya girmeyi planlıyordu.Böyle bir durum yaşansaydı daha yeni yeni temelleri atılan milli hükümet dağılacak dahası yurt içinde arzulanan desteği belkide bulamayacaktı.

    Ayrıca Yunan denize dökülmedi ise bu adamlar kendi istekleriyle mi Anadoluyu boşalttılar?Size göre Yunan ordusu Anadoluya kır gezisi yapmaya mı gelmişti?Sakarya savaşı boyunca Türk ordusu ve Yunan ordusu karşı karşıya 22 gün ve gece boyunca ne yaptı?Karşılıklı oyun havası mı oynadılar?Kır gezisi sona erince 9 Eylül 1922'de Yunanistana kendi istekleriyle mi döndüler?Neden büyük taarruzdan sonra Yunanistanda askeri darbe oldu?Neden Kral Konstantin tahttan indirildi?Neden 1919-1922 yılları arasında Yunanistan Krallığında başbakanlık yapan Gounaris, Protopapadakis, Stratos;Eski savaş bakanı Theotokis;eski dış işleri bakanı Baltatzis ve büyük taaruz esnasında Anadoludaki Yunan ordusu başkomutanı olan Hacıanestis Anadoludaki yenilgiden sorumlu tutularak 'vatana ihanet' suçlamasıyla kurşuna dizilerek idam edildi?Neden bugün Yunanistan Parlamentosunun önünde bulunan 'Meçhul asker' anıtında Yunan ordusunun en çok kayba uğradığı yerler arasında Anadolu yer alıyor?Neden bugün Yunan tarih kitaplarında Anadolu yenilgisi için 'Küçük Asya Felaketi' tabiri kullanılıyor?Hani Yunan ordusu denize dökülmemişti?

    Kusura bakmayın lakin ideolojiniz gözünüzü karartmış.Apaçık gerçekleri bile kabul etmiyorsunuz.

    Son olarak bunların hiçbiri derin konular ya da saklanan konular değil.Tüm arşivler sonuna kadar açık.Bu konular hakkında üniversitelerde defalarca makaleler yayınlanmış,sempozyumlar yapılmış,konferanslar verilmiş,bildiriler okunmuş ve tezler yazılmıştır.Eğer siz akademik ve bilimsel yayınlar okumuyor bunun yerine belli bir cenahın popüler tarihçilerini esas alıyorsanız bilemem.
    Yahu koskoca CHP, PKK'nın siyasi partisi HDP ile seçim ortağı olmuş, beraber ülke yönetmeye talip olmuş, onların parti kongresine gidip Apoya selam Kandile selam verdiği yere gidip onların marşında saygı duruşunda dikliliyor, sen çıkmış PKK güzellemesi yapan birine nasıl kemalist dersin diyorsun.
    Yalçın Küçük herşeyi geçtim sağ kesimden olmadığı kesin ve kendisi de kemalist, oda tv'de de yazar, daha ne olsun.
    Bu ülkede yalan sansürlü bir tarih var ve bu artık iyice can sıkmaya başladı, gizle gizle nereye kadar, açsınlar tüm sansürlenmiş belgeleri arşivleri de ne görün neler olmuş, vallahi tüm kemalistler komaya girer hastaneye yatar..bunda birşey yok tarih düzdür sağı solu yoktur, ne olmuşsa o olmuştur, bunu gizlemenin anlamı yok gocunacak birşey de yok.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Novagate -- 4 Mayıs 2020; 21:14:4 >




  • Beyefendi belli ki ideoloji saplantınız gerçekleri görmeye engel oluyor.Buraya geliş amacınız siyaset mi konuşmak yoksa tarih mi?Belli ki sorduğum sorulara cevap verecek donanımınız yok gelmişsiniz burada 'CHP pkk ile beraber iş tutuyor.'',''Yalçın Küçük'ün sağcı olmadığı kesin ve kendisi kemalist ve oda tv yazarı'' gibi sözlerle laf ebeliği yaparak konuyu dağıtma amacı güdüyorsunuz.Kusura bakmayın ama bu stratejiniz tutmaz.Hali hazırda CHP'nin kürtçü ve bölücüler tarafından 2010 yılındaki kaset darbesi ile ele geçirildiği bilinirken gelip burada ''CHP pkk ile iş tutuyor' demeniz tutmaz.Yahu CHP'ye saldıranların daha geçen seçimlerde aponun kırmızı bültenle aranan kardeşini devlet televizyonuna çıkartıp ''Muhalefete oy vermeyin' çağrısında bulunanlara tek bir laf söyleyemeyip burada ''CHP pkk ile işbirliği yapıyor' demesi sıktı artık.Doğru zaten aponun kırmızı bültenle aranan kardeşini devlet televizyonuna çıkartanda da zaten kemalist ve solcu ve oda tv yazarlarıydı (!)...Hatta açılım sürecinide,barzaniyi kırmızı halılarla karşılayanlarda,'Türkiye seninle gurur duyuyor' diyenlerde,teröristlerin ayağına mahkemeler götürenlerde hep bu solcu,kemalist ve oda tv yazarlarıydı (!)...


    Neyse son olarak bu ülkede arşivler açık ve herşey ortada.Komaya giren 100 yıldır bu gerçeği kabul edemeyen malum kesimdir.Bu nedenle artık hayali şeyler uydurmaya ve onlara inanmaya başlamışsınız.Bu nedenle gerçekten sizler adına üzülüyorum.'O yalan','Bu yalan','Bu gerçek değil','Arşivler bir açılsa'' gibi stratejileri Ermenilerde 'soykırım' konusunda Türkiye'ye karşı söylüyor fakat başarılı oldukları söylenemez.Ermenilerle aynı mantıkla ilerleyerek birşeyler elde edeceğinizi sanıyorsanız büyük bir yanılgı içindesiniz.O arşivlerde sizin hayali dünyanızda kurduğunuz palavralar yok.Sadece gerçekler var.O nedenle 18 yıldır iktidarda olmanıza rağmen o arşivlerden palavralarınızı destekleyecek tek bir belgecik bile bulamadınız.Bu nedenle hezeyanlar içindesiniz anlıyorum zaten yakında ''Lozan anlaşması aslında 2023'te bitmeyecek 2123'te bitecek.Lozan anlaşması aslında iki yüz yıllık'' demeye de başlarsınız.Fakat artık gerçekleri kabul etmenin zamanı gelmedi mi?Dediğiniz gibi gocunacak,küsecek bir durum yok ortada...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Long Nightt

    Beyefendi belli ki ideoloji saplantınız gerçekleri görmeye engel oluyor.Buraya geliş amacınız siyaset mi konuşmak yoksa tarih mi?Belli ki sorduğum sorulara cevap verecek donanımınız yok gelmişsiniz burada 'CHP pkk ile beraber iş tutuyor.'',''Yalçın Küçük'ün sağcı olmadığı kesin ve kendisi kemalist ve oda tv yazarı'' gibi sözlerle laf ebeliği yaparak konuyu dağıtma amacı güdüyorsunuz.Kusura bakmayın ama bu stratejiniz tutmaz.Hali hazırda CHP'nin kürtçü ve bölücüler tarafından 2010 yılındaki kaset darbesi ile ele geçirildiği bilinirken gelip burada ''CHP pkk ile iş tutuyor' demeniz tutmaz.Yahu CHP'ye saldıranların daha geçen seçimlerde aponun kırmızı bültenle aranan kardeşini devlet televizyonuna çıkartıp ''Muhalefete oy vermeyin' çağrısında bulunanlara tek bir laf söyleyemeyip burada ''CHP pkk ile işbirliği yapıyor' demesi sıktı artık.Doğru zaten aponun kırmızı bültenle aranan kardeşini devlet televizyonuna çıkartanda da zaten kemalist ve solcu ve oda tv yazarlarıydı (!)...Hatta açılım sürecinide,barzaniyi kırmızı halılarla karşılayanlarda,'Türkiye seninle gurur duyuyor' diyenlerde,teröristlerin ayağına mahkemeler götürenlerde hep bu solcu,kemalist ve oda tv yazarlarıydı (!)...


    Neyse son olarak bu ülkede arşivler açık ve herşey ortada.Komaya giren 100 yıldır bu gerçeği kabul edemeyen malum kesimdir.Bu nedenle artık hayali şeyler uydurmaya ve onlara inanmaya başlamışsınız.Bu nedenle gerçekten sizler adına üzülüyorum.'O yalan','Bu yalan','Bu gerçek değil','Arşivler bir açılsa'' gibi stratejileri Ermenilerde 'soykırım' konusunda Türkiye'ye karşı söylüyor fakat başarılı oldukları söylenemez.Ermenilerle aynı mantıkla ilerleyerek birşeyler elde edeceğinizi sanıyorsanız büyük bir yanılgı içindesiniz.O arşivlerde sizin hayali dünyanızda kurduğunuz palavralar yok.Sadece gerçekler var.O nedenle 18 yıldır iktidarda olmanıza rağmen o arşivlerden palavralarınızı destekleyecek tek bir belgecik bile bulamadınız.Bu nedenle hezeyanlar içindesiniz anlıyorum zaten yakında ''Lozan anlaşması aslında 2023'te bitmeyecek 2123'te bitecek.Lozan anlaşması aslında iki yüz yıllık'' demeye de başlarsınız.Fakat artık gerçekleri kabul etmenin zamanı gelmedi mi?Dediğiniz gibi gocunacak,küsecek bir durum yok ortada...
    PKK güzelleyen adam nasıl kemalist solcu olur demedin mi, dedin.
    Bende CHP'den örnek verdim, gırtlağa kadar PKK ile ortak olmuş, beraber devlet yönetmeye talip olacak kadar bulaşmış,hatta içinde PKK sevici vekiller besleyen CHP nasıl kemalist o zaman diyorum. O zaman CHP solcu kemalist değil o zaman.

    Tarihi belgeleri sansürleyin, mektupları gizleyin, vasiyetleri saklayın, genel kurmay kayıtları vs sansürleyin, sonra "gerçeği kabul etmeyen malüm kesimdir" diye senin tuhaf cümlelerini okuyalım, neyin gerçeği hangi gerçek, ortada saklanmış yaşanmışlar var, öğrenmeye çabalayan öğreniyor işte, öğrenmeyen de böyle gelip osman öcalan sayıklıyor.

    Benden alıntı yapma kardeş, ben gerçek tarihi istiyorum, öğrenebildiğim kadarını da biliyorum, bilmediğim kimbilir neler var ben onları öğrenmek istiyorum, ömrümü yalan tarihle geçirmek istemiyorum, sen de öğrenmek istiyorsan benim gibi tarihi belgeleri sansürlemeyin açın dersin, ha sana anlatılan tarihle ömrünü geçirmek istiyorsan o senin tercihin.




  • Türkiye'nin en büyük iki tarihçisi dururken bunları neden dinleyelim arkadaşım biz kendimiz okuyup araştıramıyor muyuz da bunun gibilerden tarih öğreneceğiz? Ali şunu demiş Veli bunu demiş diye tarih mi oluyor, İngiltere'ye iltica etmiş Atatürk'ün savaştığı İngiltere'ye sığınıp Atatürk'e sallayan tiplere mi inanalım belgelere mi ? Belgeler ortada açalım bakalım, ne saklanıyor ne sansürleniyor söyle araştıralım. Sallamakla olmuyor o işler.

    Git Yunanistan'a ders kitaplarına bak bakalım, neden modern helenizm tarihinin en büyük felaketi olarak Kurtuluş Savaşı'nı gösteriyolar. Bu adamlar salak mı ki olmamış savaşı büyütüp kendilerinin en büyük felaketi diye ders kitaplarını koymuşlar çocuklarına gösteriyolar ? Yunanlı saf mı ki Kurtuluş Savaşı'nda yenilince aralarında başbakanlarının da olduğu 6 kişiyi kurşuna dizerek idam etmiş ? Olmamış savaş için en önemli komutanlarını kurşuna mı dizdi bunlar ? Yunanistan resmi tarihi söylüyor sen kalkmış biz Yunanı denize dökmedik diye bişeler uyduruyorsun sonra saçma salak bi video atıp inanmamızı bekliyorsun.

    İstanbul'daki İngilizler feryat figan İngiltere'ye niye "Türkler savaşı kazanıyor takviye gönderin" diye yazılar yazmış ? (Arşivde ilgili yazılar var istersen sürüyle kaynak atarım) İstanbul'da Kurtuluş Savaşı ve Atatürk'e destek verenleri toplayıp neden kurşuna dizmiş bunlar? Olmamış savaş için mi? Neden Karadeniz'de buldukları gemileri Anadolu'ya yardım götürmesin diye batırmışlar, neden Atatürk hakkında yakalama kararı çıkartmışlar ? Neden Atatürk'e suikast düzenlemişler? Olmamış savaş için bu biraz fazla değil mi ?
    Daha işin İtalya'sı var, Fransa'sı var, Ermenistan'ı var iç ayaklanmaları var say say bitmiyor düşman. Ermenilerle olan çatışmalara ne diyeceksin o da mı yalan ?

    Öyle kafadan sallamayla olmaz bu tarih işi, madem bizim belgeler sansürlü, eksik o zaman diğer ülke arşivlerini göster tartışalım onlar da mı sansürlemiş?

    Ayrıca imla kurallarına dikkat etmeyişinden ve yazım hatalarından kitaplara uzak birisi olduğunu az çok anlayabiliyor insan. O virgülleri öyle saçma sapan koyabilmek beceri ister, dil bilgisini yeniden yorumlamışsın tebrik ederim. Nedense tarih konusunda saçmalayanlar dilini de düzgün kullanamazlar çok nadiren seker bu, sende de sekmemiş bir kilometre öteden anlaşılıyor bir nane bilmediğin. Şimdi yazdıklarımı oku ve youtubeden video atmadan kopyala-yapıştır yapmadan bana kaynak göster, bekliyorum.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Long Nightt

    Dikkat ederseniz yazının ilgili kısmında '..özellikle yeniçerinin yozlaştığını ve Avrupa’nın gerisinde kalındığını görmüştü.'' diyorum.Burada zaten Genç Osman'ın Yeniçeri ocağı ile ilgili problemlerinin olduğunu ve bunu düzeltmek için hamleler yaptığından bahsettim.II.Mahmut'un idare,eğitim ve hukuk alanlarındaki yenilikleriyle karşılaştırmadım.Sadece Osmanlı'nın Avrupa'nın gerisinde kalmaya başladığını Genç Osman ile görmeye başladığını söyledim.Yoksa Genç Osman ile II.Mahmut'u bir tuttuğum yok.Lakin II.Mahmut'u anlamak içinde bu dönemleri bilmek gerekir.Sonuçta II.Mahmutta bir sabah kalktığında yeniçeri ocağını kaldırmayı,devleti modernleştirmeyi düşünmedi.Genç Osman Yeniçerilerdeki sıkıntıları gören ve bunu düzeltme yönünde ciddi adımlar atan ilk padişahtı.Dahası sadece Yeniçerilerde değil genel olarak devlet mekanizmasının yozlaştığını da görmüştü.Yani bu açıdan Genç Osman devletin geri kaldığını gören ve buna yönelik önlemler almaya çalışan ilk padişah olduğunu söyleyebiliriz.Elbette II.Mahmut gibi devleti Batı değerlerine göre modernleştirmeyi düşünmedi lakin gidişatın kötüye gittiğini de görüp buna karşı tedbirler almayı düşünen ilk padişah oldu.Bu nedenle Osmanlıda modernleşme önce sizinde belirttiğiniz üzere önce askeri alanda başlamış daha sonra her alana yayılmıştır.Bunu anlatabilmek içinde Genç Osmandan itibaren başlayan süreci görmek gerekir diye düşünüyorum.

    Son olarak 'Tarih öğrenirken ve öğretirken bu kadar kalıp yaklaşımlar kullanmayın'' sözünüze katılıyorum.Lakin o konuda hitap ettiğim kesimin bilimsel üslubu anlayacağını düşünmüyorum.Zaten o nedenle yazıda bahsettiğiniz o tür kalıpları kullandım.Onlarla bilimsel konuşmaya çalışmanın bir fayda getirmediğini daha önceden tecrübe ettiğim için böyle bir yol tercih ettim.Fanatik insanlara karşı anlayacakları dilden konuşmanın daha etkili olduğunu düşünüyorum.Aksi durumda 'sizi' dinlediklerini hiç görmedim.Yoksa burada makale ya da tez yazdığımız yok.Maksat fanatik kesime bazı doğruları birşekilde gösterebilmek.Bunun içinde onların anlayacağı üslupta konuşmak gerekir diye düşünüyorum.
    Anlıyorum. Osmanlı'da yozlaşma neredeyse kuruluşuna kadar gidiyor yozlaşma hep olan bir durum tek farkı merkezi otoriteyi sarsabilen bir olgu olan yozlaşmanın ona karşı da gelişen bürokrasileşme reaksiyonuyla beraber 16. ve 17.yüzyıllardan sonra giderek daha da belirginlik kazanması ve bir yerden sonra şişen bürokrasiyle asker sayısıyla boşalan bir hazineyle düşük savaş performansıyla (yine de kazanıyorsun da bu arada!) beraber göze batması, bu da Osmanlı'nın Avrupa karşısından geriliğinden ziyade bence geleneksel ve otokratik devlet yapısının diğer pek çok genişlemiş imparatorlukta olduğu gibi otorite çözünmesi ve bürokratik enflasyona girerek yeterince etkili reformasyon ve kurumsallaşma yoluyla güncellenememesi, yani genişlerken sahip olduğu verimli devlet yapısını yeniden üretememe eğilimiyle ilgili. Avrupa karşısında yetersizlik ve Avrupai modelde bir bilim yoksunluğu sadece Osmanlı'nın kronik bir olgu olan bu enflasyonlu yozlaşık siyasi tablosunu Avrupa'ta nazaran ağırlaştırıyor. Biz devlet merkezli düşünmeye alışık olduğumuz için Osmanlı'nın siyasi durumunu "bir gerileme" olarak algılıyoruz ama başından hatalı olan zaten Osmanlı'nın devasa boyutlara ulaşmış geleneksel türde bir imparatorluk olması. Avrupa'ya nazaran Osmanlı'nın askeri ve teknik gerilemesiyle Osmanlı'nın zaten siyasi doğasından ötürü beklenebilecek kronik siyasi bozukluğuyla özdeşleştiriliyor. Mesela Avrupa'da da kral kellesi almış, iş verenine ihanet etmiş veya önderine çıkarı gereği ihanet etmiş askeri birlik çoktu. Yobaz Yeniçeriler, İlerici bir padişahı öldürdü diye görmeyin diye söylüyorum yalnızca. II.Osman zamanında Yeniçeriler mesela çağının ötesinde olmasalar da öyle demode de değillerdi. II. Osman da öyle devrimci nitelikte bir vizyoner değildi. Yerine koymayı planladığı ordunun ileride yozlaşmama veya demode olmama garantisi verilemezdi. Göründüğü kadarıyla Anadolu'da alt tarafı asker toplayacaktı. Avrupa'da tüfek kullanımının artmasıyla Anadolu'dan da gelen sipahilerin nasıl eridiğini, tüfek çıktı mertlik bozuldu deyiminin türediğini biliyoruz. En azından Yeniçerilerde tüfek vardı. II.Osman'a kıyasla mesela II.Mahmud gerçek bir vizyonerdi. Avrupa kültürünü iyi tanırdı ve benimsemişti. Genç Osmanlar, IV.Murad'lardan çok farklı, kültür merkezli bir zihin yapısı vardı. Farklı bir çağın insanı. Daha genel ve popüler olan ajendana belirli bir saygı duyuyorum, anlayışla karşılıyorum ama fanatikler ve fanatizm fiziksel güç ve yüksek sesten daha fazlasını vermez. Esas güç bilimde. Scientia potentia est.

    Sayın @Qtrone,

    Yalnız Yalçın Küçük Bolşevik (Leninist) görüşlü, Atatürk ise Bolşevizmden çok farklı, özgürlüğe, milli değerlere, milli karaktere ferdiyete ve özel teşebbüse değer veren bir görüşe sahip olduğunu, kendi halkçılığının sosyalizmden / Bolşevizmden farklı olduğunu her fırsatta dile getirmiştir. Kendi inançları açısından söylemiyorum ama Deniz Gezmiş'in Atatürkçülüğü gibi Yalçın Küçük'ün Atatürkçülüğü de teorik olarak ciddiye alınabilir görünmüyor. Mesela Mülk Allah'ındır ifadesinden ve zekat ibadetinden yola çıkan Anti kapitalist Müslümanlar, devrimci Müslümanlar, açıkça Marksist bir Müslüman araştırmacı olan İhsan Eliaçık var ama geleneksel İslam yorumu ve Muhammed peygamber tıpkı Atatürk gibi mülkiyete karşı değil. Sol ve sağın Türkiye'deki yaygın, popülerleşmiş kullanımına takılmamalısın yani. Yalçın Küçük 30 yıl öncesinin Sovyet düzenine hayran neredeyse Leninist Stalinist düşüncede, bu durumda ondan daha sağ düşünceli bir komünist olabilir mi? Antikapitalist Müslümanlar peki sağcı solcu mu? Bu güzide ve kısmen enteresan insanları düşünürken haliyle onlara ne sağcı ne de solcu diyebiliriz.
    Arkadaşın sana tarihle ilgili olarak söylediklerine de katılıyorum. Ortada gizlenen veya açıkça değiştirilen bir tarih yok. Ermeniler de soykırımla ilgili aynı şeyi söylüyor ama hepsi saf inançtan ibaret. Bahsettiği Yunanistan tarihi en basitinden çarpıtma değil, gerçek.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Nat Alianovna -- 5 Mayıs 2020; 20:51:10 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.