Şimdi Ara

Paranoya (33. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
820
Cevap
109
Favori
26.508
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 3132333435
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Uyuyacaktım ama yeni part geliyorsa beklenir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Standby modundayim

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yine en heycanlı yerinde kesilmiş be part gelsin gönder



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi noel-dayi -- 26 Ağustos 2013; 23:51:15 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: 35turka

    Uyuyacaktım ama yeni part geliyorsa beklenir.

    Aynen
  • Faye hanım bir saat oldu
  • quote:

    Orijinalden alıntı: AdamınBiriVarmış

    Faye hanım bir saat oldu

    yetisiyor arkadaslar bitirmek uzereyim. Yarın işi gucu olan insanlar yarın okusun beklemeyin kıyamıyorum :/

    5 sayfadayim 7 . sayfada birakıcam 15-20 dk alir en fazla



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi faye -- 27 Ağustos 2013; 0:30:15 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: faye

    quote:

    Orijinalden alıntı: AdamınBiriVarmış

    Faye hanım bir saat oldu

    yetisiyor arkadaslar bitirmek uzereyim. Yarın işi gucu olan insanlar yarın okusun beklemeyin kıyamıyorum :/

    5 sayfadayim 7 . sayfada birakıcam 15-20 dk alir en fazla

    Çalışıyorum yarın işim var ama kaçmaz uyku yok
  • Telefonumun sarji bitti bitecek bitmeden gelsin part please

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: faye

    Düzeltmeleri yaptim mobiller için burayada atiyorum iyi geceler ..


    babamın Müge ile konuştuğundaki şaşkınlığı ve bana konuşmamız lazım demesi hayli garibime gitmişti. sırada bunun çok üzerinde durmak istemedim, nasılsa konuşacağız demişti ve muhtemelen kız arkadaşım hakkında değerlendirmeler yapacaktı. babam kalktığında biz kahvaltıya devam ediyorduk. o annem de ben de yaşadığımız şeyden ötürü ne yapacağımızı bilmez bir ruh hali içindeydik. ancak ne annem ne de ben Müge’ye bunu çaktırmak istemiyor gibiydik. annem eve gelen misafire güler yüzlü davranmak istediğinden, ben ise dün gece de canımı sıkkın gördüğünden daha fazla üzerime gelmesini istemediğimden. Müge annemle konuşurken gülümseyerek bir annemin bir benim gözlerimizin içine bakıyordu. ‘ben acaba bir patavatsızlık yapar mı’ diye düşünürken Müge gayet olgunca ve yerinde davranıyordu. bir yandan aklım hala notlarla ilgili ne yapacağımdayken bir gözüm hep Müge’ye takılıyordu. davranışlarını izler olmuştum. onun hakkında çıkarımlarda ve değerlendirmelerde bulunmak istiyordum, herhangi bir utangaçlık ya da çekimserlik yoktu davranışlarında. aslında daha önce de Müge’nin hiç çekimserliğini görmemiştim. kahvaltı son bulduğunda, Müge izin isteyerek kalktı masadan. biraz daha kal gibi klasik emrivakiler yapsak da işlerinin olduğunu, benim de okula gideceğimi, çok keyifli bir kahvaltı geçirdiğini söyleyerek teşekkür etti, annem ve kardeşimle vedalaştı. onu evine ya da gideceği yere bırakmayı teklif ettiysem de kabul etmedi, hiç gereğinin olmadığını, benim dün gece canımın sıkkın olduğunu anladığı için içinin rahat etmediğini ve beni görmek istediğini, bu kadarının yeterli olduğunu söyledi. Müge bana bunları söylediğinde, çok kısa bir an bile olsa onun hayatımdaki yerini düşünmüştüm. çok aşık olmaktan ya da çok sevmekten daha önemli şeyler vardı. Müge hayatıma girdiğinden beri bunu anlıyordum. çıkarsız yapılan yardımlar, bir insanın iyiliğini ve huzurunu düşünmek, ilgilenmek, merak etmek ve bunları sadece içinden geldiği için, beklentisiz yapıyor olmak.. Müge beni beklentisiz seviyor gibiydi. aşk ya da sevgili olmak gibi değil, ama bütün bunlara değecek bir şekilde… bu benim çok hoşuma gidiyordu. aynı duyguları ben de Müge’ye karşı besliyordum çünkü. onu kapıda yolcularken görüşürüz dediği ve yanağımı öpmek için uzandığı esnada, omzundan hafifçe tutup dudaklarına çok kısa süreli, ama sıkı bir öpücük kondurmuştum. öyle içimden gelmişti ki bu o sırada, yanlış hiçbir şeyin olmadığını düşünerek öpmüştüm onu kısacık. ama o ben onu öpünce hiçbir şey söylemeden, yüzüme bile bakmadan birden gitmişti. o bu şekilde gittiğinde, aslında yanlış bir şey yaptığımı anlamıştım. ancak onu öpmemin nesi kötü olabilirdi ki. aylardır en yakınındaki insan bensem, üstelik benden hoşlandığını söylüyorsa, ilişkimize bir ad konuyorsa, evime geliyor beni merak ediyor seviyorsa, onu öpmemde ne gibi bir art niyet olabilirdi. ilişkimizin başında, olduğumuz gibi kalmamızı istemişti, ileriye gitmemeyi ikimiz de kabul etmiştik, ufacık bir öpücük bile onu rahatsız ettiğine göre, bahsini geçirdiği gibi demek ki diye düşünmüştüm. belli ki hazır değildi. belli ki içinden atması gereken şeyler vardı. biten bir ilişkiye içerken tanıştığımıza göre, birbirimize zaman tanımak en doğrusu olacaktı.
    Müge gidince, annemin yanına dönmüştüm. bana ne yapacağımı soruyordu. ve yine bütün evhamlı haliyle her şeyi arka arkaya sıralayıp konuşuyordu.
    “polise haber verelim, savcılığa suç duyurusunda bulunalım, gerekirse evin önünde beklesinler, babana söyleyelim, sen nasıl yaşıyorsun neler yapıyorsun da seninle uğraşıyorlar, bak yanlış bir şeyler yapmışsan bize söyle düzeltelim yardımcı olalım çözülsün bitsin, bundan sonra eve çok geç gelmek yok”
    annem konuşurken ben dinlemekten yoruluyordum neredeyse. konuşanın o olmasına rağmen benim nefesim tükeniyor gibi oluyordum. bir yandan bu olaylarla ilgili birçok şeyi zihnimde bağdaştırmıştım bile ve ben bunları hesaplarken anneme söylediğim tek şey, ‘anne merak etme, kimseye sakın bir şey söyleme özellikle babama. ben halledeceğim. sen evden çıkmamaya özen göster yeter’ olmuştu. bana ve anneme gelen notların hepsini alıp odamda masamın üzerine sırasıyla dizmeye, bir anlam çıkarmaya uğraşıyordum. ama notlardaki cümlelerin ortak noktası hep çok kısa ve üstü kapalı olmasıydı. teker teker okunduğunda hiçbir şey anlaşılmıyordu. hepsini okuduğumda da bir sonuca varamıyordum. ama anladığım bir şey vardı. bu notlar yine gelmeye başlamıştı üstelik bu sefer bana değil anneme geliyordu. bu çok büyük bir tehditti benim gözümde. ancak Bahar’la ayrılığımız konusunda, Bahar’ın hiçbir suçu yoktu. benim gözümde hep Bahar suçlu olmuştu. çünkü bilmediğim bir şeyin olduğunu düşünüyordum. ayrılık sonrası ise Bahar’ın hareket ve davranışları kendimce benim gözümde düşüncelerimin kanıtı olmuştu. ama emindim ayrılığımızda Bahar’ın hiçbir suçunun olmadığına. çünkü ayrılınca bitti dediğim notlar yeniden gelmeye başlamıştı. ve eğer bana değil de anneme geliyorsa, Bahar’la hiçbir ilgisi olamazdı. bunu anladığımda hislerim birbirine karışmıştı. bir yandan pişmanlık, üzüntü yaşıyordum, bir yandan bir insanı öldürebilecek kadar sinirle dolmuştu içim. ve bu sinirimin tek sahibi olan insan Aylin’di. Aylin bir şekilde ayrılmamızın sebebi olmuştu. ve bu notların kesinlikle Aylin’le bir ilgisi vardı. yerimden fırladığım gibi Aylin’in evinin yolunu tutmuştum. onu bulacak, gerekirse kapısında yatacak ama onu mutlaka konuşturacaktım. öğrenmem gerekiyordu. anneme yapılmış bu tehditle beraber, benim içimi kemiren en büyük şeylerden biri de Bahar’la b.k yoluna giden ilişkimdi. ne yapıp ne edip Aylin’i bulmam, başıma gelen bu durumları engellemem, son iş olarak da Bahar’ı geri kazanmam lazımdı. Mügeyi ne yapacaktim bilmiyorum bunları düşündügümde ona haksızlık ettigimi ve vicdan azabi çekiyordum ama kendimi alı koyamiyordum.. arabayı bu sinirle ve aceleyle çok hızlı kullandığımdan kısa sürede varmıştım evinin olduğu yere. ama arabadan indiğimde gördüğüm şey benim yine içimi kaplayan o ‘ne b.k yiyeceğim şimdi’ düşüncesi belirmişti. çünkü Aylin’in oturduğu evde –Kiralık- tabelası asılıydı. binanın bütün zillerine bastığımda Aylin’in bi alt dairesinin camından yaşlı bi teyzenin kafası uzanmıştı. ne istediğimi kim olduğumu soruyordu. üst kattaki daireyi kiralamak istediğimi ama emlakçıyla uğraşmak istemediğimi ve ev sahibini aradığımı söylerek yardımcı olup olamayacağını sordum. ‘iki yan binanın dördüncü katında oturanlar sana yardımcı olurlar evladım onlar ilgileniyor bu evle fatoş evdedir’ dediğinde teşekkür ettim ve eliyle gösterdiği yan binaya gittim dediği gibi. dördüncü katın ziline bastım ve yine az önceki gibi bu hanım teyze de camdan kim olduğuma bakıyordu. yan binadaki kiralık daireyi soracağımı söyleyince kapı otomatiğini açtı ve yukarı çıkmamı söyledi. merdivenleri neredeyse koşarak çıktım kata,
    - teyzecim dedim, orada memleketten bir arkadaşım oturuyordu ama taşınmış. ona nasıl ulabilirim siz ilgileniyormuşsunuz o daireyle, diye sordum
    + Aylin’i mi diyorsun dedi
    - evet teyzecim Aylin. kendisi memleketten arkadaşım. onun yanına geldim ama ulaşamıyorum siz biliyor musunuz
    + yok oğlum nereden bileyim, iki ay oturdu. biz bir şeyini görmedik de bilmiyoruz da. sadece iki ay kaldı zaten. kirasında faturalarında bir sorumsuzluk yapmadı, zararı olmadı birkaç ay oldu taşınalı ama evi kiraya veremedik evi tutacak mısın
    - yok teyzecim, Aylin memleketten arkadaşım olduğu için onu soruyorum ben yanlış anlama kusuruma bakma. geleni gideni var mıydı, birilerini görüyor muydunuz yanında
    + yanlışını görmedik oğlum. bizim hep gördüğümüz tek geleni gideni bi kız arkadaşıydı. evi de birlikte tutmuşlardı
    - teyze nasıl bi kızdı arkadaşı dediğin
    + oğlum güzel yüzlü bir kızdı işte
    - tamam da teyze mesela sarışın mıydı esmer mi kumral mı düz saçlı mı kısa saçlı mı kıvırcık saçlı mı nasıl bir kız yani
    + kumral uzun saçlı zayıfça bir kızdı. düz saçlıydı yanlış hatırlamıyorsam
    - tamam teyzecim. çok sağ ol rahatsız ettim tekrar kusuruma bakma
    + ne demek oğlum
    - iyi günler teyze
    + hayırlı günler evladım
    Aylin’in evi birlikte tuttuğu kızı tarif ettiğinde, aklımda tek bir sima belirmişti. o da Bahar’ın ablasıydı. bahsettiği bu kız kesinlikle oydu. Bahar’ın ders alacağı kişiyi de ablası ayarlamıştı. üstelik arkadaşıydı. Bahar’la ayrılmamızda ablasının nasıl, ne gibi bir etkisi olabilirdi ki. neden istedi ayrılmamızı, neden ayrılmamıza sebep oldu.
    … Aylin’le birlikte tutmuşlarsa bu evi, ve Aylin’le arkadaşsa, Bahar’ı buraya o yönlendirmişse, ayrılmamıza Aylin sebep olmuşsa, Bahar’ın beni terk ettiği gün ablasıyla olacağını söylediği halde Aylin’le görüştüğüne göre… diye sıraladığım bu düşünceler beni tek bir sonuca itmişti. o da, ayrılığımıza neden olma ihtimali olan abla ve ya Aylin’in notlarla da ilgisinin olduğuydu. Bahar’ın bütün bu davranışlarının, bana olan tutumunun tek sorumlusu Aylindi ama ablasının etkisi varmıydı acaba?. Bahar’ı muhtemelen o yönlendiriyordu belkide aldatmayla ilgili olan konuda., belki de aklını bulandırıyordu sürekli. onu aldattığıma öylesine inandırılmıştı ki, kızcağızın hiçbir suçu yoktu belkide. Ama abla ile Aylinin ne ilgisi var dı ki? Abla ile aylinin ve benim ortak noktam yoktu. ben ayrılığın bütün hesabını Bahar’a kesmişken, her şey benim kıskançlığım ve gururum yüzünden büyümüştü. o kadar hızlı düşünüyor ve o kadar hızlı hesap yapıyordum ki, başım dönüyordu neredeyse ve merdiven korkuluğuna tutunuyordum. koşarak çıktığım merdivenlerden teker teker iniyordum. zemin kata indiğimde, merdiven dönemecinde üç-beş basamağım kalmışken kapının iç tarafında bana bakan, uzun boylu, kaslı, elleri ceketinin cebinde beni bekleyen bu adamı tanımıştım. evime not bırakan herif bu herifti kıyafetleri aynı idi. bu adam beni sürekli takip eden ve peşimi hiç bırakmayan adamdı. ben onu ararken, yine o benim ayağıma gelmişti. ve yine o, benim karşıma çıkmak istediği zamanlarda çıkıyordu sadece. bi kez daha anladığım üzere ben onu arasam da tarasam da bulamayacak, paşa paşa karşıma çıkmasını bekleyecektim. ve şimdiye kadar beklemiş olduğum gibi bu adam karşıma çıkmıştı. bi hışımla yanına ilerledim.
    ‘sen güvenlik kamerasında gördüğüm herifsin. söyle ulan ne istiyorsun benden, a..ko..ğumun şerefsizi, söyle’ diyerek adamın iki yakasına yapışmıştım. boylarımız neredeyse aynıydı ancak o benden daha iriydi. elini cebinden çıkardığı gibi karnıma dayadığı şey silahtı.
    + sessiz ol, bağırma sus’ diyordu
    - söylesene ulan adam gibi söyle
    + sana zarar vermeyeceğim ama sus ve bağırma
    - ne istiyorsun benden, notlarla ne yapmaya çalışıyorsun, kimsin sen
    + defolup git buradan. Aylin’i aramayı bırak
    - anlat bana kafayı yiyeceğim
    + seninle uğraştım ama şimdi seni başındaki b.ktan kurtarmaya çalışıyorum. seni koruyorum. Müge çığırından çıktı Serkan anladın mı
    - Müge’yle ne ilgisi var, sen Müge’yi nereden tanıyorsun beni nereden tanıyorsun kimsen ulan
    + onu bir daha öpersen ona bir daha dokunursan seni öldürürüm anladın mı ona yakın durmayacaksın. dokunmayacaksın ona Allah vermiş canını demem seni gebertirim oğlum anladın mı- diyordu ve karnıma dayadığı silahı sinirle ittiriyordu, şaşkınlıktan ne söyleyeceğimi bile bilmez haldeyken Müge’nin teklifini kabul etmeyeceksin diye sinirlenip bastırmaya devam ediyordu bir yandan
    - ne teklifi neyi kabul etmeyeceğim
    + Müge’nin teklifini kabul etmeyeceksin. bak ensendeyim oğlum. nefes mi dersin gölge mi dersin bilmem ama en ufak yanlışında canını alırım senin diyerek yüzüme bi yumruk sallamıştı.
    yediğim yumruğun etkisiyle arkaya doğru düşmüştüm ve o bu sırada kapıyı açıp dışarı çıkmıştı. dışarı çıktığında bir kapı kolunun olduğu yere, bir de menteşenin arasına tahta parçası gibi bir şey sıkıştırmıştı. o kapıdan çıktığı an ben olduğum yerden kalkıp kapı tokmağını çekmeye uğraşıyordum ama çok hızlı ve seri davranmıştı ve kapı camındaki gölgesi hızla uzaklaşmıştı oradan


    Düzeltmeler derken ilk posttakini okumuştum siz buraya yazmadan neyi değiştirdiniz?




  • bir kaç cumle eklendi bir kaç cumle cikartildi anlamda bozulmalar olmaması için. Yarın göz gezdirirsin öenmli degil o kadar . Ana olaylarda degisiklikler yok
  • En son boyle şizofreni ahstası olan bir çocuğun hikayesini okmuştum csb bu nasıldır iyimidir dostlar başlıyayım mı ?
  • Harika bir partti yine.

    2 parttır arkadasların dedigi gibi Fatal error yiyiyoruz. Çok iyi gidiyor benimde aklimda bir tahmin var bakalim cikicak mi .

    Tebrikler yasanmis oldugunu bende sanmiyorum ama hikaye ve yazış stili çok iyi .

    Dolabimda ki Sherlock kitaplarından daha heyecanla okuyorum :)
  • quote:

    Orijinalden alıntı: S_@_S

    En son boyle şizofreni ahstası olan bir çocuğun hikayesini okmuştum csb bu nasıldır iyimidir dostlar başlıyayım mı ?

    Basla bence gayet heyecanli gidiyor su an sıkılmıyorum okurken. Ortalarda ve baslarda cok aksiyon yok ama

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 2 saatir okuyorum Sigur Rós - Ágætis Byrjun şarkısıyla birlikte ama bitse iyi olacak uykum geldi
  • bitti sonunda içim karardı
  • Mevzular mevzular hadi bakalım neler olacak
  • quote:

    Orijinalden alıntı: S_@_S

    2 saatir okuyorum Sigur Rós - Ágætis Byrjun şarkısıyla birlikte ama bitse iyi olacak uykum geldi

    O şarki çok güzeldir. Eşi benzeri yoktur benim için.
  • Oğuz da oldukte sonra artık okumak istemiyorum nedense
  • quote:

    Orijinalden alıntı: S_@_S

    Oğuz da oldukte sonra artık okumak istemiyorum nedense

    Ikincisinin oguzla bir ilgisi yok. Su adami anmayin be :-\

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • faye şu hikayenin sonu gelsin artık çok sabırsızlanıyorum gittikçe heyecanlı bi hikaye oluyo
  • 
Sayfa: önceki 3132333435
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.