The Sands of Time: Prens daha gençtir ve kendisini babasına kanıtlama çabasındadır. Amacı zafer ve onur'a erişmektir. savaşta alacağı başarılarla babasının gözünde daha büyük bir savaşçı olmak istemektedir. Bu yüzden Dagger of Time'ı alarak babasına götürür ve ona Zafer ve Onuru getirdiğini söyler. Pers topraklarına dönüldüğünde zamanın kumlarını bir krala hediye ederler. Kralın nasıl açıldığını sormasına karşın Perslerin savaştığı ülkeye ihanet ettiği gibi sinsi planını uygular ve Prensin hançerinin kumları açabileceğini söyler. Bunun üzerine Prens kumları açar fakat herkes kumlardan zehirlenerek canavara dönüşür. Prens dagger sayesinde, Farah boynundaki amulet sayesinde ve vezir koruma büyüsü sayesinde kurtulur. Bunun üzerine prens şimdi zamanın kumları ile zamanı hiç açılmamış olduğu bir zamana geri döndürmelidir.
Warrior Within: Prens aslında The Sands of Time'da ölmelidir. Fakat defalarca ölmeden zamanın gücünü kullanarak ve zamanı zamanın kumları ile geri aldığı için Zamanın Gardiyanı Dahaka tarafından öldürülmelidir. Böylece ölmesi gereken herkes ölmüş olacaktır. Prens ölümünü beklemeyi reddederek "Zamanın Adası"na doğru yola çıkar. Amacı geçmişe dönerek zamanın kumlarını yapılmadan önce yok etmektir. Bunun için Empress of Time'ı öldürmesi gerektiğini anlar. Çünkü o ölürse asla kumları yapmayacaktır. Fakat ilk öldürüşünden sonra anlar ki aslında o da zamanın kumlarının yapılmasında rol alan biri olmuştur. Bunun üzerine Mask of Wraith ile bir şans daha elde eder ve geri döner. Bu sefer Empress of Time'ı geçmişte değil kendi zamanında öldürecektir. İyi sonla bitirirseniz (ki PoP: T2T için böyle olmalı) Empress of Time'ın yerine Dahaka'yı öldüreceksiniz. Dahaka'yı öldürdükten sonra prens ülkesine Empress Kaileena ile birlikte geri döner fakat hiçbir şey beklediği gibi olmamıştır.
The Two Thrones: Prens kaderini değiştirdiğini varsayarak ülkesine geri döner fakat kuşatma altındadır ülkesi. Bu yüzden ülkesini kurtarmalıdır. Prensin gemisine yapılan saldırı sonucu gemi parçalanır. Prens uyandığında Empress Kaileena'yı kaçırdıklarını görür. Vezir "Dagger of Time" 'ı Kaileena'ya saplayarak kumlara dönüştürür ve bu kumlar The Sands of Time'da olduğu gibi herkesin kumlar sayesinde canavara dönüşmesini sağlar. Ancak kumlar prensin sadece sol koluna gelmiştir ve böylece prensin kolunda kalıcı bir yara oluşmuştur. Bu yara Dark Prince'in oluşmasını sağlamıştır ve prens artık zaman zaman Dark Prince'e dönüşecektir. Vezir "Dagger of Time" 'ı Kaileena'ya sapladıktan sonra kendisine de saplayarak kanatlı bir canavara dönüşür. Prens ülkesini kurtarmak için vezirle yüzleşmelidir. Prens ülkesini vezirden kurtarmaya çalışırken Dark Prince yavaşça prensi ele geçirmeye çalışacaktır.
Prince Of Persia Karakterleri ------------------------------------- Kaileena’nın soyu güvenilmez kaynakların “Tarihi Kayıtlar” toplanmış bilgiler hariç gizem içinde kalmıştır. En yaygın teori onun Tanrılar tarafından yaratıldığıdır – Zamanın üretilişi sırasında bilinmeden yaratılan bir yan ürün. Bir kaza, eğer böyle düşünmek isterseniz. Fakat Kaileena’nın var oluşunu bu şekilde açıklamak daha ziyade belli bir kesime hitap eden bir yaklaşımdır. Ayrıca doğru değildir.
Aslında, Kaileena bir Daeva’dır.* Aresura* bölgesinden geldiği söylenen mistik bir yaratık ırkındandır. Bu Kaileena’nın güçlerini açıklıyor: Geleceği görebilme, insanları canavarlara çevirebilme, ispitizma sırasında hava yükselmesi ve güçlü büyüler yapabilme yetenekleri. Fakat bu onun nasıl veya niçin Zaman Adasına yerleştiğini açıklamıyor.
Zaman Adası karanlık ve tenha, sisle örtülmüş ve vahşi denizlerle çevrelenmiş bir adadır. Bir sürü trajik (ve ironik) olaylar dizisi sonucunda Kaileena adaya kaçtı ve orada kendine kocaman bir kale inşa etti – hepsi vakitsiz ölmesini engellemek içindi. Göreceğiniz gibi, o geleceği gördü – ve bir gün Prens’in gelip onu bulup öldüreceğini biliyordu. Fark etmişti ama çok geçti, o bir kale inşa etmemişti, bir mezar inşa etmişti.
Fakat Prens – sadece kendi kaderini değiştirmek ile tatmin olmamıştı – bunun yanı sıra Kailena’nınkini de değiştirmeye çabalamıştı. Kaderi ile savaştı – fiziksel olarak Dahaka olarak bilinen bir yaratık şeklinde görünen kaderi ile. Ve Prens canavarı avlayarak dövüşü kazandı! Yüzyıllardır kendi sonunu bekleyen Kaileena, aniden kendini özgür bulmuştu. Prens ona yeni bir yaşama başlamak için bir şansı olduğunu önermişti – Prens’in KENDİ zamanında. Birlikte, ikisi adayı terk edip adayı (ve geçmişi) arkalarında bıraktılar.
Ve bu yüzden hikâyenin bitmesi gerekiyordu: Sonsuza kadar mutlu yaşadılar. Ne yazık ki, bu kadar kolay değil.
Kaileena’ya göre o bir Daeva’ydı. Ve ölürken bile güçleri vardı. Prens Warrior Within macerası sırasında, Kaileena’nın arta kalan güçlerinin Sands of Time(Zamanın kumları) olduğunu öğrenecekti. Kaileena’yı geçmişten KENDİ ZAMANINA getirişi sırasında, Prens dalgalanma efekti yarattı: Kumlar yaratılmayınca, Hindistanlı Maharaja tarafından hiç bulunmayacaktı – Kral Shahraman tarafından asla çalınmayacaktı – masum hür insanlara saldıran kumlar serbest kalmayacaktı. Hikâye değiştirilmişti.
Kişilik:
Hikâyemiz başlarken, Kaileena ne kendisinin ne de Prensin gerçekten kaderlerinden kaçmayı başaramadıklarını hissetmeye başlıyor, sadece olacak olayların ortamları değişmiştir.
Fakat Kaileena’ya göre, her nasılsa zamanları azalıyordu. Özgürlüğü, her nasılsa, kısaca, çok uzun süredir kaçınılmazdan kaçmaya çalıştığı fark etmesine yardım etti. Artık onun yapabileceği tek şey, zamana karışarak yaptıkları zararları en aza indirmeye çalışmaktı. Adada tanıştığımız umutsuz, sert kadın, şimdi soğukkanlı ve yatıştıran bir kişiliğe sahip. Onun sağduyusunun sesi – kehanetin sesi – Ve bu hikâye boyunca bize rehber olacak.
Kaileena olaylara sakin bir objektiflikle yaklaşır. O bir gözlemcidir – bir hikâye anlatıcıdır. Onun her şeyi bilmesini sağlayan doğaüstü yetenekleri sayesinde, onun perspektifi diğer karakterlerden daha geniştir. Açıkça Prens’in çabalarında başarılı olacağını umar - bu yardımcı olmaz ama onun konuşmalarına bir renk katar. Fakat yazık ki, daha fazla araya giremeyecektir. O – bizim gibi – oturmalı – ve en iyisini ummalıdır.
En sonunda olayları doğru yola sokmak Prens’e kalıyor.
*Daevalar: Eski Pers mitolojisinde hastalıklara neden olan ve her tür dinle savaşan iblislerdir. Onlar Angra Mainyu’nun veya namı diğer Ahriman’ın erkek hizmetkârlarıdır (veya takipçileridir). Dişi hizmetkârlar Druglar diye bilinir. .Onlar hep birlikte Ahura Mazda (Ormazd) ve onun Amesha Spenta’larıyla savaşırlar.
Aslında, Deavalar, Ahuralar ile birlikte, Tanrılar ve Ruhlar’ın bir sınıfıydı. Daha sonra Pers inançları onları daha alt sınıflara, iblislere ayırdı. Devil (şeytan) kelimesi Daeva’dan türemiştir.
Yedi Daeva iblisi: Aesma Daeva, Aka Manah, Indra, Nanghaithya, Saurva, Tawrich ve Zarich.
Farah
Geçmiş:
Farah kendi iradesini karşısına alıp Babil’e gelir. Kendisine göre intikam arıyordur. Aslında gerçekte istediği affedilmektir.
Hindistan’ı tahrip edenler tarafında merhametsizce mahkûm edilmiştir, Farah basitçe bir zindana hapsedilmemiştir. Onun yerine, bir kafese hapsedilmiş ve birisinin “evcil hayvanı” gibi o şekilde taşınmaktadır. Bu utancın hakkında gelebilirdi. Farah’ı yaralayan şey, kendi şehri yok edilirken bu kadar canavarca bir olayın karşısında tamamen güçsüz bir şekilde bulunurken, olanları izlemeye zorlanmasıdır. Onları kurtarmak için yapabileceği hiç bir şey yoktur. Bu suçluluk duygusu onu yer bitirir – ve araştırmaları kasıtsızca Babil’de Prens’le karşılaşmasını sağlar.
Farah intikam almak istemektedir. Fakat Babil’in acı çeken insanları yüzünden sık sık kafası karışmaktadır. O Babil halkının acısını yatıştırmayı kendi kişisel görevi yapar ve kurtarabildiği herkesi kurtarır. Onun bazı insanları mahkûm oldukları gibi, istila boyunca Babil’e götürülmektedirler.
Kişilik:
Sands of Time olan olaylar hiçbir zaman meydana gelmemişte olsa, Farah’ı en son bildiğimizden beri yedi yıl geçti. Bu süre zarfında, Farah biraz daha akıllı olmuş – ve daha da olgunlaşmış.
O günlerini birbirini izleyen, bilgilerini geliştirerek(Politika ve tarihe şiddetli bir ilgi duymaya başlamıştı) ve kendi dövüş tekniklerini geliştirerek geçiriyordu. Onun yaya karşı olan sempatisi devam ediyordu – uzun mesafeli dövüşte uzun mesafe daha etkili olmasına karşın. Zarif ve hızlı, fakat Prens’in akrobatik yetenekleri olmaksızın, o kendini kontrol altında tutmaya yatkın. Ve zor durumlarda, o üstün koşma becerisi (ve kendi özel en küçük çatlaklardan geçebilme yeteneği) sayesinde genellikle kaçmayı başarabiliyor.
Farah çevik ve akıllıdır. Senelerini Hint mahkemelerinin arkadan vuran pis soyluları arasında geçirdi, onların en acımasızı nasıl olabileceğini öğrendi. O şiddetle bağımsızdı ve ona göre dolaylı şovenizmden başka bir şey olmayan kahramanlık numarası yapanlara kızardı. O ileride kadınların erkekler kadar politik anlamda güçlü olduklarını kanıtlamayı hedefler.
O aynı zamanda son derece ısrarlıdır ve diğer acı çekenlere karşı hassastır. Bu onu nazik ve yardımsever bir insan yaparken, bu aynı zamanda bir zayıflıktır – bazen bu onu daha önemli hedeflerden alıkoyar. Prens düşmanını öldürmekle belki biraz daha ilgiliyken, Farah bunun Perslerin ve Hintlilerin ikisinin acılarını TAMAMEN durdurmak için gerekli olduğunu unutur – onun bu canavarla karşılaşması gerekmektedir.
The Old Man(Yaşlı Adam)
Geçmiş:
Çocukluğundan beri, Prens’e Old Man – Yaşlı adam bakmıştır, onu kendi oğluymuış gibi bakmıştır. Prens’in gerçek babası –Kral Shahraman – çocuğuna doğru dürüst bakmak için sık sık savaşmakla ve imparatorluklar kurmakla çok meşguldü, bu yüzden kendi gururu ve neşesine bakması için krallığın en akıllı adamını aradı. Prens’in arkadaşları yıllar boyunca gelip, geçerken, yaşlı adam kahramanımıza korkusuzca sadakatini ve kendini adadığını göstererek sadık kaldı, Ayrıca o Prens’in uzun süre akıl hocası oldu.
Warrior Within’de Prens’in Yaşlı Adam ile konuşmasını gördük, o ona gösterebildiği tüm saygıyı gösteriyordu. Prens’in akıl hocasından daha fazla şey bildiğine karar vermesi ve Yaşlı adamın bunun imkânsız olduğu konusunda uyarmasına karşın yolculuğa çıkmaya karar vermesi, bu yüzden tamamen sarsıcıydı. Fakat Prens hayatını kurtarmak için ne gerekiyorsa yapması gerektiğini hissediyordu.
Ve şimdi – Hikâyenin akışının değişmesiyle – Yaşlı Adam’a ne oldu? Hala hayatta mı? Hala ona olan bağlılığı duruyor mu? Prens’e ne önerebilir? Sadece zaman söyleyebilir.
Kişilik:
Yaşlı Adam dikkatli ve zeki – dünyevi ve akıllıdır. O aynı zamanda kötümser gibi bir şeydir. O insanlar ve olaylar hakkında en kötü olanları gerçek saymaya meyillidir – ve çoğu durumlarda umutlara dayanmayı reddeder. Kelimelerinde ve faaliyetlerinde tereddütsüzdür. Dolaylı olarak konuşmaz veya gizli bilmecelerle konuşmaz.
Durumlara negatif bakması (Yaşlı Adam “Gerçekçi” denmesini ısrar ederdi), bu yaşlı ihtiyarın dünyaya bakış açısını değiştirmek, gerçekten, çok sert bir hareket olurdu. Fakat dramatik değişimler Prens’in uzmanlık alanıdır.
bidahamı bitirsemki
biri konu açmıştı yakın zamanda, sizce dünyanın eniyi pc oyunu nedir diye, hiç düşünmeden pop2(warrior within) dedim
Bu arada okumakta zaman zaman zorlandım, kötü bir dille yazılmış. Cümleler bozuk.
arkadaş warrior within, tanımlarken ne çok zaman demişsin
Çok güzel bir yazı tekrar oynayasım geldi. Paylaşım için teşekkürler...
ellerine sağlık pers prensi sanki oyunları yeniden oynuyor gibi oldum pop serisi hayatıda oynadığım en güzel ve en etkileyici oyunlardı.Hikayenin geriplanını öğrenmek daha da güzel oldu