Türk geleneklerinde yeni yıl kutlama eskiden de vardı. İslamdan once bile Ayaz Ata diye bir şey vardı. Türklerin dünyadan kopmasını isteyenler bunu hem yıl başı kutlamalarını sabote ederek Hristiyanlarla aramızı bozarak hem de propagandayla Türkleri İslam düşmanı gibi gösteretek yapıyorlar. İslam ile Hristiyanların arasını en çok bozmak isteyenler siyonistler. Türkleri her iki taraftan da koparmak isteyenler de siyonistler. Çünkü vaadedilmiş topraklarının üzerindeyiz.
Bu vaadedilmiş toprakları 100 yıl önce "büyük ermenistan" propagandasıyla almayı denediler. Geri tepti. Bir ülkemiz oldu.
Bugün de "büyük kürdistan" şeklinde deniyorlar, silah sanayimiz gelişiyor yan etki olarak.
Sanırım 100 yıl sonra da "büyük arap baharı" denerler ve uzaya çıkarız. Hatta Kuranı bile değiştirmeye kalkarlar bunun için.
Türkiyeyi bölmeye çalışanlar, yalnızlaştıranlar, şeytan gibi gösterenler, tamamen siyonistlere hizmet etmektedirler.
Doğu ve güney tarafları savaş alanı. Kuzeyde rusya avrupa savaşı. Egede ordu yığan bir komşu. Acilen itki teknolojisi ve lazer teknolojisi üzerine çalışıp, enerji tekniğini arttırmalıyız. Bir yandan da fırkateyn basmamız gerek.
Üfledim yere düştü sonra kayboldu. Umarım gerçekten karadul değildir. Cok fazla tarım ürünü, yumurta, vb olan yerde dikkatli olun.
İstanbul Esenyurt'ta ikamet eden 34 yaşındaki Ayşe K.'nin, 2020 yılında doğum sancıları başladı. İddiaya göre, aciliyeti olan bir hastaydı ancak gelen ambulansla evlerine uzak olan Özel Reyap Hastanesi'ne sevk edildi. Eymen Ali K., bu hastanede prematüre bebek olarak dünyaya geldi, 57 gün annesinden ayrı kalarak entübe edildi. İddiaya göre, hastane çalışanlarının yanlış tedavi uygulaması Eymen Ali K.'de kalıcı hasara neden oldu. Yaşadıklarını anlatan Ayşe K., "Ben orada birçok bebeği gördüm. Hiçbir şekilde ilgilenmiyorlardı, hemşireler oturmuş telefon ile oynuyordu ama çocuklar orada ağlıyordu. Bir tanesi morarırcasına ağlıyordu ve neredeyse kuvözden çocuk taşacaktı ağlamaktan, debelenmekten" şeklinde konuştu.
'ÇOK TELAŞLIYDI BİR AN ÖNCE ÇOCUĞU GÖNDERMEK İSTİYORDU'
Bebeğini görmek için verdiği mücadeleyi anlatan Ayşe K., “Pandemi sürecinde doğdu Eymen. 29 haftalıktı, plasentadan ayrılmıştı çok acil bir hastaydım. 112 Acil Çağrı Merkezi'ni aradık biz, ambulans geldi. Bizi hastaneye götürdüler. İki tane çok donanımlı hastane vardı yanımızda, bize çok yakındı. O iki hastaneyi es geçerek, bizi direkt Özel Reyap Hastanesi'ne getirdiler. Orada apar topar zaten ameliyata alındım. Çocuk yoğun bakıma alınmış. Bana doğumu yaptıran doktor geldi, benimle görüştü. Çocuğun ağladığını, sesini duyduğunu, yoğun bakıma alındığını söyledi. Çocuk iyi olacak, toparlanacak, korkulacak bir şey yok çünkü oksijen gitti diyerek beni teskin etti. Çocuğu, entübe ettiklerini ve uzun bir süre yoğun bakımda kalacağını söyledi. İki gün sonra ben gittim doktorla görüşmeye, çocuğu görmek istediğimi söyledim. 'Çocuğu gösteremeyeceklerini' söylediler bana. Çocuğu görmem gerektiğini söyledim, çünkü annesiyim ve çocuğumu görmek istiyorum diye ısrar ettim. Fotoğraf istedim, en azından çocuğumun neye benzediğini görmek istediğimi, çocuğumu görmek istiyorum hakkım bu benim diye… Ertesi gün fotoğraf vereceklerini söylediler, bana ertesi gün yoğun bakımda çekilmiş bir fotoğrafı verildi. Çocuk ile ilgili hiçbir bilgi alamadık. Bizi her aradığında tedavinin devam ettiğini ve şu an gelişen bir durum olmadığını söyledi. Çocuk yoğun bakımda hiçbir komplikasyon geçirmedi ve 57 gün entübe kaldı. Fırat Sarı bizi hastaneye çağırdı apar topar. Bize söylediği şey 'Hemşire Yeşim, Eymen'i beslerken ciğerine süt kaçırmış, bebek aspire edilmiş ve sevk etmek istiyorum'… Çok telaşlıydı. Bir an önce çocuğu göndermek istiyordu. Ben şaşırdım, neden bizi sevk etmek istiyorsunuz… 'Hemşire hatası olduğunu ve hemşireye kızdığını' söyledi bana. Aspire ne demekti onu bile bilmiyorum. Çocuk orada ne yaşadı? Çocuk orada oksijensiz kaldı. O süre zarfında şu an artık öğrendim, anlıyorum ne olduğunu. Çocuğun ciğerinden tekrar aspire yöntemiyle geri çekmişler mamayı, sütü her neyse. Ben Eymen Ali'yi, çıkmasına yakın süre zarfında ısrarlarıma, yoğun baskılarıma dayanamayarak çağırmaya başladılar. 4'üncü ayın sonuydu, artık taburculuk süresi gelmişti ve içeriye almaya başladılar beni" diye konuştu.
'BENİ TIRMALIYORDU AÇLIKTAN ÇOCUK'
Aylar sonra Eymen bebeği gören anne Ayşe K. "Ben Eymen'in çok bakımsız olduğunu gördüm, hiçbir şekilde ilgilenmiyorlardı ve orada başka bebekler de vardı. Eymen'le ten teması yapmak istiyordum ve bunu sürekli talep ediyordum. Artık o kadar çok talepkar olmama kayıtsız kalamıyorlardı ve çağırıyorlardı ama beni taburculuğa yakın, 4'üncü ayın sonunda çağırmaya başladılar. Bebeği aldığımda kucağıma, beni tırmalıyordu açlıktan çocuk. Ben beslemeye emzirmeye başladım çocuğu. Çocuk o kadar çok açtı ki direkt emmeye başladı, bir prematüre bebekten bahsediyoruz. Emme refleksi gelişmemiş bir bebekten… Uzun süre entübe kalmış bir bebek emmeye başladı. Artık nasıl aç bırakıldıysa çocuk orada" ifadelerini kullandı.
Haber kaynağı:
Kim bilir kaç depremzede için "öldü" deyip organlarını çaldılar...
---
İnterpol kırmızı bülteni ile 'organ ticareti ve kasti insan ölümüne sebebiyet vermek' suçlamalarından aranan İsrail vatandaşı Boris Wolfman 2017 yılından bu yana Türkiye‘de yaşıyor.
Artı Gerçek'ten Hale Gönültaş'ın haberine göre: Wolfman, 9 Kasım 2018 tarihinde Özkan Çelik isimli kişi üzerine, aralarında sağlık turizminin de bulundu, yaş ve kuru meyve alım satımından, demir ve çelik ihracatına kadar pek çok pek çok faaliyet alanı bulunan Royal İnnovasyon adında bir şirket kurdu. Boris Wolfman ulusal ve uluslararası basınına verdiği demeçlerde Türkiye tarımının önde gelen isimlerinden biri olduğunu iddia ediyor. Ayrıca Türkiyeli yatırımcıların Afrika’da toprak kiralama ve işletme faaliyetlerinde danışmanlık yaptığını söylüyor.
2015 YILINDA ORGAN KAÇAKÇILIĞINDAN TUTUKLANDI
Tarihler 4 Aralık 2015‘i gösterdiğinde Tayland’ın başkenti Bankong’tan İstanbul Havalimanı’na inen uçakta 'uluslararası organ kaçakçılığı ve bilinçli ölüme sebebiyet vermek' suçlamalarından İnterpol kırmızı bülten kaydı ile aranan Boris Wolfman bulunuyordu. Wolfman, apronda güvenlik güçleri tarafından göz altına alındı.
Bakanlık, aralarında Boris Wolfman ve Türkiyeli doktor Yusuf Erçin’in de bulunduğu çete üyelerinin Kosova, Azerbaycan ve Sri Lanka’da yaşayan yoksul insanların organlarını alıp zengin İsrailli, Hindistanlı ve Avrupalı hastalara naklettiklerini belirtmişti.
Kosova’da nakilleri yapan doktor Yusuf Erçin Sönmez’in de diğer çete üyeleriyle birlikte hareket ettiği iddia edilmişti. İddianameye göre organ kaçakçılığı İsrail merkezli ‘Rabin Medical’ isimli hastane üzerinden yapıldı.
İSRAİLE İADE EDİLMEDİ
Wolfman, 4 Aralık 2015’te İstanbul Havalimanı’nda ‘uluslararası organ kaçakçılığı ve bilinçli ölüme sebebiyet vermek’ gerekçeleriyle tutuklanmıştı. İsrail hükümeti bu süreçte Wolfman’ın iadesini talep etmiş, Adalet Bakanlığı ise İsrail’den 30 gün ek süre talep etmişti.
Takdir yetkisini kullanan mahkeme ek süre içinde Wolfman’ın Türkiye’de yargılanmasına hükmetti. Böylece İsrailli organ kaçakçısı İsrail’e iade edilmedi. Türkiye’de hazırlanan iddianamedeyse Wolfman’ın Suriyeli mültecilerin organlarını satın almak amacıyla Türkiye’ye geldiği belirtildi.
INTERPOL'ÜN KIRMIZI BÜLTENİNDE
İsrail vatandaşı Boris Wolfman hakkında uluslararası organ ticareti ve kasten ölüme sebebiyet vermek suçlamalarından halen araması bulunuyor. Keza Boris Wolfman’ın organ ticaretinde ortağı olarak ulusal ve uluslararası kayıtlarda geçen Doktor Yusuf Erçin Sönmez de aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 186 ülkenin talebi ile İnterpol kırmızı bülten araması bulunuyor.
ESKİ ŞİRKETİ 6 ŞUBAT DEPREMİNDE SAHRA HASTANESİ KURDU
6 Şubat 2023'te Maraş merkezli depremlerin ardından Türkiye’ye tıbbi destek sağlamak üzere gelen ülkeler arasında İsrail de yer alıyordu. 6 Şubat depreminin ardından deprem bölgesinde kurduğu sahra hastane ile yardım faaliyetinde bulunan kuruluşun ismi Rabin Medical; İsrail adalet Bakanlığı tarafından Boris Woflman ve organ çetesi ortaklarının faaliyet gösterdiği hastane olarak kayıtlara geçen kurum.
MÜLTECİLERİN ORGANLARI İÇİN HASTANELERLE ANLAŞMIŞ
Suriyeli mültecilerin böbreklerinin alınması için küçük hastanelerle anlaşan Wolfman ve iddianamede adı geçen Türkiyeli doktor Yusuf Erçin ile diğer dört kişi Kosova, İsrail, Rusya, Ukrayna, Avusturya ve Azerbaycan’da organ ticareti ve yasadışı nakilleri organize etmekle suçlanıyor.
Wolfman, 9 Kasım 2018’de Özkan Çelik isimli kişi üzerine aralarında sağlık turizminin de bulunduğu, yaş ve kuru meyve alım satımından, demir ve çelik ihracatına kadar pek çok alanda faaliyet gösteren ‘Royal İnnovasyon’ isimli şirketi kurdu. Resmi kayıtlara göre Zorlu Center’daki bir ofis, şirketin genel merkezi olarak gösterildi.
Boris Wolfman ulusal ve uluslararası basınına verdiği demeçlerde Türkiye tarımının önde gelen isimlerinden biri olduğunu ileri sürmüş, ayrıca Türkiyeli yatırımcılara Afrika’da toprak kiralama ve işletme konusunda danışmanlık yaptığını söylemişti.
İSTANBUL’DA ŞİRKET KURDU: ROYAL İNNOVATİVE
9 Kasım 2018 tarihinde ise Boris Wolfman tarafından Özkan Çelik isimli şahıs üzerine Royal İnnovative isimli bir şirket kurdu. İstanbul Ticaret Odası’na kayıtlı şirketin ticaret sicil gazetesindeki bilgilerine göre şirket uluslararası sağlık turizminden, meyve sebze ithalat ihracatına, elmas üretiminden demir çelik ihracatına kadar pek çok alanda faaliyette bulunabiliyor.
---
Bakalım yenidoğan çetesi konusunu "ama bu siyaset" diyerek sulandırmaya çalışan troller buna da siyaset deyip geçecek mi?
PKK militanına doktor olma iznini kim verdi?
Bebek katliamı yapan doktora, önceden pkk militanı olan kişiye doktor olma iznini kim verdi bilen var mı?
Terör yüzünden çocuğunun hastenede zarar görmesini istemeyen bir baba olarak bunu bilmeye hakkım var.
Bombalı eylemde yer almış birine, onu destekleyene, desteklemeyi düşünene:
- araba tamirciliği bile yaptırılmamalı. Arabalar patlar veya frenleri tutmaz.
- Bulaşık bile yıkatılmamalı, insanlar zehirlenir.
- web sitesi de yaptırılmaz, insanlar heklenir.
- inşaat yaptırılmaz, depremde insanlar ölür.
- şoför yapılamaz, beton mikseriyle arabalara dalar
- öğretmen yapılamaz, yalanlarla çocukların beynini yıkar
- kasiyer yapılamaz: vatandaşların kimlik bilgilerini çalar
- askere alınamaz: örgüte bilgi sızdırır
- aşçı yapılamaz: insanları topluca zehirler
- siyasetçi yapılamaz: bolücülük yapar, hortumcu olur, ihaleye fesat karıştırır
- hakem veya gözetmen yapılmaz: mulakatta hakedeni eler, arkadaşını elemez
- çoban da yapılmaz: kuzuları yer kaçar
Yapabileceği tek şey var:
- yerden çöp toplamak. Toplamasa bile kimseye zarar veremez.
Ülkeye liyakat lazım.
İmzam kural dışıdır! || Uymam gereken imza kurallarını okumak için tıkladım ama sonra üşendim ve bu mesajı değiştirdim. |
OpenCL c++/c, java, c# Asp.Net Matematik Fizik Oyun Müzik |
Son Giriş: 48 dk. önce
Son Mesaj Zamanı: 3 gün
Mesaj Sayısı: 7.186
Gerçek Toplam Mesaj Sayısı: 14.813
İkinci El Bölümü Mesajları: 45
Konularının görüntülenme sayısı: 171.445 (Bu ay: 2.400)
Toplam aldığı artı oy sayısı: 28.495 (Bu hafta: 6)
En çok mesaj yazdığı forum bölümü: Donanım / Hardware