...

Sabah hazırlanıyorum, haberleri açıyorum, saat 07.00.

Siyasetçiler çocuk gibi birbirine laf sokuyor. Kapatıyorum.

Dışarıya çıkıyorum 2 adım yürüyorum, hastaneye işe gideceğim, sokak köpeklerinin saldırısına uğruyorum.

Kovalayan köpeklerden güç bela sıyrılarak zifiri karanlıkta hastaneye geliyorum.

Bakanlığın baskısı sebebiyle 2 dakikada hasta muayene etmeye çalışıyorum. Tabi adını bile sormaya yetmiyor süre.

Bir sürü kişi tatmin olmuyor, ben de tatmin olmuyorum, tanı koymak iyileştirmek imkansız, canım sıkılıyor.

Acilden telefonum çalıyor, acildeki bir hastayı danışıyorlar. Yapılması gerekenleri anlatıyorum.

Telefonda olduğum için kapıda kavga çıkıyor.

Bir iki kişi doktorları dövmek gerekiyor gibi yorumlar yapıyor, aldırış etmiyorum.

Bir çocuk karaciğerinde kist çıkmış, sokak köpeklerinden bulaşıyor. Onlara bunun köpekten bulaştığını anlatıyorum.

Çocuğu servise yatırıyorum, yatmak istemiyorlar. O zaman ölüm dahil tüm riskleri kabul eden bir imza atın diyorum.

Ölümü niye kabul edeyim diyerek bağırıyor. Sakinliğimi koruyorum.

Eve geliyorum, geçtiğimiz ay tuttuğum nöbetlerin parası yatmamış, mutemeti arıyorum, hastanede para yok diyor.

Kapanış.

Nerelerden çalışmak gerekiyor?

%25 zam sınırı garabetine girmiyorum, kimse uymadı ona zaten.

Yalnız %65-80 arası açıklanan enflasyon oranına da uymadı ev sahipleri, dahası 2 sene önce hissettiğimiz enflasyon olan %100'e de uymadılar. Her sene ikişer defa %100, bazen tek seferde %300 zam yapan ev sahipleri oldu.

Bu ev sahipleri enflasyonu da, TÜFE'yi de, %25 zam sınırını da hiçe saydı.

Bugünkü piyasanın bu kadar yüksek olmasında da pay sahibi oldular. Komisyoncular ve emlakçılar ceplerini haybeye doldurdu.

Şimdi %25 zam sınırı kalkınca, yeniden TÜFE oranında zamlar gelecek. Bu oran %60-64 bandında bu yıl için. Ama zaten iki üç kez %100-%200 zamlarla cebini doldurarak yasa çiğnemeye alışanlar şimdi bu %64'e de uyacak mı muamma.

%25 Kira zam sınırı kaldırıldı. Sınır yeniden TÜFE yapıldı.

Ocak ayı için yıllık TÜFE %64'tü. Yani Ocak ayında kira zammı yapacak bir ev sahibi %64'ü geçemeyecek.

Arkadaşlar aklıma hiçbir şey gelmiyor. Kız arkadaşa hediye olarak ne alınabilir ?

Maalesef Türk Milletinin gördüğüm kadarıyla sağlık konusunda büyük bir cehaleti var. Bunu rahatlıkla söylüyorum çünkü ben de içinizden birisiyim. Ben bir doktorum, ancak öte yandan ailem ve akrabalarımla beraber bu toplumun bir üyesiyim. Çevremde gördüğüm ve özellikle sıradan halkın hep gözden kaçırdığı mevzular şunlar:

1. Doktorlar ölümü engelleyemez, ölüm sadece ertelenebildiği kadar ertelenir.

(Geçen gün Edirne'de annesi kanser son evre hastası olan ve çoklu organ yetmezliği olan hastanın ölüm haberine şiddet ile karşılık veren dangalak bu bilgiyi bilmiyor olabilir.)

2. Size verilen her ilaç, yapılan her enjeksiyon ve verilen her serum için ölüm ve yan etki riski vardır, ek olarak en kötü tarafı şudur ki bu bilgi önceden tahmin edilemez.

("Doktorun verdiği ilaçtan öldü" , "Boğaz ağrısı için serum yapıldı ve öldü" , "İğne yapıldı, sakat kaldı" haberlerinin çoğu asparagas haber. Her seferinde bu zokayı yutuyorsunuz anlayabiliyorum ama doktorun verdiği ilaç veya serum 1/100 de olsa, 1/10.000 de olsa bir alerji riski taşır, bu alerji sizi öldürebilir. Yine yapılan her iğne sizi sakat bırakabilir. Doğru bile yapılsa, bazı insanların siyatik siniri varyatiftir, herkesin sinirleri aynı yerden geçmez, anatomik farklılıkllar da önceden öngörülemez, siyatik sinire denk gelen bir enjeksiyon sizi sakat bırakabilir. Doktorlar bu yüzden GEREKSİZ İĞNE, SERUM YAPMAYI İSTEMEZLER. OYSA CAHİL TOPLUMUMUZ BU KONUDA DA DOKTORA SALDIRMAKTAN GERİ DURMAZ. Doktorun onun iyileşmesini istemediği gibi komik bir sanrıya sahiptir.)

3. Bazen doğru tedavi de işe yaramaz.

(Her tedavi için verilen bir başarı oranı vardır ve bu başarı oranı hiçbir zaman %100 değildir. 100 hastanın 80 tanesinde işe yarayan bir tedavi sizde işe yaramıyor olabilir ve bu da maalesef önceden öngörülemez. Hastadan hastaya genetik farklılıklar vardır, bu yüzden bu iş mekanik veya fizik gibi bir şey değildir. İyileşmiyorsanız %100 doktor hatalıdır anlamına gelmez. Başka yollar denenmesi gerekiyor olabilir, denenmesine rağmen de iyileşemeyebilirsiniz.)

4. İnsanoğlu maalesef ölümlüdür, ölüm ile barışın. Doktorlar her gün ölüme şahitlik etmektedir, bunca ölüm birer hata sonucu olabilir mi? Her ölüm için birisi suçlu olmak zorunda değildir. Bazen suçlu kör talihtir. Doktorların da annesi babası ölmektedir.