Roketsan, Uluslararası Uzay Federasyonuna katıldığını duyurdu

Uzayda aslında Türk yapımı uydular var - geçen sene emekli edilen RASAT gibi - ama bildiğim kadarıyla - henüz - Türk yapımı bir roketle uzaya taşınmış bir uydu yok. Türk yapımı uydular yabancı firmalarla yapılan sözleşmelerle fırlatıldılar. Yeterli kapasitede taşıma platformlarının geliştirilmesi her zaman için bir uydudan daha zor ve esasen daha stratejik bir adım. Zira Soğuk Savaş'ta yerleşmiş bulunan bir paradigma olarak bir roket yalnızca uydu değil, uygun ayarlamalar ve geliştirmelerle insan, nükleer savaş başlığı ve benzerini de taşıyabilir. İş önce Sputniklerin taşınmasıyla başladı. Ardından Soyuzlar ve Apollolar geldi. Sovyetlerin Ay'a Amerikalılardan önce ve asla insanlı olarak ayak basamamaları büyük ihtimalle bu iş için münasip bir roketi geliştirip üretememeleri yüzündendi. Buna mukabil Amerikalılar Alman V serisi roketlerin mühendisi Wehrner von Braun'un gözetiminde Saturn V'i ürettiler. İlk insanlı Ay misyonlarını gerçekleştirdiler. Tabii Türkiye iktisadi hacmi itibarıyla bu kadar büyük bir teknik kapasiteye mali açıdan ulaşamaz. Saturn'ün sikletindeki roketler gerçekten dev gibi. Çok büyük bir taşıma kapasiteleri var. AR-GE'leri de, kendileri de inanılmaz pahalılar. Ancak kendi başına uzaya uydu veya bir gezegene sonda gönderebilmek bile orta ölçekli bir ülke için çok büyük bir başarıdır. Türkiye bunu hem üretebilir hem de finanse edebilir.

Dediklerine kısmen katılıyorum katılmadığım noktalarda var tabii. Her alanda ufak girişimlerle varolmak gerekli. Zaten hali hazırda dünyada bunu yapan şirketler var diyerek ertelemek ileri zamanlarda sıkıntılı durumlar yaratabilir. Hali hazırda SİHA kamerası üreten var diyip Kanadanın kameraları bize satmak istememesi ve bizim kendi kameralarımızı üretmeye başlamamız buna en güzel örnek olacaktır. Sizin dediğiniz gibi öncelik her zaman ihtiyaç doğrultusunda belirlenmeli fakat bunu yaparken ileri görüşlü olup diğer projelerde rafa kaldırılmamalı.