hayat o kadar zor mu? atıLır mıyız oyundan, benzemezsek onLara? bahane mi Lazım? mazeretimiz mi kaLmamış? çok ayıp oLmuş çok ayıp oLmuş
hayat o kadar zor mu? takıLır mıyız yoLunda, şekLi gizLi taşLara? yetişmek mi Lazım? bahçemizde bir güL açmamış çok ayıp oLmuş çok ayıp oLmuş
kız en güzeL, en hafif giysisini giymiş oğLan renkLi bir dünya boyamış kapkara kapıLar sormuşLar onLara ayıp oLmaz mı? bu işLer o kadar koLay mı? ayıp oLmaz mı?
mor ve ötesinden ayıp olmaz mı şarkı sözü.. özellikle ilk satırdaki cümleler gayet net !!
yine mor ve ötesinin en sevdiğim şarkı sözü.. bu sözleri kendime armağan edebilirim ..
olasılıklar, şanslar olaylar neden hep senin tersine bunu hala sorma yanlış yer ve yanlış zaman bunlar hep aldatmaca bunu artık anla
belki bir gün güneş doğar mezarının üstünden, sen sessizce uyurken uyanınca üzülme gerçek bu işte
tesadüfen yalnızsın, henüz yolun başındasın tesadüfen yalnızsın, gerçeklerin farkındasın
kelimeler sokaklar ve evler ne kadar da boş şeyler sen gizlice ağlarken biraz umut biraz sevgi ne çok şey demek oysa senden uzakta
ama kim bilir belki bir gün o yaşarken sen ölmezsin, acılar akıp gider uyanınca üzülme gerçek bu işte ............... gerçeklerle yüzleşmek kolay olmasada ..
siz iradeniz ile sevginiz ile... kişiliğiniz ile ayaktasınız.. karşınızda gün gelecek ezilecek emin olun... hayat bir şekilde karşınıza çıkarak ilgili kişiyi.. o zaman anlayacaksınız ne demek istediğimi.. (tayfun arkadaşımdan..)
Hayat ne kadar güzel olurdu; İnsan hem 'aşık', hem de 'sadık' olmayı becerebilseydi. Can Dündar
Kadınlar kendini güldüren erkekten hoşlanır sözü yalandır unutma. Çünkü kadınlar, sadece hoşlandıkları erkeklere güler aslında. Can Dündar
Eğer bir kadının gerçek aşkı olmayı başarabilmişseniz; Çok şanslısınız, Çünkü sizin için hayat; asla sıradan olmayacak. Can Dündar
Karşındakine sevgini, aşkını verecek kadar yüceyse hislerin. Başkalarına bakmayı düşünmemeli gözlerin. Can Dündar
Küle döndüysen, yeniden güle dönmeyi bekle... Ve geçmişte kaç kere küle dönüştüğünü değil, Kaç kere yeniden küllerin arasından doğrulup... Yeni bir gül olduğunu hatırla.........
[Mevlana]
Mevlâna derki; Dibi yosun tutan denizlerle ilgilenme, sen dağları seyret. Yenik düşüyorsan özlemlerine aldırma, Kalbindeki o uçsuz bucaksız sevgiyi hisset. Işıklar sönmüşse ve karanlıksa, ona da aldırma, ay ışığını seyret. SABRET… Sabret ki her şey hissettiğin kadar derin ve sonsuz olsun... Sabret ki her şey gönlünce olsun...
Çocuk olsam yeniden.. Bir tek düştüğüm için acısa içim, Ve kalbim; çok koştuğum zaman çarpsa sadece.
C. Süreya
GÜNÜN MENÜSÜ Kullanılacak Malzemeler; 1 ölçü candan sevgi 2 ölçü iyi niyet Birazcık ilgi Bir tutam anlayış Kararınca nezaket 1 kaşık hoşgörü
Hazırlanışı: Malzemeyi iç dünyanızdan alın. Yıkamaya gerek yok, zaten tertemizdir. Kalbinizde yavaşça karıştırın. Kokusu her yanınıza sinecektir. İçine duygu şerbetini ekleyip, karışımı hayat tabağının üstüne yavaşça boşaltın. Üzerine sevgi marmelatı ile süsleyin. Birkaç parça gökkuşağı renklerinden serpiştirin . Hayat boyu afiyetle yiyin. Sadece kendiniz yemeyin, herkese verin.
ne güzel söylemiş mevlana hazretleri .. Sen bizim suretimize [yüzümüze] değil, siretimize [ahlakımıza] bak.
Sen değerinle ve düşüncenle, iki âleme de bedelsin, ama ne yapayım ki kendi değerini bilmiyorsun. Mevlana
Mevlana’nın insan sevgisi tarif edilemeyecek kadar büyüktür. Aynı zamanda Mevlana’nın insanlara duyduğu saygı da tarif edilemeyecek kadar derindi: Ayırmadan herkese saygı ve sevgi… Başkaları da bu nezakete karşılık verirler, ona saygı göstermeye uğraşırlardı. Mesela bir topluluğa girdiği zaman kendisine saygı duyarak ayağa kalkarlardı. Mevlana bunu istemezdi. Hele de kendisi için birini oturduğu yerden kaldırdıkları zaman bu hale çok üzülürdü.
Mevlana’nın insan sevgisi ne güzel bir örnek:
Mevlana bir gün hamama gitmişti. Soyunup hazırlandı, yıkanma yerine girdi. Girdi, ama girmesiyle çıkması da bir oldu. Tekrar giyindi ve gitmeye hazırlandı.
Sebebini sordular.
Dedi ki:
“Soyunup hamama girmiştim. Tellak beni görünce, bana yer açmak için bir şahsı havuzun başından uzaklaştırdı. Benim yüzümden rahatsız edilen o kişiye karşı utancımdan o kadar terledim ki dayanamayıp dışarı çıktım!”
Hey koca Mevlana, güzel insan!… Şimdi manevi torunların, birbirinin yerini kapmaya çalışıyor. Gücü yeten bazı zalimler, fukaranın etini ekmeğini bile elinden kapmaya uğraşıyor.
Sen ise bir havuz başında yer açılmasını bile istemedin kendine. Biz ne yerler açıyoruz kendimize, kul hakkını yiye yiye, eze eze, üze üze, neleri kimlerden kapmaya çabalıyoruz…
Mevlana’mız! Bizim de biraz efendileşmemiz için himmetini dileriz.
bir şarkı böyle keyifli olabilir mi :) sözleri bile ayrı bir keyif ..
araladım gönlümü sevdanınrüzgarlarına yüreğim alev alev yanacakmıs yansın korkmuyorum askından ecelim olsan bile akşamlar kursun mısalı vuracakmış vursun
ne olursa olsun ah gözlerim seni bulsun kıyametler kopsa da al bedenim senin olsun
Bazen bitmek bilmeyen dertler yağmur olur üstüne yağar. Ama unutma ki, rengarenk gökkuşağı yağmurdan sonra çıkar... mevlana
bunu kabul etmeyen çooook :)
İnsan; Geçmişin hasretçisi, geleceğin özlemcisi, yaşadığı anın şikayetçisidir. ' Charles Bukowski '
Birilerinin göz yaşları üzerine kurulan her mutluluk; günü geldiginde en dayanılmaz acılarla intikamını alır. ' Nicanor Parra '
Sen benim yorgun vazgeçmiş Öyle bir zamanıma rastladın sevgilim Yoksa ben seni bir bilsen nasıl severdim
Sen benim korkak güvensiz yarı masum Hatta hesaplı öyle bir anıma rastladın ki Hiç bilemezsin seni ne çok severdim
Ah sevgilim, sevgilim, ah sevgilim Ne olur beni düşün arada sırada an Ne olur beni göğsünde tut dokunmadan.. aşkın nur yengi
Aşk sinsidir, usulca yaklaşır Ansızın vurur uçurur önce Sonra hırçınlaşır
Ah nasıl bencil, zevkine düşkün Aldırmaz, kırar döker yakar adamı Çılgınlaşır
Mutlu bir köle dilediği zaman Çeker gider canı istediği an Sevinç vaadleri ödünç Verirken alır hayatından
Dayanmak için dünyaya İnanmalı hep bu rüyaya Elimiz mahkum, gözümüz kara Canımız yanıyor yansın hey ya levent yüksel'in elimiz mahkum şarkısının sözleri..