Şimdi Ara

Saldırılar Karşında Türkiye'nin Tutumu Hakkında (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
54
Cevap
0
Favori
1.621
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • Ben de olsam, siz de olsanız. Veya akli dengesi yerinde ve PLAN kurgulayabilen her hangi bir yapay zeka olsa...

    ABD gibi ülkeler içerisinde ajanlarıyla kolaylıkla rejim değiştirebilen, darbe yaptırabilen, toplum mühendisliği yapabilen ve dünya medyasına sahip bir ülkeyi yönetseniz...

    Siyasete ve olaylara sadece GÖRÜNDÜĞÜ kadarıyla ve gibi gören, ve siyaset yaptığını sanıp sadece DEDİKODU yapan halkların bulunduğu bir coğrafyaya hükmetmek istiyor olsaydık/olsaydınız... Ve bu ülkeler içinde sayamadığımız kadar ajanımız olsaydı ve hatta direnişçileri kontrol etseydik...

    Yanlışlıkla Türkiye'ye bomba atardık

    1 taşta çoook kuş vurabilen bir ülke ABD, çok basit bu coğrafyada çünkü. Ama biz sadece birileri ne isterse o yönde esen medyadakileri görür ve dedikodu yaparız. Beynimiz alındı bizim. O yüzden bu coğrafyadaki insanların kafatasındaki boşluğu kurşunlar dolduruyor. Bazı basit görünen şeylerin bedeli çok ağırdır...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi PaiMei -- 8 Ekim 2012; 19:07:16 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: PaiMei

    Ben de olsam, siz de olsanız. Veya akli dengesi yerinde ve PLAN kurgulayabilen her hangi bir yapay zeka olsa...

    ABD gibi ülkeler içerisinde ajanlarıyla kolaylıkla rejim değiştirebilen, darbe yaptırabilen, toplum mühendisliği yapabilen ve dünya medyasına sahip bir ülkeyi yönetseniz...

    Siyasete ve olaylara sadece GÖRÜNDÜĞÜ kadarıyla ve gibi gören, ve siyaset yaptığını sanıp sadece DEDİKODU yapan halkların bulunduğu bir coğrafyaya hükmetmek istiyor olsaydık/olsaydınız... Ve bu ülkeler içinde sayamadığımız kadar ajanımız olsaydı ve hatta direnişçileri kontrol etseydik...

    Yanlışlıkla Türkiye'ye bomba atardık

    1 taşta çoook kuş vurabilen bir ülke ABD, çok basit bu coğrafyada çünkü. Ama biz sadece birileri ne isterse o yönde esen medyadakileri görür ve dedikodu yaparız. Beynimiz alındı bizim. O yüzden bu coğrafyadaki insanların kafatasındaki boşluğu kurşunlar dolduruyor. Bazı basit görünen şeylerin bedeli çok ağırdır...

    Konunun özeti olmuş.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: OPTİMİST
    YILDIRAY OĞUR - TARAF. 07,10,2012


    Piskolojiden ve özellikle halkımızın piskolojisinden anladığım için bu aklı küçük yazarımızın, güzel halkımızı nasıl kucaklamaya çalıştığını ve ne yapmaya çalıştığını bir kaç paragrafı analiz ederek gözler önüne sermeyi halkıma borç bilirim.


    Beyni küçük diyor ki...

    """"Sonda söyleyeceğimi, başta söyleyeyim: Eğer bir gün Türkiye Cumhuriyeti, İstanbul’un, Rize’nin Diyarbakır’ın mahallelerini jetlerle vurmaya başlarsa, her Cuma namazından sonra toplanan protestocu sivil kalabalıkların üzerine polis/ asker tanklarla, toplarla, sniper’larla ateş açarsa, Ankara Kalesi’ne yerleştirilen toplar Ulus’u bombalarsa, İzmir Kadifekale denizden savaş gemileriyle top ateşine tutulursa, yüzbinlerce insan Yunanistan’a, Bulgaristan’a kaçmak zorunda kalırsa, her gün yüzün üzerinde insanın ölümünün artık haber değeri bile kalmazsa lütfen dünya “bu onların iç işidir” demesin, milli egemenliğimizi, milli gururumuzu falan hiç düşünmesin, tuzu kurular savaşa hayır diye sloganlar atmasın ve meşruiyetini yitirmiş Türkiye Cumhuriyeti devletine daha büyük katliamlar yapmadan derhal haddi bildirilsin.""""

    Türk halkının her zaman yediği zokayı, "dürüstlük taslamayı" kullanarak; zehri ilaç gibi gösterebileceğini düşünmüş yazar. Ve sonda söyleyeceğini başta söylediğini iddia etmiş. Çünkü yavaş yavaş söylerse okuyan kişi yazarın savlarını yavaş yavaş sindire sindire gördüğünde zihninde yazarın saçmaladığı imajı oluşmasın. En başta şok edici vurucu yapsın ki, sonra gelen savlar masumane ve destekçi görünsün.

    Tabi bütün bu zihin oyunları arasında (belki kendisi bile farkında değil, babadan dededen/cemaatten görme büyütme akıl oyunlarıdır bunlar) hafızası pek küçük olan halkımızın RAM'i dolduğu için, "ulan adam Suriye'nin kendi illerini vurduğunu iddia etti lo" diye düşünmeden bu savı bu şaşalı dürüstlük karşısında afiyetle yiyecektir. "PKK dış destek sayesinde illeri ele geçirmeye çalışsa, Türkiye ne yapardı?" sorusu aklına gelirse şerefsizim RAM'i yetersiz güzel halkımın.


    Sonra beyni küçük, hedef kitlesi büyük şöyle devam ediyor...

    """"AYLARDIR ARAP ÇOCUKLARININ KATLEDİLMESİNE KARŞI ÇIKMAYANLAR...

    1,5 yıldır bunların hepsini yapmış Esed’in kime isabet diye halkının üzerine fırlattığı bombalardan biri de Akçakale’de Timuçin ailesinin evinin üstüne düştü, 13 yaşındaki Fatma, 16 yaşındaki Ayşegül ve sekiz yaşındaki Zeynep, anneleri ve komşularıyla birlikte hayatını kaybetti, kardeşleri, kuzenleri ağır yaralandı. Aylardır Arap çocukların katledilmesi karşısında kılını kıpırdatmamışları, Urfalı çocukların öldürülmesi de pek heyecanlandırmadı. Onları bir anda ayağa kaldıran çocukları öldüren topların vurulması ve ardından Meclis’ten “Aman niyetimiz savaş değil” mahcubiyetiyle bir tezkere çıkarılması oldu.""""

    Tam İSABET! Halkımın merhamet duyguları da körüklendi. Hele ki Fatma ve Zeynep, bir de yaşı ekledik mi; nasılsa halkım RAM'i dolar. "Ulan bu ülkede iç savaş var, tabi ki bu insanlar ölecek. Bütün sorumlu Esad mıdır? Yoksa kafa kesen ABD destekli muhalifler midir?" diye düşünmez.

    Kesinlikle şu da aklına gelmez halkımın. "Ulan be adam, sen şimdi böyle diyorsun da; Irak'ta 1 milyon insan ölürken kıt aklın nerdeydi? Senin savunduğun hükümet o teskere için bir yerlerini yırtmamış mıydı? Kanınız mı bozuk lan, noluyor? yoksa kucaklıyorlar mı bizi :S"

    Devam ediyoruz...

    """OSMAN PAMUKOĞLU VE YILMAZ ÖZDİL'İN AYNI ANDA KARŞI OLDUĞU ŞEY

    Önce ne olur kimse bana memleketin savaş suçlusu adaylarından Osman Pamukoğlu’nun, ABD’nin Afganistan işgaline “Asil Kartallar” diye başlıklar atmış bir numaralı nefret suçu sanığı Yılmaz Özdil’in aynı anda karşı olduğu şeyin savaş olduğunu söylemesin. Kimse de, Irak’a Bush’la girmeyen hükümeti “Gariban Diplomasisi” diye aşağılayan Ertuğrul Özkök’ün “Araplar için ölmeye değer mi” kıvamındaki savaş karşıtlığından da utanmayıp Irak-Suriye benzetmeleri yapmasın.

    """"

    İşte burda yazarımız gerçekten kendini aşarak sanat sınırlarını zorluyor. Çünkü halkımızın çok güzel bir özelliğinin farkında. Halk kişilerle görüşleri kafasında guruplaştırır ve fanatiklik yapar. Yazar bunun öylesine farkında ki (benzer gazetelerdeki bütün yazarlar) Osman Pamukoğlu ve Yılmaz'ı kötülerse pek dişe dokunur bir şey elde etmiş olmaz. Şok edici bir saldırıyla hain ilan etmeli ki, halk hiç bir şekilde Yılmaz'ın ve Osman'ın fikrine itibar göstermesin, onları yaftalasın. Ne de olsa dünya çok basit bir yerdir. Kötü adam hep kötüyü, iyi adam hep iyiyi söyler değil mi. Yazar da halkımızın bu müthiş dünya bilgisinden ilham alıp kendi fikrinin karşıtı fikirdeki ANA SAVUNUCULARI yok ediyor. E şimdi ne oldu, ana savunucuları yok olan görüş çöktü. E yazar da dürüstlüğün dibine vurdu, dava bizimdir. Durun hele...

    Osman Pamukoğlu'na öyle bir laf atmalı ki, en hokkalısından. Çünkü en çok iş yapmış adam o. Eğer kahramanca ülkesi için savaşmış bu adamın davasını "katillikle" eşdeğer tutarsa, karizma sıfırlanacaktır. Hatta okuyucuyu buna inandırdığı vakit, bir sonraki yazılarının; hedeflediği ülke siyasetinin önünü açacaktır. Çünkü bir doğrunun 180 derece çarpıtılmışını, dürüstlük perdesi ardında kabul ettirecektir. Ve bu çarpıtılan doğru, en büyük karşıt görüşün savunucularına ait olunca çok değerli. Çakallığın gözüne vurdu yazar.

    Ertuğrul Özkök'ü de okuyucunun zihninde ("araplar ölmeye değmez" diyor bu yazar) tadında bir etiketle damgaladı mı, karşıt görüş çökmüş olacak. Halkım detay düşünmez; karşıt görüş çökünce, bu yazar elbette ki haklıdır!


    Dikkat ederseniz yazar karşıt görüşün görüşlerine dişe dokunur bir eleştiri veya çözümleme getirmedi. Sadece isimlere yapılan sağlı sollu kroşelerle güzel halkım zokayı yuttu bile.

    Ve halkımın aklına hiç gelmez, Taraf gazetesine değirmenin suyu hangi baronlardan gelir diye... Gelse de doğru kaynakları bilemez, araştıramaz. Yoktur öyle bir yeteneği.

    Yıllarca aynı numaraları, teraneleri yediniz be. Kahramanı hain, haini kahraman yaptılar gözünüzde. Yazıklar olsun.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi PaiMei -- 8 Ekim 2012; 20:04:04 >




  • top atışıyla misilleme ve çıkarılan tezkereler ile kalacaktır bu iş. füze bile yağsa türkiye savaşa giremez. bir taşı oynattığınızda ırak şiileri ve iran, lübnan ve hizbullah, israil ve şimdi aklıma gelmeyen bir sürü taş yerinden oynayacaktır. tüm bu olasılıkları değerlendirip ona göre plan kurabilecek çapa sahip adam tanımıyorum bu dünyada.
  • Hükümet ne yaparsa hep kötü yapar diye varsayılan ayarını otomatik muhalefete ayarlamış kişiler esadcı, baascı filan olduktan sonra 2 gündür de Putin'ci oldular.
  • Yakında Suriye'ye dalarız , bunu gören İran'da bize dalar , İran'ın bize dalmasını bahane eden İsrail İran'ın nükleer tesislerini vurur bunun üzerine İran'da İsrail'e dalar kankası İsrail'e bir şey olmasını istemeyen Amerika İran'a dalar İran ile aralarında su sızmayan Rusya'da Amerika'ya dalar. Kaos ortamından faydalanmak isteyen Çin 'de nefret ettiği ve sınırları içerisinde gösterdiği Amerikan himayesindeki Taiwan'a dalar bunu gören Amerika ve müttefiki Japonya'da Çin'e dalar. Nur topu gibi üçüncü dünya savaşımız olur bütün bunlar Amerikan seçimlerinden sonra olur.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: oguz_19811981

    Yakında Suriye'ye dalarız , bunu gören İran'da bize dalar , İran'ın bize dalmasını bahane eden İsrail İran'ın nükleer tesislerini vurur bunun üzerine İran'da İsrail'e dalar kankası İsrail'e bir şey olmasını istemeyen Amerika İran'a dalar İran ile aralarında su sızmayan Rusya'da Amerika'ya dalar. Kaos ortamından faydalanmak isteyen Çin 'de nefret ettiği ve sınırları içerisinde gösterdiği Amerikan himayesindeki Taiwan'a dalar bunu gören Amerika ve müttefiki Japonya'da Çin'e dalar. Nur topu gibi üçüncü dünya savaşımız olur bütün bunlar Amerikan seçimlerinden sonra olur.

    Rusya ile amerika birbirine girmez. Büyük devletler bizim gibi duygusal hareket etmezler. Aslına bakarsanız iran ile rusyanın bize bir ders vermesi için savaşa hiç gerek yok. Türkiyeye gaz ve petrol sevkiyatını durdursunlar yeter. Bu kışı odun kömürle geçirirsek ve günde 12 saat elektrik kesintisi olursa halkımız belki uyanır. Çünkü bizim millet ucu kendisine dokunmadan hiçbir yanlışı görmez.




  • ABD ve Rusya kolay kolay savaşmaz ama bir istisna ile İsrail tehlike de ise Amerika kralını tanımaz.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: superposition

    baştan yazıda yanlışlıklar var.toplar,öyle müthiş hassas silahlar değildir.akçakale gibi sınırda bir yerleşim yerinin vurulması gayet olağan birşey aslında.şimdi olaya böyle bakınca sizin mesaj toptan yanlış temelde gidiyor.suriyenin türkiyeye istemli oarak kafa tutması mümkün değil.

    birde şu nokta önemli,bizim millet her konuda uzmandır.bakıyorum forumda bazı tipler her konuda varlar. herşeyden anlıyor bu tipler.yahu arkadaş,dur 2 saniye.bu dış siyaset,strateji öyle lafla olmaz.ama yok,bizim millet geyiği sever,kendini birşey sanar...

    aslında her konuda bilenlerden kastım siz değildiniz,boşuna alınmışsınız. kendinizi bu kategoriye sokuyorsanız diyecek lafım yok,alınmak serbest.

    toplar,havan,obüs vs. artık ne derseniz (artilery) güdümsüzdür ve hata yarıçapları epey fazladır. bu hata 200m civarında olabilir ki işin içinde hesap hatası yok.hedefin yanlış hesaplanması var,hava koşulları var.birçok parametre var atış için.ayrıca bu lebaleb bilinen birşey,niye ısrarla kasıt arıyorsunuz?

    madem sistem tanımlıyoruz,o zaman tanımlayalım.lineerliğini geçelim,girişi belli bir sistemin çıkışı hesaplanabilir veya kestirilebilir.nonlineer bir sistem bile olsa dar bölgede lineer olduğu aralıkta modeller sonucu buluruz ,ya da farklı yaklaşımlarla nonlineerlik sorun olmaktan çıkar.elbette bu belirli bir hata ile mümkün.sistemin gerçek girişleri bilinmiyorken kendi uydurduğumuz girişler gerçek hayatta bir anlam taşımaz zira sahada sistem bu bizim girişerimizle karşılaşmamaktadır.dolaysıyla bulduğumuz çıkışlarda gerçekle benzer değildir.işte bizim durumumuz bu.devletler arasında neler dönüyor,zerre haberimiz yok.mühendislikte -mış yoktur. illa mühendislikten cevap isterseniz cevapta bu.
    200 m diyorsunuz. O zaman Akçekale'nin en dar ve yakın Kısmının aşağıdaki gibi olmasına ne dersiniz?

     Saldırılar Karşında Türkiye'nin Tutumu Hakkında

    Şu aşağıda paylaştığım linkte de dediğiniz gibi 200 m değil, o tarz toplarla özdeş M tipi topların etkili menzilleri içindeki

    Nonlineer sistemleri lineerleştirdik oh iş bitti şeklinde bir yaklaşım araştırmacıyı yalnızca hataya götürür. Yaptığın ihmalin derecesini bilmeden yapılacak lineerleştirme, sonrasında kabul edilmeyecek hatalara sebep olabilir, Yine de çözümü yapılacak olan sistem, yalnızca çözümü yapılagelmiş daha kolay bir çözüm ile mümkün olabilir. Pertürbasyon uygulanması ile de en doğru sonuca ulaşmak her zaman mümkündür. Öte yandan dediğiniz gibi girişleri tam olarak kestirilemeyen bir sistemin çıkışı konusunda yorum yapmak da aynı derece kesinliği tartışılır sonuçlar verir. Bu noktada giriş olarak sabit yerine bir dizi sokulması takdirinde belirli bir ihtimaller yığılması şeklinde sonuçları kestirebilmek mümküniyet dahilinin içinde olur. Zaten hiç bir sistem gerçek olarak modellemez. Bir sonucu da gerisin geri doğrudan çözmek pratikte mümkün değildir. Benim yaptığım sadece öyle bir şey. Lineerleştirmenin devletler söz konusu olduğunda iddialı olduğu, hatta spekületif olduğunu reddetmiyorum ama yaptığım sonuçlamanın da kahve muhabbeti olduğunu reddediyorum.

    Öyle demediniz mi en başta? Yazının en başında mantık hatası olduğunu iddia ediyorsunuz, konuyu açan benim. Forumda her konuda uzman olan kişiler var diyorsunuz. Konuyu başlatan benim. En başta beni suçluyorsunuz,sonra da sizi kastetmedim diyorsunuz. Bu konuyu da açıklayın bakalım. Tamam belki öğle arasında dünyayı kurtaran adamın muhabbetleri bunlar. Yine de o kadar küçümsenecek kadar da temelsiz olduğunu sanmıyorum.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: OğuzhanAhan

    quote:

    Orijinalden alıntı: superposition

    baştan yazıda yanlışlıklar var.toplar,öyle müthiş hassas silahlar değildir.akçakale gibi sınırda bir yerleşim yerinin vurulması gayet olağan birşey aslında.şimdi olaya böyle bakınca sizin mesaj toptan yanlış temelde gidiyor.suriyenin türkiyeye istemli oarak kafa tutması mümkün değil.

    birde şu nokta önemli,bizim millet her konuda uzmandır.bakıyorum forumda bazı tipler her konuda varlar. herşeyden anlıyor bu tipler.yahu arkadaş,dur 2 saniye.bu dış siyaset,strateji öyle lafla olmaz.ama yok,bizim millet geyiği sever,kendini birşey sanar...

    aslında her konuda bilenlerden kastım siz değildiniz,boşuna alınmışsınız. kendinizi bu kategoriye sokuyorsanız diyecek lafım yok,alınmak serbest.

    toplar,havan,obüs vs. artık ne derseniz (artilery) güdümsüzdür ve hata yarıçapları epey fazladır. bu hata 200m civarında olabilir ki işin içinde hesap hatası yok.hedefin yanlış hesaplanması var,hava koşulları var.birçok parametre var atış için.ayrıca bu lebaleb bilinen birşey,niye ısrarla kasıt arıyorsunuz?

    madem sistem tanımlıyoruz,o zaman tanımlayalım.lineerliğini geçelim,girişi belli bir sistemin çıkışı hesaplanabilir veya kestirilebilir.nonlineer bir sistem bile olsa dar bölgede lineer olduğu aralıkta modeller sonucu buluruz ,ya da farklı yaklaşımlarla nonlineerlik sorun olmaktan çıkar.elbette bu belirli bir hata ile mümkün.sistemin gerçek girişleri bilinmiyorken kendi uydurduğumuz girişler gerçek hayatta bir anlam taşımaz zira sahada sistem bu bizim girişerimizle karşılaşmamaktadır.dolaysıyla bulduğumuz çıkışlarda gerçekle benzer değildir.işte bizim durumumuz bu.devletler arasında neler dönüyor,zerre haberimiz yok.mühendislikte -mış yoktur. illa mühendislikten cevap isterseniz cevapta bu.
    200 m diyorsunuz. O zaman Akçekale'nin en dar ve yakın Kısmının aşağıdaki gibi olmasına ne dersiniz?

     Saldırılar Karşında Türkiye'nin Tutumu Hakkında

    Şu aşağıda paylaştığım linkte de dediğiniz gibi 200 m değil, o tarz toplarla özdeş M tipi topların etkili menzilleri içindeki

    Nonlineer sistemleri lineerleştirdik oh iş bitti şeklinde bir yaklaşım araştırmacıyı yalnızca hataya götürür. Yaptığın ihmalin derecesini bilmeden yapılacak lineerleştirme, sonrasında kabul edilmeyecek hatalara sebep olabilir, Yine de çözümü yapılacak olan sistem, yalnızca çözümü yapılagelmiş daha kolay bir çözüm ile mümkün olabilir. Pertürbasyon uygulanması ile de en doğru sonuca ulaşmak her zaman mümkündür. Öte yandan dediğiniz gibi girişleri tam olarak kestirilemeyen bir sistemin çıkışı konusunda yorum yapmak da aynı derece kesinliği tartışılır sonuçlar verir. Bu noktada giriş olarak sabit yerine bir dizi sokulması takdirinde belirli bir ihtimaller yığılması şeklinde sonuçları kestirebilmek mümküniyet dahilinin içinde olur. Zaten hiç bir sistem gerçek olarak modellemez. Bir sonucu da gerisin geri doğrudan çözmek pratikte mümkün değildir. Benim yaptığım sadece öyle bir şey. Lineerleştirmenin devletler söz konusu olduğunda iddialı olduğu, hatta spekületif olduğunu reddetmiyorum ama yaptığım sonuçlamanın da kahve muhabbeti olduğunu reddediyorum.

    Öyle demediniz mi en başta? Yazının en başında mantık hatası olduğunu iddia ediyorsunuz, konuyu açan benim. Forumda her konuda uzman olan kişiler var diyorsunuz. Konuyu başlatan benim. En başta beni suçluyorsunuz,sonra da sizi kastetmedim diyorsunuz. Bu konuyu da açıklayın bakalım. Tamam belki öğle arasında dünyayı kurtaran adamın muhabbetleri bunlar. Yine de o kadar küçümsenecek kadar da temelsiz olduğunu sanmıyorum.

    boş konuşuyorsunuz.güdümsüz toplar sapar,bilmiyoprsanız öğrenin,geyiği bırakın.güdümsüz topun menzilini,trajectorysini bir düşünün,hava şartlarını düşünün.orda yazdıklarımın tamamını okuyun,olası hataları okuyun. tatmin olmazsanız gidin bir topçu/tançı asker bulun sorun.daha ne diyeyim? yok,ben çok akıllıyım,çözerim diyorsanız buyrun geyiğinizle başbaşa bırakıyorum sizi.sonra hala tatmin olmazsanız kağıt kalem matlab spss artık neyle tatmin olursunuz,pertürbasyon mu yaparsınız regresyon mu yaparsınız hatayı bulursunuz.kendiniz çalar kendini oynarsınız,bu güdümsüz toplarda hala sapar.

    ben sizin hakındaki fikrimi değiştirdim.önceki mesajda sizde mantık hatası var demiştim,vazgeçtim.siz bilmediğiniz bir konuda ısrarla yanlışa devam ediyorsunuz.işin kötüsü aklınızca bir çıkarım yapmışsınız,eyvallah ama yanlış diyorum hala ısrar ediyorsunuz.bu pekala kahve muhabbetidir.

    anlamadığım şu,hadi ben bir garip superposition,kim olduğum mechul, yakın zamanda tvde bol bol yıldızlı paşalar topların ne kadar yüksek saptığından bahsetti,hatadır dedi,bari onlara inanın...




  • Aydınlık-Taraf-Zaman ittifakı… ABD Esad'ın dostu, Erdoğan'ın rakibi… Rusya, Türklerin her yerde ve her zaman düşmanıdır… Türkiye acilen Irak ve Suriye'deki PKK'ya müdahale etmeli…
    Suriye'nin dostu olan Türkiye'nin düşmanı olur!



    Akçakale'ye düşen top mermisinin ardından Türkiye, Suriye'ye aynı şekilde top atışıyla karşılık vermişti. Ancak Türkiye'ye tacizler devam ediyor. Hükümetin attığı adımlar yetersiz mi kaldı?

    Türkiye çok kapsamlı bir kuşatmayla karşı karşıya. Bir taraftan Suriye ile olan gerginlik, diğer taraftan bu soruna İran ve Rusya'nın müdahil olması, başta ABD olmak üzere Batılı ülkelerin Türkiye'ye destek vermemesi, içteki PKK terörü, buna koşut olarak ülke içinde "Suriye dostu" bir muhalefet hareketinin gelişmesi…

    Böylesi bir durumda Türkiye'nin eli oldukça zayıflıyor, askeri bir harekat imkanı azalıyor.

    Buna karşın hükümet Suriye sınırına yığınağa devam ediyor, tacizlere misliyle cevap veriyor ve adım adım tepki derecesini yükseltiyor. Hükümet çok ciddi bir şekilde, Suriye ile savaş hazırlıklarını yürütüyor.

    AKP Gaziantep milletvekili Şamil Tayyar "Üç saatte Şam'a gireriz" açıklamasında bulundu. Bu sözleri nasıl yorumlamalıyız? Öylesine bir açıklama mı bu yoksa Hükümet'in böyle bir planı olabilir mi?

    Şamil Tayyar, genel olarak Hükümet'i temsil eden bir isim değil, kaldı ki özellikle Tayyip Erdoğan'ı hiçbir şekilde temsil edemez.

    Yine açıklamanın içeriğinden ziyade, bu açıklamaya karşı yapılan açıklamalar son derece önemli.

    Dikkat ederseniz, Türkiye ile Suriye arasında savaş yaklaştıkça Türk medyasında Türk Ordusu'nun ne kadar güçsüz ve ilkel, Suriye ordusunun ise ne kadar güçlü ve modern olduğunun yorumları yapılmaya başlandı. Bu propaganda Türkiye'de kendi devletinin değil Suriye'nin kazanmasını isteyen epey kalabalık bir hain grubu olduğunu göstermesi açısından ibretlik.

    Diğer taraftan ise Hükümet korkutulmaya ve pasifize edilmeye çalışılıyor. Eğer yapılan propagandanın etkisi altında kalınırsa, Türkiye Suriye'ye karşı müdahalede bulunamaz.

    Peki Türkiye'de neden böyle bir Suriye dostu muhalefet kesimi var?

    Aslında bu soruya başka bir soruyla cevap vermek lazım: Neden Suriye'de "Türkiye dostu" bir muhalefet yok?

    Açık konuşalım, dünyanın her yerinde kendi devletini değil düşman devleti destekleyene vatan haini muamelesi yapılır, bizde ise bunlara serbestlik tanınıyor.

    Türkiye'de sokaklarda her gün elde Suriye bayrakları ile yapılan gösterilere şahit oluyoruz. Peki düşünsenize, Şam'da değil böyle büyük kalabalıkları bir Allah'ın kulu Türk bayrağı ile sokağa çıkabilir mi?

    Şunu belirtelim, Türkiye bu tür hainliklere alışkın; Kurtuluş Savaşı sırasında Yunanları destekleyen hainler vardı. Bunların büyük kısmı basında yazan entel tayfaydı. Ama tarihe hain olarak geçtiler.

    Bir diğer örnek ise Aydınlık grubu. Bunlar Türk Ordusu Kıbrıs'a müdahale ederken, Kıbrıslı Rumlar lehine gösteriler yapıyordu.

    Şunu belirtmek gerekir ki, bugün Suriye dostu olmanın siyasal karşılığı Türkiye düşmanı olmaktır.

    Sizce Suriye'ye destek verenlerin hepsi bu kadar bilinçi bir hainlik içinde mi?

    Önemli olan bilinçli olup olmamak değil, insanın yaptığı eylemin sonucu.

    Bakın şimdi geçtiğimiz hafta bir Alevi mitingi yapıldı. Mitingde Suriye bayrakları taşındı, Esad'ın resimleri açıldı, bir kaç tane de "Tam Bağımsız Türkiye" yazan döviz.

    Şimdi bu tabloya dışardan bakan biri ya da mitingin içinde olan biri biraz düşünmeli.

    Madem tam bağımsız Türkiye isteniyor, neden Türkiye bayrağı yok bir tane de Suriye bayrağı taşınıyor?

    Madem laiklikten yanasınız neden Atatürk resmi değil Esad posteri açıyorsunuz?

    Hain olmayabilirsiniz ama bari aptal olmayın kardeşim!

    Üstelik siyasette tesadüflere yer yoktur. Türkiye'de Suriye dostu denilen muhalefet, doğrudan parasal destek alıyor Suriye'den.

    Bu parasal desteği ispatlayabilir misiniz?

    Çok basit bir mantık yürütün. Son bir yıldır ülkemizde yeni çıkan üç tane günlük gazeteye bakın. Bunların günlük manşetlerini inceleyin. Bunlar Suriye'de bile destek bulamayacak kadar Esadçı bir yayın yapıyorlar.

    Bu işler ideolojik değil doğrudan parasaldır.

    Yani sadece para için mi yapılıyor?

    Elbette para için değil. Para bir amaç için kullanılır. Şimdi siz bu üç gazetenin başındaki isimlerin geçmişine bir bakın. Hepsi PKK'nın destekçisidir. Hatta biri doğrudan PKK'nın gazetesini çıkartacak kadar PKK destekçisidir.

    Suriye krizi ile birlikte PKK topyekün saldırıya geçti. Bu saldırının bir ayağı dağda ise, diğer ayağı medyadadır.

    Son uçak krizini nasıl değerlendirmeliyiz? Türkiye tepkisinde haklı mı?

    Türkiye uluslararası hukukun kendisine tanıdığı hakkı kullandı.

    Bakın iki ay önce çok kısa bir süreliğine Suriye hava sahasını bir Türk jeti ihlal etti ve Suriye tarafından düşürüldü. O günlerde Suriye dostlarının tezi neydi? "Ne işi var Türk uçağının orada, kesin casusluk yapıyordur" dediler.

    Bu defa bir Suriye yolcu uçağı askeri mühimmatla Türk hava sahasından geçerken ­karaya indirildi ve arama sonucu askeri mühimmata el konularak bırakıldı. Bu defa Suriye dostları ne diyor; "Suriye'nin yasal malzemesine ne hakla el koyarsınız…"

    Görüldüğü gibi, her şart altında Suriye'ye bağlı, Türk devletinin düşmanı bir kesim var ülkemizde.

    Bazı ulusalcı kesimler bunu Türkiye ve Rusya arasında gerginlik yaratmak için yapılmış bir provokasyon olduğunu iddia ediyorlar. Siz ne diyorsunuz?

    Bunu diyenler bu provokasyonu kimin yaptığını açıklasın o zaman. O malzemeyi uçağa yükleyen Ruslar mı yaptı provokasyonu?

    Kaldı ki bu krizde Türkiye ile Rusya'nın arası zaten bozuk, Türkiye Rusya'yı açıkça suçluyor, Rusya da Suriye'ye destek oluyor. Bu meselede Türkiye'nin çıkarları ile Rusya'nın çıkarları uyuşmaz. Uyuşmadığı için de bir provokasyona hiç gerek yok…

    Rusya ve Irak arasında yeni silah anlaşmaları imzalandı. Rusya Irak'ı bize karşı mı silahlandırıyor?

    Elbette Rusya, şu anda Türkiye'nin güçlenmesine engel olmak için tüm adımları atıyor. Bir taraftan Suriye'yi, İran'ı ve Irak'ı silahlandırıyor, çünkü Rusya tüm bu bölgede emperyal amaçları olan bir ülke.

    Tarihi olarak da güncel olarak da Ruslar, yeryüzündeki tüm Türklerin en büyük düşmanlarından biridir. Doğu Türkistan'dan Balkanlar'a, Orta Asya Cumhuriyetlerinden Türkiye'ye ve Ortadoğu'ya kadar Ruslar her yerde Türk düşmanıdır.

    Türkiye'nin son dönemde özellikle Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ile iyi ilişkiler kurması, Kırgızistan'la yakın dostluk, Kazakistan'la işbirliği, Azerbaycan'la stratejik ortaklık, Özbekistan'la yeniden başlayan ilişkiler, Rusya'yı paniğe sokuyor. Türkiye, tüm Türk dünyası ile iyi ilişki kurarsa Rus sömürgeciliği kaybeder.

    Suriye tezkeresinin ardından Irak için de tezkere geçti. Maliki yönetimi de hem tezkereden hem de Türkiye'nin Suriye politikasından duyduğu rahatsızlığı belirtti. Hükümet bu koşullarda tezkereyi nasıl kullanmalı?

    Türkiye son bir kaç gündür, terör örgütü PKK'nın Kuzey Irak'taki kamplarını bombalıyor. Ama Türkiye için daha acil bir gereksinim, PKK kamplarına yönelik bir askeri baskın.

    Türkiye, PKK üst düzey teröristlerini yakalamak veya imha etmek zorunda. Kandil çökertilmeli ve PKK'nın dağ elebaşıları susturulmalı.

    Elbette bu durum Irak'ı rahatsız ediyor. Irak, şu anda İran'ın denetiminde bir ülke haline geldi. İran, Irak, Suriye üçlüsü arkasına Rus ayısını alarak Türkiye'ye kafa tutmaya çalışıyor. Türkiye, Suriye ve Irak'a acil bir müdahale ile buna cevap vermeli.

    Abdullah Gül "Suriye'de en kötü senaryoların gerçekleştiği" yönünde bir açıklama yaptı. Bu açıklamayı nasıl değerlendirmeliyiz?

    Suriye'de en iyi senaryo Esad rejiminin yıkılması idi ama bu olmadı. Aslında bu sarunun cevabı bile Suriye krizinin ne olduğunu ortaya koymaya yeter. Esad yönetimi düşmedi çünkü ne ülke içindeki muhaliflere büyük bir Batılı destek var ne de Batılı devletler Suriye'ye müdahale etti.

    Demek ki, Esad yönetiminin gitmesini önleyen Esad'ın gücü değil, Batı'nın üstü örtülü desteği. ABD istese, Esad bir iki ayda yıkılırdı.

    Ama ABD bunu istemiyor çünkü bölgede doğacak boşluğu Türkiye'nin dolduracağını düşünüyor. O nedenle sürekli bir şekilde Türkiye'yi dizginliyorlar.

    Türk jetinin düşürülmesinde de, Akçakale'ye düşen top mermisinde de, Amerika bin kez saldırı emir verirdi Türkiye'ye. Neden vermedi diye soralım. Çünkü Amerika bölgede Esad'ın dostu Erdoğan'ın rakibidir…

    Olabilecek en kötü şey ise Suriye'de bir Kürt bölgesinin oluşması idi ki o da oluştu. Ama ülkemizdeki PKK dostları Türkiye'nin Suriye'ye müdahalesine karşı çıkıyor.

    Sonuç olarak baktığımızda Türkiye'de olabilecek en Amerikancı gazete Taraf Türkiye'nin Suriye'ye müdahalesine karşı ama aynı zamanda Zaman gazetesi de karşı, Aydınlık da karşı, CHP de karşı, PKK da karşı…

    Sadece bu kirli ittfak bile, Türkiye'yi Suriye'den uzak tutmak isteyenin kim olduğunu görmeye yeter.


    http://www.turksolu.org/381/halk381.htm


    tam olarak bunları düşünüyorum.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: superposition

    boş konuşuyorsunuz.güdümsüz toplar sapar,bilmiyoprsanız öğrenin,geyiği bırakın.güdümsüz topun menzilini,trajectorysini bir düşünün,hava şartlarını düşünün.orda yazdıklarımın tamamını okuyun,olası hataları okuyun. tatmin olmazsanız gidin bir topçu/tançı asker bulun sorun.daha ne diyeyim? yok,ben çok akıllıyım,çözerim diyorsanız buyrun geyiğinizle başbaşa bırakıyorum sizi.sonra hala tatmin olmazsanız kağıt kalem matlab spss artık neyle tatmin olursunuz,pertürbasyon mu yaparsınız regresyon mu yaparsınız hatayı bulursunuz.kendiniz çalar kendini oynarsınız,bu güdümsüz toplarda hala sapar.

    ben sizin hakındaki fikrimi değiştirdim.önceki mesajda sizde mantık hatası var demiştim,vazgeçtim.siz bilmediğiniz bir konuda ısrarla yanlışa devam ediyorsunuz.işin kötüsü aklınızca bir çıkarım yapmışsınız,eyvallah ama yanlış diyorum hala ısrar ediyorsunuz.bu pekala kahve muhabbetidir.

    anlamadığım şu,hadi ben bir garip superposition,kim olduğum mechul, yakın zamanda tvde bol bol yıldızlı paşalar topların ne kadar yüksek saptığından bahsetti,hatadır dedi,bari onlara inanın...

    Ben topların sapmayacağı tarzı bir şey söylemedim. Sapar ama km kadar sapmaz dedim. Doğrudur yanlıştır bir şey diyemem. Topların sapma miktarı hakkında sadece sezgilerim kadar konuşabilirim. Yanlış mı olduğunu biliyorsunuz, okudunuz, duydunuz? Buyurun sunun. Doğrusunu öğrenelim. Yoksa neden Doğruluğu konusunda emin olunan bir iddiayı doğrulamak amacıyla google earthe girip akçakaleyi bulup en yakın ve dar kısmını ölçüp S.S. yaptıktan sonra foruma sunayım? Hani 200 m dediniz ve 500 m ölçtüm. O kısmı diyorum. He ama oradan sizin de adam akıllı bilmediğiniz bir konu üzerinden bir iddia ile beni suçluyorsanız, bu durum pek de hoş değil bunu bilin. Önermelerimde de yanlıştır doğrudur bir şey diyemem. Sonuçta ben burada makale yayınlamıyorum, verdiğim her değerin %99 doğrulukta çıkması gibi zorunluluk da yok. Askeriyeye top da satmıyorum. Ben konunun te en başından itibaren Türkiye neden saldırmak zorunda bırakıldı onun muhabbetini yaptım. Dediğim gibi olay tamamen öğle arasında dış siyaset konuşup dünyayı kurtarmaktı. Yine de belli başlı doğruluk payı da vardı, ama siz inatla sanki bir makale okuyormuş da yaptığım yanlışları mimliyormuşsunuz gibi bir üslup içindesiniz en baştan en sona. Ben iddiamın %10 anca doğru olabileceğini söyledim mi ? Söyledim. E daha ne diye beni yanlışlarımla yeriyorsunuz? İyi gönlünüz hoş olacaksa %5 diyeyim.

    Bunu belirtmek istedim. Anlar diye düşünmüştüm, ama yazınızın başından sonuna kadar karşınızdaki insanı küçümser bir tutumdasınız. İnatla da devam ediyorsunuz. Siz de öyleydiniz derseniz evet ben de öyleydim. Olay o nokta da ilkokuldaki 'ilk önce Ali vurdu öğretmenim' muhabbetine döner. Yine de üslubum ile kırmışsam özür dilerim, bu konuda bir şey diyemem.

    Öte yandan illaha doğru bilgi mi istiyorsunuz? Buyrun size meteorolojik ve top menziline göre deneysel çalışma, Information of the Defense Community'den doğru bilgi:

    http://www.dtic.mil/dtic/tr/fulltext/u2/747759.pdf


    Laboratuar koşullarında Accuracy için de şurada ki NATO standartlarında kullanılan artillery fuze'una bakabilirsiniz

    https://www.atk.com/Products/documents4-1/MP%20-%20M782%20MOFA%20Artillery%20Fuze.pdf

    Tabii ki Suriye'nin kullandığı o değil, ama sonuçta Rus silahı değil mi? Amerikan Topundan eksik kalacağını zannetmem.




  • Misilleme haklıydı.Kurşun ve toplar düştü.Tekrar misilleme yapmalıydık.Tezkere erken geldi.Ama uçağımızı düşürdüler karşılık vermediler top yüzünden 5 kişi öldü.Misilleme yaptık.Haklıydık sonra tekrar top ve kurşun geldi 1 kişi öldü karşılık verip tezkere hazırladık.Savaş çıkacaksa Mitt Romney ABD'de seçilirse Esad düşer.Romney Muhalifleri silahlandıracak.Olası bir savaşta

    Muhalifler,Türkiye,ABD,NATO,AB-Suriye devleti-PKK İran kesin rusya ve çin belki ikisiyle ekonomik ilişkilerimiz bulunuyor.

    Olası sonuçlar

    ABD iç devrimi muhalif karşıtları yüzünden başlayabilir.Şiiler ve muhalif karşıtları devlete karşı bir araçla birkaç güne bitirir.Romney seçilirse devrimi
    Suriyede muhalifler kazanıp cumhuriyet kurabilirler
    PKK ve suriye bölümü Kürdistan devleti kurabilir.
    Ekonomik ilişkiler çöker.
    10 yıl civarı birşey götürebilir dünyadan.


    Tabii bu söylediklerim bana göre.




  • sol etiketini kullanıyorsun ama kendinden farklı düşünenleri vatan hainliğiyle suçlayan klasik faşist ağzıyla konuşuyorsun. var mıdır dünyada bir örneği gerçekten merak ediyorum.
  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.