LÜTFEN SONUNA KADAR OKUYUN bazı arkadaşlar şefaatin olduğunu düşünüyorlar bu kesinlikle yanlış bir düşüncedir peki bunu nereden söylüyorum bunları kendi aklımda ve fikrimden söylemiyorum tamamen allahın bize gönderdiği kuranı kerimin ayetlerinden söylüyorum yani bunlar benim sözlerim değil allahın apaçık ayetleridir. Bir karşılığı olan varsa bana sitem etmesin allaha sitem etsin. lütfen sonuna kadar okuyun. 1: Bakara süresi 123 ayet bize der ki : Hiç kimsenin bir başkasının yerine bir şey ödeyemeyeceği, hiç kimseden fidye kabul edilmeyeceği ve hiç kimseye şefaatin fayda vermeyeceği ve hiç kimseye yardım edilmeyeceği günden korunup sakının. 2 namaz kılanlar hergün okudugu ayette yani fatihada 4 ayetinde mahşer günün tek hakimi allahtır diyor. 3 bazı insanlar peygamber efendimizin bizlere şefaat edecekmiş zümer süresinin 19 ayetinde ( Hakkında azap kararı gerçekleşmiş olana gelince; ateşte olanı sen mi kurtaracaksın? )rabbimiz peygamber efendimize diyor. 4 en büyük affetici ve en büyük merhamet sahibi sadece yüce allahtır sadece ona güvenip ve ona sarılın diyor allah peki bir başkasının şefaatine güvenmek allaha olan güveni kırmaz mı veya o şefaat edecek kişi allah en büyük affedici merhamet edici olan sıfatını kırmaz mı bunu bir düşünün hemen karar vermeyin lütfen 5 bazı düşünçeler bazı arkadaşlar sebe süresinin 23 ayetinde allahın izin verdiği kişiler şefaat uygulayacak diye yanlış yorumlanıyor oysaki ayet onu açıklamıyor ayet allafın izin verdiği kişilere şefaat uygulanacak yani şefaat edecek kişileri açıklamıyor ayet şefaat edilecek kişileri açıklıyor yani allahın bir kulu hakkında kararsız kaldığında cennet ve cehennem konusunda allah bir başkasına izin verip bunu cennete mi koyalım yoksa cehenneme mi koyalım mi diyecek bu nasıl bir düşünce bunun nasıl bir din hani nerde kaldı en büyük affedici en büyük merhamet sahibi nerede kaldı mahşer günün tek hakimi söyler misiniz ? bu böyle olmasaydı diğer türlü olsaydı eğer kuranda bir çelişki olurdu oysaki allah bize nisa süresinin 82 nci ayetinde açıklıyor ki kuran bizim katımızdan gelmeseydi bir beşer yani insan yazsaydı şüphesiz bu kuranda bir çok çelişkiler olurdu diyor ve bu kuranın da en büyük mücizelerinden bitanesidir çelişki olmamasıdır. aslında daha çok ayet var bununla ilgili ben sadeceörnek vermek istedim bazılarından yani arkadaşlar başta dediğim gibi ben kendime ait bir düşünçe ve fikirlerimi koymadım böyle bir düşünçe çok buyuk bir günahtır ve ben allah rızası için paylaşmak istedim umarım bir faydası olur ve unutmayalım ki peygamber efendimizin sadece ve tek görevi bize allahın dinini getirmekti başka bir görevi yoktu bunuda furkan süresinin 56 nci ayetini okuyup bakabilirsiniz bunu böyle bilmek gerekir umarım faydası olmuştur herkese saygılar ve sevgililer okuduğunuz içinde teşekkürler. ve arkadar küçük bir not vermekten vazgeçemeyeceğim lütfen kuranı anlayarak okuyun arapça bilenler arapçasını da okumaya devam etsinler ama mealdende vazgeçmesinler lürtfen |
şeffaat sadece allahtandır.



-
-
Şefaat tabiki Allahtandır bundan şüphenizmi var ? Ayrıca Şefaat yetkisi sadece Hazreti Muhammed'e aittir zira Şefaatin manası Allah'a kulunu affetmesi için dilekte bulunmaktır
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
-
Yazdığın ayetlerin tamamı şefaatin Allah tarafından verildiğini belirtiyor zaten. Şefaat izni verilenlerin bir kısmı başka ayetlerde belirtiliyor. Peygamberler dışında şefaat verilen bir insan belirtilmez hatta peygamberlerin istediği her şefaat da kabul edilmez. Mesela Nuh oğlu için şefaat istiyor ancak Nuh'a oğlu hakkında şefaat istememesi belirtiliyor. Yani peygamberlerin bile şefaat talepleri kabul edilmeyebilir.
İddian çok yanlış.
Bir çok konuya mesaj yazmışsın ve ayetlerden işine geleni seçmeyi iyi biliyorsun. Objektif bilgi verme görüntünün arkasında bambaşka amaçlar olduğu çok net.
Ayrıca diyanet çok taraflı bir kurum olup tefsirleri de mealleri de belli bir mezhepsel zihniyetin ürünüdür.
-
quote:
Orijinalden alıntı: torlofanYazdığın ayetlerin tamamı şefaatin Allah tarafından verildiğini belirtiyor zaten. Şefaat izni verilenlerin bir kısmı başka ayetlerde belirtiliyor. Peygamberler dışında şefaat verilen bir insan belirtilmez hatta peygamberlerin istediği her şefaat da kabul edilmez. Mesela Nuh oğlu için şefaat istiyor ancak Nuh'a oğlu hakkında şefaat istememesi belirtiliyor. Yani peygamberlerin bile şefaat talepleri kabul edilmeyebilir.
İddian çok yanlış.
Bir çok konuya mesaj yazmışsın ve ayetlerden işine geleni seçmeyi iyi biliyorsun. Objektif bilgi verme görüntünün arkasında bambaşka amaçlar olduğu çok net.
Ayrıca diyanet çok taraflı bir kurum olup tefsirleri de mealleri de belli bir mezhepsel zihniyetin ürünüdür.
Konu sahibinin "şefaatin olduğunu düşünenlerin yanlış bir düşüncede olduğunu, aslında şefaatin olmadığına dair" ve kurandan ayetlerle desteklediği yazıya karşı cevabımdır benim yazdıklarım.
Sizin yazdıklarınıza gelince; konu sahibinin iddiasına karşılık şefaatin olduğuna dair ayetleri yazdım, bunu da belirttim.
Siz ise peygamberler dışında şefaat verilen bir insan belirtilmediğini yazmışsınız.
(Peygamberler dışında şefaat hakkı verilen insan yoktur olarak anlıyorum yazdığınızı)
Şefaatin hem olacağına ve hem de olmadığına dair kurandan yazdığım ayetleri, seçerek yazdığımı ve maksatlı olduğumu düşünüyorsun.
Kuran'da yazılı hükümleri desteklemek veya yazılı olmayan başka konuların da hadislerle açıklandığını biliyorsunuz.
Sahih hadis kaynaklarından birkaç hadis aktarayım.
---------------------------------------------------------
Sünen-i Ebu Davut-2522 nolu hadiste Peygamberin o an yanında bulunan yetimlere müjdeler verdiği, Şehidlerin kendi ailesinden yetmiş kişiye şefaat edeceği...' rivayet ediliyor
---------------------------------------------------------
İbn Mace 216 nolu hadiste
Ali bin Ebî Tâlib (Radiyallahü anh den rivayet edildiğine çöre Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur : «Allah, Kur'an'ı okuyup hıfzeden kimseyi Cennet'e idhal eder ve Cehennem'e kesinlikle müstahak olan ev halkından on kişi hakkında şefaat etmesini kabul eder.»
---------------------------------------------------------
İbn Mace-2799
El-Mıkdâm bin Madîkerib (Radıyallâhü anh)'den rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Seîlem) şöyle buyurmuştur :«Allah katında, şehîd için altı haslet vardır: Dökülen ilk kanı ile beraber günahları bağışlanır, cennetteki mevkii kendisine gösterilir, kabir azabından korunur, en büyük korkudan emin olur, îman hüllesi (elbisesi) kendisine giydirilir, Hurü'l-îyn ile evlendirilir ve akrabalarından yetmiş (müslüman) insan hakkında şefaat etmesi kabul olunur.»
---------------------------------------------------------
Tirmizi 1663- Mıkdam b. Ma’d, Kerib (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Şehîdin, Allah katında altı özelliği vardır; şehîd olur olmaz günahları affedilir, Cennet’teki gidip kavuşacağı yer kendisine gösterilir. Kabir azabından korunur kıyametteki en büyük korkudan güven içindedir. Başına vakar tâc’ı giydirilir o taç üzerindeki tek bir yakut taşı dünyadan ve içindekilerden daha değerli ve kıymetlidir. Cennet’teki iri gözlü yetmiş iki huri ile evlendirilir. Akrabalarından yetmiş kişiye şefaat edebilmesine izin verilir.”
---------------------------------------------------------
Tirmizi 2440- Ebû Saîd (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Ümmetim içinde büyük guruplara şefaat edecek kimse vardır. Bir kabile kadar insan gurubuna şefaat edecek kimse vardır. Belli bir guruba şefaat edecek kimseler de vardır. Kimi de bir kişiye şefaat edecektir ve bu
şefaat edilenler Cennete gireceklerdir.”
---------------------------------------------------------
Objektif bilgi vermediğimi iddia etmişsin. Objektif olmak için tarafsız olmak gerekir. Taraf tutan objektif olamaz.
Buna göre objektif olmayan ben miyim, yoksa siz mi?
Paylaştığım ayetlerin diyanet meallerinin de mezhepsel zihniyet olduğu iddianız da, savunmanıza karşı ayrı bir çelişki.
Şefaat konusundaki düşünceniz tam olarak nedir sizin?
Şefaat var mı yok mu?
Varsa bir mümin günahkar olsa bile şefaatle günahları affolacak mı?
Şefaat sadece Muhammed peygambere mi ait yoksa seçilmiş başka insanların da şefaat etme yetkisi olacak mı?
Aydınlatırsanız memnun olurum
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kadobay -- 5 Şubat 2021; 16:8:42 >
-
Arkadaş anlatmak istediğini organize etmeden, içinden geldiğince yazmış olsa da ne demek istediği "anlamak isteyenler" için net anlaşılıyor. Zaten konu başlığını da o şekilde açmış. Şefaat yok demiyor ki peygamberleri Allah ile kıyaslamayın onlar Allah'ın izni olmadan bir şey yapamazlar, Allah'tır şefaati veren diyor.
Sen ise bazı ayetlerde şefaatin olmadığını iddia ediyorsun Kur'an da. Hayır şefaat var ve sadece Allah yetkili bu konuda, peygamberler her istediğini cehennemden kurtaramaz diyor arkadaş ben de sana Nuh peygamber ile örneğini verdim zaten.
Kasıtlı şekilde ayetlerde çelişki varmış gibi bir üslup ile mesaj yazmışsın ben de seni düzelttim. Bir ayette şefaat yok öteki ayette şefaat var diye bir husus yok Kur'an da, konu başlığındaki gibi "şefaat sadece Allah'a aittir" diye husus var.
Yalan dolu olan "sahih hadis" kaynaklarına bayılıyorsunuz ve nedense işinize gelen hadislerin Muhammed tarafından söylendiğini iddia ediyorsunuz, gerçek sayıyorsunuz ama aynı "sahih" adamlar Muhammed ayı ikiye böldü de diyor hiç de bu hadise de gerçek deyip de Muhammed'e inanmıyorsunuz, olmuyor ama böyle biraz tutarlı olun
Sana göre sahih mi bu adamlar ki bu adamların sahih hadislerini paylaşıyorsun? 5000-6000 hadis var bir tanesinin kitabında, içinden işine geleni sahih mi sayıyorsun yoksa? Şu ehli sünnet mezhebi ateistliği bırakın mümkünse.
Diyanet hakkında konuşmak çok abes o sebepten gerek bile yok. Ne olduğunu sen de benim kadar biliyorsun.
Aynı şekilde bu Araplarda bir de Şii denen mezhep var onun da "sahih hadis" alimleri var ve ehli sünnetin "sahih hadis" alimleri ile hiç aynı değiller. 2 mezhep 2 farklı Muhammed ama 1 Kur'an, ne kadar ilginç değil mi?
Ben senin objektif olmadığını iddia ettim ve savunman benim objektifliğim üzerinden. Yani kendinin objektif olmadığını kabul ediyorsun ve konuyu bana döndürerek tartışmayı başka noktaya çekmek istiyorsun
Objektiflikle taraf olmanın da bir alakası yok. Futbol hakemleri de takım tutuyor ama sahaya çıktıklarında gidip de o takımı tutmuyorlar. Türkiye'deki hakemlerden bahsetmiyorum tabiki
Ben gördüğün, tanıdığın Müslümanlara pek benzemiyorum onu da belirtmek isterim. Benden daha bilgilisin onu görebiliyorum yazdıklarından ama niyetin o bilgi ile objektiflik sunmak değil çelişki türetmek.
-
-
Ayetlerin ne anlatmak istediğini anlamamak için çaba gösteriyorsun. Cümle cümle parçalayarak her türlü metinde başka başka tefsirler/yorumlar üretilir. Bu doğru bir yöntem değil. Ancak çok seviyor senin gibiler bu yöntemi.
Bahsettiğin ifadeler Allah'ın yüceliğini anlatan tarzdan ifadeler. Kula kul olmayın, din tüccarlarının size şefaat sağlama gücü yoktur mealindeki ifadeler. Şefaat sadece ve sadece Allah'tan gelebilir. Kur'an bunu belirtir, başka bir düşünce Kur'an ı çarpıtmaktır.
Nesih/mensuh konusu da Kur'an da Yahudilerin kitabı için belirtilir, Kur'an için belirtilmez. Kur'an 23 yılda inmiş olabilir ancak birbirini yok eden hükümler barındırmaz. Sürekli yeniler eklenerek bir kitap oluşturulmuştur.
Önceki kitapların nesh edilmesi hususu ise net belirgin bir şekilde açıklamanaz. Tefsir istersen yapayım ama adı üstünde bu benim yorumum olur. Kur'an İbrahim'i seçtiğini ve onun ümmetinden peygamberler gönderdiğini belirtir; önceki kitapların değiştirildiği için bu sefer Yahudi olmayan İbrahim soyundan kitap gönderdiğini söyler.
İnanç başka bir kavramdır, ben inanırım başkası inanmaz, başkaları gider şefaatçiler arar vb. Ben burada senin yönteminin hatalı ve başka amaçlar taşıdığını gördüğüm için mesaj yazdım. Sen bildiğin gerçek olanı kelimelerle oynayarak büküyorsun, yine de hakkını vereyim bu forumda senin gibi bilgilisine ilk defa denk geldim. Genelde buradakiler sağdan soldan gördüklerini kafalarına göre iddia ederler, sende bari bilgi fazla.
Eminim ki yine bir başka konu ekleyeceksin yeni mesajında
-
Başka konu eklemiyecem artık size...
Sizinle münazara yaptığımız birkaç konu üzerinde daha taa islamın ilk yıllarından itibaren oluşan görüş ayrılıkları, farklı ekollerin ve mezheplerin ortaya çıkmasına sebep olmuşken ve hatta birbirlerini tekfir etmeye kadar götürmüş ve hala kesin bir sonuca varılamamışken, öte yandan herkesin savunduğu düşünce kendi bağlamında doğru iken, elbette birbirimizi ikna edemeyiz.
İnsanlar dini aidiyetini ekseriyetle kendi araştırmaları sonucuyla değil de ana-babasının ve onu şekillendiren, içinde bulunduğu toplumun dinini kabul ederek sahip oluyor. Dinlerin temelinde de mutlak itaat var. İslam açısından baktığımızda şüpheye yer yoktur, şüpheye düştüğünde dinden çıkarsın, kafir olursun, ebedi cehennem ateşi, iman ettiğinde ebedi cennet vaadi...
E zaten bu yönde verilmiş hazır bilgiler ve ödüller/cezalar/korkular varken ve sorgulamaya da iş/güç/aile/kaygılar...vs problemlerden dolayı zaman ayrılamıyorsa, ananızdan babanızdan size miras kalan "din"i siz de sorgusuz sualsiz kendi çocuklarınıza aktarıyorsunuz. Böyle bir döngü var iken bunu kırmak zor.
Dünyadaki her dine inananlar kendi dininin “hak/doğru”, diğer dinlerin “batıl/yanlış” olduğunu düşünüyor ve birbirlerini “kafir/inançsız/sapkın/dinsiz/mürted…” olmakla suçluyorlarken, kendisinden başka diğer dinlerin yanlış olduğunu söyleyen bu “din/mezhep” lerden hangisi doğru acaba?
Bu sorunun cevabını araştırmak ve bütünü görebilmek için tarlanın dışına çıkıp parselleri dışarıdan gözlemlemek gerekir.
Benim yaptığım bu.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kadobay -- 6 Şubat 2021; 9:52:13 >
-
Başka konu eklememiş halin bu mu
Dediklerinde haklısın; insanların %99'u çocukluktan gelen şeylerle inanır, 18-19 yaşına kadar aile ve çevreden gördükleriyle oluşturduğu inancını yetişkinken değiştirmesi çok azdır. Ben 4 yıl inançsız kalmış bir insan olarak farklı yönlerden bakabildiğimi biliyorum.
Yeni bir iş arkadaşım oldu, başörtülü 34 yaşında bir kadın. Mezhepçiliği eleştirdim ve klasik savunmalarla cevaplar verdi. Yok mezhepler haktır da yok sünnette ayrım vardır da falan da filan. Dedim recm cezasını kabul ediyor musun? Tabiki de hayır dedi. Ee dedim senin o hak dediğin mezheplerin tamamı bunu kabul ediyor, sen mezhebine aykırı hareket etmiş oluyorsun. Sustu. Çünkü benim onu alt edeceğimi anladı. E peki mezhebini sorgulamaya mı başladı hayır; çünkü çocukluktan gelmiş sorgulamayan bir inancı var; farklı düşünceler bir kulağından giriyor diğerinden çıkıyor. Hiç kimse araştırmıyor, araştıranların bir kısmını da senin gibiler manipüle ediyor
Ben de senin gibilere karşıt argümanlarla cevap verip en azından bilinçli şekilde Kur'an a inanmalarını ya da inanmayacaklarsa da bilgili şekilde inanmamalarını sağlamaya çabalıyorum
-
Manipule ettiğim yok. Edindiğim bilgilerin sonucunda akıl yürütmelerim bu yönde. Ben de çocukluğumdan itibaren arapça okumasını öğrenip yıllarca anlamına kafa yormadan okudum kuran'ı. Yıllar önce gençliğimde eski ve yeni ahitin tamamını okumuştum not ala ala, karşılaştırma yapa yapa. Tabi bunlar iş/güç/aile/vs sorumluluklar varken bi noktadan öteye gitmiyor.
Nihayetinde biraz daha detaylı biraz daha teferruatlı ve perspektiften araştırmaya başlanınca farklı bir sonuca götürüyor insanı.
Kuran'ı okumanızı tavsiye ederim
https://www.kuranvemeali.com/fatiha-suresi/diyanet-vakfi-meal
Eski ahiti (tevrat) ve yeni ahiti (kanonik incilleri) okumanızı tavsiye ederim.
Sümer ve Babil tarihi ile mitolojilerini (Adapa, Gılgamesh, Enuma Eliş, Atrahasis..) okumanızı tavsiye ederim
https://etcsl.orinst.ox.ac.uk/catalogue//
https://etcsl.orinst.ox.ac.uk/catalogue//catalogue1.htm
https://tr.wikipedia.org/wiki/Adapa
https://tr.wikipedia.org/wiki/S%C3%BCmerler#Din_ve_mitoloji
Antik çağ mezopotamyasındaki yasalar UrNammu, Eşnunna, Lipit İştar ve özellikle de Hammurabinin 282 maddelik kanunlarını okumanızı tavsiye ederim.
https://en.wikipedia.org/wiki/Lipit-Ishtar
https://en.wikipedia.org/wiki/Laws_of_Eshnunna
https://tr.wikipedia.org/wiki/Ur-Nammu_Kanunlar%C4%B1
https://tr.wikipedia.org/wiki/Hammurabi_Kanunlar%C4%B1
Sami ırkları, Aramice ve Aramicenin kollara ayrılıp Süryanice, İbranice ve ms 3.yydan itibaren de yavaş yavaş arapçaya evrilmesini araştırın.
https://www.jewishvirtuallibrary.org/aramaic#ANCIENT_ARAMAIC_AND_OFFICIAL_ARAMAIC
http://arabetics.com/public/html/more/History%20of%20the%20Arabic%20Script_article.htm
Yahudi tarihini araştırmanızı tavsiye ederim
http://www.sevivon.com/index.php?option=com_content&view=article&id=2399&Itemid=142
Hristiyanlığın ortaya çıkışı, trinite (teslis) doktrininin kaynağı ve hristiyanlığın genel inanış olarak ne zaman kabul edildiğini araştırın.
Bu süreçte hristiyanlık içerisindeki Arian'ın savunduğu hristiyanlık anlayışını araştırın.
https://www.fourthcentury.com/arius-chart//
https://tr.wikipedia.org/wiki/Arius
https://www.worldhistory.org/christianity//
MS 6.yy da yahudilerin kendilerini kurtuluşa kavuşturacak bir mesih beklentisi, hristiyanlar içinde de teslisi kabul etmeyen ve İsa'ya tanrılık vasfı yüklemeyen, Arius taraftarları var iken, öyle bir coğrafyada daha yeni bir dinin ortaya çıkması ve taraftar bulması da kaçınılmaz olmasa gerek.
Dikkat ederseniz Kuran'da (o bölgedeki inanış ve inançlıları olan) tevrattan, incilden, yahudilerden, hristiyanlardan bir de sabiiler ve mecusilerden (Zarathushtra/Mani <pers/sasani imparatorluğunun resmi dini, ateş sunaklarından ötürü ateşperest/mecusi olarak biliniyor) bahsediliyor.
Verdiğim linklerde araştırma/okuma yaparsanız bir bağıntı kurup inanışınızın daha da pekişeceğini umuyorum.
Bu kadar farklı pencereden bakıp bir konu karşısında duymak/okumak istediklerinizi yazamadığım için üzgünüm
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kadobay -- 6 Şubat 2021; 14:27:31 >
-
Bu mesajın bile bir manipülasyon. Konu şefaat ancak sürekli başka başka şeylerle konuyu dolduruyorsun.
Bu mesajın başlı başına bir konu oluşturacak tarzdan ifadeler ve linkler içeriyor.
Sen bu mesajınla diyorsun ki boş verin şefaati linklere tıklayın. Manipülasyon değil mi bu?
Bu yazdıklarınla ilgili bir konu açarsan orada tartışırım seninle bu hususları, eğer açmazsan beni haklı çıkarmış olursun. İşin gücün konularda konu sahibinin söylediklerinden alakasız şeyler yazmak.
-
O zaman şöyle toparlamaya çalışayım sizin için.
"Şefaat" sözcüğünün anlamları;
Birinin suçunun bağışlanması veya dileğinin yerine getirilmesi için o kimseyle Tanrı arasında peygamberin yaptığı aracılık.
Âhirette peygamberlerin ve kendilerine izin verilen kimselerin müminlerin bağışlanması için Allah katında niyazda bulunmaları anlamında bir terim.
https://islamansiklopedisi.org.tr/sefaat
Müslümanların ve semavi din takipçilerinin genelinin inandığı dini bir terimdir. Şefaatten maksat, evliyaların ve Kur’an gibi kutsal sayılan bazı eşyaların kıyamet günü belirli şartlar çerçevesinde günahkâr bir gruba şefaat ederek onları cehennem azabından kurtarması ya da şefaatle şahsın derecesinin yükselmesine sebep olmaktır.
https://tr.wikipedia.org/wiki/%C5%9Eefaat
Müslümanlar arasında sadece Vahhabiler Allah’tan şefaat talep edilebileceğine ve bir kimsenin şefaat edenlerin kendisinden şefaat talep etmesi durumunda (özellikle vefatlarından sonra) müşrik olacağına inanmaktadırlar. Şefaat inancının Şiiler arasında özel ve geniş bir yeri bulunmaktadır.
https://tr.wikishia.net/view/%C5%9Eefaat
Bir kimsenin bağışlanmasını istemek; bir kimseden, başka bir kimse için iyilik yapmasını ve zarardan vazgeçmesini rica etmek; yardım etmek; başkası hesabına yalvarmak, rica etmek; birinin önüne düşüp işinin görülmesi için dua ve niyazda bulunmak.
https://sorularlaislamiyet.com/kaynak/sefa
Tanımlardan açıkça şu anlaşılıyor.
Şefaat sonucu şefaat edileni affetme yetkisi Allah'tadır.
Dolayısıyla Allah "ŞEFAATÇİ" olamaz, yani şefaat edemez.
Kuran ayetlerine göre;
**Allah, sözünden hoşlandığı, razı olduğu kişilere şefaat izni verir.
İlgili ayetler:19-87, 20-109
**Şefaat izni verilen kişiler Allah'ın rızasına ulaşmış kişilere şefaat edecekler.
İlgili ayetler: 21-28
**Şefaat izni verilmemiş kişilerin şefaatleri kabul edilmeyecek.
İlgili ayetler: 10-3, 34-23
**Kıyamet gününde şefaat kabul olunmaz.
İlgili ayetler: 2-48, 2-123, 2-254
**Allah'tan başka şefaatçi yoktur
İlgili ayetler: 32-4, 39-43, 39-44
**Zalimlerin, kafirlerin şefaatçisi yoktur (bazı ayetlerde kafirlerin zalimler olduğu tanımından)
İlgili ayetler:40-18
**Azapta olan, cehennem ateşinde olana peygamberin dahi yardımcı olamayacağı.
İlgili ayetler:39-19
2|48|Öyle bir günden korkun ki, o günde hiç kimse başkası için herhangi bir ödemede bulunamaz; hiç kimseden şefaat kabul olunmaz, fidye alınmaz; onlara asla yardım da yapılmaz.
2|123|Ve bir günden sakının ki, o günde hiç kimse başkası namına bir şey ödeyemez, kimseden fidye kabul edilmez, hiç kimseye şefaat fayda vermez. Onlar hiçbir yardım da görmezler.
2|254|Ey iman edenler! Kendisinde artık alış-veriş, dostluk ve kayırma bulunmayan gün gelmeden önce, size verdiğimiz rızıktan hayır yolunda harcayın. Gerçekleri inkar edenler elbette zalimlerdir.
10|3|... Onun izni olmadan hiç kimse şefaatçı olamaz.
19|87| O gün Rahman'ın nezdinde söz ve izin alandan başkalarının şefaata güçleri yetmeyecektir.
20|109| O gün, Rahman'ın izin verdiği ve sözünden hoşlandığından başkasının şefaati fayda vermez.
21|28|... Allah rızasına ulaşmış olanlardan başkasına şefaat etmezler. Onlar, Allah korkusundan titrerler!
32|4|... O'ndan başka ne bir dost ne de bir şefaatçınız vardır. Artık düşünüp öğüt almaz mısınız?
34|23|Allah'ın huzurunda, kendisinin izin verdiği kimselerden başkasının şefaati fayda vermez......
39|19| Hakkında azap hükmü gerçekleşmiş kimseyi ve ateşte olanı sen mi kurtaracaksın!
39|43|Yoksa onlar Allah'tan başkasını şefaatçılar mı edindiler?...
39|44|De ki: Bütün şefaat Allah'ındır....
40|18|Yaklaşan gün hususunda onları uyar! Çünkü o onda dehşet içinde yutkunurken yürekleri ağızlarına gelmiştir. Zalimlerin ne dostu ne de sözü dinlenir şefaatçısı vardır.
Buyrun manipule etmeden sadece şefaatle ilgili kuran ayetlerine göre tanımlamaları ve ilgili ayetleri paylaştım.
Yüzyıllardır kuran ayetleri üzerinden ve daha birçok konuda, ulema dahi bir fikir birliğine varamamış, şelefi, sünni ve şia görüşlerde derin uçurumlar oluşmuşken biz neyi tartışıyoruz ki.
Kim neyi nasıl anlıyorsa...
-
Kuran'ın birçok ayetinde bağışlanmamızın sadece Allah'ın dilemesine bağlı olduğu açık bir şekilde belirtiliyor. Allah'a yakın salih bir kulun başka bir kulun bağışlanması için dua etmesi de tamamen O'nun dilemesiyle gerçekleşir. Sonuçta yine Allah'ın dilemesine bağlı olarak bağışlanır ya da bağışlanmaz.
Araf 46-47. ayetlere göre Kıyamet günü terazisi dengede olanların bağışlanması için hem kendilerinin hem de salih kulların onlar için inşallah Allah'a dua edeceğini düşünebiliriz.
Araf 46: Cennetle cehennem arasında bir perde vardır. A‘râf üzerinde de cennetlik ve cehennemlikleri simalarından tanıyan adamlar bulunur. Onlar cennet ehline: “Selâm size!” diye seslenirler. Kendileri ise henüz cennete girmemiş, fakat oraya girmeyi şiddetle arzulamaktadırlar.
Araf 47: Gözleri cehennemlikler tarafına kayınca, onların o korkunç halleri karşısında: “Rabbimiz! Bizi zâlimler topluluğuyla beraber eyleme!” diye yalvarırlar.
-
Kur'an yalnız başına incelenirse sorunlar ortadan kalkıyor. Sözlük anlamı dediğin şeyler senin de farkında olacağın gibi insanların uydurmalarını da bolca içeriyor. Basit şekilde günahlardan hesaba çekilmeme, günahların affedilmesi diyebiliriz şefaat için. He bu ifade benim tefsirimdir, Arapça bilmiyorum. Kelime anlamları bazen değişiyor neticede 1400 sene geçmiş üzerinden.
Sen şefaat geçen kelimeleri içeren ayetleri paylaştın, peki kimlerin şefaatlerinin kabul edildiğine dair hikayeler var? Kimlerin kabul edilmediğine dair hikayeler var? Kur'an da peygamberlerin bazı şefaat taleplerinin kabul edildiğine dair hikayeler var, bunların hepsinde de asıl şefaatçinin Allah olduğu belirtilir çünkü o rahman ve rahimdir. Yani bir peygamber arz eder Allah'a, Allah da o kişinin günahlarını bağışlar veya bağışlamaz.
Yine de herkesin yapıp ettiği kabul edilmeyeceği için her şefaat talebi de kabul edilmeyecek. Bazı ayetlerin şefaat kar etmez anlamında olmasının sebebi budur. Yani şefaat yoktur değil, şefaat çok azdır ve sadece hak edilen kişiler için peygamberlere verilmiş bir izindir. Aksi şeyler Kur'an dan asla bulunmaz.
Evliya denen kişiler soytarılardır. Allah hiç kimseye şefaatçilik hakkı vermemiştir. Konu sahibi arkadaş da bunu anlatmış zaten. Birileri çıkıp bize oy verirseniz cennete gidersiniz vermezsiniz gidemezsiniz der mesela. Başkası başka nedenlerle cennetten arsa satar. Kendilerinin şefaatçi olduğunu, Allah ile kul arasında aracı olduklarını iddia ederler. Bunlar yalandır, dinde böyle bir şey yoktur.
-
"Kur'an yalnız başına incelenirse sorunlar ortadan kalkıyor."
demişsiniz ancak şefaatle ilgili paylaştığım kuran ayetlerindeki paradoksu farketmemişsiniz.
Yine manipule diyeceksiniz ama ilk satırda koyu yazdığım, sizin iddianıza karşı benim cevap beklediğim birkaç husus var.
Kuran'da "namazı tam kılın, zekatı hakkıyla verin, rüku edenlerle rüku edin" der ayette...
ama namazın tam kılınış şekli ve zekatın nisab miktarını yazmaz.
Rüku edenlerle rüku etmek nedir? Namazı tam kılın yazılı iken rüku edenlerle rüku etmek nedir? Rüku edenler kimdir?
*Tevbe suresindeki "haram aylar çıktıktan sonra müşriklerle savaşılacağı ve başka bir ayette haram ayların sayısnın 4 olduğu, fakat haram ayların hangi ayların ne olduğu kuran'da yazılı değil.Bu ayet sadece peygambere şamil ise şu anda hükümsüz mü? Bütün müslümanlara şamil ise her yıl haram aylar çıktıktan sonra müşriklerle neden savaşılmıyor?
Abdestin nasıl alınacağı kabaca yazılı ama abdesti nelerin bozduğunu kuran'da hangi ayette yazıyor.
Kuran'dan başka kaynak kullanılmayacaksa bunlar nereden öğrenilecek?
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kadobay -- 7 Şubat 2021; 20:35:6 >
-
Rahman rahim Allah'ın adıyla. Esirgeyen bağışlayan Allah'ın adıyla yani.
Eee bu Allah insanların çoğunun cehenneme gideceğini söylüyor, nasıl bir bağışlama bu? Hem ben bağışlayanım diyor hem de çoğunuz ebedi olarak yanacaksınız diyor.
Cümle cümle ayetleri alırsan her şeyi paradoks her şeyi çelişki görüyorsun zaten. Sen manaya bakmıyorsun, işine geldiği gibi ayetleri nasıl kıvırırım onun peşindesin.
Yine başka başka konulara değindin. Her yazdığın cümle başka bir konu. Konu dağılmasın diye onlara yorum yapmıyorum, çok istersen aç konu orda değerlendiririm düşüncelerimi. Sadece şu hususu ekliyim; haram aylar biliniyor zaten Araplar tarafından yani yeni bir durum değil; hac bilinen aylardadır ayeti ile anlıyoruz onu, hee Araplar/mezhepler haccı da 3-4 güne sıkıştırmışlar o ayrı konu.
-
şefaat kavramından ayrı olarak okuyun
islamiyetle alakalı her şüphe dönüp dolaşıp insandaki unutma acziyetine dayanıyor. ayetleri öyle kırpa kırpa okursanız denmek istenenin tam zıddını bile anlarsınız. ilk anlaşılması gereken kuranın indiriliş gayesi. bir toplumu ideal olana yöneltme çalışması. an be an hatırlatma var. insan denen canlının her hal ve tavrına göre çözümler var. genel hükümler var. özel hükümler var. psikoljik sosyolojik çözümler var.
ayetlerin nüzul sebeplerini araştırmadan anlayamazsınız. anladığınızı hayatınızın bir parçası yapmazsanız sonunuz dh felsefe bölümünün müdavimleri gibi dinleri inkara gidersiniz.
-
Öbür dünyada kimsenin kimseye faydası yok. Sevaplar, günahlar virman yapılmıyor yani.
Yok şu senden şefaatçi olacak vs. gibi zırvalara inanmayın.
Konu başlığı işi bitirmiş.
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X