Şimdi Ara

SİZCE AŞK NEDİR? (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
61
Cevap
0
Favori
1.072
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact


    evlilik aşkı bitirir sevgiyi doğurur



    Bu daha doğru. Sevgidir zaten ayakta tutan her şeyi. Anlayış, hoşgörü, müsamaha vs. hepsi sevgiden doğuyor. Aşk sevginin reklamı gibi bir şey. Bazıları sadece reklamlara aldanıyorlar ancak yanında sevgi alt yapısı olmayan aşk tükenip gidiyor.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact

    quote:

    Orjinalden alıntı: trackfind500

    quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact


    tabiat aşk acısı ile insanın canını yakıyor lakin insan evlilik ile bu acıyı dindiriyor ve tabiata bir gol daha atıyor ...




    Doğru. Böylesine güçlü bir aşk zehirinin insanı öldürmemesi için evlilik panzehiri lazım.









    evlilik aşkı bitirir sevgiyi doğurur




    ve sevgi aşkın çocuğu olur....




  • Aşk olmadan Sevgi olur mu. Bir evlilik başından beri dingin, huzura ermiş çarşaf gibi bir deniz misali sevgiyle başlar mı. yoksa önce fırtınalı deniz mi gerekir. Aşkla başlamayan sevgiler devam eder mi.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: zengin_47

    Aşk olmadan Sevgi olur mu. Bir evlilik başından beri dingin, huzura ermiş çarşaf gibi bir deniz misali sevgiyle başlar mı. yoksa önce fırtınalı deniz mi gerekir. Aşkla başlamayan sevgiler devam eder mi.

    İMZANDA VESE CEVAPLAMIŞ SORUNU.
  • Ben imzamın tam olarak bu soruların cevabına hasredilemeyeceği kanısındayım. Bunların cevabı çok daha farklı olmalı.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: zengin_47

    Aşk olmadan Sevgi olur mu. Bir evlilik başından beri dingin, huzura ermiş çarşaf gibi bir deniz misali sevgiyle başlar mı. yoksa önce fırtınalı deniz mi gerekir. Aşkla başlamayan sevgiler devam eder mi.


    herkes dereye geçmek zorundadır

    ama dereyi geçerken de herkesin paçası ıslanır

    kimisi de sele kapılır gider

    ama karşıya kuru geçen olmaz
  • quote:

    Orjinalden alıntı: zengin_47

    Ben imzamın tam olarak bu soruların cevabına hasredilemeyeceği kanısındayım. Bunların cevabı çok daha farklı olmalı.

    aşk insana mutluluğun maşukunda olduğunu fısıldar.bir nevi mutlu olma arzusudur aşk.
    sevgi ise bir beklentisi olmayan saflığa haizdir.mutlu olma arzusu ile yanmadığı için mutluluğu da pek düşünmez zaten.ama mutludur.
  • aşk Fenilalanin, noradrenalin ve dopamin hormonlarının salgısıdır. bu salgılar yavaşladığında ise beden aşka veda ediyor. Diyelim ki birini gördünüz ve fena halde tutuldunuz. İşte bu anda beyine sinyaller gidiyor. Arkasından da bui hormonlar faaliyete geçiyormuş. İlk anda aşık olmanın salgısı “feniletamin” adlı bir salgı, Karşı cinsle karşılaştığında, ilk anda “çarpma” etkisi yaratıyormuş o hormon.. Aşkı meydana getiren hormonların salgıları ile bağlantılı olarak, ömrünün 5 yıl sürdüğünü söyleniyor.
    bir diger taraftan aşk bir delilik hastalığıdır.
    çünkü Dopamin, bir sinirsel ileti maddesidir. Bu varsayıma göre, şizofrenide, dopamin etkinliğinin artması söz konusudur. dopomin aşkın da hormonudur. açıkcası aşk bir deliliktir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi felsefika -- 17 Mart 2006; 15:59:56 >
  • quote:

    Orjinalden alıntı: junayerturk

    aşk Fenilalanin, noradrenalin ve dopamin hormonlarının salgısıdır. bu salgılar yavaşladığında ise beden aşka veda ediyor. Diyelim ki birini gördünüz ve fena halde tutuldunuz. İşte bu anda beyine sinyaller gidiyor. Arkasından da bui hormonlar faaliyete geçiyormuş. İlk anda aşık olmanın salgısı “feniletamin” adlı bir salgı, Karşı cinsle karşılaştığında, ilk anda “çarpma” etkisi yaratıyormuş o hormon.. Aşkı meydana getiren hormonların salgıları ile bağlantılı olarak, ömrünün 5 yıl sürdüğünü söyleniyor.
    bir diger taraftan aşk bir delilik hastalıgıdır deniliyor.





    Bu Hormanları tamamen iptal etmek tıbben mümkün mü?




  • evet küçük bir operasyonla mümkün oldugunu biliyorum.
    fakat bunlardan sıyrılan insan toplumdan da sıyrılıp dışlanıcağıda mümkün.
    çünkü bu hormonların salgıları olmassa insan yorgun enerjisiz ve sakin olacaktır.
    bu da onu normal insanlardan ayıracaktır.
    bu hormonlar olmadan yaşamak hayatı o insana zevksiz kılacaktır.
  • bir canlının başka bir canlıya karşı beslediği önüne geçilemeyen yoğun duygu seli
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact

    quote:

    Orjinalden alıntı: trackfind500

    İlginç. Tabiatın ne gibi bir çıkarı olacak ki? Ya da tabiat "düşünebilir" mi? Halbuki insan "düşünüyor"!? Tabiat ise seleksiyona başvuruyor. Peki tabiat bir amaca sahipse nedir bu amaç? Her var olan insan türü yıllardır etmediğini bırakmadı bu doğaya. Havasını kirletti, suyunu kirletti, dengesini bozdu. Ama tabiat yine de insanı kayırıyor. Tuhaf bir ironi olmalı bu. Aksine, doğayla barışık olmayan insan türünü yok etmeye evrimleşmesi gereken tabiat bir de torpil yapıp aşk iksiri dağıtıyor. Harbiden tuhaf.


    tabiat aşk acısı ile insanın canını yakıyor lakin insan evlilik ile bu acıyı dindiriyor ve tabiata bir gol daha atıyor ...






    sevda baştan gitmiyor yar ile yatmayınca




  • .



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi _FOCUS_ -- 17 Mart 2006; 18:24:05 >
  • quote:

    Orjinalden alıntı: zengin_47


    quote:

    Orjinalden alıntı: junayerturk

    aşk Fenilalanin, noradrenalin ve dopamin hormonlarının salgısıdır. bu salgılar yavaşladığında ise beden aşka veda ediyor. Diyelim ki birini gördünüz ve fena halde tutuldunuz. İşte bu anda beyine sinyaller gidiyor. Arkasından da bui hormonlar faaliyete geçiyormuş. İlk anda aşık olmanın salgısı “feniletamin” adlı bir salgı, Karşı cinsle karşılaştığında, ilk anda “çarpma” etkisi yaratıyormuş o hormon.. Aşkı meydana getiren hormonların salgıları ile bağlantılı olarak, ömrünün 5 yıl sürdüğünü söyleniyor.
    bir diger taraftan aşk bir delilik hastalıgıdır deniliyor.





    Bu Hormanları tamamen iptal etmek tıbben mümkün mü?

    Mümkün de Onlarsızda Yaşanmıyor




  • @zengin_47

    boşversene, ne diye HAYATIN ANLAMINDAN vazgeçesinki?

    onlar gidince mutlumu olacaksın?

    takılmana bak, sev sevil,
    baktınseviyorsun ama sevilmiyorsun,
    onu geç, başkasını sev,
    bu dünyada çooooooooook insan var, bunu hiç unutma.
  • İlk sevdiğin gibisini asla bir daha sevemezsin...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: zengin_47

    İlk sevdiğin gibisini asla bir daha sevemezsin...


    The first cut is the deepest...
  • ASK:

    İNSANIN KENDİNİ APTAL GİBİ

    HİSSETMEKTEN HOŞLANABİLMESİDİR....





    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Biyomühendis -- 18 Mart 2006; 12:57:55 >
  • MASAL-Murathan MUNGAN

    Yüzyıllar önce yüzyıl uyuyan bir prenses varmış ,bir büyücünün zulmünün esaretinde kimbilir belki olabilecek bir uyanışı beklemiş yüzyıl boyunca.

    İşte o masal;

    Her masalın ,her söylencenin uzun uykusunda bir uyanma vakti vardır.Ve o gelmeden girişilen her eylem bir serüven yalnızlığı olarak kalır.Öyle anılır.
    Ve yüzyıl sonra vadesi erişip bir prens çıkmış ortaya.Masalın ve yüzyılın kendisine verdiği bu görevi seve seve üstlenmiş; zaten uyuyan güzel hakkında yüzyıldır söylenegelenlerin etkisinde daha onu görmeden deliler gibi tutulmuş ona.Kendisine verilmiş misyona mı,uyuyan güzele mi aşık olduğunu ayıredemeyecek kadar toymuş o zamanlar.Böylelikle hayranlığın ,sevginin,sevdanın,aşkın,cinselliğin ve beraberliğin bir kulak dolgunluğu olduğunu birkez daha görüyoruz "Bizim"sandığımız birçok duygunun,düşüncenin,değerin ve doğrunun içimize usul usul işlenmiş bir kulak dolgunluğu olduğunu...
    Ve prens dudaklarında yüzyıldır beklettiği öpücüğüyle birlikte saraya doğru
    yollandı.
    Masalına kahraman olma zamanı gelmişti.

    Prensesin odasına geldi.Prenses uykusunun içersinde batık bir gemi gibi gizemliydi.Uykusuyla bütünlenmiş güzelliğine,efsanesinin güzelleştirdiği yüzüne uzun uzun baktı Prens.Çok uzaktan ,çok uzaklardan,tam yüzyıl sonrasından baktı.
    Sonra kararını verdi:
    Aradan yüzyıl geçse de uyandırmayacaktı onu.
    O gün gelse de.
    Uyandırdığında bu sevdanın,bu büyünün,bu tılsımın bozulacağını biliyordu çünkü; bir bakış,birkaç söz,bir dokunuş herşeyi bozacaktı.Sevmek suskunluktu, sevmek kesin sessizlikti,sevmek uzaklıktı,sevmek dokunamamak,erişememek, sevişememekti.
    Ya da yüzyıldır böyle öğretilmişti sevmek.

    Gözlerini açar açmaz ,yüzyıldır gördüğü düşlerin anımsayamadıklarından ve o düşlerin tümünden,sızıya benzer bir duygu olacaktı kalakalmış olan. Biliyordu bu sızı hep olacaktı.Kaldı ki,o düşlerin tümüne eğemen olan ortak motifler,zaman zaman,yani yaşadıkça;yaşamını,ilişkilerini yoklayacaktı elbet. O düşlerin tümü anımsanmak içindi.Sonsuz bir anımsayıştı herşey;anımsayış ve unutuş.Ömrünün bundan sonrası düşlerinde gördüklerini yaşamakla geçecekti.İnsan uzun uykulardan sonra yalvaç bir yalnızlığa uyanıyor.

    Aradan yüzyıl geçtikten sonra hiçbir uyanış mutlu olamaz.

    Benim için artık çok geç kalmış bir sevgi bu,ben seversem yüzyıl öncesinin sevgisiyle seveceğim,o severse, beni üzerinden yüzyıl geçmiş bir sevgiyle sevecek.Aramızda kaç takvimin uzaklığı duruyor.Bir öpücük,yalnızca bir öpücük bu uzaklığı kapatmaya yeter mi?
    Sevgi,
    Zehirli bir düşün,büyülü sözcüğü...
    Öte yandan sevmek göze almaktı,sonuna dek gitmekti,gidebilmek yürekliliğiydi. Biliyordu prenses uykusundan uyandığında,ya da uyanır uyanmaz onu eskisi kadar sevmeyecekti.Çünkü sevmek sessiz ve tek başına birşeydi.Sevmek yalnızlıktır.Onu eskisi kadar sevemeyeceğinden korkuyordu.Onu uyandırmaktan korkuyordu.
    Eskisi kadar sevemeyecekti,belki de hiç sevemeyecekti.Çünkü arada o orman, o karanlık,o geçit vermez,o giz olmayacaktı artık.İşte odasında duruyordu.
    Duman inceliğinde bir boşluk dolanıyordu yüreğini.

    Arada ne ormanın, ne de yüzyılın karanlığı olmadan onu nasıl sevebilirdi?Bu kadar büyük sorumluluğu yüklenebilirmiydi?Sevmenin zahmetini,birlikte omuzlanacak olan zahmeti yüklenebilirmiydi?

    Paylaşmaya,tartışmaya,özveriye,anlayışa gereksinen iki kişilik ilişkiyi
    göğüsleyebilir,götürebilirmiydi?
    Sevmek imkansızlıktı.

    Kendimizde beslediğimiz,kendimizde büyüttüğümüz,kendimizde saklı duran bir şeydir sevmek.O hep bizdedir,bizledir,usul usul biriktiririz onu,içimizde yığılı durur.Ve günün birinde ansızın karşımıza biri çıktığında sanırız ki içimizden boşalıveren bütün bu duyguları o taşımıştır bize.

    Sevmek,kendi kendimizi büyülemektir; kendi kendimize yaptığımız büyü.
    Oysa yeniden başlayacaktır arayışlar,pişmanlıklar,yanılgılar.Herşey "tamamlanmak" içindir.Çoğu kez ölümün tamamlayıcı ellerine dek aynı umut, aynı arayış,aynı çırpınış ve aynı perişanlıkla sürükleniriz.
    Gözümüz arkada kalmıştır.

    Ansızın anladı ki uyuyan güzelin kendisini değil,masalını seviyordu Prens.

    Masalın bittiği yerde hayat başlar.
    Murathan Mungan

    Bence eniyi Murathan Mungan anlatmış, Aşkın ve sevginin ne olduğunu...




  • özlemenin ve özlenmenin bir arada yaşandığı andır .
    gerisi
    bence boş



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kurant -- 21 Mart 2006; 21:42:35 >
  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.