Şimdi Ara

Sizi Hayretler içinde bırkan canlıların özellikleri

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
44
Cevap
0
Favori
2.320
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Gelin bilimsel olarak canlıların mükemmel özelliklerini paylaşalım. Mesela bir arı kuşu havada kalmak ve hassas manevralar yapmak için o kadar fazla kanat çırparki şu anda insan onun yaptığı hareketin 100 de biri ni o süreçte yapsa kol eklemleri kavrulur, yanar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Bbeyi -- 7 Ocak 2007; 14:25:12 >



  • ewt biliyorum onu sn de acayip kanat çırpıyomuş
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Darth Nihilus

    ewt biliyorum onu sn de acayip kanat çırpıyomuş
    Fillerin bazı özellikleri:
    Fillerin diğer hayvanlardan en büyük farkı hortumlarının olmasıdır. Bahçe hortumuna benzeyen bu uzun hortumun içinde 50 bin kas vardır. Evet yanlış duymadınız "50 bin" kas... Burun delikleri ise bu hortumun ucundadır. Filler, hortumlarını besinleri ve suyu ağızlarına götürmek, eşyaları kaldırmak ve tabi bir de koku almak için kullanırlar. Bu hortum, filin su içebilmesi veya vücudunun üstüne su püskürtebilmesi için 4 litre suyu tutma kabiliyetine de sahiptir.

    Öte yandan, filler kocaman eşyaları taşıyabilen hortumlarıyla minicik bir bezelye tohumunu bile koparıp, ağızlarında patlatarak içini yiyebilirler. Onların, kocaman cüsseleriyle böylesine incelik isteyen bir işi başarabilmeleri gerçekten de hayranlık vericidir. Birçok konuda işe yarayan bu hortum aynı zamanda hem uzun bir parmak, hem bir borazan hem de hoparlör olarak kullanılır.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: krayt_dragon

    Fillerin bazı özellikleri:
    Fillerin diğer hayvanlardan en büyük farkı hortumlarının olmasıdır. Bahçe hortumuna benzeyen bu uzun hortumun içinde 50 bin kas vardır. Evet yanlış duymadınız "50 bin" kas... Burun delikleri ise bu hortumun ucundadır. Filler, hortumlarını besinleri ve suyu ağızlarına götürmek, eşyaları kaldırmak ve tabi bir de koku almak için kullanırlar. Bu hortum, filin su içebilmesi veya vücudunun üstüne su püskürtebilmesi için 4 litre suyu tutma kabiliyetine de sahiptir.

    Öte yandan, filler kocaman eşyaları taşıyabilen hortumlarıyla minicik bir bezelye tohumunu bile koparıp, ağızlarında patlatarak içini yiyebilirler. Onların, kocaman cüsseleriyle böylesine incelik isteyen bir işi başarabilmeleri gerçekten de hayranlık vericidir. Birçok konuda işe yarayan bu hortum aynı zamanda hem uzun bir parmak, hem bir borazan hem de hoparlör olarak kullanılır.

    Alıntıları Göster
    Yunuslar kilometrelerce uzaklığa ses dalgaları göndererek uzakta bulunan cisimleri bu dalgalar sayesinde beyinlerinde 3 boyutlu olarak algılayabiliyorlar.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: jrem

    Yunuslar kilometrelerce uzaklığa ses dalgaları göndererek uzakta bulunan cisimleri bu dalgalar sayesinde beyinlerinde 3 boyutlu olarak algılayabiliyorlar.

    Alıntıları Göster
    Sadece 3 mm. uzunluğunda olan Pulex irritans'lar (insan pireleri) 19.7 cm.'ye ulaşan yatay atlayışlar yapabillirler. Yani pireler kendi uzunluklarının 100 katından daha uzun mesafelere atlayabilmektedirler. İşte pireler bu eşsiz sıçrama güçlerini, "rezilin" denilen lastiksi bir proteinden elde ederler. Rezilin gövdeyi sarıp destekleyen ve kasların hareket için dayanak yaptığı yapıları oluşturan dış iskelette öbekler halinde yer alır. Pire sıçramak istediğinde arka bacaklarındaki kaslarını gerer. Bu da, kasların bağlı olduğu üst derideki bir rezilin öbeğini sıkıştırır. Daha sonra bu enerji, bir anda tümüyle boşalarak arka bacaklara büyük bir yaylanma gücü sağlar ve pireyi havaya fırlatır.
    alıntı:http://www.populerbilgi.com/hayvanlar/pire.php

     Sizi Hayretler içinde bırkan canlıların özellikleri




  • quote:

    Orijinalden alıntı: driver

    Sadece 3 mm. uzunluğunda olan Pulex irritans'lar (insan pireleri) 19.7 cm.'ye ulaşan yatay atlayışlar yapabillirler. Yani pireler kendi uzunluklarının 100 katından daha uzun mesafelere atlayabilmektedirler. İşte pireler bu eşsiz sıçrama güçlerini, "rezilin" denilen lastiksi bir proteinden elde ederler. Rezilin gövdeyi sarıp destekleyen ve kasların hareket için dayanak yaptığı yapıları oluşturan dış iskelette öbekler halinde yer alır. Pire sıçramak istediğinde arka bacaklarındaki kaslarını gerer. Bu da, kasların bağlı olduğu üst derideki bir rezilin öbeğini sıkıştırır. Daha sonra bu enerji, bir anda tümüyle boşalarak arka bacaklara büyük bir yaylanma gücü sağlar ve pireyi havaya fırlatır.
    alıntı:http://www.populerbilgi.com/hayvanlar/pire.php

     Sizi Hayretler içinde bırkan canlıların özellikleri


    Alıntıları Göster
    başlıktaki cümlede anlatım bozukluğu var.

    yani bizi hayretler içinde bırakan canlıların özellikleri olmamış
    canlıların bizi hayretler içinde bırakan özellikleri olması lazım. onu düzeltin bence.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Lacrima

    başlıktaki cümlede anlatım bozukluğu var.

    yani bizi hayretler içinde bırakan canlıların özellikleri olmamış
    canlıların bizi hayretler içinde bırakan özellikleri olması lazım. onu düzeltin bence.

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: Lacrima

    başlıktaki cümlede anlatım bozukluğu var.

    yani bizi hayretler içinde bırakan canlıların özellikleri olmamış
    canlıların bizi hayretler içinde bırakan özellikleri olması lazım. onu düzeltin bence.


    +1 (bu artı biri ilk kez kullanıyom ha )

    Ayrıca yazım kurallarında da pek çok sorun var. bırkan nedir mesela?

    Paylaşımlar güzel ama.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: iZCi_500

    quote:

    Orjinalden alıntı: Lacrima

    başlıktaki cümlede anlatım bozukluğu var.

    yani bizi hayretler içinde bırakan canlıların özellikleri olmamış
    canlıların bizi hayretler içinde bırakan özellikleri olması lazım. onu düzeltin bence.


    +1 (bu artı biri ilk kez kullanıyom ha )

    Ayrıca yazım kurallarında da pek çok sorun var. bırkan nedir mesela?

    Paylaşımlar güzel ama.

    Alıntıları Göster
    Mesela bir su aygırı kilometrelerce uzaktaki hemcisleri ile haberleşip onların konumunu tespit edebiliyor. Burnu su üzerinde iken hemcinsinin yolladığı ses dalgasını hem sudan gelen hemde burnundaki algılayıcılardan alıp ikisi arasındaki farktan onların konumunu hesaplıyor.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Bbeyi

    Mesela bir su aygırı kilometrelerce uzaktaki hemcisleri ile haberleşip onların konumunu tespit edebiliyor. Burnu su üzerinde iken hemcinsinin yolladığı ses dalgasını hem sudan gelen hemde burnundaki algılayıcılardan alıp ikisi arasındaki farktan onların konumunu hesaplıyor.

    Alıntıları Göster
    Erkek at sineği hızla geçmekte olan bir dişi sineği havada kovalayıp yakalamakta ve yere indirebilmektedir. Bu olayda en harika olan at sineğinin hızıdır. Florida Üniversitesi'nden Jerry Butler plâstik bir havalı tüfek saçması ile bu hızı ölçmek istedi. At sineği saçmayı havada yakalamayı başardı. Merminin hızına dayanarak yaptığı hesaplardan sineğin 144 km/saat hıza ulaştığını buldu.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: sub-zero

    Erkek at sineği hızla geçmekte olan bir dişi sineği havada kovalayıp yakalamakta ve yere indirebilmektedir. Bu olayda en harika olan at sineğinin hızıdır. Florida Üniversitesi'nden Jerry Butler plâstik bir havalı tüfek saçması ile bu hızı ölçmek istedi. At sineği saçmayı havada yakalamayı başardı. Merminin hızına dayanarak yaptığı hesaplardan sineğin 144 km/saat hıza ulaştığını buldu.

    Alıntıları Göster
    Afrika'nın yarasa kulaklı tilkisinin son derece büyük kulakları vardır. Bu tilkiyi ilginç kılan özelliği; termitler, gübre böcekleri ve onların larvalarıyla beslenmesidir. Yarasa kulaklı tilkilerin kulakları, larvaların kemirme sesini bile hemen tespit edebilecekleri kadar hassastır. Tilkilerin en küçüğü olan krem renkli Fennec tilkisi de çok büyük kulaklara sahiptir. Bu tilkiler Afrika ve Arabistan'ın kumlu çöllerinde yaşarlar. Geniş kulakları sadece avlarının yerini tespit etmekle kalmaz. Aynı zamanda fazla ısınmayı önleyen bir "radyatör" gibi işlev görerek hayvanın serin kalmasını da sağlar. Kutup tilkilerinin kulakları ise tersine küçük ve yuvarlaktır. Hayvanın burnu da tipik tilkilerde olduğundan daha kısadır. Kışlık bir manto gibi olan, kalın kürkleri kısa burunlu kutup tilkilerini soğuğa karşı korur. Bu kürk sıcaklık çok fazla düşene kadar hayvanın vücut sıcaklığını muhafaza eder.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: krayt_dragon

    Fillerin bazı özellikleri:
    Fillerin diğer hayvanlardan en büyük farkı hortumlarının olmasıdır. Bahçe hortumuna benzeyen bu uzun hortumun içinde 50 bin kas vardır. Evet yanlış duymadınız "50 bin" kas... Burun delikleri ise bu hortumun ucundadır. Filler, hortumlarını besinleri ve suyu ağızlarına götürmek, eşyaları kaldırmak ve tabi bir de koku almak için kullanırlar. Bu hortum, filin su içebilmesi veya vücudunun üstüne su püskürtebilmesi için 4 litre suyu tutma kabiliyetine de sahiptir.

    Öte yandan, filler kocaman eşyaları taşıyabilen hortumlarıyla minicik bir bezelye tohumunu bile koparıp, ağızlarında patlatarak içini yiyebilirler. Onların, kocaman cüsseleriyle böylesine incelik isteyen bir işi başarabilmeleri gerçekten de hayranlık vericidir. Birçok konuda işe yarayan bu hortum aynı zamanda hem uzun bir parmak, hem bir borazan hem de hoparlör olarak kullanılır.

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: krayt_dragon

    Fillerin bazı özellikleri:
    Fillerin diğer hayvanlardan en büyük farkı hortumlarının olmasıdır. Bahçe hortumuna benzeyen bu uzun hortumun içinde 50 bin kas vardır. Evet yanlış duymadınız "50 bin" kas... Burun delikleri ise bu hortumun ucundadır. Filler, hortumlarını besinleri ve suyu ağızlarına götürmek, eşyaları kaldırmak ve tabi bir de koku almak için kullanırlar. Bu hortum, filin su içebilmesi veya vücudunun üstüne su püskürtebilmesi için 4 litre suyu tutma kabiliyetine de sahiptir.

    Öte yandan, filler kocaman eşyaları taşıyabilen hortumlarıyla minicik bir bezelye tohumunu bile koparıp, ağızlarında patlatarak içini yiyebilirler. Onların, kocaman cüsseleriyle böylesine incelik isteyen bir işi başarabilmeleri gerçekten de hayranlık vericidir. Birçok konuda işe yarayan bu hortum aynı zamanda hem uzun bir parmak, hem bir borazan hem de hoparlör olarak kullanılır.


    +
    Fillerin kulaklarının büyük olma nedeni ağır vücutlarında dolaşımda bulunan kanın bu büyük kulaklarında ki kılcal damarlar sayesinde soğumasıdır.

    Zürafalar için yerden su içmenin tehlikeli boyutlara ulaşması: Zürafalar yerden su içmek için bacaklarını açmak ve başını yere eğmek zorundadır.Hayvanlar arasında en büyük yüreğe (12 kg) sahip olduğu bilinen zürafanın başını yere eğmesi demek beynine giden kanın aniden azami bir seviyeye cıkmasını sağlar ve beyin bu basınca dayanamayabilirmiş.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Prokizya

    quote:

    Orjinalden alıntı: krayt_dragon

    Fillerin bazı özellikleri:
    Fillerin diğer hayvanlardan en büyük farkı hortumlarının olmasıdır. Bahçe hortumuna benzeyen bu uzun hortumun içinde 50 bin kas vardır. Evet yanlış duymadınız "50 bin" kas... Burun delikleri ise bu hortumun ucundadır. Filler, hortumlarını besinleri ve suyu ağızlarına götürmek, eşyaları kaldırmak ve tabi bir de koku almak için kullanırlar. Bu hortum, filin su içebilmesi veya vücudunun üstüne su püskürtebilmesi için 4 litre suyu tutma kabiliyetine de sahiptir.

    Öte yandan, filler kocaman eşyaları taşıyabilen hortumlarıyla minicik bir bezelye tohumunu bile koparıp, ağızlarında patlatarak içini yiyebilirler. Onların, kocaman cüsseleriyle böylesine incelik isteyen bir işi başarabilmeleri gerçekten de hayranlık vericidir. Birçok konuda işe yarayan bu hortum aynı zamanda hem uzun bir parmak, hem bir borazan hem de hoparlör olarak kullanılır.


    +
    Fillerin kulaklarının büyük olma nedeni ağır vücutlarında dolaşımda bulunan kanın bu büyük kulaklarında ki kılcal damarlar sayesinde soğumasıdır.

    Zürafalar için yerden su içmenin tehlikeli boyutlara ulaşması: Zürafalar yerden su içmek için bacaklarını açmak ve başını yere eğmek zorundadır.Hayvanlar arasında en büyük yüreğe (12 kg) sahip olduğu bilinen zürafanın başını yere eğmesi demek beynine giden kanın aniden azami bir seviyeye cıkmasını sağlar ve beyin bu basınca dayanamayabilirmiş.

    Alıntıları Göster
    İnsanda canlılardan, yok mu insana ait örnekler?

    Paylaşımlar için teşekkürler.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: phizikci

    İnsanda canlılardan, yok mu insana ait örnekler?

    Paylaşımlar için teşekkürler.

    Alıntıları Göster
    zürafaların ses telleri yokmus.

    insan vücudundaki damarların uzunlukları toplamı dünyanın çevresine esitmis.

    benden bu kadar...

    Belgesellerden ya da kitaplarda okuduklarımdan aklımda kalanları yazdığım icin sonlarıda mıs kullandım umarım anlatım bozukluğu yapmamısımdır.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: phizikci

    İnsanda canlılardan, yok mu insana ait örnekler?

    Paylaşımlar için teşekkürler.

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: phizikci

    İnsanda canlılardan, yok mu insana ait örnekler?

    Paylaşımlar için teşekkürler.


    Müthiş bir noktaya değinmişsin. Pek çok hayvanın hayretler içerisinde bırakan özellikleri var da insanın yok mu? İnsanlar hakkında bir belgesel yapılsa kaç saat sürerdi? Belgesel başlıyor ve adam şöyle sesleniyor: İnsan soyut düşünebilen bir canlıdır. Ayrıca insanlar gelişmiş bilinçleri gereğince farkındalık düzeyinin son aşamasında olan canlılardır. Belgesel burada sona erdi.

    İnsanların dünyasında müthiş gözlerin, hassas kulakların, hızlı koşmayı sağlayan ayakların pek bir yeri yok. Anlaşılan o ki hayvanlara kıyasla zeka ve düşünce dışında hiçbir artımız yok. Ya da var biz henüz keşfedemedik.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: iZCi_500

    quote:

    Orjinalden alıntı: phizikci

    İnsanda canlılardan, yok mu insana ait örnekler?

    Paylaşımlar için teşekkürler.


    Müthiş bir noktaya değinmişsin. Pek çok hayvanın hayretler içerisinde bırakan özellikleri var da insanın yok mu? İnsanlar hakkında bir belgesel yapılsa kaç saat sürerdi? Belgesel başlıyor ve adam şöyle sesleniyor: İnsan soyut düşünebilen bir canlıdır. Ayrıca insanlar gelişmiş bilinçleri gereğince farkındalık düzeyinin son aşamasında olan canlılardır. Belgesel burada sona erdi.

    İnsanların dünyasında müthiş gözlerin, hassas kulakların, hızlı koşmayı sağlayan ayakların pek bir yeri yok. Anlaşılan o ki hayvanlara kıyasla zeka ve düşünce dışında hiçbir artımız yok. Ya da var biz henüz keşfedemedik.

    Alıntıları Göster
    hadi benden de insanla ilgili şaşırtıcı bir bilgi

    Elektrik kablolarının iki kısımdan oluştuğunu hepimiz biliriz: İçeride genellikle elektrik akımının geçtiği bakır bir tel ve dışında kauçuk veya plastikten üretilen ve elektrik telinin kısa devre yapmasını önleyen bir tür yalıtım maddesi bulunur. Sinir hücresi bir elektrik kablosu ile tıpatıp aynı oluşuma sahiptir: İçeride insan vücuduna ait elektrik akımının geçtiği çok ince lifler, dışarıda ise Schwann kılıfı olarak bilinen ve kısa devreleri önleyen bir yalıtım malzemesi bulunmaktadır. Schwann kılıfı örneğin bir virüs nedeniyle zarar gördüğünde -tıpkı elektrik kablosunun kauçuk kılıfının çatlayarak ya da yanarak hasar görmesi gibi- insan vücuduna ait elektrik, dokular boyunca dağılır ve kişi kısmen ya da tümüyle felç olur.

    Tüm sinir lifleri elektrik ile yüklüdür. Dışarıdaki elektrik artı, içerideki ise eksi yüklüdür. Sinire dokunulduğunda, anında elektriksel bir atlama meydana gelir. Artı yüklü elektrik, sinir lifinin içine girerken, eksi yüklü elektrik sinir lifinin dışına doğru hareket eder. Eksi yüklü elektrik sinir lifi boyunca hareket ederek, bir elektrik akımı oluşturur. Bunun sonucunda bir kas ya da organ çalışır. Elektrik akımı iletildikten sonra herşey normal durumuna döner. Artı yüklü elektrik tekrar sinir lifinin dışına gider ve eksi yüklü elektrik içeriye döner. Bu sayede sinir lifi bir kez daha bir başka dokunuş ya da uyarıya hazır hale gelir.

    Bu elektriksel düzen sayesinde canlılığımızı sağlayan faaliyetler devam eder. Ancak bu düzen, burada özetlediğimizden çok daha detaylı, çok daha ince bir tasarıma sahiptir. Elektron mikroskobunun görüş gücü arttıkça, bilim adamlarını hayranlık içinde bırakan kompleks düzenler ortaya çıkar. Sinirleri oluşturan sinir hücreleri de benzersiz tasarımlarında şaşırtıcı detaylarla doludur ve Rabbimiz'in sonsuz gücünü sergilemektedir:

    ücudumuzu saran sinirler 'nöron' adı verilen yüzlerce, kimi zaman binlerce sinir hücresinden oluşurlar. Bir nöronun ortalama genişliği 10 mikrondur.4 (Bir mikron milimetrenin binde birine eşittir.) Bir insan beyninin içindeki 100 milyar nöronu, tek bir çizgi halinde yanyana getirebilseydik; 10 mikron genişliğindeki ve çıplak gözle görülemeyen bu çizginin uzunluğu tam 100 kilometre olurdu. Nöronların küçüklüğünü şöyle bir örnekle de gözümüzde canlandırabiliriz: Bir nokta işaretine 50 tane,5 bir iğne başına ise 30.000 tane nöron sığdırabilirsiniz.6

    [image][/image]
    Ayağınıza bir cismin batması ile, beyninizin acıyı algılaması arasında sadece saniyenin binde birkaçı kadar bir zaman farkı vardır. Fark edemediğiniz bu kısa süre içinde, ayak parmağınızdan beyninize mesaj iletilmiş olur. Böylece siz de ayağınızı, daha fazla zarar görmeden yerden çekersiniz.


    Nöronların tasarımı, vücuttaki uyarıları taşımak üzere hazırlanmıştır. Nöronların çoğunun görevi komşu nöronlardan sinyaller almak, daha sonra bunları bir başka nörona ya da hedef hücreye iletmektir. Nöronlar bir saniyede binlerce kez bu işlemi yaparak birbirleriyle haberleşebilirler.

    Bir nöron, duruma göre kapatılıp açılan bir elektrik prizine benzetilebilir. Tek başına bir nöron, sinir sisteminin birbiriyle bağlantılı elektrik devrelerinin içinde sadece çok küçük bir parçadır. Ancak bu küçük devreler olmadan canlılıktan söz etmek mümkün değildir. Alman Federal Fizik ve Teknoloji Enstitüsü'nde profesör olan Werner Gitt bu küçük alana sığdırılmış dev kompleksi şöyle tarif etmektedir:

    Eğer her nöronu tek bir iğne başı ile temsil ederek, sinir sistemini bir elektrik devresiyle anlatmak mümkün olsaydı, böyle bir devre şeması için birkaç km2'lik bir alan gerekecekti... Tüm dünyayı saran telefon ağından birkaç yüz kat daha kompleks olacaktı.7

    Tüm nöronlar; bir çekirdek, elektrik sinyalleri taşıyan 'dendrit' adı verilen kısa lifler ve sinyalleri uzağa taşıyan 'akson' adı verilen uzun bir lif içerirler. İplik kadar ince olabilen sinir hücresi, yaklaşık 1 metre uzunluktadır. Bazen mesajlar, sinirler boyunca çok daha uzun mesafeler kat etmek zorunda kalır.8

    Bir nöron gövdesini, ileri teknolojiye sahip bir telefon santraline benzetmek mümkündür. Ancak bu hücresel telefon santrali 0.004 ile 0.1 milimetre arasında değişen boyutlarıyla ve geniş çaplı iletişim mekanizmalarıyla günümüz dünyasında eşi olmayan bir tesistir. Nöronlarda diğer hücrelerden farklı olarak dendrit ve aksonlar yer alır. Akson ve dendritler de sözü edilen muazzam tesisin diğerleriyle iletişimini sağlayan haberleşme hatlarını meydana getirirler. Dendritler mesaj alırken, aksonlar mesaj gönderirler.

    Bir nöronun uyarı göndermesi saniyenin binde biri kadar kısa bir süre içinde gerçekleşir. Bu nedenle bir nöronun saniyede 1.000 sinir uyarısı göndermesi mümkündür. Fakat genel olarak saniyede 300-400 kadar uyarı gerçekleşir.9 En büyük ve kalın sinir lifleri, elektriği saniyede 150 metre hızla iletirken, en ince olanlar saniyede 90 metre hızla iletir.10 Bir nöronun içinde bilginin bozulmadan taşınması ve gerekli yerlere iletilmesi son derece şaşırtıcı bir durumdur. Ancak söz konusu olayların gerçekleşme sürati en az bunlar kadar hayret verici bir olaydır. Bir an için vücudumuzdaki tüm kompleks sistemlerin var olduğunu ancak sinir hücrelerimizdeki bilgi iletiminin daha yavaş olduğunu düşünelim:

    Baktığınız manzaranın güzelliğini, yediğiniz yemeğin tadını, dokunduğunuz yerin parmağınızı yakacak kadar sıcak olduğunu saatler sonra algıladığınızı ya da size sorulan bir soruyu anlayıp cevap vermenizin onlarca dakika sürdüğünü... Karşıdan karşıya geçmek, araba kullanmak, çatalınızı ağzınıza götürmek, beğendiğiniz bir kıyafet hakkında yorum yapmak ve daha sayfalarca örneklendirebileceğimiz sayısız davranış ve düşünce, yaşantınızda ciddi boyutlarda uyumsuzluğa, hatta hayatınızı tehlikeye atacak durumlara dönüşebilirdi. Zamanlamanın algıladığımız olay ve konuşmalarla uymaması, bizim için hayatı yaşanmaz bir hale getirebilirdi. Üstelik burada sadece istemli olarak yaptığımız davranışları dikkate aldık. Bir de vücudumuzun kalp atışı gibi irademiz dışındaki faaliyetleri vardır ki, bunlarla ilgili sinyallerin yavaşlaması hayati sonuçlar doğurabilirdi.


    4. Eric H. Chudler, "The Hows, Whats and Whos of Neuroscience", 2001;http://faculty.washington.edu/ chudler/what.html.
    5. Eric H. Chudler, "The Hows, Whats and Whos of Neuroscience", 2001;http://faculty.washington.edu/ chudler/what.html.
    6.http://www.morphonix.com/software/education/science/brain/game/specimens/neurons_building_blocks.html
    7. Werner Gitt, The Wonder of Man, CLV Publishing, Germany, 1999, s. 82; [Craig Savige, "Electrical design in the human body";
    answers in genesis
    Electrical design in the human body
    http://www.answersingenesis.org/creation/v22/i1/electrical.asp
    ]
    8.http://www.ics.uci.edu/~junkoh/alzheimer/neuron-synapse.html
    9. Tortora, G.J., Anagnostakos, N.P., Principles of Anatomy and Physiology, Harper & Row, New York, 1981, s. 29; [Craig Savige, "Electrical design in the human body";
    answers in genesis
    Electrical design in the human body
    http://www.answersingenesis.org/creation/v22/i1/electrical.asp
    ]
    10.http://www.kundalini-tantra.com/physics1.html

     Sizi Hayretler içinde bırkan canlıların özellikleri


     Sizi Hayretler içinde bırkan canlıların özellikleri




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Bbeyi

    hadi benden de insanla ilgili şaşırtıcı bir bilgi

    Elektrik kablolarının iki kısımdan oluştuğunu hepimiz biliriz: İçeride genellikle elektrik akımının geçtiği bakır bir tel ve dışında kauçuk veya plastikten üretilen ve elektrik telinin kısa devre yapmasını önleyen bir tür yalıtım maddesi bulunur. Sinir hücresi bir elektrik kablosu ile tıpatıp aynı oluşuma sahiptir: İçeride insan vücuduna ait elektrik akımının geçtiği çok ince lifler, dışarıda ise Schwann kılıfı olarak bilinen ve kısa devreleri önleyen bir yalıtım malzemesi bulunmaktadır. Schwann kılıfı örneğin bir virüs nedeniyle zarar gördüğünde -tıpkı elektrik kablosunun kauçuk kılıfının çatlayarak ya da yanarak hasar görmesi gibi- insan vücuduna ait elektrik, dokular boyunca dağılır ve kişi kısmen ya da tümüyle felç olur.

    Tüm sinir lifleri elektrik ile yüklüdür. Dışarıdaki elektrik artı, içerideki ise eksi yüklüdür. Sinire dokunulduğunda, anında elektriksel bir atlama meydana gelir. Artı yüklü elektrik, sinir lifinin içine girerken, eksi yüklü elektrik sinir lifinin dışına doğru hareket eder. Eksi yüklü elektrik sinir lifi boyunca hareket ederek, bir elektrik akımı oluşturur. Bunun sonucunda bir kas ya da organ çalışır. Elektrik akımı iletildikten sonra herşey normal durumuna döner. Artı yüklü elektrik tekrar sinir lifinin dışına gider ve eksi yüklü elektrik içeriye döner. Bu sayede sinir lifi bir kez daha bir başka dokunuş ya da uyarıya hazır hale gelir.

    Bu elektriksel düzen sayesinde canlılığımızı sağlayan faaliyetler devam eder. Ancak bu düzen, burada özetlediğimizden çok daha detaylı, çok daha ince bir tasarıma sahiptir. Elektron mikroskobunun görüş gücü arttıkça, bilim adamlarını hayranlık içinde bırakan kompleks düzenler ortaya çıkar. Sinirleri oluşturan sinir hücreleri de benzersiz tasarımlarında şaşırtıcı detaylarla doludur ve Rabbimiz'in sonsuz gücünü sergilemektedir:

    ücudumuzu saran sinirler 'nöron' adı verilen yüzlerce, kimi zaman binlerce sinir hücresinden oluşurlar. Bir nöronun ortalama genişliği 10 mikrondur.4 (Bir mikron milimetrenin binde birine eşittir.) Bir insan beyninin içindeki 100 milyar nöronu, tek bir çizgi halinde yanyana getirebilseydik; 10 mikron genişliğindeki ve çıplak gözle görülemeyen bu çizginin uzunluğu tam 100 kilometre olurdu. Nöronların küçüklüğünü şöyle bir örnekle de gözümüzde canlandırabiliriz: Bir nokta işaretine 50 tane,5 bir iğne başına ise 30.000 tane nöron sığdırabilirsiniz.6

    [image][/image]
    Ayağınıza bir cismin batması ile, beyninizin acıyı algılaması arasında sadece saniyenin binde birkaçı kadar bir zaman farkı vardır. Fark edemediğiniz bu kısa süre içinde, ayak parmağınızdan beyninize mesaj iletilmiş olur. Böylece siz de ayağınızı, daha fazla zarar görmeden yerden çekersiniz.


    Nöronların tasarımı, vücuttaki uyarıları taşımak üzere hazırlanmıştır. Nöronların çoğunun görevi komşu nöronlardan sinyaller almak, daha sonra bunları bir başka nörona ya da hedef hücreye iletmektir. Nöronlar bir saniyede binlerce kez bu işlemi yaparak birbirleriyle haberleşebilirler.

    Bir nöron, duruma göre kapatılıp açılan bir elektrik prizine benzetilebilir. Tek başına bir nöron, sinir sisteminin birbiriyle bağlantılı elektrik devrelerinin içinde sadece çok küçük bir parçadır. Ancak bu küçük devreler olmadan canlılıktan söz etmek mümkün değildir. Alman Federal Fizik ve Teknoloji Enstitüsü'nde profesör olan Werner Gitt bu küçük alana sığdırılmış dev kompleksi şöyle tarif etmektedir:

    Eğer her nöronu tek bir iğne başı ile temsil ederek, sinir sistemini bir elektrik devresiyle anlatmak mümkün olsaydı, böyle bir devre şeması için birkaç km2'lik bir alan gerekecekti... Tüm dünyayı saran telefon ağından birkaç yüz kat daha kompleks olacaktı.7

    Tüm nöronlar; bir çekirdek, elektrik sinyalleri taşıyan 'dendrit' adı verilen kısa lifler ve sinyalleri uzağa taşıyan 'akson' adı verilen uzun bir lif içerirler. İplik kadar ince olabilen sinir hücresi, yaklaşık 1 metre uzunluktadır. Bazen mesajlar, sinirler boyunca çok daha uzun mesafeler kat etmek zorunda kalır.8

    Bir nöron gövdesini, ileri teknolojiye sahip bir telefon santraline benzetmek mümkündür. Ancak bu hücresel telefon santrali 0.004 ile 0.1 milimetre arasında değişen boyutlarıyla ve geniş çaplı iletişim mekanizmalarıyla günümüz dünyasında eşi olmayan bir tesistir. Nöronlarda diğer hücrelerden farklı olarak dendrit ve aksonlar yer alır. Akson ve dendritler de sözü edilen muazzam tesisin diğerleriyle iletişimini sağlayan haberleşme hatlarını meydana getirirler. Dendritler mesaj alırken, aksonlar mesaj gönderirler.

    Bir nöronun uyarı göndermesi saniyenin binde biri kadar kısa bir süre içinde gerçekleşir. Bu nedenle bir nöronun saniyede 1.000 sinir uyarısı göndermesi mümkündür. Fakat genel olarak saniyede 300-400 kadar uyarı gerçekleşir.9 En büyük ve kalın sinir lifleri, elektriği saniyede 150 metre hızla iletirken, en ince olanlar saniyede 90 metre hızla iletir.10 Bir nöronun içinde bilginin bozulmadan taşınması ve gerekli yerlere iletilmesi son derece şaşırtıcı bir durumdur. Ancak söz konusu olayların gerçekleşme sürati en az bunlar kadar hayret verici bir olaydır. Bir an için vücudumuzdaki tüm kompleks sistemlerin var olduğunu ancak sinir hücrelerimizdeki bilgi iletiminin daha yavaş olduğunu düşünelim:

    Baktığınız manzaranın güzelliğini, yediğiniz yemeğin tadını, dokunduğunuz yerin parmağınızı yakacak kadar sıcak olduğunu saatler sonra algıladığınızı ya da size sorulan bir soruyu anlayıp cevap vermenizin onlarca dakika sürdüğünü... Karşıdan karşıya geçmek, araba kullanmak, çatalınızı ağzınıza götürmek, beğendiğiniz bir kıyafet hakkında yorum yapmak ve daha sayfalarca örneklendirebileceğimiz sayısız davranış ve düşünce, yaşantınızda ciddi boyutlarda uyumsuzluğa, hatta hayatınızı tehlikeye atacak durumlara dönüşebilirdi. Zamanlamanın algıladığımız olay ve konuşmalarla uymaması, bizim için hayatı yaşanmaz bir hale getirebilirdi. Üstelik burada sadece istemli olarak yaptığımız davranışları dikkate aldık. Bir de vücudumuzun kalp atışı gibi irademiz dışındaki faaliyetleri vardır ki, bunlarla ilgili sinyallerin yavaşlaması hayati sonuçlar doğurabilirdi.


    4. Eric H. Chudler, "The Hows, Whats and Whos of Neuroscience", 2001;http://faculty.washington.edu/ chudler/what.html.
    5. Eric H. Chudler, "The Hows, Whats and Whos of Neuroscience", 2001;http://faculty.washington.edu/ chudler/what.html.
    6.http://www.morphonix.com/software/education/science/brain/game/specimens/neurons_building_blocks.html
    7. Werner Gitt, The Wonder of Man, CLV Publishing, Germany, 1999, s. 82; [Craig Savige, "Electrical design in the human body";
    answers in genesis
    Electrical design in the human body
    http://www.answersingenesis.org/creation/v22/i1/electrical.asp
    ]
    8.http://www.ics.uci.edu/~junkoh/alzheimer/neuron-synapse.html
    9. Tortora, G.J., Anagnostakos, N.P., Principles of Anatomy and Physiology, Harper & Row, New York, 1981, s. 29; [Craig Savige, "Electrical design in the human body";
    answers in genesis
    Electrical design in the human body
    http://www.answersingenesis.org/creation/v22/i1/electrical.asp
    ]
    10.http://www.kundalini-tantra.com/physics1.html

     Sizi Hayretler içinde bırkan canlıların özellikleri


     Sizi Hayretler içinde bırkan canlıların özellikleri


    Alıntıları Göster
    Hücrenin Elektrik Üreten Enerji Santralleri: Mitokondriler

    Bulunduğunuz yerden kalkıp yürümeniz, ayakta durmanız, nefes almanız, gözlerinizi açıp kapamanız kısacası hayatta olmanız için gereken enerji, hücrelerinizdeki 'mitokondri' denilen santrallerde üretilir. Fabrikalar için gerekli enerji ihtiyacı nasıl enerji santralleri tarafından sağlanıyorsa, vücudumuzun enerjisi de hücre içindeki mikro enerji santralleri olan "mitokondri" isimli bu organeller tarafından sağlanır. Mitokondri olmaksızın hücreler yapmaları gereken işlerin hiçbirini gerçekleştiremezler: Mitokondrisiz kas hücreleri hareket edemez, karaciğer hücreleri kanı temizleyemez, beyin hücreleri de emir veremezler.


    Hücrenin içinde proteinlerden oluşan mitokondri, tıpkı bir elektrik santrali gibi çalışır ve hücrenin faaliyetleri için gereken enerjiyi üretir. Mitokondri böylesine yoğun faaliyet içinde olmasına rağmen, bakıma ihtiyaç duymadan görevini sürdürür.
    Mitokondri neredeyse hücrenin tüm enerjisini üretir. Soluduğumuz oksijeni, yediğimiz gıdaları yakmak için kullanırlar. Tıpkı kömür ya da petrol kullanarak çalışan bir enerji istasyonu gibi mitokondri de elektrik üretmek için yanma sürecinde oluşan enerjiyi kullanır. Bu sayede hücrelerimiz gerçekten de elektrik enerjisiyle çalışmış olurlar. Mitokondrinin elektrikle çalışan makineleri çok küçüktür ve bu santrallerde, besinlerden elde edilen kimyasal enerjiler, hücrenin kullanabileceği enerji paketlerine dönüştürülür. Bu paketlere, hücre için çok kullanışlı bir enerji şekli olan "ATP" (adenozintrifosfat) adı verilir. Biyoenerji profesörü Peter Rich mitokondrilerde biyolojik elektron transferinin ATP senteziyle bağlantısını bilimsel yayınlardan Nature'da yayınlanan bir makalesinde şöyle açıklamıştır:

    Bir insan dinlenirken saatte yaklaşık 100 kilokalorilik (420 kilojul) güce ihtiyaç duyar. Bu da standart bir ampulden biraz daha fazla olan 116 watt'lık enerjiye eşdeğerdir. Fakat bu ihtiyaç biyokimyasal açıdan, mitokondrimizin karşılaması beklenen şaşırtıcı bir miktardır.1


    Mitokondri, soluduğumuz oksijeni kullanarak yediğimiz gıdaları yakar. Tıpkı kömür ya da petrol kullanarak çalışan bir enerji istasyonu gibi, mitokondri de yanma sürecinde oluşan enerjiyle elektrik üretir. Bu sayede hücreler, faaliyetlerini sürdürecekleri gerekli elektrik enerjisini elde etmiş olurlar.
    Mitokondri enerji üretim merkezi olarak görev yaptığı için farklı hücrelerde farklı sayıda mitokondri bulunur. Kaslarda ihtiyaç duydukları enerji miktarı nedeniyle çok sayıda mitokondri bulunur, fakat deri hücrelerindekilerin sayısı çok azdır. Eğer her hücrede sadece bir tane mitokondri olsaydı, bırakın hareket etmeyi hiç kımıldamadan yatsak bile vücuttaki metabolizma faaliyetlerinin gerçekleşmesi için gerekli 1.100-1.500 kalorilik enerjiyi bile sağlayamazdık. Bunun tipik örneği "Myastenia Gravis"denilen bir hastalıkta görülmektedir. Bu hastalar kasları felçli olduğu için hiç hareket edemezler. Çünkü mitokondrileri, hareket için gerekli olan enerjiyi sağlamak amacıyla bölünüp çoğalmazlar. Hücrelerinde yeterli sayıda mitokondri olmadığı için, az sayıdaki mitokondri, kasların hareketi için yeterli enerjiyi üretemez ve kaslar kasılma görevini yapamazlar. Sadece bu hastalık bile vücudumuzdaki hassas dengeleri ve bilinçli yaratılışın delilleri üzerinde düşünmemiz için yeterli bir örnektir.

    1 Peter Rich, "Chemiosmotic coupling: The cost of living", Nature, vol. 421, 6 Şubat 2003, s. 583.


     Sizi Hayretler içinde bırkan canlıların özellikleri




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Bbeyi

    Hücrenin Elektrik Üreten Enerji Santralleri: Mitokondriler

    Bulunduğunuz yerden kalkıp yürümeniz, ayakta durmanız, nefes almanız, gözlerinizi açıp kapamanız kısacası hayatta olmanız için gereken enerji, hücrelerinizdeki 'mitokondri' denilen santrallerde üretilir. Fabrikalar için gerekli enerji ihtiyacı nasıl enerji santralleri tarafından sağlanıyorsa, vücudumuzun enerjisi de hücre içindeki mikro enerji santralleri olan "mitokondri" isimli bu organeller tarafından sağlanır. Mitokondri olmaksızın hücreler yapmaları gereken işlerin hiçbirini gerçekleştiremezler: Mitokondrisiz kas hücreleri hareket edemez, karaciğer hücreleri kanı temizleyemez, beyin hücreleri de emir veremezler.


    Hücrenin içinde proteinlerden oluşan mitokondri, tıpkı bir elektrik santrali gibi çalışır ve hücrenin faaliyetleri için gereken enerjiyi üretir. Mitokondri böylesine yoğun faaliyet içinde olmasına rağmen, bakıma ihtiyaç duymadan görevini sürdürür.
    Mitokondri neredeyse hücrenin tüm enerjisini üretir. Soluduğumuz oksijeni, yediğimiz gıdaları yakmak için kullanırlar. Tıpkı kömür ya da petrol kullanarak çalışan bir enerji istasyonu gibi mitokondri de elektrik üretmek için yanma sürecinde oluşan enerjiyi kullanır. Bu sayede hücrelerimiz gerçekten de elektrik enerjisiyle çalışmış olurlar. Mitokondrinin elektrikle çalışan makineleri çok küçüktür ve bu santrallerde, besinlerden elde edilen kimyasal enerjiler, hücrenin kullanabileceği enerji paketlerine dönüştürülür. Bu paketlere, hücre için çok kullanışlı bir enerji şekli olan "ATP" (adenozintrifosfat) adı verilir. Biyoenerji profesörü Peter Rich mitokondrilerde biyolojik elektron transferinin ATP senteziyle bağlantısını bilimsel yayınlardan Nature'da yayınlanan bir makalesinde şöyle açıklamıştır:

    Bir insan dinlenirken saatte yaklaşık 100 kilokalorilik (420 kilojul) güce ihtiyaç duyar. Bu da standart bir ampulden biraz daha fazla olan 116 watt'lık enerjiye eşdeğerdir. Fakat bu ihtiyaç biyokimyasal açıdan, mitokondrimizin karşılaması beklenen şaşırtıcı bir miktardır.1


    Mitokondri, soluduğumuz oksijeni kullanarak yediğimiz gıdaları yakar. Tıpkı kömür ya da petrol kullanarak çalışan bir enerji istasyonu gibi, mitokondri de yanma sürecinde oluşan enerjiyle elektrik üretir. Bu sayede hücreler, faaliyetlerini sürdürecekleri gerekli elektrik enerjisini elde etmiş olurlar.
    Mitokondri enerji üretim merkezi olarak görev yaptığı için farklı hücrelerde farklı sayıda mitokondri bulunur. Kaslarda ihtiyaç duydukları enerji miktarı nedeniyle çok sayıda mitokondri bulunur, fakat deri hücrelerindekilerin sayısı çok azdır. Eğer her hücrede sadece bir tane mitokondri olsaydı, bırakın hareket etmeyi hiç kımıldamadan yatsak bile vücuttaki metabolizma faaliyetlerinin gerçekleşmesi için gerekli 1.100-1.500 kalorilik enerjiyi bile sağlayamazdık. Bunun tipik örneği "Myastenia Gravis"denilen bir hastalıkta görülmektedir. Bu hastalar kasları felçli olduğu için hiç hareket edemezler. Çünkü mitokondrileri, hareket için gerekli olan enerjiyi sağlamak amacıyla bölünüp çoğalmazlar. Hücrelerinde yeterli sayıda mitokondri olmadığı için, az sayıdaki mitokondri, kasların hareketi için yeterli enerjiyi üretemez ve kaslar kasılma görevini yapamazlar. Sadece bu hastalık bile vücudumuzdaki hassas dengeleri ve bilinçli yaratılışın delilleri üzerinde düşünmemiz için yeterli bir örnektir.

    1 Peter Rich, "Chemiosmotic coupling: The cost of living", Nature, vol. 421, 6 Şubat 2003, s. 583.


     Sizi Hayretler içinde bırkan canlıların özellikleri


    Alıntıları Göster
    kaynağı belirtseydin keşke , onu da ben belirteyim bari, olduğu gibi alınmış nasıl olsa.

    http://www.arastirma.org/MOC/index.php?secim=makale&m_id=1598

    (bir hy sitesi)




  • Beni hayretler içinde bırakan olay budur

     Sizi Hayretler içinde bırkan canlıların özellikleri


     Sizi Hayretler içinde bırkan canlıların özellikleri


     Sizi Hayretler içinde bırkan canlıların özellikleri


     Sizi Hayretler içinde bırkan canlıların özellikleri


     Sizi Hayretler içinde bırkan canlıların özellikleri


     Sizi Hayretler içinde bırkan canlıların özellikleri


     Sizi Hayretler içinde bırkan canlıların özellikleri




  • quote:

    Orijinalden alıntı: nuguko

    Beni hayretler içinde bırakan olay budur

     Sizi Hayretler içinde bırkan canlıların özellikleri


     Sizi Hayretler içinde bırkan canlıların özellikleri


     Sizi Hayretler içinde bırkan canlıların özellikleri


     Sizi Hayretler içinde bırkan canlıların özellikleri


     Sizi Hayretler içinde bırkan canlıların özellikleri


     Sizi Hayretler içinde bırkan canlıların özellikleri


     Sizi Hayretler içinde bırkan canlıların özellikleri
    quote:

    Orjinalden alıntı: nuguko


    Beni hayretler içinde bırakan olay budur

     Sizi Hayretler içinde bırkan canlıların özellikleri


     Sizi Hayretler içinde bırkan canlıların özellikleri


     Sizi Hayretler içinde bırkan canlıların özellikleri


     Sizi Hayretler içinde bırkan canlıların özellikleri


     Sizi Hayretler içinde bırkan canlıların özellikleri


     Sizi Hayretler içinde bırkan canlıların özellikleri


     Sizi Hayretler içinde bırkan canlıların özellikleri






  • quote:

    Orijinalden alıntı: krayt_dragon

    quote:

    Orjinalden alıntı: nuguko


    Beni hayretler içinde bırakan olay budur

     Sizi Hayretler içinde bırkan canlıların özellikleri


     Sizi Hayretler içinde bırkan canlıların özellikleri


     Sizi Hayretler içinde bırkan canlıların özellikleri


     Sizi Hayretler içinde bırkan canlıların özellikleri


     Sizi Hayretler içinde bırkan canlıların özellikleri


     Sizi Hayretler içinde bırkan canlıların özellikleri


     Sizi Hayretler içinde bırkan canlıların özellikleri




    Alıntıları Göster
    Akrepler yavrularını sırtında taşır diye biliyorum.

    Ayrıca akrepler zorda kalırsa öldürülmektense kendi kendini sokarak intihar edermiş.

    Fotoğraflar harika.Sağolasın.




  • 
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.