🇹🇷TSK'nın Suriye - Irak Harekatları💥(MSB: Türkiye için ateşkes asla söz konusu değil )-[ANA KONU] (416. sayfa)

Bi sey aldiklari yok.imaj tazeleme aciklamalari.

Abileri emir verince lübnan sinirina odaklandilar.iranli guclerin suriyeye donmeleri engelleme emri aldilar.

beklenen haber geldi:

SELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol:

Zırhlı araçları FPV dron saldırılarına karşı koruyabilecek radarıyla, optiğiyle, akıllı mühimmatıyla entegre bir çözüm üzerinde çalışıyoruz.

Kısa zamanda çıkarmayı hedeflediğimiz bu sistemle zırhlı araçlarda FPV dron tehlikesine karşı bir kalkan oluşturmayı amaçlıyoruz.

Trt Haber / Sertaç Aksan

x (formerly twitter)

x.com

https://x.com/KeremHok/status/1891841703050445200

Eğer gerçekleşirse Ordu içinde ordu nasıl olacak. Merkezi yönetimin bunları kuzey hattından alması lazım . 100 bin kişiyi ülkenin en ücra köşelerine dağıtıp eritebilirse bu iş olabilir. Toplu halde bunlara bir köşede birlik olarak durun denirse güç birikimi ve rekabet kaçınılmaz olur.. Bir araya gelemeyecek şekilde Dağıtmak lazım bunları...

Pençe-Kilit Bölgesinde 1 Askerimiz Şehit Oldu - Memurlar.Net

1 şehit diye haber düşmüş.

umarım bu sayı doğrudur.

fakat AKP iktidarının, toplumsal öfkeyi yönlendirmek / kontrol etmek için

sayıları yavaş yavaş arttırarak açıkladığına defalarca şahit olduk.

o yüzden açıklamalarına bir türlü güvenemiyorum.

Suriye'nin güneyinde, Ürdün sınırındaki Suveyda kentinde

Dürzi'ler Özerklik ilan etti.

kendi askeri meclislerini kurup, Suriye devletinin yetkilerini kısıtladı.

İsrail

HTŞ veya Yeni Suriye Ordusunun Şam'ın güneyine inmesine müsaade etmeyeceklerini, güney suriyenin askerlerden arındırılmasını istedi.

İsrail'in bölgedeki mevzilerini koruyacağını açıkladı.

Güneydeki Deraa, Suveyda, Kuneytra şehirlerinin tamamen askersizleştirmesini gerektiğini söyledi.

ayrıca Dürzi'lerin, İsrail'in koruması altında olduğunu belirtti.

merkezi hükümetin SDG'den sonra bir de İsrail güdümündeki Dürzilerin ayrılma talepleriyle başetmesi çok zor.

bakalım neler olacak.

“Müslümanlar, Yahudilerle savaşmadıkça kıyamet kopmaz. Bu savaşta Müslümanlar Yahudileri öldürürler. Hatta bir Yahudi; taşın, ağacın arkasına gizlenir. Bunun üzerine o taş, o ağaç, ‘Ey Müslüman, ey Allah’ın kulu! İşte arkamda bir Yahudi! Gel, onu öldür!’ der. Yalnızca garkad bir şey söylemez. Zira o, Yahudilerin ağaçlarındandır.

Yeni Suriye yönetimi Kıbrıs rum kesimini resmi olarak tanımış. Kuzey kıbrısı tanımış mı acaba? Suriyeyi aldık diyen troller cevap versin.

x.com

https://x.com/karakutuihbar/status/1893952126398992668

Malum kişinin açıklamasından sonrası, TSK'nın teşrin barajı bölgesinde atışları bildiriliyor

SURİYE POLİTİKASI HEP İFLASTI HALA İFLAS .

Kardeşim ordularınla gireceksin pkkyı öldüreceksin bu kadar basit gerekirse amerikalı öldüreceksin . Sonra da israil ordusunun önüne dikileceksin hadi gel bakalım dötün yiyorsa diyeceksin .

Bu iş cölanilerle , htş ile olmaz güç ile olur .

PKK ve YPG silah bırakmaz. Bırakanlar olacaktır ama yekten bu 2 örgütün lav edilmesi söz konusu olmaz.

Burada bölücübaşının etkisinin bittiği durumu yaşanacak PKK ve YPG tarafında. PKK zaten parayla maşa olarak kullanılan bir örgüttü. apo önceside apo sonrasıda bu böyleydi. YPG'de ABD'nin oluşturduğu bir terör örgütü oldu ancak PKK ile YP arasında uzun yıllardır hep önder ve lider kavgaları yaşandı. PKK'ya göre apo önder, Mazlum Abdi ise liderdi. YPG saflarında olanlar ise Mazlum Abdi'yi 2. önder olarak hep gördü ve bu ayrışım örgüt içinde silahlı çatışmalara varan büyük kavgalara sebeb oldu.

YPG son 15 yılda Mazlum Abdi'yi önder olarak görmeyen çok sayıda PKK'lıyı ortadan kaldırtmak adına MİT'e dolaylı yoldan bilgi sızdırdı. Vuran MİT yada TSK oldu, YPG içinse Mazul Abdi'nin iç düşmanları ortadan kaldırıldı ancak tüm sorumluluğu Türkiye'ye attılar.

Irak'daki PKK'lılar TSK tarafından her köşeye sıkıştıklarınd YPG'ye sığındılar. Çoğu YPG'e saflarına geçsede Esed rejimi çökünce Mazum Abdi YPG içindeki çoğu PKK'lıyı Suriye dışına sürdü. Bu işinede geldi zira kendisini önder olarak görmeyenleri Abdi istemiyordu. PKK'lılarda farklı yerlerde ya hücresel olarak köşeye çekilmeler yaptı yada dağa çıkıp TSK ile çatışarak öldü.

Kısacası PKK silah bırakmaz. Onlar için artık tek çare İran'a sığınmak. İran bu anlamda PKK'yı sahiplenmeyede iştahlı zira Esed rejiminin düşmesinden İran mollaları Türkiye'yi sorumlu tutuyor. Zaten 20 yıldır Suriye'de PKK'yı İran şia milis güçleri besledi ve korudu. İran hiçbir zaman Suriye'de Türkiye'ye yardımcı olmadı. PKK'nın elebaşlarınıda İran Kandil'de hep korudu ve çoğu zamanda İran'a geçmelerine izin verdi. Yani İran için PKK yabancı bir örgüt değil ve PKK içinde İran'la direkt çalışmak zor bir iş değil.

Bu tabloda PKK'nın silah bırakması süreci olumlu sonuçlanmaz.

Bu süreçte siyasi anlamda DEM partinin önü açıldı. apo istemiyor diye terör örgütlerine dur diyemeyen DEM parti şimdi bu örgütlerin silah bırakması adına aponun gölgesinde hareket ederek PKK'nın silah bırakması adına siyasi söylemlerde bulanacaklar. Bu durum DEM parti tabanını ne şekilde etkiler bunu göreceğiz ama apo ile adım atan DEM parti içinde farklı bir süreç yaşanacak zira DEM parti her köşeye sıkıştığında dağdaki teröristlere sığınıyorlardı. şimdi ise o teröristlerin silah bırakması adına siyaset yapacaklar çünkü emir onlar için önderlerinden geldi. DEM parti bu süreçte ya Türkiye'ye samimi davranıp önderlerinin lafından çıkmadan PKK'ya silah bıraktırmak için çaba sarf edecekler yada Türkiye'nin kestiği cezaya tek laf etmeyecekler.

Ancak vakitte çok dar. Bu sürecin uzaması Türkiye lehinede olmaz. Hazirana kadar somut bir gelişme yaşanmassa Türkiye beklemez.

Kişisel görüşümde, son yayınlanan toplu resimde görünen bölücü başının hasta olduğu izlenimi veriyor bana. Bence aponun ciddi bir hastalığı var ve öleceğininde farkında. DEM partide bunu illaki biliyordur ama söylemezler.

Türkiye'nin Suriye'de yapmaya hazırlandığı hareket ile bu sürecin denk gelmesi tesadüfi değil. Ahmed şara'nın Erdoğan ile görüşmesinde Suriye'deki dengeleri oluşturmak adına silahla değil diplomasi ile sorunları çözmek için vakit istemeside hiç tesadüfi değil bu süreçte. Zaten şuan Suriye'de YPG'nin talepleri Suriye hükümeti tarafından hep red edildi. YPG'de köşeye sıkıştı zira özerklik hayalleri suya düştü. Ahmet şara ise ekonomisi çökmüş olan, bozulmuş dış ilişkilerden tutunda İsrail tehtidininde baş göstermesiyle Suriye'yi stabil yönetmesi pek tabiki zor zira devlet yönetmek silahlı grup yönetmeye benzemiyor. Bu durumuda en çok YPG iyi gözlemledi bu yeni süreçte. Devlet kurmadan daha ziyade devlet yönetmenin zorluğu ve çeşitli handikaplarını YPG ve Mazlum Abdi görüyor artık. Dolayısıyla kendilerine göre en az kayıpla Suriye ordusuna entegre olmak adına adım atıyorlar ancak karşılıkda bulamıyorlar. aponun son açıklamalarıda zaten bu görüşe birebir örtüşüyor. apo özerklik konusunu kapadığını söylüyor, yani PKK'dan daha ziyade Mazlum Abdi'ye mesaj yolluyor. Mazlum Abdi'nin de bu süreçte atacağı adımlar Türkiye'nin atacağı adımları netleştirecek askeri hareket yapmak adına ancak Türkiye'nin önceliği Suriye'dek sorunların silahla değil, diplomasi ile çözebilmek. Ahmed şara'da bu anlamda Türkiye'den zaman istedi, Türkiye'de şuan o vakti tanıyor. Ancak o vaktinde ucu açık değil..Karşı tarafın cevaplarını görmek gerek. Gerçi cevaplar belli fakat usülen beklenilecek benim gördüğüm.

- Terör örgütü YPG'nin Elebaşı Mazlum Abdi:

"Öcalan'ın çağrısı Suriye'deki grupları kapsamıyor."

"Kendilerini fesih etme kararı PKK’ya aittir. Suriye'dekiler olarak durumumuz farklıdır."

"Suriye Rejimi ile ne yapacağımıza dair yöneticilerimiz oturup kararlarını vereceklerdir."

kaşınan olursa kaşımaya devam zaten.

kendileri bilir. devlet tetikte

Ben biraz inceledim çağrının çok eleştirilecek bir yanını görmedim. Yalnız şu an Türkye'de bir Pkk sorunu yok yani Türkye'de Pkk silah bıraktının bir karşılığı yok. Irak ve Suriyedekilerin bunu kabul etmesi önemli.

Daha tartışmalı olan nokta ise Türkiye'nin de Pkk/Pyd'yi birbirinden ayırıp Pyd'yi tanımasını sağlanması. Amerika uzun süredir bunun için bastırıyor.

Yani pazarlık masasında siz Suriye'de ki özerk yapıyı tanıyacaksanız karsılığında Pkk lagvedilicek Türkiye'ye saldırmayı bırakacak deniyor gibi bir hava sezdim.

Pyd bir bütün olarak Suriye' ye katılırsa yani Pyd güçlerinin emir komuta zinciri dağılmadan, Pyd'nin özerk yapısı korunarak Suriye'ye dahil edilirlerse Suriye parçalanmış olacak bizde Pkk'nın saldırılarını kesmesi vaadi ile bu yapıyı tanıyacagız.

Bu Türkiye'nin istediği sonuç değil ama sahada Amerika bulunduğu için elde edilebilecek en iyi sonuç olarak görülüyor. Suriye yönetimi ise yeniden güçlenip otoritesini tüm Suriye'ye dayatabilecek hale gelene değin görüntüde bile olsa Suriye'nin birliğini korumaya calışıyor. Nitekim son derece hassas bir durumdalar ülkede ekonomi, altyapı ve askeriye tamamen çökmüş halde ve zamana ihtiyaçları var.. Ne İsrail ile ne Pyd ile çayışacak durumda değiller.

Demokrasi paradoksu böyle bir şey işte. Suriye'de tam demokrasi olacaksa bu fiili Kürdistan demektir. Suriye'de PKK ile Kürtler ayrılıp PKK yok edildiğinde ortaya "Hepimiz Arabız" diye bir sonuç çıkmayacak.

Savaştan bıkmış Suriye halkı Araplar ile Kürtlerin eşit şartlar altında anayasal bir yapıyı kabul ederse Türkiye boşa düşer. O yüzden mecburen Türkiye de bazı adımları atmak zorunda. Demokrasi, eşitlik, evrensel hukuk kuralları filan diyorsan bunun sonucu olarak istemesen de bir anlaşmaya varmak zorunda kalırsın.

O böyle oldu, bu böyle oldu demenin bir geçerliliği yok. Silahlı mücadele bitiyor, ama siyasi mücadele daha şiddetlenerek devam edecek. Kürt sorunu denilen şey neyse o sorun Irak ve Suriye'de çözülünce kaçınılmaz olarak sıra Türkiye'ye gelecek. Şu an Irak'da resmi Kürdistan, Suriye'de fiili Kürdistan, Türkiye'de kültürel Kürdistan olarak çözüm olmuş olacak. İlerde bu ülkelerden herhangi birinde siyasi bir tökezleme olursa bağımsız Kürdistanlar otomatikman oluşacak. İrak'da bu kısa vadede gerçekleşmiş olacak. Suriye'de orta vadede gerçekleştirilmesi hedefi var.

Yani artık bölgede Kürdistanlar kurmak için silaha teröre gerek yok. Çünkü zaten her türlü toplumsal, siyasi zeminler oluşturulmuş. Ülkeleri bölmek için yapılan uzun vadeli planlar malesef tıkır tıkır işliyor.

Açıkçası tarihle ilgili en yanıltıcı konu geçmişe bakarak geleceği öngörebilme yanılgısına düşmektir.

Senin bahsettiğin gelecekte olabilecek tarihsel çizgilerden sadece bir tanesidir . Tarih bunun tam zıttı yani 100 yıl sonra ortada Kürdistan'a dair hiçbir yapının ayakta kalamadığı ve mevcut azınlıkların bulundukları ülkelerin içinde erimesi şeklinde de evrilebilir. Bunu hiçbirimiz bilemeyiz sadece kendimiz ve ülkemiz için en iyisinin olması için çabalayabiliriz.

Bu tarz kehanetlerin mutlak gerçeklik olduğu sanrısından kurtulman için Karl Popper okumanı öneririm. Nitekim bu kafayla hareket edip yani bizim yolumuz kaçınılmaz deyip bahsettiğimiz düşüncedeki insanlar kendileri için büyük bir felaketede neden olabilir .

Suriye meselesi bambaşka bir denklemin konusu. Bu çerçevede yazdıklarına itiraz edebileceim bir husus yok. İsrail ile ya Haseke'de sınır komşusu olacaz ya da Golan'da. Olay bundan ibaret. Benim kanaatim ve temennim bu işin Golan'da biteceği yönünde. Türkiye buna müğsaade etmez , PYD'nin bizimle savaşacak durumu olsa çoktan yapardı, arkasına bakmadan kaçarlar... Uluslarası hukuk ta bizim lehimize işler, bu saatten sonra Türkiye orada işgalci de diyemezler...