🇹🇷TSK'nın Suriye - Irak Harekatları💥(H.Fidan:PKK-YPG silah bırakmassa harekat olacak)-[ANA KONU] (46. sayfa)

Hükümet samimiyle bu son harekat olur ve istediğini alır, uzatmanın alemi yok. TSK'nın kuvveti bellidir, bu durumun bu kadar uzamaması gerekiyordu.

Esed ile masaya tek bir ortamda oturulur benim görüşüm;

Yarım kalan barış pınarı harekatı planı tamamlanır,güvenli bölge oluşturup garantiye alınır ve belli koşullar oluşturulur ondan sonra esedle masaya oturulabilir çünkü böylesi bir senaryoda elinde bir koz olur ve belli şartlarda netleşir.

Dünyada diplomasi argümanı her zaman elinde olan kozları Hard Power kullanmadan karşı tarafa dikte edip anlaşma zemini arama sanatıdır.Elindeki kozlar yetersizse veya hiç yoksa diplomasi argümanıda işe yaramaz,bu her ülke için böyledir.Bazı durumlarda ise o diplomatik kozu Hard Power ile elde etmeye çalışırsın.Masada haklı olabilirsin,doğru olan diyaloğu kuran kişide olabilirsin ancak karşındaki ülkeler kendi çıkarları doğrultusunda senin haklılığını görmezden gelip üstüne senin elindeki haklarına göz diker bir politika izliyorsa bunu bertaraf etmek için çözümler üretmek zorunda kalırsın.Mesela ABD hemen hemen her konuda haksız olmasına rağmen gerek Hard power gücünü gerekse Soft Power gücünü kullanarak istediğini alabiliyor.Diplomaside şayet istediğini alamazsa Hard Power kartını masaya koyuyor.Olaya tersden bakalım; şayet ABD'nin Hard Power gücü bu denli güçlü olmasaydı diplomasisi kaileye alınırmıydı? bunun sağlamasını yapmakda çok kolay yaşanan bir örnekle; Yunanistan..Yunanlıların Hard Power gücü hiçbir zaman olmadı ama Soft Power,yani diplomaside hep iyiydiler.Ege ve Akdenizde yaşananlar yunanlıların sadece diplomasiyle yol alınmayacağını zira Türkiye'nin ordu gücünün kendilerinden çok iyi olduğunu görünce kumar oynadılar ve ülkelerinin en az 50 yılını ipotek ederek aşırı silahlanma yarışına girerek ekonomilerine adeta atom bombası koydular.

Bazı noktalara takılı kalıp gidiyoruz,mesela hala Suriye'yi esed hanedanının yönettiğini düşünüyoruz.Oysaki öyle değil.

şuan Suriye'yi Rusya ve kısmende İran yönetiyor.Bunu iyice görmediğimiz sürece muhattap olarak esed'i görmeye devam ederiz.

Peki Belar Esed neden ülkesini sattı? işte asıl sorulması gereken soru bu ve bu sorunun cevabı geçmiş tarih bilgilerinde saklı.

Esed hanedanının geçmişini bilmeden bu sorunun yanıtı görülemez.Öncelikle çoğu kesim esed ailesinin Arap olduğuna inanır,oysaki esed ailesi Arap kökenli değildir..

1800 lü yıllarda İran'dan Suriye'ye göç etmiş ve aslen farsi olan bir ailedir esed hanedanı ve şii mezhebine mensupturlar.Suriye'de bu şekilde İran'dan zamanında göç edip yerleşmiş çok sayıda farsi kökenli insan yaşamakta ve zamanla arap ve türkmenlerle iç içe yaşamaya adapte olmuşlardır.Ancak esed ailesi öyle değildir,farsi kökenlerine sıkı sıkıya bağlı şekilde yaşamışlardır.Baba esed döneminde İran devrimi sonrası Suriye-İran ilişkileri her zaman çok iyi ilerlemiş hatta İran kendi şia milislerinin İsrail'e karşı eylemlerinde Suriye'nin bazı yerlerinde baba esed'in izniyle kamplar kurarak eğitimler verdirmiştir.Baba esed'de İran'dan aldığı bu destekle kendi koltuğunu dahada sağlamlaştırmıştır.Daha o dönemde BAAS partisi içinde İran şia eksenli diplomatlar sokulmaya başlanmıştı ve Suriye'nin istihbaharat kolu olan El-Muhaberat içindede çok sayıda şia milisi görev alıyordu.

Baba esed döneminde özellikle Türkmen aşiretlere olan baskılarda bu dönemde sıklaşmıştı zira Türkiye Fırat nehri üzerine yaptığı barajlar sebebiyle baba esed'i huzursuz etmişti çünkü su kaynaklarının kısılması riski söz konusuydu ve baba esed baraj yapılmasını kabul etmiyordu.Düşünün kendi ülkemiz sınırı içinde baraj yapıyoruz ve Suriye lideri baba esed tehditvari açıklamalarla Türkiye'ye göz dağı veriyodu daha o dönemler.Barajlar kuruldu,faaliyete geçti,peki sonra ne oldu? baba esed Türkiye'ye düşman PKK terör örgütüne ülkesine kapılarını açtı.Kamplar kurdurdu,Beka vadisi kampında öcalana koruma verdirdi.90lı yıllarda sınırımızda yaşanan PKK saldırılarının %90 kadarı Suriye'deki kamplarda eğitilen teröristler tarafından yapılıyordu.Diplomasi sonuna kadar kullanıldı.ABD,İsrail ve avrupa ülkeleri Türkiye'yi yanlız bıraktı.En son kertede öcalanı koruyan baba esede 1997 yılında ültimatom verildi.Baba esedde öcalanı Suriye'den deport etti.Ancak bu olayın arkaplanında çok bilinmeyen kritik bir ayrıntı vardır.1997 yılındaki verilen ultimatomda Türkiye tek yumruk olmuştu.Yani Cumhurbaşkanında başbakanına,muhalefetinden TSK'sına kadar tek ses olunmuştu.Ayrıca Suriye'deki Türkmen aşiretlerde Türkiye'nin aldığı karara destek çıkmıştı.Olası bir bir savaşta baba esed yanında değil,Türkiye tarafında yer alacaklardı.Baba esed bunu gördü ve geri adım attı.Araya Mısır Cumhurbaşkanı Mübarek'i sokarak savaş istemediğini ve öcalanı deport edeceğini söyledi,öylede yaptı.Yani diplomasinin bittiği noktada o günlerde Türkiye Hard Power gücünü kullandı.Suriye'deki Türkmen aşiretlerin desteği ise en önemli kritik nokta oldu.Suriyede o dönem yaklaşık 2.7 milyon Türkmen yaşıyordu.

Yani ez cümle,Suriye'de yaşanan savaş özelinde bölgedeki Türkmenlere olan düşmanlığın bir sebebide 1997 olaylarından kaynaklanıyor.Beşer esed'de bunu unutmadı ve tüm Türkmen nüfusun üstünü çizdi.Bunda özellikle İran'ında etkisi çok çok büyüktür.İran burada hem ırksal hemde mezhepsel kartını arkaplanda hep onyadı esed ailesine,oynamayada devam edecek zaten.

Türkiye ise Suriye harekatlarına çok geç başlattı,2011 yılında patlak veren savaşda 2012-13 gibi müdahil olmalıydı.1997 yılında sırf öcalan için savaş ültimatomu veren Türkiye 2011 yılında başlayan ve terörizme dönene Suriye savaşını gereksiz diplomatik kaoslarla izlemekle yetindi.Ne zaman ABD PKK-YPG'ye tırlarla dolu silah yardımı yapıp terör örgütlerini büyüttü,Türkiye'nin gözü o zaman açıldı.Sınırlar içinde düşmeye başlayan füzeler sonrası harekatlar başlatıldı.Seneler sonra..Zaten o roketler ülkemize düşüp can almaya başladığı gün diplomasi muhabettide son bulmuştu.şimdi terkardan diplomasi kurulmak isteniyorsa Türkiye'nin belli alanlarda hakimiyet kurması şart,aksi taktirde anlamsız politik kaoslar içinde sürüklenmeye devam ederiz.

Haseke de falan da birbirlerine karşı savaştılar. Araları hâlâ limoni. Yok adam kendisi federasyona veya özerkliğe karşı olduğunu söyledi kaç kez zaten.

Benim bahsettiğim masaya oturma olayı hali hazırda tüm pkk/ypg/pyd mevzileri alındıktan SDG diye bir yapılanma yok edildikten sonra için geçerli. Fakat bunları yaparken rejim ile uğraşmamak için şimdiden Esad'a temel amacımızın ne olduğunu konuşmak lazım. Bizi Suriye'de ilgilendiren meseleler terör devletinin kurulmaması ve oradaki Türkmenler. pkk/ypg/pyd'yi temizledikten sonra Türkmenlere dokunulmayacağının ve bir daha terör yapılanmasına izin verilmeyeceğinin garantisini Esad'dan alırsın.

Hatta sağlam diplomasi bilen birisi başta olursa orada bir Türkmen bölgesi bile oluşturabilirsin. Tabi kendimce bunu yapabilecek kabiliyette ne muhalefet nede iktidar var.

Türkiye iç savaşa en başından beri müdahildi. Muhaliflere o kadar yardım nereden geldi sanıyorsun. Adamların komutanları bizim hastanelerde tedavi gördüler. Askerleri bizim kamplarda eğitim aldılar. Bizim verdiğimiz silahları kullandılar.

şimdi bazı yerlerde haberler geçiyor.Bloomberg'deki bri habere göre Türkiye 910 km lik sınırın en az üçte ikilik kısmı kontrol altına almak istiyor.Buna göre yeni harekat planında Fırat’ın doğusunu ve batısındaki bölgeleri kontrol etmek için Kobani’yi almak. Birde Azez batısındaki Minnig hava üssü kontrolü.Türkiye burada Rusya ile işbiliği edip karşı çıkmasına engel olmak adına M4 karayolunun güneyindeki bazı üslerden çekilebilir.Zaten Ruslar bu hafta içinde devriye rotalarınıda bu minvalde değiştirdi (bunu paylaşmıştım).Yani bazı emareler var ama netlik yok.şayet bu olursa zaten barış pınarı harekat planında istenilen birçok hedef kontrol altına alınır ancak %100 istenilen gerçekleşmez.

Görünen tabloda haseke,kamışlı ve kobani eksenli bir harekat icra edilecek gibi duruyor.Bu bölgelerde hakimiyet kurmak dahi PKK-YPG için çok büyük darbe olacakdır.PKK-YPG kendine yetemeyen ve daimi surette ABD desteği ile ayakta kalan bir terör örgütü.ABD desteği kesmese dahi bir takım destek kısmaları yapsa örgüt içinde kaotik bir durum oluşur.Zaten şuan bile onca silah almalarına rağmen örgütten kaçan çok kişi var.şayet TSK haseke,kamışlı ve kobaniyi kontrol ederse çok net taşlar yerinden oynar bölgede.PKK-YPG içinde dağılmalar daha fazla yaşanır.şuan en riskli bölge tel rıfat.Orada yaklaşık 20 bin milis gücü var.Karşı atakların çoğu ordan gelecek ve buna göre hazırlanıldı.Bizim harekatta en büyük sorunumuz hava sahası kullanım durumumuz.Rusya muhtemelen belli bir süre içinde TSK'ya açık kapı bırakacak harekat için.Ben harekatın çok uzun süreceğinide sanmıyorum bu sefer.Yeni silahlar ve araçlarımız var önceki barış pınarı harekatına göre ve sayısal olarakda daha tahkimatlı mevzilenmler oluşturuldu.Kritik günler içindeyiz,bu süreçte muhtemelen atılacak adımların son planları hem diplomatik hemde askeri alanda yapılıyor diye düşünüyorum.

Bu tip eylemler patron olan tarafın çıkarına ters düşmüyorsa, aksine çıkar sağlıyorsak yapılır.

Amerika'nın pyd'ye eğitim vermesi, silah vermesi gibi, rusya'nın benzerini esad'a yapması gibi, çeşitli batı ülkelerinin Türkiye'ye karşı bol bol pkk'yı maddi ve silah bakımından yıllardır beslemesi, hatta eğitmesi gibi.

Yani herkes kendi çıkarı doğrultusunda birilerini besler, silahlandırır, eğitim verir. Şu an pkk mevzilerini ÖSO'da bol bol vuruyor, Türk askeri gidip efor sarfedeceğin OSÖ efor sarfediyor, zararımızı daha azaltmış oluyoruz.

Geçtiğimiz yıllarda Suriye'deki ışid'cilere Amerikan uçaklarından mühimmat atılmıştı, fotoğraflarla haberlere çıkmıştı. ABD dedi ki yanlışlıkla oldu, ulan sen her alanda son teknolojiyi kullanan ABD'sin, ışidcilere yanlışlıkla mı mühimmat attın yani?  Tabi herkes yemiş numarası yaptı, mecbur...

Yani demek istediğim, her güçlü ordu kendine bir jandarma bulur. Bizimki de o hesap.

Batılıların stratejilerinin bir benzerini uygulayabilecek kabiliyete sahip oluşumuz sevindirici bir şey. Esad'da bu kadar olaya rağmen birilerinin kuklası olmasa orada 2 dakika hayatta kalamazdı zaten.

savaşa müdahil olan tek ülke bizmişiz gibi yorum yapmanız yanlış.İran bu savaşın neresindeydi ve kime destek verdi en başında? yada Rusya veya ABD'nin PYD-YPG oluşumlarında?

Türkiye elbette tarihsel bazdada bağı olan Türkmen aşiretler ile iletişeme geçecekdi,öylede oldu.Kamuoyunda Suriye savaşını başlatan ve savaşın müsebbihininde Türkiye olduğu algısında olmakda yanlış.

Savaşın seyrini ve gidişatını Rusya,İran ve ABD değiştirdi.Bu gerçeği kabul etmediğimiz sürece zaman kaybetmiş oluruz.Bu 3 ülke savaşı durduracak adımları atsa,teröre destek vermesede ve ülkede şeffaf seçimler için heryeri yakıp yıkmasa 10 yıl süremezdi bu savaş.

Önceki mesajımdada belirttim,savaşı biterecek güç esed değildir,esed vitrinde görünen bir piyondur.Onu destekleyen Rusya ve iran Suriye'deki savaşı körükleyen asıl unsurlardır.Aradada ABD gücünü vekaleten PYD-YPG yürütmekte.Bütün bunlar bir araya getirildiği zaman tüm suç Türkiye'ninde değil.Yanlışlar yapıldı geçmiş zamanda ama Suriye konusunda sadece diplomasi ile çözüm aranması bana göre afaki bir düşünce şu saaten sonra.Tarafların niyetleri ve sahadaki uygulamaları açıkça görülürken masaya oturalım diplomasisi yapmakda popülist siyaset yapmakdır benim görüşüm.

🔥-Rus savaş uçakları İdlib kuzeyindeki Kâh kampını vurdu. Hatay’a 2-3 km uzaklıktaki mülteci kamplarını 5 kez hava saldırısı yaptı.Gelen bilgilere göre şuan herhangi bir kayıp yok.

🔥-Rus jetleri ÖSO'ya ya ait bir üssü vurdu.

QalaatMtwitter

“Syria: Russia just struck a SNA base with a massive airstrike on border btwn Greater Idlib & region of Afrin. Thermobaric ordnance likely used. https://t.co/OqTUuSqb9M”

https://twitter.com/QalaatM/status/1453356034932813825

NOT:Geçtiğimiz gün Ukrayna ordusu Donbass'ta Ruslara ait bazı panstir ve bataryaları TB2 SİHA'larda vurdu.Rus güçleri hiçbir şey yapamadı.Rus dıişleri bakanlığı konu ile alakalı Türkiye'nin Ukrayna'ya SİHA tedariği yapmaya devam etmesinin ilişkileri bozabilceği uyarısında bulundu.Bugün ise Ruslar Türkiye sınırına yakın mülteci kamplarını hedef alarak bir nevi mesaj veriyor gibi görünüyor.

Pars Plustwitter

“TB2 SİHA’lar ilk kez Donbass’ta kullanıldı Ukrayna Kaynakları: “Ukrayna Ordusuna ait Bayraktar TB2 SİHA’lar, Donbass’ta Rus yanlısı ayrılıkçılara ait bir topçu bataryasını vurdu.” https://t.co/30TLIxCq0K”

https://twitter.com/Pars_Pluss/status/1453044995762626569

Orası öyle ama şöyle bir sıkıntı var. Suriye'nin, İran'ın, Irak'ın ve Türkiye'nin merkezi rejiminin altını oyarsan ortaya bir Kürt devletinin çıkmaya çalışmasına şaşırmayacaksın. Türkiye de Suriye'deki bu oyma işinde kayda değer bir rol oynadı.

Öyle bir yorum yapmadım. ABD, İran, Rusya, Suudi Arabistan, Ürdün, İsrail, BAE, Türkiye ve Katar Suriye'deki iç savaşa en çok müdahil olmuş devletlerdir. Savaşın en başında muhaliflere bir yardım yapılmasaydı savaş bir iki seneye biterdi. Bizim de YPG diye bir derdimiz olmazdı.

Savaşın kısa zamanda bitmesi ayrı bir konu ama savaş bittikten sonra Türkiye aleyhine çıkacak sonuçlar ise ayrı bir konu olarak düşünülmesi gerekir.

Belki sizin dediğiniz gibi savaş erken bitebilirdi ancak sonra ortaya çıkacak sonuçlar yeni bir savaşı tekrar tetikleyecekdi zira ABD'nin kurduğu PYD-YPG oluşumunun nihayi istekleri belliydi.ABD bu durumuda Türkiye'yi olası bir Suriye savaşına girmesini engellemek içinde her türlü engeli baştan koyardı.

Benim görüşüm ise,Türkiye hiç bulaşmasaydı Suriye'ye göç sorunu yine yaşanacaktı.Hadi diyelim 5-6 milyon olmazdıda 2-3 milyon olurdu diyelim,yine sorun çözülmeyecekdi bu tavırla.Üstüne sınır terörünün artması kesin olacakdı,adamların elinde uzun menzilli füzeler var,askerin canı yanmasa sivillerin canı yanacakdı.TSK'nın da yapacağı tek şey (daha doğrusu o noktada zorunlu bırakılarak) 90lı yıllarda ABD'den izin alarak K.Irak'da yaptığı gir-çık sınır ötesi boş operasyonlardan öteye geçemeyecekdi.Boş diyorum çünkü o dönem TSK operasyonlarını önceden ABD haber veriyordu bölgeye ve TSK'da 30 kişilik terör yerlerinde 3-4 kişi buluyordu yada tamamen boşaltılmış kamplar görüyordu.

Irak demişken şunuda görmek lazım;

TSK artık K.Irak sınır hattı boyunca 140-150 km derinliğe kimseden izin almadan,serbest operasyonlar yapabiliyor.90larda bu limit en fazla 5-6 km lik bir alanda icra ediliyordu.Bu serbest hareketlilik PKK'nın bölgede gücünün bitme noktasına gelmesine,psikolojik olarak çökmesine ve çözülmesini sağladı.Yani Hard Power ile sonuç alındı.şimdi ise Suriye ekseninde benzer bir ilerleyiş sağlanmak isteniliyor zira karşı tarafın anladığı dil bu.

Bu kısım yanlış olmuş Türkiye'nin terörle mücadele tarihinde en ağır operasyonlar 1990'lı yıllara ait zaten bu operasyonların sonucu neticesinde 2000'lerde pkk bitmişti

Hiroşima diye film çekmişler

90lı yıllarda K.Irak tarafında çok sayıda operasyon yapıldı ancak şuanki operasyonlar gibi değildi.93-95 arası farklı bir terörle mücadele tarzı benimsenmişti ve bir hayli yol kat edilmişti ancak o dönem içinde dahi K.Irak'daki Avaşin-Basyan bölgesindekilerin tamamı yok edilemedi,ABD özellikle hava saldırılarını önceden servis ediyodu çünkü.

PKK'nın tamamen çözülmesi öcalanının yakalanması ile mümkün olmuştu.Psikolojik anlamda Türkiye başarı sağlamıştı ve PKK dağılmıştı ancak ABD'nin 2003'deki Irak işgali sonrası PKK güçlendirilince yeniden hortlatıldı.Öcalan yakalanmasaydı bölge terörü devam edecekdi.Hatta 90larda şehirler ölçüsünde bombalı eylemlerde çoğalmıştı.TSK o dönem eldeki kısıtlı imkanlar ve dayatmalar çerçevesinde mücadele verdi ancak çoğu operasyonda ne yazıkki istenilen ölçütte sonuç getirmedi.şuanki K.Irak operasyonlarıyla 90lı yıllardaki yapılan operasyonlar kıyas tutulduğunda 90lı yıllardaki yapılan ve aylarca planlanıp icra edilen operasyonları TSK şuan 1 haftada planyalıp hallediyor çünkü Sınır hattından 150 km ye kadar inilebiliyor,hava desteği üst seviyede ve askeri ekipmanlarda çok çıta atlatıldı.Ayrıca belirlenen hedeflerdeki teröristler kaç kişiyse gidildikleri yerdede o kadarı bulunuyor artık.Boş dememden kasıt 90lı yıllarda TSK özelinde siyasi anlamda çok prangalar vuruldu ve yanlış yönlendirmeler yapıldı.O kısıtlı imkanlar içinde daha fazlası yapılabilirdi ancak bazı politik durumlar yüzünden buna engel olundu.Haliyle büyük zayiyat verilecek yerlerden eli boş dönülen çok operasyonlar yaşandı.

Mesela meşhur bir İran vakası vardır.Teröristler İran sınırında kıstırılmış ve bölge sorumlusunun olduğu grup çembere alınmış,grup iran sınırını geçiyor.TSK ise Ankara'dan emir bekliyor,1 saatlik süre istiyor.Dönemin Cumhurbaşkanı Demirel ABD ile görüşüyor,ABD "geri çekilin" diyor.Demirel'de emre uyup birliği geri çektiriyor.Yaklaşık 5 aylık takip,planlama yapılan operasyon boşa harcanmış oluyor.İrana kaçan gruplar ise 15-20 gün sonra Hakkari'deki TSK karakollarını basıp Türk Askerlerini şehit ediyor.Yani anlatmaya çalıştığım şey askeri anlamda başarısızlık değil burada.90lı yıllar bambaşka siyasi ve askeri kaoslar yaşanan karanlık bir dönemdi.

🔥-TSK batı Halep 46.cı Alay'da bulunan Rejim ve Şii milislerini noktalarını doğrudan vuruyor.

🔥-Rus jetlerinin saldırılarına cevap olarak Halep'in kuzeyindeki Nubl ve Al-Zahraa kasabalarındaki rejim milislerinin olduğu bölgeye ÖSO tarafından ateşlenen çok sayıda roket atışı yapılıyor.

🔥-Terör örgütü PKK-YPG sözde lideri Mazlum Abdi, Haseke kuzeyindeki YAT kuvvetleri kampını ziyaret ederek denetlemelerde bulundu.

Öylesine söyledi aksini söyleseydi Rusya onu orda barındırmazdı esad şahsen kukla adam lazkiye hmeymim hava üssüne gitti tören için putini selamlayacak rus askerleri hemen atıldılar adamı yaklaştırmadılar bile bu arada haseke'deki olay ise basit anlaşmazlıklar o kadar olacak. Bu her iki grubun düşman olduğu anlamına gelmez aksine esad=pkk=pyd=rusya=abd bu kadar basit.