kiramı düzenli öderim ve yasal sınırın üstünde artış yaptım. ilk defa ev kiraladım 2.5 yıldır bir sorun yoktu sözleşmeyi emlakçıda yaptık bir nüshasıda bende. ev sahibi kiradan menun olmayınca emlakçıyı arattı ama sonuç çıkmadı. emlakçı 1 ayın sonunda tahliye tah. ve kiraladıktan 1 sene sonraki tarihi atarak beni icraya vermiş. kararı gördüm 15 gün sürem var ne yapmalıyım. bu arada taahütname büyük ihtimalle sözleşmenin içinde katakulliye getirilerek imzalatılmış bundan haberim bile olmadı birde yeni ev tutarken acemilik böyle bir şeye imza attığımı dahi hatırlamıyorum.zaten üzerindeki tarih elle yazılmış. yarın avukata gideceğim ama bana bu konuda deneyimi olan birisi ne önerebilir.süreci nasıl lehime cevirebilirim imza ve tarihe itiraz etsem ne değişir? < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ozzyken -- 4 Ekim 2023; 22:46:58 > |
tahliye tah. icra tahliyesi
-
-
2.5 yıldır kiracıyım demişsiniz ancak tahliye taahhüdünü kiraladıktan 1 sene sonraki tarihi atmış olarak belirtmişsiniz.
Normal şartlarda kiralananın size tesliminden sonra tahliye taahhüdünün düzenlenmesi gerekir ama sizin bahsettiğiniz durumdaki gibi genelde boş tahliye taahhüdünün sonradan doldurulması olayı gerçekleşir.
Ancak siz kiraladıktan bir sene sonrasının tarihi atılmış ama 2.5 senedir kiracıyım diyorsunuz. Halbuki tahliye taahhüdü kapsamında tahliye istemi bu taahhüt tarihinden itibaren bir ay içinde istenmelidir. Bu açıdan bu boş tahliye taahhüdünü dolduranlar yanlış yapmış olmalı. İşin içinde emlakçı varsa bu gibi basit hata yapacaklarını sanmıyorum. Sözleşme tarihinizi, tahliye taahhüdü tarihinizi kontrol edin. Bir aylık süre geçmişse itiraz edin geçin. Bir şey çıkmaz bu durumda.
-
sözleşmeyi o zaman 1 yıllık düzenledik.2021 nisandı.
taahhütnameye 15 eylül 2022. sözleşme tarihi
15 eylül 2023 tahliye tarihini atmışlar
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Evliysen aile konusundaki tahliye tahaddütünde eşinin açık rızasını gösterir imzası olmalı lazım. Tahaddüt sadece senin imzan ile verildiyse geçerliliği yok. Eşinin aile konutu tespiti ve tapu kütüğüne şerhi için aile mahkemesinde dava açması lazım. Şerhi koydurun, tahliye davasına cevaplarınızda aile konutu olduğu için geçersiz bir tahliye tahaddütü olduğunu yazın şerh konulduğunu da beyan edin.
Bekar isen tahattütte bulunan imza sana ait ise irade bozukluğu altında (aldatma korkutma yanılma) imzaladığını öne sürebilirsin. Bu durumda bu hususu tanıklar ile ispatlayabilirsen eş kardeş vs de şahit olabilir. Tahaddüt geçersiz kabul edilebilir...
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
böyle bir belgeye imza atmadım hatırlamıyorum dedim avukata.itiraz ettik karışı dava en az 2 yıl sürer dedi avukat eğer imza doğruysa sadece davayı kaybedersin dedi.bu süreçte /25 zam gönder 2 yılda dava sonuçlanırsada başının çaresine bakarsın dedi.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Bu tahliye taahhütnamesi geçerli mi geçersiz mi mevzuları senelerdir konuşuluyor. Altta gönderdiğim kaynaklarda derinine bilgi bulabilirsiniz.
https://www.eyavuz.av.tr/tahliye-taahhutnamesi/
-
-
Öncelikle 8. Hukuk Dairesi İcra İflas Kanunu 24 ilamların icrası, istihkak dosyaları gibi sınırlı dosyalara bakar hocam 12. HD kararlarına bakmanızı tavsiye ederim zira yıllardır İcra İflas Kanunu uyuşmazlıklarına bakmakla temel görevli daire 12. Hukuk dairesidir. Tahliye tahddütü takip yolu ile incelendiği için daha çok içtihada ulaşabilirsiniz. Aile konutu tahaddütte İçtihat birliği yoktur ancak öğretide baskın görüş geçersiz olacağı yönündedir. Aksi yönde görüşte var saygı duyarım.
Tek bir husus var verdiğin kararları paylaşan arkadaşların yazılarını da okumuş olmakla bence zorlama yorumlar söz konusu olabilir orada 8 Hukuk dosyasını atınca göreceksin orada mesele tam anlatıldığı gibi değil. Antalya BAM kararını göremedim ama 31 Ekimde bakacağım o gün BAM da dosyam var. Eğer Antalya Bam 12. HD görüşüne karşıt görüş oluşturduysa benim de işime gelecek 2 davam sallantıda aile konutu düzenlemeleri yüzünden...
8 Hukuka gelen dosya bir tahliye tahddütü dosyası değil. Kiracının temerrüdü nedeni ile kesinleşen icra takibi kaynaklı bir uyuşmazlık. Önemli bir nokta şu eğerki aleyhibize 7-30 ilamsız icra takibi yapılırsa ve miktarı önemsiz 7 gün içerisinde kira borcunuzu ödemezseniz tahliye etmeniz zorunlu olur. İsterse aile konutu olsun farketmez.
Kiraya verene Tmk 194/4 e göre bildirimde bulunmazsanız müteselsilen kira ilişkisinde sorumlu olmazsınız. Eğer bildirim yapılırsa kiralanan şey bölünerek kullanılabilen bir şey olmadığı ve tahliye isteneceği için her müteselsilen sorumlu kiracıya tebligat yapmak zorunludur. Ama takip tarihinde bildirim yok ise sadece kiracı gözüken eşe yapılan 7-30 takibi geçerlidir. Tahliye işleminde sıkıntı olmaz. (Buradaki olay TMK 194/4 ile alakalı yani) Yargıtay kararı doğrudur.
" 8. Hukuk Dairesi 2017/4794 E. , 2018/11923 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kiralananın Tahliyesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Dava, kesinleşen icra takibi nedeniyle tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş karar davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı alacaklı, 01/12/2008 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli yazılı kira sözleşmesine dayanarak 30/12/2015 tarihinde başlattığı icra takibi ile 2015 yılı Eylül, Ekim, Kasım, Aralık aylarına ait toplam 3.000,00 TL kira ve 55,10 TL işlemiş faiz alacağının tahsilini talep etmiş, davalı borçluya ödeme emri tebliğ edilmesine rağmen borçlu borca ve imzaya itiraz etmeyerek takibin kesinleşmesine sebebiyet vermiştir.
Takip dayanağı kira sözleşmesinde kiracı davalı ... olup icra takibinin de borçlusudur. Borçlunun eşi ... vekili 18/03/2016 tarihli dilekçe ile; ... 1.Aile Mahkemesi’nin 2015/1194 Esas sayılı dosyasında verilen 29/02/2016 tarihli karar ile TMK nın 169. maddesi gereğince ...’ün başka bir adreste yaşadığı gerekçesiyle kiralanan konutun dava sonuna kadar ...’e tahsisine karar verildiğini belirterek davaya feri müdahale talebinde bulunmuş, mahkemece talep kabul edilerek anılan Aile Mahkemesinin tahsis kararı ile feri müdahilin dava konusu konutta oturma hakkını elde ettiği, TMK 194. maddesi uyarınca kiralananın aile konutu olması durumunda kira sözleşmesine taraf olmayan eşin de kiracı konumuna geleceği gerekçeleriyle dava reddedilmiştir. Fer’i müdahilin Aile Mahkemesine başvuru tarihi 26/02/2016 olup icra takip tarihinden sonraya aittir. Kaldı ki Aile Mahkemesince verilen karar taşınmazın aile konutu olduğu hususuna ilişkin olmadığı gibi tahsis kararı da davanın tarafı olmayan davacı alacaklıyı da bağlamaz. Zira T.M.K.nın 194. maddesinde, konutun eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmış ise sözleşmenin tarafı olmayan eşin, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı haline geleceği düzenlenmiştir. Bu durumda dava konusu kiralananın aile konutu olması halinde dahi fer’i müdahil talep eden eş takip tarihine kadar kiralayana bir bildirimde bulunmadığından kira sözleşmesinin tarafı haline gelmez. İcra takibinin haklılık durumu takip tarihi itibariyle değerlendirilebilir. Yukarıda izah edilen nedenler dikkate alınarak davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle,davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 02/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi "
Şimdi diğer olaya gelelim. Tmk 194/1 burada emredici bir hüküm var. Diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez. Bir bildirim şartı yok. Aile konutu şerhi kurulması şerhi yok ki bu şerh kurucu değil açıklayıcı etki taşır. TBK 349 da benzer bir düzenleme yapmıştır.
Burada bir tasarruf hakkı kısıtlaması vardır. Eşin tek başına yaptığı fesih işleminin kanundaki karşılığı geçersizlik yaptırımıdır.
Atacağım yargıtay kararı tahliye tahaddütü nedeni ile açılan icra takibine karşı şikayet davasıdır. 12 HD sinin aile konutu şerhi davası açılması için süre verip açılırsa sonucuna göre karar verilmesi yönünde değerlendirmesi var.
12. Hukuk Dairesi 2012/629 E. , 2012/19408 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kartal 2. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 29/04/2011
NUMARASI : 2011/374-2011/371
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı M.... Ö..... tarafından, kira sözleşmesi ve tahliye taahhüdüne dayalı olarak 13.01.2011 tarihinde ilamsız icra takibine başlandığı, örnek 14 numaralı tahliye emrinin borçlu E.... T...'e 19.01.2011 tarihinde tebliğ edildiği, takibin itiraz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine, 21.04.2011 tarihinde tahliyenin infazı için taşınmaza gidildiği, şikayetçi A... T.....'in ise icra mahkemesine başvurarak, borçlunun eşi olup, taşınmazın aile konutu olduğunu ve halen çocukları ile oturduğunu, bu konuda aile mahkemesine dava açtığını bildirerek takibin durdurulması ile tahliye işleminin yapılmamasına karar verilmesini talep ettiği görülmektedir.
Dosya içinde mevcut Kartal 1. Aile Mahkemesinin 2011/23 esas sayılı ve 10.01.2011 tarihli tedbir kararı ve anılan mahkemeye hitaben yazılmış dava dilekçesi içeriği ile icra takip dosyasından, şikayetçi eşin, tahliyesi istenen konutta çocukları ile birlikte oturmakta iken konutun sahibi koca E.. T... tarafından taşınmazın M... Ö...'e satıldığı, 11.02.2010 başlangıç tarihli adi kira sözleşmesi ile bu kez taşınmazın malik M... Ö... tarafından koca E.... T....'e kiralandığı, adı geçen tarafından da gene takibe dayanak yapılan 12.01.2011 tarihli adi nitelikteki tahliye taahhüdünün verildiği belirlenmiştir.
Takip kesinleşmekle takibin tarafları arasındaki ilişkinin hukuksal niteliği ve kesinleşen takibin sonuçları uyuşmazlık konusu olmaktan çıkmıştır. Dolayısıyla şikayete konu olayda 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 276/son maddesinin uygulanma olanağı bulunmamaktadır.
Burada alacaklı ile borçlu arasındaki ilişki üzerinde değil; şikayetçinin onlar karşısındaki konumu üzerinde durmak gereği ortaya çıkmaktadır.
Kural olarak; eşlerden birisi diğerine karşı ve ona tebaen taşınmazda oturduğundan "boşanma gerçekleşse bile" İİK.nun 276/son maddesi hükmü gereğince 3.kişi konumunda değildir.
Ancak, kural bu olmasına karşın tahliyeye konu konutun "aile konutu" olarak kullanıldığı, şikayetçi eşin halen bu yerde çocukları ile birlikte oturmaya devam ettiği ileri sürüldüğüne göre şikayetçinin bu iddiası üzerinde durmak gerekir.
..zira, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun "Aile konutu" başlıklı 194/1. maddesinde;
"Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutla devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz" hükmü yer almakta; aynı Kanunun 194/3. maddesinde ise; "Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini isteyebilir." düzenlemesi bulunmaktadır.
Bu hükümler göstermektedir ki, aile konutu özel bir konuma ve öneme sahip kılınmış ve üzerindeki tasarruf yetkisi yasa ile sınırlandırılmıştır. Takibe ve tahliyeye konu taşınmazın aile konutu olduğunun belirlenmesi halinde bu yasal gereklerin yerine getirilip getirilmediğinin araştırılması gerekecektir.
Şikayetçi tarafından Kartal 1.Aile Mahkemesi'nin 2011/23 esas numarası ile dava açıldığına göre, anılan davanın, tahliyesi istenen yerin "aile konutu" olduğunun tespitine yönelik olarak açıldığının belirlenmesi halinde, bu dava bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir (Hukuk Genel Kurulu'nun 26.10.2005 tarih ve 2005/12-676 E. 2005/600 K. sayılı ve 19.10.2005 tarih ve 2005/12-652 E. 2005/583 K. sayılı kararları).
Mahkemece yukarıda açıklanan hususlar gözardı edilerek eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/06/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi."
Kararlar somut olaya göre değişebilir. Tahaddüt tarihinde taraflar bekardır sonra evlenmiştir tahliye olur. Takip kesinleşir icra mahkemesi sınırlı inceleme yaptığı gerekçesiyle reddeder vs ama olur da icra takibine itiraz edilir tahaddüte imzaya vs de itiraz gelir de genel mahkemede aile konutu itirazı gelirse uğraştıracaktır. Tapu kütüğüne şerh edilmesine bile gerek yoktur. Şerh açıklayıcı nitelik taşır. Üçüncü kişinin bunu bilip bilmemesi önemli değildir. Bankaların kaybettiği ipotek davalarında bir çok örneğini gördük. Tanık kolluk araştırması vs ile aile konutu olduğu anlaşılan yerde TMK 194/1 uygulanmalıdır. Kanunun geçersizlik yaptırımı için öngördüğü bir ön şart yoktur. Geçersiz işlem ise geçersizdir.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Valla ben avukat değilim öğretmenim 😀 yazdıklarınızdan şunu anladım hukuku nereye çeksen oraya gidiyor. Net bir bilgi yok. Hakimin o anki pskolojisine nağlı sanki. Hukukta bu kadar yorum farkı olmamalı bence. Sözleşmeyi imzaladığım adamdır benim muhatapım. Banane eşinden böyle olması gerek mantığıma göre.
Valla hukuk mukukla ben bu kiracıyı çıkaramam anladım. Ya satacağım evi ya da belalı birini bulup çıkarttıracağım. Hukuk olmadığı yerde maalesef anarşi başlıyor.
< Bu ileti iOS uygulamasından atıldı > -
Avukat Can Bulut youtubeKİRACILAR EV SAHİPLERİ DİKKAT ! “Boş Tahliye Taahhütnamesi İmzaladım.Ne Yapabilirim?”https://www.youtube.com/watch?si=WPpK-iHDOCHACzgS&v=dwkL4FKOw8Y&feature=youtu.be
< Bu ileti iOS uygulamasından atıldı >
-
https://x.com/yankibuyuksezer/status/1669828870562889730?s=46&t=svlli6FZefcvic7C7FBPGw
< Bu ileti iOS uygulamasından atıldı > -
Merhaba ,bilen varsa yardımcı olursanız sevinirim. Kiracım 3 aydır eksik kira yatırdığından icra takibi başlattım. 7 ve 30 günlük süreç geçti. Şimdi icra takibi nedeniyle tahliye davası açacağım. Fakat geçmiş yıllar baz alınıyor mu mesela %25 zam yıllarında 2250 yerine 2.400 yatırmış. Davayı açtığımda geçmiş senelerde fazla yatırdığı tutardan dolayı kaybeder miyim? Son yıla mı bakılıyor. Geçmiş yıllarla mı hesaplanıyor. Ben kiradayım kiracım çıkmıyor ihtiyaç nedeniyle davam istinafta. İcra yoluyla bu şekilde olumlu sonuç alır mıyım? Boşuna kaybedip, vekalet ücreti ödemesi yapar mıyım? Son kirası tüfeye göre 0.65 den 3500 den 5800 olması gerekiyordu. 5500 yatırıyor.
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > -
Biraz daha ayrıntılı anlatın. Bazı cümleleri anlayamadım. İhtar çektiniz mi?
-
İhtar değil de icra takibi gönderdik. Fakat 7 /30 gün geçti. İtiraz ve ödeme yok. Şu ana kadar 4 kira ödemesi eksik yattı. Eski yılllarda ödediği örneğin toplam 2000 tl fazla ödeme yaptık denir mi
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > -
Bir şey olmaz
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Merhaba,usulden bozulan istinaf dosyası eski istinaf dosyasına bağlı mı oluyor? 2022 davası usulden bozuldu yeni istinafa gidildi. Bilginiz var mı? Yani benim dosyam 2022 dosyası mı olacak 2024 mü?
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > -
Merhaba,hayır direkt icra takibi başlatıldı. 2021 ile 2023 arası toplam tüfeye göre 3000 TL yıllık fazla yatırmış. Bu yılda 4 kira eksik ödedi. 1200 TL. Dava açıldığında bu 4 kira için itiraz edilirse eski yatırdığı fazla ücret davayı kaybrtmeye neden olur mu? Teşekkür ederim.
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > -
"Daha önce de belirtildiği gibi kira sözleşmesinde kiracının esas edimi kiralananın kullanımı karşılığında ödemeyi üstlendiği kira bedelidir. Kiracı, aksine sözleşme ve yerel âdet olmadıkça, kira bedelini ve gerekiyorsa yan giderleri, her ayın sonunda ve en geç kira süresinin bitiminde ödemekle yükümlüdür (TBK m. 314). Ödeme günü geçmesine rağmen kira bedelinin ödenmemesi hâlinde, kiraya verene TBK’nın 315. maddesi uyarınca temerrüt ihtarında bulunarak verilecek sürede ödeme yapılmadığı takdirde sözleşmeyi fesih yetkisi tanınmıştır. Kiracının bu temerrüt ihtarıyla verilen sürede ödemeyi yapması hâlinde, TBK’nın 315. maddesi gereğince kiraya verenin kira sözleşmesini fesih yetkisi yoksa da kanun koyucu, TBK’nın 352/2. maddesindeki düzenleme ile kiracının kira bedelini her defasında temerrüt ihtarıyla ödemesi durumuna karşı kiraya vereni koruyarak bu “ihtar ile ödeme” nin suistimal edilmesini önlemek istemiştir. Genel itibariyle her iki düzenlemenin (TBK m. 315 ve m. 352/2) kiracının sözleşmeyle ödemeyi üstlendiği kira parasını ödememe ya da (ihtarın tebliğinden sonra olmak üzere) geç ödeme sebebine dayandığını söyleyebiliriz." Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 02.11.2021 tarihli ve 2017/1289 E., 2021/1314 K. sayılı kararı
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X