Şimdi Ara

Tanrının ve Dinin Kanıtı (5. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
885
Cevap
4
Favori
21.516
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
30 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • ulpi kullanıcısına yanıt
    İyi forumlar arkadaşım...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: fbyram

    İyi forumlar arkadaşım...
    Hocam konuya tam giremedik. Mesela diyorum ki uçakları 40 kanatlı bir ejderha uçuruyor, ama göremiyoruz bunu, mükemmel bir ejderha. Böyle bir iddiayı kanıtlamak yerine uçaklar nasıl uçuyor diye sorup yapılan fiziksel açıklamanın şurası eksik, şu sorun var demek ejderhanın kanıtı değil. Direk işleyişi bilip ordan ejdere varmak gerekiyor, bilmiyorsak sorup yapılan açıklamadaki hata veya eksiklikten bir yere varamayız.

    Meramım anlaşıldıysa konuya geçelim. Sizce tanrının ve dinin kanıtı nedir?
  • yaratıcı var ama dinler insan yapması. en basit örnek yaratıcı peşpeşe bu olmadı artık şu dine inanacaksınız diye acemice arka arkaya dinler göndermez bunu yaparsada o artık herşeyi bilen herşeyi başından gören olamaz. dini geç x partisini tutan insanları bile değiştiremiyorsun onları nasıl son din budur gelin dinlerinizi değişip gelin artık buna inanacaksınız diyebilirsin. bu sadece cahil bir insan aklıyla olur dolayısıyla dinlerin hepsi insan yapmasıdır. kadının hep geri planda tutulması erkeğin hep 1. varlık olmasını ve gelen tüm peygamberleri erkek olmalarını saymıyorum bile.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Uzun zamandır ilk defa çift taraflı düzgün bir üslupla tartışma var ,şaşırdım doğrusu.



    Ben kendimi nihilizme yakın hissediyorum,sonsuz bir döngünün içerisindeyiz ve bizim bu döngüde belki bir elektron parçası kadar önemimiz var belki yok.insan şu evrende her şey kendisi için yaratılmış gibi düşünmemeli. Ayrıca eğer bir yaratıcı varsa bence ya varlığını bilmememizi istiyor ya da gerçek doğrulara ulaşabilecek kadar zeki olduğumuzu düşünüyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: kaplan1222

    Bakın size yaratılışın sırrını söyleyeyim.



    Şimdi iki kişi büyük bir cam parçasını beraber yere paralel olacak şekilde tutsun. Bu cam mümkünse temperli cam olsun. Daha sonra aynı anda bıraksın, cam yere düşsün ve tuzla buz olsun. Daha sonra cam parçalarını inceleyin. Her biri o kadar eşsiz, o kader güzel parçalanmıştir ki isteseniz bile yapamazsınız. O zaman da dersiniz ki Allahın işine bak. Halbuki Allahın işi falan değil, oradaki parçalanma bir kaos oluşturdu, ve birbirinden eşsiz parçalar meydana getirdi. Bunu herhangi bir ilahi güç yapmadı, cam yere düştü ve parçalandı. Yeni oluşan parçalar, düzeni değil düzensizliği temsil ediyor ama bize göre düzensizlikten oluşan muazzam bir düzen. İşte evren bundan ibaret.
    Müthiş bir açıklama, elinize sağlık. Yazınızı okurken bir an tanrıyı kanıtlayacağınızı sandım ve sonda oldukça şaşırdım. Kısaca şunu anlıyorum dediklerinizden; evrende zaten fiziksel bir işleyiş var, ama insan bakıp hayret ediyor, sanat diyor, aslında o sanat veya hayret verici şey düzensizlik içindeki bir düzen ve fiziksel işleyişin sonucu.

    Teistler bu noktada tamam cam parçalandı ve hayret ettik ama o parçalanması için gerekli olan koşul ve yasaları tanrı yaptı diyorlar. Yani tesadüfen olamaz, bir sanatkarı vardır mantığı. Ama cam kırılması gibi örneklere baktığımızda kendiliğinden oluyor, tanrıyı gerektirecek bir durum yok gibi gözüküyor.




  • Öncelikle insanların binlerce yıldır onbinlerce farklı inandıkları tanrılar ve onlarca yüzlerce dinlerin hepsi çeşitli geleneklerden ve toplumlardan günümüze kadar gelmiştir.Tabiki buna 4 büyük din dediklerimizde dahil.İnsanlık o zamanlar bilmedikleri herşeye bir tanrı kavramı yapmıştır.Hava olaylarına tanrı iliştirmiştir.Deniz olaylarına gene aynı şekilde.Cennet ve Cehennem tasvirlerinde o eski çağlardan kalmadır.Dinler ilerleyen zamanda hızlı bir şekilde eriyip bitecektir.Din olgusu insanlar için çok eski çağlardan kalma bir prangadır.Hristiyanlar özellikle bu baskın zihniyetten zamanında kurtuldular.Ondan sonra bilimde son sürat ilerlediler.Tanrı dediğimiz şeye gelirsek bizler bizden çok ileri medeniyetlere diyebiliriz.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: WarSaw

    yaratıcı var ama dinler insan yapması. en basit örnek yaratıcı peşpeşe bu olmadı artık şu dine inanacaksınız diye acemice arka arkaya dinler göndermez bunu yaparsada o artık herşeyi bilen herşeyi başından gören olamaz. dini geç x partisini tutan insanları bile değiştiremiyorsun onları nasıl son din budur gelin dinlerinizi değişip gelin artık buna inanacaksınız diyebilirsin. bu sadece cahil bir insan aklıyla olur dolayısıyla dinlerin hepsi insan yapmasıdır. kadının hep geri planda tutulması erkeğin hep 1. varlık olmasını ve gelen tüm peygamberleri erkek olmalarını saymıyorum bile.
    Bir dinin değişip yerine başkasının gelmesine imtihan diyorlar. Tanrı müdahale etmedi diyorlar. Bir de insanları inandıramama meselesine denebilir ki insanların inanıp inanmaması hakikati bağlamaz ve çoğu kişinin umrunda değildir hakikat. Erkeğin ön planda olmasına ise erkek tarih boyunca önde olduğu için ona hitap edildi deniyor. Hepsine bir açıklama getiriyorlar. Getiriyorlar güzel de ellerinde kanıt yok, böyledir diyorlar sadece. Yaratıcı nasıl din gönderir ve yeryüzündeki dinlerle olması gereken din bağdaşıyor mu, yeryüzündeki dinler nasıl oluştu falan bunları bilmek gerekiyor dini kanıtlamak için ama mümkün değil.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Dark matter

    Öncelikle insanların binlerce yıldır onbinlerce farklı inandıkları tanrılar ve onlarca yüzlerce dinlerin hepsi çeşitli geleneklerden ve toplumlardan günümüze kadar gelmiştir.Tabiki buna 4 büyük din dediklerimizde dahil.İnsanlık o zamanlar bilmedikleri herşeye bir tanrı kavramı yapmıştır.Hava olaylarına tanrı iliştirmiştir.Deniz olaylarına gene aynı şekilde.Cennet ve Cehennem tasvirlerinde o eski çağlardan kalmadır.Dinler ilerleyen zamanda hızlı bir şekilde eriyip bitecektir.Din olgusu insanlar için çok eski çağlardan kalma bir prangadır.Hristiyanlar özellikle bu baskın zihniyetten zamanında kurtuldular.Ondan sonra bilimde son sürat ilerlediler.Tanrı dediğimiz şeye gelirsek bizler bizden çok ileri medeniyetlere diyebiliriz.
    İnsanlar bilmediği şeyleri tanrıya yormuş ve kültürel olarak böyle aktarılmış açıklamasına bir teist heralde şöyle der; tamam insanlar belli şeylere inanmış falan da onların yanlışı tanrının olmadığını kanıtlamaz. Birisi hakkında iftira atılıyorsa o kişi suçlu olmaz, böyle derlerdi heralde. Günümüz inanan insanı din için de der ki diğer dinleri ve inançları bilmem ama 3 büyük din ilahidir der. Hadi tanrı kısmı doğru diyelim de 3 büyük dinin diğer dinlerden farkı ne diye sormak gerek. Bazıları da şöyle diyebilir ki bütün ya da çoğu din ilahi ama insanlar kendi kültürlerine göre düzenlemişler. Kaynak aynı ama detaylarda farklı diyebilirler.




  • Sorun da burda başlıyor. İnsanlar bırakın kendileri neye inanmak istiyorsa ona inansın. Kendi inancınızı başkalarına kabul ettirmeye çalışmak en ahmakça şey. Bilmiyoruz öyleyse yoktur demeye getiriyorsun. İnsan kendini o kadar üstün görüyor ki öğrenemediğ şeyi yok sayıyor. Ya senin sınırların bunu bilmeye yetmiyorsa? ya bilmen istenmiyorsa? Dünya dışında yaşam var mı bu bile binlerce yıldır koca bir bilinmezken yaratıcının olup olmadığına insankn nasıl aklı yetebilir? İnsanın öğrenme yolu kapandığı an orada mantık ve hissiyatı devreye giriyor işte inançlar dinler o yüzden ortaya çıkmış. Bilmiyoruz üstadım öldükten sonra ne olacağını bilmiyoruz mesela, yarın başımıza ne geleceğini bile bilmiyoruz. Sadece inanabiliyoruz ve öyle çıkmasını umuyoruz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi simerazzı -- 11 Ağustos 2018; 13:30:16 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: simerazzı

    Sorun da burda başlıyor. İnsanlar bırakın kendileri neye inanmak istiyorsa ona inansın. Kendi inancınızı başkalarına kabul ettirmeye çalışmak en ahmakça şey. Bilmiyoruz öyleyse yoktur demeye getiriyorsun. İnsan kendini o kadar üstün görüyor ki öğrenemediğ şeyi yok sayıyor. Ya senin sınırların bunu bilmeye yetmiyorsa? ya bilmen istenmiyorsa? Dünya dışında yaşam var mı bu bile binlerce yıldır koca bir bilinmezken yaratıcının olup olmadığına insankn nasıl aklı yetebilir? İnsanın öğrenme yolu kapandığı an orada mantık ve hissiyatı devreye giriyor işte inançlar dinler o yüzden ortaya çıkmış. Bilmiyoruz üstadım öldükten sonra ne olacağını bilmiyoruz mesela, yarın başımıza ne geleceğini bile bilmiyoruz. Sadece inanabiliyoruz ve öyle çıkmasını umuyoruz.
    Herkes neye istiyorsa inansın anlayışı çok güzel. Bu anlayış için inançların kurumsallaşmaması lazım, şahsi kalması lazım. Kurumsallaşırsa toplumsal mesele olur ve karışma olur, kontrol etme olur vs. Mesela uçakları ejderha uçuruyor, buna inanıyorum diyelim. Bu haliyle güzel. Ama ejderha şunu dedi, ödül ve ceza sistemi getirdi deyince iş siyasi oluyor, yani inanç kurumsallaşıyor, toplumsallaşıyor, bireyselliğini kaybediyor. İlk haliyle kalması gerek, aksi takdirde ideolojik tahakküm ortaya çıkar.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: simerazzı

    Sorun da burda başlıyor. İnsanlar bırakın kendileri neye inanmak istiyorsa ona inansın. Kendi inancınızı başkalarına kabul ettirmeye çalışmak en ahmakça şey. Bilmiyoruz öyleyse yoktur demeye getiriyorsun. İnsan kendini o kadar üstün görüyor ki öğrenemediğ şeyi yok sayıyor. Ya senin sınırların bunu bilmeye yetmiyorsa? ya bilmen istenmiyorsa? Dünya dışında yaşam var mı bu bile binlerce yıldır koca bir bilinmezken yaratıcının olup olmadığına insankn nasıl aklı yetebilir? İnsanın öğrenme yolu kapandığı an orada mantık ve hissiyatı devreye giriyor işte inançlar dinler o yüzden ortaya çıkmış. Bilmiyoruz üstadım öldükten sonra ne olacağını bilmiyoruz mesela, yarın başımıza ne geleceğini bile bilmiyoruz. Sadece inanabiliyoruz ve öyle çıkmasını umuyoruz.
    İşte işin komik tarafı şu.Sen inanmak istediğin şeye inanmıyorsun çocukluktan beri yaşadığın toplum inancına göre yoğrulduğun için İslamı savunuyorsun.Aynı şekilde Amerikada da Hrisyan senin gibi savunuyor.İsrailde doğanda aynı şekilde.Belli bir süre sonra tabiki ben napıyorum lan diye tepkiyle yaa farklı bir inanca yada deist veya ateist olarak yoluna devam ediyor.Belli bir zihinsel olgunluğa ulaşmadan çocukluğundan beri o toplumun dinini zorluyor bu düzen.




  • ulpi kullanıcısına yanıt
    Hocam anlayamadığınız yer şurası. Ben mühendis bir kardeşinizim, yıllarca çok iyi fizik eğitimi aldım. Dilim döndüğünce yanıldığınız yeri anlatmaya çalışacağım. Öncelikle şunu söyleyeyim fiziksellik bir tanımdır ve bu tanım bu güne kadar bilim insanlarının bu tanımın içini doldurduğu kadardır.



    Şöyle anlatayım, bizler insanız ve 5 tane duyu organımız yani 5 tane sensörümüz var doğru mu? Biz bu 5 sensörümüzle manyetik alanı algılayabiliyor muyuz? Algılayamıyoruz. Bunu algılamak için çeşitli araçlar kullanıyoruz yani ek sensörler kullanıyoruz. Bir başka örnek vermek gerekirse sıcaklık sensörü ile ortamdaki nemi ölçebilir misiniz? Burada demek istediğim her fiziksel olguyu her sensör ile ölçemezsiniz. Zaten olgu kelimesi ne demek diye bakarsanız, varlığı deneyle kanıtlanmış şey sonucuna ulaşırsınız.



    Mesela yer çekimi fiziksel bir olgu değil mi? Newton 1687'de kitabını yayınlamadan önce yerçekimi fiziksel bir olgu muydu? Değildi. Peki bu 1687'den önce yerçekimi olmadığı anlamına mı geliyor? Hayır.



    Şimdi gelelim sensör nedir konusuna. Sensör fiziksel olguları elektrik sinyallerine çeviren araçlardır. Bizim 5 duyu organımız da bu şekilde çalışır ve bu elektriksel sinyaller beynimizde yorumlanır. Veya bir elektrik motorunun sürücüsünü düşünün motorun açısı için hall-effect sensörleri ile bir elektrik sinyaline dönüştürülür ve bu elektrik sinyali mikroişlemcilerde(beyin) veya entegrelerde yorumlanır.



    Şimdi arkadaşların anlatmaya çalıştığı konuya gelelim. Bizim henüz tanrıyı(eğer varsa) tanımlayacak herhangi bir sensörümüz yok veya tanrıyı fiziksel bir olgu olarak kabul edecek herhangi bir deney henüz yapamadık. Bu tanrının olmadığı anlamına mı gelir? Yoksa bizim daha onu tabiri caizse keşfedemediğimiz anlamına mı?



    Bilim olarak daha yolun çok çok başındayız. Teknoloji harikası denilen son model bir Lamborghini ile Henry Ford'un Model T'si arasında prensip olarak çok da bir fark yok emin olun. Bundan 1000 yıl sonra da yolun başında olacağız 2000 yıl sonra da. Bilimin bir sınırı yoktur, insanoğlu X noktasına eriştiği zaman bilim adına yapılacak herşeyi yaptı diyemeyiz. Evrende keşfedilmeyi bekleyen daha bir sürü şey var. Tanrı da bunlardan birisi, sadece şuan insanoğlunun bilgi birikimiyle tasfir edilemiyor, betimlenemiyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Duellist -- 11 Ağustos 2018; 13:49:19 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: mhmt042

    argüman sayılmaz demişsin neden
    ortada salt gerçek var her şeyin bir yapıcısı var. mesela elindeki bilgiayar sen insan değilsin diyebiliyor mu? bunu söyleyecek gücü var mı? insanın bulunduğu boyutta var olmadığı için sorgulayamayacağına göre, sen de tanrı boyutuna geçmeden tanrıyı göremez ve anlayamazsın. insan bilgisayara ne kadar kendini tanıttıysa bilgisayar insanı o kadar tanıdığı gibi, insana tanrı kendisini ne kadar tanıttıysa o kadar tanır.

    egonun insana faydası yok. tanrı - insan ilişkisinde sen bir eşyasın o kadar
    insan - bilgisayar ilişkisinde bilgisayarın bir eşya olduğu gibi


    tarihsel belgeden kastın ne ilk yazıtlarda inanç anlatılmıyor mu? sümer yazıtları neyden bahsediyor. ayrıca nesilden nesile aktarım niye öğrenme sayılmıyor. mesleğini öğrene mi pratik hayatta görerek öğrenen mi daha başarılı
    Konuda tarafsızım fakat eleman kanıt arıyor. Yoksa her türlü fanteziyi kurup tümden gelim tüme varımla 100 senaryo yazarız 100 kerede çürütürüz. Maalesef yazınızın bu konuda bir değeri yok.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Duellist

    Hocam anlayamadığınız yer şurası. Ben mühendis bir kardeşinizim, yıllarca çok iyi fizik eğitimi aldım. Dilim döndüğünce yanıldığınız yeri anlatmaya çalışacağım. Öncelikle şunu söyleyeyim fiziksellik bir tanımdır ve bu tanım bu güne kadar bilim insanlarının bu tanımın içini doldurduğu kadardır.



    Şöyle anlatayım, bizler insanız ve 5 tane duyu organımız yani 5 tane sensörümüz var doğru mu? Biz bu 5 sensörümüzle manyetik alanı algılayabiliyor muyuz? Algılayamıyoruz. Bunu algılamak için çeşitli araçlar kullanıyoruz yani ek sensörler kullanıyoruz. Bir başka örnek vermek gerekirse sıcaklık sensörü ile ortamdaki nemi ölçebilir misiniz? Burada demek istediğim her fiziksel olguyu her sensör ile ölçemezsiniz. Zaten olgu kelimesi ne demek diye bakarsanız, varlığı deneyle kanıtlanmış şey sonucuna ulaşırsınız.



    Mesela yer çekimi fiziksel bir olgu değil mi? Newton 1687'de kitabını yayınlamadan önce yerçekimi fiziksel bir olgu muydu? Değildi. Peki bu 1687'den önce yerçekimi olmadığı anlamına mı geliyor? Hayır.



    Şimdi gelelim sensör nedir konusuna. Sensör fiziksel olguları elektrik sinyallerine çeviren araçlardır. Bizim 5 duyu organımız da bu şekilde çalışır ve bu elektriksel sinyaller beynimizde yorumlanır. Veya bir elektrik motorunun sürücüsünü düşünün motorun açısı için hall-effect sensörleri ile bir elektrik sinyaline dönüştürülür ve bu elektrik sinyali mikroişlemcilerde(beyin) veya entegrelerde yorumlanır.



    Şimdi arkadaşların anlatmaya çalıştığı konuya gelelim. Bizim henüz tanrıyı(eğer varsa) tanımlayacak herhangi bir sensörümüz yok veya tanrıyı fiziksel bir olgu olarak kabul edecek herhangi bir deney henüz yapamadık. Bu tanrının olmadığı anlamına mı gelir? Yoksa bizim daha onu tabiri caizse keşfedemediğimiz anlamına mı?



    Bilim olarak daha yolun çok çok başındayız. Teknoloji harikası denilen son model bir Lamborghini ile Henry Ford'un Model T'si arasında prensip olarak çok da bir fark yok emin olun. Bundan 1000 yıl sonra da yolun başında olacağız 2000 yıl sonra da. Bilimin bir sınırı yoktur, insanoğlu X noktasına eriştiği zaman bilim adına yapılacak herşeyi yaptı diyemeyiz. Evrende keşfedilmeyi bekleyen daha bir sürü şey var. Tanrı da bunlardan birisi, sadece şuan insanoğlunun bilgi birikimiyle tasfir edilemiyor, betimlenemiyor.
    Hocam güzel özetlediniz aslında. İnsanların ve sensörlerin belli bir kapasitesi var, bunun dışındakini algılamaz ama bu demek değildir ki o yoktur. Bilgimiz zamanla gelişiyor ve zamanla keşfedilecektir, yok diyemeyiz diyorsunuz aslında. Ama yazıdan da biraz da şu çıkıyor; tanrı var ama biz deney yapamıyoruz, bilgimiz ve araçlarımız kısıtlı, gelecekte kanıtlanacak gibi bir şey çıkıyor sanki.

    Bilgimiz ve algımız kısıtlı ise agnostik olabiliriz, şu an bilmiyoruz diyebiliriz. Ya da tamam zamanla gelişim olsa bile bazı şeyler hiçbir zaman kanıtlanamaz da diyebiliriz. Ama tanrı var da algılayamıyoruz denemez gibi. Bazıları onu diyor, tanrı kesin var ama şahsını bilmiyoruz ya da bilemeyiz. Veyahutta tanrı var da algılayamıyoruz diyorlar. Bilgi eksikliği konumunda en iyi konum agnostik olmak, yargıyı askıya falan almak olur heralde.

    Hocam bir de farklı bir açıdan bakmaya çalışalım. Tamam algılayamadığımız ve bilmediğimiz çok şey var, onları inkar edemeyiz. Ama o şudur, budur ve özellikleri budur dersek kurgulamış olmaz mıyız? Örneğin uçakların uçması ile ilgili bilmediğimiz çok fazla şey olsun. Bu demek değil ki ejderhanın uçakları uçurmasına yok diyemeyiz. Çünkü ejderhaya herhangi bir mantıksal çıkarımdan ziyade kafadan kurguladık. Böyle durumlarda bilmediğimiz çok şey olsa da yok diyebiliriz, ama kurgu değil de dayanaklardan hareket edilen mantıksal çıkarım ise şu an bilmiyoruz diye askıya alabiliriz galiba yargıyı.




  • ulpi kullanıcısına yanıt
    Evet hocam yazdığım yazı aslında agnostizmi destekler bir yazı. Benim tanrı ve dinler konusunda bunların yokluğunu veya varlığını savunacak herhangi bir bilgi birikimim de yok, araştırmam da yok. Açıkcası pek ilgimi çeken bir konu da değil sadece forumda görünce insanlar ne düşünüyor bakmak için girmiştim. Ben ilk mesajımda da söylediğim gibi aldığım mühendislik eğitimi ile fiziksel olgu kavramına kendimce açıklık getirmek istedim.

    Tanrıya veya tanrı kavramına tamamen vardır veya yoktur diye bir yaklaşım henüz doğru değil. Bilgimiz dahilinde sizin de söylediğiniz gibi agnostizm şu anda bizim için en uygun seçenek. Ayrıca ilk mesajımda söylediğim gibi tanrıyı fiziksel bir olgu olarak tanımladığımız zaman bu tanımın doğru olup olmadığını da bilemeyeceğiz(bkz. üzümlü kek atom modeli).

    Var olduğunu kanıtlayamadığımız bir şeyin varlığına inanmanın kişinin kendi tercihine kalmış bir mesele olduğunu düşünüyorum. Benim fikrimi soracak olursanız ben bir yaratıcı olduğuna inanıyorum. Zaten inanmak kelimesi bir şeyin doğru olduğunu kabul etmek anlamına gelir. Yani inananlar tanrının varlığının doğru olduğunu kabul ederler. Kuranda da müslümanlara çoğu kez "inananlar" diye hitap ediliyor. Yani hocam benim gibi "inanan" insanlar bile tanrının varlığından kesin olarak emin değil, varsayımlar ve çıkarımlar üzerinden yorum yapıp "inanmayı" seçenler.




  • İnsan kendinden sonraki nesline tecrübesini ahlakını, inancını, bilgisini aktarır. Hiçbir ebeveyn dini ırkı ne olursa dur şu özelliğini ''default'' bırakayım da ilerde o boşluğu kendi doldursun demez doğamızda yok çünkü. İnsan kendinden sonraki nesle öğretmsye programlıdır. Buna dayatma veya zorbalık diyemeyiz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Peygamberler zamanında yaşayan insanların sınavıyla bizim sınavımız bir değil. Sen inanmak istiyorsun, bir işaret görmek istiyorsun yok. Şimdi kuran en büyük mucize denilecek ancak...

    Peygamberler ayı ikiye bölüyor, denizi ikiye ayırıyor, ölüyü diriltiyor... Bunları görecek olsak zaten inanmamak elde değil. Bunlar birer kanıt olabilir Allah'ın varlığına dair. Biz niye mucizelerden yoksunuz?

    Ve ben her böyle sorduğumda, sen Allah'ın varlığını kesin olarak bilsen zaten bu bir sınav olmazdı, cevabı geliyor. Ee o zaman peygamberler niye bu tarz mucizeleri insanları inandırmak için yaptı? O zamanın inananları sınava tabii değil mi?
  • tanrının varlığının kesin bir kanıtı olsaydı tanrı insanları ne ile sınayacaktı bu da benim sorum
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ulpi

    Bir dinin değişip yerine başkasının gelmesine imtihan diyorlar. Tanrı müdahale etmedi diyorlar. Bir de insanları inandıramama meselesine denebilir ki insanların inanıp inanmaması hakikati bağlamaz ve çoğu kişinin umrunda değildir hakikat. Erkeğin ön planda olmasına ise erkek tarih boyunca önde olduğu için ona hitap edildi deniyor. Hepsine bir açıklama getiriyorlar. Getiriyorlar güzel de ellerinde kanıt yok, böyledir diyorlar sadece. Yaratıcı nasıl din gönderir ve yeryüzündeki dinlerle olması gereken din bağdaşıyor mu, yeryüzündeki dinler nasıl oluştu falan bunları bilmek gerekiyor dini kanıtlamak için ama mümkün değil.

    herşeyde ne hikmetse hep bir imtihan oluyor. kendi kendini telkin yöntemiyle inandırmanın güzel bir örneği.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.