Tek Hücreli Canlıların Bilinci Varsa ve Bu Tek Hücreliler Bölünüyorsa Bilinçleri Nereye Gidiyor

Tek hücreli canlıların bilinci var mı bilmiyorum ama varsa bölündüklerinde bilinci nereye gidiyor, bilinçleri yoksa bölündüklerinde öz varlıkları nereye gidiyor? Cevap için şimdiden teşekkür ediyorum.

Yanıt için teşekkür ederim hocam. Peki bir prokaryot yani tek hücreli bir canlı bölünüp iki prokaryot canlı olduğunda önceki canlının varlığı nereye gidiyor? Bu memelilerde bildiğimiz ölüm haline de benzemiyor. Mesela insanların nüfus olarak artıp ölmesi yerine bir insanın erkek ve kadın cinsi olmayıp insan tek cins olsaydı ve bölünüp benzer iki insan olsaydı bu bizim büyüklüğümüzdeki canlılar için oldukça tuhaf olurdu.

"Varlık" örüntüleri veya olguları koyduğumuz bir kategori. Kategori dışı daha doğrusu stereotipik değişmez bir ideal tipin dışında düşünmek lazım. Yani varlık kavramına "oluş" veya görünürde bölünme de dahil "başkalaşma" vasfını yüklemek lazım. Tek hücreli bölündüğünde tek canlı yerine iki canlı oluyor. Burada yaşam ile ölüm arasındaki sınırın bilhassa böylesi bir canlılık düzeyinde çok muğlak olduğunu anlamakta fayda var. Adeta mevcut materyalle kendini kopyalayan bir makine gibi düşünülebilir. Bir makine bilinçli aşırı karmaşık çok hücreli bir organizma açısından neredeyse ölü gibi bir şeydir. Makinelerle aralarındaki fark tek hücreli canlılarının onlara canlılık vasfı yükleyeceğimiz biçimde moleküler bir karmaşa sergileyen aşırı derece interaktif makineler olması. Biz de bilinçli makineler olarak tek hücrelilerden bile daha karmaşığız ama aslında makine olduğumuzu kendimize çaktırmıyoruz. Yaşam ile ölüm ya da canlılık ile cansızlık arasına keskin bir çizgi koyuyoruz. Bu çizgiler veya kategoriler zihnimizde çok keskin. O sebeple idrak etmek veya sindirmek biraz zor olabilir. Evet, "canlılar" denen gerçekten bildiğimiz kadarıyla DNA ve RNA tabanlı olup evrimsel bir süreçle şekillenen interaktif olgular veya varlıklar mevcut, ki biz bu varlık kategorisinin bir alt başlığı veya tipiyiz. Ama cansız olgulardan çok da farklı değiliz. Aynı materyal ve kökenden meydana gelip fizik ve kimya bilimleri tarafından betimlenen aynı örüntülere ve dinamiklere tabiyiz.

Kainattaki birçok olguyu düşünürseniz onların da canlılar gibi dinamik olduklarını ya da canlıların da aslında az önce söylediklerim çerçevesinde çevrelerindeki olguları andırdıklarını fark edersiniz.

Alışık olmadığı hemen her şey insana tuhaf gelebilir. Hatta algılamaz bile.

Eğer panpsişizm, bilincin kuantum izahı yahut belirli bir biyolojik seviyeye dayalı bir açıklama doğru kabul edilirse tek hücreli canlıların bilinci olduğunu söyleyebiliriz. Bu durumda tek hücreli canlılar bölündüğünde bilincin parçalarından bilincin yeni parçalarının oluştuğunu söyleyebiliriz.

Bir Transandantal İdealizm savunucusu olarak tüm bu açıklamaları zırvalık olarak gördüğümü de belirtmeliyim.