Merhaba ben Samsung Star marka telefon almıstım telefon 22. gununde mıkrofonu bozuldu vatanbılgısayardan aldıgım ıcın oraya gıttım orası servıse gondermem gerektıgını oranın rapor vermesı gerektıgını soyledıler bende bursada kı samsung yetkılı servısıne gıttım rapor aldım mıkrfonu bozuk dıye ve kullanıcıı hatalı degıl dıye yazmalarına ragmen ,,,, neyse vatana goturdum bu rapordan tatmın olmadıklarıını telefonu mutlaka ıstanbuldakı samsungun ana yerıne gondermelrı gerektıgını soyledıler veya servıse degıstırme yapmaları ıcın benım vermem gerektıgını soyledıler..... sonunda ben Bursadakı samsung yetkılı servısıne degısım ıcın verdım telefonu ( kı onlarda yetkılı servıs ınceleme ıcın ıstanbulla gondermelerı gerektıgını soyledıler) ve ıstanbulla gonderdıler 1 haftadır Istanbuldan degısım ıcn onay gelmesını beklıyorum ondan sonra bu onay buradakı bayıye gelmesı gerekıyormus sonra bana yenı telefon verebıleceklerını soyledıler... Ne kadar surer dedıgımde ıse bu degısım oludugunu ,,tamır olmadıgı ıcın 30 gun gıbı bır surenın olmadıgını ne zaman olur sa kı 5 gun de olurı 2 ay da olabılır dedıler ... Kusura bakmayın cok uzun yazdım ama ınanılmaz kızgınım o kadar para verıp alıdıgım urun 20 gunde bozulup da bıde bu kadar ısle ugrastıgım ıcın cok sınırlırım... Bu tıp durumlarda ne yapmak lazım ben dogru olanı mı yapmısım ve bundan sonra ne yapabılırım?
merhabalar,
"ayıplı mal da, bir arızanın garanti süresi içinde olması ve bu arıza nın belirlenen bir yıl içerisinde iki defa dan fazla tekrarlaması durumunda seçimlilik hakkı doğmaktadır"
aklımda kaldığı kadarı ile böle bir hüküm vardı; bu hüküm şu anda hangi kanunla beraber yayınlandı ne hangi madde içerisinde bulunmaktadır;
TSHH i yaptığım ücret iadesi istemi başvuruyu lehime sonuçlandırdı, ama tabii ki karşı tarafın itirazı var;
19.kasım tarihinde Ankara adliyesin de Tüketici mahkemesinde kendimi savunmam gerekecek, elimden geldiğince savunma konusunda birşeyler hazırladım ama,
bu hüküm hakkında yardımcı olabilir misiniz?? teşekkürler
quote:
Orijinalden alıntı: oist
Merhaba ben Samsung Star marka telefon almıstım telefon 22. gununde mıkrofonu bozuldu vatanbılgısayardan aldıgım ıcın oraya gıttım orası servıse gondermem gerektıgını oranın rapor vermesı gerektıgını soyledıler bende bursada kı samsung yetkılı servısıne gıttım rapor aldım mıkrfonu bozuk dıye ve kullanıcıı hatalı degıl dıye yazmalarına ragmen ,,,, neyse vatana goturdum bu rapordan tatmın olmadıklarıını telefonu mutlaka ıstanbuldakı samsungun ana yerıne gondermelrı gerektıgını soyledıler veya servıse degıstırme yapmaları ıcın benım vermem gerektıgını soyledıler..... sonunda ben Bursadakı samsung yetkılı servısıne degısım ıcın verdım telefonu ( kı onlarda yetkılı servıs ınceleme ıcın ıstanbulla gondermelerı gerektıgını soyledıler) ve ıstanbulla gonderdıler 1 haftadır Istanbuldan degısım ıcn onay gelmesını beklıyorum ondan sonra bu onay buradakı bayıye gelmesı gerekıyormus sonra bana yenı telefon verebıleceklerını soyledıler... Ne kadar surer dedıgımde ıse bu degısım oludugunu ,,tamır olmadıgı ıcın 30 gun gıbı bır surenın olmadıgını ne zaman olur sa kı 5 gun de olurı 2 ay da olabılır dedıler ... Kusura bakmayın cok uzun yazdım ama ınanılmaz kızgınım o kadar para verıp alıdıgım urun 20 gunde bozulup da bıde bu kadar ısle ugrastıgım ıcın cok sınırlırım... Bu tıp durumlarda ne yapmak lazım ben dogru olanı mı yapmısım ve bundan sonra ne yapabılırım?
böyle durumlarda telefonu servise bizzat vermek yada kargoyla göndermek lazım.satıcıyla muhattap olmak süreci uzatır.mikrofonu sonradan bozulmuş anlaşılan sizin telefonun.başlangıçta mikrofon sorunu yokmuş.yani telefonunuz ayıplı mal statüsünde değil.o yüüzden değişim yada para hakkınız yok. yalnız 30 iş günü içinde yapılmaz ise değişim ve para iadesi hakkınız doğar.ama siz satıcı yada servise telefonun mikrofonu çalışmıyor gibi bir beyanda mı bulundunuz.yada onlar mı öyle anladı.o şekilde anlamışlarsa ayıplı mal kategorisinde değerlendirme yapmış olabilirler.bu durumda hiç beklemeden para iadesi yada değişim hakkını kullanabilirsiniz.vatanın tavrı ise gerçekten kabul edilemez. satış sonrası hizmetlerden haberleri yok herhalde bunların. gelelim sorunuza,malesef değişim yada para iadesi için kanun da bir süre sınırı yok.kanunda bu konuda bir boşluk var.keyfi uygulamalara yol açabiliyor.ama 4077 sayılı kanun da tüketicilerin mağduriyetini gidermek için 15 günü geçen tamirat ve değişimlerde tüketiciye tamir olan telefonla benzer özellikleri taşıyan bir telefon vermek zorunda.
quote:
Orijinalden alıntı: senceryan
merhabalar,
"ayıplı mal da, bir arızanın garanti süresi içinde olması ve bu arıza nın belirlenen bir yıl içerisinde iki defa dan fazla tekrarlaması durumunda seçimlilik hakkı doğmaktadır"
aklımda kaldığı kadarı ile böle bir hüküm vardı; bu hüküm şu anda hangi kanunla beraber yayınlandı ne hangi madde içerisinde bulunmaktadır;
TSHH i yaptığım ücret iadesi istemi başvuruyu lehime sonuçlandırdı, ama tabii ki karşı tarafın itirazı var;
19.kasım tarihinde Ankara adliyesin de Tüketici mahkemesinde kendimi savunmam gerekecek, elimden geldiğince savunma konusunda birşeyler hazırladım ama,
bu hüküm hakkında yardımcı olabilir misiniz?? teşekkürler
garanti belgesi uygulaması hakkındaki yönetmelikte var Madde 14 — Tüketicinin onarım hakkını kullanmasına rağmen malın; a) Tüketiciye teslim edildiği tarihten itibaren, belirlenen garanti süresi içinde kalmak kaydıyla, bir yıl içerisinde; aynı arızanın ikiden fazla tekrarlanması veya farklı arızaların dörtten fazla meydana gelmesi veya belirlenen garanti süresi içerisinde farklı arızaların toplamının altıdan fazla olması unsurlarının yanı sıra, bu arızaların maldan yararlanamamayı sürekli kılması, b) Tamiri için gereken azami sürenin aşılması, c) Firmanın servis istasyonunun, servis istasyonunun mevcut olmaması halinde sırasıyla satıcısı, bayii, acentesi, temsilciliği, ithalatçısı veya imalatçı-üreticisinden birisinin düzenleyeceği raporla arızanın tamirinin mümkün bulunmadığının belirlenmesi, durumlarında, tüketici malın ücretsiz değiştirilmesini, bedel iadesi veya ayıp oranında bedel indirimi talep edebilir. Bu maddenin (c) bendinde belirtilen raporun, tüketicinin başvuru tarihinden itibaren yedi gün içerisinde düzenlenmesi zorunludur. Tüketici, raporun belirtilen süre içerisinde düzenlenmemesi veya raporu kabul etmemesi hallerinde, ilgili tüketici sorunları hakem heyetine başvurarak mevcut durumun tespit edilmesini isteyebilir. Satıcı, tüketicinin bu Yönetmeliğin 13 ve 14 üncü maddelerinde belirtilen taleplerini reddedemez. Tüketicinin bu taleplerine karşı satıcı, bayii, acente, imalatçı- üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludurlar.
quote:
Orijinalden alıntı: cssbaycelebi
quote:
Orijinalden alıntı: senceryan
merhabalar,
"ayıplı mal da, bir arızanın garanti süresi içinde olması ve bu arıza nın belirlenen bir yıl içerisinde iki defa dan fazla tekrarlaması durumunda seçimlilik hakkı doğmaktadır"
aklımda kaldığı kadarı ile böle bir hüküm vardı; bu hüküm şu anda hangi kanunla beraber yayınlandı ne hangi madde içerisinde bulunmaktadır;
TSHH i yaptığım ücret iadesi istemi başvuruyu lehime sonuçlandırdı, ama tabii ki karşı tarafın itirazı var;
19.kasım tarihinde Ankara adliyesin de Tüketici mahkemesinde kendimi savunmam gerekecek, elimden geldiğince savunma konusunda birşeyler hazırladım ama,
bu hüküm hakkında yardımcı olabilir misiniz?? teşekkürler
garanti belgesi uygulaması hakkındaki yönetmelikte var Madde 14 — Tüketicinin onarım hakkını kullanmasına rağmen malın; a) Tüketiciye teslim edildiği tarihten itibaren, belirlenen garanti süresi içinde kalmak kaydıyla, bir yıl içerisinde; aynı arızanın ikiden fazla tekrarlanması veya farklı arızaların dörtten fazla meydana gelmesi veya belirlenen garanti süresi içerisinde farklı arızaların toplamının altıdan fazla olması unsurlarının yanı sıra, bu arızaların maldan yararlanamamayı sürekli kılması, b) Tamiri için gereken azami sürenin aşılması, c) Firmanın servis istasyonunun, servis istasyonunun mevcut olmaması halinde sırasıyla satıcısı, bayii, acentesi, temsilciliği, ithalatçısı veya imalatçı-üreticisinden birisinin düzenleyeceği raporla arızanın tamirinin mümkün bulunmadığının belirlenmesi, durumlarında, tüketici malın ücretsiz değiştirilmesini, bedel iadesi veya ayıp oranında bedel indirimi talep edebilir. Bu maddenin (c) bendinde belirtilen raporun, tüketicinin başvuru tarihinden itibaren yedi gün içerisinde düzenlenmesi zorunludur. Tüketici, raporun belirtilen süre içerisinde düzenlenmemesi veya raporu kabul etmemesi hallerinde, ilgili tüketici sorunları hakem heyetine başvurarak mevcut durumun tespit edilmesini isteyebilir. Satıcı, tüketicinin bu Yönetmeliğin 13 ve 14 üncü maddelerinde belirtilen taleplerini reddedemez. Tüketicinin bu taleplerine karşı satıcı, bayii, acente, imalatçı- üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludurlar.
arkadaşım sorununu okudum.yüzde yüz haklısın.telefonun aynı arıza yüzünden 1 yıl içinde 2 den fazla defa servise gitmiş.servisin işi bilmeyip sorunu yazılımla çözmesi senin sorunu değil ki.sadece servis fişlerini ve alınan belgeleri mahkemeye sunman davayı kazanman için yeter.paniğe gerek yok.
Peki benım olayımın sonucu ne olacak Samsung Istanbul servısı telefon degısım onayını vermıyecekmı? Bana bursa 30 gun ıcınde bozulan ve parca degısımı gerektıgen tamırlerde telefonun degısım hakkı var demıstı ama yıne de bu karar ıstanbuldan cıkıyor demıslerdı... Sonuc olarak ben daha uzun bır sure telefonsuz ve sonunda da degısımı olmıyacak gıbı geldı sımdı bana.
Sayın cssbaycelebi;
Ben ayıplı olduğunu düşündüğüm bu telefonu alıp götürdüm Vatan Bilgisayar'a. Muadillerine göre bariz bir şekilde sorunlu ama müşteri temsilcisi telefonun İstanbul'daki bir teknik servise gönderilip ayıplı olduğuna dair bir rapor isteyeceklerini söyledi ve telefonu gönderdim.
Şu durumda eğer telefonun ayıplı olmadığına dair bir rapor alırsam hakkımı nasıl arayabilirim, bu işin prosedürü nedir? Tamamen teknik servisin insafına mı kaldık yani?
quote:
Orijinalden alıntı: desci
Sayın cssbaycelebi;
Ben ayıplı olduğunu düşündüğüm bu telefonu alıp götürdüm Vatan Bilgisayar'a. Muadillerine göre bariz bir şekilde sorunlu ama müşteri temsilcisi telefonun İstanbul'daki bir teknik servise gönderilip ayıplı olduğuna dair bir rapor isteyeceklerini söyledi ve telefonu gönderdim.
Şu durumda eğer telefonun ayıplı olmadığına dair bir rapor alırsam hakkımı nasıl arayabilirim, bu işin prosedürü nedir? Tamamen teknik servisin insafına mı kaldık yani?
telefonun ayıplı olmadığına dair bir rapor tutlup, talebin reddedilirse, servisin tuttuğu rapora karşı bulunduğun yer tüketici hakem heyetine başvurabilirsin.hakem heyetide bağımsız bilirkişiler marifetiyle telefonu inceler ve raporunu heyete sunar. heyet te kararını verir.ayrıca tüketici mahkemesinden de telefonun ayıplı oluğu konusunda tespit isteyebilirsin.
quote:
Orijinalden alıntı: oist
Peki benım olayımın sonucu ne olacak Samsung Istanbul servısı telefon degısım onayını vermıyecekmı? Bana bursa 30 gun ıcınde bozulan ve parca degısımı gerektıgen tamırlerde telefonun degısım hakkı var demıstı ama yıne de bu karar ıstanbuldan cıkıyor demıslerdı... Sonuc olarak ben daha uzun bır sure telefonsuz ve sonunda da degısımı olmıyacak gıbı geldı sımdı bana.
30 gün içnde hatayı bildirdiğinize göre, servis fişine ne yazılmış.onu servisi arayıp sormak lazım.mikrofon hatası diye yazılmışsa değişim hakkınız var.teknik servisi arayıp bana bilgi verirseniz size daha çok yardımcı olurum.değişim onayını teknik servis değil.samsung veriyor. teknik servisler sadece şirkete mail atıyor.
30 gün içnde hatayı bildirdiğinize göre, servis fişine ne yazılmış.onu servisi arayıp sormak lazım.mikrofon hatası diye yazılmışsa değişim hakkınız var.teknik servisi arayıp bana bilgi verirseniz size daha çok yardımcı olurum.değişim onayını teknik servis değil.samsung veriyor. teknik servisler sadece şirkete mail atıyor.
Servis fisinde mıkrafon arızalı degısım ıstenıyor dıye yazılmıs ... Bıde bugun samsungu aradım ne kadar surecek dıye bellı degıl dedıler pekı dedım 15 gun den sonra bana telefon verılecekmı kullanmam ıcın dedım onlarda bu arıza degıl degıl degısım talepı oldugu ıcın yerıne kullanılacak telefon verılmıyecektır denıldı..
Orijinalden alıntı: oist
30 gün içnde hatayı bildirdiğinize göre, servis fişine ne yazılmış.onu servisi arayıp sormak lazım.mikrofon hatası diye yazılmışsa değişim hakkınız var.teknik servisi arayıp bana bilgi verirseniz size daha çok yardımcı olurum.değişim onayını teknik servis değil.samsung veriyor. teknik servisler sadece şirkete mail atıyor.
Servis fisinde mıkrafon arızalı degısım ıstenıyor dıye yazılmıs ... Bıde bugun samsungu aradım ne kadar surecek dıye bellı degıl dedıler pekı dedım 15 gun den sonra bana telefon verılecekmı kullanmam ıcın dedım onlarda bu arıza degıl degıl degısım talepı oldugu ıcın yerıne kullanılacak telefon verılmıyecektır denıldı..
demekki malın ayıplı olduğuna karar verilmiş.değişim yapacaklar. tamirat veya değişim 15 günü aştığı için kullanman içni yeni telefon vermeleri gerekir.hukuki dayanaktan yoksun konuşmuşlar.değişim olması farketmez. aksine düşünce 4077 sayılı yasanın ve garanti belgesi uygulama yönetmeliğinin ruhuna aykırı.servise telefon aç telefonu iste. vermezlerse de tüketici hakem heyetine müracaat et. onlar seni yönlendirir.ayrıca servisin bulunduğu yer mülki amirliğine şikayet dilekçesi yaz.para cezası versinler.
Orijinalden alıntı: oist
30 gün içnde hatayı bildirdiğinize göre, servis fişine ne yazılmış.onu servisi arayıp sormak lazım.mikrofon hatası diye yazılmışsa değişim hakkınız var.teknik servisi arayıp bana bilgi verirseniz size daha çok yardımcı olurum.değişim onayını teknik servis değil.samsung veriyor. teknik servisler sadece şirkete mail atıyor.
Servis fisinde mıkrafon arızalı degısım ıstenıyor dıye yazılmıs ... Bıde bugun samsungu aradım ne kadar surecek dıye bellı degıl dedıler pekı dedım 15 gun den sonra bana telefon verılecekmı kullanmam ıcın dedım onlarda bu arıza degıl degıl degısım talepı oldugu ıcın yerıne kullanılacak telefon verılmıyecektır denıldı..
bulunduğunuz yerde tüketici derneği varsa onlarla diyaloğa geçin. çok yardımcı olurlar size.dilekçe örneklerini de alabilirsiniz onlardan.
quote:
Orijinalden alıntı: scaner123
Benim cihazım teknik serviste 30. iş gününü doldurdu ve o gün tüketici hakem heyeti ile fatura bedelini almak amacıyla dava açtım... 30 iş gününden yaklaşık 20 gün sonra cihazın onarımını tamamladılar, bu 20 gün için tazminat alma hakkım var mı acaba ?
Beni bu kadar mağdur eden bir teknik servisten alabildiğim kadar fazla şey almak istiyorum
cssbaycelebi hocam çok detaylı bilgiye sahipken bilmişlik yapmak gibi olmasın ancak arkadaşımın telefonu onarılmasına reğmen mahkeme kararı, fatura bedeli veya değişimdi.
Benim mesajım birazuzun olacak. Kusura bakmayın. En baştan başlıyayım... 19.10.2009'da nokia shop'tan n82 aldım. Tam gününü bilmiyorum ama ilk 5 gün içinde telefonum kendi kendine açılıp kapanmaya başladı. Forumlara sorunumu yazdım. Hafıza kartını çıkartırsam düzelebileceğini söylediler. Gerçektende sonraki 4-5 gün boyunca yapmadı.. Ama yeni bir şey farkettim. Telefonu açtıktan sonra ekran birden kayboluyor telefonun kendi gri teması kalıyor ekranda 2-3 saniye sonra tekrar ekran eski haline dönüyor. Tekrar hafıza kartını taktım. O gün giden kutusundaki mesajları açamadım. Gecede telefonun şarjı bitti kapandı. Tekrar açmak istediğimde telefon donu açılmadı. Bunun üzerine telefonu değiştirme talebinde bulunmaya karar verdim. Ertesi gün mesajlardaki sorunun düzeldiğini farkettim. Aldığım yere gittim, sorunları söyledim ve telefonu değiştirmek istediğimi söyledim. Bana telefonu kendilerine servise bırakmamı söylediler. Ben de yeni telefon olduğu için bunu kabul etmediğimi, telefonun ayıplı ürün olduğunu ve değiştirme hakkımın olduğunu anlattım. Ama kendilerinin birşey yapamayacağını söylediler. Ertesi gün babamın avukat arkadaşı merkezlerine telefon etmiş. Kendileri yasaya uymadığı için onlarıda dava edeceğini söylemiş. Onlarda aldığı şubeye gitsin, telefonu değiştirelim demişler. Ertesi gün gittim. Ordaki çalışan telefona bakabilirmiyim dedi. Ben de kendisine niye diye sordum. O da ısrar etti al bak dedim. Versiyonuna baktı. Yazılım yüklenmesi lazım falan filan dedi. Ben de kendisine niye daha önce böyle söylemdiklerini sordum ve telefonu değiştirmek istediğimi söyledim. O sırada bu işin olmayacağını sonra bu telefonların tekrar satıldığını ağzından kaçırdı. Hem dedi ekran çizik olmaz ben de kendisine ekrandaki jelatini bile daha çıkarmadığımı gösterdim. Velhasıl onları mahkemeye vereceğimi söyleyip ayrıldım. Nokia destek hattını arayıp onlara durumu anlattım. Onlarda kendilerinin birşey yapamayacağını ve telefonu servise bırakmam gerektiğini söylediler. Pazartesi tüketici hakem heyetine başvuracağım. Benim sormak istediğim, 1. Benim telefonum da yukarda anlattığım hatalar var. Telefonum ayıplı ürün olduğunu düşünüyorum. Doğru mudur? 2. Garanti belgesinde kaşe yok. Kaşe vurdurmak zorunda mıyım? 3. aldığım yerdeki çocuğum versiyonuna bakıp olmaz demesi midemi bulandırdı. Ama böyle birşey varsa telefonu aldığım zaman veya ilk gittiğimde söylemeleri gerek mezmiydi? 4. Aynı zamanda yasal hakkımı kullandırmadıkları için onları mahkemeye vermeyi düşünüyorum?
Yardımcı olursanız sevinirim.
Arkadaşlar sormayı unutmuşum. Şimdi ben kimden şikayetçi olcağım nokia'dan mı? satın aldığım yerden mi? yoksa her iki kurumdan mı?
merhaba arkadaşım, benim sorunum 03.09.2009 da aldığım samsung jet marka telefonumda ekranında çıkan problemden dolayı 24.09.2009'da servise verdim(telpa). ücret iadesini istedim. neyse telpa telefonu samsunga gönderdi ve iade için onay istedi, sonunda iade onayı aldı. aradan geçen bunca zamana rağmen ben paramı alamadım. ödemeler cuma günü yapılıyormuş ve 3 cuma geçmesine rağmen ödeme yapılmadı. beni durmadan oyalıyorlar, sözde bu cuma para hesabıma yatacaktı ama sıra bana gelmemişte p.tesine kalmış. p.tesi benim için son gün, şimdi p.tesi bu para yatmazsa hesabıma yasal hakkım nedir ve ne kadar zarar verebilirim şerefsizlere???
saygılar...
quote:
Orijinalden alıntı: cssbaycelebi
quote:
Orijinalden alıntı: desci
Sayın cssbaycelebi;
Ben ayıplı olduğunu düşündüğüm bu telefonu alıp götürdüm Vatan Bilgisayar'a. Muadillerine göre bariz bir şekilde sorunlu ama müşteri temsilcisi telefonun İstanbul'daki bir teknik servise gönderilip ayıplı olduğuna dair bir rapor isteyeceklerini söyledi ve telefonu gönderdim.
Şu durumda eğer telefonun ayıplı olmadığına dair bir rapor alırsam hakkımı nasıl arayabilirim, bu işin prosedürü nedir? Tamamen teknik servisin insafına mı kaldık yani?
telefonun ayıplı olmadığına dair bir rapor tutlup, talebin reddedilirse, servisin tuttuğu rapora karşı bulunduğun yer tüketici hakem heyetine başvurabilirsin.hakem heyetide bağımsız bilirkişiler marifetiyle telefonu inceler ve raporunu heyete sunar. heyet te kararını verir.ayrıca tüketici mahkemesinden de telefonun ayıplı oluğu konusunda tespit isteyebilirsin.
İlgilendiğiniz için teşekkür ederim. Sizin gibi yardım sever insanlar foruma değer katıyor.
Kolay gelsin.
"Bankaların haksız yere aldığı yıllık kredi kartı ücretini geri alma" dilekçesi (*)
..............İlçe Hakem Heyeti Başkanlığına (oturduğunuz ilçe kaymakamlığı içinde )
Ben............Bankasının Kredi(Banka) kart kullanıcısıyım.Banka benden bu güne kadar, ..................yılı ve ....... tarihleri arasında,....YTL tutarında yıllık kart ücreti tahsil etmiştir. Ben, bankanın haksız ve yasadışı olarak tahsil ettiği kart ücretlerini,aynı bankanın uyguladığı en yüksek banka faiziyle geri istiyorum.
Hukuki Sebebler: 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunnun 6 maddesi Haksız şartlar konusunu ele almıştır. Sözleşmedeki Haksız Şartlar, Satıcı veya sağlayıcının tüketiciyle müzakere etmeden, tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme koşulları haksız şarttır. Şeklinde tanımlanmıştır.
Yine bu maddenin devamında aynen şöyle denilmektedir: Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu her türlü sözleşmede yer alan haksız şartlar tüketici için bağlayıcı değildir. Eğer bir sözleşme şartı önceden hazırlanmışsa ve özellikle standart sözleşmede yer alması nedeniyle tüketici içeriğine etki edememişse, o sözleşme şartının tüketiciyle müzakere edilmediği kabul edilir
Yargıtay 13.Hukuk Dairesi de, yasanın bu maddesine ve bankaların yanlış uygulamalarına dikkat çekerek, özetle aşağıdaki şekilde bir karar vermiştir. Bu karar gazete ve televizyonlarda da yayınlanarak,halka mal olmuştur. Sözleşmenin davacı banka tarafından matbu, standart olarak hazırlanıp boş olan kısımların rakam, isim ve adresler yazılarak doldurulduğu, sözleşmenin 12 punto koyu siyah harflerle düzenlenmediği görülmektedir. Davacı, tüketici aleyhine olan ve tüketiciyi kart kullanımı ücreti adı altında bir külfete sokan sözleşme hükmünün tüketici ile ayrıca müzakere edilerek kararlaştırıldığını iddia ve ispat edememiştir.
Subut Sebepler: Kart ücretinin alındığına ilişkin belgeler,sözleşme vs. Sonuç ve Talep: Bankanın benden yasa dışı olarak tahsil ettiği ....miktarındaki kart ücretini aynı bankanın uyguladığı en yüksek faiziyle geri istiyorum.Lehime karar verilmesini,mağduriyetimin giderilmesini saygıyla arz ederim.
(*) TTKD avukatları tarafından hazırlanmıştır.Herkes tarafından bedelsiz kullanılabilir.
Adı ve Soyadı İmza ve Tarih:
"Ambajlı et ve sütün % 80'i bozuk"
Tüm Tüketicileri Koruma Derneği, son 2 yılda analiz ettirilen ambalajlı et ve süt ürünlerinin yüzde 80'inin bozuk çıktığını iddia etti.
Tüm Tüketicileri Koruma Derneği (TTKD) Genel Başkanı Mehmet Barak, yaptığı açıklamada, 2001 ve 2003 yılının temmuz ayları arasında İstanbul ve Marmara bölgesindeki hipermarketlerden alınan toplam 1434 gıda numunesinden ancak yüzde 50,4'ünün standartlara uygun çıktığını söyledi.
Standartlara aykırı ürünlerin başında ambalajlı et ve süt ürünlerinin geldiğini savunan Barak, ''Analiz ettirdiğimiz bu ürünlerin yüzde 80'i bozuk çıktı'' dedi.
Alınan numunelerden, et ürünleri içinde bozuk olanlarda ilk sırayı yüzde 85.5 ile köfte ve yüzde 83 ile kıymanın aldığını da iddia eden Barak, bunları yüzde 76.5 ile kavurmanın izlediğini öne sürdü.
Alınan döner numunelerinden yüzde 45.7'sinin, pastırma numunelerinden yüzde 63.2'sinin, sosis numunelerinin ise yüzde 59.5'inin bozuk çıktığını iddia eden Barak, süt ürünleri numunelerinden tulum peynirinin yüzde 90'ının, lor peyniri numunelerinin yüzde 81.8, beyaz peynir numunelerinin de yüzde 58.6'sının standartlara uymadığını savundu.
"ÜRETİMDE HİJYEN KURALLARINA UYULMUYOR"
Alınan numunelerden tereyağı ve kaşar peynirindeki bozuk ürün oranının yüzde 50'yi bulduğunu öne süren Barak, ''Bu rakamlar, tüketici sağlığı açısından ürkütücüdür'' diye konuştu.
Piyasaya bozuk ürün sunulmasında en büyük sorumluluğun üreticilerde olduğunu belirten Mehmet Barak, şunları kaydetti:
''Firmalar, üretimde hijyen kuralarına uymuyor. Hipermarket yöneticilerinin birçoğu da sorumsuz davranıyor. Sattıkları gıdanın içinde kanser yapıcı (aflatoksinin) olması dahi onları fazla ilgilendirmiyor.
1995 yılında yürürlüğe giren Tüketiciyi Koruma Kanunu'nda öngörülmesine karşın gıda üretimi yapan ve satan firmalar yeterince denetlenmiyor. Sivil toplum örgütlerinin tepkisi de, yasalardaki boşluk nedeniyle yetersiz kalıyor. Örneğin, firmalar tepkiden çekinerek piyasadan topladığı bozuk sütü yarın peynir olarak soframıza sunabiliyorlar.''
29 FİRMA İÇİN SUÇ DUYURUSU
Yasalardaki boşluklara rağmen tüketicinin sağlığıyla oynayan firmalarla mücadelede kararlı olduklarını bildiren Barak, şöyle konuştu: ''Bugüne kadar tüketicinin sağlığıyla oynayan 29 firma hakkında suç duyurusunda bulunduk. Ancak yasal süreç yavaş işliyor ve bunu fırsat bilen firmalar suçlanan markadaki ürünü geri ekip, yeni markayla üretim yapıyor. AB'nin kapısını çalan Türkiye'de insanlara koli basili yediren ve içiren üreticiler ile hipermarket yöneticilerini, basın yoluyla teşhir etmeyi planlıyoruz.''
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından 26 Ekim 2009 pazartesi günü, Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerin İthalatı, İşlenmes, İhracatı, Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmelik çıkartılmıştır. Yönetmelik kendi içinde baştan sona kadar çelişkilerle doludur ve her maddesi cevaplanamayacak sorulara açıktır. Yönetmeliğin tüm maddelerinde GDO'ların risk taşıdığı konusunda bir tedirginlik ve korku ifadesi yer almaktadır. GDO'ların zararını kabul etmekte olan bu yönetmelik bir baskı sonucunda hazırlandığı izlenimini vermektedir. Örneğin Madde 4-i 'de yer alan izleme ile ilgili tanımda; “ GDO ve ürününün biyolojik çeşitlilik, bitki, hayvan ve insan sağlığı üzerindeki etkilerini belirlemek” gibi bir ifadenin yönetmelikte yer alması GDO'lu ürünlerin kullanımında yaratacağı sorunların varlığını kabul ettiklerini ortaya koymaktadır. Söz konusu maddede etkileri belirlemek üzere; program dahilinde yürütülen gözlem, analiz ve kontrollerden söz etmektedir. Bunun anlamı insan ve hayvanların kobay gibi kullanılarak sonuçların elde edilmesidir.
Gözlem, analiz, kontrol ve deneme sonucu olumsuzluk tespit edilirse bu olumsuzluğun geri dönüşünün olmadığı bir gerçektir. Aynı şekilde madde 4- “l” ve “m”de yer alan ifadelerde de yukarıda belirttiğimiz zararlı ve olumsuz etkileri ortaya çıkması halinde, olumsuz etkileri yaşayanların bu olumsuz etkilerden kurtulamayacağı ve büyük sorunlar yaşayacağı bir gerçektir.
GDO'lu ürünlerin çevreye, insan ve hayvana vereceği zararın önlenmesi ve geri dönüşümü mümkün değildir. Yönetmelikte çeşitli maddelerde yer alan acil önlem planlarının hiçbiri zararları yok etmez, sağlığı geri getirmez, çevrenin bozulan dengesini düzeltmez.
Yönetmeliğin beşinci maddesinde “GDO'lu ürünlerin bebek mamaları, bebek formulleri, devam mamaları, devam formulleri ile bebek ve küçük çocuk ek besinlerinde kullanılması yasaktır. İnsan ve hayvan tedavisinde kullanılan antibiyotiklere karşı direnç genlerini içeren GDO ve ürünlerinin ithalatı ve piyasaya sunulması yasaktır” diyerek, GDO'ların riskini peşinen kabullenen bir düşünce bu ürünleri hamilelerin ve diğer bir çok hassas kişinin yemesine izin vermektedir. Böylesi bir çelişkiyi yansıtan bu yönetmeliği hazırlayan uzmanlar nasıl oluyor da GDO'lu ürünlerin ithaline izin verebiliyorlar.
Bu yönetmelik ile gıdalarımız ve hayvan yemlerinde kullanılmak üzere, kısaca GDO denilen genetik yapısı değiştirilmiş organizmaların ve ürünlerin ithalatı, işlenmesi ve tüketimi yasal ve serbest hale getirilmiştir.
Çok uluslu tarım tekelleri tarafından içlerine farklı bitki ve hayvan türleriyle zehirli virus ve bakteri genleri eklenerek genetik yapısı değiştirilmiş mısır, soya, pirinç, kanola gibi ürünler artık bundan sonra serbestce ülkemize ithal edilecektir.
Üstelik, bu yönetmelik ile gıda veya yem, GDO'lardan biri veya birkaçını toplamda %0.9 oranında daha az içerecek ise GDO'suz olarak kabul edilecektir.
Özellikle de genetik yapısı değiştirilmiş mısır ve soya gibi ürünler, mısırözü yağından soya yağına, pastadan baklavaya, koladan meyvesuyuna, etli yiyeceklerden unlu yiyeceklere kadar olmak üzere 800-1000 çeşit gıda maddesinde kullanılmaktadır.
GDO'lu ürünlerin bağışıklık sistemimizin çökme riskini arttırdığı, kanser başta olmak üzere birçok bilinmeyen hastalıkları tetikleme riski ve tehlikesi olduğu yıllardan beri bilim insanlarınca söylenmektedir.
Genetik yapısı değiştirilmiş organizma ve ürünlerin ithalatının ve tüketiminin serbest olması, tüketiciler ve halk olarak sağlıklı gıda hakkımızı ve gıda egemenliğimizi ortadan kaldıracaktır. Bu izin ve serbesti ülkemiz tarımına ve çiftcisine telafisi imkansız zararlar verecek ve yıkım getirecektir.
Tarım ve Köyişleri Bakanına soruyoruz: Sağlıklı ve güvenilir tarımsal ürünlerin ülkemizde üretimine ve tüketimine olanak varken, sağlıksız ve riskli ürünlerin milyarlarca dolar para vererek ülkemize sokulmasına izin verilmesinin tüketicilere, çiftçimize, tarımımıza zarar vereceğini bilmiyor musunuz? Uluslar arası tarım tekellerinin çıkarlarını tüketicilerin sağlığından, gıda egemenliğimizden; tarımımızın, ülkemizin ve çiftçimizin yararından daha mı üstün görüyorsunuz? Doğacak olan sonuçlardan vicdanınız sızlamıyacak mı? Tarım ve Köyişleri Bakanına ve Hükümete sesleniyoruz: Ülkemiz, tüketiciler ve çiftçiler için yıkım ve ölüm getirecek olan bu yönetmeliği hemen geri çekiniz. Gıdalarımızla oynanmasına izin vermeyiniz. Gıdalarımızı emperyalist tekellerin insafına terk etmeyiniz. Gıdayla oynamak bir insanlık suçudur. Bu suçun altından kalkamazsınız. Gıdamızın geleceğinin emperyalist tarım tekellerine terk edilmesine izin vermeyeceğiz. Ülkemizin GDO'lu organizma ve ürünlere gereksinmesi yoktur. Tüketiciler ve ülke olarak GDO'lu gıdalara değil, sağlıklı gıdalara ihtiyacımız vardır. Bu nedenle, GDO'lu organizma ve ürünlerin ithalatı, üretimi ve tüketimini yasaklayan bir yasal düzenleme yapılmasını istiyoruz.
Tüketicilere sesleniyoruz: Gıdamıza sahip çıkalım. Gıdamızın geleceğini ve kaderini emperyalist gıda tekelleri ile onların işbirlikçilerine teslim etmeyelim.
Sonuç olarak bu yönetmelik çevreyi, hayvan ve insanı katletmek için kullanılacak biyolojik silahın kullanımına izin veren ölüm fermanımızdır. GDO'ların ithalatine ve üretimine izin veren bu yönetmelikte yer alan maddeler incelendiğinde görülmektedir ki yönetmelik çevre, insan ve hayvanları korumak amaçlı değil, GDO rantı peşinde olanlara fırsat yaratmak için hazırlanmıştır.
Tüketici Hakları Derneği olarak, bu yönetmeliğin iptal edilmesi için dava açacağımızı ve GDO'lu ürünlerin yasaklanması konusunda sonuna kadar mücadele edeceğimizi kamuoyuna duyururuz.