Şimdi Ara

Temel fıkraları

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
6
Cevap
0
Favori
3.640
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • -buyrun
    -daha çok var ama ilerki zamanlarda umarım işinize yarar gülersiniz
    -
    -
    -
    -
    -
    o.ç [#15483]

    Bir Ingiliz bir Fransiz birde bizim Temel 30 katli bir binanin son katindalardır Ingiliz der ki :
    Ben atlicam intihar etcem. Temel niye Ingiliz der :
    Benin anam o**spuluk yapiyo.Temel ile Alman vazgecirirler Ingilizi.Bu sefer Alman baslar :
    Bende atlicam benimde anam o**spuluk yapiyo der.Temel ile Ingiliz Almanı zar zor vazgecirirler.Temelde baslar :
    ULAN ASIL BEN ATLICAM BEN INTIHAR EDICEM . Alman ile Ingiliz sorar niye intihar edeceksin? Temel der ki :BU KADAR O**SPU COCUGUN YANINDA BENIM NE ISIM VAR.


    Ne parası [#805]
    Temel sabah uçagi ile parise gidiyor. Islerini tamamlayip aksam uçagi ile Istanbul'a dönmek istemekte...aksilik uçagi
    kaçirir. Saat 23.30'de lüks bir otelin yolunu tutar. Odasina çikip uyur. Sabah yedide resepsiyona gidip hesabini sorar. Eline bir fatura uzatirlar Temel sasirir:
    - Lan bir basimizi koyduk ve kalktik 400 dolar...olur mu?
    - Ama efendim hizmetlerimiz var.
    Temel faturaya bakar T.K.P 100$
    - T.K.P ne?
    - Tenis kortlarini kullanma parasi
    - Ben kullanmadim ki? der Temel
    - Kullansaydiniz efendim 6 tane kortumuz var. der
    Resepsiyon memuru yine bakar
    - H.K.P 150$
    - Bu ne?
    - Havuzu kullanma parasi
    - Kullanmadim ki? der Temel.
    Resepsiyon memuru gayet sakin bir sekilde
    - Kullansaydiniz 3 tane havuzumuz var 2 tanesi olimpik.
    Temel çok sinirlenir ve hemen bir kalem ister.
    Faturanin altina aynen sunu yazar.
    T.S.P 500$ ve resepsiyon memuruna uzatir.
    - Ver bakalim 100$ sizin de bana 500$ borcunuz vardir,
    der Temel.
    Resepsiyon memuru sasirir
    - T.S.P ne oluyor?
    - Temel'i s..me parasi.
    - Aman efendim olurmu öyle sey estagfirullah. der resepsiyon memuru
    - Kardesim Temel burdaydi s..seydiniz bütün gece müsaittim!

    Bir gün kadının biri aracıyla yolda giderken önüne tecavüzcü coşkun çıkar coşkun kadına saldırır kadın aniden çantasındaki bıçağı çıkarır ve coşkunun cinsel aletini keser fırlatır.Cinsel organ yolda araçlarıyla giden temelle dursunun aracının ön camına carpar ve temel şöyle der:uy uşağum sineğin şeyine bak.Ardından dursun:benimkinden büyük hatta benden de büyük.

    Temel ve arkadaşları çok ağaç kesebilmek için Amerika'dan motorlu testere getirtmeye karar vermişler. Gerekli bağlantılar kurulduktan sonra para ödenmiş ve birkaç tane elektirikli testere alınmış. Garanti kağıdında da günde en az 500 tane ağaç keseceği yazıyormuş. Her neyse bizimkiler koyulmuşlar işe akşam olunca en fazla kesen Temel sadece 50 tane ağaç kesmiş. Bir sonraki gün Temel zorlayarak sayıyı 100'e çıkarmış, daha sonraki gün akşam Temel yerinden kalkamaz hale gelmiş ama sadece 150 tane ağaç kesebilmiş. Artık bizimkiler Amerika'dan bir yetkili çağırmaya karar vermişler. Yetkili gelmiş ve birlikte ormana gitmişler. Amerikalı motorun ipini çekip çalıştırmış ve çıkan ses üzerine bizimkiler hep bir ağızdan
    - uyy o ne daaa?...

    emelle dursun hayatlarında ilk defa keraneye gideceklermiş. Temel dursuna
    - önce birimiz girsin beğenirse öbürüde girer demiş.
    Dursun
    - tamam demiş ve önce girmiş ve bi kaç saat sora çıkmış.
    Temel hemen sormuş
    - nasıldı diye
    dursun
    - valla benim karıdan iyiydi demiş. Sıra Temele gelmiş Temel de işinin görüp çıktıktan sora
    Dursun sormuş
    - nasıldı diye
    Temel:
    - Valla haklısın dursun senin karıdan iyiydi.

    ceza evinde tutuklu olan ingiliz fransız ve temele bi gün hapishane müdürü bi yarışma düzenler.üç tutuklununda hücresine birer köpek konulacak,1 yıl köpekle ilişkiye girecek mahkumlar ve bu bir yılın sonunda köpeği en çok doğurtan serbest kalcaktır.aradan bir yıl geçer ve tüm basın ve tüm mahkumlar merakla kapıların açılmasını bekler.ilk olarak fransızın kapısı açılır ve yanına konulan köpekle birlikte 9 köpek daha çıkar.dokuztane yavrulatmıştır.sonra ingilizin kapısı açılır.tam 31 tane köpek yavrulatmış,kazandığından emin ve bitkin şekilde çıkar hücresinden.ve temelin kapı açılır.yanına konulan köpek çıkar.ve ardından sadece bir köpek daha çıkar.sadece bir tane yavrulatabilmiş.herkes alaylı bi gözle temele gülerler.ingiliz mahkum:yuhhh be bizde türkleri güçlü kuvvertli bilirdik sexe düşkün bilirdik der ve herkes güler.temel yorgun argın:senin köpekte erkek olasydı görürdün:)

    emel ile Dursun bir gün kendilerinin vesikalık fotoğrafını çekeceklermiş. Temel Dursuna dönüp,
    - Sen çukur kaz bende fotoğraf makinası getireyim
    demiş. Aradan bir kaç dakika geçmiş ve Temel Dursun'un yanına gelmiş. Bir bakmış ki, Dursun 12 tane çukur kazmış. Temel kızmış.
    - Ula manyak niye 12 tane çukur kazdın ben 12 tane fotoğraf makinası getirmiştim
    demiş...

    Bir kadin firtinali havada denize dusmus,imdat feryatlariyla ortaligi yirtiyordu,geminin kaptani her nekadar tayfalarina kizi kurtarmalari icin denize atlayacak babayigit icin emirler veriyor ama hic kimse bu emire itaat etmiyordu,kiz boguldu bogulacak derken geminin guvertesinden 70"lik temel dede tarzan vari bagirisiyla azgin sulara baliklama atlayip uzunca bir ugrastan sonra kadincagizi kurtariyor.tabiki geminin kaptani temelin yanina gidip ovgu dolu sozler ile iltifat ediyor,bizim temel bayagi yordun ve argin gozler ile kaptan ula kaptan burak baa iltifat etmeyuda beni yukardan iten ibna cimdu?

    Temel bir gün hastaneye gitmiş hastenenin bir köşesinde bir adam hüngür hüngür ağlıyormuş. Temel sormuş niye ağlıyorsun uşağum diye. Adam:
    - Kan tahlili yaptırmaya geldim parmağımı kestiler.
    Bu sefer Temel ağlamaya başlamış. Adam sormuş Temel'e "niye ağlıyorsun" diye; Temel cevaplamış:
    - Ben de idrar tahlili yaptırmaya geldim daa.

    itanik battığında üç kişi kurtulur. (İngiliz,Fransız ve Temel)İngiliz sadece golf sopasını, Fransız sadece golf topunu kurtarabilmiş. Bunların canları çok sıkılmış. Fransız
    - "Hadi golf oynayalım"
    demiş. İngiliz de katılmış. Temel de çok sevinmiş:
    - "Ama ben nasıl oynandığını bilmiyorum"
    deyince ,
    - "Çok kolay, sopa, top ve delik lazım"
    demişler. İngiliz:
    - "Bende sopa var."
    Fransız:
    - "Bende de top var."
    Temel:
    - "Ben oynameyrum."

    Bir gün bi uçakta Fransız, İngiliz, Alman, Rus, İranlı, Hollandalı ve Türk, laylaylom gidiyorlarmış. Uçak rotasını takip ederek giderken İngiltere'nin üstünden geçiyor.
    İngiliz şöyle bi aşağıları süzüyor ve lafa giriyor:
    - Arkadaşlar, burası benim memleketim İngiltere. Bizim biramız acayip meşhurdur, şahane biralar üretiriz, içmelere doyamazsınız.
    İngiltere bitiyor, Fransa'nın üstünden geçerken Fransız lafa başlıyor:
    - Burası da Fransa. Bizim kızlarımız meşhurdur, öpmelere kıyamazsın.
    Derken Almanya'ya geliyor uçak,
    Alman bi iç çekiyor:
    - Hey gidi memleketim diyor. Biz bi arabalar üretiriz, binmelere kıyamazsınız.
    Sonra Hollanda'nın üzerinden geçerken Hollandalı bakıyor şöyle bi aşağıya:
    - Burası da Hollanda; diyor. Ah o güzel evler, bizim evlerimiz meşhurdur...
    Uçak geçiyor Rusya'ya sonra (nasıl bi rotaysa artık)
    Rus bakıyor aşağıya:
    - Bizim KGB miz meşhurdur. Dünyada sinek havalansa haberdardır.
    Sonra İran'a dönüyor uçak.
    İranlı bakıyor şöyle bi göz süzerek:
    - Abiler burası da İran bizim de halımız meşhurdur, yumuşacıktır..
    Geldik Türkiye'ye...
    Türk bakıyor aşağıya, düşün düşün nerden başlasam ki (o kadar çok meşhur şeyimiz var ki en orijinalini söylemeliyim diye) Sonra başlıyor anlatmaya...
    - Arkadaşlar burası Türkiye. Bizim delikanlımız çok meşhurdur...Öyle ki; alır Fransız'ın kızını, içer İngiliz'in birasını, atar Almanın arabasına, götürür Hollandalının evine, yatırır İranlının halısına çatır çatır s.ker. KGB nin de bi s.kimden haberi olmaz

    Temel İdris'e:-Ula idris dun ne oldi pileymusun?
    -Ne oldi...
    -Pizum kari ile tarlada calisirken
    pirden bir ayi peydahlandu
    -Sonra?
    -Yakaladi pizum kariyi...
    -Eee?
    -Cikardi donuni...
    -Yapma ya?
    -Basladi mikmeye...
    -Sonra?
    -Tam o sirada pizum kari osurmazmi
    pi utandum pi utandum...

    emel savaşta yanında 10 arkadaşıyla birlikte düşmana esir düşmüş.
    İlk gün işkence sonunda ekipten 5 tanesi bülbül gibi konuşmuş.
    2. gün 3 kişi daha dayanamamış itiraf etmiş.
    3. günün sonunda bir tek Temel kalmış.
    4. gün işkencenin dozu artmış, Temel'den çıt yok.
    5. gün, işkence iyice ağırlaşmış ama Temel yine aynı 2 hafta sonra, Temel'i kaldığı hücrede izlemeye karar vermişler.
    Bizim Temel, hem kafayı duvara vurmakta, hem de söylenmekteymiş:
    - Haturla...Haturla...Haturlaaa...

    emel'e sormuşlar:
    - Temel, birinin kafasını karıştırmak için ne dersin?
    Temel
    - 54
    demiş. Soran kişi merak etmiş:
    - Ya niye 54 dedin durduk yere ?
    Temel açıklamış:
    - Bak gördün mü kafan nasıl karıştı...

    Temel akıl hastanesinde göreve başladıkdan sonra en azılı delilerin kaldığı koguşta baş hekimi rehin alarak isyan başlar bu olaya nasıl müdahele edeceklerini düşünürken Temel:
    - Benim bundan önce görev yaptığım hapisanede de böyle bir isyan olmuştu çırılçıplak soyundum ben bombayım dedim bütün deliler teslim oldu
    der. Başhekim yardımcısı çırılçıplak soyunur koguşa dalar
    - Ben bombayım
    der deliler bunu tuttukları gibi camdan atarlar başka bir doktor da aynısını yapar ve aynı akibete uğrar en son Temel soyunur içeri girer
    - Ben bombayım
    der bütün deliler teslim olurlar isyan biter delilerin liderine sorarlar
    - Öbürlerini dışarı attınızda bunda niye teslim oldunuz?
    lider derki:
    - en son gelen bombanın fititli kısaydı patlar diye korktuk

    Hakim Temel`e sormuş:
    - Davacıya olan borcunu niye bir türlü ödemiyorsun?
    Temel sinirli sinirli cevap vermiş:
    - Vereceğum vermesine ama bana üç ay mühlet ver diyrum, vermiy, üç yıldır beni oyaliy!.....

    lkokul öğretmeni sınıfta Cennet'e gitmek isteyenlerin ellerini kaldırmalarını ister. Yalnız Temel'cik elini kaldırmayınca merak eder ve sorar,
    - Sen gitmek istemiyor musun?
    - İster idum ama anacığım okuldan sonra hemen eve gel dedü...

    Emeklilik işlemleri için uğraşan Temel sigortaya şahsen başvurur. Görevli kadın yaşını doğrulatmak için bir kimlik belgesi sorunca Temel ceplerini arar, tarar ve cüzdanını evde unuttuğunu fark edince durumu anlatır.
    Görevli kadin
    - Gömlek düğmelerinizi açın o zaman
    der. Şaşıran Temel bir bir açar düğmeleri ve bembeyaz göğüs kılları ortaya çıkınca görevli kadın
    - Tamam bu gördüğüm yeterli
    yanıtıyla evrakları onaylar. Şaşkınlık içinde eve gidip emeklilik işlerini nasıl hallettiğini eşine anlatır adamcağız. Eşinden gelen yanıt bir başka olur:
    - Keşke pantalonunun düğmelerini açsaydın, o zaman bir de maluliyet farkı da alırdın...

    Lazın teki Ankara'da bir barda içerken cep telefonu çaldı,telefonunu
    açtı,bir o kulağına bir bu kulağına götürürken sevinçle bardaki herkese
    içki ısmarladı. Sonra da çevresindekilere karısının 15 kg lık tipik bir laz
    bebeği doğurduğunu söyledi.
    Bardaki hiç kimse bir bebeğin 15 kg. gelebileceğine inanmadı Fakat laz
    inat
    etti.
    - Dediğim gibi,bizim oralarda ortalama bebek kilosu budur,benimki de
    tipik bir laz bebeği!
    Dört bir yandan tebrikler yağdı; bardaki herkes lazı kutladı..
    İki hafta sonra laz tekrar bara uğradı. Barmen adamı tanıdı ve sordu
    - sen şu 15 kg doğan bebeğin babası değil misin? Herkes bebeğin iki haftada kaç kilo olduğunu merak ediyor. Söyle bize, bebek kaç kilo?
    Baba gururla yanıtladı,
    - 10 kg.
    Barmen şaşırmış ve meraklanmıştı
    - Ne oldu? Doğduğu gün zaten 15 kg.dı.
    Laz baba içkisini başına dikti, ıslak dudaklarını koluna sildi ve barmene doğru eğildi, gururla yanıtladı.......
    - Sünnet ettirdim.

    temel in bir köpeği varmış adı da hektormuş bir gün temel in arkadaşı dursun temel in evine gelmiş hoşgeldin faslından sonra geçmiş bir sandalyeye oturmuş bizim hektor da sandalyenin altına girmiş o akşam yemekte kuru fasulye yiyen dursun un gaz çıkarası gelmiş ve yavaşça osurmuş bunun üzerine temel kızgın bi sesle hektooor demiş dursun iyi demiş köpek yaptı sandı daha yüksek bi sesle yine osurmuş temel yine hektooor demiş dursun daha şiddetli bi sesle osurmuş bu kez temel bu sefer hektor kalk oğlum ordan yoksa dursun birazdan üstüne sıçacak demiş.

    Adamın biri sinemaya gider. Tam sinemada film başlarken önüne saçını kazıtmış biri oturur ve sinemanın işıkları bu saçını kazıtmış adamın kafasına vurur... Arkasındaki adam bir türlü filmi izleyemez. Adam içinden "şunun ensesine bi tane yapıştırayım" der sonra "Oğlum adam iri yarı...
    Ellese bile beni parçalar" diyip vazgeçerken yanına Temel oturur..
    Adam Temel'e donup "Şu kafasını kazıtmış adamın ensesine bi tane vur sana 5 milyon verecem" der. Temel de dayanamaz adamın ensesine bi tane yapıştırır ve devam eder "Ulan Hasan sen burada mıydın" der. Adam dönüp "Ne Hasanı kardeşim" der Temel de "Pardon kardeşim karıştırdım" der ve adam önüne dönünce 5 milyonunu alır.
    Adam dayanamaz ve Temel'e donup "Kardeş bi tane daha yapıştır sana 10 milyon verecem" der. Temel bi tane daha adamın ensesine vurur ve ilave eder
    "Hasan sensin be yeme beni" Adam dönüp "Hasan değilim kardeşim be " diyip ön koltuklardan birine oturur.
    Temel'in yanindaki adam artık filmi bırakıp bu kafasını kazıtan adamı
    aramaya başlar ve bulur hemen Temel'e dönüp "Bak kardeşim işte oraya oturmuş. Git ensesine bi tane daha vur sana cebimdeki tüm parayı
    verecem" der. Temel hemen kafasını kazıtmış adamın arkasına geçip ensesine bi tane yapıştırıp "Ulan Hasan burda mıydın, ben de yarım saattir arkadaki adamı sen sanıp ensesine vuruyorum" der...

    Birgün Temel eşeğiyle köyüne dönerken yolda gördügü elma bahçesindeki elmalardan tatmak ister. Bahçeye girer ve eşeğinin üstünde kolayca eriştiği elmalarla bir güzel karnını doyurur. Tam ayrılacağı sırada bahçe sahibi ikisini de görür ve yakalar. Önce bir güzel eşeği döver, ardından da köşede bekleyen Temel'i pataklar. Dayaktan sonra dayanamayan Temel sorar : - Tamam tövdün, anladik ta sana pirşey sormak isteyrum! - Sor bakalım. - Neden önce beni değul de eşeği dövdün ? - Seni önce dövseydim eşek kaçardı da ondan!...

    Birgün Temel eşeğiyle köyüne dönerken yolda gördügü elma bahçesindeki elmalardan tatmak ister. Bahçeye girer ve eşeğinin üstünde kolayca eriştiği elmalarla bir güzel karnını doyurur. Tam ayrılacağı sırada bahçe sahibi ikisini de görür ve yakalar. Önce bir güzel eşeği döver, ardından da köşede bekleyen Temel'i pataklar. Dayaktan sonra dayanamayan Temel sorar : - Tamam tövdün, anladik ta sana pirşey sormak isteyrum! - Sor bakalım. - Neden önce beni değul de eşeği dövdün ? - Seni önce dövseydim eşek kaçardı da ondan!...

    Temel'le İdris tarlada ekin ekerlerken, tarlanın yanındaki yolda bir araba durmuş, içinden sarışın bir afet inmişti. Kadın arabanın sağında solunda çaresizce dolaşırken bizimkiler kadının yanına yaklaşmışlar, derdini sormuşlar. Kadın, lastiğinin patladığını fakat kendisinin değiştiremeyeceğini söylemiş, yardım etmelerini istemişti. Bunun üzerine temel kadının yanına iyice yaklaşmış ve,
    - İkimizle de birer kere sevişirsen yardım ederiz, demişti. Kuş uçmaz kervan geçmez yerde çaresiz kalan kadın, çantasından iki tane prezervatif çıkarmış :
    - Peki, ama alın şunları takında öyle yapın, çocuk filan olmasın, demişti.
    Temel'le İdris hayatlarında ilk defa gördükleri prezervatifleri alıp takmışlar, kadınla sevişmişler, arabasının lastiğini de değiştirip kadını göndermişlerdi. Aradan aylar geçmiş, ekin kaldırma zamanı, bizimkiler güneşin altında kan ter içerisinde ektikleri ekinleri biçerlerken, Temel İdris'e bağırmış :
    - Ula İdirus ! anasını satayım çocuk olursa olsun, çok kaşıntı yapıyo, ben puni çıkartayrum daa..

    Savcı, morgdaki üç ceseti incelemek üzere gelmişti.
    Birinci ceset sırıtıyordu. Savcı nedenini sordu:
    - "Milli piyangoda büyük ikramiyeyi kazandı, sevincine dayanamadı, kalp krizi geçirdi ve öldü"
    dediler.
    Ikinci ceset de sırıtıyordu. Savcı sordu:
    - "Bu neden sırıtıyor?"
    - "Bunun da oğlu doğmuştu. Sevinçten kalbine yenik düştü"
    diye açıkladılar.
    Üçüncü ceset Temel'in kömür halindeki cesediydi. O da sırıtıyordu.
    - "Bu neden öldü?"
    diye sordu savcı.
    - "Efendim, buna yıldırım çarptı"
    dediler.
    - "Peki neden sırıtıyor?"
    - "Fotoğrafını çekiyorlar sanmış."

    Temel bir gün Dursun'a balık kılçığı yemenin insanın kafasını Çalıştırdığını söylemiş.
    Bu habere sevinen Dursun yanına Temel'i de alarak hemen bir balık lokantasına gitmiş.
    Az sonra gelen balıkların etini Temel, kılçıklarını Dursun yemiş.
    Böylece üç porsiyon balık tükettikten sonra Dursun hesabı ödemiş ve dışarıya çıkmışlar.
    Yolda bir ara Dursun:
    - Baa bak Temel. Sen galiba kazuklayisun beni ? demiş.
    Temel gülerek cevap vermiş:
    - Bak, gördün mü ? Kafan çalışmaya başladı bile.

    emel birgün Amarika'ya gitmiş. NeWYork'taki en ünlü ve lüks genelevine gelmiş. Buyur etmişler.
    - "Janeffer'i istiyorum"
    demiş. Kadın gelmiş:
    - "Fiyatım 1000 dolar"
    demiş. Temel kabul etmiş ve Temel Janeffer'le bir güzel beraber olmuş. Ertesi gün Temel gene gelmiş ve Janeffer'i cağırmış: Janeffer:
    - "İndirim için gene geldiysen olmaz, fiyatım 1000 dolar"
    demiş. Gene Temel bigüzel beraber olmuş kadınla. Temel ertesi gün gene gelmiş, aynı kadını istemiş, genel ev yoneticisi:
    - "Efendim başka guzel kızlarmızda var"
    demis. Temel:
    - "İlla da Janeffer"
    demis. Janeffer memnunmuş iki günde 2000 dolar. Tabi Temel bir güzel yine beraber olmuş sarışın Janeffer'la. Kız dayanamamış sormuş Temel'e:
    - "Sen ya çok zenginsin yada kafayı bozmuşsun. Üç günde 3000 dolar harcadın beraber olmaya."
    Temel hiç istifini bozmadan:
    - "Yok ulan Türkiye'den geliyorum. Oradaki kız kardeşin sana 3000 dolar gönderdi sana vermem için. Bizim başkasının parasında gözümüz yok."

    Çok fakir olan ve o gün kafası çok bozuk olan Temel yolda giderken bir lamba bulur ve onu alıp eve getirir. Kulübesine yatmaya gelen Temel lambayı bir köşeye koyar. Koymasıyla beraber lambanın içinden cinin çıkması bir olur.
    "Dile benden ne dilersen!"
    Temel gayet sakin;
    "Git kardeşim başımdan, şimdi seninle ugraşamam."
    Cin tekrar;
    "Dile benden ne dilersen!"
    İyice sinirlenen Temel,
    "Hastamısın sen be! Birşey dilemiyorum s..tir git başımdan!"
    Cin Temel'e dönerek;
    "Sen benden birşey istemedin ama ben sana yine de bir kıyak geçecegim!" der ve Temele 6 tane yumurta uzatarak;
    "Bir dileğin olduğu zaman bu yumurtaların birisini eline al ve yere at. O zaman dileğin yerine gelecektir." der ve ortadan kaybolur.
    Gel zaman git zaman Temel'in gözü bir gün yumurtalara takılır. Yumurtanın birini eline alır ve;
    "Bu kulübe bir saray olsun!" der.
    Anında kulübe saray oluverir.
    Bundan hoşlanan Temel ikinci yumurtayıda eline alır ve;
    "Dünyanın gelmiş geçmiş en güzel on hurisini bana ver." der ve on huri dakikasında Temel'in yanında olurlar.
    Temel bu işten iyice zevk almıştır ve hemen eline üçüncü yumurtayı alır;
    "Harcıyamıyacağım kadar çok param olsun!"
    ve tabii ki Temel'in sarayının her bir odası altınla dolar.
    Temel hayatını yaşar ve birgün sarayın önünden Dursun'u geçerken görür. Hemen vezirlere;
    "Çabuk şu adamı çağırın." Der.
    Dursun'u alıp Temel'in yanına getirirler. Temel'i o şekilde gören Dursun neye uğradığını şaşırır. Daha Dursun ağzını açmadan Temel;
    "Dursun bana hiçbirşey sorma al şu üç yumurtayı ve git. Bir dileğin olduğu zaman bu yumurtalardan birini kır. Dileğin gerçekleşecektir" der ve Dursun gider.
    Aradan tam 1 yıl geçer ve Temel yine Dursun'u fakir ve gariban bir şekilde sarayın önünden geçerken görür. Hiçbirşeye anlam veremeyen Temel vezirlerine dönerek;
    "Getirin şu adamı" der. Dursun'u Temel'in huzuruna çıkarırlar. Temel;
    "Ula Dursun! Ben sana üç yumurta vermedim mi? Ne oldu sana? Yumurtaların hiçbirini kırmadın mı yoksa?" Dursun başlar anlatmaya;
    "Ya Temel başıma geleni hiç sorma! Senden yumurtaları aldığım gibi eve gittim tam eve gireceğim sırada ayağım takılmaz mı, yumurtaların biri yere düştü. Ben de "Hasssstt...irr!" dedim. Evin her tarafı s..k doldu. İkinci yumurtayı alıp "Bu s..kleri yok et!" dedim. Yok etti... Etmesine ama, benimki de gitti. Çaresiz üçüncü yumurtayı elime alıp; "Bari benimkini geri ver" dedim. Yani senin anlayacağın bir s..k yüzünden bu hale geldim.

    emel İstanbul boğazında tekneyle turist gezdiriyormuş. Bir gün bir Amerikalıyı almış, başlamışlar tura. Adam bir saray görüp sormus:
    - Bu ne kadar zamanda yapıldı?
    Temel:
    - 10 yılda
    demiş.
    Adam:
    - Yazık, bizde olsa 5 yılda biterdi.
    Derken bir cami görüp sormus:
    - Bu ne kadar zamanda yapıldı?
    Temel:
    - 5 yılda
    demiş.
    Adam tekrar:
    - Yazık, bizde olsa 2 yılda biterdi
    demiş.
    Temel sinirlenmeye başlamış. Bir tarihi yapı daha görmüşler, turist tekrar sormus, Temel:
    - 2 yılda
    demiş.
    Adam:
    - Vah vah! bizde olsa 1 yılda biterdi
    demiş. Derken tam o sırada Boğaz Köprüsü`nün altına gelmişler. Amerikalı köprüyü göstererek tekrar sormus:
    - Peki bu ne kadar zamanda yapıldı?.
    İyice sinirlenen Temel cevabı yapıştırmış:
    - Hangisi? Bu mu? Bilmem, vallaha dün burada yoktu!!!...

    Temel dava açmış ve ilk duruşmada Hakim sormuş ;

    - Nedir şikayetin ?

    - Hakim bey bu Temel fıkraları var ya,benle Fadime'yi ağızlarına dolamışlar bizi rezil ediyorlar..hepsinden davacıyım... kim fıkra diye bizi anlatıyorsa onlardan tazminat talebim olacak..

    - Senin adın Temel mi ?

    - Evet Temel

    - İyi de binlerce Temel var... o fıkralar neden senin için anlatılmış olsun..

    - Hakim bey,ben çok iyi biliyorum beni kastediyorlar.. Hakim karşısında duran Temel'i iyice süzdükten sonra ;

    - Bak ama o Temel fıkralarının çoğu belden aşağı... oysa sana bakıyorum çelimsiz ve yaşını almış bir Temel'sin... o fıkralar senden çok daha genç, güçlü kuvvetli ve çapkın bir Temel için anlatılıyor... seninle hiç ilgisi yok... bu dava düşer..

    -Madem Hakim bey siz böyle takdir ediyorsunuz mesele yok... demek tevatürmüş, ben değilmişim...

    - Evet sen olamazsın, başka Temel'dir onlar... sana sıra gelene kadar...

    - İyi hoş da Hakim bey bu dava için köyden kalktım buralara kadar geldim... boş dönmeyeyim... hiç değilse o güçlü kuvvetli Temel'den sana bir fıkra anlatayım...

    - Anlat bakalım..

    - Bizim bu iri kıyım pazulu Temel Hakim karılarına çok düşkünmüş...

    - Dur,dur be,ne diyorsun sen...

    - N'oldu Hakim bey ?

    - Daha ne olacak ,benim Hakim olduğumu bile bile Temel hakim karılarına meraklıymış diyorsun..ağzından çıkanı kulağın işitmiyor galiba..

    - Rica ederim Hakim bey, Temel fıkrası için karısı güzel binlerce hakim var... seninkine sıra gelene kadar..


    Temel, idris ve Dursun fizik dersindeler. Hoca sozlu yapmak icin Dursun'u kaldirmis.
    - Kalk bakalim Dursun. Sicak bir gunde arabanla gidiyorsun. Sicak bastirdi. Ne yaparsin?
    - Cami acarim, hocam.
    Hoca atlamis;
    - Hah iste, o camdan giren ruzgarin ivmesi nedir?
    Dursun'da yanit yok tabii. Oylece kalakalmis. Sifirini almis oturmus. Bu arada Temel fizikcinin lazlara gicik oldugunu bildiginden sira kendine gelecek diye korkmaya baslamis. Hoca bu kez,
    - Sen kalk bakalim, idris. deyince Temel iyice sinmis. Hoca,
    - Soyle bakalim idris. Sicak birgun ve arabanla gidiyorsun. Sicak bastirdi. Ne yaparsin?
    - Ceketimi cikaririm, hocam.
    - Daha sicak oldu.
    - Cami acarim, hocam.
    - Hah iste, o camdan giren ruzgarin ivmesi nedir?
    Idris de yanit verememis ve sifiri alip oturmus. Temel'i iyice bir telas almis. Hoca Temel'e donup,
    - Temel, kalk bakalim. Sicak birgun ve arabanla gidiyorsun. Sicak bastirdi. Ne yaparsin?
    - Ceketimi cikaririm, hocam.
    - Daha sicak oldu.
    - Gomlegimi cikaririm, hocam.
    - Daha da sicak oldu.
    - Pantolonumu cikaririm, hocam.
    - Oglum cok sicak oldu.
    - Atletimi cikaririm, hocam.
    - Oglum yaniyorsun sicaktan.
    - Donumu cikaririm, hocam.
    - Evladim, ter icinde kaldin.
    - Herseyimi cikaririm, hocam.
    - Sicak imanini gevretiyo yahu...
    - Hocam, bosuna ugrasma, anami da ..kseler acmam o camı...!!!


    Temelin 8 tane çocuğu varmış ama hepsi de birbirinden salak, geri zekalıymış. Temel ve karisi Fadime doktora gitmişler. Durumu anlatmışlar. Biz artık çocuk istemiyoruz demişler. Doktor bunlara 1-2 kutu prezervatif vermiş. Nasıl kullanılacağını falan anlatmış yollamış.

    Neyse bunlar kullana kullana bir gün prezervatifleri kalmamış. Temel kara kara düşünmeye başlamış. Ne yapsak ne etsek diye. Fadime "Dur ben sana dantelden örüvereyim" demiş.

    Ölçüyü falan almış 1-2 gün içinde örmüş. Aradan 9 ay geçmiş Temel ile Fadime'nin 1 çocukları daha olmuş.
    Zamanla çocuk büyümüş, 9-10 yaşlarına gelmiş.
    Ama nasıl bir çocuk zeki mi zeki, fırlama mi fırlama .
    Önceki 8 ine hiç benzemiyor. Tüm sınavlarda birinci, sporda tüm şehrin en iyisi. Köyün en zeki, atılgan çocuğu olmuş.

    Bir gün Temel kahvede otururken sormuşlar:

    "Ya Temel senin 9 çocuğun 8'i deli mi deli bu sonuncusu nasıl oluyor da bu kadar akilli oldu?"

    Temel gerine gerine cevap vermiş :
    "Süzme o, süzme."

    Dursun canı sıkkın bir şekilde tarladan gelen Temel'i görür ve hemen sorar:
    - Hayrola Temel ne oldu daa. Neye böyle öfkelu öfkelu gideysun.
    Temel
    - Hiç sorma Dursun derdum büyüktür.
    Dursun
    - Hayrola uşağum neymiş derdin?.
    Temel
    - Tarlada iken canım acayip fadimeyi çekiyur, ama eve gelince tık yok.
    Dursun
    - Uşağım o zaman Fadime sana gelsin.
    Temel
    - Nasıl olacak bu?
    Dursun
    - Al tüfeği yanına canın çekince patlat Fadime anlar koşar gelir.
    Temel
    - Hay aklınla bin yaşa emi.
    Tabi Temel bunu hemen uygulamaya koyar. Canı çekince hemen tüfeği patlatıveriyor Fadime yanında. Aradan bir kaç hafta geçiyor Dursun yine Temel'i tarladan gelirken görüyor.
    Dursun
    - Hayrola Temel nasıl gidiyor verdiğim taktik?
    Temel
    - Valla Dursun ilk başta çok iyidi, ama av sezonu açıldı açılalı Fadimenin yüzünü göremez oldum.

    Temel birgün okuldan koşarak gelmiş
    -Anne bugün öğretmen ikişerikişer yüze kadar saymamızı istedi.Sınıfta kimse sayamadı birtek ben saydım.Ben lazım ondan di mi?
    -evet oğlum ondan
    Ertesi gün:
    -Anne bugün öğretmen yedi coğrafi bölgeyi saymanızı istedi.Sınıfta kimse bilemedi birtek ben bildim.Ben lazım ondan di mi?
    -evet oğlum ondan
    Ertesi gün:
    -Anne bugün öğretmen maddenin kaç hali olduğunu sordu.Sınıfta kimse bilemedi birtek ben bildim.Ben lazım ondan di mi?
    -evet oğlum ondan
    Ertesi gün:
    -Anne bugün okuda tuvalete gitim.Pisuvara işerken öteki çocuklarınkine baktım ufacık.Benimki kocaman.Ben lazım ondan di mi?
    -HAYIR oğlum onlar 7 yaşında sen 25 yaşındasın da ondan.


    Bir trafik kazası ihbarı alan polisler olay yerine gelirler. Olay yerinde ağızları burunları dağılmış, kafaları kan içinde iki kazazedeyi yerde yatarken görürler. Ancak arabalarda bir çizik dahi yoktur. Polis kazazedelerden birinin yanına yaklaşıp olayın nasıl olduğunu sorar.
    Temel:
    - Hava sisli idi. Önümü cöremiyordum. Camdan başımı çıkarmış yol çizgilerine bakarak cidiyordum. Haçan bu salak da öyle geliyormuş.

    Bir gün Temel eczacı olan arkadaşı Dursunun yanına gider ve
    - Ula Dursun bana bi prezervatif ver
    der.
    Dursun da bunun alet küçüktür diye düşünerek en küçüğünü verir
    Temel 15 dakka sora geri gelir ve
    - Ula Dursun bunun büyüğünden ver
    der.
    Dursunda bi büyüğünü verir. 15 dakka sora Temel yine gelir ve
    - Ulan Dursun en büyüğünden ver
    der.
    Dursun da
    - Ula i**e senin alet ne kadar ki en büyüğünü istiyosun
    der.
    Temel
    - Yok ula bilduğun gibi değil. yaw penum kis arkadaşım peni kiyefet balosuna çağırdı. Ben de prezervatifi kafama takıp babamın y****ğına benzemek istiyorum
    der.
    Bunun üzerine Dursun da
    - Ula i**e baştan sölesene onun daha kolayı var ben senin iki yanağına orkid takayım git ananın a**na benze
    der.

    Temel, Fransiz ve ingiliz'in bindikleri gemi
    batmis.Günlerce aç susuz kaldiktan sonra bir adaya çikmislar.Tam kurtulduk
    diye sevinirlerken bir dolu yamyamyn bas uçlarinda belirdigini görmüsler.Yamyamlarin niyetinin kötü oldugunu gören kazazedeler :
    - Ne olur bizi yemeyin, diye yalvarmislar.
    Kral yamyam :
    - Sizleri bir teste tabi tutacagizz, en basarili
    çikani affedecegiz. Her birinizi birer kulübeye hapsedip birer maymun verecegiz. Bir yil sonunda
    en cok yavru maymun dogurtaniniz kurtulacak, demis.Kulubeler hazirlanmis, maymunlar konulmus, kapilar sikica kapatilmis Hergün kapi altindan
    yemekler gönderilmis. Birinci yilin sonunda kapilarin açilma zamani gelmis.
    Ilk olarak Fransizin kapisi açilmis. Üç tane yavru maymun oradan oraya zipliyor. Fransiz pestili çikmis bir durumda. Ikinci olarak ingilizin kapisi açilmis. O da harap
    durumda ama bes tane yavru dogurtmus.
    Son olarak Temel'in kulubesine giderken yamyam
    hokomoko :
    - Bu Türkler uçkurlarina çok düskün millettir. simdi kapiyi açacagiz en azindan on yavru üzerimize atlayacak demis.Kapi açilmis ama ne görsünler Temel bir kösede kös kös oturuyor., Temel'e verilen maymun harap durumda, ortada da sadece bir yavru var ama onun da
    bir gozu var bir gozu yok, kafasi gövdesinden büyük, kisacasi tam bir hilkat garibesi!
    - Ne lan bu!, demis hokomoko...
    Bir yilda dogurta dogurta sadece bunu mu dogurttun?
    - Ulan serefsizler, demis Temel.Vermissiniz yanlislikla erkek maymunu, bunu
    buldudugunuza şükredin!

    Temel iş için Amerikaya gitmiş.Los Angeles sokaklarında gezerken ayağına bir lamba çarpmış. Hemen eline almış, silmeye başlamış. Birden lambedan bir cin çıkmış.
    - "Dile benden ne dilersen"demiş. "Ama dikkat et ben kötü niyetli bir cinim".
    Temel hemen bir dilek istemiş.
    - "Ben kaynanamı hiç sevmem. onu gözlerim görmesin demiş".
    Cin hemen temelin gözlerini kör etmiş.
    Temel
    - "Amanin naptın" desede
    cin
    - "Sana kötü bir cinim demiştim" demiş.
    Temel ikinci dileğini yapmış.
    - "Benim aletim yere kadar değsin"
    cin temelin bacaklarını yok etmiş.
    - "Al bakalım şimdi yere değiyor aletin".
    Temel çaresizce üçüncü dileğini yapmış.
    - S"on dileğim bana bir güzellik yap".
    Cin kabul etmiş ve Temelin arkasına geçip onu düzmeye başlamış. Temel
    - "Bu nasıl güzellik" demiş.
    Cin cevap vermiş
    - "Hem kör hem topalsın,seni benden başka kim s.ker.

    Bir gün Temel paraşüt kursuna yazılmış. Kurstan bir gün önce vefat etmiş annesi rüyasına girmiş ve demiş ki :
    - Temel oğlum kursa gitme , gideceksen de uçaktan atlama demiş.
    Temel uyanmış ve sabah kursa gitmiş.Hocasıyla beraber uçaktan atlarken annesinin nasihati aklına gelmiş ve hocasına :
    - Ben atlamasam, yani dün annemi rüyamda gördümde atlama sakın diyordu demiş. Hocası :
    - Saçmalama Temel nasıl böyle bir şeye inanıyorsun, yapma etme.
    Temel :
    - Taaam o zaman uşağum madem inanmiysun gel o zaman paraşütleri değiştirek da demiş. Hocası da kabul etmiş ve önce Temel uçaktan atlamış , paraşütü de açılmış. Hemen sonra hocası atlamış ama paraşütü açılmamış. Temel'in hocası Temel'in yanından çok hızlı şekilde geçmiş.Temel şaşkınlıkla hocasına dönerek:
    - Nereye hocam böyle
    Hocası kızgın bi o kadar hırçın:
    - Ananın yanına...

    Bölgelerarası folklor yarışması düzenlenmiş.
    Finale, Karadeniz horon ekibiyle Ege zeybek ekipleri kalmış. Ve yarışmayı, zeybekler kazanmış. Karadenizliler duruma çok bozulmuş.
    Temel yenilginin nedenini açıklarken
    - Biz oynarken çok acele ettik
    demiş:
    - Keşke biz de zeybekler gibi düşüne düşüne oynasaydık....



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi seF[o] -- 10 Eylül 2006; 1:32:03 >







  • emeğine sağlık dostum güzeldi
  • güzel hazırlamışsın
  • alıntı yaptım sadece yorumlar için tşkrler
  • bişi deil
  • dalga geçiyor olmalısın
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Temel Fıkrası :D
    18 yıl önce açıldı
    Eğitici er nedir
    2 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
    
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.