Tozkoparan Mahallesinde Ne oluyor?

Cik dediler diye Tapulu evinden cikarmiydin? Yada Bir Müthait gelse ver evini ben buraya yenisini yapicam dese peki ben ne olucam dediginde bakariz bir yapayim 65 m2 evine 75 m2 veririm peki kac kat yapican dediginde sen bosver onu sen git simdi yoksa suyunu keserim elektrigini dogal gazini keserim dese ? Ne yaparsin?

Yada Mahalle kültürünün hala yasandigi kacak yapilasma olmadan zamanindaki memurlarin sosyal konut olarak yapilan ve insanlarin bin bir zorlukla satin aldigi ,binalarin altinda dükkan olmadigi her binanin kendine ait bahcesi oldugu neredeyse yesil oraninin yüzde seksen oldugu bir mahelle ve size diyorlar cikin yoksa ne su ne elektrik nede dogal gaz var biz burayi kentsel dönüsüm ile yasanabilir bir mahalle yapicaz?

Tozkoparan zaten harika bir mahalle biraz eski olabilir illa yikmakmi lazim kapali carsida eski yikip alisveris merkezimi yapmak lazim ?

Not: Tozkoparan daki cogu binada deprem kontrollerini daire sahipleri yaptirdi ve bir sakinca olmadiginida belirteyim.

60’lı yıllarda, 60 hektarlık yeşil tepelerin, düz çayır ve çimenlerin ortasına kurulan yerin adı Tozkoparan’dır. O yıllarda, İstanbul Suriçi’ndeki yığılmalara çözüm için bu şirin tepelerin üzerine, toplu konutlar yapıyor devlet. Yine bir koyup beş alarak. 60 hektarın sadece üçte bir bölümünü kaplayan bu konutların çevresi yeşil bırakılır. İnsanlar nefes alsınlar, bağlarında, bostanlarında ekip biçsinler diye. Bu, o dönemin daha insani yerleşim plan anlayışıdır. 70’li yıllara gelindiğinde bu konutların sağına, soluna, şirin, sıcak gecekondular kurulsa da Tozkoparan hâlâ iştah koparan yeşil ve geniş bahçeleri olma özelliğini korumaktadır.

Sırtımızı denize döndüğümüzde sağ tarafında Merter, önünde Zeytinburnu, arkasında, sağında, solunda Esenler, Güngören vardır. İtiş kakış bahçesiz evlerin, dar sokakların bulunduğu bu beton semtlerin bir de son yıllarda yukarı doğru genişleyen gökdelenleri vardır. Yatay genişleyemeyen bu semtlerin ortasında kalmış 60 hektarlık bir bahçesi olan Tozkoparan, bugün saldırı ve tehlike altındadır. “Ölüyü, diriyi halleden” rantçılar, gözlerini bu şirin mi şirin gecekondu evlerine, yeşil büyük bahçelerine, toplu konutlara diktiler.

Tozkoparan İstanbul’un ortasında yeşil bir vahadır. Mahalle kültürünü yok etmek, AVM’ler kurmak, gökdelenler dikmek için kolları sıvaladılar.

Tozkoparan halkı direnecektir. Tozkoparan halkı haklarını sonuna kadar savunacaktır. Tozkoparanlılar bilinçlidir. Haklarının gasplarına karşı kılıç kalkan kuşanırlar. Ama Tozkoparanlılar dostlarına karşı da gidip sığınılabilecek sıcak bir limandır. Tozkoparanlılar hakkını hukukunu arayan bir de devrimci kuşak yetiştirmiştir. Tozkoparanlılar’ın Tozkoparan’lı Hatun Ana’ları, Remzi abileri vardır. İyi, yiğit, güzel devrimci Doğan Albayrak, efsanedir. Hikâyeleri dolaşır kulaktan kulağa. Hak, adalet ve sosyalizm yolunda can veren İbrahim Özalp ve bedel ödemiş, İzzet Naci Celasin’ler, Hayri Öztutan’lar, Aslan Çağlayan’lar, Kenan Büyük’ler, Filiz Özgürdamar’lar, Muhammet Özkan’lar, Fatih ve Cafer Sağır’lar ve daha nice güzel insanlar çıkarmıştır bağrından. Tamer Arda’nın eylem yeri olduğu söylenir. Söylenceye göre sokaklarından bir hayalet gibi geçtiği, Tozkoparanlılar’ın ekmeğini yediği, arandığı günlerde bağırlarında saklandığı söylenceler arasındadır.

Tozkoparan’ın Küba Mahallesi vardır. Dardır, barikata uygundur sokakları. Hayatı, felsefeyi, mücadeleyi anlatır sokakların duvar yazılarında. Süslüdür yani sokakları. “Siyasi abileri”nin örgütlediği “gayri meşru”lar vardır. Bir işaret, bir kıvılcıma bakar. Antrenmanlılar yani. “Evet” demesini bilmezler. Ele avuca sığmaz, haksızlığa, baskılara “hayır” demesini iyi bilirler.

Yaklaşık altı bin beş yüz hane, her hanede üç beş nüfus, toplam otuz bini aşkın insanı vardır. Direnecektir, hakkını koruyacak,

“Rant için değil, halk için konut ”

Diyecek ve tozu dumana katacaktır Tozkoparan halkı.

Memet Sönmez

27 12 2020