Şimdi Ara

Türk dostu ve Atatürk hayranı İran'lı felsefe öğretmeni

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir (1 Mobil) - 2 Masaüstü1 Mobil
5 sn
9
Cevap
0
Favori
935
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Geçenlerde, "Türk dostu ve Atatürk hayranı, halen ABD'de yaşayan ve kız kardeşi İran Mollaları tarafından katledilen bir İran'lı Felsefe Öğretmeninin Türkiye'de ki çağdaş ve Atatürkçü insanlara yazdığı bu mektubu lütfen dikkatlice ve sonuna kadar okuyun." şeklinde bir ileti aldım ve okuyunca eğer bu yazılanlar doğru ise gerçekten çok kötü bir tecrübe diye düşündüm. Fakat doğru değilse bile böyle bir seneryonun ülkemizde gerçekleştirilmeye çalışılabileceğini düşündüğümde endişe duydum. İşte bahsettiğim iletiyi hiç bir düzeltme/değişiklik yapmadan bilgilerinize sunuyorum.



    Sevgili Türkiye'deki dostlarım ve kardeşlerim,



    Devrim sırasında devrim muhafızları tarafından önce tecavüz edilip, daha sonrada ipe gönderilen çok sevgili kız kardeşim Mehtab'ın anısına...

    Bu mektubu sizlere yazmamdaki neden bizim 30 sene kadar önce yaşadığımız o talihsiz ve karanlık günün Türkiye için de yaklaşıyor olduğunu görmem ve bundan daha derin olarak kalbimde hissetmem oldu. Türban yasasının mecliste onaylandığı tarihin İran İslam devriminin olduğu güne denk gelmesi kalbimde bunun ilahi bir güçten gelen uyarı fişeği olduğu hislerini uyandırdı ve bu mektubu kaleme almaya karar verdim. Biliyorum hepiniz kalbinizde karanlığın otoritesini hissettiniz. Karanlık otorite gelmeden hissettirdi yaklaştığını.

    İran İslam devriminden 1 hafta kadar önce Türkiye'ye gecen, uzun bir sure burada yasayan ve daha sonra Kanada'ya iltica eden ve hâlihazırda bu ülkede felsefe öğretmenliği yapan bir İranlıyım. Atatürk'ün aydınlık Türkiye'sini çok seviyorum ve yüreğim kan ağlayarak İran'da "O gün" gelmeden önceki olayların sanki bir tekrarını sinemada izliyor gibi Türkiye'de görüyorum. Yobaz karanlığında hunharca katledilen kız kardeşim anısına sizlere yalvarıyorum ki, sakin olmaz demeyin! Sakin Türk Ordusu olduğu surece olamaz demeyin çünkü aşağıda anlatacağım gibi o gün geldiğinde tüm orduların eli kolu bağlanabilir. Bizim ailemiz İran'da laik, sol görüşlü ve aydın bir aile idi. Devrimden 1 ay önce bize bile söyleseler idi 1 ay sonra durum bu olacak diye biz bile güler geçerdik, "deli misin?" diye sorardık belki de. Belki de derdik ki "Şah'ın bu güçlü ordusunu nasıl yeneceklerde Şeriat karanlığını getirecekler?".

    Sizlere önce Iran İslam devriminin nasıl geliştiğini kısaca anlatmak istiyorum çünkü Türkiye'deki gelişmelerle çok büyük benzerlikler mevcut.


    İRAN İSLAM DEVRİMİNİ BAŞARIYA GÖTÜREN AYAKLAR:

    1-Büyük kesimi fakirleşen halk dincilerin pençesine düştü. Bu halk yiyecek, giyecek gibi ufak yardımlarla onların safına çekildi. Beyinleri yıkandı ve fakirliklerinin temelinde kirli ve dinsiz rejim olduğu benliklerine yazıldı. Açlıkla boğuşan halk bu cehaletin pençesine kolaylıkla düştü ve rejime düşmanlaştı. (COK FAKIRLESEN TURK HALKINA DA AYNI SEYLER YAPILIYOR)

    2-Hep demokrasi ve özgürlük dendi. Humeyni devrimi yapana kadar hep demokrasi ve özgürlük vaat etti. Bu şekilde birçok sol görüşlü insanları da kendi saflarına çekti. Bu insanlar devrim akabinde ipe giden ilk insanlar oldu. (TURKIYE'DE HEP DEMOKRASI VE OZGURLUK DIYORLAR)

    3-Emir komuta zincirinde yapılanmış olan din adamları halkı kontrol altına aldı. (BASI ABD'DE YASAYAN MALUM TARIKAT'IN YAPILANMA BICIMI OLAN "ABI" YAPILANMASI BU EMIR KOMUTA SEKLIDIR VE DEVRIMIN EN ONEMLI AYAKLARINDAN BIRISI BU EMIR KOMUTA YAPILANMASIDIR. BU EMIR KOMUTA YAPILANMASI DEVRIMIN HALK ORDUSUDUR VE DEVRIM SIRASINDA BU EMIR KOMUTA COK KISA ZAMANDA COK BUYUK KITLELERE EGEMEN OLUR.)

    4-Kargaşa ve kaos ortamında askeri Kışlalar basildi. Ellerinde Kur'an ile kışlalar ele geçirildi. (BU AYAGA COK DIKKAT EDELIM CUNKI DEVRIM SIRASINDA TURK SILAHLI KUVVETLERINI ELE GECIRMENIN EN ANAHTAR AYAGI BUDUR.)



    Türk silahlı kuvvetleri bildiğim kadarı ile 600-800,000 kişiden oluşan bir kuvvettir. Yalnız unutulmaması gereken gerçek bu ordunun ancak %0,1(Binde Bir) lik bir bolumu rejimin muhafızıdır. Yani Harp okullarında eğitim görmüş subaylar ancak bu kadardır. Geri kalan %99.99 er rejim muhafızı değildir. Onlar emirlere göre hareket eden vücut parçalarıdır. Beyin olan ise az sayıdaki subaylardır. Iran devriminde kargaşa ve kaos ortamında kışlaları basan yobazların ellerinde Kur'an ile erleri geçerek direnen subay ve komutanları katlettiler. Burada kilit nokta ellerinde Kur'an ile harekete gecen büyük halk kitlelerine karşı erlerin silah kullanmakta zorlanacağı gerçeğidir. Zaten kullansalar bile cahil ve beyni yıkanmış halk öyle bir kudretle kışlalara saldırmıştır ki sonunda kışlalar teslim alınmıştır. O askerin açtığı ateş sonucu halktan çok ölen olmuştur ama sonuçta bir noktada erler silah bırakmak durumunda kalmışlardır. Erin kendi başına alacağı savaş inisiyatifi düşmana karşıdır. Ama büyük kitleler halinde ve ellerinde kuranlarla üzerine gelen kendi halkına karşı bu kararlılığı göstermesi mümkün olamaz. Yani er buna bir noktadan sonra direnmez yâda direnemez. Çünkü o er karşısındakinin karanlık bir devrim yapacak olan insanlar olduğunu bilecek bilinçte de değildir, kaybedeceği aydınlığın ne olduğunu da. Bunu bilecek olan sadece subaylardır. Ve kanlarının son damlasına kadar savaşacak olanlarda bu konuda aydınlanmış Türk subaylarıdır. Ama yukarda bahsettiğim üzere onlar ordunun sadece ve sadece en fazla binde birini teşkil ederler. Yani devrimin asil savunucusu Türk ordusunun tümü değildir, sadece subay kademesidir ve erlerin durduğu ve etkisizleştirildiği noktada o subay kademesinin yok edilmesi kolay olacaktır. İran'da ordu bu şekilde etkisiz hale getirilmiştir. "Er düşman işgali durumunda durmaz ve etkisizleştirilemez, sonuna kadar da savaşır, ama büyük bir kudretle gelen kendi halkı karşısında durabilir."

    Şu aşamada aldıkları bu büyük ivme ve arkalarındaki çok büyük güçler ile onları normal yollardan durdurmak çok zor olacaktır. Ve bunların durdurulmadan hareket edeceği her gün ivme ve güçlerini artıracak ve isi zorlaştıracaktır. Silahlı kuvvetler ne kadar erken hareket ederse o kadar iyi olur. Sonra geç olabilir. Silahlı kuvvetlerin su veya bu neden ile eli kolu bağlı ise ki öyle görünüyor bu durumda silahlı kuvvetler "O GUN" geldiğinde kışlarını nasıl muhafaza edeceğinin planını çok iyi yapmalıdır. Çünkü kilit bu noktadır. Silahlı kuvvetler etkisiz hale getirilemedigi müddetçe devrim başarıya ulaşamaz. Bu nedenle her askeri kışlaya normal erlerin haricinde kışlaları kanının son damlasına kadar savunacak "OZEL CUMHURIYET DEVRIM MUHAFIZLARI BIRLIKLERI" oluşturulmalı ve bunların böyle büyük bir halk hareketine karşı erlerden önce devreye girip, erler şaşkınlıklarını üzerlerinden atana kadar çatışmaya girmeleri sağlanmalı ve burada kazanılacak vakit ile gerideki subaylar erlerin dağılmasının önüne geçmelidir. Yani ordunun esas gücü ve gövdesi olan erlerin kontrolü kesinlikle kaybedilmemelidir. Iran ordusunun böyle bir hazırlığı olmadığı için gafil avlandı.

    Oluşturulacak olan "OZEL CUMHURIYET DEVRIM MUHAFIZLARI BIRLIKLERI" yobazlar ile çatışırken, erlerde üzerlerindeki şaşkınlığı atacaklar ve subayların organizasyonu ile çatışmalara destek vereceklerdir. Oluşturulacak "OZEL CUMHURIYET DEVRIM MUHAFIZLARI BIRLIKLERI" çok özel eğitilmeli ve de Atatürk'e ve devrimlerine cani pahasına savunacak şekilde inanmış olmalıdırlar. Aksi halde basarîsizlik kaçınılmazdır. Çünkü en son Lübnan'da gördüğümüz üzere davasına inanmış bir kaç yüz Hizbullah Militanı dünyanın en iyi ordularından birisi olan İsrail ordusunu ağır zayiatlarla yenilgiye uğrattı.

    Sevgili dostlar ve kardeşler, elimden geldiğince sizleri bilgilendirmeye çalıştım çünkü aydınlığı savunmak durumunda olan sizler İran'ın geçtiği bu karanlık tüneli anlamak durumundasınız. İran'ın bu acı tecrübesi sizlerin uyanık olması için bir şans olur umarım.

    Aşağıdaki birinci linkte İran'ın devrimin hemen öncesi görüntüleri ile hemen sonrası görüntülerini bulacaksınız. Orada göreceğiniz üzere Iran devrim öncesi belki su anki Türkiye'den bile daha modern. Yani olmaz, olmaz demeyin. İkinci linkte ise Devrim lideri Humeyni'ye kadınların şiir okuması. O linki vermemin nedeni ise o koltukta bir gün bugün ABD'de ikamet eden malum cemaatin başı olan şahsın oturabileceği ihtimalidir. Acı ama sanki tarih tekerrür ediyor.

    http://www.youtube.com/watch?v=Gj1rSmQ5kvg
    http://www.youtube.com/watch?v=rO2rf8KPacI

    Benim çok sevgili kız kardeşim Mehtab anısına yapabileceğim bu kadar. Elimden geldiğince sizleri bilgilendirmeye çalıştım. Ama sizin geride kalan, aydınlık yarınlar bekleyen kızlarınız, kardeşleriniz, çocuklarınız ve Mehtab'lariniz için yapabileceğiniz çok şeyler var karanlık "O Gün" çökmeden önce Atatürk Turkiye'si ne... Yapabileceğiniz ilk şey bu mektubu bildiğiniz, tanıdığınız insanlara ulaştırarak daha fazla insani uyandırmak olabilir. O acı çok büyük acı sevgili kardeşler, anlatmak istemiyorum içinizi karartmamak için ama sevgili kardeşim Mehtab keşke bu dünyaya gelmemiş olsa idi de "O gün" o acı sonu yaşamamış olsa idi o karanlık ve pis yobaz şehvetinin pençesinde. Allah sizleri ve Atatürk Türkiyesini korusun o yobaz karanlığının sevgili kardeşim Mehtab'a gösterdiği acı sondan. Anlatamıyorum onu yobazların nasıl katlettiğini, elim varmıyor yazmaya, dilim gitmiyor anlatmaya....


    Mohsen Yazd


    alıntıdır







  • Türkiye gibi bir ülkeyle İran ı kıyaslamak akıl işi değil.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: s£stavina

    Türkiye gibi bir ülkeyle İran ı kıyaslamak akıl işi değil.


    haklısın ama bazen benide korkutuyor.bak sana bir örnek

    “Ben Muhammed Müslüman ümmetindenim. Türkiye dinsiz, laik bir memleket haline gelmiştir. Hayatımı Mustafa Kemal dinsizliği ile savaşa adayacağıma, Türkiye’yi bir din ve şeriat devleti haline getirmek için mücadele edeceğime, Kemal Paşa zamanında çıkarılan dinsiz kanunların tatbikini önleyeceğime, kısa zamanda ümmet esasına dayanan, şeriat devletinin kurulması için çalışacağıma, dinim, Allahım ve bütün mukaddesatım üzerine yemin ve kasem ederim.”


    “Yolumuzun ortasında inek oturmuş, yolumuzu kapatıyor, menzile ulaşmamızı engelliyor. İneği yolumuzdan önce lafla, usul usul, sonra evvelallah sizlerin yardımıyla, artık nasıl olursa, nasıl denk gelirse kaldıracağız.” (İnek olarak Laik Cumhuriyeti ve Atatürk devrimlerini kastediyor.)
    O dönem yanında olduğu Erbakan hocasının “kanlı mı olacak, kansız mı” söylemini bir başka şekilde seslendiriyor.
    “Türkiye’yi eyaletlere bölmek lazım. Merkezi yönetimin bir takım yetkileri bunlara verilmelidir. Belediye Başkanları da bu konuda en yetkili olmalıdırlar. O bölgelerdeki her türlü eğitimde bunlara bırakılmalıdır.” (PKK gibi bölücülerle aynı söylem)
    “Hem laik, hem müslüman olunmaz. Ya müslüman olacaksın, ya laik. İkisi birarada olunca ters mıknatıslanma yapar. Mümkün değil, ikisi birarada olamaz.”
    “Referansımız islamdır. Tek hedefimiz islam devletidir.”
    “Sen “Ne mutlu Türküm diyene” dersen, onun da “Ne mutlu Kürdüm” deme hakkı vardır.”
    Oğlunun nikah davetiyesindeki tarih: “29 Zilkade 1421” (Nikah tarihi olarak Arap takvimindeki tarihi kullanıyor)
    “1.5 milyarlık islam alemi, müslüman milletimizin ayağa kalkmasını sabırsızlıkla bekliyor. Kalkacağız, bu ayaklanma başlayacak.”
    “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir lafı koskoca bir yalan, Egemenlik kayıtsız şartsız Allah’ındır.”

    “Camiler kışla, minareler süngü, kubbeler miğfer,müminler askerimizdir.”


    Tahmin etmissinizdir sizlerde bu mucahiddinin kim oldugunu sanirsam.Kendisi muminlerin komutani durumunda su anda.

    Yaptigi bu dinci konusmayi :ne iranda,ne arabistanda,nede afganistan'da yapti. Atatürk ün kurdugu bu Laik Cumhuriyette yapti



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi akın48 -- 2 Mayıs 2008; 16:49:18 >




  • Orjinalden alıntı: akın48

    Orjinalden alıntı: s£stavina

    Türkiye gibi bir ülkeyle İran ı kıyaslamak akıl işi değil.


    haklısın ama bazen benide korkutuyor.bak sana bir örnek

    “Ben Muhammed Müslüman ümmetindenim. Türkiye dinsiz, laik bir memleket haline gelmiştir. Hayatımı Mustafa Kemal dinsizliği ile savaşa adayacağıma, Türkiye’yi bir din ve şeriat devleti haline getirmek için mücadele edeceğime, Kemal Paşa zamanında çıkarılan dinsiz kanunların tatbikini önleyeceğime, kısa zamanda ümmet esasına dayanan, şeriat devletinin kurulması için çalışacağıma, dinim, Allahım ve bütün mukaddesatım üzerine yemin ve kasem ederim.”


    “Yolumuzun ortasında inek oturmuş, yolumuzu kapatıyor, menzile ulaşmamızı engelliyor. İneği yolumuzdan önce lafla, usul usul, sonra evvelallah sizlerin yardımıyla, artık nasıl olursa, nasıl denk gelirse kaldıracağız.” (İnek olarak Laik Cumhuriyeti ve Atatürk devrimlerini kastediyor.)
    O dönem yanında olduğu Erbakan hocasının “kanlı mı olacak, kansız mı” söylemini bir başka şekilde seslendiriyor.
    “Türkiye’yi eyaletlere bölmek lazım. Merkezi yönetimin bir takım yetkileri bunlara verilmelidir. Belediye Başkanları da bu konuda en yetkili olmalıdırlar. O bölgelerdeki her türlü eğitimde bunlara bırakılmalıdır.” (PKK gibi bölücülerle aynı söylem)
    “Hem laik, hem müslüman olunmaz. Ya müslüman olacaksın, ya laik. İkisi birarada olunca ters mıknatıslanma yapar. Mümkün değil, ikisi birarada olamaz.”
    “Referansımız islamdır. Tek hedefimiz islam devletidir.”
    “Sen “Ne mutlu Türküm diyene” dersen, onun da “Ne mutlu Kürdüm” deme hakkı vardır.”
    Oğlunun nikah davetiyesindeki tarih: “29 Zilkade 1421” (Nikah tarihi olarak Arap takvimindeki tarihi kullanıyor)
    “1.5 milyarlık islam alemi, müslüman milletimizin ayağa kalkmasını sabırsızlıkla bekliyor. Kalkacağız, bu ayaklanma başlayacak.”
    “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir lafı koskoca bir yalan, Egemenlik kayıtsız şartsız Allah’ındır.”

    “Camiler kışla, minareler süngü, kubbeler miğfer,müminler askerimizdir.”


    Tahmin etmissinizdir sizlerde bu mucahiddinin kim oldugunu sanirsam.Kendisi muminlerin komutani durumunda su anda.

    Yaptigi bu dinci konusmayi :ne iranda,ne arabistanda,nede afganistan'da yapti. Atatürk ün kurdugu bu Laik Cumhuriyette yapti

    [/quot

    Haklısın kardeşim kendini ATAMIZLA aynı kefeye koyacak kadar akılsız insanlar var neyse kaale almaya gerek yok ama merak etmeyin ATAMIZ bazı şeyleri hazır verdi tabi bunu daha hazmedemedik neyse yolumuz açık olsun ne diim:)




  • İyi de bu mektubun uydurma olduğu ortaya çıkalı çok oldu. Yani evet birileri yazmış. Ancak bu ABD'de yaşayan bir İran'lı felsefe öğretmeni değil...

    Zaten biraz tarafsız bir gözle bakan herkes bu mektubun içimizden birileri tarafından yazıldığını rahatlıkla görebilir


    Peki Türkiye İran olur mu? Çok merak ediyorum biz her fırsatta bunu söyleyince acaba İran'lılar bizim hakkımızda ne düşünüyor

    Düşünsenize Almanya'daki tüm kanallarda ve internet forumlarında gece gündüz 'Almanya Türkiye olur mu?' başlıklı konular işlense nasıl hissederiz.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Yazat

    İyi de bu mektubun uydurma olduğu ortaya çıkalı çok oldu. Yani evet birileri yazmış. Ancak bu ABD'de yaşayan bir İran'lı felsefe öğretmeni değil...

    Zaten biraz tarafsız bir gözle bakan herkes bu mektubun içimizden birileri tarafından yazıldığını rahatlıkla görebilir


    Peki Türkiye İran olur mu? Çok merak ediyorum biz her fırsatta bunu söyleyince acaba İran'lılar bizim hakkımızda ne düşünüyor

    Düşünsenize Almanya'daki tüm kanallarda ve internet forumlarında gece gündüz 'Almanya Türkiye olur mu?' başlıklı konular işlense nasıl hissederiz.


    ne düşünecekler daha arabaları bile yok diyordur




  • Persepolis filmini izleyin. Herkesede izletin. Bu konu da yapılabilecek en güzel şey budur.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Yazat
    Düşünsenize Almanya'daki tüm kanallarda ve internet forumlarında gece gündüz 'Almanya Türkiye olur mu?' başlıklı konular işlense nasıl hissederiz.


    İşlenmediğini kim söyledi?

    Türkiye'nin haklı şeriat korkusu kadar Almanlarında haklı Türkiye olmak korkusu var. Kreuzberg'in bir adı da Küçük İstanbul'dur.

    Benim asıl merak ettiğim şey, bu minvalde bir konu açıldığı zaman hemen karşıt görüş belirten arkadaşların bunu neden yaptıklarıdır. Şeriate karşı oldukları için mi bunu yapıyorlar, yoksa aman biz iyice hazır hale gelinceye kadar uyumaya devam etsinler kaygısıyla mı?




  • Arkadaşlar boşuna tartışmayın.Bu mektup fake...Türkiye iran olmaz. O kadar kolay değil o işler.
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.