Şimdi Ara

Türk Hava Yolları Mil Kurnazlığı (SS'li) (5. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
90
Cevap
0
Favori
11.764
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
181 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • son olarak sadece thy örneği değil, fiyatlardan yakınan arkadaşlar için yazayım;

    örnek vermek istersek , amaç sadece karnınızı doyurmak ise, 5 liraya sokak arasında tavuk döner yerseniz karnınız doyar, ama 50 liraya gidip orta üstü bir yerde kebap yiyebilirsiniz.Sonuçta ikisinde de karnınız doyacaktır.


    Hava yollarına dönersek,amaç sadece bir noktadan bir noktaya ulaşmak ise, farklı alternatiler var. pegasus atlasjet vs. Görece çok daha uygun fiyatlarla bilet alabilrisiniz.

    Kişisel tavisyem, iç hat ve kısa mesafe dış hat uçuşlarında farklı hava yolları uygun olabilir. Fakat uzun mesafe uçuşlarda konfor rahatlık vs bakımından her şekilde thy tercih edilmelidir.
  • Mil düzenbazlığı konusu mu? Alırım bir dal...

    85.000 milim vardı. Önümüzdeki yıl herhangi bir zaman ABD gidiş dönüş bilet baktım. Herifçioğulları 60.000 mil + vergiye ABD'yte götürüp getiriyor güya. Bir yıl boyunca tüm tarihleri taradım. 60.000 millik bilet yok. 80.000'lik bilet var. Bileti kendin alsan 1900TL'ye alıyorsun. Aynı bileti 80.000 milini yiyerek sana 1100TL'ye veriyor. Vergiymiş 1100TL... Ben de yedim. Aynı biletin vergilerini de mile ödetmek istersen bilet 130.000 mil oluyor. 80.000 mil 800TL iken, kalan 50.000 mil 1100TL'ye eşit... Saçma sapan bir algoritma. Kafan karışsın, aptal ol diye. O kadar kazıkçı, üçkağıtçı bir algoritması var ki, milleri kullanıp kazık yememek mümkün değil. Kontrol etmesen 800TL için 80.000 milini yiyecek.

    O yüzden bu milleri bilet almak için kullanmaya hiç uğraşmadım. Oturdum alışveriş sitelerinin başına, sitedeki mantığı çözdüm. Piyasada 100TL'ye satılan bir ürün sıkıyorum 2000 mil (tam hatırlamıyorum). Piyasada 1000TL'ye satılan bir ürün 30.000 mil (dediğim gibi, tam hatırlamıyorum). Fiyat arttıkça millerini boşa yiyor düzen. Bunu da kavradım.

    O yüzden gittim bir sürü ucuz ev aleti aldım. İki tane en babasından tost makinesi (biri annemin evinde, biri abimin evinde lazımdı), bir çay makinesi, iki saç düzleştirici, bir bosch şarjlı tornavida, bir mutfak robotu, bir doğrama makinesi, bir taşınabilir şarj aleti, bir traş makinesi aldım. Küçük küçük çok çok aldım. Aldıklarımı para ile alsam çok daha pahalıya alırdım. İhtiyacım olabilecek ürünün fırsat ürünü hangisi ise onu aldım falan... Parayla alsam kabaca 2700TL edecek alışveriş yaptım.

    Bu yüzden hiçbir şekilde ev aleti, elektrikli bakım ürününü parayla almıyorum ben. Bu aletler geberdikçe sabrediyorum. Annem evindeki çay makinesinin demleme kısmını düşürmüş, kırmış. 1 yıl üstünde çaydanlıkla kullandı. Geçenlerde milleri ezdim işte, yenisini aldım, Ondan çıkan demleme kısmı kırıldığından çaydanlık üstü ile ikame edilen alet büroya geldi. Artık büroda da çay makinesi var. Evdeki makine de yenilendi. Temiz... Milleri ben böyle kullanıyorum.

    Milleri bilet için kullanmak saçma özetle. Makul fiyata bilet almak imkansız. Her yere baktım. Her tarihte baktım. Tamamen sıkış. THY'ye duyrulur. Ciddiye alınacak bir düzen istiyorsanız, varsa fındık kadar, milleri TL'ye eşitleyin. 10 mil 1TL olsun falan. Millerimizin parasal değerini bilelim. Sisteminiz milleri kertmek üzerine kurulu olduğundan o toplara hiç çıkmıyorsunuz, çıkamıyorsunuz. O yüzden miller ile ikibin küsür TL'lik alışveriş yapabilmiş de olsam, millerinizin markanıza katkısı benim için sıfırdır. Onun yerine bileti daha ucuza satın, mili hiç vermeyin. Tercih ederim.

    Bu kadar mili de Shop&Miles kartı ile biriktirdim. Annemin işleri. Miller birikecek, annem Avrupa'ya, ABD'ye gezmeye gidecek. Eskidendi o. Diyorum, anlatamıyorum. Milleri kuşa çevirdiler, çevirdikleri düzenbazlığın haddi hesabı yok. O kadarcık indirim için 80.000 mil yakacaksan, yazık, git parası ile al o bileti... Bu son sefer iyice anladı ama. Shop&Miles kartını da Bonus'a çevirecek gibi. Bakalım.

    ----------------

    "Uçuşta konfor" , "uçuşta imaj" muhabbetleri de tamamen sıkıştır. Kendini bir bok san diyedir. Komplekslileri yolma yöntemidir. Otomobil gibi. İki araba da dandik. Biri Audi (bende var, atarlanmayın hemen), öbürü VW. İkisi de aynı dandik araba. Ama öbürü Audi. "O yüzden 10.000 Euro fazla ver." Aynı hesaptır. Hatta arabada çok daha mantıklıdır. Çünkü Havayolunda rahat etmek diye bir şey yoktur zaten. Havaalanına gidişten, uçağa binene kadar, yaşadıkların zaten olayı konfordan çok uzaklaştırır. Hele Türkiye'de türlü çeşitli öküzle aynı ortamda bulunmak zorundasındır. Öksürürken ağzını kapamayı bilmeyenden, hiçbir sıraya riayet etmeyip götün götün kaynak yapana herkes zaten konforunu kaçırır. Pegasus'a da binsen o öküz canını sıkar, THY'ye de binsen sıkar. Uçak yere konunca ayaklanıp eşya boşaltmaya başlayıp sonra ayakta mal gibi dikilen öküz. Evet sana da diyorum... Sen o uçakta olduğun sürece benim konforum zaten yok. THY ile gitsem de yok, Pegasus ile gitsem de yok.

    Benim "Uzun uçuş"tan anladığım 5 saat üzeri uçuştur. O da Çin, ABD, Kore, Uzakdoğu uçuşları. İngiltere bile o kadar sürmüyor. Avrupa'nın hiçbir yeri o kadar sürmüyor. Dolayısı ile Pegasus'un uçtuğu her yerde benim için THY ile Pegasus aynıdır. ABD veya Çin'e gitsem THY'yi isterim. Ona da zaten Pegasus uçmuyor. Keşke uçsa, oralara da rekabet gelse, çok güzel olur.

    Pegasus'ta konforu düşüren en önemli şey, özellikle yurtdışı uçuşlarında bavul için istedikleri ekstrem ek ücretler. Bu yüzden bavulsuz yolcu sayısı çok artıyor. Kabin içinde baş üstünde yer kalmıyor. Herkes başkasının alanına "çöküyor". Bu konuda da yöntemim basit. Hiç acele etmiyorum. Yer yok mu? Bana ne? Hostes düşünsün. Bavuluma yer bulmak zorunda. Bulamazsa aşağı vermek zorunda. Ben hakkım olan 8kg kabin içi bagajı ile gelmişim. Check in sırasında her şeyimi etiketletiyorum zaten. Kaybetseler de farkmaz. Fazlası ile alırım paramı. Kabinde yer yoksa o yüzden bana ne? Hiç acele etmiyorum. Sinir stres de yapmıyorum. O çileyi ben çekeceğime Pegasus'un çalışanı çeksin. Benim gibilerin sayısı artarsa, bizim yarattığımız kaos, havayolu firmasına zaman kaybı, zaman kaybı da daha büyük masraf demek. Bu salak tavırlarından vazgeçerler. Çünkü tüm düzen maliyet üstüne kurulu...

    --------------------

    Konfor trenle olur. Şehir içinden şehir içine götürür. Geniştir, ferahtır. Restoranı vardır. Abuk subuk güvenlik taramaları yoktur. Dolayısı ile bir grup insan, Lemmings gibi uzun kuyruklar oluşturmaz, bir dar alana doluşup beklemezsin. Zırt pırt kapı değişmez. Pek rötar yapmaz. Medeni ülkelerde elini kolunu sallayarak binersin. Bazen biletini kontrole gelen kondüktör bile olmaz. Medeniyet budur. Konfor budur. Bu düzen de bizim memlekette henüz yok. Yani, uçak tırt bir konsept. Zaten rahatsız. Birinci sınıftan da binsen değişmiyor. Anneannem milletvekili eşi. Ekonomi bilet alıyor, meclisi arıyor, laps! Ücretsiz upgrade, birinci sınıfta uçuyor. VIP'de bekliyor falan. Gene aynı. Bir şey değişmiyor. Havaalanları da, oraya gidiş de, süreç boyunca yaşadıkların da zaten tatsız. Sonuçta bir bok yediriyorlar sana. Üstüne altın yaprağı serpip yedirseler daha mı mutlu olursun? Hah! O zaman yemeyin bu numaraları...

    Not: Hayatımda gördüğüm en güzel uluslararası havaalanı: Saraybosna havaalanı... Giriş kapısı-çıkış kapısı ayrımı yok. Döner kapı yok. Açık. Tren garı gibi, laps diye giriyorsun. Güvenlik taraması yok. Online check-in sistemi bile yok. Check-in'de sıra da yok. Çünkü yoğunluk da yok. Gümrük çok hızlı. Çünkü bir tarama yok. Konfor budur. O kadar pisliği çektikten sonra verdikleri bir portakal suyu değildir konfor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Huseyin-ZST -- 14 Şubat 2018; 23:4:8 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Huseyin-ZST

    Mil düzenbazlığı konusu mu? Alırım bir dal...

    85.000 milim vardı. Önümüzdeki yıl herhangi bir zaman ABD gidiş dönüş bilet baktım. Herifçioğulları 60.000 mil + vergiye ABD'yte götürüp getiriyor güya. Bir yıl boyunca tüm tarihleri taradım. 60.000 millik bilet yok. 80.000'lik bilet var. Bileti kendin alsan 1900TL'ye alıyorsun. Aynı bileti 80.000 milini yiyerek sana 1100TL'ye veriyor. Vergiymiş 1100TL... Ben de yedim. Aynı biletin vergilerini de mile ödetmek istersen bilet 130.000 mil oluyor. 80.000 mil 800TL iken, kalan 50.000 mil 1100TL'ye eşit... Saçma sapan bir algoritma. Kafan karışsın, aptal ol diye. O kadar kazıkçı, üçkağıtçı bir algoritması var ki, milleri kullanıp kazık yememek mümkün değil. Kontrol etmesen 800TL için 80.000 milini yiyecek.

    O yüzden bu milleri bilet almak için kullanmaya hiç uğraşmadım. Oturdum alışveriş sitelerinin başına, sitedeki mantığı çözdüm. Piyasada 100TL'ye satılan bir ürün sıkıyorum 2000 mil (tam hatırlamıyorum). Piyasada 1000TL'ye satılan bir ürün 30.000 mil (dediğim gibi, tam hatırlamıyorum). Fiyat arttıkça millerini boşa yiyor düzen. Bunu da kavradım.

    O yüzden gittim bir sürü ucuz ev aleti aldım. İki tane en babasından tost makinesi (biri annemin evinde, biri abimin evinde lazımdı), bir çay makinesi, iki saç düzleştirici, bir bosch şarjlı tornavida, bir mutfak robotu, bir doğrama makinesi, bir taşınabilir şarj aleti, bir traş makinesi aldım. Küçük küçük çok çok aldım. Aldıklarımı para ile alsam çok daha pahalıya alırdım. İhtiyacım olabilecek ürünün fırsat ürünü hangisi ise onu aldım falan... Parayla alsam kabaca 2700TL edecek alışveriş yaptım.

    Bu yüzden hiçbir şekilde ev aleti, elektrikli bakım ürününü parayla almıyorum ben. Bu aletler geberdikçe sabrediyorum. Annem evindeki çay makinesinin demleme kısmını düşürmüş, kırmış. 1 yıl üstünde çaydanlıkla kullandı. Geçenlerde milleri ezdim işte, yenisini aldım, Ondan çıkan demleme kısmı kırıldığından çaydanlık üstü ile ikame edilen alet büroya geldi. Artık büroda da çay makinesi var. Evdeki makine de yenilendi. Temiz... Milleri ben böyle kullanıyorum.

    Milleri bilet için kullanmak saçma özetle. Makul fiyata bilet almak imkansız. Her yere baktım. Her tarihte baktım. Tamamen sıkış. THY'ye duyrulur. Ciddiye alınacak bir düzen istiyorsanız, varsa fındık kadar, milleri TL'ye eşitleyin. 10 mil 1TL olsun falan. Millerimizin parasal değerini bilelim. Sisteminiz milleri kertmek üzerine kurulu olduğundan o toplara hiç çıkmıyorsunuz, çıkamıyorsunuz. O yüzden miller ile ikibin küsür TL'lik alışveriş yapabilmiş de olsam, millerinizin markanıza katkısı benim için sıfırdır. Onun yerine bileti daha ucuza satın, mili hiç vermeyin. Tercih ederim.

    Bu kadar mili de Shop&Miles kartı ile biriktirdim. Annemin işleri. Miller birikecek, annem Avrupa'ya, ABD'ye gezmeye gidecek. Eskidendi o. Diyorum, anlatamıyorum. Milleri kuşa çevirdiler, çevirdikleri düzenbazlığın haddi hesabı yok. O kadarcık indirim için 80.000 mil yakacaksan, yazık, git parası ile al o bileti... Bu son sefer iyice anladı ama. Shop&Miles kartını da Bonus'a çevirecek gibi. Bakalım.

    ----------------

    "Uçuşta konfor" , "uçuşta imaj" muhabbetleri de tamamen sıkıştır. Kendini bir bok san diyedir. Komplekslileri yolma yöntemidir. Otomobil gibi. İki araba da dandik. Biri Audi (bende var, atarlanmayın hemen), öbürü VW. İkisi de aynı dandik araba. Ama öbürü Audi. "O yüzden 10.000 Euro fazla ver." Aynı hesaptır. Hatta arabada çok daha mantıklıdır. Çünkü Havayolunda rahat etmek diye bir şey yoktur zaten. Havaalanına gidişten, uçağa binene kadar, yaşadıkların zaten olayı konfordan çok uzaklaştırır. Hele Türkiye'de türlü çeşitli öküzle aynı ortamda bulunmak zorundasındır. Öksürürken ağzını kapamayı bilmeyenden, hiçbir sıraya riayet etmeyip götün götün kaynak yapana herkes zaten konforunu kaçırır. Pegasus'a da binsen o öküz canını sıkar, THY'ye de binsen sıkar. Uçak yere konunca ayaklanıp eşya boşaltmaya başlayıp sonra ayakta mal gibi dikilen öküz. Evet sana da diyorum... Sen o uçakta olduğun sürece benim konforum zaten yok. THY ile gitsem de yok, Pegasus ile gitsem de yok.

    Benim "Uzun uçuş"tan anladığım 5 saat üzeri uçuştur. O da Çin, ABD, Kore, Uzakdoğu uçuşları. İngiltere bile o kadar sürmüyor. Avrupa'nın hiçbir yeri o kadar sürmüyor. Dolayısı ile Pegasus'un uçtuğu her yerde benim için THY ile Pegasus aynıdır. ABD veya Çin'e gitsem THY'yi isterim. Ona da zaten Pegasus uçmuyor. Keşke uçsa, oralara da rekabet gelse, çok güzel olur.

    Pegasus'ta konforu düşüren en önemli şey, özellikle yurtdışı uçuşlarında bavul için istedikleri ekstrem ek ücretler. Bu yüzden bavulsuz yolcu sayısı çok artıyor. Kabin içinde baş üstünde yer kalmıyor. Herkes başkasının alanına "çöküyor". Bu konuda da yöntemim basit. Hiç acele etmiyorum. Yer yok mu? Bana ne? Hostes düşünsün. Bavuluma yer bulmak zorunda. Bulamazsa aşağı vermek zorunda. Ben hakkım olan 8kg kabin içi bagajı ile gelmişim. Check in sırasında her şeyimi etiketletiyorum zaten. Kaybetseler de farkmaz. Fazlası ile alırım paramı. Kabinde yer yoksa o yüzden bana ne? Hiç acele etmiyorum. Sinir stres de yapmıyorum. O çileyi ben çekeceğime Pegasus'un çalışanı çeksin. Benim gibilerin sayısı artarsa, bizim yarattığımız kaos, havayolu firmasına zaman kaybı, zaman kaybı da daha büyük masraf demek. Bu salak tavırlarından vazgeçerler. Çünkü tüm düzen maliyet üstüne kurulu...

    --------------------

    Konfor trenle olur. Şehir içinden şehir içine götürür. Geniştir, ferahtır. Restoranı vardır. Abuk subuk güvenlik taramaları yoktur. Dolayısı ile bir grup insan, Lemmings gibi uzun kuyruklar oluşturmaz, bir dar alana doluşup beklemezsin. Zırt pırt kapı değişmez. Pek rötar yapmaz. Medeni ülkelerde elini kolunu sallayarak binersin. Bazen biletini kontrole gelen kondüktör bile olmaz. Medeniyet budur. Konfor budur. Bu düzen de bizim memlekette henüz yok. Yani, uçak tırt bir konsept. Zaten rahatsız. Birinci sınıftan da binsen değişmiyor. Anneannem milletvekili eşi. Ekonomi bilet alıyor, meclisi arıyor, laps! Ücretsiz upgrade, birinci sınıfta uçuyor. VIP'de bekliyor falan. Gene aynı. Bir şey değişmiyor. Havaalanları da, oraya gidiş de, süreç boyunca yaşadıkların da zaten tatsız. Sonuçta bir bok yediriyorlar sana. Üstüne altın yaprağı serpip yedirseler daha mı mutlu olursun? Hah! O zaman yemeyin bu numaraları...

    Not: Hayatımda gördüğüm en güzel uluslararası havaalanı: Saraybosna havaalanı... Giriş kapısı-çıkış kapısı ayrımı yok. Döner kapı yok. Açık. Tren garı gibi, laps diye giriyorsun. Güvenlik taraması yok. Online check-in sistemi bile yok. Check-in'de sıra da yok. Çünkü yoğunluk da yok. Gümrük çok hızlı. Çünkü bir tarama yok. Konfor budur. O kadar pisliği çektikten sonra verdikleri bir portakal suyu değildir konfor.

    Bir şey biliyormuş gibi gözüken ama 0 olan bilgi ile yazılmış bir makale

    Okurken gözlerim yandı...



    Abd ye işi bilen o mille business bileti keser 8000 tl lik bir biletten bahsediyorum bunu 4500-5000 e rahat çevirirdi ama işde ...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi travegostar -- 14 Şubat 2018; 23:7:37 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Bence adam haklı. Güzel konu

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: FlyingHigh

    Hocam tk calısanı falan mısınız yoksa elıte elıte plus falan mı

    Konu hususundakı bilgi seviyeniz dikkatmi cektı sormak istedim

    değilim. bende zamanında millerimle bilet falan almaya çalışmıştım haliyle zamanında okumuştum bilgileri. aklımdalar :D ayrıca sık sık uçarım o yüzden genel kurallara hakimim.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: travegostar

    quote:

    Orijinalden alıntı: Huseyin-ZST

    Mil düzenbazlığı konusu mu? Alırım bir dal...

    85.000 milim vardı. Önümüzdeki yıl herhangi bir zaman ABD gidiş dönüş bilet baktım. Herifçioğulları 60.000 mil + vergiye ABD'yte götürüp getiriyor güya. Bir yıl boyunca tüm tarihleri taradım. 60.000 millik bilet yok. 80.000'lik bilet var. Bileti kendin alsan 1900TL'ye alıyorsun. Aynı bileti 80.000 milini yiyerek sana 1100TL'ye veriyor. Vergiymiş 1100TL... Ben de yedim. Aynı biletin vergilerini de mile ödetmek istersen bilet 130.000 mil oluyor. 80.000 mil 800TL iken, kalan 50.000 mil 1100TL'ye eşit... Saçma sapan bir algoritma. Kafan karışsın, aptal ol diye. O kadar kazıkçı, üçkağıtçı bir algoritması var ki, milleri kullanıp kazık yememek mümkün değil. Kontrol etmesen 800TL için 80.000 milini yiyecek.

    O yüzden bu milleri bilet almak için kullanmaya hiç uğraşmadım. Oturdum alışveriş sitelerinin başına, sitedeki mantığı çözdüm. Piyasada 100TL'ye satılan bir ürün sıkıyorum 2000 mil (tam hatırlamıyorum). Piyasada 1000TL'ye satılan bir ürün 30.000 mil (dediğim gibi, tam hatırlamıyorum). Fiyat arttıkça millerini boşa yiyor düzen. Bunu da kavradım.

    O yüzden gittim bir sürü ucuz ev aleti aldım. İki tane en babasından tost makinesi (biri annemin evinde, biri abimin evinde lazımdı), bir çay makinesi, iki saç düzleştirici, bir bosch şarjlı tornavida, bir mutfak robotu, bir doğrama makinesi, bir taşınabilir şarj aleti, bir traş makinesi aldım. Küçük küçük çok çok aldım. Aldıklarımı para ile alsam çok daha pahalıya alırdım. İhtiyacım olabilecek ürünün fırsat ürünü hangisi ise onu aldım falan... Parayla alsam kabaca 2700TL edecek alışveriş yaptım.

    Bu yüzden hiçbir şekilde ev aleti, elektrikli bakım ürününü parayla almıyorum ben. Bu aletler geberdikçe sabrediyorum. Annem evindeki çay makinesinin demleme kısmını düşürmüş, kırmış. 1 yıl üstünde çaydanlıkla kullandı. Geçenlerde milleri ezdim işte, yenisini aldım, Ondan çıkan demleme kısmı kırıldığından çaydanlık üstü ile ikame edilen alet büroya geldi. Artık büroda da çay makinesi var. Evdeki makine de yenilendi. Temiz... Milleri ben böyle kullanıyorum.

    Milleri bilet için kullanmak saçma özetle. Makul fiyata bilet almak imkansız. Her yere baktım. Her tarihte baktım. Tamamen sıkış. THY'ye duyrulur. Ciddiye alınacak bir düzen istiyorsanız, varsa fındık kadar, milleri TL'ye eşitleyin. 10 mil 1TL olsun falan. Millerimizin parasal değerini bilelim. Sisteminiz milleri kertmek üzerine kurulu olduğundan o toplara hiç çıkmıyorsunuz, çıkamıyorsunuz. O yüzden miller ile ikibin küsür TL'lik alışveriş yapabilmiş de olsam, millerinizin markanıza katkısı benim için sıfırdır. Onun yerine bileti daha ucuza satın, mili hiç vermeyin. Tercih ederim.

    Bu kadar mili de Shop&Miles kartı ile biriktirdim. Annemin işleri. Miller birikecek, annem Avrupa'ya, ABD'ye gezmeye gidecek. Eskidendi o. Diyorum, anlatamıyorum. Milleri kuşa çevirdiler, çevirdikleri düzenbazlığın haddi hesabı yok. O kadarcık indirim için 80.000 mil yakacaksan, yazık, git parası ile al o bileti... Bu son sefer iyice anladı ama. Shop&Miles kartını da Bonus'a çevirecek gibi. Bakalım.

    ----------------

    "Uçuşta konfor" , "uçuşta imaj" muhabbetleri de tamamen sıkıştır. Kendini bir bok san diyedir. Komplekslileri yolma yöntemidir. Otomobil gibi. İki araba da dandik. Biri Audi (bende var, atarlanmayın hemen), öbürü VW. İkisi de aynı dandik araba. Ama öbürü Audi. "O yüzden 10.000 Euro fazla ver." Aynı hesaptır. Hatta arabada çok daha mantıklıdır. Çünkü Havayolunda rahat etmek diye bir şey yoktur zaten. Havaalanına gidişten, uçağa binene kadar, yaşadıkların zaten olayı konfordan çok uzaklaştırır. Hele Türkiye'de türlü çeşitli öküzle aynı ortamda bulunmak zorundasındır. Öksürürken ağzını kapamayı bilmeyenden, hiçbir sıraya riayet etmeyip götün götün kaynak yapana herkes zaten konforunu kaçırır. Pegasus'a da binsen o öküz canını sıkar, THY'ye de binsen sıkar. Uçak yere konunca ayaklanıp eşya boşaltmaya başlayıp sonra ayakta mal gibi dikilen öküz. Evet sana da diyorum... Sen o uçakta olduğun sürece benim konforum zaten yok. THY ile gitsem de yok, Pegasus ile gitsem de yok.

    Benim "Uzun uçuş"tan anladığım 5 saat üzeri uçuştur. O da Çin, ABD, Kore, Uzakdoğu uçuşları. İngiltere bile o kadar sürmüyor. Avrupa'nın hiçbir yeri o kadar sürmüyor. Dolayısı ile Pegasus'un uçtuğu her yerde benim için THY ile Pegasus aynıdır. ABD veya Çin'e gitsem THY'yi isterim. Ona da zaten Pegasus uçmuyor. Keşke uçsa, oralara da rekabet gelse, çok güzel olur.

    Pegasus'ta konforu düşüren en önemli şey, özellikle yurtdışı uçuşlarında bavul için istedikleri ekstrem ek ücretler. Bu yüzden bavulsuz yolcu sayısı çok artıyor. Kabin içinde baş üstünde yer kalmıyor. Herkes başkasının alanına "çöküyor". Bu konuda da yöntemim basit. Hiç acele etmiyorum. Yer yok mu? Bana ne? Hostes düşünsün. Bavuluma yer bulmak zorunda. Bulamazsa aşağı vermek zorunda. Ben hakkım olan 8kg kabin içi bagajı ile gelmişim. Check in sırasında her şeyimi etiketletiyorum zaten. Kaybetseler de farkmaz. Fazlası ile alırım paramı. Kabinde yer yoksa o yüzden bana ne? Hiç acele etmiyorum. Sinir stres de yapmıyorum. O çileyi ben çekeceğime Pegasus'un çalışanı çeksin. Benim gibilerin sayısı artarsa, bizim yarattığımız kaos, havayolu firmasına zaman kaybı, zaman kaybı da daha büyük masraf demek. Bu salak tavırlarından vazgeçerler. Çünkü tüm düzen maliyet üstüne kurulu...

    --------------------

    Konfor trenle olur. Şehir içinden şehir içine götürür. Geniştir, ferahtır. Restoranı vardır. Abuk subuk güvenlik taramaları yoktur. Dolayısı ile bir grup insan, Lemmings gibi uzun kuyruklar oluşturmaz, bir dar alana doluşup beklemezsin. Zırt pırt kapı değişmez. Pek rötar yapmaz. Medeni ülkelerde elini kolunu sallayarak binersin. Bazen biletini kontrole gelen kondüktör bile olmaz. Medeniyet budur. Konfor budur. Bu düzen de bizim memlekette henüz yok. Yani, uçak tırt bir konsept. Zaten rahatsız. Birinci sınıftan da binsen değişmiyor. Anneannem milletvekili eşi. Ekonomi bilet alıyor, meclisi arıyor, laps! Ücretsiz upgrade, birinci sınıfta uçuyor. VIP'de bekliyor falan. Gene aynı. Bir şey değişmiyor. Havaalanları da, oraya gidiş de, süreç boyunca yaşadıkların da zaten tatsız. Sonuçta bir bok yediriyorlar sana. Üstüne altın yaprağı serpip yedirseler daha mı mutlu olursun? Hah! O zaman yemeyin bu numaraları...

    Not: Hayatımda gördüğüm en güzel uluslararası havaalanı: Saraybosna havaalanı... Giriş kapısı-çıkış kapısı ayrımı yok. Döner kapı yok. Açık. Tren garı gibi, laps diye giriyorsun. Güvenlik taraması yok. Online check-in sistemi bile yok. Check-in'de sıra da yok. Çünkü yoğunluk da yok. Gümrük çok hızlı. Çünkü bir tarama yok. Konfor budur. O kadar pisliği çektikten sonra verdikleri bir portakal suyu değildir konfor.

    Bir şey biliyormuş gibi gözüken ama 0 olan bilgi ile yazılmış bir makale

    Okurken gözlerim yandı...



    Abd ye işi bilen o mille business bileti keser 8000 tl lik bir biletten bahsediyorum bunu 4500-5000 e rahat çevirirdi ama işde ...


    ---------------

    Benim için en önemli şey aslında nereden kalktığım. Ankara'da yaşıyorum. Doğrudan uçuş en çok önem verdiğim şey. Mantıken doğrudan uçuş daha ucuz da olsa (arada bir aktarma yok sonuçta), İstanbul rezilliğine hiç girmemek için üstüne para verebilirim. Konforumu bu net arttırır. Bana süre de kazandırır. Benim en çok değer vereceğim şey bu olur. Ankara'dan x ülkesine doğrudan uçuşların artması.

    2) Fiyat. Fiyatı düşürmek için o şehrin yakınındaki abidik bir havaalanına indir, bana uyar. Avrupa'da trenle gideceğim yere zart diye giderim. Ya da zaten araba kiralamışımdır, bana fark etmez. Fiyat düşecekse alternatif havaalanına inmek bana uyar.

    3) Minimum da olsa bagaj hakkı. 8kg bile olsa, aşağı bagaj verilebilmesi iyi olur. Kabin içi bagaj yoğunluğunu azaltır. Ancak bu konudaki alternatif çözümüm, anlattığım gibi, koltuğuma yakın baş üstü dolaplarda yer bulamazsam bavulumu orta yerde bırakmak. Yer bulmaya uğraşmıyorum. Hostes bavulu alıyor, bir yere tıkıyor, "şuraya tıktım" diyor. İnerken alıyorum.

    Bunun dışında havayolu firmasından beni güvenle uçurması dışında bir beklentim yoktur. Şimdi, yazdığını benim yaşayış tarzıma göre tekrar gözden geçir, haklı mıyım tart. Senin yaşayış tarzına göre business'a o mili yakmak değebilir. Benim hayatta düşünmeyeceğim bir şeydir. Sonuçta millerin çoğunu kredi kartından kazanıyorum. O miller mil değil, bonus olsaydı, ben onları öyle bir yerdim ki kütür kütür... Alternatifi bonus olunca, mil benim için paradır. Parayı da öyle saçmam ben.

    ABD'ye 5000TL'lik bilet ömrümde almadım. Almam da. Ya çok çaresiz, ya da Ürdün prensi olmak lazım. Business'la uçmanın farkına vereceğim para 300TL. Hahahaha! Çünkü fazlası ile gittiğim yerde yapabileceğim şeyler, o parayı verebileceğim alternatifler beni daha çok ilgilendiriyor. Gidip mal bir Amerikan kiralamak yerine babalar gibi Porsche kiralarım. Daha mantıklı bir para harcama olur. Business'a o kadar fark vermem için, o parayı verebileceğim tüm alternatifleri de gerçekleştiriyor olmam gerekir. En basitinden, bazen yılda 1, bazen yılda 2 kere gezme amaçlı yurtdışına çıkıyorum. Daha fazlası beni zorluyor. Business farkına vereceğim para ile bir tatile daha çıkarım. Onu da çıkıyorsam, o farkla hep merak ettiğim bir arabayı kiralarım. Onu da yaptıysam, normalde gitmeyeceğim yerlere gider, alternatif turizm kafası yaşarım. Onu da yapıyorsam, bak o zaman düşünebilirim.

    Ben o yüzden zaten ucuz biletleri yakalayıp alıyorum. Bu şekilde olunca, mil neredeyse hiçbir işe yaramıyor. Özetle ben diyorum ki, "2500-3000TL ile gidebiliyorum." Sen diyorsun ki, "2000TL daha ver, üstüne mil ver, Business uç". Neyin kafası anlamadım. Nasıl bir finansal model kurdun çözemedim.

    ---------------

    Hoş, ABD bana zaten hitap etmiyor. Sadece iş için gerekiyor bazen. Toplantı falan oluyor. Onda da ABD iş çevreleri toplantı üstüne toplantı yapan, toplantı yapmaktan verimli çalışamayan tipler olduğu için, şükür, bir toplantı aylar önceden belli oluyor. Bu sayede biletini ucuza alıyoruz.

    Onun dışında turistik amaçlı ABD neredeyse hiç ilgimi çekmiyor. Tarih yok. Kültür zayıf. İnsanı cahil. Herşey yapay. Gündelik hayat zekası düşük. Tahammülümü zorluyor... Chicago, Newyork, SanDiago, Losangeles, Las Vegas'ın altını üstüne getirdim. Geriye bana göre ABD'de gezesim olan SanFransisco, Orlando'nun bir kısmı, bir de NewOrleans kaldı. Elbet bir gün işim düşer, kombine eder gezerim. Acelesi yok. Turistik amaçlı, Avrupa bana daha çok hitap ediyor. Onda da mesafeler kısa. O yüzden THY'nin "farkı" bana bir anlam ifade etmiyor.

    ----------------

    Ben fiyat/fayda endeksinde business'ı falan gayet aptalca buluyorum kusura bakma. Ekonomi biletimi Business'a upgrade etmek için de binlerce mili yakmam. Gider onunla evimin eskiyen aletlerini değiştiririm. Daha çok fayda sağlarım.

    Yaşım genç. Koltuğu daya burnuma, beni 100 Euro daha ucuza uçur. Ben 100 Euro'yu gümrüğü patlatıp çatır çatır yiyeyim. Eve 6 aylık stok yapayım. Tercih ederim. Ekstra konfor için anlamsız paralar vermeye hazır hale gelmem için eklem ağrılarımın başlaması lazım. Ona da daha 30-35 yılım var kabaca. Üstelik tüm bu dediklerimin parayla da çok bir alakası yok. Çok param olsa da tavrım bu olur. Az param olsa da. Çünkü çok param olsa, bu sefer okuttuğum çocukların rıskını yiyorum gibi gelir. "Ben o parayla bir çocuk daha okuturum" derim. Hayatı yaşayış şeklimiz farklı belli ki. Benim yaşayış tarzımda ABD'ye uçuşta business için vereceğim para 100$. Çok ciddiyim. Fazlasını vermem. Dolayısı ile, hiç para vermeyecek olsam da, 40.000 milimi de upgrade için yakmam. Çünkü o 40.000 mil 100$'dan çok ediyor. Millerin parasal bir değeri var. Telefon, Laptop falan bile alabiliyorsun. Business upgrade'ine niye harcayayım?

    ----------------

    Hayat felsefemi anla diye söylüyorum: Her yıl hiç zorlanmadan telefon yenileyebilecek, deli gibi tüketebilecek biriyim. Ama cebimde 5 yıllık bir akıllı telefon var. Bana yetiyor. Tüm ihtiyacımı karşılıyor. Karşılamaz hale gelene kadar, yenisini neden alayım? Benim hayatımı bu özetliyor işte. Belli bir hayat standardım var. Öyle yaşıyorum huzurlu huzurlu. Gelirimden bağımsız... Anlamsız tüketim yapmıyorum. Doğal bulmuyorum. Bu bağlamda, eklem ağrısı yaşayana kadar, Business'a vereceğim para 100$. O da uzun uçuşta. Avrupa uçuşlarında Business'a benden temizinden 15 Euro çalışır. 15 Euro deyip geçme, ben o paraya duty free'den 1.5 litre rakı alırım. Şaka bir yana, yarım litre rakıyı binmeden önce çaksam, beni baş üstü dolabına yerleştirsen bile rahat ederim. Konforumu sağlamak 5 Euro gördüğün gibi... Çok büyütmemek lazım.

    Duty Free'lere de gıcığım. Geçen gün 18 Euro'ya Yeni Rakı gördüm. Küfür gibi. "Elemanlar verelim bundan" dedi. "Ben o paraya 1.5 litre viski çakarım, Yeni Rakı coşmuş. Ya siz, ya yeni rakı Türkiye'deki vergiyi kar için kullanıyor. Ayıp" dedim. Gittim Yunan kardeşlerimizin 9.5 Euro'luk ada rakısını aldım. Aldım almasına da, onlar da ayılmış. Eskiden plastik şişede olan rakılarını adada litresi 4-5 Euro'ya alırdım. Şimdi Türk'ler rakılarına hücum ettiği için tiplerini düzeltmişler, cam şişeye koymuşlar, 12 Euro'ya satıyorlar. Duty Free'de de 9.5 falan oluyor...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Huseyin-ZST -- 15 Şubat 2018; 1:5:11 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: travegostar


    quote:

    Orijinalden alıntı: oguzoztas


    quote:

    Orijinalden alıntı: ahmetbayram5

    bence yetmez,şunlardan da dava açılmalı:

    Anayasal düzene karşı çıkmak(!)

    Meşru hükümeti cebir ve şiddet kullanarak yıkmaya çalışmak(!)

    Halkı kin ve düşmanlığa tahrik(!)

    Nitelikli dolandırıcılık(!)

    THY'nin hangi bölümünü paspaslıyorsun?



    her zaman tüm şartlarda, zalim seviciler, özendiriciler rolünü oynar :-)

    Şimdi ben tk ya bu konuyu link alarak görselli bildireyim de hukuk biriminden arandığında anlarsın urfayı konyayı

    Daha olayın ne olduğunu bilmeden bunca hakaretin ne olacak görürüz

    bilişim hukukunu bana anlatma.
    var ise suç unsuru bir şey buyrun. adliyelere emniyete bildiriminizi yapabilirsiniz.




  • reserved. okuyup bilgi vereceğim.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: oguzoztas


    quote:

    Orijinalden alıntı: travegostar


    quote:

    Orijinalden alıntı: oguzoztas


    quote:

    Orijinalden alıntı: ahmetbayram5

    bence yetmez,şunlardan da dava açılmalı:

    Anayasal düzene karşı çıkmak(!)

    Meşru hükümeti cebir ve şiddet kullanarak yıkmaya çalışmak(!)

    Halkı kin ve düşmanlığa tahrik(!)

    Nitelikli dolandırıcılık(!)

    THY'nin hangi bölümünü paspaslıyorsun?



    her zaman tüm şartlarda, zalim seviciler, özendiriciler rolünü oynar :-)

    Şimdi ben tk ya bu konuyu link alarak görselli bildireyim de hukuk biriminden arandığında anlarsın urfayı konyayı

    Daha olayın ne olduğunu bilmeden bunca hakaretin ne olacak görürüz

    bilişim hukukunu bana anlatma.
    var ise suç unsuru bir şey buyrun. adliyelere emniyete bildiriminizi yapabilirsiniz.

    Ben senle ne uğraşacam tk gereğini yapar merak etme ortada bir unsur var ise.Bir sürü hukukçusu var dert ettiğin şeye bak

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • travegostar kullanıcısına yanıt
    Arkadas benim icin konfor onemli degil yazmis orayi kacirmisiniz galiba...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.