Şimdi Ara

TÜRK SAVAŞ SANATI ''SAYOKAN'' (4. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
79
Cevap
0
Favori
15.050
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • saolasın kardes insallah daha ıyısını yapcagım ama onu ben kendım yaptım. herkese selamlar
    quote:

    Orjinalden alıntı: shawlin


    quote:

    Orjinalden alıntı: genç_savasci

    bude kendı yaptıgım bır sıtehttp://keskinkamer.sitemynet.com/marmarasayokan/


    gerçekten çok güzel bir site olmuş.






  • yaaa arkadaslar bi amerikan güresine ilgi duyluyor TÜRK SPORU dedigimiz anda ise kımsenın bakmaya bile gonlu gitmıyor ne biçim is bu anlamıs degilim biraz ilgi duyalım. NE MUTLU TÜRKİM DİYENE...
  • EVET ARKADASLAR YORUMLERINIZ BEKLIYOORUM MERAK ETIGINIZ SEYLERI SORBİLİRSİNİZ...
  • Türk Tarihinde Bu Tür Bir Çalışma Varmı?--------------------------------


    Türk tarihinde böyle bir çalışmanın belgesi yada metinleri yok. Küçük yaştan itibaren gençleri bir anlamda savaşa hazırlayan bir çok oyun ve yarışma biçimine getirilmiş faaliyetler var. Bunlar uzak doğu ülkelerinin oluşturduğu biçim ve yöntemde değil.Yukarıda bahsedilen kültürel ve ekonomik gücü ve tarihimiz, milli karakterimiz göz önünde bulundurulursa, böyle bir çalışmanın ülkemize zararı değil faydası olacaktır. Hele Atatürk gibi bir lidere sahip isek sadece başka alanlarda değil, bu alanda da üretkenlik kaçınılmaz olacaktır. Bu mantıkla yola çıkan vatanperver, Atatürk milliyetçisi Nihat YİĞİT bu eksikliği gidermek adına 1990 yılında çalışmalarına başlamıştır. Kendileri uzak doğu savaş sanatlarına 1973 yılında başlamış, bu alanda 16 ülke gezmiş, Türkiye’de ve uluslararası alanda otoritesi kabul edilen savaş sanatları uzmanıdır.Bu alanda çalışmaların olmaması onu Türk savaş sanatında kültürleştirme çalışmalarına yönlendirmiştir. Öncelikle uzak doğu ülkelerine giderek, bu ülkelerin bu alanda nasıl başarı sağladıklarını tüm başlıkları ile araştırmıştır. Bu araştırmalarını uzmanlık alanı olan tekniksel oluşum, tekniklerin çıkış noktası ve hareket analizleri, Türk kültür ve tarihi motifleri, toplumsal yapısı, ekonomik yapısı, estetik boyutu, uygulanışındaki yöntemler, kaideler, ritüeller, öğretisi gibi konuları ardı sıra getirmiştir. Yani sistemleşmeyi sağlayacak tüm ögelerin var olması. Tabiatı ile kendi uzmanlık alanı olmayan Türk spor tarihi, spor bilimleri, pedagojik formasyon, terminoloji, Türkoloji gibi konularda çok değerli hocalarımızdan Doç.Dr.Yavuz Taşkıran, Prof.Dr.Özbay Güven, Doç.Dr.Gıyasettin Demirhan, araştırma görevlisi Murat Çilli ve birçok bilim adamımızın kaynaklarından istifade edilmiştir. 1999 yılında tüm çalışmalarını bitiren Nihat Yiğit, önce uluslararası alanda daha sonra da Türkiye’de tanıtımına başlamıştır. Ülkemizdeki bürokratik engellerden dolayı, 02 Ağustos 2002 tarihinde maalesef Amerika Birleşik Devletlerinde Dünya federasyonu, 05 Ocak 2005 tarihinde ise ülkemizde Türkiye Federasyonu kurulmuştur. Nihat Yiğit uluslararası alanda 120 ülkede 368 spor merkezlerine İngilizce görsel ve yazılı neşriyat ile ulaşmıştır. Bu gün İngiltere’de, A.B.D.’de, Hindistan’da ve Türkiye’de federasyonları, İran, Mısır, Almanya, İrlanda, Belçika, Tunus, Kazakistan ise temsilcileri bulunmaktadır. Ülkemizde ise, başta Ankara olmak üzere Istanbul, Düzce, Muğla, Aydın, Denizli, Konya, Çorum, Kahramanmaraş, Hatay, Antalya, Kütahya, İzmir, Mersin, Mardin illerinde icra edilmekte ve katılım hızla artmaktadır. Sayın Nihat YİĞİT, Türk savaş sanatı ile dünyada tanınmamıza ivme kazandırmak, yukarıda bahsedilen ve artacak ülkelerde ise ülkemiz için kazanımlar elde edilmesini ümit etmekte ve çalışmaktadır.

    Türk Milletinin birlik ve beraberliğine, tarihi, kültürel tüm unsurları faaliyet ve etkinliklerde görselleştirerek katkı sağlamaktır. Askeri ve Emniyet güvenlik personellerinin yerelliği ve milliliği olan bu alanda ruhsal ve fiziksel disiplinlerini kuvvetlendirmek, Türk Cumhuriyetleri ile birlik ve beraberliği sağlamasına faktör yapmak, yurt dışında Türk savaş sanatı eğitmenlerinin çoğalmasını sağlamak, Türkiye’nin ve Türkün adını daha çok duyurmak gibi idealleri hedeflemektedir. Bu hedefler içinde projeler hazırlamaktadır.

    Kültürler malumunuzdur ki önce kültürleştirme hareketi olarak başlar, milletlerin kabulü ve belli bir süreden sonrada milletin kültürü olurlar. Örneğin yağlı güreşimiz, Türklerin Anadolu’ya gelmelerinden sonra başlamıştır. Oysa Orta Asya’da güreşlerimiz, aba, kuşak ve kuraş güreşleridir. Yağlı güreşimiz 643 yıl önce bir kültürleştirme hareketi, faaliyeti olarak başlamış, bu gün ise kültürümüzün bir parçası olmuştur. Türk savaş sanatı “SAYOKAN” da bu anlamda ve bu alanda bir kültürleştirme hareketidir.

    İzninizle ülkemizdeki terminolojik bir hatayı düzelterek başlamak gerekiyor. Ülkemizde “Uzakdoğu sporları” olarak tanımlanan söz konusu branşların ülkelerinin bize göre uzak doğuda olması yani coğrafik bir mantıkla konmuştur. Oysa bu alanda dünya terminolojisinde böyle bir tanımlama yoktur. Düzeltilmesi konusunda da bir çalışma yapılmamıştır. Bu branşların adı dünyada “savaş sanatları (Martial Arts)”dır. Yani fiziksel ve ruhsal disiplinlere ulaşmanın yolu, yöntemi ve çalışmalarıdır. Bu yöntem ve çalışmalarda başarılı olmak için “mücadele” sözcüğü yeterli değildir. Bedensel yetenek, güç, sürat, kondisyon, teknik gibi unsurlara sahip olabilmek için ruhsal destek, psikolojik mental yapının öncelikle disiplinize edilmesi gerekir ki bu yol kişin kendisi ile mücadelesi ile değil, savaşması ile mümkündür. Elbette destekleyici bir öğreti olmadan olanaksızdır. Bu öğreti için tarihimiz yüzlerce düşünür, filozof, komutanlar ve kahramanlar yetiştirmiştir. Mete Han’dan, önderimiz Atatürk’e kadar.... Sonuç olarak “savaş” sözcüğü sıcak savaştan ziyade, kişinin ruhunu ve bedenini disiplin altına almak adına verdiği savaşı ifade eder. Yanlış bir tanımlamada “dövüş sporları” yada “dövüş sanatları” tanımlamasıdır. Taktir edersiniz ki dövüşün ne sanatı ne de sporu ne de eğitimi olur. Spor ve sanat sözcükleri bilimselliği kaygı olarak bünyesinde barındırır. Lakin dövüş sözcüğünün bu tür kaygıları yoktur. İnsanlar idealleri için savaşırlar, ama dövüşün ideali olmaz. Eğer bu tanımlar uzak doğu savaş sanatları (sporları) için kullanılıyorsa biz bundan rahatsız olmayız. Ama Sayokan için bu tanımlamalar kullanılamaz. Kültürleştirme hareketi olarak tanımlamıştık. Eğer içinde tarihi, kültürel motif, geleneksel ritüel, öğreti, tarihten stratejik unsurlar taşıyorsa adın da bu değerleri hissettirmesi gerekmektedir. Sayın Nihat YİĞİT bu değerlere “SAVAŞÇININ YOLU ve KAN’ı cümlesini uygun görmüş, bu cümledeki sözcüklerin baş hecelerini alarak kısaltmıştır. Onun ifadesi ile, “Savaşçı” Mete Han’dan Atatürk’e kadar gerek bedensel, gerekse ruhsal, zihinsel yetenek ve erdemliliğe sahip eşsiz devlet adamlarımızı, komutanlarımızı, kahramanlarımızı, “YOL” ise bu eşsiz insanların bu yetenek ve erdemliliğe giden yolunu, “KAN” ise kültürümüzle, tarihimizle, dilimizle olan bağımızı ifade etmektedir.” diye tanımlıyor. Tabiatı ile uzak doğu savaş sanatlarına bu alanda alternatif, yerelliği ve milliği olan bir kültürleştirme hareketi olunca kolay kabul edilebilir görünmektedir.

    Sayokan’ı temel özellikleri ile tanıtmaya çalışacağız. Bu temel özellikleri tekniksel olduğu kadar, tarihi, kültürel geleneksel unsurlarını da tanımak zorundayız ki sıradan bir savaş sanatı imajı ile tanınmasın. Veya sadece uzak doğu savaş sanatlarına alternatif mantığı taşıyan, bu amaçla ortaya konmuş bir çalışma olarak görülmesin
    Niçin Türk Savaş Sanatı---------------------------------------------------------- Malumunuzdur ki, 1.Dünya savaşı sonrası her konuda değişen dünya düzeni içinde ülkeeler,kültürel, ekonomik varlıklarını sürdürmenin yollarını aramışlar, güç olabilmek için stratejiler geliştirmişlerdir. Özellikle uzak doğu ülkelerinden Çin, Japonya ve Kore 19.yüzyılda başlattıkları kültürel tanınma çalışmalarında milli savaş sanatlarını kullanmışlardır. 20. - 21.yüzyılda başarıyı yakalayarak kültürel emperyalizmi oluşturarak, milli savaş sanatları ile evlerimize kadar kültürlerini sirayet ettirmişlerdir. Bu başarı turizmde, bu branşta tümmalzeme, araç ve yayınlarla ülkelerine milyarlarca dolar girdi sağlamıştır. Bu ülkelerin savaş sanatlarının başka ülkelerde icra edilmesi için kurumsallaşma başlatılmış, Başka ülkelere on binlerce savaş sanatları eğitmenleri bürokratik engelleri aşarak başka ülkelere gitmişlerdir. Ve bu insanlar gelişmiş ülkelerde kazandıkları ile ülkelerinde yatırım yapmışlardır. Tüm bu ve bunlara benzer gelişmeler, savaş sanatlarında ekonomik emperyalizmin de oluşmasına neden olmuştur. Oysa bu ülkelerin tarihlerine baktığımızda, orta Asya’da Moğol ve Türk varlığının yanında Çin hariç istikrarlı bir güce sahip değillerdir. Lakin savaş sanatları alanında taktire ve taltife şayan vatanperver düşünce ile çalışmalarını yapmışlar ve ülkelerine katkı sağlamışlardır. Bu katkılara devletleri duyarsız kalmamış, resmi tüm desteklerini esirgememişlerdir. Örnekler yüzlerle çoğaltılabilir. Dünya’da savaş sanatlarında usta veya önder olmak, tamamen fiziksel güce dayalı savaşlar döneminde bir gereksinme, ayakta kalabilmek, yaşamak için olmazsa olmazlardan biridir. Ülkelerini ve milletlerini savunmak yada fetihlerde zafer elde etmek amacı ile orduların savaş sanatlarında disiplinli eğitimleri, kahraman savaşçıların seçilmesi için düzenlenen ve ölümle de sonuçlanan yarışmaların, oyunların düzenlenmesi, sıra dışı insanların ortaya çıkarılması içindir. Komutanlarda aranan vasıflar, nitelikler hep savaşma yeteneği ve yeterlilikleri ile paraleldir. Kahramanların, cesur insanların, savaşçıların seçilmesine, meydana çıkmasına yarayan her türlü oyunlar, yarışmalar birer kültürel etkinlik, kültürün içinde yer alan renklerdendir. Teknolojik çağın hızlandığı 19.yüz yıl ortalarında savaşa dair kültürel etkinlikler bazı ülkeler tarafından daha disiplinize edilerek, kahramanlarının yaşatılması, milli kahramanlık ruhunun toplumdan kaybolmaması için, yumuşatılmış kural ve kaidelerle, eğlenceler, festivaller içinde sürdürülmüştür. Bu alanda en ciddi, modernize ve formüle etme çalışmaları, Çinliler başlatmıştır. Hintli rahip (Monk) Batuo’nun kurduğu, Shaolin Manastırı rahiplerinin, eşkiyalara, çetelere karşı kendilerini savunmadaki yetersizliği neticesinde başlatılan kendini koruma eğitimleri, Çinli rahiplerin bu metotları Çin’e götürmeleri ile savaş sanatlarındaki Çin disiplinleri ve öğretilerinin, bu günkü tüm savaş sanatlarının yararlanacağı biçimi oluşturmasını sağlamıştır. Fakat bir gerçek vardır ki, bu günkü savaş sanatlarının ne kadar geçmişine gidersek gidelim, çıkarıldığı coğrafi bölge Asya’dır. Asya kıtasına M.Ö ve M.S döneme baktığımızda dünya tarihinin gerçeği, savaşlarda sahneye çıkan devletler, Moğollar, Türkler ve Çinlilerdir. Bu üç devletin egemenliğine bakarsak, genel itibari ile Moğollar ve Türklerdir. Çin seddinin günümüz dünyasındaki önemine de bakarsak. Savaşlarda egemen unsur, Moğolların ve Türklerin olduğu görülür. Bu gerçekler doğrultusunda bir pencere oluşturabilirsek “Niçin Türk Savaş Sanatı” sorusuna yanıt bulabilir, onurlu ve şerefli zaferlerle dolu Türk Milletinin böyle bir alanda çalışması ve ihtiyacı kabul edilebilir.

    Savaş sanatlarına sahip ülkeler sırası ile ;

    1 - ABD - FULL CONTACT - 1970
    2 - BREZİLYA - CAPOERA - 1814
    3 - ÇİN - KUNG-FU ve ÇEŞİTLERİ - M.S 495
    4 - ENDONEZYA - PENTJAK SILAT
    5 - FİLİPİN - ARNIS ESKRIMA KALI - 1521
    6 - FRANSE - SAVATE - 1794
    7 - HİNDİSTAN - KALARI PAYAT - M.S 9.YÜZYIL

    8 - İSRAİL - KRAV MAGA
    9 -JAPONYA - KARATE,JUDO,AIKIDO,KENDO - 1921 (ilk modernize edilme çalışmaları)
    10-KORE - TAEKWONDO,TANG SOO DO,HAPKIDO - 1945 (ilk toplumsallaşma)
    11-RUSYA - SAMBO-1918
    12-THAILAND - MUAI THAI - 1650
    13-VIET NAM - VIET VA DAO - 1938



    Türk Kültürel Motifleri ------------------------------------------------
    Türk savaş sanatı tanımlamasından anlaşılacağı gibi, Türk kültür, geleneklerine göre kurgulanmış destanlarından etkilenmiş, yeni Türk neslinin de tarihimizde ki kahramanlıkları, yiğitlikleri hatırlamaları, ruhsal boyutunu yaşamaları, akıl ve beden gücünün ortak kullanımının kazandırdığı zevki tatmaları Sayokan'da ilke edinilmiştir. Sayokan, kültürümüzdeki değerlerin tekrar görselleştirilerek yaşatılması, hatırlatılmasını sağlayacak bir kültürleştirme hareketidir. Prof.Dr. Özbay Güven hocanın “Türklerde spor kültürü” adlı kitabının bir bölümünde şöyle diyor. “Sporun tarihi, insanın doğa koşulları ile tanışarak, ona uyması doğada egemen olmaya başlaması ve kendisini korumak için tek araç olan vücudunu ve adalelerini geliştirmesi ile başlar. Başlangıçta sporun insanların fazla enerjilerini boşaltmak, sağlıklarını ve güzelliklerini geliştirip korumak, boş zamanlarını değerlendirmek, barışa katkıda bulunmak ve ticari yararlar sağlamak gibi amaçlar için yapılmadığı kesindir. İnsanlık tarihi ile insanın korunma ve güvenliğini sağlama mücadelesi de birlikte başlamıştır. İlk çağlardan kalma bazı resimler, spor dallarının da belirmeye başladığını gösterir. Ancak, spor tarihinin başlangıcı diye adlandırdığımız resimlerin çoğu savaş ile yakından ilgilidir. Savaşların beden gücüne dayandığı çağlarda spor, savaşa hazırlık dönemi oluşturmakta idi. Türkler de bu dönemlerde savaşa yönelik işlevleri olan sporları yapmışlar ve desteklemişlerdir. “ Günümüz yüzyılına bu anlayışı taşıyan ve başarılı olanlar Karate, Aikido, Judo, Kendo ve Sumo ile Japonya, Tae kwon do, Hapki do, Tang soo do ile Kore, Kung-fu ve versiyonları ile Çin olmuştur. Teknolojik alanda gelişmiş sanayi toplumları veya günümüz insanları, korumak, korunmak, güvenlik kavramlarını oluşturan duygularından hiçbir şey kaybetmemiştir, sadece tarz, yöntem, öğretiler değişmiştir. Ne kadar savaşa hazırlık olmaktan çıkmış gibi görünse de güçlü, akıllı bireylerin yetişmesi için spor adı altında eğitimlere gereksinme yarınlarda da devam edecektir. Çünkü milli kültür ve mirasların devamiyetinde, sağlıklı nesillerin oluşmasında, vatan ve bayrak gibi milli değerlerin korunmasında akli olduğu kadar bedensel gücüde gereksinme vardır. Ayrıca barışın koruyucuları savaşçılardır. Türk savaş sanatı Sayokan, akıllı, çalışkan, erdemli, barış yanlısı, güçlü, kuvvetli, kahraman ve yiğitlerle dolu tarihimizi görselleştirmek, yaşatmak, uluslararası alanda ise bu kültürümüzü tanıtmak için oluşturulmuştur. Savaşçı ruha ve bedene sahip yeni nesillerin oluşmasını sağlamak amacı ile vardır.
    Sayokan şunu savunur, “Barışın muhafızları ancak savaşçılar olabilir. Çünkü, savaşçılar, savaşın yıkıcı etkilerini en iyi bilenlerdir. Ve bu yıkıcı etkilerin tekrar edilmemesi konusunda samimi ve gayretlidirler.Savaşı ve savaşmayı bilen, barışın gerekliliğini ve korunması gerektiğini gayet iyi bilir. Savaşçının savaşı anlamlı ve erdemli, barışı ise adaletli ve kalıcıdır. Savaşçı, ruhunu terbiye etmiş, bedenini kuvvetlendirmiş bu disiplini ilke edinmiş kişidir.” Bu teze en iyi örnek yine biz Türk milletiyiz. Savaş sözcüğünden bahsederken salt kan dökmekten bahsedilmiyor. Ülkemizde uzak doğu sporlarının dünyadaki gerçek karşılığı savaş sanatlarıdır. İngilizce martial arts, japonca bushido’ dur. Uzakdoğu sporları tanımlaması dünya literatüründe yoktur, bize aittir. Ayrıca savaş sözcüğünün bir karşılığı ise mücadele etmek demektir. Bu anlamda da ele alırsak, yaşamımızın hiçbir alanı yok ki savaşmamış olalım. Yukarıda bahsettiğimiz gibi, “SAvaşçının YOlu ve KAN’ı” cümlesindeki kelimelerin baş hecelerinin birleştirilmesi ile meydana getirilmiştir. Türk savaş sanatı, savaşçı sözcüğü ile nasıl savaşçı olunacağının yolunu, yani akıl ve beden gücünü kullanabilme yeteneğini ve disiplinini, Yolu sözcüğü ile öğreti olarak erdemliliği, barışı, çalışkanlığı, sevgiyi, saygıyı tarihteki büyüklerinin, gelenek, örf ve ananeleri ile, Kanı sözcüğü ile de tarihteki milletimizin kahramanları ile bağlarının devamiyetini amaçlamaktadır.

    Faaliyet Ayları – Mevsimi :

    06 Mayıs – 08 Kasım tarihleri arası Kahramanlık Oyunları organizasyonlarının yapıldığı aylardır. Bu tarihler arası atalarımızın ruz-ı hızır diye adlandırdığı 179 günlük bir dilimdir. Tarihimizde hızır günleri olarak adlandırılmıştır. Savaşa hazırlık, şenlikler, festivaller, izdivaçlar hep hızır günlerinde organize edilmiştir. 09 Kasım – 05 Mayıs tarihleri arası, gelişim, teknik, hakemlik, yönetim, organizasyon seminer, toplantı ve sempozyumlarının yapıldığı aylardır. Tarihimizde atalarımız bu tarihler arasındaki ayları kasım günleri olarak adlandırmışlardır. Bu aylar arasında alpler Kahramanlık Oyunlarına teknik, taktik, sürat ve kuvvet antrenmanları” ile hazırlanırlar.
    Sayokan Nedir


    Cenk Meydanı :

    Cenk sözcüğü Sayokan’da müsabakanın karşılığı olarak kullanılır. Sayokan’ın fiziksel ve ruhsal disiplinlerinin belirlenmiş kaide ve kurallar içinde uygulanmasıdır. Fiziksel ve ruhsal terbiyenin uygulanımıdır. Bu uygulamar ise cenk meydanında görselleştirilir. Cenkler çim üzerinde yalın ayak yapılır. Cenk anında yağmur yağsa da cenkler devam eder. Cenk meydanı üç parsele bölünür. Birinci parsel Baş boyu (Baturalp), ikinci parsel Orta Boy (Konuralp) ve üçüncü parsel Ayak Boyu (Gencalp) olarak ayrılır. Bayanlar içinse en son bir parsel kullanılır. Eşleşen alpler aynı anda cenke başlarlar. Her cenk için belirlenmiş bir sınır yoktur. Her cenk bir hakem tarafından yönetilir. Ayrıca kule hakemleri vardır. Sağlık ekipleri, idari çalışmalar, alpler için hazırlanmış kenarlara otağlar kurulur. Alan içinde ki görevliler folklorik kıyafetler giymek zorundadırlar. Yağlı güreşin yapısı ile benzerlikler vardır.

    Alplik Okulu :

    Eski Türkler M.Ö. 6.yüzyılda Pi-yung adı verilen kale şeklindeki bir binada Alplik Teşkilatını kurdular. Dünya tarihinde ki ilk kurumlaşmadır. (Kaynak, Türklerde Spor Kültürü s.22-23 Prof.Dr.Özbay Güven). Bundan dolayı Sayokan’da eğitim yerlerine Alplik Okulu adı verilir.

    Aba :

    Sayokan abalarının çıkış noktası yukarıdaki orijinal Türk (Uygur) abasıdır. Bu aba hala Türkmenistan'da kullanılmaktadır. Yukarıdaki aba 2 asırlıktır. Ve Türkler asırlar boyunca yukarıdaki aba veya benzer abalar giymişlerdir. Sayokan’ da cenk elbiselerine aba denir. Beyaz üst ve mavi üst aba olmak üzere her alpin sahip olması gereken abası bulunur. Her iki abanın altları beyazdır. Beyaz aba beyaz köşe için, mavi aba ise mavi köşe içindir. Abaların kolları dirsekten üç parmak üsttedir. İki yakadan oluşan ön kısmı, sol parça sağ tarafın üstüne gelecek şekilde kapanır. Kalın kumaştan yapılan abaların omuzları sarı bir kumaştan kaplanmıştır. Bileklerde özel tasarlanmış bileklikler, bileklere zarar vermemesi içindir. Cenklerde kullanım mecburidir. Bele bağlanan kemer iki kez dolandırılır. İlk bele dolama Tanrı’ya sadakat ve bağlılığı, ikinci bele dolama devlet ve millete sadakat ve bağlılığı, atılan düğüm ise bu ilkeleri kabul ettim, nokta koydum anlamındadır. Bu iki ilke madde ve manayı ifade eder. Yani zıtlıkların birliği kuramını tasdik eder.

    Selam :

    Sayokan’da selam yerde ve ayakta olmak üzere iki şekildedir. Her iki selam türünde de sağ yumruk kalbin üzerine konur, baş öne eğilme yapar.

    Yer selamı ; Sol diz üzerine sol el konur, sağ yumruk kalbin üzerinde sağ diz yerdedir, baş eğilir.

    Ayak selamı: Ayaklar kişinin omuzları genişliğinde yana açılır, ayak başparmakları tam karşıya bakar, sol el yumruk aşağıda, sağ el yumruk kalbin üzerinde, baş öne eğilir. Eğilmeler belden değildir. Sadece baş hareketidir. Alplik okullarında bayrağa karşı her iki selamda kullanılır. Aybar’a (eğitimci) ise sadece ayakta selam verilir. Cenk meydanında bayrağa ve protokole, halka toplu selamlama ayakta yapılır. Bayrağa selamın anlamı “yüreğimdesin”, halka selamın anlamı ise “yiğitlik şanımı koruyacağım, sizde şahit olun” şeklindedir. Cenkler ayakta selam ile başlar, anlamı “yiğitliğini kabul ediyorum, yiğitliğimi kabul et”. Alplerden birinin yenilmesi veya cenki bırakma isteklerinde ise yenilen yer selamı verir, anlamı “yiğitliğin benden üsttedir”

    Toplumsal Etkisi :

    Ülkemizin bir çok yerinde organize edilecek Sayokan Kahramanlık Oyunları birbirini tanımayan ama aynı kültürü yaşatan bir çok alpi bir araya getirecek, genel anlamda birlik ve beraberliğin kuvvetlenmesini sağlayacak, milletimize de yaşatacaklardır. Bireylerin toplumsallaşmasında, kimlik kazanmasında Sayokan’ın içindeki milli kültürü, örf, ananevi ve öğretisi katkı sağlayacaktır. Kültürleşme hareketi olan Türk savaş sanatı Sayokan, Türk milletinin kahramanlık, yiğitlik yeteneklerini sergilediği, görselleştirdiği organizasyonları sayesinde, Türk karakterinin, kişiliğinin unutulmamasını, daha iyi tanınmasını sağlayacaktır. Aklın, sertliğin, çevikliğin, mukavemetin, yiğitlik-erlik erdemlikler Kahramanlık Oyunları vasıtası ile sunulacak; Türk motifleri ile bezenmiş merasimlerin, ritüellerin bireyler arasındaki bağların güçlenmesine, pekişmesine, geleneklerin sürmesine, inançların tazelenmesine, değer yargılarının kökleşmesine katkı sağlayacak; toplumu canlı biçimde ayakta tutacaktır. Türk milletinin bir üyesi, Türkiye cumhuriyetinin bir vatandaşı olmanın mutluluğunun duygusunu verecektir. Türk milletinin kendine güveni yenilecek, canlı tutulacaktır.

    Estetik Yapısı :

    Sayokan Kahramanlık Oyunları organizasyonlarında güçlü beden, aklın stratejileri teknik hareketlerle akıcı bir şekilde sergilemesi insan vücudu estetiği ile görselleştirilir. Köslerin veya davulların makamları, müzisyenlerin tarihi vurguları, kıyafetler, cenk meydanının dekoru, ritüeller ve merasimler estetik unsurlar arasında yer almaktadır.

    Ekonomik Yapısı :

    Sayokan Kahramanlık Oyunları organizasyonları çoğunlukla ülkemizin muhtelif bölgelerinde gelenekleştirilmiş yerel büyük festivallerde faaliyet gösterir. Bu festivaller büyük belediyelerin organizasyonları ile gerçekleştirilir. Alplerin yollukları ve dereceye giren alplerin ödülleri organizasyon sahibi belediye başkanlıkları tarafından ödenir. Ödüller organizasyonun büyüklüğüne göre değişkenlik arz eder. Türk savaş sanatı Sayokan, yağlı güreşimiz gibi yarı profesyoneldir. Bu yapısından dolayı mesleki bir yapıya bürünmesi sağlanacaktır. Ayrıca uluslar arası hedeflerimiz, ülkemiz ekonomisine, turizmine, tanıtımına katkı sağlamak amaçlıdır.

    www.sayokan.net ten alıntidir...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi genç_savasci -- 16 Mart 2007; 22:54:00 >




  • ya neymiş sayokan bi video atında izleyelim
  • ilgin için tessekür ederim linler asagida kardesim.

    http://www.youtube.com/watch?v=DTa3RNAutpo

    http://www.youtube.com/watch?v=r1EM0dOc1co

    http://www.youtube.com/watch?v=rlEUJpfSATE

    buyrunuz lınkler daha da link verebeılırım ıstersenız




  • Bu topicteki yazışmalarımız HAKSIZCA SİTE YÖNETİMİNİN DESTEĞİYLE SİLİNMEKTEDİR. Genç Savaşçı cevap evremediğin noktalarda SİTE YÖNETİMİYLE BİR OLUP YERİNDE VE SEVİYELİ ELEŞTİRİLERİMİZİ SİLDİRMEKTEDİR..

    SİTE YÖNETİMİ TARAFSIZ OLMALIDIR ŞİDDETLE YAPTIĞINIZ BU HAKSIZ UYGULAMAYI KINIYORUM. TARAFSIZLIĞINIZ KALMAMIŞTIR. BU 3. KEZ OLMAKTADIR VE NEDENİ YOKTUR. YAZILARIMIZDA NE HAKARET VARDIR , NE SUÇLAMA NEDE BAŞKA KÖTÜ BİRŞEY , SEVİYELİ ELEŞTİRİLERİMİZE CEVAP EVREMEYENLER BU TOPİCTEKİ YAZILARIMIZI SİLEREK GÜNÜ KURTARIYORLAR..

    SİTE YÖNETİMİNİN HAKSIZ UYGULAMALARINA VE GENÇ SAVAŞÇININ CEVAP EREMEDİĞİ KONULARDA TAKINTIĞI TAVIRLARA



    BU TOPİCTE İSTEDİĞİNİZ AKDAR YAZILARIMIZI SİLİNİZ. HAKSIZCA VE NEDENSİZCE ,,, İSTERSENİZ HESABIMI BLOCKLAYIN HAKSIZCA AMA DOĞRUYU SÖYLEYECEĞİM.. ENGELLEYEMEZSİNİZ.


    SAYOKAN BİR TÜRK SAVAŞ SANATI DEĞİLDİR.. SAYOKAN BİR TÜRKÜN KURGULADIĞI VE İÇİNE 3-5 GELENEKSEL TÜRK TAKTİĞİ EKLEYEREK TÜRKMÜŞ GİBİ SUNDUĞU UZAK DOĞU SAVAŞ SANATLARINDAN ÖYKÜNEN ÖZGÜN OLAMAYAN BİR SANATTIR. TÜRK DEĞİLDİR. TÜRKTEN ÇOK JAPONDUR. ÖZÜ KARATEYE DAYANMAKTADIR. SİSTEME BİR ÇOK ÜLKE GEZİLEREK TEKNİKLER EKLENMİŞTİR. ÖZÜ BU TOPRAKTAN DEĞİLDİR. KANI BU TOPRAKTAN DEĞİLDİR.




  • Sonuç olarak tekmenin tekme yumruğun da yumruk olduğu gerçeğini değiştiremeyiz. Bu açıdan tabiki diğer dövüş sanatlarına benzemektedir. Ama örneğin bu dövüş sanatının içinde zincir yumruk tekniği bulunsaydı bu seferde wing tsun dan esinlenilmiş denilecekti. Ben bu tekniklerin tamamiyle bir tür ile özdeş olarak gösterilmesine katılmıyorum. Zincir yumruk bir dalın içinde bulunabilir ama farklı şekillerde kullanılır, bu onun wing tsundan esinlenmiş olduğu anlamına gelmez. Tamamen özgün birşey bulucaz diye kendini savunmayı öğretemeyen bir şey ortaya çıkabilir. :)

    Bulunan bir şeyin yeniden keşfedilmesi tabiki mümkün değildir. Ama bunun farklı şekillerde kullanılıp ve yeni teknikler(Hilal taktiği) eklenmesi bu sanatı kendine özgün kılar. Bunun yanı sıra kendilerine özel eğitme teknikleri ve geçmişten destek alarak yarattıkları bir kültür bulunmakta. Bu sanatında uluslararası bir alanda kabul görmüş olmasıda farklı olduğunun bir işaretidir. Tartışmaya da fazla lüzum yok herkes kendi düşündüğü şeyi savunuyor buda benim kendi düşüncem. Sayokan bana göre bir Türk Savaş Sanatıdır, umarım ileride daha çok gelişir ve daha iyi yerlerde görmüş oluruz.

    Herkese saygılar.




  • Değerli site yönetimimiz yazılarımı silmeseydi neyi ifade etmek istediğimi anlardınız , Ki nedense sesleri solukları çıkmıyor. Kendileri üyelik açıp bana cevap mı yazıyorlar acaba :)

    Tekmenin tekme , yumruğun yumruk olduğu gerçeğini değiştiremeyiz mantığıyla işe başlarsanız iş gayet komik bir çerçevede sıkışıp kalır. Öncelikle belirlenmesi gereken esas denk taşını ortaya koymak lazım. Bir savaş sanatının bir Kimliğe bahşedilip onun soyu ve kanının simgeselliğini taşıması için gereken birikim , temel ve özgünlük noktası ne olmalıdır.

    Şimdi birileri çıkıpta ülke ülke dolaşıp bir çok tekniği harmanlayarak bir savaş sanatı yarattıktan sonra buna SAYOKAN diyerek ve bunun Türkün soyu ve kanı bağlamında ele alarak yansıtmaları Türk'ü onurlandırıcı olmamalıdır.

    Ben bir vatansever , bir milliyetçi ve bir Türk olarak , karma bir stile , Atamızın savaş stratejileri içindeki bir kaç taktiğinin monte edilerek Türk diye sunulmasına anlam veremiyorum.

    Özgün bir örgü yoksa zoraki bir çabayla birşeyler yapmaya çalışmak netice vermez.. Bu otomobil sanayi değil ki teknoloji transferiyle ulusal sanayiyi güçlendirelim..

    Kısaca Sayokan benim için Türk bir savaş sanatı asla değildir. Seviyeli cevabınız için teşekkürler.. Sizin fikrinizede saygı duyarım , ama yumruk her yerde yumruk değildir. Özgün stilleri vardır.. Tekmede her yerde tekme değildir. Wing Tsun geleneksel kung fu dan öykünen bir kung fudur.. Çin dövüş sanatıdır.. Sayokanda Karete , Kung fu , aiki-jujitsu ve daha bir çok stilden öykünen karma bir stildir. Bir Türk tarafından sistemleştirilmiştir.. Jeet kune do ne kadar Amerikansa , Sayokanda o kadar Türktür...

    Tekrar hatırlatayım , amacım sayokanın etkinliğini , bu işi yapanların yetkinliğini tartışmak ya da Sayokanı aşağılamak değildir. Karşı çıktığım tek nokta Sanatın kökeninin Türk olduğu iddiası ve vurgusudur. Milliyetçi duyguların bu noktada kullanılmasıdır.
    Sayokan umarım güzel yerlere gelir. Sayokan Savaş Sanatı yapan herkese başarılar diliyorum.

    Saygılarla...

    quote:

    Orjinalden alıntı: kdmstr

    Sonuç olarak tekmenin tekme yumruğun da yumruk olduğu gerçeğini değiştiremeyiz. Bu açıdan tabiki diğer dövüş sanatlarına benzemektedir. Ama örneğin bu dövüş sanatının içinde zincir yumruk tekniği bulunsaydı bu seferde wing tsun dan esinlenilmiş denilecekti. Ben bu tekniklerin tamamiyle bir tür ile özdeş olarak gösterilmesine katılmıyorum. Zincir yumruk bir dalın içinde bulunabilir ama farklı şekillerde kullanılır, bu onun wing tsundan esinlenmiş olduğu anlamına gelmez. Tamamen özgün birşey bulucaz diye kendini savunmayı öğretemeyen bir şey ortaya çıkabilir. :)

    Bulunan bir şeyin yeniden keşfedilmesi tabiki mümkün değildir. Ama bunun farklı şekillerde kullanılıp ve yeni teknikler(Hilal taktiği) eklenmesi bu sanatı kendine özgün kılar. Bunun yanı sıra kendilerine özel eğitme teknikleri ve geçmişten destek alarak yarattıkları bir kültür bulunmakta. Bu sanatında uluslararası bir alanda kabul görmüş olmasıda farklı olduğunun bir işaretidir. Tartışmaya da fazla lüzum yok herkes kendi düşündüğü şeyi savunuyor buda benim kendi düşüncem. Sayokan bana göre bir Türk Savaş Sanatıdır, umarım ileride daha çok gelişir ve daha iyi yerlerde görmüş oluruz.

    Herkese saygılar.


    Edit : İmla



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi düttürüleyla -- 11 Nisan 2007; 4:30:39 >




  • daha önce yazıldımı bilmiyorum ama sayokan.net ten alıntıdır

    "Kültürler malumunuzdur ki önce kültürleştirme hareketi olarak başlar, milletlerin kabulü ve belli bir süreden sonrada milletin kültürü olurlar. Örneğin yağlı güreşimiz, Türklerin Anadolu’ya gelmelerinden sonra başlamıştır. Oysa Orta Asya’da güreşlerimiz, aba, kuşak ve kuraş güreşleridir. Yağlı güreşimiz 643 yıl önce bir kültürleştirme hareketi, faaliyeti olarak başlamış, bu gün ise kültürümüzün bir parçası olmuştur. Türk savaş sanatı “SAYOKAN” da bu anlamda ve bu alanda bir kültürleştirme hareketidir."


    Onların ağzından kendilerini nasıl gördükleri açık sanırım bu yazıda. Dedikleri gibi bir kültürleştirme hareketi. Belki uzunca bir süre geçtikten sonra bu dövüş sanatı da birçok kişi tarafından aynı şekilde kabul edilir ,daha yolun başındalar. İnsanların kültürleri nasıl zamanla oluşuyorsa bunuda öyle görebiliriz.

    Biraz gereksiz bir tartışma oluyor bu çünkü birinin birisine düşüncesini kabul ettirmesi hiçkimsenin yararına olmayacak ki kimse tarafından kabul etme durumu olacağınıda düşünmüyorum herkes istediği şekilde düşünücek ve bu da en doğal hakları. Dediğim gibi sadece Sayokan'ı kuranların kendilerini nasıl gördüklerini göstermek için yazdım bunu isteyen istediği gibi yorumlasın. Tekrar herkese saygılar.

    not: Bu arada düttürüleyla bu kadar düzenli, agresif olmayan bir yazı yazdığım için sanırım yönetici olduğumu düşündün, bi de fazla uğramam buraya, az mesajım var :) öylesine gezinirken gördüm düşüncelerimi yazdım.




  • Benim silinen yazılarımda yaptığın alıntıya cevap teşkil eden uzun bir yazım vardı.. Orda demiştim ki , Sayokan kendi dedikleri gibi özünde bir kültürleştirme hareketi hatta daha ötesinde bör politik alt yapısı var ve belirli bir siyasi görüşe hizmet ediyor... Ve bu kültürleştirme hareketinin merkezi abd ydi.... İşi irdelersek altından bir çok şey çıkıyor.... Türk olan bir savaş sanatının ilk federasyonu kendileri mağlesef demelerine ve bürokratik süreçleri mazeret göstermelerine rağmen abd de kuruldu. Türk be müslüman halklarına saldıran emperyalizmin kalesinde :) İronik :)

    Neden Türk cumhuriyetleri değil ,, Hadi olmadı neden diğer ezilen halkların ülkeleri değilde ABD ... Kültürleştirme hareketinin aklı karışık sanırım...
    Demek istediğim Sanat nasıl Türk özlü değilse , Kültürleştirme hareketide Türkiye'ye hizmet edebilecek bir biliç düzeyinde değil. Anti-emperyalist bir vatan savunusu için Kurt sütü ve Kurt bakışlardan önce anti emperyalist bilinç ve vatan toprağından düşünmek ön şarttır..

    Birde senelerdir Türkiye'ye de empoze edilen şu tartışma ortamını dejenere eden klasik savunuyu bırakalım. Bir tartışma ortamında eğer şu sözler söyleniyorsa amaç tartışmak değildir ;

    " Ne dersen de karşındakinin fikirlerini değiştiremezsin "

    " O senin düşüncen , Bu benim düşüncem " => eee yani sonuç :))) Bu mantıkla hareket edildiğini düşünsenize , bir sorun var ortada ve biri + biri - diyor sorunun çözümü için... Ve bunlardan biri doğru... O senin düşüncen bu benim düşüncem diyerek ortaya çıkarsa tartışma diye birşey kalmaz.. Amaç yanlış gördüğünü düzeltmekse tartışmada bu laf gayet gereksiz.

    Bu bağlamda tartışalım doğruyu bulmak için. Kimin düşüncesi olduğu önemli değil , Mesele hanginin akla yatkın ve pratikte doğrulanabilir olduğudur..



    Ek sau :

    Nota cevaben :)))

    Sizi forum yöneticisi sanmadım :) yönetici kardeşlerimize pas atıyoruz ama cevap verilmiyor :) 2 senedir bu forumdayım böyle gayri ahlaki bir hareketle ilk defa karşılaşıyorum. Yazılarımda hakaret öğesi olmamasına rağmen ve hiç bir akla uygun gerekçe öne süremeden , kafalarına göre sayokanın kendi düşünü dışındaki tüm fikirleri makaslıyorlar.. Sanırım yöneticilerden biri sayokan aşığı ,,, Aşka saygımız sonsuzdur , Sansüre devam Yönetim.. :=)

    Herkese saygılar...




  • bakınız arkadasım federasyonu olan bir savas sanatina TÜRK degil diyemessin federasyonun adına bak (TÜRK SAVAŞ SANATI SAYOKAN FEDERASYONU). sunu gördum ki insanlar olayların asıl nedenlerini bilmeyip yuzeysel olarak bakıyorlar . onun icinde tartisma olsada bir sonuc cıkmayacak.
    suna bakılır ise kung fu ve daları ise cin li lerin savas sanatidir. ve dinlerini kulturlerini yaymak asıl temel amaclarıdır. bunlar gibi bir cok sey var iken ben kendı savas sanatim ıle kendı kulturumu yaymak ısterım. su olsa idi kung fu yenı bır sıstem olsa ıdı kung fuyada derlerdiki yok teknıklerı xxxx sisteme benziyor yokk kokenı cin deıl de xxx yer gibi. SAYOKAN ETKİLİ VE GERCEK HAYATA KİŞİYİ ZOR DURUMDA BIRAKMAZ, VE SAYOKAN BİR KULTURLESME HAREKETİDİR. YOK FEDERASYON NIEY ILK AMERIKADA GİBİ SEYLER SÖYLEMSIN SACMALIK SU ANDA BİR COK ULKEDE FEDERASYONUMUZ VAR NIYE AMERIKAYA TAKILIYOR SUN BUNU ANLAMADIM.
  • bun okur isen sevınırım...


    Her şeyden önce şu bilinmelidir ki, tüm savaş sanatlarında kullanılan el, ayak ve bedensel teknikler milletler veya sistem kurucuları tarafından yaratılmış teknikler olarak düşünülemez. Çünkü İnsanın tüm sahip olduğu bedensel imkânları Allah tarafından yaratılmış ve verilmiştir. Savaş sanatları kurucuları; yaratılıp insanoğluna verilen bu fiziksel imkânları disipline eder. Neye göre disipline eder? Savaş sanatından ne anladığına, ne elde etmek istediğine göre disipline eder ve bu disiplinleri yine kendi anlayışına göre kaide ve kurallar ile yaşamasını, devamiyetini sağlar. Bu anlayışla savaş sanatları tekniklerine bakarsak, Japon karate yumruğu, tekmesi, Kore tae kwon do yumruğu tekmesi vs. gibi milletlere mal ederek bir sonuç çıkaramayız, gerçek bir bakış açısına da sahip olamayız. Örneğin; biçimsel olarak karate, tae kwon do ve kung-fu temel yumruklarının ve tekme tekniklerinin arasında ne fark olduğunu biçimsellikten yola çıkarak kimse izah edemez. Çünkü dış gözle bakıldığında farklar ortaya konulamayacaktır. Çünkü benzer gelecek, aynıymış gibi görülecektir. Savaş sanatlarında amaç yumruklar veya tekmeler yaratmak değil zaten var olan ve bize Allah tarafından verilmiş olan bu imkânları disipline etmek amacı güdülür. Tüm savaş sanatları el ve ayak tekniklerinin güçlü olmasını hedeflenmiştir. Tüm savaş sanatı kurucularının hedefi teknikleri en güçlü yapacak unsurları ve faktörleri kendi bilgi, deneyimleri ile bulmak, bunları disipline ederek; bu disiplinleri bedenimizde yetenekler seviyesine çıkarmak, bu yeteneklerle kişisel veya ordu boyutunda kullanılır hale getirmek olmuştur. Savaş sanatlarındaki bu boyut fiziki boyuttur. Fiziki yetenekleri destekleyecek, onlara anlam kazandıracak en önemli unsurda ruhsal, zihinsel, tarihi, sosyal ve estetik boyutudur. Burada sistem kurucuları kendi milli tarihi, kültürel ve dini öğretilerine başvurmuşlardır. Disipline ettikleri yeteneklerin en iyi şekilde icra edilmesi, buluşlarındaki haklılığın desteklemesi için bu yol kaçınılmazdır. Yani “bu savaş sanatını en iyi yapabilmeniz için bu öğretileri bilmeniz ve yaşamanız gerekmektedir. Yolunuz bu olmalıdır.” diyebilecek koşulları olacaktır. Örneğin, tarihte şu veya bu savaşçılar böyle kahramanlık yapıp zaferler elde etmişlerdir., örnek alın. Diyeceklerdir. Yani efsanelere, kahramanlık destanlarına ihtiyaç vardır. Elbette bu onların en tabi hakkıdır. Peki mutluluğu, sosyal hayatımızda dengeyi, mistik boyutunu, savaş sanatı yapanların normal insanlardan ayrıcalığını nasıl ortaya koyacak, nasıl başaracak? Bundan dolayı savaş sanatları “DO” sözcüğü ile yöntemi, üslubu, erdemliliğe giden yolu ifade etmişlerdir. Burada da dini öğretiler ve ritüelleri devreye girer ve sistemin içini doldurur, sistem canlılık kazanır. Sosyal hayatımızda dengeleri oluşturacak tüm “gerekli” yaşamsal desteklerde dini öğretilerden alınmıştır. Eğer temel bir yumruk tekniğini Japonlara veya Japon savaş sanatlarına mal edersek bu gün tae kwon do, kung-fu vs başka savaş sanatlarının olmaması gerekirdir. Çünkü, görsel – şekilsel olarak tüm savaş sanatları bakıldığında birbirine benzemekte ve sorgulayanlara farklı gelmemektedir. Çünkü gerçekten savaş sanatlarının dışında olanlar veya içinde olup uzmanlaşmamış insanların gözü ile bakıldığında fark nerededir? Ama fark vardır. Biçimsel olarak aynı gördüğümüz tekniklerin hareket analizleri açısından, uygulama metot ve taktikleri açısından, konulan kaide ve kuralları açısından, birde donanımlandırdıkları tarihi, kültürel, dil açısından farklılıkları vardır. Bundan dolayı Çinin Kung-fu’su, Japon’un Karate’si, Kore’nin Tae Kwon do’ su vs. vardır, ayrılmıştır, ayrı mütala edilmektedir. Bu pencereden baktığımızda da Sayokan’a diğer savaş sanatlarının benzeri, çeşidi, aynısı gibi gözle bakamayız. Niçin? Biçimsel benzerliklerine rağmen sosyal, kültürel ve hareket analizleri açısından farklılıkları olmasa idi hiçbir sistem kurucusu zahmetli bu yola girmezdi. Tabiatı ile ben Nihat Yiğit olarak da bu çileli, zahmetli yola girmezdim. Demek ki biçimsel benzer görüntülerinin ardında ciddi farklılıklar var. Tüm sistem kurucularının etkilendikleri veya ilham kaynağı olarak aldığı bazı savaş sanatlarının disiplinleri olmuştur. Bu gayet normaldir. Fakat, her hangi bir sistemin aynısı alır, kendi diline çevirisini yaparsa buna farklı bir sistem denmez. O zaman görünüşte aynı, fakat yukarıda saydığım unsurları farklı olan sistemler, farklılık içinde değerlendirilmelidir. Bu bağlamda yumruk, yumruktur, tekme, tekmedir. Sadece sistem kurucularının bu unsurları nasıl, niçin, ne zaman ve nerede kullanılacağı noktasında buluşları, tabiatı ile birtakım farklılıkları vardır. Eğer bu farklılıkları farklılık olarak görmez, sadece dış gözün gördüğüyle değerlendirme yaparsak o zaman şöyle demek gerekir, otomobil, otomobildir. Kamyon, kamyondur; otobüs, otobüstür. Öyleyse İnsanlar bu araçları alırken "hangisi olursa olsun fark etmez oradan bir araba ver" diyebilir sonucu çıkar. Ki neden otomotiv sektörü bir biri ile rekabet halinde ve milyarlarca dolarlar ile yatırım yapmışlardır. Eğer İnsanlar secici olmasaydı yeryüzünde otomotiv sektörü ilk bulan ülkede olurdu ve dünyanın her yerinde de aynı arabanın fabrikaları olur, devletler bu sektöre yatırım yapmazlardı. İnsanlarda araba alırken kendi anlayışına, daha sonrada ekonomik yapısına göre seçimler yapıyorlar. Yani artık amerikan, Japon, Alman, Fransız, İngiliz otomotiv sanayileri var. Oysa tüm araçlar aynı mekanik unsurlara sahiptirler. Yani motor, diferansiyel, şanzıman, tek direksiyon, fren anlayışı vs. gibi olmazsa olmaz mekanik unsurlar. Sayokan'da var olan tüm el ve ayak teknikleri "Yabgu" Nihat YİĞİT' in mücadelede en etkili olacağına inandığı teknikler ve hareket analizleri, bu teknikleri destekleyecek kas guruplarını kullanarak elde edilen disiplinlere ve bu disiplinlerin kazandıracağı yeteneklere göre kurgulanmıştır. Bu anlayış ele alınırken özellikle tekniklerin insanın yaratısını zorlamayacak, yani kabiliyet seviyesi en az olan bir insanın bile bu disiplinleri gerçekleştirerek küçümsenmeyecek yeteneğe ulaşması hedeflenmiş, özellikleri (spesifik) yoğun ve zor olan disiplinli tekniklerden kaçınılmıştır. Yine mücadelede saldırılara teknik ile karşılık vermekten ziyade, saldırıyı stratejik değerlendirme, stratejinin sunduğu fırsatı teknikle sonlandırma yolunu tercih etmiştir ki bu anlayış başka savaş sanatlarında yoktur. Sayokan'da stratejik yapı tarihidir, başka savaş sanatlarında bulunmamaktadır. Örneğin bulgu olarak kabul edeceğimiz önemli tekniği sancak tekniğidir. Yani Sayokan’ın teknik anlayışı da farklılık ortaya koymaktadır. Malumunuz, diğer savaş sanatlarında (Uzakdoğu sporları) dini motifler ve ritüelleri, sistemin ruhunu oluşturmaktadır. Sayokan'da ise her hangi bir dinin dayatılması kaygılarını göremezsiniz. Sayokan insanların dini inançlarına karışmaz. Ama evrensel ahlak dediğimiz, insanların sosyal hayatını olumlu şekilde düzenleyen disiplinleri ortaya koyar. Bu değerler ise tüm insanlık tarafından da bilinir. Irkçı, dini, coğrafi kümeleşmelere izin vermez. Yani tüzel kişilerin, kurumların, organizasyonların dini olmaz ve dini misyon aracı yapmaz. Ama insanın dini olur ve dinini yaşamakta en öncelikli hakkıdır. Tüzel kişilerin, kurumların, organizasyonun adaletli, hakkaniyetli, samimi, paylaşımcı, dayanışmacı bir kitleye sahip olabilmesi için elbette bir öğretisi olacaktır. Bu öğretilerin kaynağını din oluşturduğu gibi kültür de oluşturur. Yani kaynağını dinden alsa bile aldığı dinin sosyal, toplumsal öğretilerini doktirin olarak kullanabilir. Çünkü dinin sosyal ve toplumsal öğretileri, dinin iman yapısını ve ibadet boyutunu kapsamaz. Örneklersek ; Başkalarının arkasından konuşmak, dedikodu yapmak, hırsızlık, namussuzluk, kamu malını gasp etmek, başkalarının istikballerinin üzerine oturmak, aile bağlarını zayıflatmak, fakiri fakir olduğu için hor görmek, zengini zengin olduğu için dost tutmak, ırkçılık yapmak, başka ırklara saygı duymamak, egoist olmak, kendinden başkasını düşünmemek gibi örnekleri çoğaltabiliriz. Bu anlayışlar dini ne olursa olsun dünya üzerinde hangi insan tarafından kabul görmez ki? Ama bu evrensel değerlerin üzerine bir din adı koyar ve empoze etmeye kalkarsanız, başkalarının inançlarını dikkate almamış olursunuz. İşte diğer savaş sanatlarında bu olguyu biraz baskın görürüz. İşte Sayokan’da böyle bir yapı göremezsiniz. Sanırım buda bir farklılık, başka insanların inançlarına saygıdır. Ta ki sınırlar ihlal edilene kadar.

    www.sayokan.net ten alıntıdır.




  • Sayokan bir Türk Savaş Sanatıdır. Lütfen Görmeyenler Bilmeyenler Sistemin İçinde Olmanaylar Saçma Sapan Cevaplar Yazmasınlar. Aikido ile karşılaştırmış bi arkadaş ne alakası var ya Sen ya Sayokancıyla hiç karşılaşmadın yada dayak nedir bilmiyosun. Biz oyun oynamıyoruz biz Spor yapmıyoruz biz savaşıyoruz. Bu bi spor sanatı Değil Bunu aklınızdan çıkarmayınız ki SAYOKAN BİR SAVAŞ SANATIDIR VE TÜRKTÜR KURAN VE BULANDA NİHAT YİĞİTTİR...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vehemence06 -- 11 Nisan 2007; 16:09:33 >
  • Genç savaşçıda dahil olmak üzere tutarlı bir cevap verebilen var mı??? Hayır ,,,, Niye mi Amerikada olmasına takıyorum , Çünkü Türk savaş sanatının İlk federasyonunun beşiklendiği yer Abd.. Bu sizin kültürleşme hareketi diye yansıttığınız şeye tezat içermiyorsa söyleyecek söz yok. Turan sevdanızın suyu mu çıktı diye sorarlar adama...

    Gelelim asıl mevzuya , genç savaşçı alıntınızı okudum..

    Yumruk yumruktur milimetreler vs olayına gelelim ,,, Şimdi bir özgün sistemleşme vardır. Birde teknik kalıpları uyarlamak vardır.. Örneğin Wing tsun kung fusu ile geleneksel kung fu yu ele alalım.. Wing Tsun bile geleneksel kung fu dan , Sayokanın vuruşlu tekniklerde karete ve kung fu dan , tutma fırlatma ve kırma mesafesinde aiki-jitsu ve ju-jitsu dan etkilendiği kadar etkilenmemiştir.. Evet yumruk yumruktur ama teknik alt yapısı açıları ve güç kullanımı açısından çok farklıdır.. Yani bir Wt yumruğuyla bir Boks yumruğu aynı yumruk değildir. Aralarında milimetre fark durumunu bırakın alaka yoktur.. Tamamen farklı bir yapı ve teknik mirasın ürünüdürler. Sayokan ve Karete bağlamında aynı fikri ileri sürenler Ya Karate nedir bilmiyorlar Ya sayokan izlememişler.. Kısaca anlatılmak istenen şey irade ve niyetin dışında teknik yapı ve özle ilgilidir. Sayokan bu konuda Türk toprağından Türk savaşçısından bir kazanım elde etmemiş , Doğrudan japon-çin-kore kazanımlarını bize sunmuş bir karma savaş sanatıdır..

    Alıntınızda savaş sanatları ile otomotiv sanayisi örneklendirmesi yapılmıştır. Bu gayet komiktir.. Savaş sanatlarını bir meta ile kıyaslamak ve bunun üzerinden örneklemek akıl karı değil.. Ayrıca kendi tezini çürütüyor bu örneklemeyle.. İnsanlar farklı özelliklerdeki arabaları alır kullanırlar, Farklı ülkelerde birbirlerinden teknoloji transfer ederek kapitalizmin doğal örgüsü olan tekelleşmeye yaklaşırlar.. Otomobiller birbirine benzer, kalite düşer.. Bakınız vw group ... Neyse Savaş sanatlarında teknik ithali anca karma sistemler yaratır. Arabalarda özgünlüğün kalmaması ve tek tipleşmeye gidildiği gibi. Temel ve özgün savaş sanatları teknikleri alınarak etkin karma sistemelr yaratılabilir buna saygım vardır ve desteklerim ama Bir Krav magayı İsrail savaş sanatı Bir Sayokanı Türk savaş sanatı sayan zihniyete karşı çıkarım.. Yapay milliyetçilik kasılmaları... Krav maga İsrail dövüş sanatı falan asla değildir. Tam anlamıyla karma bir sistemdir. Sayokanda öyle... Krav maga tabi Sayokandan daha etkin bir karma sistemdir...

    Dinsel boyutta evet belki Türk-Müslüman öğretisinin ateşiyle peşinden birilerini sürükleyebilir Sayokan ama Asla Türklüğü sahiplenecek bir yapıda değildir.. Merkezi Abd de kurulmuş ne var mantığına geri dönecek olursak . Gerçek Türk kültürü savaşçıları , Vatan yıkıcılarını besleyen , Terörist başını bugünelre kadar yediren içiren giydiren , Bugün kuzey ırakta kukla kürt devleti kurdurmaya kasan hain emperyalistlerin beşiğinde kültürleşme hareketi organize etmez. Bu tarz ngo ların nerelere hizmet ettiği tecrübeyle sabittir.

    Gerçekten samimi vatanperver Türkçülerin kültürleşme hareketi ve savaşının yolu ve kanı bu topraktan başlar bu toprakta büyür yetişir. Bürokratik engeller bahane değildir. Türk cumhuriyetleri ne güne duruyor. Turan anlayışınıza ne oldu... Onu da bırakın diğer ezilen halkların yanında niye mevzilenmiyorsunuz. Türkü müslümanı kıranı organizasyonunuza eş kılıp , Türkün kanını ve savaşımının yolunu mu öğretmeye kalkıyorsunuz...

    Bu vatanın ve savaşçılarının karma bir savaş sanatına ve Abd den doğan milliyetçilik fursayına ihtiyacı var mı ? Bence yok...

    Japon tarzı bir kurgu yerine Milli bağlardan gelen bir teknik oluşturmak ve bunu yeşertme özlemi hepimizde var... Umarım bir gün Türkler Türk Savaş sanatını oluşturur ve sistemleştirip yayar... Elimden gelen teknik çabayı sergilerim bu mücadelede . Ama gidipte zincir yumruğu alıp iriminageyi katıp birde shihonage eklersem bu Türk olmaz.. Karma olur...

    Sap saman meselesine dikkat ... Bana saldırmak için Üyelik açıp kalay geçen arkadaşlara söylemek istediğim şey şudur ki , sayokan tekniğine ve bu işi yapanların yetkinliğine bir lafım yok... Mesele Sayokanın Türk değil karma bir sistem olduğudur... Boşuna göz boyamasına ve milliyetçi duygularla oynanmasına tepkidir.

    vehemence arkadaşta sakin ve yerinde olsun , varsa bir söyleyeceği söylesin hakaret edecekse yazsın bir kağıda öle haykırsın semaya , forumu kirletmesin...


    Bu yazının silinmemesini ve fikirlerin küfür ve kanuni suç teşkil etmediği sürece burda kalmasını ve insanlara yol göstermesini istiyorum. Forum yönetimi bu konuda lütfen olgun davranınız.. Fikirleri silmekle bir yere varılmıyor.. Forumun kalitesini düşürmekten başka..

    Sayokan yapan herkese saygılar ...



    quote:

    Orjinalden alıntı: vehemence06

    Sayokan bir Türk Savaş Sanatıdır. Lütfen Görmeyenler Bilmeyenler Sistemin İçinde Olmanaylar Saçma Sapan Cevaplar Yazmasınlar. Aikido ile karşılaştırmış bi arkadaş ne alakası var ya Sen ya Sayokancıyla hiç karşılaşmadın yada dayak nedir bilmiyosun. Biz oyun oynamıyoruz biz Spor yapmıyoruz biz savaşıyoruz. Bu bi spor sanatı Değil Bunu aklınızdan çıkarmayınız ki SAYOKAN BİR SAVAŞ SANATIDIR VE TÜRKTÜR KURAN VE BULANDA NİHAT YİĞİTTİR...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi düttürüleyla -- 12 Nisan 2007; 4:40:01 >




  • ben artık laf anlatmaktan bıktım bır abım bana söyle dedi dısarıdan onu anlayamazlar . sen böyle diyen bir kısıyede haytaa bunu anltamassın dedi . ve cevapğ bile yazmak ıstemedı. ben artık tartısmaya gırmek ıstemıyorum mam msn den konusabilir. tabıkı seviyelı kulturlu tyerbiyelı bir sekılde. pm den atarsın arkadasım ıstersen msn ını. herkese ii gunler hayırlı gunler.
  • Seviyeli tartışmaya her zaman varım , sizede iyi günler,,,
  • quote:

    Orjinalden alıntı: düttürüleyla

    Genç savaşçıda dahil olmak üzere tutarlı bir cevap verebilen var mı??? Hayır ,,,, Niye mi Amerikada olmasına takıyorum , Çünkü Türk savaş sanatının İlk federasyonunun beşiklendiği yer Abd.. Bu sizin kültürleşme hareketi diye yansıttığınız şeye tezat içermiyorsa söyleyecek söz yok. Turan sevdanızın suyu mu çıktı diye sorarlar adama...

    Gelelim asıl mevzuya , genç savaşçı alıntınızı okudum..

    Yumruk yumruktur milimetreler vs olayına gelelim ,,, Şimdi bir özgün sistemleşme vardır. Birde teknik kalıpları uyarlamak vardır.. Örneğin Wing tsun kung fusu ile geleneksel kung fu yu ele alalım.. Wing Tsun bile geleneksel kung fu dan , Sayokanın vuruşlu tekniklerde karete ve kung fu dan , tutma fırlatma ve kırma mesafesinde aiki-jitsu ve ju-jitsu dan etkilendiği kadar etkilenmemiştir.. Evet yumruk yumruktur ama teknik alt yapısı açıları ve güç kullanımı açısından çok farklıdır.. Yani bir Wt yumruğuyla bir Boks yumruğu aynı yumruk değildir. Aralarında milimetre fark durumunu bırakın alaka yoktur.. Tamamen farklı bir yapı ve teknik mirasın ürünüdürler. Sayokan ve Karete bağlamında aynı fikri ileri sürenler Ya Karate nedir bilmiyorlar Ya sayokan izlememişler.. Kısaca anlatılmak istenen şey irade ve niyetin dışında teknik yapı ve özle ilgilidir. Sayokan bu konuda Türk toprağından Türk savaşçısından bir kazanım elde etmemiş , Doğrudan japon-çin-kore kazanımlarını bize sunmuş bir karma savaş sanatıdır..

    Alıntınızda savaş sanatları ile otomotiv sanayisi örneklendirmesi yapılmıştır. Bu gayet komiktir.. Savaş sanatlarını bir meta ile kıyaslamak ve bunun üzerinden örneklemek akıl karı değil.. Ayrıca kendi tezini çürütüyor bu örneklemeyle.. İnsanlar farklı özelliklerdeki arabaları alır kullanırlar, Farklı ülkelerde birbirlerinden teknoloji transfer ederek kapitalizmin doğal örgüsü olan tekelleşmeye yaklaşırlar.. Otomobiller birbirine benzer, kalite düşer.. Bakınız vw group ... Neyse Savaş sanatlarında teknik ithali anca karma sistemler yaratır. Arabalarda özgünlüğün kalmaması ve tek tipleşmeye gidildiği gibi. Temel ve özgün savaş sanatları teknikleri alınarak etkin karma sistemelr yaratılabilir buna saygım vardır ve desteklerim ama Bir Krav magayı İsrail savaş sanatı Bir Sayokanı Türk savaş sanatı sayan zihniyete karşı çıkarım.. Yapay milliyetçilik kasılmaları... Krav maga İsrail dövüş sanatı falan asla değildir. Tam anlamıyla karma bir sistemdir. Sayokanda öyle... Krav maga tabi Sayokandan daha etkin bir karma sistemdir...

    Dinsel boyutta evet belki Türk-Müslüman öğretisinin ateşiyle peşinden birilerini sürükleyebilir Sayokan ama Asla Türklüğü sahiplenecek bir yapıda değildir.. Merkezi Abd de kurulmuş ne var mantığına geri dönecek olursak . Gerçek Türk kültürü savaşçıları , Vatan yıkıcılarını besleyen , Terörist başını bugünelre kadar yediren içiren giydiren , Bugün kuzey ırakta kukla kürt devleti kurdurmaya kasan hain emperyalistlerin beşiğinde kültürleşme hareketi organize etmez. Bu tarz ngo ların nerelere hizmet ettiği tecrübeyle sabittir.

    Gerçekten samimi vatanperver Türkçülerin kültürleşme hareketi ve savaşının yolu ve kanı bu topraktan başlar bu toprakta büyür yetişir. Bürokratik engeller bahane değildir. Türk cumhuriyetleri ne güne duruyor. Turan anlayışınıza ne oldu... Onu da bırakın diğer ezilen halkların yanında niye mevzilenmiyorsunuz. Türkü müslümanı kıranı organizasyonunuza eş kılıp , Türkün kanını ve savaşımının yolunu mu öğretmeye kalkıyorsunuz...

    Bu vatanın ve savaşçılarının karma bir savaş sanatına ve Abd den doğan milliyetçilik fursayına ihtiyacı var mı ? Bence yok...

    Japon tarzı bir kurgu yerine Milli bağlardan gelen bir teknik oluşturmak ve bunu yeşertme özlemi hepimizde var... Umarım bir gün Türkler Türk Savaş sanatını oluşturur ve sistemleştirip yayar... Elimden gelen teknik çabayı sergilerim bu mücadelede . Ama gidipte zincir yumruğu alıp iriminageyi katıp birde shihonage eklersem bu Türk olmaz.. Karma olur...

    Sap saman meselesine dikkat ... Bana saldırmak için Üyelik açıp kalay geçen arkadaşlara söylemek istediğim şey şudur ki , sayokan tekniğine ve bu işi yapanların yetkinliğine bir lafım yok... Mesele Sayokanın Türk değil karma bir sistem olduğudur... Boşuna göz boyamasına ve milliyetçi duygularla oynanmasına tepkidir.

    vehemence arkadaşta sakin ve yerinde olsun , varsa bir söyleyeceği söylesin hakaret edecekse yazsın bir kağıda öle haykırsın semaya , forumu kirletmesin...


    Bu yazının silinmemesini ve fikirlerin küfür ve kanuni suç teşkil etmediği sürece burda kalmasını ve insanlara yol göstermesini istiyorum. Forum yönetimi bu konuda lütfen olgun davranınız.. Fikirleri silmekle bir yere varılmıyor.. Forumun kalitesini düşürmekten başka..

    Sayokan yapan herkese saygılar ...



    quote:

    Orjinalden alıntı: vehemence06

    Sayokan bir Türk Savaş Sanatıdır. Lütfen Görmeyenler Bilmeyenler Sistemin İçinde Olmanaylar Saçma Sapan Cevaplar Yazmasınlar. Aikido ile karşılaştırmış bi arkadaş ne alakası var ya Sen ya Sayokancıyla hiç karşılaşmadın yada dayak nedir bilmiyosun. Biz oyun oynamıyoruz biz Spor yapmıyoruz biz savaşıyoruz. Bu bi spor sanatı Değil Bunu aklınızdan çıkarmayınız ki SAYOKAN BİR SAVAŞ SANATIDIR VE TÜRKTÜR KURAN VE BULANDA NİHAT YİĞİTTİR...



    bilmiyorum saçmaladığının farkındamısın? fedarasyonun amerikada kurulmasının sebebi Türkiye'de Sayokan fedarasyonun kurulmasına izin verilmemiştir ve dünya fedarasyonu amerikanın daveti üzerine zorunlu olarak amerikada kurulmuştur. Daha sonra Türkiye'den izin çıkması üzerine federasyon Türkiye'ye taşınmıştır. Fakat hala GSGM Sayokan'ı tanımamakta ısrarcı.
    Teknik konusuna gelince aikido ile sayokanı birbirine benzetebilmeyi başardığın için seni önce yürekten tebrik ediyorum. şuan her iki sporuda (aikido+sayokan) Ankara'daki önde gelen hocaların gözetiminde yaptığım için (Sayokan=Aybar Efkan Çalış 4.san +90 Türkiye Kahramanlık Oyunları Şampiyonu, Aikido= Barış Şentuna ODTÜ Aikido Dojosu Eğitmeni 2.Dan ) iki farklı sanat arasındaki uçurum kadar farkı en iyi görenlerden biriyim. Barış hoca bile tamamen farklı olduğunu kabul etmesine rağmen siz etmemekte ısrarcısınız.
    Yumruk konusuna gelince, yumruğun rakibe atılışı diğer sistemlere göre sayokanda tamamen farklıdır. sayokan'da ws'dan farklı olarak seri yumruklar yerine tüm vücut kullanılarak etkili yumruk atılır.
    eğer bu mesaja cevaben birisi çıkıp Osmanlı Tokadınıda yeniçerilerden çaldınız yada en vahimi oda jiu jitsuda vardı derse ona buradan selam ederim en derin duygularımla sevgilerimi belirtirim...




  • Güncelleyelim :) Elinkine sahip çıkacağımıza kendimizinkine sahip çıkalım
  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.