Şimdi Ara

Türkiye Evrimle Tanışıyor: İstanbul (bilimsel konferans videoları) (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
42
Cevap
2
Favori
1.733
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • EVRİM TEORİSİNİ YIKAN GERÇEKLER

    Teknoloji ve teknolojinin paralelinde gelişen ilmin ortaya koyduğu inkârı mümkün olmayan öylesine gerçekler vardır ki bunlar evrim teorisini temelinden sarsar ve yıkar.
    Başlıklar halinde ortaya koyacağımız şu bilimsel gerçekler materyalizmi ve uzantısı olan teorileri kökünden yıkar ve bir yaratıcı iradenin varlığını açık ve kesin bir şekilde ortaya koyar. Bunlar kısaca:
    1)-Maddenin basite indirgenemez kompleks yapılar olduğunun kanıtlanması,
    2)-Evrenin bir sınırının dolaysıyla başlangıcının olduğu; ezelden gelip, ebede gitmediği, zamanında bir başlangıcı olduğunun kanıtlanması,
    3)-Evrende bir bütünlük gösteren ve basite indirgenemez kompleks sistemlere benzeyen düzenler bulunduğunun ve rastlantılarla oluşamayacağının kanıtlanması,
    4)-Bir canlı hücresinin rastlantılarla oluşmasının mümkün olmadığının kanıtlanması,
    5)-Bir canlı hücresinin insanoğlunun şimdiye kadar karşılaştığı basite indirgenemez kompleks sistemlerin bütünselliğindeki yapılar olduğunun kanıtlanması,
    6)-Basite indirgenemez kompleks sistemlerin bütünsel kurgusunda olan canlıların mükemmel olarak ve aniden ortaya çıktıklarının dolaysıyla kademeli evrimin gerçek olmadığının kanıtlanması,
    7)-Kademeli evrim gereği bulunması gereken ara format canlılarının yaşadığına ait herhangi bir kanıtın bulunmaması,
    8)-Doğal seleksiyon, eşeysel seçim, mutasyonlar gibi mekanizmaların evrimsel etkilerinin olmadığının kanıtlanması, bunların evrimin değil tersinimin mekanizmaları olduğunun gösterilmesi,
    9)-Canlıların var edilişlerindeki mükemmelliği koruma çabalarının doğal seleksiyon zannedilerek yanlış yorumlanması, gerçek doğal seleksiyonun canlılardaki yaşamsal avantajlarını koruma çabaları olduğunun gösterilmesi,
    10)-Canlıların zaman içinde gelişme bir yana bazı avantajlarını kaybettiği ya da zayıflattıklarının, zaman içinde gerilediklerinin kanıtlanması,
    11)-İlk yaratılan canlıların (arı ırkların) günümüzde yaşayan canlılardan çok daha mükemmel yapılarda olduklarının kanıtlanması,
    söylenebilir.
    Görüleceği gibi bütün bunlar tersinim teorisinin öngörüleri paralelindedir ve kanıtları durumundadır.
    Konuyu biraz daha açarsak şunları rahatlıkla yazabiliriz.
    Evrim teorisinin temel iddiası olan kademeli gelişim iddiasını basite indirgenemez kompleks biyolojik yapılar tamamen çürütür.
    Canlı vücutları birbirlerinden bağımsız görünen fakat amaç birliği içeren sayısız basite indirgenemez kompleks sistemler içerir.
    Örneği göz basite indirgenemez kompleks bir organdır. Fakat eğer sinir sistemi ve beyin olmazsa bu organ bütünselliğiyle var olsa bile tek başına bir işe yaramaz. Bu arada beyin ve sinir sisteminin de basite indirgenemez kompleks sistemlerin bütünselliğinde olduklarını hatırlatalım.
    Göz, sinir sistemi ve beynin olmasıyla görme olayı gerçekleşir, amaca ulaşılmıştır ama canlılıkta bu tür hayati fonksiyonların devamlılığı söz konusudur. Kısa süreli oluşumlar pek işe yaramaz. Gözün, sinir sisteminin ve beynin acilen oksijene ardından da besine ihtiyacı vardır. Eğer bu ihtiyaçları karşılanmazsa birkaç dakika içinde yok olacaklardır. Bu nedenler bu sistemler topluluğuna acilen dolaşım, solunum ve sindirim sistemlerinin eksiksiz devreye girmelerini gerektirir.
    Fakat bu sistemlerinde eksiksiz devreye girmeleri yaşamın bir sürede olsa devamlığına yetmez. Bütün bunlara ilaveten ve zaman kaybetmeden boşaltım, savunma sistemlerinin devreye girmesi ve bu arada vücudu bir kılıf içine alıp koruyan aynı zamanda dokunma gibi hayati bir duyguyu oluşturan derinin ve diğer duyu organlarının eksiksiz oluşması gerekir.
    Bütün bu yazdıklarımız yaşamsal fonksiyonların sağlıklı ve eksiksiz işlemesi içinde geçerlidir. Canlı biraz gelişince bütün bunlara apayrı bir basite indirgenemez kompleks sistemlerin bütünselliğini arz eden üreme sistemlerini de ilave etmek gerekecektir. Aksi halde canlı neslini devam ettiremez ve kısa sürede ortadan kaybolur.
    Okuyucunun hemen dikkatini çekeceği gibi bütün bunlar basite indirgenemez kompleks sistemlerin bütünselliğinde olan organlardır. Eksik, yarım, az gelişmiş, fonksiyonlarını eksiksiz yerine getiremeyen organlar canlının işine yaramaz. Solunum, sindirim, dolaşım, savunma, boşaltım ya da sinir sistemlerinden birinin bulunmaması; eksik, yarım az gelişmiş olması o canlının mutlak ölümü, yok olması anlamına gelir. Bu nedenle organlar eksiksiz, mükemmel ve aynı anda var olmak zorundadırlar. Kademeli gelişim mümkün değildir.
    Bu gerçeği bazı evrim teorisi savunucuları da dahil olmak üzere pek çok bilim adamı görmekte ve itiraf etmektedirler.
    Bilimsel kanıtlara dayanan bu itiraflar bir Yaratıcının varlığını göstermektedir ama bu itiraflarda bulunan kimi bilim insanları garip bir çarpıtmayla konuyu bilim dışına taşımaya gayret etmekte, Yaratıcının vasıflarını bilim yoluyla öğrenemeyiz, bu dinin alanına girer demektir. Bilimsel kanıtların ortaya koyduğu bir gerçek nasıl bilim dışına itilebilir?
    Bir yaratıcı iradenin var olduğunun bilimsel gerçek olması dogmatikliğe kaçan evrim teorisi taraftarlarınca kabul edilmek istenmez. Evrim teorisi taraftarları için bilimsel kanıtlar kesin bir dille varlığını onaylasa dahi bir Yaratıcının var olduğunu inanmak bilim dışıdır ve dogmatik bir inanıştır. Bilimin kesin bir dille onayladığı bir gerçek nasıl bilim dışı dogmatik bir inanış olabilir?
    Fakat gelişen teknolojinin paralelinde büyüyen bilimce ortaya konulan genetik mikrobiyoloji biyomatematik gibi yeni bilim dalları bu varsayımları tamamen çürütmüştür.
    Atmış yaşlarına kadar koyu bir evrimci ve ateist bir felsefeci olan ancak daha sonra gerçekleri gören Malcolm Muggeridge evrim teorisinin yakın gelecekte düşeceği durumu şöyle açıklamaktadır:
    -Ben kendim, evrim teorisinin, özellikle uygulandığı alanlarda, geleceğin tarih kitaplarındaki en büyük espri malzemelerinden biri olacağına ikna oldum. Gelecek kuşak, bu kadar çürük ve belirsiz bir hipotezin inanılmaz bir saflıkla kabul edilmesini hayretle karşılayacaktır.
    Ünlü İngiliz astronom Sir Fred Hoyle şu yorumu yapar:
    -Aslında, yaşamın akıl sahibi bir varlık tarafından meydana getirildiği o kadar açıktır ki, insan bu açık gerçeğin neden yaygın olarak kabul edilmediğini merak etmektedir. Kabul edilmemesinin nedeni, bilimsel değil, psikolojiktir.
    En koyu evrim teorisi savunucuları bile zaman, zaman gördükleri gerçekler karşısında şaşkınlık ve tereddüt içinde bocalamakta fakat içine düştükleri koyu taassuptan kurtulamamaktadırlar.
    Ünlü bir evrim teorisi taraftarı olan Alman Psikiyatri ve Nöroloji Profesörü ünlü biyolog Hoïmar von Ditfurth buna bir örnek olup Dinozorların Sessiz Gecesi isimli kitabında şunları yazmaktadır.
    -Salt rastlantı sonucu ortaya çıkmış böyle bir uyum, gerçekten de mümkün müdür? Bu, bütün biyolojik evrimin en temel sorusudur. Modern doğa biliminden yana olan bir kimse, bu soruya evet yanıtını verme ötesinde bir seçeneğe sahip değildir. Çünkü doğa olaylarını anlaşılır yollardan açıklamayı kendisine hedef kılmış, bunları, doğaüstü müdahalenin yardımına başvurmadan doğruca doğa yasalarına dayanarak türetmeyi amaçlamıştır.
    Hoimar Von Ditfurth modern doğa biliminden yana olan bir kimse, bu soruya evet yanıtını verme ötesinde bir seçeneğe sahip değildir diyerek bilimin tarafsızlığından taassubun taraflılığına bile, bile kaymıştır.
    Evrimi gerçekleşmesi imkânsız bir süreç olarak görmekte bu gerçeğin bilimsel delillerle kanıtlandığını bilmektedir ama varoluş sorusunun diğer yanıtı olan Yaratılışı kabul etmemek için evrimi savunmak mecburiyetinde kaldığını itiraf etmektedir. Bu evrim mantığının en belirgin özelliğidir.
    Bir bilim adamının bilimsel kanıtların gösterdiği gerçekleri ret edip kanıtsızlığı kanıt olarak kullanan, nice yıllardır ancak suni teneffüslerle yaşatılmaya çalışılan, bilimin defalarca ret ve inkâr ettiği bir teoriyi böylesine inatla savunuyor olması gerçekten hem şaşırtıcı hem de ibret vericidir.
    Alman Psikiyatri ve Nöroloji Profesörü ünlü biyolog Hoïmar von Ditfurth Dinozorların Sessiz Gecesi isimli kitabında şu ibret verici kelimeleri yazmaktan kendini alamamış olmalıdır.
    -Bugünkü bilgilerimiz, evrimin genel ilkesinin burada gerçekleşmediğini; ilkel hücrenin gelişe, gelişe nihayet çekirdekli, organlı hücreye dönüşmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını göstermektedir.
    Hücre, daha doğduğu anda gerekli miktarda enzime sahip olmuş olmalıdır, yani atmosferin oksijeniyle burun buruna gelmeden önce.
    Salt rastlantı sonucu ortaya çıkmış böyle bir uyum, gerçekten de mümkün müdür? Oksijene uyum sağlayabilecek tek bir hücrenin, tam o kaçınılmaz biçimde gerekli olduğu anda ortaya çıkmış oluşunun, sadece anlamlı bir olayla kalmayıp, bu karmaşık kimyasal tepkimenin yeryüzündeki hayatın devamı bakımından kesinlikle vazgeçilmez oluşunu, bilimsel bir yoldan açıklamak istiyorsak, rastlantı kategorisine başvurmaktan başka çaremiz var mı ki?
    Ama işte belli bir amaca hizmet edici rastlantıların böyle üst üste birikmesi de, bizim inandırıcılığımızı tartışılır hale getirmektedir.

    Gerçekten de biyolojik işlevler yerine getiren tek bir protein molekülünün kuruluşunun o olağanüstü özgünlüklerine bakınca, bunu, hepsi doğru ve gerekli bir sıra içinde, doğru anda, doğru yerde ve doğru elektriksel ve mekanik özelliklerle birbirine rastlamış olmaları gereken birçok atomun; tek, tek rastlantı sonucunda buluşmalarıyla açıklamak mümkün değil gibi görünmektedir.


    Olmayana ergi metodu (karşıt teorinin yanlışlığını göstererek savunulan teoriyi doğrulama) şüphesiz ki bilimsel bir metottur. Bu nedenle evrim teorisinin öngördüklerinin bilimsel bulgularca ret edilmesi bu öngörüleri ret eden bilimsel bulguları yaratılışı kanıtlayan bilimsel deliller olarak kabul etmeyi gerektirecektir. Bir varsayım yanlış ve bilim dışı ise karşıtı olan varsayım doğru ve bilime uygundur. Diğer bir ifade ile ve rahatlıkla evrimi ret ve inkâr eden her bilimsel bulgu yaratılışı kanıtlamaktadır diyebilmekteyiz.
    Ünlü Avustralyalı moleküler biyolog Prof. Michael Denton Evrim: Kriz İçinde Bir Teori adlı kitabında, Darwinizm'in iddialarının en açık olarak moleküler biyoloji alanında elde edilen bulgular tarafından geçersiz kılındığını belirtir.
    Denton, bu konuda kitabında şu yorumu yapmaktadır:
    -Moleküler düzeyde, her canlı sınıfı, özgün, farklı ve diğerleriyle bağlantısızdır.
    Dolayısıyla moleküller, aynı fosiller gibi, evrimci biyoloji tarafından uzun zamandır aranan teorik ara geçişlerin olmadığını göstermiştir.
    Moleküler düzeyde hiçbir organizma bir diğerinin atası değildir, diğerinden daha ilkel ya da gelişmiş de değildir. Eğer bu moleküler kanıtlar bundan bir asır önce var olsaydı organik evrim düşüncesi hiçbir zaman kabul görmeyebilirdi.
    Prof. Michael Denton açık bir dille canlılardaki benzer organlar ya da benzer moleküler yapılar, canlıların ortak bir atadan evrimleştikleri teorisine hiçbir destek sağlamadığını belirtmektedir. Gerçekte böyledir. Canlılardaki organlar ya da moleküler yapılardaki benzerlikler canlılar arasında kurulabilecek her türlü hiyerarşik evrim şemasını imkânsız hale getirir.
    Örneğin insan, bir protein karşılaştırmasına göre tavuklara, bir diğer karşılaştırmaya göre nematod solucanlarına, bir başka analize göre de timsahlara ya da kanguruya benzer çıkıyorsa ve bu canlılar arasında evrimsel bir ilişki kurulamıyorsa insanın bu canlılardan herhangi birinden ya da başka hiçbir canlıdan evrimleştiği öne sürülemez.
    Gerçekte evrim teorisinin geçersizliğini gösteren binlerce delil vardır. Eserimizin büyük bir bölümü bu teorinin geçersizliğiyle ilgili kanıtlarla doludur. Evrim mekanizmalarını da bilimsel verilerin ışığında yeniden yorumlayıp kapsamına alarak gerçeği bulmaya çabalayan tersinim teorisi öngörülerinin evrim teorisini temellerinden yıktığı, akıl, mantık ve bilimsel kanıtlarla onaylanıp desteklendiği görülür.
    Sonuç olarak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Evrim teorisi bilimin değil, bilgisizliğin getirdiği hayal ürünü ve ideolojik bir teoridir. Tarih sahnesinden silinmesinin zamanı çoktan gelmiştir. Muhakkak ki gelecekte böylesine akıl, mantık ve bilim dışı rahatlıkla saçmalık olarak niteleyebileceğimiz bir teorinin yüz elli yıla yakın bir süre tüm insanlığı derinden etkilediğini toplumlara yön verdiğini şaşkınlık ve hayretle karşılayacak; birbirlerine bu nasıl olabilir diye soracaklardır.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Doğru söyleyen adam -- 5 Ocak 2013; 3:10:13 >




  • Daha tek bir protein molekülünün tesadüfen nasıl ortaya çıkmış olabileceğini açıklayamayan evrim teorisinin, insan gibi son derece kompleks bir bedene, düşünmek, sevinmek, karar vermek, idrak etmek, estetikten ve sanattan zevk almak, beste yapmak, resim çizmek, kitap yazmak gibi yetenek ve özelliklere sahip bir varlığın rastlantısal mutasyonlar sonucunda maymun benzeri hayvanlardan nasıl evrimleştiğini açıklayabilmesi, kesinlikle imkansızdır.

    Kısacası insanın evrimle ortaya çıktığına dair hiçbir kanıt yoktur ve zaten böyle bir değişimin olması da mümkün değildir. Evrimcilerin bunu kabullenmek istemeyişleri, gerçeği değiştirmez. İnsanın Yaratıcısı tesadüfler değil, alemlerin Rabbi olan, Üstün ve Güçlü, Yüce Allah'tır.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Doğru söyleyen adam

    Bakın arkadaşım. Ben 1400 yıldır hiçbir ilim ve fenle çürütülemeyen Kur'an'a inanıyorum. Dolayısıyla herşeyi Allah'ın yarattığına inanıyorum. Ki artık bilim bile bir yaratıcının olduğunu kabul ediyor. 1400 yıl önce Kur'an'ı bugün bilim ve fen tasdik ediyor. Sizin dediğiniz gibi herşeyin kendi kendine oluştuğunu tasdik eden hiçbirşey yok.
    O yüzden siz anca kendiniz gibi olan kişileri kandırısınız. Evrim teorisini ispatlayacak bir delil yokken (yalan yanlış kafataslarını birleştirip insanları kadırmaya çalışıyorsunuz o ayrı), evrimin aksini ispatlayacak yüzlerce delil olduğu halde inanmazsınız. Siz bilirsiniz.

    Ama bunu okuyan diğer arkadaşlara da şunu söyliyim. Google'ye girin evrim saçmalığı diye yazsanız evrimi çürüten yüzlerce delile ulaşabilirsiniz. :) Vesselam..


    Niye sürekli dinden bahsediyorsun ki? Burda "evrim vardır, din yalandır" ya da "her şey tesadüf ile oluşmuştur" diyen oldu mu sana?

    Canlılığın nasıl oluştuğuna dair dininin bildirdiği istediğin şeye inanabilirsin, evrim hayat tesadüfen oluştu demez ki? Evrim hayat var olduktan sonraki aşamayı, yani tek hücreliden çok hücreliye, çok hücreliden daha kompleks yapılara aşama aşama milyonlarca yıl içinde nasıl dönüştüğünü gösterir.

    Birisi sana evrimi çok yanlış anlatmış. Ha bu arada evrim karşıtı kaynaklardan alıp, kalın puntoyla buraya koyduğun yazıda değinilen iddiaların hepsine cevabı burada bulabilirsin:http://arsiv.ozgurdusuncehareketi.org/

    O bilim karşıtı safsatalarla ancak cahiller kandırılır.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi cagancelik -- 5 Ocak 2013; 3:23:29 >




  • Evrim hayat var olduktan sonraki aşamayı konu alıyorsa sana iki soru sorayım o zaman.

    Birincisi: Hayat nasıl var oldu?
    İkincisi: İnsan tek hücreli bir canlıdan oluştuysa düşünmek, sevinmek, karar vermek, idrak etmek, estetikten ve sanattan zevk almak, beste yapmak, resim çizmek, kitap yazmak gibi maddi olmayan şeyler nasıl var oldu insanda?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Doğru söyleyen adam -- 5 Ocak 2013; 3:28:12 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: cagancelik

    quote:

    Orijinalden alıntı: Doğru söyleyen adam

    Bakın arkadaşım. Ben 1400 yıldır hiçbir ilim ve fenle çürütülemeyen Kur'an'a inanıyorum. Dolayısıyla herşeyi Allah'ın yarattığına inanıyorum. Ki artık bilim bile bir yaratıcının olduğunu kabul ediyor. 1400 yıl önce Kur'an'ı bugün bilim ve fen tasdik ediyor. Sizin dediğiniz gibi herşeyin kendi kendine oluştuğunu tasdik eden hiçbirşey yok.
    O yüzden siz anca kendiniz gibi olan kişileri kandırısınız. Evrim teorisini ispatlayacak bir delil yokken (yalan yanlış kafataslarını birleştirip insanları kadırmaya çalışıyorsunuz o ayrı), evrimin aksini ispatlayacak yüzlerce delil olduğu halde inanmazsınız. Siz bilirsiniz.

    Ama bunu okuyan diğer arkadaşlara da şunu söyliyim. Google'ye girin evrim saçmalığı diye yazsanız evrimi çürüten yüzlerce delile ulaşabilirsiniz. :) Vesselam..


    Niye sürekli dinden bahsediyorsun ki? Burda "evrim vardır, din yalandır" ya da "her şey tesadüf ile oluşmuştur" diyen oldu mu sana?

    Canlılığın nasıl oluştuğuna dair dininin bildirdiği istediğin şeye inanabilirsin, evrim hayat tesadüfen oluştu demez ki? Evrim hayat var olduktan sonraki aşamayı, yani tek hücreliden çok hücreliye, çok hücreliden daha kompleks yapılara aşama aşama milyonlarca yıl içinde nasıl dönüştüğünü gösterir.

    Birisi sana evrimi çok yanlış anlatmış. Ha bu arada evrim karşıtı kaynaklardan alıp, kalın puntoyla buraya koyduğun yazıda değinilen iddiaların hepsine cevabı burada bulabilirsin:http://arsiv.ozgurdusuncehareketi.org/

    O bilim karşıtı safsatalarla ancak cahiller kandırılır.

    Haftada bir buraya uğruyor böyle arkadaşlar. Boşuna dil döküyorsunuz,o üstte c/p yaptığı yazıyı bile okumadan koymuşken verdiğiniz kaynaktaki bilgileri okuyacaklarını sanmıyorum.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Doğru söyleyen adam

    Evrim hayat var olduktan sonraki aşamayı konu alıyorsa sana iki soru sorayım o zaman.

    Birincisi: Hayat nasıl var oldu?
    İkincisi: İnsan tek hücreli bir canlıdan oluştuysa düşünmek, sevinmek, karar vermek, idrak etmek, estetikten ve sanattan zevk almak, beste yapmak, resim çizmek, kitap yazmak gibi maddi olmayan şeyler nasıl var oldu insanda?

    Hayatın nasıl var olduğu insanlığın binlerce yıldır üzerinde kafa yorduğu bir soru. Bilim bu soruya abiyogenez teorisi ile cevap veriyor. O da ney dersen, link atayım:http://tr.wikipedia.org/wiki/Abiyogenez

    Felsefi açıklamalar da mevcut. Örneğin matrix'deki gibi herşeyin sanal bir ilüzyon olup olmadığı gibi.

    Son olarak bir de mitolojik ve dini açıklamalar var.

    İsteyen istediğini mantıklı bulup ona inanır.

    İnsan tek hücreli bir canlıdan oluştu dediysek şapkadan tavşan çıkarır gibi bir anda milyarlarca hücresi olan bugünkü haline dönüşüverdi demedik. :D Aradaki milyarlarca yıllık kademeli süreci unutma. Sözünü ettiğin eylemler gelişmiş insan beyninin ürünleri. Üstelik sadece insana özgü değiller. Pek çoğunu kuzenlerimiz olan Bonobo'lar ve şempanzeler de yapabiliyor. Örneğin düşünmek, sevinmek, karar vermek, resim çizmek vs vs.. Biz sadece onlardan daha zeki olduğumuz için bir adım daha öteye gidip çok daha sofistike işleri yapabiliyoruz.

    Koko, İşaret Dili ile Konuşan Goril -http://www.youtube.com/watch?v=fk4fvPN7F-8

    Şempanze Hafıza Testi -http://www.youtube.com/watch?v=cnURDKtK8y8

    Frans de Waal: Hayvanlarda Ahlaki Davranış (1/2) -http://www.youtube.com/watch?v=OlugJdysS54
    Frans de Waal: Hayvanlarda Ahlaki Davranış (2/2) -http://www.youtube.com/watch?v=rPIlWqKELow

    bugünkü halimiz olan Homo Sapiens'e ulaşana kadar beynimizin aşama aşama nasıl geliştiğini primat atalarımızın geçirdiği evrime bakarak görebiliriz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi cagancelik -- 5 Ocak 2013; 3:51:09 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: cagancelik

    quote:

    Orijinalden alıntı: Doğru söyleyen adam

    Evrim hayat var olduktan sonraki aşamayı konu alıyorsa sana iki soru sorayım o zaman.

    Birincisi: Hayat nasıl var oldu?
    İkincisi: İnsan tek hücreli bir canlıdan oluştuysa düşünmek, sevinmek, karar vermek, idrak etmek, estetikten ve sanattan zevk almak, beste yapmak, resim çizmek, kitap yazmak gibi maddi olmayan şeyler nasıl var oldu insanda?

    Hayatın nasıl var olduğu insanlığın binlerce yıldır üzerinde kafa yorduğu bir soru. Bilim bu soruya abiyogenez teorisi ile cevap veriyor. O da ney dersen, link atayım:http://tr.wikipedia.org/wiki/Abiyogenez

    Felsefi açıklamalar da mevcut. Örneğin matrix'deki gibi herşeyin sanal bir ilüzyon olup olmadığı gibi.

    Son olarak bir de mitolojik ve dini açıklamalar var.

    İsteyen istediğini mantıklı bulup ona inanır.

    İnsan tek hücreli bir canlıdan oluştu dediysek şapkadan tavşan çıkarır gibi bir anda milyarlarca hücresi olan bugünkü haline dönüşüverdi demedik. :D Aradaki milyarlarca yıllık kademeli süreci unutma. Sözünü ettiğin eylemler gelişmiş insan beyninin ürünleri. Üstelik sadece insana özgü değiller. Pek çoğunu kuzenlerimiz olan Bonobo'lar ve şempanzeler de yapabiliyor. Örneğin düşünmek, sevinmek, karar vermek, resim çizmek vs vs.. Biz sadece onlardan daha zeki olduğumuz için bir adım daha öteye gidip çok daha sofistike işleri yapabiliyoruz.

    Koko, İşaret Dili ile Konuşan Goril -http://www.youtube.com/watch?v=fk4fvPN7F-8

    Şempanze Hafıza Testi -http://www.youtube.com/watch?v=cnURDKtK8y8

    Frans de Waal: Hayvanlarda Ahlaki Davranış (1/2) -http://www.youtube.com/watch?v=OlugJdysS54
    Frans de Waal: Hayvanlarda Ahlaki Davranış (2/2) -http://www.youtube.com/watch?v=rPIlWqKELow

    bugünkü halimiz olan Homo Sapiens'e ulaşana kadar beynimizin aşama aşama nasıl geliştiğini primat atalarımızın geçirdiği evrime bakarak görebiliriz.

    Kademeli süreç diyorsun fakat bu süreci ispatlayan birşey yok. Maymun insan karışımı birşeyler vardı. O gibi şeyler yapılan deneylerle çürütüldü. Sahte olduğu ortaya çıktı.
    İkinsici bir canlı hücrenin kendi kendine meydana gelmesi matemetikte imkansız kabul edilen bir olasılığa sahip.
    Ayrıca günümüzde bilim, canlı birşeyin oluşumunun diğer bir canlıya bağlı olduğunu ispatlamış durumda.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Doğru söyleyen adam -- 5 Ocak 2013; 4:09:05 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Doğru söyleyen adam

    Teknoloji ve teknolojinin paralelinde gelişen ilmin ortaya koyduğu inkârı mümkün olmayan öylesine gerçekler vardır ki bunlar evrim teorisini temelinden sarsar ve yıkar.
    Başlıklar halinde ortaya koyacağımız şu bilimsel gerçekler materyalizmi ve uzantısı olan teorileri kökünden yıkar ve bir yaratıcı iradenin varlığını açık ve kesin bir şekilde ortaya koyar. Bunlar kısaca:
    1)-Maddenin basite indirgenemez kompleks yapılar olduğunun kanıtlanması,
    2)-Evrenin bir sınırının dolaysıyla başlangıcının olduğu; ezelden gelip, ebede gitmediği, zamanında bir başlangıcı olduğunun kanıtlanması,
    3)-Evrende bir bütünlük gösteren ve basite indirgenemez kompleks sistemlere benzeyen düzenler bulunduğunun ve rastlantılarla oluşamayacağının kanıtlanması,
    4)-Bir canlı hücresinin rastlantılarla oluşmasının mümkün olmadığının kanıtlanması,
    5)-Bir canlı hücresinin insanoğlunun şimdiye kadar karşılaştığı basite indirgenemez kompleks sistemlerin bütünselliğindeki yapılar olduğunun kanıtlanması,
    6)-Basite indirgenemez kompleks sistemlerin bütünsel kurgusunda olan canlıların mükemmel olarak ve aniden ortaya çıktıklarının dolaysıyla kademeli evrimin gerçek olmadığının kanıtlanması,
    7)-Kademeli evrim gereği bulunması gereken ara format canlılarının yaşadığına ait herhangi bir kanıtın bulunmaması,
    8)-Doğal seleksiyon, eşeysel seçim, mutasyonlar gibi mekanizmaların evrimsel etkilerinin olmadığının kanıtlanması, bunların evrimin değil tersinimin mekanizmaları olduğunun gösterilmesi,
    9)-Canlıların var edilişlerindeki mükemmelliği koruma çabalarının doğal seleksiyon zannedilerek yanlış yorumlanması, gerçek doğal seleksiyonun canlılardaki yaşamsal avantajlarını koruma çabaları olduğunun gösterilmesi,
    10)-Canlıların zaman içinde gelişme bir yana bazı avantajlarını kaybettiği ya da zayıflattıklarının, zaman içinde gerilediklerinin kanıtlanması,
    11)-İlk yaratılan canlıların (arı ırkların) günümüzde yaşayan canlılardan çok daha mükemmel yapılarda olduklarının kanıtlanması,
    söylenebilir.


    1)- Evet çünkü benim inandığım X tanrısı çok yüce bir kudrete sahip olduğu için onun kontrolünde evrim böyle yapılar ortaya çıkardı.
    2)- Evet, inandığım X tanrısının bir sözüyle evren oluşmuş ve zaman başlamıştır.
    3)- Evet, hiç bir şey rastgele meydana gelmemiştir. Her şey yüce X'in kontrolündedir.
    4)- Evet, rastlantılarla oluşmamıştır. Yüce X'in kontrolündedir.
    5)- Bu yapılar Yüce X'in kontrolündeki evrimle ortaya çıkmıştır. Bu kadar üstün bir bilginin eserini tabi ki kompleks olarak göreceğiz.
    6)- Hiç bir şeyin aniden ortaya çıktığını kanıtlayamazsınız. Gözleminiz, deneyiniz var mı?
    7)- Ana tür ve ara tür diye bir kavram yoktur. Canlılar sadece değişir.
    8)- Mutasyonların canlılara yeni özellikler kazandırdığını Lenski'nin gerçekleştirdiği deneyde hepimiz gördük.
    9)- Bu mantıkla insanlar farklı ırklara ayrılmazlardı, hepsi aynı olurdu. Ancak bölgesel şartlar gereği farklılaşılmıştır.
    10)- Hani canlılar var olan yeteneklerini koruyorlardı? Niye kaybetti bunlar birden yeteneklerini?
    11)- Yani ilk yaratılan canlılardan farklı günümüzde yaşayan canlılar. Biz buna evrim diyoruz zaten. Bu arada ilk canlılar varsa da onları X yaratmıştır.

    Gördüğünüz gibi çürüyen hiç bir şey yok. Olay sadece sizin "İNANÇ" sisteminize aykırı ki bu da bilimsel olarak tam anlamıyla bir "HİÇ" ifade ediyor.




  • facebooktan gördüğü paylaşımlarla gelip burda tartışmaya çalışan bi arkadaşa boşuna laf anlatıyorsunuz
  • Allah akil fikir versin

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Doğru söyleyen adam

    Ben 1400 yıldır hiçbir ilim ve fenle çürütülemeyen Kur'an'a inanıyorum. Dolayısıyla herşeyi Allah'ın yarattığına inanıyorum. Ki artık bilim bile bir yaratıcının olduğunu kabul ediyor. 1400 yıl önce Kur'an'ı bugün bilim ve fen tasdik ediyor.

    Siz zaten olayi cozmussunuz, neden burada tartismaya giriyorsunuz ki?

    Burasi bilgi alisverisi yapilan bir forum sizin bu topikten alacaginiz bir bilgi olamaz.

    Verdiginiz bilgilerin kitabi da eminim buradaki forum uyelerinin cogunun evinde duvara asili olarak duruyordur. Zaten 1400 yillik hemen herkes bu bilgileri de biliyor.
  • Trojka da yukarda

    evrim yok dedik

    bügün kü züraafaaa neyse bulunmuş en yaşlı zürafaaa iskeleti bugunku ile aynı dedik

    dinletemedik

    anlamadılar

    anlamak istemiyorlar

    wiki çizimleri ile geliyorlar..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Doğru söyleyen adam
    Kademeli süreç diyorsun fakat bu süreci ispatlayan birşey yok. Maymun insan karışımı birşeyler vardı. O gibi şeyler yapılan deneylerle çürütüldü. Sahte olduğu ortaya çıktı.
    İkinsici bir canlı hücrenin kendi kendine meydana gelmesi matemetikte imkansız kabul edilen bir olasılığa sahip.
    Ayrıca günümüzde bilim, canlı birşeyin oluşumunun diğer bir canlıya bağlı olduğunu ispatlamış durumda.

    Nasıl ispatlayan bir şey yok? Bu kadar inanma okuduğum Harun Yahya kaynaklarına. İnsanların primatlardan geldiğini ispatlayan zibille fosil kaydı var ve yapılan deneyle(!) falan çürütüldüğü yok? Hangi deneylermiş bunlar???

    Burda evrimi ispatlayan ara geçiş formlarına ait fosiller gösterilmiş:http://en.wikipedia.org/wiki/List_of_transitional_fossils
    Sayfanın en altında insanın evrimi başlığı altındaki fosiller evrimi ispatlıyor. Ayrıca genetik bilimi diye bir şey var. Diğer primat akrabalarımızın genetiğinin insana en yakın yüzdeye sahip olması seni hiç mi kıllandırmıyor? İnsanlarla ve en yakın kuzenlerimiz olan Bonobo'larla aramızda %99 genetik benzerlik var. Başka hiçbir canlı insanlarla bu derece büyük bir genetik benzerlik taşımıyor. Bize benzemeleri, insanlardan sonra en zeki hayvanlar olmaları da cabası. Tüm bunlar sende hiç mi olsun şüphe uyandırmıyor?

    Evrimi kabul etmeyen arkadaşlar kurt, köpek, tilkinin aynı familyadan olduğunu kabul ederek evrimi ister istemez kabullenmiş oluyorlar. Ama iş primat familyasına gelince kendisini bu familyaya bir türlü dahil etmek istemiyor. Bence bu kibirlilikten başka bir şey değil. Biz de doğanın ayrılmaz bir parçasıyız. Tamamen doğal süreçlerle oluştuk.

    Canlının cansız kimyasal maddeden doğal süreçlerle meydana gelmesi abiyogenez teorisi olarak adlandırılır demiştim. Bu evrimin konusu değil, evrimle alakası yok bunun. Bu konuya girersek evrimin ve biyolojinin sınırlarını terkedip kimya ve biyokimyaya girmiş olacağız. Matematiksel olarak canlılığın cansız kimyasal maddelerden meydana gelmiş olduğunu çürütebilecek birşey yok. Bilim karşıtı çevrelerin çarpıtması sadece.

    Stanley Miller ve Urey'in deneyleri ilkel dünya koşullarındaki kimyasal maddelerden hayatın yapıtaşları amino asitlerin oluşabildiğini gösterdi. Bu da ilk hayatın bu yolla oluştuğu konusunda çok ciddi ipuçları sunuyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi cagancelik -- 5 Ocak 2013; 11:40:50 >




  • Evrim öldü beyler tartışılması bile gereksiz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: cagancelik

    quote:

    Orijinalden alıntı: Doğru söyleyen adam
    Kademeli süreç diyorsun fakat bu süreci ispatlayan birşey yok. Maymun insan karışımı birşeyler vardı. O gibi şeyler yapılan deneylerle çürütüldü. Sahte olduğu ortaya çıktı.
    İkinsici bir canlı hücrenin kendi kendine meydana gelmesi matemetikte imkansız kabul edilen bir olasılığa sahip.
    Ayrıca günümüzde bilim, canlı birşeyin oluşumunun diğer bir canlıya bağlı olduğunu ispatlamış durumda.

    Nasıl ispatlayan bir şey yok? Bu kadar inanma okuduğum Harun Yahya kaynaklarına. İnsanların primatlardan geldiğini ispatlayan zibille fosil kaydı var ve yapılan deneyle(!) falan çürütüldüğü yok? Hangi deneylermiş bunlar???

    Burda evrimi ispatlayan ara geçiş formlarına ait fosiller gösterilmiş:http://en.wikipedia.org/wiki/List_of_transitional_fossils
    Sayfanın en altında insanın evrimi başlığı altındaki fosiller evrimi ispatlıyor. Ayrıca genetik bilimi diye bir şey var. Diğer primat akrabalarımızın genetiğinin insana en yakın yüzdeye sahip olması seni hiç mi kıllandırmıyor? İnsanlarla ve en yakın kuzenlerimiz olan Bonobo'larla aramızda %99 genetik benzerlik var. Başka hiçbir canlı insanlarla bu derece büyük bir genetik benzerlik taşımıyor. Bize benzemeleri, insanlardan sonra en zeki hayvanlar olmaları da cabası. Tüm bunlar sende hiç mi olsun şüphe uyandırmıyor?

    Evrimi kabul etmeyen arkadaşlar kurt, köpek, tilkinin aynı familyadan olduğunu kabul ederek evrimi ister istemez kabullenmiş oluyorlar. Ama iş primat familyasına gelince kendisini bu familyaya bir türlü dahil etmek istemiyor. Bence bu kibirlilikten başka bir şey değil. Biz de doğanın ayrılmaz bir parçasıyız. Tamamen doğal süreçlerle oluştuk.

    Canlının cansız kimyasal maddeden doğal süreçlerle meydana gelmesi abiyogenez teorisi olarak adlandırılır demiştim. Bu evrimin konusu değil, evrimle alakası yok bunun. Bu konuya girersek evrimin ve biyolojinin sınırlarını terkedip kimya ve biyokimyaya girmiş olacağız. Matematiksel olarak canlılığın cansız kimyasal maddelerden meydana gelmiş olduğunu çürütebilecek birşey yok. Bilim karşıtı çevrelerin çarpıtması sadece.

    Stanley Miller ve Urey'in deneyleri ilkel dünya koşullarındaki kimyasal maddelerden hayatın yapıtaşları amino asitlerin oluşabildiğini gösterdi. Bu da ilk hayatın bu yolla oluştuğu konusunda çok ciddi ipuçları sunuyor.

    Arkadaşım ben Harn Yhya okumuyorum. (ismi tam yazınca siliniyor nedense) Okumadım da. Evrimi reddetmek için okumaya da ihtiyacım yok. Allah'ın bana verdiği akıl yeter. Kullanmasını bilene.

    Sana şimdi desem ki doğada tahtalar ve çiviler vardı. Bunlar dış etkilerle(!) bir araya geldi. Ortaya sandayle ve masa çıktı. Hatta hızını alamayıp gardrop falan oldu desem. Hatta ve hatta zaman geçtikçe(!) bunlar evrimleşti çamaşır makinesi, buz dolabı falan oldu desem ne diyeceğini tahmin edebiliyorum. Çünkü buna ilk okul çocukları bile inanmaz.

    Şimdi bu cansız nesnelerin dış etkilerle oluşamayacağı imkansız olduğu halde, New York şehri kadar karmaşık olan bir hücre nasıl oluyor da doğal süreçlerle oluşuyor. Ya dandirik masa kendi kendine oluşmuyorsa bu hücre nasıl kendi kendine oluşuyor. Buna nasıl inanıyorsunuz diye sormazlar mı adama??? Bir de oluşan bu hücreden zamanla mükemmel bir insan ortaya çıkıyor. Arkadaş bu hücre ve bu hücreye etki eden bilmem neler ne kadar akıllıymış. Ortaya çıkardıkları insan denen bu canlı sadece maddeden de ibaret değil. Manevi duygulara da sahip. Günümüz teknolojisine rağmen biim adamları bile insanı tam olarak çözmüş değiller. Böyle mükemmel bir varlık nasıl oluyor da zamanla tek hücreden oluşuyor. Ve bu hücre de kendine kendine oluşuyor. Vah vah vah...

    Milyonlarca yıl önce bulunan fosiller bugünkü canlılarla aynı olduğu halde hala fosiller evrimi ispatlıyor diyorsun. Ne fosil ne diş ne kafatası bulmak ne de bir genin teşekkül şeklini ortaya koymak evrimi ispatlamaz arkadaşım. Zaten evrim kanıtı diye bulunan şeylerin sahte olduğu ortaya çıkıyor. Örneğin dino-kuş, maymun ve insan karışımı kafatası, insanlaşmaya başlamış sahte maymun resimleri falan filan. Neyse...

    %99 benzerlik olayı için bu yazıyı okumanı tavsiye ederim.
    http://www.muratuz.org/2009/06/insan-ile-maymun-arasndaki-99-gen_4316.html



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Doğru söyleyen adam -- 5 Ocak 2013; 13:46:44 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: IExpectedBetterFromYou
    Böyle adamlar bir defa uğrarlar evrim konularına

    Bir laf vardır. Biliyorsan konuş âlim sansınlar (ibret alsınlar), bilmiyorsan sus da adam sansınlar...
  • Evrim kuramına itirazınız mı var?
    Olabilir.
    O zaman gidin;araştırın, çalışın, emek harcayın da bir kuramda siz geliştirin.
    Öyle sahte bilimle olmaz bu işler.
    Çalışın, emek harcayın, bir alnınız terlesin.
    Ama olmaz işinize gelmez, cahillikle övünmek varken, kim neden uğraşsın.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Doğru söyleyen adam

    quote:

    Orijinalden alıntı: IExpectedBetterFromYou
    Böyle adamlar bir defa uğrarlar evrim konularına

    Bir laf vardır. Biliyorsan konuş âlim sansınlar (ibret alsınlar), bilmiyorsan sus da adam sansınlar...

    Sizin tipik c/p sorularınıza konuda 100lerce kez cevap verildi.Neden araştırmadan okumadan saldırıyorsunuz.Amacınızın öğrenmek olduğunu zannetmiyorum.Yine de konunun linkini vereyim belki merak eder bir şeyler okursunuz

    http://forum.donanimhaber.com/m_61387040/mpage_1/key_evrim+soru+cevap/tm.htm




  • Benim evrimden öğreneceğim birşey yok doğrudur. Benim inancıma terstir çünkü temelinde yaratıcı olan Allah'ı inkar vardır. Herşeyi Allah'ın yarattığına inanırım. Kur'an'da ilk insanın Allah tarafından yaratıldığı yazılıdır. Ve buna imanım tamdır. İnsanların tek bir hücreden çoğaldığını kabul eden anlayış, niye tek bir insandan çoğaldığına inanmaz ilginçtir doğrusu. Aslında ilginç de değildir. Sonuçta yaratıcı inkar ediliyor. Neyse..
    Kur'an'ı şimdiye kadar hiçbir fen ve ilim tekzib edememiştir. 1400 yıldır tekzib edilememesi ve de ilim ve fenlerin Kuran'da geçen bazı bilimsel olayları tasdik etmesi Kur'an'ın hakikat olduğuna yeter de artar. Böyle bir hakikata inanmak cahillikse, evrime inanmak nedir merak ettim doğrusu...

    Verdiğiniz linki biraz inceledim. Görmemiştim teşekkür ederim. Daha da inceleyeceğim. Ordaki arkadaşlar çok güzel savunmuşlar evrim olmadığını. Çoğu şeyler de cevapsız kalmış. Hatta konuyu açan bile mesajlarını silmiş.

    Artık buraya daha fazla mesaj yazmayacağım yazarsam oraya yazarım. İstemeden kırıcı, aşağılayıcı uslüp kullandıysam kusura bakmayın. Size kolay gelsin.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Doğru söyleyen adam

    Benim evrimden öğreneceğim birşey yok doğrudur. Benim inancıma terstir çünkü temelinde yaratıcı olan Allah'ı inkar vardır. Herşeyi Allah'ın yarattığına inanırım. Kur'an'da ilk insanın Allah tarafından yaratıldığı yazılıdır. Ve buna imanım tamdır. İnsanların tek bir hücreden çoğaldığını kabul eden anlayış, niye tek bir insandan çoğaldığına inanmaz ilginçtir doğrusu. Aslında ilginç de değildir. Sonuçta yaratıcı inkar ediliyor. Neyse..
    Kur'an'ı şimdiye kadar hiçbir fen ve ilim tekzib edememiştir. 1400 yıldır tekzib edilememesi ve de ilim ve fenlerin Kuran'da geçen bazı bilimsel olayları tasdik etmesi Kur'an'ın hakikat olduğuna yeter de artar. Böyle bir hakikata inanmak cahillikse, evrime inanmak nedir merak ettim doğrusu...

    Verdiğiniz linki biraz inceledim. Görmemiştim teşekkür ederim. Daha da inceleyeceğim. Ordaki arkadaşlar çok güzel savunmuşlar evrim olmadığını. Çoğu şeyler de cevapsız kalmış. Hatta konuyu açan bile mesajlarını silmiş.

    Artık buraya daha fazla mesaj yazmayacağım yazarsam oraya yazarım. İstemeden kırıcı, aşağılayıcı uslüp kullandıysam kusura bakmayın. Size kolay gelsin.

    Çoğu şey cevapsız kalmış? Neyse kolay gelsin cımbızını sağlam tut.




  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.