Şimdi Ara

Türkiye'nin 'T'si

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
24
Cevap
0
Favori
1.043
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Türkiye'nin 'T'si

    Yiğit Bulut/Radikal

    Son günlerde sokak konuşmalarında en çok duyulan cümle; satılan mal yani Telekom o kadar önemli ki; özelleştirilen 'T' Telekom'un değil, Türkiye'nin 'T'si.
    Sevgili dostlar, yukarıdaki tez ifade olarak 'aşırı' noktalara kaçsa dahi altında çok önemli bir gerçek yatıyor; Türk kamuoyu Telekom'un neden satıldığını, satanlar rasyonel bir şekilde açıklayamadığından, anlayamadığı gibi sonucu da içine sindiremiyor. Daha açıkçası; bu satış halkın vicdanında şimdiden mahkûm oldu.
    Peki satanların bildiği ve halkın göremediği bazı gerçekler olamaz mı? Denklemi ister sağdan ister soldan analiz edin, bu satışı 'rasyonalize' edecek yani 'aklileştirecek' çıkarımlara varmanız çok zor. İsterseniz gelin denklemi sorgulayan bazı sorular soralım, siz de cevaplarını arayın!
    1- Türk Telekom sabit hat işletme tecrübesi olmayan Oger'e satılırken, Yunanistan'ın Telekom şirketi (bu şirketin yüzde 51'i devlete ait, kalanı halka arz edildi) Türkiye'nin çevresindeki Telekom şirketlerini ele geçirme operasyonu başlattı. Bölgesinde dev olma iddiasında olan bir devlet olan Türkiye, Yunan Telekom'un sadece iki katı kadar personel ile 7 kat büyük olan şirketini neden devretme yoluna gitti?
    2- Herkese özelleştirme aklı veren AB ülkelerinden İtalya, neden kendi şirketini yabancılar daha fazla vermesine rağmen yerli şirketlere 'kısmi satış' ve halka arz yoluyla özelleştirdi? Ve Türkiye'nin mobil operatörünün bedelsiz devri dahil, Telekom denkleminin İtalyanların eline geçmesine, Türkiye neden bu kadar duyarsız?
    3- Türk Telekom dünyanın 13. büyük sabit hat işletmecisi olurken, personel sayısının Alman Telekom'un dörtte biri, France Telekom'un üçte biri olduğu gerçeği neden gölgeleniyor ve istihdam şişkinliği var havası yaratılıyor? Bu noktada en güzel örnek; kapasite olarak Türk Telekom'un yüzde 15'i olan Yunan Telekom şirketinde Türk Telekom'un yarısı kadar çalışan var...
    4- Fransa, Almanya, İtalya hatta Yunanistan bile Telekom şirketini 'blok' satmaz iken diğerlerine göre borç oranı sıfır olan ve ciddi kâr eden Türk Telekom neden blok satıldı?
    France Telekom'un borcunun Türkiye'nin dış borcu ile kıyaslanabilir ölçülere çok uzak olmadığını düşünürsek, France Telekom'un bile arz edilebildiği bir ortamda Türk Telekom ile ilgili yerli veya yabancı borsalarda 'halka arz' etmeme kararı nasıl aklileştirilebilir?
    5- Telekom'un değeri hesaplanırken, yüzde 40'ına sahip olduğu GSM şebekesinin en az 2,5 milyar dolar edebileceği neden konuşulmuyor?
    Bu rakama varmak da çok zor değil; Turkcell'in yaptığı anlaşmalarda 10 milyar dolar üzerinde fiyatlandığını (piyasa değeri ortalaması da aynı sonucu verir) ve Türk Telekom'un kendi şebekesi ile birleştirerek yüzde 40'ın sahip olduğu GSM şirketinin de abone sayısı olarak Turkcell'in dörtte biri olduğunu varsayarsak, sonuç çok açık; Telekom'un payına düşen en az 1 milyar dolar.
    Bu noktada bir hatırlatma; GSM ihalesine girip yanlış iş planı sonucu zarar eden bir yabancı şirket neden Telekom'un GSM operatörü ile birleştirildi anlamış değilim.
    6- Yetkililer, şirketin satış sonrası yüzde 45 payının hâlâ devletin elinde olduğunu ve dolayısıyla edilecek kârın yüzde 45'ini alacaklarını söylüyorlar. Peki ya Telekom kâr etmez hatta zarar gösterip devamlı yeni yatırım kararı alırsa? O zaman devlet içine devamlı para mı koyacak? Türkiye'nin en yüksek kurumlar vergisini ödeyen Telekom bu durumda tarif edildiği gibi kamu yararı adına özelleştirilmiş mi olacak?
    Sonuç : Telekom'un, Türkiye'nin dünya genelinde bu kadar olumlu algılandığı bir dönemde neden borsalarda arz edilmediğini ve neden blok satıldığını anlamak mümkün değil. Bunu ben anlayamadığım gibi Türk kamuoyu da hiçbir zaman anlayıp kafasında ve vicdanında rasyonel bir hale getiremeyecek. Böyle bir denklem içinde de yapılacak tek bir hamle var; yargıya güvenmek ve yargının kararını beklemek.
    Son söz : Türkiye'nin 'T'si yargıya emanet!







  • Telekom satışı vicdanımızı rahatsız ediyor...

    Yiğit Bulut / Yorum

    Yunanistan çevre ülkelerin Telekom şirketlerini ele geçirip büyürken, Türkiye gibi büyük olma iddiasında olan bir devletin kar eden dev bir kuruluşu olan Telekom şirketi 'neden yok edilir' anlamış değilim. Ayrıca Var olan 4046 sayılı Özelleştirme Yasası ile Telekom satılamaz, hatta satılmasına dair ilana dahi çıkılamaz.

    Telekom ihalesi bitti ama tartışma bitmedi, bitmeyeceği de kesin. Konuştuğum herkes aynı soruyu soruyor; kar eden böyle dev bir kuruluş neden satılıyor?
    Değerli yatırımcılar, açık söylemek gerekirse ben de neden satıldığını anlamış değilim. Çevremizdeki Telekom şirketleri hızla büyüyüp gelişmekte olan diğerlerini satın alırken, buna en güzel örnek Yunanistan’ın Telekom şirketinin yeni Avrupa ülkelerinin şirketlerini ele geçirme operasyonu, bölgede merkez olma iddiasında olan Türkiye’nin şirketi daha önce hiç sabit hat işletme tecrübesi olmayan bir şirkete satılıyor. Sebep? Rasyonel bir açıklama yok. Bu detaylar daha çok uzatılabilir. Ben bu noktada “satışın nasıl iptal edilebileceği” noktasına bakmak ve dava aşamasında yardımcı olabilecek bazı tezleri sizlere aktarmak istiyorum...
    Tez 1: Var olan 4046 sayılı Özelleştirme Yasası ile Telekom satılamaz, hatta satılmasına dair ilana dahi çıkılamaz...
    Gerekçe: 4046 sayılı yasada, özelleştirme yapılmasının amaç unsuru, 'Ekonomide verimlilik artışı sağlamak ve kamu giderlerini azaltmak' olarak özel olarak belirlenmiştir. Dolayısıyla, 4046 sayılı yasa çerçevesinde özelleştirme yapılabilmesi bu iki amaca hizmet eden bir durumun varlığı halinde mümkündür. Hukuk devletinde, siyasi iktidarın değil, yasanın neyi amaçladığı önemlidir. Yasa, kötü yönetilen ekonominin gediklerini kapatmak amacıyla özelleştirme yapılmasını amaçlamamış, bu çerçevede idareye yetki vermemiştir. Telekom’un kamu hazinesine yük olması bir yana devlete gelir katkısında bulunması ve kamu giderine yol açmadığının sabit olması dolayısıyla yasa ile belirlenen 'kamu giderini azaltma' amacı söz konusu değildir. 'Ekonomide verimlilik artışı sağlamak' amacının ise birkaç yönden değerlendirilmeye tabi tutulması gerekmektedir. Telekom’un ekonomik krizin en yoğun dönemlerinde bile üretim/ciro ve kârlılık açısından pozitif durumda kalabilen nadir şirketlerden birisi olduğu, anonim şirket statüsü ile 'kârlılık ve verimlilik' esasları dahilinde faaliyet yürüttüğü ortadadır. Kamuya ait birçok işletme için ileri sürülen özelleştirme gerekçelerinin hiçbirisi Telekom için geçerli değildir ve bugüne kadar bu özelleştirme için gerekçe de ileri sürülmüş değildir. Dolayısıyla, ortada ne genel kamu yararı amacını ne de yasada belirtilen iki özel amacı karşılayacak bir gerekçe/amaç mevcuttur. Bu nedenle, yönetim yetkisi sağlayan çoğunluk kamu hisselerinin satılmasını hedefleyen dava konusu 'idare kararı ve ilanı' amaç yönünden hukuka aykırıdır ve iptali gerekmektedir...
    Tez 2: Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı'ndan bir alıntı; "...Stratejik önem taşıyan KİT'lerin özelleştirilmesinde, teknolojik yenilenmenin sağlanması, yabancı tekeller oluşturulmaması ve kamunun kritik kararlarda kontrolünü sağlayacak 'Altın Hisse'yi elinde bulundurması esas olacaktır"... Cümleyi aynen tekrarladıktan sonra Telekom ile ilgisine bakalım; Telekom özelleştirilmesi sonucunda; Türkiye'de 'pazar payının yarısından fazlası' tek alım ile alıcı şirketin eline geçecek, hâkim durumun güçlenmesinin yaratacağı olumsuzlukların önü açılacak ve kamu yararı adına yapılan bir özelleştirme doğrudan kamu zararına çalışır mekanizmaların doğmasına yol açabilecektir...
    Gerekçe: İdare hukuku temel ilkelerine göre, her idari işlemin asli/vazgeçilmez amacı kamu yararıdır. Genel amaç olarak tanımlanan 'kamu yararı' her idari işlemde varlığı aranan bir koşuldur. Bu genel amaç/kamu yararı, bazı durumlarda ilgili yasada açık bir şekilde ortaya konulan 'özel amaç' ile varlığını sürdürür. 4046 sayılı yasanın 'amaç ve kapsam' başlıklı 1. maddesinde, bu kanunun amacı; "... haklarının ekonomide verimlilik artışı ve kamu giderinde azalma sağlamak için özelleştirilmesine ilişkin esasları düzenlemektir, denilerek, yasanın özel amacının; ekonomide verimlilik artışı sağlamak, kamu giderlerinde azalma sağlamak olduğu" ortaya konulmuştur... Bu gerekçeden de yola çıkarak varılacak net sonuç; yapılması düşünülen bu işlem kamu yararına olamaz ve 4046 sayılı yasa ile de gerçekleştirilemez...
    Tez 3: Anayasa'nın 5. maddesinde de, bir yandan "... Türk milletinin bağımsızlığı"nı, öte yandan da "... kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak" devletin temel amaç ve görevleri arasında sayılmıştır. Anayasa Mahkemesi'nin '2983 sayılı Yasa' ile ilgili kararında, 5. maddede yer alan 'Türk milletinin bağımsızlığı' ilkesinin siyasal ve ekonomik bağımsızlığı birlikte içerdiği, bu kavramların yalnız başına bir anlam taşımadıkları, birbirlerini tamamlayan kavramlar oldukları vurgulanmaktadır. Anayasa ve Anayasa Mahkemesi kararından yola çıkarak varılacak sonuç çok açıktır; varolan mevcut şartlar içinde Türkiye'nin pazarına hâkim konumda olan iki kamu şirketinin, Anayasa ve Anayasa Mahkemesi'nin ekonomik bağımsızlık ile ilgili aldığı kararların aksine blok halinde satılarak kontrolünün devri mümkün değildir...
    Gerekçe: Yukarıdaki tespite ek olarak 'kontrolün yabancı alıcıların eline geçtiği durumda' ekonomik bağımsızlık kavramı haricinde başka bir Anayasa Mahkemesi kararı doğrudan konuya ilişkilendirilebilir. Bu karar, yabancılara mülk satışı ile ilgili alınmış olan ve özü 'Yabancıların bazı temel hak ve özgürlüklerden yurttaşlar gibi yararlandırılmamasının, bu hakların kimi sınırlama ya da kısıtlamalara bağlı tutulmasının' nedenlerini detaylandıran 13.6.1985 günlü Esas 1984/14, Karar 1985/7 sayılı kararıdır...
    Sonuç: Yunanistan çevre ülkelerin Telekom şirketlerini ele geçirip büyürken, Türkiye gibi büyük olma iddiasında olan bir devletin Telekom şirketi “neden yok edilir” anlamış değilim!




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Eagle_eyed

    Telekom satışı vicdanımızı rahatsız ediyor...

    Yiğit Bulut / Yorum

    Yunanistan çevre ülkelerin Telekom şirketlerini ele geçirip büyürken, Türkiye gibi büyük olma iddiasında olan bir devletin kar eden dev bir kuruluşu olan Telekom şirketi 'neden yok edilir' anlamış değilim. Ayrıca Var olan 4046 sayılı Özelleştirme Yasası ile Telekom satılamaz, hatta satılmasına dair ilana dahi çıkılamaz.

    Telekom ihalesi bitti ama tartışma bitmedi, bitmeyeceği de kesin. Konuştuğum herkes aynı soruyu soruyor; kar eden böyle dev bir kuruluş neden satılıyor?
    Değerli yatırımcılar, açık söylemek gerekirse ben de neden satıldığını anlamış değilim. Çevremizdeki Telekom şirketleri hızla büyüyüp gelişmekte olan diğerlerini satın alırken, buna en güzel örnek Yunanistan’ın Telekom şirketinin yeni Avrupa ülkelerinin şirketlerini ele geçirme operasyonu, bölgede merkez olma iddiasında olan Türkiye’nin şirketi daha önce hiç sabit hat işletme tecrübesi olmayan bir şirkete satılıyor. Sebep? Rasyonel bir açıklama yok. Bu detaylar daha çok uzatılabilir. Ben bu noktada “satışın nasıl iptal edilebileceği” noktasına bakmak ve dava aşamasında yardımcı olabilecek bazı tezleri sizlere aktarmak istiyorum...
    Tez 1: Var olan 4046 sayılı Özelleştirme Yasası ile Telekom satılamaz, hatta satılmasına dair ilana dahi çıkılamaz...
    Gerekçe: 4046 sayılı yasada, özelleştirme yapılmasının amaç unsuru, 'Ekonomide verimlilik artışı sağlamak ve kamu giderlerini azaltmak' olarak özel olarak belirlenmiştir. Dolayısıyla, 4046 sayılı yasa çerçevesinde özelleştirme yapılabilmesi bu iki amaca hizmet eden bir durumun varlığı halinde mümkündür. Hukuk devletinde, siyasi iktidarın değil, yasanın neyi amaçladığı önemlidir. Yasa, kötü yönetilen ekonominin gediklerini kapatmak amacıyla özelleştirme yapılmasını amaçlamamış, bu çerçevede idareye yetki vermemiştir. Telekom’un kamu hazinesine yük olması bir yana devlete gelir katkısında bulunması ve kamu giderine yol açmadığının sabit olması dolayısıyla yasa ile belirlenen 'kamu giderini azaltma' amacı söz konusu değildir. 'Ekonomide verimlilik artışı sağlamak' amacının ise birkaç yönden değerlendirilmeye tabi tutulması gerekmektedir. Telekom’un ekonomik krizin en yoğun dönemlerinde bile üretim/ciro ve kârlılık açısından pozitif durumda kalabilen nadir şirketlerden birisi olduğu, anonim şirket statüsü ile 'kârlılık ve verimlilik' esasları dahilinde faaliyet yürüttüğü ortadadır. Kamuya ait birçok işletme için ileri sürülen özelleştirme gerekçelerinin hiçbirisi Telekom için geçerli değildir ve bugüne kadar bu özelleştirme için gerekçe de ileri sürülmüş değildir. Dolayısıyla, ortada ne genel kamu yararı amacını ne de yasada belirtilen iki özel amacı karşılayacak bir gerekçe/amaç mevcuttur. Bu nedenle, yönetim yetkisi sağlayan çoğunluk kamu hisselerinin satılmasını hedefleyen dava konusu 'idare kararı ve ilanı' amaç yönünden hukuka aykırıdır ve iptali gerekmektedir...
    Tez 2: Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı'ndan bir alıntı; "...Stratejik önem taşıyan KİT'lerin özelleştirilmesinde, teknolojik yenilenmenin sağlanması, yabancı tekeller oluşturulmaması ve kamunun kritik kararlarda kontrolünü sağlayacak 'Altın Hisse'yi elinde bulundurması esas olacaktır"... Cümleyi aynen tekrarladıktan sonra Telekom ile ilgisine bakalım; Telekom özelleştirilmesi sonucunda; Türkiye'de 'pazar payının yarısından fazlası' tek alım ile alıcı şirketin eline geçecek, hâkim durumun güçlenmesinin yaratacağı olumsuzlukların önü açılacak ve kamu yararı adına yapılan bir özelleştirme doğrudan kamu zararına çalışır mekanizmaların doğmasına yol açabilecektir...
    Gerekçe: İdare hukuku temel ilkelerine göre, her idari işlemin asli/vazgeçilmez amacı kamu yararıdır. Genel amaç olarak tanımlanan 'kamu yararı' her idari işlemde varlığı aranan bir koşuldur. Bu genel amaç/kamu yararı, bazı durumlarda ilgili yasada açık bir şekilde ortaya konulan 'özel amaç' ile varlığını sürdürür. 4046 sayılı yasanın 'amaç ve kapsam' başlıklı 1. maddesinde, bu kanunun amacı; "... haklarının ekonomide verimlilik artışı ve kamu giderinde azalma sağlamak için özelleştirilmesine ilişkin esasları düzenlemektir, denilerek, yasanın özel amacının; ekonomide verimlilik artışı sağlamak, kamu giderlerinde azalma sağlamak olduğu" ortaya konulmuştur... Bu gerekçeden de yola çıkarak varılacak net sonuç; yapılması düşünülen bu işlem kamu yararına olamaz ve 4046 sayılı yasa ile de gerçekleştirilemez...
    Tez 3: Anayasa'nın 5. maddesinde de, bir yandan "... Türk milletinin bağımsızlığı"nı, öte yandan da "... kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak" devletin temel amaç ve görevleri arasında sayılmıştır. Anayasa Mahkemesi'nin '2983 sayılı Yasa' ile ilgili kararında, 5. maddede yer alan 'Türk milletinin bağımsızlığı' ilkesinin siyasal ve ekonomik bağımsızlığı birlikte içerdiği, bu kavramların yalnız başına bir anlam taşımadıkları, birbirlerini tamamlayan kavramlar oldukları vurgulanmaktadır. Anayasa ve Anayasa Mahkemesi kararından yola çıkarak varılacak sonuç çok açıktır; varolan mevcut şartlar içinde Türkiye'nin pazarına hâkim konumda olan iki kamu şirketinin, Anayasa ve Anayasa Mahkemesi'nin ekonomik bağımsızlık ile ilgili aldığı kararların aksine blok halinde satılarak kontrolünün devri mümkün değildir...
    Gerekçe: Yukarıdaki tespite ek olarak 'kontrolün yabancı alıcıların eline geçtiği durumda' ekonomik bağımsızlık kavramı haricinde başka bir Anayasa Mahkemesi kararı doğrudan konuya ilişkilendirilebilir. Bu karar, yabancılara mülk satışı ile ilgili alınmış olan ve özü 'Yabancıların bazı temel hak ve özgürlüklerden yurttaşlar gibi yararlandırılmamasının, bu hakların kimi sınırlama ya da kısıtlamalara bağlı tutulmasının' nedenlerini detaylandıran 13.6.1985 günlü Esas 1984/14, Karar 1985/7 sayılı kararıdır...
    Sonuç: Yunanistan çevre ülkelerin Telekom şirketlerini ele geçirip büyürken, Türkiye gibi büyük olma iddiasında olan bir devletin Telekom şirketi “neden yok edilir” anlamış değilim!
    Yalçın BAYER - Hürriyet

    Telekom’u alan ‘Oje’ firmasını tanıyalım

    YURTDIŞINDA, Türk firmalarının önemli projelerinde imzası olan, bu arada Suudi Arabistan’da 10 yıl çalışan Makine Yüksek Mühendisi Aslan Özmen, Türk Telekom ihalesini kazanan ‘Oger Telekom’u tanıtıyor:

    Oger Telekom 2 milyon nüfuslu, ihracatı 100 milyon $, ithalatı 4 milyar $ olan küçük bir Lübnan firmasıdır. Bir inşaat, müteahhitlik firması olarak Lübnan’lı Refik Hariri tarafından Fransızlarla ‘Saudi Oger’ adıyla 1978’de kurulmuştur. Oger bir Fransız adıdır ve ‘Oje’ diye okunur. Şirket bir Suudi şirketidir. Petrol fiyatlarındaki patlama sonrasında kraliyet ailesine ait tüm sarayları (Riyad, Cidde, Taif ve Mekke) inşa etmiştir. Kendisi ihaleye girmez. Kralın çağrısı ve emri üzerine sarayı masal gibi yapar ve faturası ödenir. Bilahare; şirketin büyümesi üzerine Oger firması adını bırakarak, ortaklıktan ayrılmıştır. 1991 Körfez Savaşı’ndan sonra Suudi Arabistan’da altyapı, elektrik santralı, gaz ayırma fabrikaları, boru hatları gibi teknolojik projeler önem kazanmıştır. Saudi Oger bu konuda işbirliği amacıyla Türk firmalarıyla temasta bulunmuş, sonra da bu konuda tek başına yine ihalesiz büyük işler almıştır.

    Arap ve Suudi karakteri icabı büyük adamlar! İhaleye girmezler. Kral ve cumhurbaşkanlarıyla doğrudan temas edip işi bitirirler. ‘İhale’ onların uygulamalarında yoktur. Türklerle temaslarında hep Osmanlı özlemi dile getirilir. Nasıl kardeş olduğumuz, neden Batı’nın bizi ayırdığı teması el ele tutuşularak işlenir! Bizim pro-Suudi işadamlarımız hep bu özlemle tutuşur ve komisyoncu olarak bu işlerden komisyon almayı beklerlerdi. Bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti’nde hiçbir hükümet buna yanaşmamıştı. Eskiden de tevessül edilmiş, onlara kibarca ihaleye katılın denilmişti.

    Refik Hariri hem Suudi hem de Lübnan vatandaşıydı. Bugüne kadar esas işi ve yeri Suudi Arabistan’dır. Bilahare; Suudi Kralı’nın izni ve Lübnan halkının isteğiyle 1978’deki küçük firmanın sahibi Refik Hariri 1998’de Lübnan Başbakanı olmuştur. Refik Hariri, o zaman yıkık dökük Lübnan’da çok zengin bir müteahhit olarak çeşitli imar hareketlerinde bulunmuş, havaalanı, Oger Telekom gibi şirketlerle Lübnan ekonomisine hakim olmuştu. Muhalefetin suiistimal suçlamaları üzerine başbakanlıktan ayrılmak zorunda kalmış, daha sonra da suikasta uğramıştı. Lübnan, dış yardımlara muhtaç iken ve Arap ülkelerinin sermayesi ve yardımlarıyla yaşarken, Türkiye’ye nasıl sermaye aktaracaktı? Belki Saudi Telecom veya Dubai’nin Etisalat’ı Türk Telekom’u satın alabilirlerdi. Çünkü bunlar devlet şirketi olup çok zengindirler. Petrol gelirini harcayacak yer aramaktadırlar. Nitekim Etisalat-Çalık grubunun 6.5 milyar $’lık peşin teklifi buna örnek sayılmalıdır.

    2000 yılında Türk Telekom (TT) teknolojide Saudi Telecom ve Etisalat’tan fersah fersah üstündü. TT’nin 3 adet Türksat uydusu ve radyolink sistemleri mevcuttur.

    İŞÇİLER DİKKAT

    Oger firması, müteahhit firma kökenli olup, işi birilerini ütmektır. Şimdi sendikacılar ve beyaz yakalı TT çalışanları lütfen kulak kesilsinler! Tüm işçilerini Bangladeş, Sri Lanka ve Çin’den seçer. Ortalama ücretleri 80-200 $/aydır. Ortadoğu ülkelerinde sendikal hak olmadığından, düzen insan ticareti üzerine kurulmuştur. Şirketler insan ticaretinden büyük kárlar ederler. Nitekim, gazetelerde ‘Oger Telekom 20.000 işçiyi süzgeçten geçirecek’ diye bir haber vardı. Türk işçilerinin durumu şimdiden dikkate alınmalıdır.

    Beyaz yakalılara gelince... Lübnan Amerikan Üniversitesi mezun ettiği elemanları Suudi Arabistan istihdam eder. Lübnan’da yeteri kadar işyeri olmadığından Lübnanlılar tüm bankacılık, sigorta, muhasebecilik, audit sektörlerinde üst düzey yöneticilik yaparlar. Demek ki artık onları ülkemizde göreceğiz.

    Özelleştirme bayramımızı kutluyorum.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Eagle_eyed

    Yalçın BAYER - Hürriyet

    Telekom’u alan ‘Oje’ firmasını tanıyalım

    YURTDIŞINDA, Türk firmalarının önemli projelerinde imzası olan, bu arada Suudi Arabistan’da 10 yıl çalışan Makine Yüksek Mühendisi Aslan Özmen, Türk Telekom ihalesini kazanan ‘Oger Telekom’u tanıtıyor:

    Oger Telekom 2 milyon nüfuslu, ihracatı 100 milyon $, ithalatı 4 milyar $ olan küçük bir Lübnan firmasıdır. Bir inşaat, müteahhitlik firması olarak Lübnan’lı Refik Hariri tarafından Fransızlarla ‘Saudi Oger’ adıyla 1978’de kurulmuştur. Oger bir Fransız adıdır ve ‘Oje’ diye okunur. Şirket bir Suudi şirketidir. Petrol fiyatlarındaki patlama sonrasında kraliyet ailesine ait tüm sarayları (Riyad, Cidde, Taif ve Mekke) inşa etmiştir. Kendisi ihaleye girmez. Kralın çağrısı ve emri üzerine sarayı masal gibi yapar ve faturası ödenir. Bilahare; şirketin büyümesi üzerine Oger firması adını bırakarak, ortaklıktan ayrılmıştır. 1991 Körfez Savaşı’ndan sonra Suudi Arabistan’da altyapı, elektrik santralı, gaz ayırma fabrikaları, boru hatları gibi teknolojik projeler önem kazanmıştır. Saudi Oger bu konuda işbirliği amacıyla Türk firmalarıyla temasta bulunmuş, sonra da bu konuda tek başına yine ihalesiz büyük işler almıştır.

    Arap ve Suudi karakteri icabı büyük adamlar! İhaleye girmezler. Kral ve cumhurbaşkanlarıyla doğrudan temas edip işi bitirirler. ‘İhale’ onların uygulamalarında yoktur. Türklerle temaslarında hep Osmanlı özlemi dile getirilir. Nasıl kardeş olduğumuz, neden Batı’nın bizi ayırdığı teması el ele tutuşularak işlenir! Bizim pro-Suudi işadamlarımız hep bu özlemle tutuşur ve komisyoncu olarak bu işlerden komisyon almayı beklerlerdi. Bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti’nde hiçbir hükümet buna yanaşmamıştı. Eskiden de tevessül edilmiş, onlara kibarca ihaleye katılın denilmişti.

    Refik Hariri hem Suudi hem de Lübnan vatandaşıydı. Bugüne kadar esas işi ve yeri Suudi Arabistan’dır. Bilahare; Suudi Kralı’nın izni ve Lübnan halkının isteğiyle 1978’deki küçük firmanın sahibi Refik Hariri 1998’de Lübnan Başbakanı olmuştur. Refik Hariri, o zaman yıkık dökük Lübnan’da çok zengin bir müteahhit olarak çeşitli imar hareketlerinde bulunmuş, havaalanı, Oger Telekom gibi şirketlerle Lübnan ekonomisine hakim olmuştu. Muhalefetin suiistimal suçlamaları üzerine başbakanlıktan ayrılmak zorunda kalmış, daha sonra da suikasta uğramıştı. Lübnan, dış yardımlara muhtaç iken ve Arap ülkelerinin sermayesi ve yardımlarıyla yaşarken, Türkiye’ye nasıl sermaye aktaracaktı? Belki Saudi Telecom veya Dubai’nin Etisalat’ı Türk Telekom’u satın alabilirlerdi. Çünkü bunlar devlet şirketi olup çok zengindirler. Petrol gelirini harcayacak yer aramaktadırlar. Nitekim Etisalat-Çalık grubunun 6.5 milyar $’lık peşin teklifi buna örnek sayılmalıdır.

    2000 yılında Türk Telekom (TT) teknolojide Saudi Telecom ve Etisalat’tan fersah fersah üstündü. TT’nin 3 adet Türksat uydusu ve radyolink sistemleri mevcuttur.

    İŞÇİLER DİKKAT

    Oger firması, müteahhit firma kökenli olup, işi birilerini ütmektır. Şimdi sendikacılar ve beyaz yakalı TT çalışanları lütfen kulak kesilsinler! Tüm işçilerini Bangladeş, Sri Lanka ve Çin’den seçer. Ortalama ücretleri 80-200 $/aydır. Ortadoğu ülkelerinde sendikal hak olmadığından, düzen insan ticareti üzerine kurulmuştur. Şirketler insan ticaretinden büyük kárlar ederler. Nitekim, gazetelerde ‘Oger Telekom 20.000 işçiyi süzgeçten geçirecek’ diye bir haber vardı. Türk işçilerinin durumu şimdiden dikkate alınmalıdır.

    Beyaz yakalılara gelince... Lübnan Amerikan Üniversitesi mezun ettiği elemanları Suudi Arabistan istihdam eder. Lübnan’da yeteri kadar işyeri olmadığından Lübnanlılar tüm bankacılık, sigorta, muhasebecilik, audit sektörlerinde üst düzey yöneticilik yaparlar. Demek ki artık onları ülkemizde göreceğiz.

    Özelleştirme bayramımızı kutluyorum.

    Alıntıları Göster
    ''Telekom'un satışından Türkiye zarar etti''

    Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, Türk Telekom’un satışından Türkiye’nin kar değil, zarar ettiğini öne sürdü.


    Yaptığı yazılı açıklamada, Telekom’in abone başına 400 dolar, kişi
    başına 91 dolara gittiğini savunan Aygün, ’’Telekom’un satış bedeli,
    toplam borç stokunun yüzde 2’si, 2004 yılı ithalatının yüzde 7’sine
    denk geliyor. Bu satış, Türkiye’nin ancak 2 aylık faiz ödemelerini
    karşılıyor’’ dedi.

    Aygün, Telekom’un 5 yıl vadeli yaklaşık 7.7 milyar dolara
    satıldığını ifade ederken, kurumun 2004 yılındaki 1.5 milyar dolarlık
    karını, önümüzdeki 5 yıl tekrarlaması halinde elde edilecek net karın
    ise 9 milyar doları bulacağını bildirdi.

    Buna göre Telekomu alan grubun borçlarını her yıl elde ettiği
    karlarla rahatlıkla ödemesinin yanı sıra üstüne para da
    kazandıracağına dikkati çeken Aygün, şöyle dedi:

    ’’Son 5 yıllık karı 7.9 milyar dolar olan ve 10.6 milyar dolarlık
    duran varlıklarına sahip bir kuruma, peşin 1.3 milyar dolarla
    kondular. Taksitlerini de Türk tüketicilerine ödetecekler. Türkiye
    yabancıya hipnotize olmuş gibi...Telekom’un hiç mi tarihi değeri yok.
    Hiç mi stratejik önemi yok. Her şey para mıdır?. Telekom’un satış
    bedeli Türkiye’nin 2 aylık faizine, 2004 yılı ithalatının yüzde
    7’sine, toplam borç stokunun yüzde 2’sine denk geliyor.’’

    -’’HALKA ARZ DENENMELİYDİ...’’-

    Telekom’un şu anda 19 milyon 125 bin abonesi bulunduğunu, kurumun
    yüzde 55 hissesinin, toplam satış bedelinin abone başına 400.8 dolara
    denk geldiğine işaret eden Aygün, ’’Buna göre, Telekom’un halka arz
    yoluyla özelleştirilmesi durumunda, bir abonenin 68.5 dolar vererek
    ilk taksitini, kalan 5 yıl içerisinde de 332.3 doları ödeyerek
    Telekom’a ortak olabileceğinin teorik olarak mümkün olduğunu
    söyleyebiliriz’’ dedi.

    Kuruma ortak olmak için, bir abonenin yıllara sarih olarak
    ödeyeceği yıllık 75 doları aşmayan taksitlere karşılık, kurumun abone
    başına her yıl 78.4 dolar kar edeceğini belirten Aygün, şöyle dedi:

    ’’3 köfte 1 ekmek fiyatına Telekom’a yabancı damat geldi. Ailenin
    gözü bir kaç dolarlarla boyandı. İnşallah bu evlilik nikah masasından
    döner...Halka arza yolu denenmeliydi. Bu hak, Türk halkından
    esirgenmemeliydi.’’

    -ÖTEKİ ÜLKELER NE YAPMIŞ?-

    Dünyadaki Telekom özelleştirmelerinden de örnekler veren ATO
    Başkanı, İsveç Telekom’nda kamu payının yüzde 64.4, İsviçre’de yüzde
    62.7, Fransa’da yüzde 58.9, Norveç’te yüzde 53.19, Belçika’da yüzde
    51.6, Avusturya’da yüzde 47.2, Yunanistan’da yüzde 33.7 olduğunu
    kaydetti.

    Aygün, yine telekom özelleştirmelerinde halka arz edilen hisse
    oranının İngiltere’de yüzde 100, İtalya’da yüzde 83, İspanya’da yüzde
    79.9, Hollanda da yüzde 68.7, Almanya’da yüzde 55, Avusturya’da yüzde
    52.8, Norveç’te yüzde 46.81, Finlandiya’da yüzde 46, Belçika’da yüzde
    38.9, İsvire’de yüzde 37.3, İsveç’te yüzde 35.6 olduğunu kaydetti.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Eagle_eyed

    ''Telekom'un satışından Türkiye zarar etti''

    Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, Türk Telekom’un satışından Türkiye’nin kar değil, zarar ettiğini öne sürdü.


    Yaptığı yazılı açıklamada, Telekom’in abone başına 400 dolar, kişi
    başına 91 dolara gittiğini savunan Aygün, ’’Telekom’un satış bedeli,
    toplam borç stokunun yüzde 2’si, 2004 yılı ithalatının yüzde 7’sine
    denk geliyor. Bu satış, Türkiye’nin ancak 2 aylık faiz ödemelerini
    karşılıyor’’ dedi.

    Aygün, Telekom’un 5 yıl vadeli yaklaşık 7.7 milyar dolara
    satıldığını ifade ederken, kurumun 2004 yılındaki 1.5 milyar dolarlık
    karını, önümüzdeki 5 yıl tekrarlaması halinde elde edilecek net karın
    ise 9 milyar doları bulacağını bildirdi.

    Buna göre Telekomu alan grubun borçlarını her yıl elde ettiği
    karlarla rahatlıkla ödemesinin yanı sıra üstüne para da
    kazandıracağına dikkati çeken Aygün, şöyle dedi:

    ’’Son 5 yıllık karı 7.9 milyar dolar olan ve 10.6 milyar dolarlık
    duran varlıklarına sahip bir kuruma, peşin 1.3 milyar dolarla
    kondular. Taksitlerini de Türk tüketicilerine ödetecekler. Türkiye
    yabancıya hipnotize olmuş gibi...Telekom’un hiç mi tarihi değeri yok.
    Hiç mi stratejik önemi yok. Her şey para mıdır?. Telekom’un satış
    bedeli Türkiye’nin 2 aylık faizine, 2004 yılı ithalatının yüzde
    7’sine, toplam borç stokunun yüzde 2’sine denk geliyor.’’

    -’’HALKA ARZ DENENMELİYDİ...’’-

    Telekom’un şu anda 19 milyon 125 bin abonesi bulunduğunu, kurumun
    yüzde 55 hissesinin, toplam satış bedelinin abone başına 400.8 dolara
    denk geldiğine işaret eden Aygün, ’’Buna göre, Telekom’un halka arz
    yoluyla özelleştirilmesi durumunda, bir abonenin 68.5 dolar vererek
    ilk taksitini, kalan 5 yıl içerisinde de 332.3 doları ödeyerek
    Telekom’a ortak olabileceğinin teorik olarak mümkün olduğunu
    söyleyebiliriz’’ dedi.

    Kuruma ortak olmak için, bir abonenin yıllara sarih olarak
    ödeyeceği yıllık 75 doları aşmayan taksitlere karşılık, kurumun abone
    başına her yıl 78.4 dolar kar edeceğini belirten Aygün, şöyle dedi:

    ’’3 köfte 1 ekmek fiyatına Telekom’a yabancı damat geldi. Ailenin
    gözü bir kaç dolarlarla boyandı. İnşallah bu evlilik nikah masasından
    döner...Halka arza yolu denenmeliydi. Bu hak, Türk halkından
    esirgenmemeliydi.’’

    -ÖTEKİ ÜLKELER NE YAPMIŞ?-

    Dünyadaki Telekom özelleştirmelerinden de örnekler veren ATO
    Başkanı, İsveç Telekom’nda kamu payının yüzde 64.4, İsviçre’de yüzde
    62.7, Fransa’da yüzde 58.9, Norveç’te yüzde 53.19, Belçika’da yüzde
    51.6, Avusturya’da yüzde 47.2, Yunanistan’da yüzde 33.7 olduğunu
    kaydetti.

    Aygün, yine telekom özelleştirmelerinde halka arz edilen hisse
    oranının İngiltere’de yüzde 100, İtalya’da yüzde 83, İspanya’da yüzde
    79.9, Hollanda da yüzde 68.7, Almanya’da yüzde 55, Avusturya’da yüzde
    52.8, Norveç’te yüzde 46.81, Finlandiya’da yüzde 46, Belçika’da yüzde
    38.9, İsvire’de yüzde 37.3, İsveç’te yüzde 35.6 olduğunu kaydetti.

    Alıntıları Göster
    bu kitabın arkasında özeti yokmu yaw?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: who

    bu kitabın arkasında özeti yokmu yaw?

    Alıntıları Göster
    Telekom, satıcılar ve Mümtaz Hoca hakkında...

    Necati UYAR - Evrensel

    1990’lı yılların başından bu yana, Özelleştirme, PTT’nin T’si ya da Telekom denilince akla ilk gelen isimlerden biri oldu Mümtaz Soysal. Seveni de sevmeyeni de adını çok sık anar oldu. Ne yıllarca hocalık yaptığı Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde yetiştirdiği öğrencileri nedeniyle, ne çok kısa süren onurlu Dışişleri Bakanlığı deneyimi nedeniyle, ne bir gazetede yazdığı yazıları nedeniyle, ne de bir partinin (Bağımsız Cumhuriyet Partisi) genel başkanlığı nedeniyle anılıyor Mümtaz Hoca’nın adı. Bunca insanın adını sayıklamasının, köşesinde adını kalınca yazmasının tek nedeni; Hoca’nın özelleştirme karşıtı duruşu ve KİGEM (Kamu İşletmeciliğini Geliştirme Merkezi Vakfı) başkanı olarak geçmişte bu yolda elde ettiği başarılar.
    Kalbi özelleştirme ateşiyle yanan(!), ne varsa satıp kurtulma meraklısı pek çok kesimin yeniden dilinde bugünlerde Mümtaz Soysal. Medyada hakim anlayışın gazetelerinde yer alan ve eleştiriyi aşıp, açıktan hakarete dönüşen bazı saldırgan yazılar, yağ ve salya suyuyla basılmış gibi. Bu saldırgan metinlerin ortak olan bölümü ise kısa bir cümle; “Satacak ve kurtulacaktık ama Mümtaz Hoca sattırmadı.”
    Bu tür yazılara bakıldığında, özelleştirme adı altında yürütülen peşkeşlere karşı çıkmak, yargı yoluna başvurmak büyük ayıp. Yargı tarafından alınmış olan ve tümüyle kamu yararına olan bu kararlar ise tam anlamıyla terbiyesizlik.(!) Saldırılar, özelleştirme karşıtı olan, özelleştirme karşıtı kararlarda imzası olan herkese, her kuruma yöneliyor. Fakat bu konuda en çok saldırıyla karşı karşıya kalan kuşkusuz Mümtaz Soysal.
    Telekomun yüzde 55 hissesinin blok satışının gerçekleştirildiği günün öncesinde, köşelerde hiç adı anılmayan Mümtaz Hoca, ihale sonrası her gün çok sayıda gazete köşesine konuk oluyor. Halkın birikiminin üç kuruşa satılmasının hesabının bir gün sorulmasının yarattığı korku ve bunun yanında, açılacak davalar sonucunda kamu yararına olmadığı açık olan satışın, yargıda durdurulması olasılığının yarattığı endişe, savunma mekanizmalarının istem dışı harekete geçmesine neden olmuş, parmaklar klavyeye kontrolsuz dokunmuş gibi.
    İhaleden bugüne, hemen her gazetede birkaç kez yer aldı Mümtaz Soysal ve KİGEM ismi. Kiminde tarafsız haber niteliğiyle, kiminde destekler ve “iyi ki varsınız” diyen içeriğiyle. Kiminde ise, neredeyse bugüne kadar ülke kaynaklarının çalınmasının, çırpılmasının, hortumlanmasının tek sorumlusuymuş gibi. Bu türden yazıların birkaçını tarihe not olarak düşmekte yarar var.
    İhalenin hemen ardından, 2 Temmuz günlü Radikal gazetesinde İsmet Berkan tarafından düzülen methiyede (!) hedef salt Mümtaz Hoca değil. Anayasa Mahkemesi ve Danıştay da doğrudan topun ağzında. Yazının düzeysiz, alaycı “Satmayalım turşusunu kuralım” başlığı, darbe günlerinin ünlü lafı “Asmayalım da besleyelim mi”yi andırıyor.
    3 Temmuz günü ise sıra, her konudan anlayan bir yazarımıza gelmiş. Deniz Gökçe’nin Akşam gazetesindeki yazısının başlığı, “Mümtaz Hoca’ların değeri 20 milyar dolar” diye belirlenmiş. Yazıda, Telekom’un 60 bine yakın çalışanının olduğu belirtilirken, “şirketin verimli hale gelebilmesi için zaman içinde bazı işten çıkarmalar olacak” tespiti yapılarak, Telekom satışına yönelik karşı çıkışların salt bu nedenle olduğu izlenimi yaratılmaya çalışılmış. Yazıda; “Mümtaz Soysal gibi özel sektör düşmanlarının veya kamu çalışanlarının sendikalarının engelleme yapması gündeme gelecek” denilirken, diğer tüm benzer yazılarda olduğu gibi, aslında satışın geciktiği, geçmişte satılmış olsaydı, ülke kurtulmuş olacaktı (!) deniliyor.
    Seri saldırılardan biri de 6 Temmuz tarihinde Hürriyet gazetesinde Ertuğrul Özkök tarafından kaleme alınmış. Başbakan’ın Amerika seyahatindeki yol arkadaşlarından olan Özkök; “Bu insanları iyi tanıyın” başlıklı yazısında isim vermeden saldırıyor Mümtaz Soysal ve özelleştirme karşıtlarına. Satış için; “bu şartlarda iyi para” yorumu yapan Özkök, özelleştirme karşıtları “yaygaracı” olarak nitelenirken, sopa göstermeyi de ihmal etmiyor yazısında.
    Bir başka saldırgan metin, aynı gazetede bir gün sonra, bu kez Başbakan ile en sık görüşen yazarlardan bir diğeri olan Fatih Altaylı’nın köşesinde yer almış. Altaylı, “Yapmak suç. Peki ya yapmamak” başlıklı yazısında adeta kin kusmuş Mümtaz Soysal’a, hem de açıkça isim vererek. Fatih Altaylı’nın ruh hali, “sallandır iki tane özelleştirme karşıtını Kızılay Meydanı’nda” düzeyinde.
    Hürriyet gazetesinin tiraj endişesini de gözden ırak tutmadığı görülüyor bu tür konularda. Hafiften de olsa farklı görünen görüşlere de yer vermiyor değil. Çarşamba günü Ertuğrul Özkök’ün kalemiyle, perşembe günü Fatih Altaylı’nın kalemiyle Mümtaz Soysal’a hakaretler yağdırır ve saldırırken, cuma günü Emin Çölaşan’ın kaleminden günah çıkarmış gazete. Ancak sayın Emin Çölaşan, “Ayıptır yahu, ayıptır ayıp” diye sonlandırdığı yazısında, geçtiğimiz haftalarda Mümtaz Soysal’ı aşağılamaya çalışan Başbakan’ı eleştirirken, muhtemelen yazıyı yazdığı gün ve bir gün öncesinde kendi gazetesinde Mümtaz Soysal hakkında yazılan hakaret dolu “sözde yazıları” ise görmezden geliyor.
    1995-2005 yılları arasında elde ettiği k
    âr, 15 milyar doları geçen, her yıl 2,5 milyar dolar kâra geçen Telekom’u yıllık kârının yarısı kadar taksitlerle, 2,5 yılda elde edeceği kâr karşılığında satmaya çalışanlar ve yağdanlıkları bilmeliler ki, ne Telekom çalışanları ne de satışı iptal ettirmek isteyen özelleştirme karşıtları bu yolda hiç de yalnız değiller.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Eagle_eyed

    Telekom, satıcılar ve Mümtaz Hoca hakkında...

    Necati UYAR - Evrensel

    1990’lı yılların başından bu yana, Özelleştirme, PTT’nin T’si ya da Telekom denilince akla ilk gelen isimlerden biri oldu Mümtaz Soysal. Seveni de sevmeyeni de adını çok sık anar oldu. Ne yıllarca hocalık yaptığı Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde yetiştirdiği öğrencileri nedeniyle, ne çok kısa süren onurlu Dışişleri Bakanlığı deneyimi nedeniyle, ne bir gazetede yazdığı yazıları nedeniyle, ne de bir partinin (Bağımsız Cumhuriyet Partisi) genel başkanlığı nedeniyle anılıyor Mümtaz Hoca’nın adı. Bunca insanın adını sayıklamasının, köşesinde adını kalınca yazmasının tek nedeni; Hoca’nın özelleştirme karşıtı duruşu ve KİGEM (Kamu İşletmeciliğini Geliştirme Merkezi Vakfı) başkanı olarak geçmişte bu yolda elde ettiği başarılar.
    Kalbi özelleştirme ateşiyle yanan(!), ne varsa satıp kurtulma meraklısı pek çok kesimin yeniden dilinde bugünlerde Mümtaz Soysal. Medyada hakim anlayışın gazetelerinde yer alan ve eleştiriyi aşıp, açıktan hakarete dönüşen bazı saldırgan yazılar, yağ ve salya suyuyla basılmış gibi. Bu saldırgan metinlerin ortak olan bölümü ise kısa bir cümle; “Satacak ve kurtulacaktık ama Mümtaz Hoca sattırmadı.”
    Bu tür yazılara bakıldığında, özelleştirme adı altında yürütülen peşkeşlere karşı çıkmak, yargı yoluna başvurmak büyük ayıp. Yargı tarafından alınmış olan ve tümüyle kamu yararına olan bu kararlar ise tam anlamıyla terbiyesizlik.(!) Saldırılar, özelleştirme karşıtı olan, özelleştirme karşıtı kararlarda imzası olan herkese, her kuruma yöneliyor. Fakat bu konuda en çok saldırıyla karşı karşıya kalan kuşkusuz Mümtaz Soysal.
    Telekomun yüzde 55 hissesinin blok satışının gerçekleştirildiği günün öncesinde, köşelerde hiç adı anılmayan Mümtaz Hoca, ihale sonrası her gün çok sayıda gazete köşesine konuk oluyor. Halkın birikiminin üç kuruşa satılmasının hesabının bir gün sorulmasının yarattığı korku ve bunun yanında, açılacak davalar sonucunda kamu yararına olmadığı açık olan satışın, yargıda durdurulması olasılığının yarattığı endişe, savunma mekanizmalarının istem dışı harekete geçmesine neden olmuş, parmaklar klavyeye kontrolsuz dokunmuş gibi.
    İhaleden bugüne, hemen her gazetede birkaç kez yer aldı Mümtaz Soysal ve KİGEM ismi. Kiminde tarafsız haber niteliğiyle, kiminde destekler ve “iyi ki varsınız” diyen içeriğiyle. Kiminde ise, neredeyse bugüne kadar ülke kaynaklarının çalınmasının, çırpılmasının, hortumlanmasının tek sorumlusuymuş gibi. Bu türden yazıların birkaçını tarihe not olarak düşmekte yarar var.
    İhalenin hemen ardından, 2 Temmuz günlü Radikal gazetesinde İsmet Berkan tarafından düzülen methiyede (!) hedef salt Mümtaz Hoca değil. Anayasa Mahkemesi ve Danıştay da doğrudan topun ağzında. Yazının düzeysiz, alaycı “Satmayalım turşusunu kuralım” başlığı, darbe günlerinin ünlü lafı “Asmayalım da besleyelim mi”yi andırıyor.
    3 Temmuz günü ise sıra, her konudan anlayan bir yazarımıza gelmiş. Deniz Gökçe’nin Akşam gazetesindeki yazısının başlığı, “Mümtaz Hoca’ların değeri 20 milyar dolar” diye belirlenmiş. Yazıda, Telekom’un 60 bine yakın çalışanının olduğu belirtilirken, “şirketin verimli hale gelebilmesi için zaman içinde bazı işten çıkarmalar olacak” tespiti yapılarak, Telekom satışına yönelik karşı çıkışların salt bu nedenle olduğu izlenimi yaratılmaya çalışılmış. Yazıda; “Mümtaz Soysal gibi özel sektör düşmanlarının veya kamu çalışanlarının sendikalarının engelleme yapması gündeme gelecek” denilirken, diğer tüm benzer yazılarda olduğu gibi, aslında satışın geciktiği, geçmişte satılmış olsaydı, ülke kurtulmuş olacaktı (!) deniliyor.
    Seri saldırılardan biri de 6 Temmuz tarihinde Hürriyet gazetesinde Ertuğrul Özkök tarafından kaleme alınmış. Başbakan’ın Amerika seyahatindeki yol arkadaşlarından olan Özkök; “Bu insanları iyi tanıyın” başlıklı yazısında isim vermeden saldırıyor Mümtaz Soysal ve özelleştirme karşıtlarına. Satış için; “bu şartlarda iyi para” yorumu yapan Özkök, özelleştirme karşıtları “yaygaracı” olarak nitelenirken, sopa göstermeyi de ihmal etmiyor yazısında.
    Bir başka saldırgan metin, aynı gazetede bir gün sonra, bu kez Başbakan ile en sık görüşen yazarlardan bir diğeri olan Fatih Altaylı’nın köşesinde yer almış. Altaylı, “Yapmak suç. Peki ya yapmamak” başlıklı yazısında adeta kin kusmuş Mümtaz Soysal’a, hem de açıkça isim vererek. Fatih Altaylı’nın ruh hali, “sallandır iki tane özelleştirme karşıtını Kızılay Meydanı’nda” düzeyinde.
    Hürriyet gazetesinin tiraj endişesini de gözden ırak tutmadığı görülüyor bu tür konularda. Hafiften de olsa farklı görünen görüşlere de yer vermiyor değil. Çarşamba günü Ertuğrul Özkök’ün kalemiyle, perşembe günü Fatih Altaylı’nın kalemiyle Mümtaz Soysal’a hakaretler yağdırır ve saldırırken, cuma günü Emin Çölaşan’ın kaleminden günah çıkarmış gazete. Ancak sayın Emin Çölaşan, “Ayıptır yahu, ayıptır ayıp” diye sonlandırdığı yazısında, geçtiğimiz haftalarda Mümtaz Soysal’ı aşağılamaya çalışan Başbakan’ı eleştirirken, muhtemelen yazıyı yazdığı gün ve bir gün öncesinde kendi gazetesinde Mümtaz Soysal hakkında yazılan hakaret dolu “sözde yazıları” ise görmezden geliyor.
    1995-2005 yılları arasında elde ettiği k
    âr, 15 milyar doları geçen, her yıl 2,5 milyar dolar kâra geçen Telekom’u yıllık kârının yarısı kadar taksitlerle, 2,5 yılda elde edeceği kâr karşılığında satmaya çalışanlar ve yağdanlıkları bilmeliler ki, ne Telekom çalışanları ne de satışı iptal ettirmek isteyen özelleştirme karşıtları bu yolda hiç de yalnız değiller.

    Alıntıları Göster
    bazi seylerin farkina malesef biraz gec variyoruz. insallah sonuc TÜRKİYE'NİN ZARARİNA OLMAZ.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: maydos

    bazi seylerin farkina malesef biraz gec variyoruz. insallah sonuc TÜRKİYE'NİN ZARARİNA OLMAZ.

    Alıntıları Göster
    iyi oldu iyi en azından daha forumda hızdan ve diğer şeylerden yakınanlar azalır.Araplar bu işi eminim bizden daha iyi yapar
  • quote:

    Orijinalden alıntı: farozlu

    iyi oldu iyi en azından daha forumda hızdan ve diğer şeylerden yakınanlar azalır.Araplar bu işi eminim bizden daha iyi yapar

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: farozlu

    iyi oldu iyi en azından daha forumda hızdan ve diğer şeylerden yakınanlar azalır.Araplar bu işi eminim bizden daha iyi yapar


    Resimde gördüğünüz gibi araplar bu işi bizden daha iyi yapıyor.!!!

    Bu resim Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta çekilmiş. Türk Telekomu alanlar da Lübnan'lı.







  • quote:

    Orijinalden alıntı: Eagle_eyed

    quote:

    Orjinalden alıntı: farozlu

    iyi oldu iyi en azından daha forumda hızdan ve diğer şeylerden yakınanlar azalır.Araplar bu işi eminim bizden daha iyi yapar


    Resimde gördüğünüz gibi araplar bu işi bizden daha iyi yapıyor.!!!

    Bu resim Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta çekilmiş. Türk Telekomu alanlar da Lübnan'lı.





    Alıntıları Göster
    Başkent Beyrut'ta bir telekom elemanı arıza gidermeye çalışıyor !!!!

    Telekom satılsın diye diye sattırdınız sonunda.

    Alanlar da işte bunlar.

    Gözünüz aydın.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Eagle_eyed -- 15 Temmuz 2005, 10:09:03 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Eagle_eyed

    Başkent Beyrut'ta bir telekom elemanı arıza gidermeye çalışıyor !!!!

    Telekom satılsın diye diye sattırdınız sonunda.

    Alanlar da işte bunlar.

    Gözünüz aydın.



    Alıntıları Göster
    bu işten geri dönme yolu varmı yani yargı yoluyla şu anda ama olsa bile dönüleceğini sanmam zaten çektiler peşkeşi rahatladılar tabi.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: bachree

    bu işten geri dönme yolu varmı yani yargı yoluyla şu anda ama olsa bile dönüleceğini sanmam zaten çektiler peşkeşi rahatladılar tabi.

    Alıntıları Göster
    TT ozelleşti diye gobek atan arkadaşlar suspus oldu birden ... ilginç...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: darkordek

    TT ozelleşti diye gobek atan arkadaşlar suspus oldu birden ... ilginç...

    Alıntıları Göster
    Yazık çok yazık. @Eagle_eyed arkadaşımızın ellerine ve ağzına sağlık. Çok yerinde bir yazı hepsini okuyamadım ama ilk postta en önemli konulara değinilmiş zaten. Kutluyorum, ülkemiz için de üzülüyorum.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: HellShot

    Yazık çok yazık. @Eagle_eyed arkadaşımızın ellerine ve ağzına sağlık. Çok yerinde bir yazı hepsini okuyamadım ama ilk postta en önemli konulara değinilmiş zaten. Kutluyorum, ülkemiz için de üzülüyorum.

    Alıntıları Göster
    walla abiler şimdiye bkadar devletteydide doğru dürüst ne hayrını gördünüz

    personel sayısı az yada çok mühim olan bunların (verimli) çalışıp çalışmadığı
    oh neala memleket her gelen iktidar kendi adamını yerleştirsin sonra da bankamatik memurlar türesin

    YOOOOOOOOOOOOOK ÖYLE YAĞMA özelleşecek bu kurum arkadaş başka yolu yok

    ( malum hemen hemen her türk insanında devletin malı deniz yemeyen keriz mantığı var )




  • quote:

    Orijinalden alıntı: blackfear

    walla abiler şimdiye bkadar devletteydide doğru dürüst ne hayrını gördünüz

    personel sayısı az yada çok mühim olan bunların (verimli) çalışıp çalışmadığı
    oh neala memleket her gelen iktidar kendi adamını yerleştirsin sonra da bankamatik memurlar türesin

    YOOOOOOOOOOOOOK ÖYLE YAĞMA özelleşecek bu kurum arkadaş başka yolu yok

    ( malum hemen hemen her türk insanında devletin malı deniz yemeyen keriz mantığı var )


    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: blackfear

    walla abiler şimdiye bkadar devletteydide doğru dürüst ne hayrını gördünüz

    personel sayısı az yada çok mühim olan bunların (verimli) çalışıp çalışmadığı
    oh neala memleket her gelen iktidar kendi adamını yerleştirsin sonra da bankamatik memurlar türesin

    YOOOOOOOOOOOOOK ÖYLE YAĞMA özelleşecek bu kurum arkadaş başka yolu yok

    ( malum hemen hemen her türk insanında devletin malı deniz yemeyen keriz mantığı var )



    fotoğrafları görmedinmi kablolar birbirine girmiş. adamlar hazır sistemin üzerine geldi ama çok iyi olacağına umudum yok benim. Biz de özelleştirilsin diyoruz ama yabancıya gitmesin. Avrupa'da böyle şirketler ve kurumlar kesinlikle yabancı yatırımcılara satılmaz.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: blackfear

    walla abiler şimdiye bkadar devletteydide doğru dürüst ne hayrını gördünüz

    personel sayısı az yada çok mühim olan bunların (verimli) çalışıp çalışmadığı
    oh neala memleket her gelen iktidar kendi adamını yerleştirsin sonra da bankamatik memurlar türesin

    YOOOOOOOOOOOOOK ÖYLE YAĞMA özelleşecek bu kurum arkadaş başka yolu yok

    ( malum hemen hemen her türk insanında devletin malı deniz yemeyen keriz mantığı var )


    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: blackfear

    walla abiler şimdiye bkadar devletteydide doğru dürüst ne hayrını gördünüz

    personel sayısı az yada çok mühim olan bunların (verimli) çalışıp çalışmadığı
    oh neala memleket her gelen iktidar kendi adamını yerleştirsin sonra da bankamatik memurlar türesin

    YOOOOOOOOOOOOOK ÖYLE YAĞMA özelleşecek bu kurum arkadaş başka yolu yok

    ( malum hemen hemen her türk insanında devletin malı deniz yemeyen keriz mantığı var )


    erdoğan ne demişti basın toplantısında kimseyi işten çıkaracakları yok sadece artık yan gelip yatamayacak tt çalışanları bu laf her şeyi açıklıyor




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Eagle_eyed

    Türkiye'nin 'T'si

    Yiğit Bulut/Radikal

    Bu noktada bir hatırlatma; GSM ihalesine girip yanlış iş planı sonucu zarar eden bir yabancı şirket neden Telekom'un GSM operatörü ile birleştirildi anlamış değilim.



    aria ya ihale öncesi ve sonrası roaming konusunda hüküme t tarafından verilip tutulmayan sözlerden haberi yok anlaşılan

    almanya italya fransa telekom şirketlerini satmaz çünkü altyapılarını alman italyan fransız şirketleri yapar.Telekom şirketinin bir başkasının eline geçmesi durumunda altyapıda alan ülkenin şirketlerince yapılacaktır ve karlı telekom piyasasından kendi şirketleri silinecektir.Peki bundan bize ne Santralleri ıvır zıvırı artık fransız olan teletaş ve netaş tan yada yurtdışından alıyoruz zaten .Mennun olmayanların başta geleni teletaş ve netaştır eminim artık eski fiyatları çekemeycekleri çin Tt a.İşin bu yanını hiç düşündünüz mü?

    Birde kar adı altında alınan vergilerle gerçek karları karıştırıyoruz gibime geliyor.Eğer avrupa fiyatlarından konuşacak olsaydık Tt ne kadar kar edecekti?bunu ortaya koymadan telekomun karını tartışmak abes olur.
    Tt bugüne kadar dolaylı vergi toplamış ve bunu hükümete aktarmıştı tıpkı tekelde olduğu gibi.tekel satıldı diye devlet gelirdenmi oldu?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi azmo -- 15 Temmuz 2005, 20:16:05 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: azmo

    quote:

    Orjinalden alıntı: Eagle_eyed

    Türkiye'nin 'T'si

    Yiğit Bulut/Radikal

    Bu noktada bir hatırlatma; GSM ihalesine girip yanlış iş planı sonucu zarar eden bir yabancı şirket neden Telekom'un GSM operatörü ile birleştirildi anlamış değilim.



    aria ya ihale öncesi ve sonrası roaming konusunda hüküme t tarafından verilip tutulmayan sözlerden haberi yok anlaşılan

    almanya italya fransa telekom şirketlerini satmaz çünkü altyapılarını alman italyan fransız şirketleri yapar.Telekom şirketinin bir başkasının eline geçmesi durumunda altyapıda alan ülkenin şirketlerince yapılacaktır ve karlı telekom piyasasından kendi şirketleri silinecektir.Peki bundan bize ne Santralleri ıvır zıvırı artık fransız olan teletaş ve netaş tan yada yurtdışından alıyoruz zaten .Mennun olmayanların başta geleni teletaş ve netaştır eminim artık eski fiyatları çekemeycekleri çin Tt a.İşin bu yanını hiç düşündünüz mü?

    Birde kar adı altında alınan vergilerle gerçek karları karıştırıyoruz gibime geliyor.Eğer avrupa fiyatlarından konuşacak olsaydık Tt ne kadar kar edecekti?bunu ortaya koymadan telekomun karını tartışmak abes olur.
    Tt bugüne kadar dolaylı vergi toplamış ve bunu hükümete aktarmıştı tıpkı tekelde olduğu gibi.tekel satıldı diye devlet gelirdenmi oldu?
    quote:

    TT ozelleşti diye gobek atan arkadaşlar suspus oldu birden ... ilginç...


    kimsenin suspus olduğu falan yok. biz kendi görüşümüzü söyledik, bunun için kaynaklar gösterdik. ben okudum öğrendim başkaları da faydalansın bu bilgilerden dedim. ama ne oldu insanların çoğu bazı insanların sırf milleti galeyana getirmek için söylediği yalanlara inanıp olmadık laflar ettiler.(bilenler ve bilerek kendi görüşlerini ortaya koyanları ayrı tutuyorum. insanların hep aynı şeyleri düşünmek zorunda olmadığının farkındayım bi çoklarının olmadığı gibi... )
    sonuç olarak anlatmakta vazgeçtim. işte olan bu.

    NE KADAR BİLİRSEN BİL SÖYLEDİKLERİN KARŞINDAKİNİN ANLAYABİLDİĞİ KADARDIR....




  • quote:

    Orijinalden alıntı: hunsur

    quote:

    TT ozelleşti diye gobek atan arkadaşlar suspus oldu birden ... ilginç...


    kimsenin suspus olduğu falan yok. biz kendi görüşümüzü söyledik, bunun için kaynaklar gösterdik. ben okudum öğrendim başkaları da faydalansın bu bilgilerden dedim. ama ne oldu insanların çoğu bazı insanların sırf milleti galeyana getirmek için söylediği yalanlara inanıp olmadık laflar ettiler.(bilenler ve bilerek kendi görüşlerini ortaya koyanları ayrı tutuyorum. insanların hep aynı şeyleri düşünmek zorunda olmadığının farkındayım bi çoklarının olmadığı gibi... )
    sonuç olarak anlatmakta vazgeçtim. işte olan bu.

    NE KADAR BİLİRSEN BİL SÖYLEDİKLERİN KARŞINDAKİNİN ANLAYABİLDİĞİ KADARDIR....

    Alıntıları Göster
    Biz de kaynaklarımızı gösterdik.

    Buyrun;

    Satılan Türk Telekomun T'si mi?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Eagle_eyed

    Biz de kaynaklarımızı gösterdik.

    Buyrun;

    Satılan Türk Telekomun T'si mi?

    Alıntıları Göster
    bazı arkadaşlar seviniyordu telekom özelleşti diye yine kendi menfaatimizi ön plana çıkarıp adsl miz hızlanır belki diye seviniyoruz halbuki bi arap firmasına sattık yani bi arap firması yada abd olsada farketmez bu işi TC devletinden daha iyi yapacaklarmış telekomun hangi ile ilçye gitseniz merkezi yerlerdeki arrazilerini hepimiz görüyoruz bu satılanlar bizim toprağımız hemde yabancı bi şirkete. topraklar burda diyenler var memlekette evet ama artık onların sahipleri biz değiliz kıbrısta rumlar oturmadıkları arazileri için dunya tazminat kazanıyorlar yarın bigun ne olacağını bilemeyiz herşey olabilir.




  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.