Cumhurbaşkanının "giderlerse gitsinler, yerine yen mezun doktorlar getiririz" açıklamasından sonra baya aklıma takıldı bu durum. Üzerinde en çok durmamız gereken meselelerden birisi olduğuna inanıyorum ama maalesef siyasi partiler bunu yeteri kadar gündeme getiremiyorlar. 21 YY dünyasında kendi teknolojisini geliştiremeyen, hızla gelişen dünyaya teknolojik olarak ayak uyduramayan ülkeler sömürge olmaya mahkumdur. Nedeni ise çok basit; teknoloji üreten firmalardan ürün almak zorunda yoksa dünyaya yetişme şansımız olmaz. Aynı zamanda halk hayatını daha da kolaylaştırmak için yeni teknolojilere sürekli ihtiyaç duyacaktır. Bu nedenle yurtdışı kaynaklı teknoloji firmalarının ülkemize olan ithalatı sürekli artacak. Sürekli yeni telefonlar, yeni televizyonlar, yeni bilgisayarlar çıkacak ve bunları üreten firmalar ülkemize satacaklar. Ama karşılığında ne vereceğiz? İşte toplumun büyük bir kesiminin farkında olmadığı biz bu ürünlerin karşılığını sömürülerek ödüyoruz. Sömürülmek Farkında olmasak da ülkemiz kaynakları sömürülüyor. İlk olarak emeğimiz sömürülüyor. Dolar bazında baktığınız zaman çok komik rakamlara çalışıyoruz. Çoğu zaman mesai gibi zorunlu durumlarla karşı karşıya kalıyoruz. Bazı iş grupları biraz daha fazla para kazanmak için köle misali insanları çalıştırıyor. Ama toplum bunu içine sindirmiş o kadar da ses çıkarmıyorlar, eşek gibi çalışıp insan muamelesi görmemek nedense bu insanlara hiç koymuyor. Ülkemizdeki kaynaklarımız sömürülüyor. Türkiye doğal zenginleri olan değerli bir ülke ama bundan kendi halkı ne yazık ki faydalanamıyor. Toprak mahsüllerimiz sömürülüyor (fındık, çay vs.) Tatil yerlerimiz sahillerimiz sömürülüyor (Antalya, Istanbul). Bunlar için sömürülme ifadesinin kullanma nedenim yurtdışından turistler geliyor diye değil. Haklımız bu imkanlardan faydalanamıyor diye. Bugün asgari ücretle çalışan bir Türk köyüne zor giderken Almanya'da asgari ücretle çalışan vatandaş ülkemize gelip tüm nimetlerinden faydalanıyor bizde izliyoruz. Ama bu da bize koymuyor çünkü biz yıllarca aynı köye gidip boş boş zaman geçirmeye alışmışız, vizyon desen yok her sene birbirinin aynısı köye git bir kaç hafta takıl sonra geri dön ... En son beyin göçüyle beraber zirveye tırmandı. Bizi bu bataklıktan çıkarabilecek tek şey yetenekli mühendis takımının üretim yaparak zenginleşmesi dolayısıyla halkı ayağa kaldırmasıyken bu insanların hepsi yurt dışına kaçmaya başladı. Öyle ki artık insanlar üniversite zamanından nasıl yurtdışına kaçarım hesabı yapmaya başladılar (özellikle mühendisler). Bunların üstüne pandemi gibi olağan üstü durumlarda en çok ihtiyaç duyduğumuz insanlar olan sağlık çalışanları da gitmeye başladılar. Bu vatanımız için çok ciddi bir yara ve bu sorunu çözemezsek çok ciddi sıkıntılarla karşılaşacağız. Tüm bunların üzerine cumhurbaşkanı bu insanların gitmesini engellemek yerine "giderlerse gitsinler" açıklaması yapması cidden çok üzücü. Bir ülke geleceğinden bu şekilde vazgeçmemeli. Aklı başında olan bir vatandaşın bu lafı duyduktan sonra bu insanları desteklemesi imkansız. Çünkü bu kalifiye insanlara en çok ihtiyaç duyan haklın kendisi, emeği sömürülen kendisi, hasta olana kadar çalışan kendisi, hayatı ev-iş olan hiç bir aktivitesi olmayan kendisi. Ama o kadar bilgisiz ki ne yazık ki bu gerçeklerin farkında bile değil. Karşıma geçip bu adamların söyledikleri argümanları savunuyorlar, gerçekten yazık. Bu insanlar bu kafada olduktan sonra yaşadıklarını hak ediyorlar. Bu konuda içim baya doldu, bu gidişle ya kafayı yiyeceğim yada bu ülkeyi terk edeceğim. < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Zihnin Geleceği -- 25 Mart 2022; 13:1:27 > |
Bildirim