Zaman zaman hissetmenin ve yaşamanın nasıl duygular olduğunu unutuyorum. Bu çok korkunç. Bu ancak uzun zamandır nefes almayan bir bedenin söyleyebileceği bir şey. Ama biliyorum, birçoğunuz bunu hissediyorsunuz. Dünyada uzun zamandır nefes almayan bir tek ben miyim sanıyorsunuz?
Sevmeyi unuttuk. İçten gülücükler yerini maskelere bıraktı. Artık yatarken makyajını silmeyen kadınlar gibiyiz. Sahte profil sayfaları oluşturduk sahte dünyalar için. Sahte müzik zevklerimizi sahte forumlarda dillendirdik. Sahte posterlerle süsledik duvarlarımızı.
Plastik çiçeklerle donattık bahçelerimizi. Öyle şaşırıyorum ki bazen, kendimi bir gülün dikeni tarafından kanatılmamış olduğum için suçlarken buluyorum. Gülüyorum sonra. En sahte gülüşler o zaman oluyor işte. Sonra diyorum, sonrası meçhul…
Sahte kimliklerimiz var, daha biz doğmadan bizim için hazırlanan. Cinsiyetimizi ve boyutlarımızı bilmeden dikilen giysileri giymek zorundayız. Bu yüzden yırtık pırtık üstümüz aslında, her ne kadar marka görünse de kıyafetlerimiz. Hepinizin yırtıklarını görebiliyorum, ben de süveterimin yamalarından şikayetçiyim zaten. Saklanmayın.
Değiştik. İnsandan şirkete doğru hızlı bir evrim geçirdik. Artık duygularımızın ve dürtülerimizin temsilcileri değil bedenimiz. Çokuluslu şirketlerin darkafalı elemanlarından başka neyiz, var mı söyleyebilecek olan?
Ruhlarımız paramparça. Bize zorla giydirilen, giydirilirken de sağı solu yırtılan o kazaklardan daha parça parça, hem yaması da yok ki bu işin…
Söyleyin ne yapalım şimdi? Bir durup düşünmenin vakti gelmedi mi? Gerçeğe dönmenin vakti gelmedi mi?
Gözlerinizi ekranlardan ayırın. Bırakın seyretmeyi. Nefes alın. Korkmayın ciğerleriniz yanınca; çünkü ancak yeni doğanların ciğerleri yanar, bilin ki bu iyi birşey.
Savaşlarda piyon olmaktan vazgeçin. Çıkarın üstünüze olmayan o yırtık pırtık giysilerinizi. Terzinizden sizin için yepyeni bir “çıplaklık” dikmesini isteyin ve giyin üstünüze çıplaklığınızı.
Sizce de hep beraber “kendimiz” olma vakti gelmedi mi?
“Tanrı, biz uyuyan çirkinlere yardım etsin. Tanrı bizi öpsün ve uyandırsın.”