Şimdi Ara

Uzaylılar Güneş'e mi kilitlendi? (4. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
81
Cevap
0
Favori
3.813
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: TuVNeRa

    Bu Akşam Discovery Science kanalında İlluminati' yi incelediler.
    İllimunati hakkında kitap yazan adama göre; binlerce yıl önce sürüngene benzeyen uzaylılar Dünya' ya gelip burada ki insanları döllediler ve bugünkü İllimunati denen organizasyon elemanları nesilden nesile böyle geçti.

    "Bu neyin kafası abi ya" diye bir muhabbet var ya öyle girmek istiyorum konuya

    Çok ilginç bir teori, hatta duyduğum en ilginçlerinden. Peki bu döllemenin ne gibi ekstrası olmuş olabilir ?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: nasozby

    quote:

    Orijinalden alıntı: TuVNeRa

    Bu Akşam Discovery Science kanalında İlluminati' yi incelediler.
    İllimunati hakkında kitap yazan adama göre; binlerce yıl önce sürüngene benzeyen uzaylılar Dünya' ya gelip burada ki insanları döllediler ve bugünkü İllimunati denen organizasyon elemanları nesilden nesile böyle geçti.

    "Bu neyin kafası abi ya" diye bir muhabbet var ya öyle girmek istiyorum konuya

    Çok ilginç bir teori, hatta duyduğum en ilginçlerinden. Peki bu döllemenin ne gibi ekstrası olmuş olabilir ?

    Cidden herşeye inanılabilir uzaylıları abdnin uydurduğuna ya da uzaylıları çok önceden keşfedim devletlerin sakladığına falan ama bu ne ya




  • Ha, metreyi, pi sayısını ve daha dün keşfedilen bir yığın bilimsel gerçeği biliyorlardı. 136 metrelik taş yapılar yaptılar. Mumyalarında "radyoaktif" madde kalıntılarına rastlandı...

    Ama...

    İnsanlık 5000 yıl sonra bunları resmen tekrar keşfetti. " Dur bakalım. " dediler; " Biz şöyle bir 5000 sene ilkel hayata devam edelim. "

    İngilizler, almanlar, ruslar, amerikalılar, japonlar da aptal adamlar tabii. Bu gerçeği anlayamadılar bizim gibi. 200 yıldır şu piramitleri araştırıp duruyorlar. Milyon dolarlarla aletler robotlar yapıp gizli bölmeleri keşfetme derdindeler. İngilizlerin elektrik ampulü çizimini mısır hiyerogliflerinden kopya ettiği tamamen palavra. Veya bu çizimler tamamen rastlantıdan ibaret...

    Taşları üstüste dizmişler. Bu yani. Başka hiçbirşey yok. Pitagor üçgeni mi? Tesadüf ya! Pi sayısı? Tesadüf! Taşların kesimi? Tesadüf tabii! Milyonlarca tesadüf bir araya gelemez mi?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: mustf9


    Taşları üstüste dizmişler. Bu yani. Başka hiçbirşey yok. Pitagor üçgeni mi? Tesadüf ya! Pi sayısı? Tesadüf! Taşların kesimi? Tesadüf tabii! Milyonlarca tesadüf bir araya gelemez mi?

    Evrimde geliyor bunda neden gelmesin


    Der ve kaçarım
  • quote:

    Orijinalden alıntı: mustf9

    Ha, metreyi, pi sayısını ve daha dün keşfedilen bir yığın bilimsel gerçeği biliyorlardı. 136 metrelik taş yapılar yaptılar. Mumyalarında "radyoaktif" madde kalıntılarına rastlandı...

    Ama...

    İnsanlık 5000 yıl sonra bunları resmen tekrar keşfetti. " Dur bakalım. " dediler; " Biz şöyle bir 5000 sene ilkel hayata devam edelim. "

    İngilizler, almanlar, ruslar, amerikalılar, japonlar da aptal adamlar tabii. Bu gerçeği anlayamadılar bizim gibi. 200 yıldır şu piramitleri araştırıp duruyorlar. Milyon dolarlarla aletler robotlar yapıp gizli bölmeleri keşfetme derdindeler. İngilizlerin elektrik ampulü çizimini mısır hiyerogliflerinden kopya ettiği tamamen palavra. Veya bu çizimler tamamen rastlantıdan ibaret...

    Taşları üstüste dizmişler. Bu yani. Başka hiçbirşey yok. Pitagor üçgeni mi? Tesadüf ya! Pi sayısı? Tesadüf! Taşların kesimi? Tesadüf tabii! Milyonlarca tesadüf bir araya gelemez mi?


    ne tesadüfü? böyle bir iddiada bulunan oldu mu?

    onbinlerce yıllık insanlık tarihine hakaret ediyorsunuz.
    mısırın öncesi yokmuş, mısır sonrasında hiçbir gelişme onların üstüne çıkamamış gibi konuşuyorsunuz ama yok böyle bir şey. insanlığın, medeniyetlerin etkileşimiyle gelişim devam etti. kimi zaman yavaş kimi zaman da hızlı ama bir şekilde devamlılık söz konusu.

    saçma sapan bilgilerle yola çıkarsanız tabi bu garip düşüncelere kapılmanız normal.
    yok ampulu yapmışlar da yok efendim elektiriği bulmuşlar da ya bırakın bu işleri.



    ha bu arada o paraları mısırlılardan birşeyler kapmak için ayırmıyorlar. 5000 yıllık bir yapının keşfedilmemiş yönlerini bulmak elbette heyecan vericidir. param olsa ben bile isterim firavunların gömüldüğü mezarın içine girebilmeyi.

    mısır medeniyetinin her açıdan çok gelişmiş bir medeniyet olduğunu kim inkar edebilir? ama bu kadar. ötesi yok. aklın alamayacağı bir durum yok ortada. taşların dizilişi dönemin mimar ve işçilerinini çok iyi iş çıkardığını gösterir. bunları nasıl yaptıklarına dair de her geçen yıl yeni bir bulguyla birçok konu açığa kavuşmakta. bilimsel arenada aklın sınırlarını zorlayan bir buluşa imza attıklarına dair tek bir şey yok.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Timurlénk -- 23 Mart 2012; 2:07:54 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: nasozby

    quote:

    Orijinalden alıntı: TuVNeRa

    Bu Akşam Discovery Science kanalında İlluminati' yi incelediler.
    İllimunati hakkında kitap yazan adama göre; binlerce yıl önce sürüngene benzeyen uzaylılar Dünya' ya gelip burada ki insanları döllediler ve bugünkü İllimunati denen organizasyon elemanları nesilden nesile böyle geçti.

    "Bu neyin kafası abi ya" diye bir muhabbet var ya öyle girmek istiyorum konuya

    Çok ilginç bir teori, hatta duyduğum en ilginçlerinden. Peki bu döllemenin ne gibi ekstrası olmuş olabilir ?

    Teori derken?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: nasozby

    quote:

    Orijinalden alıntı: TuVNeRa

    Bu Akşam Discovery Science kanalında İlluminati' yi incelediler.
    İllimunati hakkında kitap yazan adama göre; binlerce yıl önce sürüngene benzeyen uzaylılar Dünya' ya gelip burada ki insanları döllediler ve bugünkü İllimunati denen organizasyon elemanları nesilden nesile böyle geçti.

    "Bu neyin kafası abi ya" diye bir muhabbet var ya öyle girmek istiyorum konuya

    Çok ilginç bir teori, hatta duyduğum en ilginçlerinden. Peki bu döllemenin ne gibi ekstrası olmuş olabilir ?

    İllimunati geçmişte de ve şu an Dünyayı yöneten gizli bir oluşum. Kitabın yazarına göre bunlar her ne kadar insan görünümünde olsalar da uzaylı atalarının genetik materyallerini taşıdığından insan eti yerler.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Timurlénk

    quote:

    Orijinalden alıntı: mustf9

    Ha, metreyi, pi sayısını ve daha dün keşfedilen bir yığın bilimsel gerçeği biliyorlardı. 136 metrelik taş yapılar yaptılar. Mumyalarında "radyoaktif" madde kalıntılarına rastlandı...

    Ama...

    İnsanlık 5000 yıl sonra bunları resmen tekrar keşfetti. " Dur bakalım. " dediler; " Biz şöyle bir 5000 sene ilkel hayata devam edelim. "

    İngilizler, almanlar, ruslar, amerikalılar, japonlar da aptal adamlar tabii. Bu gerçeği anlayamadılar bizim gibi. 200 yıldır şu piramitleri araştırıp duruyorlar. Milyon dolarlarla aletler robotlar yapıp gizli bölmeleri keşfetme derdindeler. İngilizlerin elektrik ampulü çizimini mısır hiyerogliflerinden kopya ettiği tamamen palavra. Veya bu çizimler tamamen rastlantıdan ibaret...

    Taşları üstüste dizmişler. Bu yani. Başka hiçbirşey yok. Pitagor üçgeni mi? Tesadüf ya! Pi sayısı? Tesadüf! Taşların kesimi? Tesadüf tabii! Milyonlarca tesadüf bir araya gelemez mi?


    ne tesadüfü? böyle bir iddiada bulunan oldu mu?

    onbinlerce yıllık insanlık tarihine hakaret ediyorsunuz.
    mısırın öncesi yokmuş, mısır sonrasında hiçbir gelişme onların üstüne çıkamamış gibi konuşuyorsunuz ama yok böyle bir şey. insanlığın, medeniyetlerin etkileşimiyle gelişim devam etti. kimi zaman yavaş kimi zaman da hızlı ama bir şekilde devamlılık söz konusu.

    saçma sapan bilgilerle yola çıkarsanız tabi bu garip düşüncelere kapılmanız normal.
    yok ampulu yapmışlar da yok efendim elektiriği bulmuşlar da ya bırakın bu işleri.



    ha bu arada o paraları mısırlılardan birşeyler kapmak için ayırmıyorlar. 5000 yıllık bir yapının keşfedilmemiş yönlerini bulmak elbette heyecan vericidir. param olsa ben bile isterim firavunların gömüldüğü mezarın içine girebilmeyi.

    mısır medeniyetinin her açıdan çok gelişmiş bir medeniyet olduğunu kim inkar edebilir? ama bu kadar. ötesi yok. aklın alamayacağı bir durum yok ortada. taşların dizilişi dönemin mimar ve işçilerinini çok iyi iş çıkardığını gösterir. bunları nasıl yaptıklarına dair de her geçen yıl yeni bir bulguyla birçok konu açığa kavuşmakta. bilimsel arenada aklın sınırlarını zorlayan bir buluşa imza attıklarına dair tek bir şey yok.

    Yaşın kaç senin? İlkokul talebesi filan değilsindir umarım. Sosyal bilgiler dersinin sağlaması mı sandın burayı? Yoksa konudışıyla mı karıştırdın?

    Hadi canım benim aşağıya inip sola döneceksin, sana yoğun istek var "konudışından". Hem arkadaşların özlemiştir seni değil mi? Ne işin var yahu kültür bilimle. Sana sıkıcı gelir bu yaşta. Üzme kendini daha önünde uzun yıllar var...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-C310C162A -- 23 Mart 2012; 19:23:39 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: TuVNeRa

    quote:

    Orijinalden alıntı: nasozby

    quote:

    Orijinalden alıntı: TuVNeRa

    Bu Akşam Discovery Science kanalında İlluminati' yi incelediler.
    İllimunati hakkında kitap yazan adama göre; binlerce yıl önce sürüngene benzeyen uzaylılar Dünya' ya gelip burada ki insanları döllediler ve bugünkü İllimunati denen organizasyon elemanları nesilden nesile böyle geçti.

    "Bu neyin kafası abi ya" diye bir muhabbet var ya öyle girmek istiyorum konuya

    Çok ilginç bir teori, hatta duyduğum en ilginçlerinden. Peki bu döllemenin ne gibi ekstrası olmuş olabilir ?

    İllimunati geçmişte de ve şu an Dünyayı yöneten gizli bir oluşum. Kitabın yazarına göre bunlar her ne kadar insan görünümünde olsalar da uzaylı atalarının genetik materyallerini taşıdığından insan eti yerler.

    uzaylılara ismim kadar inanıyorum da harbiden bu neyin kafası ya arkadaş bu saçmalığa nasıl inanırsın .




  • Bu çağda uzaylıları reddecek kadar cahil arkadaşlar var bilgilendirmeye devam .
    DOGON KABİLESİ

    Dogon kabilesi Afrika'nın Mali cumhuriyetinde yaşar. Kabilenin nüfusu 250.000 civarındadır. Dogonlar hakkında en fazla araştırma yapmış ve Dogon kültürünü Batı'ya tanıtmış etnolog Marcel Griaule'dür. Totemleri bulunan ve inisiyatik bir örgütlenmesi olan bu kabile, tradisyonlarını sözlü aktarım yoluyla sürdürmüştür. Tradisyonlarındaki astronomi bilgileri, özellikle Sirius sistemi hakkındaki bilgileri tüm astronomları şaşırtmıştır.

    Afrika kabilelerinin çoğunda olduğu gibi Dogonların geçmişi de oldukça karanlıktır. Dogonların şu anda yaşadıkları Bandiagara Platosu’na 13. ve 16. yüzyıllar arasında yerleştikleri tahmin edilmektedir. İnsanbilimcilerin çoğu Dogonları “ilkel” olarak tanımlasalar da Dogonlar batı teknolojisine karşı olan ilgisizlikleri bir yana zengin ve bir o kadar da karmaşık bir dine ve yaşam felsefesine sahiptirler.

    Dogonlar’ın ünü ortaya attıkları ilginç ve şaşırtıcı iddiadan ileri gelmektedir. Bu Batı Afrika kabilesi atalarının dünyadan 86 ışık yılı uzaklıktaki Sirius yıldız sisteminden gelen uzaylılar tarafından eğitildiklerine inanmaktadır. Bu kadar ilkel ve her şeyden uzak bir biçimde yaşadıkları halde gökbilim alanında olağanüstü ayrıntılı bilgiye sahip olmaları da bu iddialarını desteklemektedir. 1931 yılında Fransız insanbilimcileri Marcel Griaule ve Germaniae Dieterlen Dogonlar’ı geniş çapta incelemeye karar vermiş ve 21 yıl boyunca Dogonlar’la yaşamışlardır. Bu iki insanbilimcinin araştırmaları Dogonlar hakkında pek çok bilinmeyenin keşfine olanak sağlamıştır.

    Dogon’ların Gizemi

    Orion yıldız kuşağının hemen yanında bulunan ve Köpek Yıldızı olarak da bilinen Sirius yıldızı ve onun çevresinde döndüğüne inanılan yıldız ve gezegenler Dogon mitolojisinin temelini oluşturmaktadır. Dogonlar Sirius yıldızının en parlak yıldız olduğunu Sirius’un yanında çıplak gözle görülmeyen küçük yoğun ve sönük bir yıldızın daha bulunduğunu ve bu yıldızın tam konumunu biliyorlardı. Potolo olarak adlandırdıkları bu yıldızın dünyada bilinen tüm maddelerden daha ağır bir maddeden oluştuğuna ve Sirius’un çevresini 50 yılda döndüğüne inanmaktaydılar. Oysa ki batılı gök bilimciler 19. yüzyılın ortalarına kadar Dogonlar’ın bahsettiği bu soluk yıldızın varlığından bile habersizdiler. 1862 yılında Amerikalı gök bilimci Alvan Graham Clark yeni bir teleskopu denerken bu yıldızı keşfetmiş ve Sirius B ismini vermiştir. Ayrıca 1920’lerde ortaya çıkmıştır ki Sirius B bir “cüce yıldız”dır. Cüce yıldızlar oldukça soluk ışıklı küçük fakat yoğun yıldızlardır. Sirius B gerçekte Dünyadan daha küçük olmasına rağmen tıpkı Dogonlar’ın belirttiği gibi o kadar yoğundur ki kendisinden alınan bir çay kaşığı dolusu madde 5 ton ağırlığına gelir.

    Daha da ilginci Dogonlar’ın bilgilerinin sadece bununla kalmayıp aynı zamanda modern dünyamızda ilk kez Galileo tarafından gözlemlenen Jüpiter’in dört uydusundan ve Satürn’ün yalnızca teleskopla görülebilen halkalarından da haberdar olmalarıdır. Dogonlar ayrıca sayısız yıldızın varlığına ve Dünyanın da içinde yer aldığı Samayolu’nun sarmal bir gücü olduğuna inanıyorlardı.

    Dogonlar sahip oldukları bilgilerin çoğunu sembollerle anlatmışlardır ve bu sembollerinin temelinde Nommo'lar diye adlandırılan ve dünyayı uygarlaştırmak için uzaydan geldiğine inanılan hem karada hem de suda yaşayabilen varlıklardır. Dogon rahiplerine göre eski zamanlarda Sirius sistemindeki bir gezegenden dünyaya inen Nommolar sahip oldukları bilgileri o zamanki rahiplere öğretmiş onlar da bunları yeni kuşaklara anlatmışlardı. Nommolar dünyanın yaratıcıları olduğu kadar insanoğlunun ataları ve ruhsal ilkelerin koruyucuları “yağmuru yağdıran güçlerin ve suların mutlak sahipleri” idi.





     Uzaylılar Güneş'e mi kilitlendi?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: oguz_19811981

    Bu çağda uzaylıları reddecek kadar cahil arkadaşlar var bilgilendirmeye devam .
    DOGON KABİLESİ

    Dogon kabilesi Afrika'nın Mali cumhuriyetinde yaşar. Kabilenin nüfusu 250.000 civarındadır. Dogonlar hakkında en fazla araştırma yapmış ve Dogon kültürünü Batı'ya tanıtmış etnolog Marcel Griaule'dür. Totemleri bulunan ve inisiyatik bir örgütlenmesi olan bu kabile, tradisyonlarını sözlü aktarım yoluyla sürdürmüştür. Tradisyonlarındaki astronomi bilgileri, özellikle Sirius sistemi hakkındaki bilgileri tüm astronomları şaşırtmıştır.

    Afrika kabilelerinin çoğunda olduğu gibi Dogonların geçmişi de oldukça karanlıktır. Dogonların şu anda yaşadıkları Bandiagara Platosu’na 13. ve 16. yüzyıllar arasında yerleştikleri tahmin edilmektedir. İnsanbilimcilerin çoğu Dogonları “ilkel” olarak tanımlasalar da Dogonlar batı teknolojisine karşı olan ilgisizlikleri bir yana zengin ve bir o kadar da karmaşık bir dine ve yaşam felsefesine sahiptirler.

    Dogonlar’ın ünü ortaya attıkları ilginç ve şaşırtıcı iddiadan ileri gelmektedir. Bu Batı Afrika kabilesi atalarının dünyadan 86 ışık yılı uzaklıktaki Sirius yıldız sisteminden gelen uzaylılar tarafından eğitildiklerine inanmaktadır. Bu kadar ilkel ve her şeyden uzak bir biçimde yaşadıkları halde gökbilim alanında olağanüstü ayrıntılı bilgiye sahip olmaları da bu iddialarını desteklemektedir. 1931 yılında Fransız insanbilimcileri Marcel Griaule ve Germaniae Dieterlen Dogonlar’ı geniş çapta incelemeye karar vermiş ve 21 yıl boyunca Dogonlar’la yaşamışlardır. Bu iki insanbilimcinin araştırmaları Dogonlar hakkında pek çok bilinmeyenin keşfine olanak sağlamıştır.

    Dogon’ların Gizemi

    Orion yıldız kuşağının hemen yanında bulunan ve Köpek Yıldızı olarak da bilinen Sirius yıldızı ve onun çevresinde döndüğüne inanılan yıldız ve gezegenler Dogon mitolojisinin temelini oluşturmaktadır. Dogonlar Sirius yıldızının en parlak yıldız olduğunu Sirius’un yanında çıplak gözle görülmeyen küçük yoğun ve sönük bir yıldızın daha bulunduğunu ve bu yıldızın tam konumunu biliyorlardı. Potolo olarak adlandırdıkları bu yıldızın dünyada bilinen tüm maddelerden daha ağır bir maddeden oluştuğuna ve Sirius’un çevresini 50 yılda döndüğüne inanmaktaydılar. Oysa ki batılı gök bilimciler 19. yüzyılın ortalarına kadar Dogonlar’ın bahsettiği bu soluk yıldızın varlığından bile habersizdiler. 1862 yılında Amerikalı gök bilimci Alvan Graham Clark yeni bir teleskopu denerken bu yıldızı keşfetmiş ve Sirius B ismini vermiştir. Ayrıca 1920’lerde ortaya çıkmıştır ki Sirius B bir “cüce yıldız”dır. Cüce yıldızlar oldukça soluk ışıklı küçük fakat yoğun yıldızlardır. Sirius B gerçekte Dünyadan daha küçük olmasına rağmen tıpkı Dogonlar’ın belirttiği gibi o kadar yoğundur ki kendisinden alınan bir çay kaşığı dolusu madde 5 ton ağırlığına gelir.

    Daha da ilginci Dogonlar’ın bilgilerinin sadece bununla kalmayıp aynı zamanda modern dünyamızda ilk kez Galileo tarafından gözlemlenen Jüpiter’in dört uydusundan ve Satürn’ün yalnızca teleskopla görülebilen halkalarından da haberdar olmalarıdır. Dogonlar ayrıca sayısız yıldızın varlığına ve Dünyanın da içinde yer aldığı Samayolu’nun sarmal bir gücü olduğuna inanıyorlardı.

    Dogonlar sahip oldukları bilgilerin çoğunu sembollerle anlatmışlardır ve bu sembollerinin temelinde Nommo'lar diye adlandırılan ve dünyayı uygarlaştırmak için uzaydan geldiğine inanılan hem karada hem de suda yaşayabilen varlıklardır. Dogon rahiplerine göre eski zamanlarda Sirius sistemindeki bir gezegenden dünyaya inen Nommolar sahip oldukları bilgileri o zamanki rahiplere öğretmiş onlar da bunları yeni kuşaklara anlatmışlardı. Nommolar dünyanın yaratıcıları olduğu kadar insanoğlunun ataları ve ruhsal ilkelerin koruyucuları “yağmuru yağdıran güçlerin ve suların mutlak sahipleri” idi.





     Uzaylılar Güneş'e mi kilitlendi?


    palavranın daniskası... çocuklara masal niyetine anlatılsa inanmazlar...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: nevrotikstar

    quote:

    Orijinalden alıntı: oguz_19811981

    Bu çağda uzaylıları reddecek kadar cahil arkadaşlar var bilgilendirmeye devam .
    DOGON KABİLESİ

    Dogon kabilesi Afrika'nın Mali cumhuriyetinde yaşar. Kabilenin nüfusu 250.000 civarındadır. Dogonlar hakkında en fazla araştırma yapmış ve Dogon kültürünü Batı'ya tanıtmış etnolog Marcel Griaule'dür. Totemleri bulunan ve inisiyatik bir örgütlenmesi olan bu kabile, tradisyonlarını sözlü aktarım yoluyla sürdürmüştür. Tradisyonlarındaki astronomi bilgileri, özellikle Sirius sistemi hakkındaki bilgileri tüm astronomları şaşırtmıştır.

    Afrika kabilelerinin çoğunda olduğu gibi Dogonların geçmişi de oldukça karanlıktır. Dogonların şu anda yaşadıkları Bandiagara Platosu’na 13. ve 16. yüzyıllar arasında yerleştikleri tahmin edilmektedir. İnsanbilimcilerin çoğu Dogonları “ilkel” olarak tanımlasalar da Dogonlar batı teknolojisine karşı olan ilgisizlikleri bir yana zengin ve bir o kadar da karmaşık bir dine ve yaşam felsefesine sahiptirler.

    Dogonlar’ın ünü ortaya attıkları ilginç ve şaşırtıcı iddiadan ileri gelmektedir. Bu Batı Afrika kabilesi atalarının dünyadan 86 ışık yılı uzaklıktaki Sirius yıldız sisteminden gelen uzaylılar tarafından eğitildiklerine inanmaktadır. Bu kadar ilkel ve her şeyden uzak bir biçimde yaşadıkları halde gökbilim alanında olağanüstü ayrıntılı bilgiye sahip olmaları da bu iddialarını desteklemektedir. 1931 yılında Fransız insanbilimcileri Marcel Griaule ve Germaniae Dieterlen Dogonlar’ı geniş çapta incelemeye karar vermiş ve 21 yıl boyunca Dogonlar’la yaşamışlardır. Bu iki insanbilimcinin araştırmaları Dogonlar hakkında pek çok bilinmeyenin keşfine olanak sağlamıştır.

    Dogon’ların Gizemi

    Orion yıldız kuşağının hemen yanında bulunan ve Köpek Yıldızı olarak da bilinen Sirius yıldızı ve onun çevresinde döndüğüne inanılan yıldız ve gezegenler Dogon mitolojisinin temelini oluşturmaktadır. Dogonlar Sirius yıldızının en parlak yıldız olduğunu Sirius’un yanında çıplak gözle görülmeyen küçük yoğun ve sönük bir yıldızın daha bulunduğunu ve bu yıldızın tam konumunu biliyorlardı. Potolo olarak adlandırdıkları bu yıldızın dünyada bilinen tüm maddelerden daha ağır bir maddeden oluştuğuna ve Sirius’un çevresini 50 yılda döndüğüne inanmaktaydılar. Oysa ki batılı gök bilimciler 19. yüzyılın ortalarına kadar Dogonlar’ın bahsettiği bu soluk yıldızın varlığından bile habersizdiler. 1862 yılında Amerikalı gök bilimci Alvan Graham Clark yeni bir teleskopu denerken bu yıldızı keşfetmiş ve Sirius B ismini vermiştir. Ayrıca 1920’lerde ortaya çıkmıştır ki Sirius B bir “cüce yıldız”dır. Cüce yıldızlar oldukça soluk ışıklı küçük fakat yoğun yıldızlardır. Sirius B gerçekte Dünyadan daha küçük olmasına rağmen tıpkı Dogonlar’ın belirttiği gibi o kadar yoğundur ki kendisinden alınan bir çay kaşığı dolusu madde 5 ton ağırlığına gelir.

    Daha da ilginci Dogonlar’ın bilgilerinin sadece bununla kalmayıp aynı zamanda modern dünyamızda ilk kez Galileo tarafından gözlemlenen Jüpiter’in dört uydusundan ve Satürn’ün yalnızca teleskopla görülebilen halkalarından da haberdar olmalarıdır. Dogonlar ayrıca sayısız yıldızın varlığına ve Dünyanın da içinde yer aldığı Samayolu’nun sarmal bir gücü olduğuna inanıyorlardı.

    Dogonlar sahip oldukları bilgilerin çoğunu sembollerle anlatmışlardır ve bu sembollerinin temelinde Nommo'lar diye adlandırılan ve dünyayı uygarlaştırmak için uzaydan geldiğine inanılan hem karada hem de suda yaşayabilen varlıklardır. Dogon rahiplerine göre eski zamanlarda Sirius sistemindeki bir gezegenden dünyaya inen Nommolar sahip oldukları bilgileri o zamanki rahiplere öğretmiş onlar da bunları yeni kuşaklara anlatmışlardı. Nommolar dünyanın yaratıcıları olduğu kadar insanoğlunun ataları ve ruhsal ilkelerin koruyucuları “yağmuru yağdıran güçlerin ve suların mutlak sahipleri” idi.





     Uzaylılar Güneş'e mi kilitlendi?


    palavranın daniskası... çocuklara masal niyetine anlatılsa inanmazlar...

    ya birader uzaylı gelse sana merhaba dünyalı dese de sen inanmazsın sen ona cin falan dersin en iyisi muhatap olmayalım , google 'da dogon kabilesi yaz da bir araştır bakalım senin gibi peşin fikirli biriyle işim olmaz.




  • ne alaka uzaylıların varlığı palavra olduğu %100 kanıtlandı...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: mustf9


    Yaşın kaç senin? İlkokul talebesi filan değilsindir umarım. Sosyal bilgiler dersinin sağlaması mı sandın burayı? Yoksa konudışıyla mı karıştırdın?

    Hadi canım benim aşağıya inip sola döneceksin, sana yoğun istek var "konudışından". Hem arkadaşların özlemiştir seni değil mi? Ne işin var yahu kültür bilimle. Sana sıkıcı gelir bu yaşta. Üzme kendini daha önünde uzun yıllar var...

    bahsettiğiniz şeyleri saçma bulduğumu söyledim, siz de bana aynı şekilde saçmaladığımı söyleyebilirsiniz, buna hakkınız var. ama bu "konu dışı, yaş, ilkokul" muhabbetinden sonra bir daha da yazmam merak etmeyin. bu konudaki son mesajımdır.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Timurlénk -- 23 Mart 2012; 21:42:31 >




  • FBI'dan UFO açıklaması
    Varlığı yıllardır tartışılan ve ABD makamlarının resmi olarak doğrulamadığı 'uzaylılar' tartışmasının cevabı 61 yıl sonra geldi

    11 Nisan 2011 - 07:37
    Yazı Boyutu:
    Federal Araştırma Bürosu (FBI) 1950’de, ABD’ye düşen bir uzay mekiği hakkında hazırlanan özel raporunu önceki gün yayınladı. New Mexico’da düştüğü iddia edilen fakat yıllardır varlığı reddedilen uçan daire hakkında yayınlanan raporda, uzaylıların boyu, mekiğin şekli ve boyutu gibi en ince detaylara yer veriliyor.

    İsmi açıklanmayan bir kaynak tarafından verilen bilgiler doğrultusunda Washington’da, gizli ajan olarak görev yapan Guy Hottel’in hazırladığı raporda “New Mexico’da üç uzay mekiği ele geçirildi” açıklaması yapıldı.

    BOYLARI 90 SANTİM

    22 Mart 1950 tarihli belgede “Uçan cisimler ortaları yükselen birer daire şeklinde tanımlanabilir. Cismin çapı 15 metre. Her araçta insan vücuduna benzer üç ceset bulduk.

    VÜCUTLARI BANDAJLARLA KAPLI

    Bulunanlar 90 santimetre boyunda ve metalik kıyafetler giyiyor. Her birinin vücudu pilotların giydiği kıyafetlere benzer bandajlarla kaplı.

    Mekiklerin New Mexico’da bulunmasını bölgedeki üst düzey radar sistemine bağlıyoruz. Uzay mekiğinin kontrol mekanizmasıyla radarın karıştığını tahmin ediyoruz” açıklamasında bulunuldu.

    ÖNCE HABER VERİLDİ, SONRA YALANLANDI

    New Mexico’da bulunan Roswel kasabasındaki askeri üsse, 2 Haziran 1947’de bir UFO düştüğü iddia edilmiş, uzaylılar üzerinde bilimsel araştırmalar ve otopsi yapıldığı öne sürülmüştü.

    İddiaların artması üzerine ABD ordusu “Hava kuvvetleri uçan mekik buldu” başlıklı bildiride “Uzay mekiği hakkındaki iddialar dün gerçek oldu. Roswell Karargahı Hava Üssü’nde bir cisim bulduk” açıklaması yapmıştı.


    Arkadaşlar bu da resmi linki :http://vault.fbi.gov/hottel_guy/Guy%20Hottel%20Part%201%20of%201/view




     Uzaylılar Güneş'e mi kilitlendi?


     Uzaylılar Güneş'e mi kilitlendi?


     Uzaylılar Güneş'e mi kilitlendi?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: oguz_19811981

    quote:

    Orijinalden alıntı: TuVNeRa

    quote:

    Orijinalden alıntı: nasozby

    quote:

    Orijinalden alıntı: TuVNeRa

    Bu Akşam Discovery Science kanalında İlluminati' yi incelediler.
    İllimunati hakkında kitap yazan adama göre; binlerce yıl önce sürüngene benzeyen uzaylılar Dünya' ya gelip burada ki insanları döllediler ve bugünkü İllimunati denen organizasyon elemanları nesilden nesile böyle geçti.

    "Bu neyin kafası abi ya" diye bir muhabbet var ya öyle girmek istiyorum konuya

    Çok ilginç bir teori, hatta duyduğum en ilginçlerinden. Peki bu döllemenin ne gibi ekstrası olmuş olabilir ?

    İllimunati geçmişte de ve şu an Dünyayı yöneten gizli bir oluşum. Kitabın yazarına göre bunlar her ne kadar insan görünümünde olsalar da uzaylı atalarının genetik materyallerini taşıdığından insan eti yerler.

    uzaylılara ismim kadar inanıyorum da harbiden bu neyin kafası ya arkadaş bu saçmalığa nasıl inanırsın .

    Birçoğu peygamberlere de inanmamıştı




  • quote:

    Orijinalden alıntı: nevrotikstar

    ne alaka uzaylıların varlığı palavra olduğu %100 kanıtlandı...

    valla mı nerede kanıtlandı birader hiç duymadım tam aksine meksikadan amerikasına avusturalyasına kadar devletler ufo dosyalarını açmaya başladı , yaşın kaç senin çoluk çocukla uğraşıyoruz burada .
  • quote:

    Orijinalden alıntı: oguz_19811981

    quote:

    Orijinalden alıntı: nevrotikstar

    ne alaka uzaylıların varlığı palavra olduğu %100 kanıtlandı...

    valla mı nerede kanıtlandı birader hiç duymadım tam aksine meksikadan amerikasına avusturalyasına kadar devletler ufo dosyalarını açmaya başladı , yaşın kaç senin çoluk çocukla uğraşıyoruz burada .

    senden 300 yıl küçük ondan 1000 yıl büyük sana ne yaşımdan evlatlık mı alacan?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Timurlénk

    quote:

    Orijinalden alıntı: mustf9


    Yaşın kaç senin? İlkokul talebesi filan değilsindir umarım. Sosyal bilgiler dersinin sağlaması mı sandın burayı? Yoksa konudışıyla mı karıştırdın?

    Hadi canım benim aşağıya inip sola döneceksin, sana yoğun istek var "konudışından". Hem arkadaşların özlemiştir seni değil mi? Ne işin var yahu kültür bilimle. Sana sıkıcı gelir bu yaşta. Üzme kendini daha önünde uzun yıllar var...

    bahsettiğiniz şeyleri saçma bulduğumu söyledim, siz de bana aynı şekilde saçmaladığımı söyleyebilirsiniz, buna hakkınız var. ama bu "konu dışı, yaş, ilkokul" muhabbetinden sonra bir daha da yazmam merak etmeyin. bu konudaki son mesajımdır.


    İşte mesele de bu. Burası kültür bilim.

    Saçma bulamazsın. Çünkü bunlar fikir değil, bilimsel gerçeklerdir.

    Ha, itiraz edersin ama nasıl? Sen de araştırırsın, bizim söylediklerimizin yanlış olduğunu kanıtlarsın. 200 yıldır bilim adamlarının içinden çıkamadıkları bir muamma olan piramitler hakkında bu şekilde fikir beyan edilmez. Çünkü bunlar esas olarak "bilinmeyen" kapsamındaki hadiselerdir. Ve çok geniş konulardır. Bu konularda kişisel fikir ifade edilmez.

    Yer meridyen dairesinin 40 milyonda birine "metre" denir. 5000 yıl önce piramitlerin yapımında kullanılan "kübit" ölçü birimi ise metreden daha hassas olduğu ifade edilen bir ölçüdür. Şimdi, sadece bin tane sorudan biridir bu. Bilim adamları nasıl olupta bu ölçü biriminin antik mısırda kullanıldığını, bunu nasıl bulduklarını bile çözememiştir bugün. Devasa taş yapılara matematik incelikleri işlemek bugünün teknolojisi ile nasıl olduğu çözülmeyen şeylerdendir.

    Kusura bakma da bu konularda senin yaptığın gibi hiçbir yere dayanmayan ortalama yorumlar yapılmaz. Araştırır, bu soruların bilimsel cevaplarını yazarsın. Biz de sana teşekkür ederiz o zaman...




  • pri reisin haritasınıda açıklayamıyorlar..bunuda uzaylılara bağlayın..

    Bir zamanlar bermuda şeytan üçgenide uzaylılara bağlanırdı ne olduğu açıklanınca şimdi cesaret edemiyorlar

    Tencere kapağını fırlatıp fotoğraf çekin uzaylı diyelim..

    Evin önbahçede çimler eğilmiş gece uzaylılar yapmıştır kesin..

    Bu sözde ufo kullanan milleti yere göğe sığdıramayanlar , uzayla ilgili çok şey bildiğini zanneden ,her duyduğuna inananlar ..dünyanın neden döndüğünüde açıklarmı rica edelim.. Yoksa ufoya ip takıp mı çeviriyorlar....
  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.