Şimdi Ara

YERÇEKİMİ MOTORU (6. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
152
Cevap
4
Favori
22.052
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: vflzfv

    Fikir fikiri getiriyor sivilarin kaldirma kuvveti ve yercekimi kullanarak bir acaba demistim ilk aklima gelen belli bir yukseklige sahip kabin altina kabin icine dogru koniklesen bir delik acip kurelerden olusmus bir zincir baglayarak bir sistem oluşturmaktı sistemden sızan suyu gene sistemden sağlanan enerji ile geri havuza göndericektim ayrıca zincirin hareketi kabın içine doğru bir akıntı oluşturmalıydı fakat bu yöntem çok verimsiz olacağı düşüncesi ile başka bir arayışa girdim. örnek resim eklemek gerekirse 2006 da bir arkadaş benzer bir şey çizmiş resim ekledim aşağıdaki resme ek olarak küp değil küre kullanacaktım biraz farklıydı ama her durumda çok verimsiz. Bu başlıktaki video aklıma yeni birşey getirdi basıncı alınmış boruda etkili bir sibop sistemi ile borunun içindeki yüksekliğin bir kısmındaki basıncı geri kazandırmadan o demir tüpü borunun içinden çıkarmak mümkün gözüküyor. Buna ek olarak dairesel iki düzlem arasında bağlantılı olarak sıkıştırılmış balon diye özetleyebileceğim birşeyler daha var aklımda ama gel görki uzun zamandır elime kalem almadığım için aklımdakileri kalemle çizime dökmek biraz zor oluyor bu yüzden 3d yazılımları öğrenme çabası içine girdim.


    Suyun kaldırma kuvvetinin yanlış anlaşıldığı bir örnek daha.

    Öyle bir süpap teknolojisi olsun ki, Bu mükemmel süpap sistemi o makinedeki hava kısmına hiç enerji harcamadan bir damla dahi su sızdırmamayı başarabilse dahi bu dizayn çalışmaz. Çünkü hava kısmından su kısmına süpaptan geçen en alttaki duba asla su basıncını yenemez. Hayır yukardaki hali hazırdaki su içersinde bulunan dubaların da bir faydası olmaz. Su basıncını ve suyun kaldırma kuvvetini daha iyi kavrarsanız neden bunun çalışmayacağını da kavrayabilirsiniz.


    Daha temel olarak bahsetmek gerekirse de: Suyun kaldırma kuvveti prensibi veya genel olarak çeşitli kayış, kasnak ve ağırlıklarla oluşturulan bilimum devridaim makinelerinin çalışmama nedeni bu makinelerin sabit, değişmeyen yerçekimi alanında olmalarıdır. Eğer dünyamızın yerçekimi alanının şiddeti belli bir periyotda değişebilseydi, yani belli bir periyotda 2 değer arasında azalıp çoğalabilseydi o zaman bundan bir enerji sağlamak mümkün olabilirdi.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Buzz Lightyear

    quote:

    Orijinalden alıntı: vflzfv

    Fikir fikiri getiriyor sivilarin kaldirma kuvveti ve yercekimi kullanarak bir acaba demistim ilk aklima gelen belli bir yukseklige sahip kabin altina kabin icine dogru koniklesen bir delik acip kurelerden olusmus bir zincir baglayarak bir sistem oluşturmaktı sistemden sızan suyu gene sistemden sağlanan enerji ile geri havuza göndericektim ayrıca zincirin hareketi kabın içine doğru bir akıntı oluşturmalıydı fakat bu yöntem çok verimsiz olacağı düşüncesi ile başka bir arayışa girdim. örnek resim eklemek gerekirse 2006 da bir arkadaş benzer bir şey çizmiş resim ekledim aşağıdaki resme ek olarak küp değil küre kullanacaktım biraz farklıydı ama her durumda çok verimsiz. Bu başlıktaki video aklıma yeni birşey getirdi basıncı alınmış boruda etkili bir sibop sistemi ile borunun içindeki yüksekliğin bir kısmındaki basıncı geri kazandırmadan o demir tüpü borunun içinden çıkarmak mümkün gözüküyor. Buna ek olarak dairesel iki düzlem arasında bağlantılı olarak sıkıştırılmış balon diye özetleyebileceğim birşeyler daha var aklımda ama gel görki uzun zamandır elime kalem almadığım için aklımdakileri kalemle çizime dökmek biraz zor oluyor bu yüzden 3d yazılımları öğrenme çabası içine girdim.


    Suyun kaldırma kuvvetinin yanlış anlaşıldığı bir örnek daha.

    Öyle bir süpap teknolojisi olsun ki, Bu mükemmel süpap sistemi o makinedeki hava kısmına hiç enerji harcamadan bir damla dahi su sızdırmamayı başarabilse dahi bu dizayn çalışmaz. Çünkü hava kısmından su kısmına süpaptan geçen en alttaki duba asla su basıncını yenemez. Hayır yukardaki hali hazırdaki su içersinde bulunan dubaların da bir faydası olmaz. Su basıncını ve suyun kaldırma kuvvetini daha iyi kavrarsanız neden bunun çalışmayacağını da kavrayabilirsiniz.


    Daha temel olarak bahsetmek gerekirse de: Suyun kaldırma kuvveti prensibi veya genel olarak çeşitli kayış, kasnak ve ağırlıklarla oluşturulan bilimum devridaim makinelerinin çalışmama nedeni bu makinelerin sabit, değişmeyen yerçekimi alanında olmalarıdır. Eğer dünyamızın yerçekimi alanının şiddeti belli bir periyotda değişebilseydi, yani belli bir periyotda 2 değer arasında azalıp çoğalabilseydi o zaman bundan bir enerji sağlamak mümkün olabilirdi.

    Üstteki örnek faydasız olacağı bariz bir örnek ama en son üzerinde düşündüğüm yöntem çok mantıklı geliyor en temel mantıkda şu videodaki örnekhttps://youtu.be/03x95eXPM38 burdaki örneğe ek olarak a1 ağırlığının yerçekimine karşı verdiği gücü hava basıncı olarak a2 ye yönlendirmemiz mümkün ve bu kuvvet kaldırma kuvveti olarak kazanç olarak bize geri dönecek mantıksal bir hata gözükmüyor hatta değişik çapraz yelpaze tarzı bir çizim ile daha verimli bile olabilir bu sistemin mantık hatasını görebilen ve deneylerle olumsuz olduğu kanıtlanmış fiziksel hesabını bilen varmı.

    https://youtu.be/03x95eXPM38
    https://youtu.be/03x95eXPM38

    A1 eki yük A2 ye b borusundan hava basıncı olarak geçecek A2 genişleyecek ki x ekseninde kabdaki sıvı basıncıda eşit olacaktır dolayısı ile özkütlesi sistemde eneri kaybı olmadan düşecek ( A2 için öyle umuyorum yani :) ) A1 deki özkütle artacak gibi gözüküyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vflzfv -- 11 Şubat 2016; 8:20:17 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Buzz Lightyear

    quote:

    Orijinalden alıntı: Ozan Artun


    bu sebeple 1 motor 3600 saniye boyunca 0,207 wattlık tüketim yaparsa,
    3600*0,207=745 watt/ saatlik tüketim yapar..

    yani 1 beygir gücündeki Cos fi si 1 olan motor , 1 saat çalıştığında 745 watt/saat lik enerji tüketir...
    Bu damı gol değil şimdi



    3600*0,207= 745 watt/saat değildir.

    Birimleri de denkleme yazarsak 3600 sayısının "saniye" kısmı formüle koyulmamış

    Doğrusu şöyle olmalıydı:
    3600 saniye x 0,207 Joule/saniye = 745 Joule. (saniyeler birbirini götürür)

    Eğer watt/saat den "Watt-Saat" birimini kastediyorsan da o zaman doğru hesaplanışı şudur:
    1 saat x 0,207 watt = 0,207 Watt-Saat

    Yine Joule'ler Watt'lar birbirine girmiş. Ozan artık şu Enerji, Watt, WattSaat, Kuvvet, Mesafe hesaplarını dikkatli yap gözünü seveyim.

    1 beygir gücündeki bir motor ise 1 saat boyunca sürekli maksimum performansda çalışır ve yük kaldırırsa, (yani iş yaparsa) minimum 2682 KiloJoule enerji harcar.
    Yani bu da 745 Watt-Saat'e denk gelmektedir. Watt/saat değil.

    Watt-Saat demek Watt x zaman demektir. Watt bölü zaman değil.





    Süper...

    Ne anladım?

    1-) Ne demişdik Joule , iş=enerji birimidir ve zamana bağlı değildir... Güç ise o işin nekadar zamanda yapıldığının ifadesidir.

    2-) Bu sebeple 76 kiloluk bir yükü , 9,8 m/sn'2 ivmeli yerçekimine karşı (net kuvvet sıfır olacak şekilde sabit hızla) 1 metre kaldırınca ,
    Potansiyel enerji=m g h formülünden dolayı 76kg * 9,8 m/sn'2* 1m=744,8=745 joullük iş yapmış oluruz.

    3-)Bu işi 1 saniyede de yapsak ,ışık hızıyla da yapsak yapacağımız iş değişmez çünkü mgh formülü zaman içermez.... Süper...

    4-)Eğerki 1 N luk kuvveti , 1 saniyede 1 metre uygularsam 1 wattlık güç üretmiş olurum... 1 watt =Nm/sn

    5-)1 joule =1 N luk kuvveti 1metre uygulamak için gerekli enerji olduğuna göre, 1 watt =Joule /sn dir.Bu sebeple watt= joule/sndir

    6-)Eğerki 745 joullük işi 1 snde yaparsam 1 beygirlik güç uygulamış olurum

    7-)1 beygirlik gücü 1 saat devam ettirirsem, 745 watt.saatlik enerji tüketirim

    8-)1 kilowatt saat lik enerji, 0,4 tl ise , 745 watt saatlik yani 0,745 kw saatlik enerji için 0,745*0,4=0,29 Tllik ücret öderim..

    gerçekten karışık.. Ancak kafa yorunca anlaşılmayacak gibi değil...


    Biraz hız ve yol problemine de benziyor...

    şöyleki; hızı 745 m/sn olan bir araç olsun...
    bu hızda 1 saat giderse kaç metre yol gider? 745*3600=2682000 metre=2682 km yol gider..

    sonuç olarak 1 joule =1 watt *1 saniyedir ve enerjiyi ifade eder.
    eğer 1 joullük enerjiyi 3600 saniye uygularsam 1 wattsaatlik enerji olan 3600 joulelük enerji tüketirim.
    Buradan 1kilowatsaat=3600000 joullük enerjiye denk gelir


    Kinetik enerji yönünden örnek yapacak olursak,
    76 kiloluk yük aşşağıya doğru düşmeye başlasın.. 1.sn sonunda enerjisi ne olur?

    E=1/2 *m*v^2 olduğuna göre ve 1 saniye sonunda hızı 9,8m/s hızına ulaşacağına göre
    E=1/2*76*9,8*9,8=3649,52=3650 joulelük enerjiye sahiptir...inanılmaz..
    bu enerjiyle kaç kiloyu 1metre yukarı kaldırabilir?
    3650=m*9,8*1--> m=372 kg yapar... yani 76 kglık yük serbest düşüşe geçtiğinde, 1. saniyedeki enerjisiyle 372 kglık bir yükü 1 metre yukarı kaldırabilecek bir enerjiye ulaşır

    peki son olarak bu yük 1 saniyede kaç metre yol gider? başlangıç hızı sıfır 1.saniye sonu hızı 9,8m/sn olduğuna göre ,ortalama hızı V(ort)=9,8/2=4,9m/sn olur.
    Buradan 1 saniye sonunda 4,9 metre gideceği sonucuna varabiliriz diye düşünüyorum..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ozan Artun -- 11 Şubat 2016; 23:52:42 >




  • Ozan Artun O kullanıcısına yanıt
    Evet kesinlikle.

    Hatta şöyle bir ifade kullanmışsın:.....mine karşı (net kuvvet sıfır olacak şekilde sabit hızla) 1 met....

    "net kuvvet sıfır olacak şekilde sabit hızla". Bundan bahsetmen de bu işlerin inceliğinden anladığını gösteriyor. Tebrik ediyorum.

    İşte tüm bu mekanik hesaplarındaki ortak püf noktası ve değişmeyen tek faktör, yerçekimi ivmesi olan 9.8 m/s^2 lik değer.
    Eğer bu değer belli zaman aralıklarında ortada hiçbir sebep yokken ve kendiliğinden mesela atıyorum 1 saat boyunca 8 gibi bir değere indikten sonra 1 saat sonrada 10 gibi bir değere fırlayıp bu döngü sürekli böyle devam etseydi, böyle bir yerçekimi alanından biz fazladan enerji sağabilirdik.
    Ne yapardık mesela en basitinden ? Yerçekimi alanı kuvveti düşükken herhangi bir yükü yukarı kaldırır çekim kuvvetinin yükselmesini beklerdik. Yerçekim kuvveti arttığında da ağırlığı serbest bırakır ondan fazladan enerji edebilirdik. (Aynı gelgit esnasında suyun yükselip alçalması mantığı gibi) Ancak maalesef dünyanın yerçekimi alanının şiddeti her noktada sabittir.
    Aslında burda madem gelgitden bahsettik, dünyanın yörüngesi olan ay, yeryüzündeki yerçekimini tabiyatıyle ufak miktarlarda periyodik olarak 2 değer arasında gidip gelmesini sağlamaktadır ancak bu etki çok çok azdır. Eğer bir "yerçekimi motoru" yapılacaksa gelgit sularının yükselip alçalmasından faydalanılabilinir. Fakat böyle bir motor da "ekstra enerji üreten" bir motor olarak sınıflandırılamaz. Çünkü gelgit enerjisinden faydalanacak olan bu motor ne kadar çok enerji üretecekse bu sefer de dünyanın veya ayın birbirleri etrafında dönme hızını da o oranda çok çok çok ufacık bir miktarda azaltacaktır. (Ki zaten başka sebeplerden dolayı da dünyanın ve ayın dönüş hızları azalmaktadır ama yine dediğim gibi çok ufak miktarlarda. Bu hız düşüşüne etki eden faktörler: Dünyanın ve ayın içersindeki lav akıntılarının çalkalanması ve yeni şu günlerde kanıtlanmış olan, ilk olarak Einstein'in genel relativite teorisinde ortaya koymuş olduğu, gezegenlerin yaydığı "gravitasyon dalgaları" yüzünden )

    Zaten genel kural olarak da bahsetmeden olmaz: Herhangi bir sabit yerçekimi, manyetik veya elektrik alandan ekstra enerji sağlayabilmek mümkün değildir.

    Bu tip alanlarda dünyada şu ana kadar keşfedilmiş ve gelecekte de keşfedilecek olan en basitinden en kompleks dizaynına kadar bütün makinelerin atomları hep aynı şekilde davranırlar. Makinelerde dediğin gibi sürekli olarak kinetik enerji potansiyele dönüşür, potansiyel enerji de kinetiğe dönüşür ancak toplamda enerji ne kaybolur ne de yokolur. Dikkatli bir hesaplamayla tüm kuvvetlerin eninde sonunda birbirini sıfırladığı görülür.

    Dolayısıyla ekstra enerji elde edebilmek için şu ana kadar keşfedilmiş fizik formüllerine veya kanunlarına aykırı yeni bir fiziksel gerçek keşfedilmediği müddetçe bu iş mümkün değildir. (Hayır kuantum mekaniğindeki Heisenberg Belirsizliğinin bahsettiği enerji ilişkisinden de böyle bir iddia en azından şimdilik çıkartılamaz)

    'Ekstra enerji üretebilen makine' veya 'Devridaim Makinesi' kavramına verilebilecek en yakın örnek ise günümüzde ilk olarak nükleer reaktörler sayılabilinir. İkinci olarak da günümüzde Almanya'da neredeyse bitirilmiş ve yapımına milyar yurolar harcanmış olan "Wendelstein 7-X" füzyon reaktörü örnek gösterilebilinir. Füzyon reaktörleri, nükleer reaktörlerin hem tehlikesiz hem zararsız hem de ucuz halidir dense yeridir. Takdir edersiniz ki füzyon reaktörlerinin yakıtı hem çok kıt bulunan hem de çok tehlikeli olan radyoaktif maddelerden ziyade, dünyada bol miktarda bulunan sudan elde edilebilecek olan hidrojendir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: vflzfv

    quote:

    Orijinalden alıntı: Buzz Lightyear

    quote:

    Orijinalden alıntı: vflzfv

    Fikir fikiri getiriyor sivilarin kaldirma kuvveti ve yercekimi kullanarak bir acaba demistim ilk aklima gelen belli bir yukseklige sahip kabin altina kabin icine dogru koniklesen bir delik acip kurelerden olusmus bir zincir baglayarak bir sistem oluşturmaktı sistemden sızan suyu gene sistemden sağlanan enerji ile geri havuza göndericektim ayrıca zincirin hareketi kabın içine doğru bir akıntı oluşturmalıydı fakat bu yöntem çok verimsiz olacağı düşüncesi ile başka bir arayışa girdim. örnek resim eklemek gerekirse 2006 da bir arkadaş benzer bir şey çizmiş resim ekledim aşağıdaki resme ek olarak küp değil küre kullanacaktım biraz farklıydı ama her durumda çok verimsiz. Bu başlıktaki video aklıma yeni birşey getirdi basıncı alınmış boruda etkili bir sibop sistemi ile borunun içindeki yüksekliğin bir kısmındaki basıncı geri kazandırmadan o demir tüpü borunun içinden çıkarmak mümkün gözüküyor. Buna ek olarak dairesel iki düzlem arasında bağlantılı olarak sıkıştırılmış balon diye özetleyebileceğim birşeyler daha var aklımda ama gel görki uzun zamandır elime kalem almadığım için aklımdakileri kalemle çizime dökmek biraz zor oluyor bu yüzden 3d yazılımları öğrenme çabası içine girdim.


    Suyun kaldırma kuvvetinin yanlış anlaşıldığı bir örnek daha.

    Öyle bir süpap teknolojisi olsun ki, Bu mükemmel süpap sistemi o makinedeki hava kısmına hiç enerji harcamadan bir damla dahi su sızdırmamayı başarabilse dahi bu dizayn çalışmaz. Çünkü hava kısmından su kısmına süpaptan geçen en alttaki duba asla su basıncını yenemez. Hayır yukardaki hali hazırdaki su içersinde bulunan dubaların da bir faydası olmaz. Su basıncını ve suyun kaldırma kuvvetini daha iyi kavrarsanız neden bunun çalışmayacağını da kavrayabilirsiniz.


    Daha temel olarak bahsetmek gerekirse de: Suyun kaldırma kuvveti prensibi veya genel olarak çeşitli kayış, kasnak ve ağırlıklarla oluşturulan bilimum devridaim makinelerinin çalışmama nedeni bu makinelerin sabit, değişmeyen yerçekimi alanında olmalarıdır. Eğer dünyamızın yerçekimi alanının şiddeti belli bir periyotda değişebilseydi, yani belli bir periyotda 2 değer arasında azalıp çoğalabilseydi o zaman bundan bir enerji sağlamak mümkün olabilirdi.

    Üstteki örnek faydasız olacağı bariz bir örnek ama en son üzerinde düşündüğüm yöntem çok mantıklı geliyor en temel mantıkda şu videodaki örnekhttps://youtu.be/03x95eXPM38 burdaki örneğe ek olarak a1 ağırlığının yerçekimine karşı verdiği gücü hava basıncı olarak a2 ye yönlendirmemiz mümkün ve bu kuvvet kaldırma kuvveti olarak kazanç olarak bize geri dönecek mantıksal bir hata gözükmüyor hatta değişik çapraz yelpaze tarzı bir çizim ile daha verimli bile olabilir bu sistemin mantık hatasını görebilen ve deneylerle olumsuz olduğu kanıtlanmış fiziksel hesabını bilen varmı.

    https://youtu.be/03x95eXPM38
    https://youtu.be/03x95eXPM38

    A1 eki yük A2 ye b borusundan hava basıncı olarak geçecek A2 genişleyecek ki x ekseninde kabdaki sıvı basıncıda eşit olacaktır dolayısı ile özkütlesi sistemde eneri kaybı olmadan düşecek ( A2 için öyle umuyorum yani :) ) A1 deki özkütle artacak gibi gözüküyor.

    O kadar derinliğe ulaşmış körüğün maruz kaldığı su basıncını yukardaki körüğün ağırlığı yenmeye yetmez ve dolayısıyla dipteki körükler de açılamaz. Eğer dipteki körükleri bile açabilecek derecede fazla ağırlıklar kullanılacaksa da bu sefer suyun kaldırma kuvveti bu yüksek miktardaki ağırlığı kaldırmaya yetmeyecektir maalesef.

    Suyun kaldırma kuvveti, basınç, ağırlık, iş yapabilme kapasitesi, katedilmesi gereken mesafe gibi konuları gereğince bilirseniz bu makinenin de neden çalışmayacağını kağıt üzerinde temel olarak basitçe açıklayabilirsiniz.




  • (Üstteki iki yazımda türkçe karakterler kaybolmuş, neden bilmiyorum, forumda arıza var galiba, halbuki türkçe karakterler kullanarak yazmıştım. Bu durumdan haberdar etmek için yazdığım bu yazımın da türkçe karakterleri kaybolacaktır diye tahmin ediyorum)

    Test:
    ABCÇDEFGĞHIİJKLMNOÖPRSŞTUÜVYZ
    abcçdefgğhıijklmnoöprsştuüvyz

    Durum düzelmiş, belki benim bilgisayarımda o an öyle gözükmüş de olabilir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Buzz Lightyear -- 12 Şubat 2016; 2:44:04 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Buzz Lightyear

    quote:

    Orijinalden alıntı: vflzfv

    quote:

    Orijinalden alıntı: Buzz Lightyear

    quote:

    Orijinalden alıntı: vflzfv

    Fikir fikiri getiriyor sivilarin kaldirma kuvveti ve yercekimi kullanarak bir acaba demistim ilk aklima gelen belli bir yukseklige sahip kabin altina kabin icine dogru koniklesen bir delik acip kurelerden olusmus bir zincir baglayarak bir sistem oluşturmaktı sistemden sızan suyu gene sistemden sağlanan enerji ile geri havuza göndericektim ayrıca zincirin hareketi kabın içine doğru bir akıntı oluşturmalıydı fakat bu yöntem çok verimsiz olacağı düşüncesi ile başka bir arayışa girdim. örnek resim eklemek gerekirse 2006 da bir arkadaş benzer bir şey çizmiş resim ekledim aşağıdaki resme ek olarak küp değil küre kullanacaktım biraz farklıydı ama her durumda çok verimsiz. Bu başlıktaki video aklıma yeni birşey getirdi basıncı alınmış boruda etkili bir sibop sistemi ile borunun içindeki yüksekliğin bir kısmındaki basıncı geri kazandırmadan o demir tüpü borunun içinden çıkarmak mümkün gözüküyor. Buna ek olarak dairesel iki düzlem arasında bağlantılı olarak sıkıştırılmış balon diye özetleyebileceğim birşeyler daha var aklımda ama gel görki uzun zamandır elime kalem almadığım için aklımdakileri kalemle çizime dökmek biraz zor oluyor bu yüzden 3d yazılımları öğrenme çabası içine girdim.


    Suyun kaldırma kuvvetinin yanlış anlaşıldığı bir örnek daha.

    Öyle bir süpap teknolojisi olsun ki, Bu mükemmel süpap sistemi o makinedeki hava kısmına hiç enerji harcamadan bir damla dahi su sızdırmamayı başarabilse dahi bu dizayn çalışmaz. Çünkü hava kısmından su kısmına süpaptan geçen en alttaki duba asla su basıncını yenemez. Hayır yukardaki hali hazırdaki su içersinde bulunan dubaların da bir faydası olmaz. Su basıncını ve suyun kaldırma kuvvetini daha iyi kavrarsanız neden bunun çalışmayacağını da kavrayabilirsiniz.


    Daha temel olarak bahsetmek gerekirse de: Suyun kaldırma kuvveti prensibi veya genel olarak çeşitli kayış, kasnak ve ağırlıklarla oluşturulan bilimum devridaim makinelerinin çalışmama nedeni bu makinelerin sabit, değişmeyen yerçekimi alanında olmalarıdır. Eğer dünyamızın yerçekimi alanının şiddeti belli bir periyotda değişebilseydi, yani belli bir periyotda 2 değer arasında azalıp çoğalabilseydi o zaman bundan bir enerji sağlamak mümkün olabilirdi.

    Üstteki örnek faydasız olacağı bariz bir örnek ama en son üzerinde düşündüğüm yöntem çok mantıklı geliyor en temel mantıkda şu videodaki örnekhttps://youtu.be/03x95eXPM38 burdaki örneğe ek olarak a1 ağırlığının yerçekimine karşı verdiği gücü hava basıncı olarak a2 ye yönlendirmemiz mümkün ve bu kuvvet kaldırma kuvveti olarak kazanç olarak bize geri dönecek mantıksal bir hata gözükmüyor hatta değişik çapraz yelpaze tarzı bir çizim ile daha verimli bile olabilir bu sistemin mantık hatasını görebilen ve deneylerle olumsuz olduğu kanıtlanmış fiziksel hesabını bilen varmı.

    https://youtu.be/03x95eXPM38
    https://youtu.be/03x95eXPM38

    A1 eki yük A2 ye b borusundan hava basıncı olarak geçecek A2 genişleyecek ki x ekseninde kabdaki sıvı basıncıda eşit olacaktır dolayısı ile özkütlesi sistemde eneri kaybı olmadan düşecek ( A2 için öyle umuyorum yani :) ) A1 deki özkütle artacak gibi gözüküyor.

    O kadar derinliğe ulaşmış körüğün maruz kaldığı su basıncını yukardaki körüğün ağırlığı yenmeye yetmez ve dolayısıyla dipteki körükler de açılamaz. Eğer dipteki körükleri bile açabilecek derecede fazla ağırlıklar kullanılacaksa da bu sefer suyun kaldırma kuvveti bu yüksek miktardaki ağırlığı kaldırmaya yetmeyecektir maalesef.

    Suyun kaldırma kuvveti, basınç, ağırlık, iş yapabilme kapasitesi, katedilmesi gereken mesafe gibi konuları gereğince bilirseniz bu makinenin de neden çalışmayacağını kağıt üzerinde temel olarak basitçe açıklayabilirsiniz.

    ama analitik düzlemde düşünürsek -x y=0 ve y=0 x konumunda koldaki su basınçları hemen hemen eşittir ve katının ağırlığı direkt basınç olarak karşı tarafa körükleri açmak için geçebilir diğer zamanlardaki sistem kendini eşitlemeye çalışsa bile o ana kadar geçen zaman kazancımız olur.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vflzfv -- 12 Şubat 2016; 14:19:12 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Maalesef öyle birşey olmaz. Tüm kuvvetler birbirlerini dengeler ve sistem belli bir açıda durarak hareketsiz kalır.

    Nedir bu duracağı en son açı ? Atıyorum Belki 27 derece belki 28 derece.

    Ancak siz hesapları yaparken sistemin o esnada durduğu mesela 45 derecelik bir açıya göre hesabı yaptıysanız elbette karşı kuvvetlerden birinin diğerini yendiği bir anı hesaplamış ve "bu böyle sürekli gider hep bir taraftaki kuvvetler diğer taraftaki kuvvetleri yenecektir" yanılgısına düşmüş olabilirsiniz.

    Çarkın mesela dönebildiği 360 derecelik tüm durumların hesabını yaparsanız bazı durumlarda kazanç bazı durumlarda da kayıp hesaplayacaksınız. İşin ilginç yanı kazanç ve kayıplar birbirlerini dengelerler ve çarkın dengede durduğu ve periyodik olarak değişen mesela 30, 60, 90, 120, 150, 180, 210, 240, 270 ve 360ıncı derecelerin herhangi birinde durup hareketsiz kaldığını gözlemleyebilirisiniz.




  • vflzfv V kullanıcısına yanıt
    (Kayıp derken sürtünmeden bahsetmiyorum elbette bu arada. Kayıptan kasıt bazı durumlarda dönmesi gereken yönün tersine net kuvvet olduğu durumlardan bahsediyorum.)
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Buzz Lightyear

    Maalesef öyle birşey olmaz. Tüm kuvvetler birbirlerini dengeler ve sistem belli bir açıda durarak hareketsiz kalır.

    Nedir bu duracağı en son açı ? Atıyorum Belki 27 derece belki 28 derece.

    Ancak siz hesapları yaparken sistemin o esnada durduğu mesela 45 derecelik bir açıya göre hesabı yaptıysanız elbette karşı kuvvetlerden birinin diğerini yendiği bir anı hesaplamış ve "bu böyle sürekli gider hep bir taraftaki kuvvetler diğer taraftaki kuvvetleri yenecektir" yanılgısına düşmüş olabilirsiniz.

    Çarkın mesela dönebildiği 360 derecelik tüm durumların hesabını yaparsanız bazı durumlarda kazanç bazı durumlarda da kayıp hesaplayacaksınız. İşin ilginç yanı kazanç ve kayıplar birbirlerini dengelerler ve çarkın dengede durduğu ve periyodik olarak değişen mesela 30, 60, 90, 120, 150, 180, 210, 240, 270 ve 360ıncı derecelerin herhangi birinde durup hareketsiz kaldığını gözlemleyebilirisiniz.

    aynen anlattıklarınıza katılıyorum ancak bu sistem için yatay dik ve 45 derecelik açıları göz önüne alıyorum 180 derecedeki baskın ağırlık 270 e gelene dek ağır 270 dereceden 360 a kadar sistem tersine dönüyor bu düşünce bana terazideki kefelerden birindeki ağırlığın birden diğer tarafa atılması gibi geliyor o yüzden biraz düşündürücü ağırlık merkezleri körüklü kaplardaki basıncın kaldırma kuvvetine etkisi kuvvetin etki ettiği yol hesaplandığında büyük olasılıkla 0 a ulaşıcaz ama ya ulaşmazsak ya bi yol varsa diye düşünmedende olmuyo işte :p

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  •  YERÇEKİMİ MOTORU


    çok tuhaf ..

    Yukarıda vw 1.6 TDİ ve 2.0 TDİ motorların tork beygir grafikleri var...

    2si de 1500-2500 devirlerde maksimum torku üretiyor

    1,6 motor maks 250 Nm tork üretirken
    2,0 motor maks 320 Nm tork üretiyor...

     YERÇEKİMİ MOTORU

    Bu motorlar resimdeki gibi bağlıyken,

    eğer 1,6 motorun bağlı olduğu ipin kovasına 26 kg lık yük koyarsak motoru durdurabiliriz

    Eğer 2.0 motorun bağlı olduğu ipin kovasına 33 kglık yük koyarsak motoru stop ettirebiliriz...

    devir hiç önemli değil.. Hatta yüksek devirlerde motorun taşıyabileceği yük, torkun azalmasından dolayı daha da azalıyor.. Yani 4000 devirde 2.0ın torku 240 Nm 'ye , 1.6 nın torku ise 180 Nm 'ye iniyor ve taşıyabileceği yükler daha da azalıyor...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ozan Artun -- 19 Şubat 2016; 12:03:59 >




  • quote:

    devir hiç önemli değil.. Hatta yüksek devirlerde motorun taşıyabileceği yük, torkun azalmasından dolayı daha da azalıyor.. Yani 4000 devirde 2.0ın torku 240 Nm 'ye , 1.6 nın torku ise 180 Nm 'ye iniyor ve taşıyabileceği yükler daha da azalıyor...


    Bu tesbitim ilginç... Mesela yüksek hızla(140* km/saat) ve yüksek devirle(4000 dev/dak) giderken(maksimum beygir gücü devrinde diyelim) 6.viteste dik bir yokuşu çıkmaya başlıyorsunuz bir bakıyorsunuz hız ve devir düşmeye başlamış... Neden?

    Çünkü ,başta yokuş direnci olmak üzere aracın karşılaştığı dirençlerden dolayı devir düşmeye başlıyor ve maksimum tork noktasına geldiğinde, araba sabit hızla yokuşu çıkmaya başlıyor...

    Yani arabanın deviri ve gücü düşüyor ama çekiş kuvveti artıyor ve çekiş kuvveti, arabanın maruz kaldığı dirençlerin toplamına eşit olduğu noktadan sonra da sabit hızla yokuşu çıkmaya devam ediyor yani yokuşa 140 la giriyoruz(1.6 tdi için 4000 devir 180Nm tork) ama hız 90a gelince devir 2000e düşüyor ve tork 250 Nmye çıkıyor 250 nm de toplam dirençlere eşit olunca araba 90 la yokuşu çıkmaya devam ediyor...

    Tabi aslında tekerlekteki tork 250 nm olmuyor ..transmisyon oranları kadar artıyor ama bunu ihmal edelim .. ve tekerlek torkunun motor torkuyla eşit olduğunu varsayalım..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ozan Artun -- 19 Şubat 2016; 18:55:36 >




  • Hani şu 26 33 kg bağlamışsın ya, devir de önemli değil. Motor krankıyla bağlkantı yaparsa olur da devir önemli değil demişsin. Şanzıman devir değiştirir, devir azaltılınca kuvvet artar ve o yükleri rahatlıkla hoplatır.
    Ayrıca motora nasıl bağlarız? Uygun techizatla kranka yük uygularız. Torkmetre tarzında. Yani bağlayalım sökelim laflarında motorun bir eylemsizliği vardır o yükleri tavana vurmuş bulursunuz.
  • karafetva K kullanıcısına yanıt
    Bu konudaki analizim , 2 kısımdan oluşuyor.
    1-) motor krankının çevresine hayali olarak 1 metre yarıçaplı bir daire koyup bu dairenin ucuna bir ip bağlama ve bu ipe aşşağıya sallanan kova koyma kısmı
    2-) bu motoru arabada çalışır haldeyken hayal etme kısmı...

    1.kısımla ilgili olarak daire çapı 1metre değil de 10 cm olursa ozaman motorun taşıyacağı yük 10 kat artar elbette..
    Motoru durdurma durumunu 1 metre yarıçaplı daire için dedim. İsterse devir 1 milyon olsun o dediğim ağırlıklar bağlanırsa motor 1 süre sonra stop eder.

    Dediğim gibi eğer daire çapını 10 cm yaparsan ozaman 1.6 tdi motoru 260 kg ile 2.0 tdi motoru 330 kg ile durdurabilirsin . Devir hiç önemli değil.. grafiğe bakarsan torkun devirin çok yükselmesinden sonra düştüğünü görürsün..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Hocam çok dikkatli okumadım ama sanki bana bazı temel yasaları ezdiğin gibime geliyor. Özellikle enerjinin korunumu termodinamik 0-1 yasaları gibi.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Physicist_Emre

    Hocam çok dikkatli okumadım ama sanki bana bazı temel yasaları ezdiğin gibime geliyor. Özellikle enerjinin korunumu termodinamik 0-1 yasaları gibi.

    Hocam termodinamik 0 ve 1. Yasalar neder? Özet olarak alabilirmiyiz?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ozan Artun O kullanıcısına yanıt
    Sıfırıncı yasa: ısıl dengeyi söyler
    1.yasa: Bir sistemin iç enerjisindeki değişim: sisteme verilen ısı ile, sistemin çevresine uyguladığı iş toplamıdır. Bu yasada Enerjinin korunumu olarak bildiğimiz meşhur yasa.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Physicist_Emre

    Sıfırıncı yasa: ısıl dengeyi söyler
    1.yasa: Bir sistemin iç enerjisindeki değişim: sisteme verilen ısı ile, sistemin çevresine uyguladığı iş toplamıdır. Bu yasada Enerjinin korunumu olarak bildiğimiz meşhur yasa.


    Teşekkürler sisteme verilen enerji sistemin ürettiği işdenaz olamaz diyor anladığım kadarıyla ancak yerçekimi motoru bu yasalara aykırı olmaz sonuçta işi yerçekimi yapacak..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ozan Artun -- 21 Şubat 2016; 16:02:00 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ozan Artun O kullanıcısına yanıt
    Maalesef hocam yerçekiminden extra enerji sağlamak mümkün değil.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Hayallerden gerçeğe geçiş var bizde.
    Eğer içten yanmalı motora yük uygulanacaksa bu torkmetre ile hidrodinamik olarak uygulanır.
    Devir konusunda sonsuza gidişte n'olur? Eğer araya şanzuman girerse vb mantık ile sonuç değişir. Ucu açıktı o yazılanların.

    Ve devir-tork grafiği bi şeyler gösterir ama sınır aşımları karakteristiğin değişmesine sebep olur.
  • 
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.