Şimdi Ara

Yerli otomobilin kokpitinden ilk görüntü! (6. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
747
Cevap
3
Favori
46.561
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
33 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • İzninizle şunu paylaşayım. Bazılarının hazmetmesine belki yardımcı olur:

  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kuralsiz111

    40 bine satacaklarsa alırız. Eğer min. 100 bin lira olacaksa pardon da neresi yerli ?
    Dandik fosil yakıtlı clio kaç lira, Elektrikli otolar kaç lira hiç haberin varmı? Örneğin kibrit kutusu boyutlarında elektrikli renault zoe ne kadar bilgin varmı? bunları araştır öğren gel sonra konuşalım.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kuralsiz111

    40 bine satacaklarsa alırız. Eğer min. 100 bin lira olacaksa pardon da neresi yerli ?
    100 bine elektrikli araç satsalar yok satarlar.
    Yerli olmasına yerli ama sonuçta maliyet ortada.
    En dandik sıfır km araç bile 85000 tl civarında.
  • inşallah fiyatıda "yerli" ve "milli" olur..
  • Valla yıllardır otomobil sanayisi olupta dünya çapında bir marka çıkaramayan ülke olarak, hepimize hayırlı olsun. Darısı diğer sektörlerin başına. Bir de katma değeri yüksek ürünlerde üretim yapsak ne güzel olurdu. Yapılıyor diyenler olacaktır tabii ki de, adamlar çin'den telefonu ihtal edip bir iki uygulama havadan yükleyip yerli diye satıyor. Yerli dediğim arayüzünü, tasarımını kendimiz yapıp pazarlamak. Belki bir gün öyle bir yasa falan çıkarsa, devlet destek olursa yapmayı çok isterim. Bu arada şunu söylemeden geçemeyeceğim, malum parti destekçileri hemen göğsü kabarmış bir şekilde konuya damlamışlar. Sizleri neden satılan tank palet fabrikalarının satışında, katarlılar ve yolsuzluk konularında görmüyoruz da, kırk yılda bir yapılan doğru yapılmış bir hamlede görüyoruz? Gerçekten iki yüzlüsünüz.
  • Mütercim Bey kullanıcısına yanıt
    Onu da alamaz. Elektrikli araçlar için batarya maliyeti olarak genelde ortalama 15 bin dolardan bahsediliyor, bu yabancı kaynaklarda geçen fiyat. Biraz yüksek batarya koyarlarsa yüz bini geçer batarya maliyeti.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Detaylari merakla bekliyoruz. Nezaman nerede uretilecek ve en onemlisi fiyati. 200bin den baslayacaksa yazik olur.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yerli arabayi kücük görüp alay edenleri nefretle kiniyorum,insallah iyi olacak.

  • cepAnkara C kullanıcısına yanıt
    Yerli otomobilin kokpitinden ilk görüntü!


    HAYIR.. : Davut YILDIZI var

    Kalitesi icin vs daha erken . Italyanlara kaliteli mi uretilmis muamma.

    Ayrica Turkiye'de uretileceklerin de kalitesi vs ayni olacak mi ayrica muamma ...


    Temkinli dikkatli olmak gerek ... Gaza gelmemek gerek eksi veya arti yonde de .




  • Vomitory kullanıcısına yanıt
    Otoyu sanki birkac sene kullanmis memnun secmenler gibi atlayacaklarini sanmam bu aralar :) .
  • Trollerin gönlünü fethetmiş olan ama yerli olmaktan uzak arabadır.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Bu yerlilik millilik olayına takanlarada şunu hatırlatmak isterim o yere göğe sığdıramadığınız iphone ne malı ve nerede üretiliyor? Parçalarının % kaçı amerikan malı? ekranı ne malı? en büyük rakibinden (hatta düşmanından(birbiriyle sürekli davalık oluyorlar)) hangi parçaları tedarik ediyorlar? bunları nerede topluyorlar vs vs bir araştırsınlar.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Taha Kılınç, Yeni Şafak gazetesinde “Çalınan semboller” başlığı ile yayınlanan yazısında Davud Yıldızı üzerinden İslami sembollerinin nasıl çalınıp, ırkçı semboller haline getirildiğini yorumlamış:
    Yıllar önce, bir tanıdıkla İstanbul’un tarihi camilerinden birine gitmiştik. Galiba bayram namazıydı. Minbere yakın bir yere oturduk, namaz vaktini beklemeye başladık. Caminin tavanında -kubbesiz bir yapıydı- kocaman bir ‘Davud Yıldızı’ vardı. İslâm kültüründe “Mühr-ü Süleyman” olarak da bilinen, bugün İsrail’in bayrağındaki altı köşeli yıldız yani. Nefis bir ahşap işlemeyle, tavana devasa biçimde kazınmıştı. Yanımdaki tanıdık, bir eliyle yıldızı gösterirken, kulağıma fısıldadı: “Bak bak, Yahudiler, Osmanlı’da camilere kadar sızmışlar! Yıldızlarını camiye nasıl da işlemişler!” Tam da namaz başlamak üzere olduğumuzdan, çok uzun açıklama yapamadım. “O Yahudilere has bir işaret değil. İslâm tarihinde bizim simgelerimizden biriydi” diyebildim sadece.
    Bu kısacık diyalogun bana verdiği ders, oldukça sarsıcıydı: Normalde İslâm’a ve Müslümanlara ait olan bir sembol, İsrail’in zulmü ve Filistin topraklarını işgali nedeniyle zihinlerimizden silinip gitmişti. Dahası, ona ezkaza bir tarihi eserde rast geldiğimizde, uydurma hikâyelerle bilgi boşluğunu kapatma kolaycılığına kaçıyorduk. Yıldız İsrail’in bayrağında çakılı olunca, onun aslında çalınmış İslâmî bir sembol olabileceği aklımızın köşesinden bile geçmiyordu.
    Oysa hikâye tam da böyleydi: İslâm’ın peygamberlerinden biri olan Hz. Davud o yıldızı kendi resmi yazışmalarında kullanmış, yine kendisi gibi peygamber ve hükümdar olan oğlu Hz. Süleyman da babasından miras olarak aldığı mührü aynı şekilde her eserine bastırmıştı. (Osmanlı İmparatorluğu başta olmak üzere, tarihteki birçok İslâm devleti de, altı köşeli yıldızı İslâmî bir değer olarak rahatlıkla kullanmıştı.)
    Peygamberlerin tebliğ ettiği ilahî dini beşerî bir ideolojiye indirgeyen İsrailoğulları, Hz. Davud ve Hz. Süleyman’ın mührünü de zaman içinde milli bir simgeye dönüştürmüştü. Tahrifat böylece sadece kutsal metinlerde değil, görünür durumdaki sembollerde de gerçekleşmişti. Nihayet İsrail kurulduğunda, Siyonist liderler kadrosu sadece Filistinlilerin topraklarını değil, aslında İslâm’a ait olan bir şiarı da gasp etmiş, böylece işgali sembollerin ve kavramların dünyasına kadar genişletmişti.
    Bugün İsrail’in bayrağındaki altı köşeli yıldızı gördüğümüzde, aklımıza Hz. Davud veya Hz. Süleyman’ın aziz hatıraları değil, sadece işgal ve zulüm geliyorsa… İsrail’in taktiği işe yaramış, zihinlerimizi ve kavramlarımızı bile Siyonistlere kaptırmışız demektir. Hem de öylesine kaptırmışızdır ki, İsrail bayrağını yakarken, üzerine tükürürken veya onu yerde çiğnerken, iki aziz peygamberin mazlum düşürülüp ırkçılığa alet edilmiş sembolüne bunu reva gördüğümüzü bile düşünemeyiz.
    (Suudi Arabistan’ın politikalarına ne kadar kızarsak kızalım, ülke bayrağına hakaret etmeyiz, onu yere atıp üzerinde tepinmeyiz. Çünkü o bayrakta kelime-i tevhidin yazılı olduğunu bilecek kadar genel kültürümüz ve Arapça bilgimiz vardır. Oysa sembolik değer bakımından, İsrail’in bayrağındaki altı köşeli yıldız da en az kelime-i tevhid kadar “bizim” ve “bize ait”tir.)
    Aynı durum, İsrail’in bizatihi ismi için de söz konusu. Kur’ân-ı Kerîm’in açık ayetlerine göre, İsrail kelimesi Hz. Yakub’un lakabıdır. İsrailoğulları, “Yakub’un çocukları” anlamına gelen bir tamlamadır. Bugün zulüm, işgal ve katliamla eşdeğer olarak görülen “İsrail” kelimesi de, Siyonistlerin işgali altındaki bir başka kavramımızdır. İslâm’ın en büyük peygamberlerinden biri olan Hz. Yakub’un adı, zihinlerimizde bambaşka bir şeye dönüştüyse, şöyle bir durup irkilsek yeridir. “Kahrolsun İsrail!” derken, hiç öyle bir şey kastetmesek de, aslında bir peygamberin ismini telaffuz ediyor oluşumuz ve bize söyletilen şey üzerine derin derin düşünmeliyiz.
    Siyonistlerin gasp edip içini başka şekilde doldurduğu bir diğer kavram da “Antisemitizm” ifadesi. Normalde “Sami ırklarına mensup olanlara karşı olmak ve onlar aleyhine faaliyet göstermek” demek olan Antisemitizm, bugün sadece “Yahudi karşıtlığı”na indirgenmiş durumda. Oysa Araplar da Sami ırkından ve Araplara yönelik her türlü sistematik ırkçılık ve aleyhte faaliyet de Antisemitizm kapsamında sayılmalı. Peki, sayılıyor mu? Elbette hayır. Siyasetten akademiye, basından sosyal medyaya her alanda “Antisemitizm” dendiğinde herkesin kastettiği şey yalnızca Yahudi karşıtlığı. Kelimenin bizzat kendisi “Ben Arapları da ifade ediyorum” diye bağırdığı halde…
    Bu örnekleri, işgalin sadece toprakları kapsamadığını, düşünce dünyamızı ve düşünme biçimimizi de ele geçirmeye odaklandığını belirtmek adına verdim. Öylesine hızlı bir dönüşüm sürecinden geçiyoruz ki, ucunu azıcık gevşettiğimiz her şey elimizden çıkıp gidiyor. Söz konusu olan kavramlar ve semboller olunca, bu kayıpların telafisi mümkün de değil üstelik.
    O halde, işgale direnmenin bir yolunun da isimler, kavramlar ve semboller üzerinde yeniden, derinlemesine ve etraflıca tefekkür olduğunu söylemek yanlış sayılmasa gerektir. İşin heyecan ve öfke boyutuyla kendimizi meşgul edip, işgalin askeri tezahürlerine odaklanırken, teorik çerçeveyi ve işgale yataklık eden anlam haritasını gözden kaçırıyoruz çünkü. Kaynak: Davud Yıldızı ile Süleyman Mührü ve Çalınan Semboller




  • çok pahalı olur yine halka hitap etmez. zenginlere hitap eder.
  • Neden prototip İtalya'da üretiliyor diye soran arkadaşlar buyurun okuyun

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Bir tarafta Jet Fadıl gibi her daim dolandırmanın yeni yöntemini bulanlar, bir tarafta da dolandırılmaktan hiç bir zaman bıkmayacak, akıllanmayacak olanlar. Yine bayrağı gaza gelmişler. Geçmiş tecrübelerle, bu tanıtılan şeye temkinli yaklaşanlara demedikleri kalmamış yine.

    Haydi diyelim bu tanıttıkları şeyi tamamıyla seri ürettiler, ne kadar satış garantisi verecekler de bunu alan-almayan herkese seve seve satacaklar?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi arabaci_takimi -- 26 Aralık 2019; 17:21:23 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • İstemezük istemezük istemezük

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • çok güzel bişey ortaya çıkacakmış gibime geliyor. inşallah mantklı bir fiyatlandırma ve kolay şarj edilebilir bir sistem kurabilirler.
  • 
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.