Uzun zamandır aklımda olan ve Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığı için çok önemli olduğunu düşündüğüm bir fikri paylaşmak istiyorum. Hepimizin bildiği gibi, Türkiye ekonomisi ithalata fazlasıyla bağımlı. Özellikle stratejik ürünlerde dışa bağımlı olmak, dövizin yükselmesine, enflasyonun artmasına ve sonuç olarak hepimizin cebinin yanmasına neden oluyor. Montaj sanayisi, ülkemizi ne yazık ki dışa bağımlı kılmaya devam ediyor. Biz dışarıdan parça alıp montajını yaparak, kendi ülkemizde üretim yapmış gibi görünsek de aslında başkalarını zengin ediyor, paramızı yurt dışına peşkeş çekiyoruz. Peki bu durumdan nasıl kurtulabiliriz? 1. Zenginlerden Adil Katkı: 500 Bin Dolar ve Üzeri Mevduattan Bağış Benim önerim şu: 500 bin dolar ve üzeri mevduata sahip kişilerden, yıllık en az %0,5 ile %1 oranında zorunlu bağış alınsın. Bu paralar, Türkiye’de yerli üretimi destekleyecek ve artıracak bir fonun içine aktarılsın. Bu fonun amacı, ithal ettiğimiz ürünlerin yerli alternatiflerini üretecek fabrikalar kurmak olmalı. Böylece dışa bağımlılığımız azalır ve ülkemiz döviz kaybından kurtulur. Zengin kesim de bu fon aracılığıyla sosyal sorumluluk bilinciyle ülkenin kalkınmasına doğrudan katkı sağlamış olur. 2. ‘Fabrika Kuran Fabrika’ Projesi Bu fondan elde edilen kaynaklarla ‘fabrika kuran fabrika’ anlayışıyla hareket edilmeli. Türkiye’nin ithal ettiği her ürün için bir yerli üretim tesisi kurulmalı. İlaç, teknoloji, makine, otomotiv parçaları gibi stratejik sektörlerde yerli üretime geçilirse, dışa bağımlılık ciddi anlamda azalır. Üstelik bu fabrikalardan çıkan ürünlerin, yerli sanayi tarafından kullanılması zorunlu hale getirilsin. Yani, ithal ürün kullanmak yerine, yerli ürün kullanmayı zorunlu kılalım. Bu da yerli üreticiyi destekleyecek ve iç piyasada döviz talebini azaltarak enflasyonu düşürecektir. 3. Enflasyonla Mücadele ve Zenginleşme Yerli üretim arttıkça ithalata olan bağımlılık azalır, dövize olan ihtiyaç düşer. Bu da TL’nin değerini korur ve enflasyonu dizginler. Şu an yaşadığımız yüksek enflasyonun en büyük sebeplerinden biri ithalata dayalı ekonomi modelimiz. Kendi kendimize yetebilir hale gelirsek, dövizin yükselmesinden kaynaklanan fiyat artışları da önlenmiş olur. Uzun vadede, kendi ürettiğimiz malları kullanarak ve ihraç ederek hem zenginleşiriz hem de daha güçlü bir ekonomiye sahip oluruz. 4. Sosyal Sorumluluk ve Adalet 500 bin dolar ve üzeri mevduata sahip kişilerin bu zorunlu bağışa tabi tutulması, gelir dağılımında daha adil bir düzen yaratacaktır. Bu bağışlar, sadece bir vergi değil, ülkemizin geleceğine yapılan bir yatırım olarak görülmeli. Üretim kapasitesinin artması, işsizliği azaltacak ve daha fazla insana iş imkanı sağlayacaktır. Toplumda gelir dağılımı daha dengeli hale gelecek ve refah düzeyi yükselecektir. Yerli üretim desteklenirse, hem birey olarak hem de ülke olarak kazançlı çıkarız. Hepimiz daha az ithal ürün tüketip, yerli üretime yönelirsek, döviz çıkışını önler ve ülkemizin ekonomisine katkı sağlarız. Türkiye’nin bağımsız bir ekonomi yapısına sahip olması, yerli üretimin artmasıyla mümkün olacaktır. Montaj sanayisiyle değil, gerçekten kendi ürettiğimiz ürünlerle kalkınabiliriz. Zenginlerden alınacak zorunlu bağışlarla kurulacak bu yerli üretim fabrikaları, dışa bağımlılığı azaltacak, enflasyonu düşürecek ve halkın refah seviyesini artıracaktır. Böylece Türkiye, hem ekonomik bağımsızlık kazanır hem de enflasyon belasından kurtulur. Bu konuda sizlerin de düşüncelerini ve önerilerini merak ediyorum. Sizce bu proje uygulanabilir mi? Siz ne düşünüyorsunuz? < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
Yerli Üretimi Arttırarak Ekonomik Bağımsızlığa Giden Yol
-
-
Özellikle nebati döneminde mevduata düşük faiz uygulanarak ( ve kkm ile ) zaten mevduat %1den daha fazla buharlaşması sağlanıyordu . Ama piyasadaki faiz lobisi nedeniyle m.simseki göreve getirip %40 dolar faizi vermesi sağlandı
Zenginlerden vergi herkesin aklında duran bir fikirdir ama zenginler zaten bankada para tutmaz şirketlerin parası vardır o da yıl sonu ödemeler ,satın almalar, maaş -kıdem tazminatı için tutulur
Sermaye bulmak istiyorsan imar değişikliğinde geriye dönük vergi çıkartabilirsin. Leventte Sarıyer'de yada konakta önceden imar değişikliği ile 5-10 ev alanlara arsaları altın endeksli ödenip üstü borçlandırılabilir. Boylece cumhuriyet tarihi boyunca rüşvetçi belediye çalışanları tapu dairesindekiler zimmetini geçirdiklerini bir şekilde ödemis olurlar ... Diğer kaynak ise emeklilik sistemiyle sağlanabilir kamuda çalışanlar 2yılda emekli olan vekiller 21yaşında emekli olanlar haksız kazanç nedeniyle borçlandırılabilir . Ödedikleri emekli pirimleri ile aldıkları maaş altına endeksli karşılaştırılır %25 kâr payı ödenip üstü kamuya borçlandırılır
Türkiye'de yapılan soygunların %90ından fazlası devlet üzerinden yapılır . Yoksa birisi birinin arazisini, evini el koyduğunda kan çıkar ve ergeç ortaya çıkar ama devlette bu ortaya çıkmıyor çünkü yapan zaten devlet görevlileri , belediye çalışanları ve üstelik karşılığı olmayan para kullanıyor 20 sene önce 1 milyon liranın değeri ne bilinmiyor . Seçim rüşveti olarak kullanılıp tapular veriliyor verenlerde 5-10 ev götürüyor sonra onları satıp fabrika ortağı oluyor yada arazi veya otel ağası oluyor
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Bir videoda izlemiştim. Zenginden vergi alinmama sebeplerinden biri istihdama katkı saglamalarindan dolayıdır. Eger zenginden yuksek vergi almaya kalkarsanız işveren is kurmaz aslinda işsiz ordusu yaratırsiniz. Su anki durumda zenginden vergi almayıp çalışanlarından vergi aldığın zaman halkın ezilir ama işsiz kalmaz. Detaylıca incelenecek, neyin doğru neyin yanlış olduğu bilinmeyen ilginç bir konu. Buyuk holdinglerin vergi ile ilgili sorunlarının olmaması da bu yuzden olmalı. Halka vergi yüklemek daha kolay ve iş olanağı da sagliyor
Buyuk olan işvereni yutarsan küçükleri de kaybedersin.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Tabii öyle birşey var ama tepki görmemek için yazmaya gerek görmedim . Amac zaten fabrika açmaksa fabrikası sahibinden yüksek vergi alıp fabrikanın kapanmasına neden olmak mantıklı olmayacaktır . Liberal ülkelerde bile zarar eden iflas edecek fabrikanın kapanmaması için devlet destek olur fabrika kuracak olana da büyük teşvikler verir ( arazi hibesi , malzemelerin pek çoğu yine hibeye girer ) bizde ise yabancı sermayeli işletmelerde bu oluyor yerli vatandaşa kosgep yada kgf kredileri oluyor ama ne kadar düzgün çalışıyor bilmiyorum
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Dostum çok güzel özetlemişsin.
Bizim bundan sonra üzerinde durmamız gereken şeyler, fason ve montaj üretimi yerine, silah ve iha teknolojisinde olduğu gibi katma değeri yüksek ürünleri üretmemiz şart.
Aselsan'ın deli gibi tek bir cıvatayı bile millileştirme gayreti içinde olduğunu yayınladığı parça tedarik listelerinden bile anlayabiliyorum.
-----
Özellikle havacılık sanayisinden gelişmelerle, bizim ve bizden önceki nesillerin beynine kazanan "bu ülke bir şey üretemez" algısının artık yıkıldığını görüyorum.
Teknolojik gelişmelere muhalif olunmaz!
-----
Biz ağır sanayiyi ramak kala kaçırmış bir milletiz. Bunun bir ezikliği var üzerimizde. Artık önümüze bakmalıyız.
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X