Şimdi Ara

Yeter Artık! Yabancı Dilde Eğitim Sonsuza Kadar Mı Sürecek? (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
40
Cevap
0
Favori
1.677
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • Arkadaşlar konu Türkçe'nin yozlaşmasına saptı.

    Ben bilimi yabancı dilde öğrenemiyorum ve bu sistemin hatalı olduğunu düşünüyorum konunun ana teması budur.

    Tibi, belli olmaz bakarsın okulda kalıp çift anadal yapmayı tercih ederim.

    O yüzden bir an önce öğrenebilmem için sen o kuralları bana postayla gönder.
    APS olsun



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Saltuk -- 5 Kasım 2006; 0:37:22 >
  • quote:

    Orjinalden alıntı: squalla

    Bu ne çelişki böyle. Yabancı dille eğitime karşıyım herkes anadiliyle eğitim almalı diyorum hemen karşı çıkıyorsunuz. İyi herkes yabancı dille eğitim alsın.

    Burada hiç kimse herkesin kendi dilini kulanması fikrini savunmuyor. Konuyu da kendine çekme sakıza çevirme tartışmayı.
    Yasalar da savunmuyor maalesef(senin için):

    Genel Esaslar

    I. Devletin şekli

    MADDE 1. – Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.

    II. Cumhuriyetin nitelikleri

    MADDE 2. – Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.

    III. Devletin bütünlüğü, resmî dili, bayrağı, millî marşı ve başkenti

    MADDE 3. – Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.

    Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.

    Millî marşı “İstiklal Marşı”dır.

    Başkenti Ankara’dır.

    http://www.tbmm.gov.tr/Anayasa.htm


    Not: Fikrimi tekrar belirtiyorum; ben yabancı dille eğitime karşı değilim, günlük hayattaki konuşmaların yabancılaşmasına karşıyım. Yabancı dille eğitimin de verimli olduğunu düşünüyorum öğrenim açısından.




  • sanırım bu konuda itu ii durumda yani ben makina da okuyorum en azından ben öle düsünüyorum. bizim bölumde temel dersler turkce veriliyor devamı olan dersler ingilizce veriliyor. hem dersi ogreniyoruz hem ingilizce kelime dagarcıgımız gelisiyor. bence böle bi sistem daha mantıklı.
  • ingilizce öğrenmek elbette yararlıdır.kimsenin karşı çıkacağını zannetmiyorum hatta kimi meslek dallarında mesleki bazı konuların ingilzce öğrenilmesi de gelecekte kolaylık sağlayabilir ama eften püften derslerin ingilizce gösterilmesine
  • ingilizceye karşı değilim tabii bende ama ingilizce ders verilmesi kadar saçma birşey de yok. ne bu özentilik gibi resmen. sanki amerikadaki üni. lerde Türkçe eğitim veriyorlar.
  • Uzun yazdım ama olsun, belki okuyan birisi çıkar :)

    Savunma bu şekilde olmaz o zaman sen de yok efendim televizyon deme, yok imzandaki şu ne, yok izole deme. Ben televizyon diyorum diye kalkıp tüm dersleri İngilizce göreyim, dilimin tamamen yok olmasını izleyeyim.
    Türkçeyi yetersiz bir dil olarak görenlere hayret ediyorum, bugün televizyondur şudur budur dilimize girme nedeni o zamanki dilin önemini kavrayamayan insanlardır bu tehlikeyi önceden fark etselerdi şu an Türkçe bir kelime kullanıyor olurduk, o bir alışkanlık haline gelmiştir.

    Önemli olan bundan sonrasıdır bundan sonra yeni kelimeler sokulmadığı sürece eskiden var olanlarda temizlenebilir ve bahane olarak hep ileri sürülen televizyon kelimesini de kullanmayı bırakırız.

    Ben de kullanıyorum yabancı kelime, arkadaşın biri çıkıp aa bak sen de kullanmışsın gibi kuru bir savunma içersine girmez umarım. Ama forumda "topic" demiyorum, "nick" değil "kullanıcı adı" demeye özen gösteriyorum, bunlar eğitimle düzelecek şeyler ve ben de büyük çoğunluğumuz gibi bu eğitimi maalesef alabilmiş değilim fakat bu şekilde kullanmaya da çalışmıyorum. Fark edersem düzeltiyorum.

    Türkçe dünyanın en zengin dillerinden birisidir, Almanya’nın son on senedir dil üzerindeki düzeltmeleri hatta ve hatta telefon sözcüğünü bile Almancaya çevirip, kulübelere yazmaları bir şekilde başlamıştır bu alışkanlık meselesidir. Telefonun gün gelir Türkçesini kulübelerde okursak bizler garipseriz ama ilk kez bunu öğrenen, gören çocuk şaşırmaz ona uyum sağlar süreç meselesidir, bu süreci bu şekilde geciktirecek davranışlar, işi içinden çıkılmaz hale sokacaktır.

    Kendi dilimizi bilimden dışlayarak bir şey kazanamaz kaybederiz, elin Japonu İngilizce eğitim mi alıyor sanıyorsunuz. Dünyada belki en katı şekilde kültürüne sahip çıkan insanlar onlardır. Toyota’nın, bilmem nenin başkanı bile İngilizce bilmiyor tercüman bulunduruyorlar yabancı dille eğitimi savunmanın Türkiye yi Japonlardan daha iyi duruma getireceğine inanan bir insanoğlu varsa içinizde, ona diyecek bir sözüm olamaz susarım.
    Cezayir Fransızca konuşuyor Fransa sömürüsü altında, Ruanda aynı şekilde, Afrika ülkelerine bakın hepsi ana diline yakın zamanda dönme çabası içersindeler ama ne kadarda uygarlar değil mi? Bilimde ne kadarda ileriler? Halbu ki Fransızca, İngilizce konuşuyorlar hatta okuyorlar. Somaliye gidin açlıktan ölüyorlar ama hepsi neredeyse yabancı dil biliyor.


    Afrikadan ders alınacak bir şey yok mu sizce? en büyük ders Afrikadan alınır hepsi dillerini kaybetmişlerdir, ortak noktaları nedir? Neredeyse hepsi sömürgedirler.
    Şimdi çıkar vatandaşın biri kuru tartışma çıkarır önceden yazayımda konuyu saptırmasın kesin şöyle diyen biri çıkar “biz çok mu bağımsızız?” Evet, Afrika halklarıyla karşılaştırılamayacak kadar bağımsızız biz ekonomik olarak bağlıyız ve bunu kırabiliriz ama dili kaybedersek bunu tekrar kazanamayız.

    İngilizce eğitimle yeni bir lisan eğitimini karıştırmayın İngilizce dersi alınır İngilizce öğrenmeye de çalışıyorum, İngilizce bilirsin, ama eğitim Türkçe olmalı.
    Osmanlının çöküş dönemine dikkat ettiniz mi yabancılar ülkede dünya kadar yabancı okullar açmışlardır nedeni nedir? Bizi çok sevdikleri için mi? üstelik kendi dillerini öğretilerek eğitim vermezler miydi? Adamlar işlerini biliyor dilini değiştirirsen her şeylerini değiştirebilirsin


    Kendini yetiştirmekle ilgilidir, anlamak mümkün değil dünyada tüm sosyologlar, dil bilimcileri, bu gerçekleri kabul ederken bu konuda bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olup yanlışı savunan insanlara hayret ediyorum.

    Nasreddin hoca misali bindiği dalı kesmekten başka bir şey yapmıyorlar.
    Allah aşkına Allah'ın adını veriyorum Cemal Kutay'ın kitabını alıp bir dili kaybetmenin neleri kaybetmek olduğunu okuyun, okuduktan sonra “ya vay be bunda bile ne etkisi var ben bunu düşünemedim” demezseniz adımı değiştiririm.

    Türkçe; sadece dil değildir, ekmeğimizdir, suyumuzdur, en önemliside bağımsız bir millet olmak için temel şartımızdır.

    Herkese saygılar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi selenvirus -- 5 Kasım 2006; 2:38:04 >




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Loop


    quote:

    Orjinalden alıntı: TSMC

    quote:

    Orjinalden alıntı: Loop

    İngilizce bilmek şart. Globalleşiyoruz artık. Herkesin ortak dili bu. Japonda ing öğreniyor, sen de ing öğreniyorsun ve anlaşabiliyorsun.


    Ne alakası var? İngilizce global dil tamam, ama ben bu dili sevmiyorum, ayrıca şunun şurasında 300 sene önce bütün Dünya'ya hakim bizdik, bizim dilimiz geçerli olacaktı, olamadı, bu sana koymuyormu bir TÜRK olarak?

    Onun için İngilizce iş içlerimizde olmamalı, başta eğitim olmak üzere. Ben buna hep karşıyım, daima karşı olacağım. Saltuk burada %100 haklıdır.




    Ya dostum 300 yıl öncesini ben napayım.

    Bak,

    Biz neden ingilizce eğitimiz görüyoruz üniversitede anlatayım sana.
    1.Bölümde verilen materyali ingilizce terimleriyle öğrenmek daha iyidir. Çünkü büyük bir kısmı zaten türkçe ye çevrilemiyor. Orjinal hali bu.
    Kitaplar bile ing.
    2.İngilizceyi ingilizce kullanarak öğrenebilirsin. Eğitimde kullanırsan dili öğrenmek daha kolay olur. Çünkü her an o dili kullanmak zorundasın.
    Hani diyorsun ya başta eğitim olmak üzere. Zaten insanlar anadilini ailesinden alıyor. Bir de onu öğrenmeye pek bi gerek yok. Liselerimiz türkçe eğitim veriyorda ne oluo? Hep rezil..
    3.Mezun olduktan sonra yurtdışında daha rahat kabul görülmek için ing eğitimi referans olarak göstermen şart. Dışarıya açılmak için ingilizce şart.
    4. Global dil, ortak dil, anlaşma dili...

    Dünyanın bizim dilimizi konuşması için Türkiyenin bilimde öncü olması lazım.

    Türkiye sadece bilimi takip edebiliyor. Bilimi takip edebilmek içinse ingilizce öğreniyor.

    İş hayatında ise yaptığın, ortaya koyduğun işi yurtdışında pazarlamak için bile ingilizce gerek.

    Ben de anadili savunuyorum. İnsan anadilinde daha rahat anlar bazı şeyleri ama içinde bulunduğumuz koşullarda türkçe eğitim yerine ing eğitim daha avantajlı...

    Ayrıca ing dil öğrenmekle Anadil kaybedilmez. Dil bilmek ilimdir. Kötü bir şey değildir.





    + Sonsuz... (Bilkent'te okuyorum, derslerimiz ingilizce destekli değil tamamıyle ingilizce ((öyle yarı türkçe yarı ingilizce bir ders ortamı da olmuyor zaten çoğu hoca yabancı neyse..)) Burayı seçme sebeplerimden çok önemli bir tanesi de oldukça iyi yabancı dil eğitimiydi; yanlış anlamayın reklam yapmıyorum ama ingilizceyi küfrede küfrede öğrenmiş olsam da zamanında ilerisi için bunun artık bir zorunluluk olduğunu düşünüyorum.. 18 yaşımdayım, 65-70 gibi emekli olacağımı varsaysam yaklaşık 50 küsür yıllık bir kariyerim var gibi.. Bu sürede de dünyada bilim için hatta benim bakış açımdan özellikle sanat için(grafik tasarım okuyorum) türkçeyi kabul ettirmek imkansız.. Yani milliyetçilik falan bir kenara bırakılmalı.. Daha doğrusu çok tembel bir milletiz, yani dersleri ingilizce anlayıp ona göre yorumlamak inanın çok daha kolay, (Introduction to art&culture dersi için örnek vermek istiyorum: çoğu zaman ingilizce konuşurken türkçe karşılığı olmadığını farkediyorum evet bu çok üzücü bir durum hoşnut değilim ama gerçek bu.. Üşenmemeliyiz oturup öğrenmeliyiz.




  • Selenvirus düşüncelerime tercüman oldu.
  • selenvirüs bana saydırmış ufaktan işgüzar filan diye. neyse
  • özür dilerim öyle bir amacım olmaz tibi düzeltiyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi selenvirus -- 5 Kasım 2006; 2:36:16 >
  • Ya Türkçe eğitim gösterseler şimdi bir sürü iş çıkacak.(!) o kadar kitabi kim çevirecek.? Türkçesi olmayan sözcüklere bide Türkçe karşılık vermek lazım. Hem böyle iyi değilmi? Gün geçtikçe kullandığımız İngilizce kelime artıyor. Yarı Türkçe yarı ingilizce konuşmamızda bu derslerin de etkisi büyük.Yakında ingilizce öğrenmeye gerek kalmayacakk. zaten konuşuyor olacağız.
  • arif_icke, bak sen gereksiz yere kullanılan yabancı kelimelere karşıyım diyorsun. Kendini avutuyorsun çünkü onların zaten çıkış kaynağı satılmış medya kadar, verilen yabancı eğitimdir. Bak altını çiziyorum 'yabancı eğitim', dil eğitimi değil şu anda ülkemizde yaşatılan malesef kültür değişimi, yozlaştırılmasıdır. Bir kaç konuda yazılarını görmüştüm oradan aklıma geldi Türkçe yazarken araya yabancı kelimeler katıyorsun, farkında bile değilsin çünkü belki de ilkokuldan başlayarak bu çarpık eğitimin içinde oldun. Adamları hiçbir şey tatmin etmiyor bebeklere bile (baby tv) bunu bulaştırmaya çalışıyorlar. Bebekler bile İngilizce öğrenmeli vay be ne güzel bir bilgi toplumu olduk.

    selenvirus, mükemmel bir yazı hiç sıkılmadan okudum.




  • rica ederim düzeltmene gerek yoktu. kendi düşüncen. öyle olduğumu düşünyorsan yaz zaten herkes bu konuda inanılmaz rahat. büyük harfle yazdım diye görgüsüz diyen çıktı. o zaman capslock tuşunu sökeyim ben vurgulamak içinde ünlem koyayım ama o zamanda görgüsüz diyen olmuştu bana hay allah naapsamki
  • '..'Vatandaş Türk Osman' Bey, sabah 7.00'de Casio masa saatinin alarmıyla gözlerini açtı. Puffy yorganını kaldırdı.

    Hugo Boss pijamalarını çıkarıp Adidas terliklerini giydi. Clear şampuanı ve Protex sabunuyla duşunu aldı.

    Colgate ile dişlerini fırçalayıp, Rowenta ile saçlarını kuruttu.

    Bill's gömleğini ve Pierre Cardin takımını giydi, Lipton çayını içti.

    Sony televizyonda medya özetlerini ve flash haberleri izledi.

    Citizen kol saatine baktı. Aile fertlerine 'çav' deyip Hyundai otomobiline bindi.

    Blaupunkt radyosunu açarak, rock müziği buldu. Ağzına bir Polo şeker attı.

    Şehrin göbeğindeki Mega Center'daki ofisine varınca, Casper bilgisayarını çalıştırdı. Microsoft Excel'e girdi.

    Ofisboy'dan Nescafe'sini istedi.

    Saat 10.00'a doğru açlığını yatıştırmak için Grissini yedi. Öğlen Wimpy's Fast Food kafeteryaya gitti. Ayaküstü Coca Cola ve hamburgeri mideye indirdi.

    Akşamüzeri iş çıkışı Image Bar'a uğrayıp CB'sini yudumladı, sonra köşedeki Shopping Center'a uğradı.

    Eşinin sipariş ettiği Persil Supra deterjan, Ace çamaşır suyu, Palmolive şampuan, Gala tuvalet kağıdı, Sprite gazoz ve Johnson kolonyayı alarak kasaya yanaştı.

    Bonus kartıyla faturayı ödedi.

    Hafta sonu eşi Münevver'le Galeria'ya giden Osman Bey, Showroom'ları dolaşıp Kinetix ayakkabı, Lee Cooper blue jean satın aldı.

    Akşam evde bir gazetenin verdiği TV Guide'a göz atan Osman Bey, kanallar arasında zapping yaparak, First Class, Top Secret, Paparazzi gibi programları izledi.

    Aynı anda Outdoor dergisini karıştırdı. Saat 22.00'ye doğru Show'da Türk dili üzerine panel başladı.

    Uykusu gelen Osman Bey, televizyonu kapatıp yatak odasına geçerken, kendini mutlu hissetti.

    'Ne mutlu Türk'üm diyene' diye gerindi.'




  • www.turkcedunya.com
    www.turkcedunya.com



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Plan-M -- 5 Kasım 2006; 2:57:18 >
  • quote:

    Orjinalden alıntı: archerxx

    Ne zamanki senin dilinde yabancılar için oğrenilmesi gereken bir dil oldugunda gerek kalmayacak,Yani muhassır medeniyetler seviyesine ulaştıgın zaman.Yani kırmızı kar yağınca



    +1000
  • iyisi ile kötüsü daha çok uzun süre tartışılabilir, ancak teoride değil pratikte varlığı eleştirildiğinde sonuç alınabilir bir eğitim sistemi gibi geliyor bana.

    öncelikle ben ülkemde eğitim eşitliği var olduğuna ve hatta olabileceğine, buna gerek kalabileceğine inanmıyorum. bu sebeple benden nefretinizi ettiyseniz yazının devamına bakmadan eksinizi çakınız.

    eğitim eşitliğine en büyük katkıyı yapan merkezi sınav sistemleridir** malum. lakin buna hazırlanış süreci, eşit gibi görünen bu sınavı da eşitsizliğin kol gezdiği bir sirke dönüştürmektedir.
    ülkelerin kurtuluşunun herkesin mühendis, doktor, ara eleman ya da ressam olacak düzeyde eğitim alması ile değil de, akıllıca ve ahlaklıca yönetim geliştirecek küçük kitleler ve toplumun diğer sorumluluklarını yerine getiren kaldırım taşları ile gerçekleşebileceğine inananıyorum.

    bu ne yazık ki yabancı bir diplomata yaptığı espriyi bile büyükelçisine çevirten kadrolarla, kendisinden bin adım önde olduğu (bunu inkar eden varsa ve buraya kadar okuduysa: "salla abicim okuma gerisini") aşikar bilimadamlarının yayınlarını incelemek için iki hafta çeviri bekleyen insanlarla olur gibi gelmiyor bana. bu sebeplerle yabancı dilde eğitim kesinlikle "özellikle bir zümreye" verilmeli görüşündeyim.

    lakin; pratikte durum o kadar basit değil. giderek yabancılaştığımız bir kültürümüz, bize kendi kültürümüz gibi yutturulmaya çalışılan doğu ve batı kültürleri mevcut çevremizde. buna da çanağın en büyüğünü tutan yine büyüklerimiz dediklerimiz. bu gibi durumlarda şovenizm ya da toptan diğer kültürü benimseme umarsızlığı gibi uç noktalar karşısında çok açık veren -ki bunun sebebi de yakın geçmişini bilmeyen bir toplum olmamızdır bence- bir toplumuz. bu da bizim ülkemizde yabancı dilde eğitim alelade, haddinden fazla ve kontrolünden çıkmış şekilde uygulanamayacağını aşikar kılıyor.

    en ufak bir çıtırtıda vatanperverliğini, ateş ve kana çevirebilecek kitlelere denk geliyorum, bazısının kendi dilinin kurallarından bi'haber olduğunu üzülerek görüyorum.
    en ufak bir cızırtıda yabancı hayranlığını, milliyetsizliğe çevirebilecek kitlelere denk geliyorum, bazısının dünya üzerindeki hiçbir dilin kuralından haberi olmadığını farkediyorum.

    işin özünde ise şu yatıyor; yabancı dilde eğitim yabancı dilde itb dersleri vermek midir, yabancı ile yarışabilmenin en önemli yollarından birini etkin kullanabilmek midir?
    yabancı dilde eğitimin korkulacak bir şey olmadığını düşünerek, ülkenin saygın okullarında, ülkenin kendi geleceğine yatırımını yapmasını gerektiğini düşünüyor ve "kendi kültürünü çok iyi anlatmak ve zümre görüşlerinden bağımsız bir milliyetçilik kavramı aşılamak kaydıyla" yabancı dilde, özellikle bilimsel terim ve dünya meseleleri konularında gerekirse birden fazla yabancı dilde eğitim vermelidir diyorum.

    bugün ortaokuldan sonra okulu bırakmak zorunda olan şanssız çocuklarımızı da, g.tündeki rahat yetmezmiş gibi sıra arkadaşını bıçaklayan kansızları da kurtarmanın yolu elbette onlara 5. sınıftan itibaren, türkçe konuşmayı dahi beceremeyen öğretmenler eşliğinde ingilizce almanca öğretmek değil, onlara birer toplumsal rol kazandırmaktan geçer. her bireyinize eşit rol veremesiniz de her bireyinize önemli birer rol vermiş olursunuz böylece. enderun desem burda çoğumuzun gözü yuvasından oynar, ayrımcı eğitim anlar bunu. o sebeple yanmasın bir ışık o konuda.
    yani yabancı dilde eğitimi düzgün işleyen bir çarkın dişlisi haline getirdiğinizde size bilim basar, saygınlık basar, para basar, barış basar, güç basar, diplomasi ve lobi basar o makina.

    bozuk bir çark için dişlinin birine küfretmeyi ise cahil adamdan başkası yapmaz.

    çok basit bir örnek vermek gerekirse, bugün inchi ile poundu ile bizleri tüketen ingiltere'si ya da kanada'sı bilimini her daim anadilinde yapma fırsatı bulamamıştır. an gelmiş latince kasmış an gelmiş alman teknolojisi için almanca öğrenmiştir. ama devran dönmüş ve medeniyeti yakaladığı an kendi dilini oturtmayı başarmıştır.
    bizler ise yabancı dilde eğitimi tümden reddederek -ki bunu yapan bilim dili türkçe olsun idealine de sahiptir işin şaşırtıcı kısmı- hem karnımız doysun hem ekmeğimiz bütün kalsın istiyoruz. çeviri ile bilim, taşıma su ile değirmen döndürmektir. ama tulumbadan bile su çıkarabilmek için biraz su eklemek gerekiyor.

    yabancı dilde eğitim karşıtlarının dayandığı nokta kültür yozlaşması ise, bu sorunun kendisini değil, kültür eğitimin eksik oluşunu belgeler. malum çiğ yemezsek karnımız ağrımaz. biz eğitimimizi, kültürümüzü tekrardan oturtursak ne çince bilim yapmamız gerektiğinde benzimiz sararır, ne de ingilizce makale anlarken sırtımızda ingiltere bayrağından tişört olur. olsa olsa bilime, kendi dilimizde yapacağımız bilime ayırabileceğimiz çok daha fazla vaktimiz olur.

    sonuç olarak diyeyim bitireyim; yabancı dilde eğitim gereklidir, ancak tüm zararlarını kontrol altına alabilmek gerekir. gerekli okullarda, planlı yetiştirilmiş bir yönetici kitlesi için, yabancı dilde eğitim bilim diline sahip olmaya giden yolu kısaltacak bir hadisedir. şu haliyle korkulmalı, kontrollü haliyle desteklenmelidir. ve tabii ki, yabancı dilde eğitim, "ingiliz saati hangi koluna takar?" değil, "ingiliz bu bilimsel gelişmeyi ortaya çıkarmak için nasıl eğitim verdi?"yi anlatan bir sistem olmalıdır.
    (palanthaser, 29.03.2006 23:30)




  • arkadaşlar belki de bir yeri gözden kaçırıyorsunuz
    türkçe'yi bilimden soyutlamamak gerek çünkü türkçe çok geniş bir dildir
    ancak bir ingilizce kelimeyi türkçeleştirebilmek için bile çok iyi ingilizce bilmen gerekir
    bu sokaktaki konuşma dili veya bu 'cafe'lerin isimleri neden türkçe değil diyorsunuz ya
    bence bunların hepsi EĞİTİM,vurguyu belirtmek istedim,'den kaynaklanıyor
    benim anlatmak istediğim ise öğretimin ingilizce olabileceğidir
    neticede benim bir ingilize kendimi anlatıp ülkemi yüksek seviyeye çıkarabilmem için ingilizcemin harika olması ingilizce terimleri bilmem gerekir
    ingilizce eğitim de buna katkı sağlar
    biz tarih konusunda bir çok darbe yedik şu ana kadar
    haklı olduğumuz halde haksız duruma düştük
    bunun nedeni iyi tarih profesörlerimiz olmadığı için midir
    yoksa dünyaya kendimizi ifade edemediğimiz için midir

    saygılar...




  • bizim gibi yarı sömürge olan ülkelerde ingilizce olmazsa olmazlardandır..Atatürkün dediği gibi harp alanında kazanılan zaferler ekonomik başarılarla taçlandırılmazsa zaferler görüldüğü gibi hiçbir şeye yaramıyor...onun için civcivken horozlanmamak gerekir...bize düşen ekonomik bağımsızlığımızı kazanmak..gerisi nasılsa gelir..ama bu sadece işin bir ayağı daha yapılması gereken çok şey var...
  • ODTÜde hocaların geyik muhabbetine kadar herşey ingilizce. Çevre mühendisliği 3. sınıftaki öğrenci sera etkisi nedir bilmiyor. Global warming deyince haa diyor. Duyurular tabelalar ingilizce. İnsan mesleki ingilizceye hakim olmalı katılıyorum fakat öğretim anadilde olmalı. İşin ingilizcesi ayrı bir şekilde öğretilmeli itüdeki gibi. İngilizcen çok iyi olsa da türkçe kitaptan daha iyi anlıyorsun.

    Hocaya türkçe soru sorunca "ask your question in english" deyince ağlayasım geliyor. italyanın politeknik üniversitesi berlin teknik üniversitesi nasıl kendi dilinde eğitimle babalar gibi adam yetiştiriyorsa biz de öyle yetiştirmeliyiz.

    Ayrıca Ankara Üniversitesiyle ODTÜ öğrencileri üzerinde bir yapılan bir araştırmayı okumuştum. ikisine de 1.sınıfta ve son sınıftakilere türkçe testi yapıyorlar sonuç: 1.sınıfta odtü öğrencileri daha iyiyken son sınıfta aü öğrencileri daha iyi yapıyor. adamlar ana dilini unutuyor odtüde düşünün.




  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.