Yönetici Kirayı Sorar mı? (2. sayfa)

37 dairelik apartmana dışarıdan seçilen biri...

Hiç şaşırmadım, bu dışarıdan yöneticilik yapanlarda her ayak var. Benim oturduğum apartman yeni. İnşaat firması yönetimi dışarıdan x yapı gayrimenkul diye bi yönetim-emlak firmasına devretmiş. İnşaat firmasının da emlak işlerini yürütüyorlarmış. Bi sorun sebebiyle sahibiyle tartışınca öğrendim. Para üzerinden para kazanan vasıfsız adamlar. Sizdekiler de emlak işlerini yürütüyor olabilir. O nedenle burnunu sokuyordur.

Site yönetimi adı altında hırsızlık haberleri çok duyuluyor. Birçok mağdur var bu iş resmen sektör olmuş hatta mafyalaşmış durumda! Ayrıca neden dışardan yönetim alırlar anlamak mümkün değil. Site içi bile olsa, adam gibi denetim raporu tutulmuyor, kat mülkiyeti kanununa uyulmuyor, site yönetim planı nedir bilen yok, denetçilik nedir ne iş yapar kaç kişiden oluşur bilen yok. İşin garibi kat malikleri bu kadar duyarsız olunca, böyle tiplerde at koşturuyor, hırsızlık yapılıyor.

İnsanların başı durduk yere belaya giriyor.

Bazı apartmanlarda, kırbaçla dövülmelik insanlar oluyor ve yöneticilik yapmıyorlar, üstelik aidat ödemiyorlar, veriyorsun mahkemeye, dışardan yönetici atanıyor, hem ödemedikleri aidatları 5 kat ödüyorlar hem de aidat ödenmezse şirket bunları mahkemede öttürüyor. Böyle yönetim şirketleri falan var yani.

Adam gibi şeffaf yönetim olursa eyvallah ama dışardan yönetim firmalarına şüpheyle bakarım ben. Hiçbir sebep yokken herşey kanununa uygunken, herşey şeffafken kişi aidat ödemiyorsa mahkemeye verilsin tabi.

Ancak YASA DIŞI işler yapıp, kılıfına uydurmaya çalışıp, insanları davayla tehdit falan etmeye kalkıyorlar. Zaten mahkeme bu durumda gerekeni yapacaktır.

Ek olarak 5 kat falan aidat diye bişey yok, en fazla faizini öder.

19.250 TL ödemem gerekir diyorsun. Kanunu hüküm tam buysa bunu ödeyeceksin. Bunun dışında iyi niyet karinesi bekleyemezsin. Karşılıklı bir iyi niyet karinesi olmadığı için esneklik bekleyemezsin.

Bir ev sahibi olarak söylüyorum, kiracılar her zaman avantajlıdır. Burada asıl sorun; hukuğun arka yollarında en iyi manevra yapabilen kazanıyor. Benim merak ettiğim ne kadar kira ödediğin; O kira o bölgedeki konut değer oranları nedir? Ortalama kiraların 30 bin olarak olan bir yerde adam şaka değil 5 bin lira veriyor. Kira artış zamanı gelince maksimum kira artış oranı için kanunun arkasına saklanıyor. Ama kanunun değer oranı ile ilgili hükmü sözkonusu olunca salağa yatıyor. Ben bu tür sorunlarda sadece tek bir şeye bakarım ve kimin haklı olduğunu anlarım

Hey kardeş; kaç lira kira veriyorsun, ve o bölgenin konut değer oranı nedir? buna göre kimin haklı olup olmadığını söylerim. Bunun dışındaki her şey gücü yetenin diğerini soymak meselesidir.

Tali işlerle uğraşıp paranoyak olmaya gerek yok. Ev sahibi değil de, yönetici niye aradı diye bir insan niye kıllanır. Belli ki ya kendisinin ya ev sahibinin bir yamukluğu olacağı algısıdır. Kanuna tapan, kanunu uygulamaya devam etsin. Kanuna göre üst sınır neyse onu YATIRACAKSIN. Daha altında bir miktar yatırmak için yol aramaya gerek yok. Kanuna göre bir kuruş fazla yatırmak istemeyen kiracı, ev sahibinin bir kuruş fazla almak için yaptığı manevraya niye kızar ki. Ne diyelim yani; daha az kira ödemen için yol mu gösterelim.

O niye aramış, bu niye aramış diye kıllanmak yerine, anlaşma neyse ona göre davranırsan sorun olmaz. Yolu dallandırıp budaklandırmaya ne gerek var. Bu kadar basit şey için devasa hükümler çıkarmaya gerek yok.

Bir arkadaş "Abi sen de 17.000 TL gönder, o seni arasın" dedi...

Kesinlikle. Göz göre göre hırsızlık, usulsüzlük yapıyorlar zaten. İki yıl olacak halen apartman giderlerini asmıyorlar mesela. "Asarız sıkıntı yok" dedi asmıyor. Başta daireleri kiralarken de diğer emlakçılarla danışıklı tezgah kurduklarını farketmiştim. Ben burada kiracıyım. Dediğiniz gibi kat malikleri de aşırı duyarsız. Yeni apartmanda bi ton sorun var çözüm üretilmiyor, dalga geçer gibi iş yapıyorlar, biri de hak aramasını bilmiyor. Sanki babalarının hayrına yönetiyolar. Herkese de patron gibi atar giderli konuşan bi tip bizdeki. Zaten o yüzden tartıştım. Konu da su sorunuydu. Belli kattan yukarısında basınç problemi var. Israrla "herkeste sorun olmadığına göre sorun sizin dairelerinizde" diyordu. Bi de "benim de şurada şurada dairelerim var, biliyorum" diyor. 30'lu yaşlarda konuşma adabını dahi bilmeyen bi arkadaş. Daireyi geçtim daireLER sahibi olmuş. Sanırsın dünyaya ihraç yapan fabrikatör. Ne yaptıkları buradan belli. Kat malikleri bi şey yapmadıktan sonra kiracı ne yapsın?

Dışarıdan yönetimi eleştirenler olmuş. Evet adamlar hırsız. Evet kendi adamlarına iş yaptırıyorlar, fahiş fiyat çekiliyor, tadilattan parayı götürüyorlar, birşey yapmadan her ay tıkır tıkır para alıyorlar.

Ancak apartmandakiler bunu hakediyor. Kendi dairesinden su akar yönetim yapsın der. Üst kattaki köpek havlıyor der yönetim baksın, aşağıdaki dükkan ses yapıyor masa atıyor der gider yöneticiye. Toplantı öncesi konuşursun 2 kişi ortak yapalım apartmanı soymasınlar dersin konuştuğun daire sahibi toplantıya gelmez. Böyle öküzlere dışarıdan yönetici haktır. Toplantıya gelmekten aciz insanlarla birşey olmaz. Ben yönetimi alacaktım da baktım apartmandakilerle birşey olmaz beter olun dedim. Hem millet öyle salak ki sürekli bu yönetimi istemiyoruz gitsin der. Toplantıya giderler yönetimi ibra edip ertesi yılın yönetim ücretinin, aidatının anlaşmasını yaparlar. Hani memnun değildiniz? Hiçbir şey olmasa toplantıya gitmeyin yeterli çoğunluğu sağlayamasın.

Anlaşmada iki taraf anlaşır diye bir şey yokmuş. Oysa 24. madde iki taraf anlaşır türünden ibare içermesi gerekiyordu. Bilinçli mı yapıldı bilmiyorum ama zaten kira artışın otomatik olacağı, herhangi bir bildirim olmayacağı ifade edilmiştir. Bu durumda her iki taraf içinde muğlak durum da olabilir, olamayabilir de. Çatışma halinde kimin avukatı güçlüyse o kazanır. Oysa 24. madde daha kesin ifadeler içermesi gerekirdi. Gerçi bu kağıtta yazan maddelerin pratikte bir geçerliliği yok. Çünkü yönetmelik anlaşma metninden, kanun ise yönetmelikten üstündür. Uyuşmazlık halinde kanun esas alınır, kontrat tali bir belgedir.

Uyuşmazlık halinde en fazla kira artış oranı kanunda bellidir, o esas alınır, tali bir belge olan kontrat değil. Kanuna göre yatırman gereken miktar neyse o miktarda veya daha fazla kira yatırman gerekir. Ama diğer durumlarda açık vermemen gerekir, uyuşmazlık halinde bu durum aleyhine karine olur. Kira ve kiracı arasında iki taraf için de haksızlık yaratmayacak bir artış oranı için de başka kanunlardan karine çıkarılabilir.

Her durumda anlaşma en garanti yoldur. Paranoyak olmaya gerek yok. 17 de yatırsan 20 de yatırsan uyuşmazlık halinde bu kontrattan iki taraf için de avantaj dezavantaj çıkmaz. Buradan bir yol aramaya gerek yok. Artış oranı bellidir, asgari hüküm vermeye oradan başlanır. Sonraki tali kanıtlara göre durum gelişir.

Yasa dışı şeyler yapıp, kılıfına uydurmaya çalışıp, davayla tehdit ediyorlarsa, onu hakime anlatırlar, o değerlendirir.

5 kat falan şeklinde bir aidat var çünkü bizim topladığımız aidatla, yönetimi devralan şirkete ödenecek olan aidat aynı olmayacak..

Bizde tam 3 daire sırf keyfinden aidat ödemiyor. Bunlara bir de untermensch bir r** eklendi tam 4 oldular. Yönetici galiba kavgadan dövüşten tırsıyor bahaneler öne sürüyor. Bu vandalları mahkemeyle ve dışardan yöneticiyle yola getireceğim ama esim neden biz ugrasalım diyor ben öttüreceğim ama karşı çıkıyor

Dışardaki yönetim neye göre 5 kat isteyecek?

Çünkü ekleyecek, bire anlaştığını sana bana 5 katından kaptıracak. E o zaman da aidat yükselecek.

Disardaki yonetim bu isi ticari olarak yapiyor ve elbette hizmet bedeli de aliyor. Apartmandaki vandallara diz cokturmek icin guzel yontem birkac yuz lira vermem derken binlerce lira verecekler hem de birikmis borclarindan haciz ettirecegim.. Bak apartmani 4 daire gecindiriyoruz, 4 daire bizim sirtimizdan geciniyor, gidip dove dove alacak degilim yapabilirim ama her durum icin dayak atamayiz, onlari mahkemeyle bu duruma dusurmek ve kendim de kol gibi kazikli aidat odemek istiyorum bana koymaz ama onlara aci koyar fakat esim, ben mahkemede ugrasamam, neden cikayim mahkemeye diyor ve cingen bunlar diyor, rus hakkinda da hakaret iceren kelimeler kullaniyor, ben untermensch yasam formlarini mahkemede otturelim diyorum, hayir yonetici gitsin mahkemeye onun gorevi diyor, yoneticiye gidiyorum, bahaneler one suruyor ve allah kahretsin onlari diyor, ben olsam otturecegim ama ailede fikir birligi sart..

Bir de hocam, bunlar neden aidat ödemiyorlarmış, biliyor musun? Elbette bilmiyorsun, hemen söyleyeyim, bunlar yöneticiyle kavga etmişler. Yöneticiye sinir olmuşlar, o yüzden aidat vermiyorlarmış. İyi de, bunların yöneticiyle olan kavgasından diğer dairelere ne? Yani mesele o birkaç yüz liralık aidat değil. Bunlar aidatı inadına ödemiyor. Yoksa paraları pulları var. Bu 3 kafadar, bir de o yeni gelen Ruski’yi ayartmışlar, ona da aidat verdirtmemeye başlamışlar. Böyle insanları ancak dışardan yönetici paklar. Şirketle de kavga etsinler ve ödemesinler bak sonra evlerine nasıl icra memurları giriyor..

Yalnız sizin durum farklı tabi. Adam vandallık yapacaksa karşılığını almalı tabi. Aynı durumdayız burda. Eşinin ailenin başı ağrımasın diye bazen susuyoruz AMA BİRYERE KADAR.

Dışardan yönetim hizmeti alan herkesi kastetmiyoruz elbette ama maalesef durum yukarda anlattığım gibi

Bakın bu ülkede mahkeme kararıyla mahalle statüsüne girmiş yerlerden aidat almaya kaktılar. Müteahhit firmalar bu ranttan asla vageçmezler.

Araştırın bakın, görece dar gelirli vatandaşların oturduğu büyük siteleri kimler yönetiyor, açın okuyun şikayetleri. Yönetici ile dışardan anlaşıp, birlikte sömürüyorlar siteyi.

Yıllar önce bi arkadaşım anlatmıştı, tam hatırlamıyorum ama işçiye alınan 100 liralık malzemeyi 800 tl olarak fatura etmişler siteye!

En kötüsü de bunu ispat etmişler ama orda oturan şahısların yarısı falan yönetimin yanında yer almış. Şaka gibi!

Oturan şahıs olsun, ister yönetici olsun, kim olursa olsun başkasının hakkını yiyemez, tehdit falan edemez!

Yöneticiyle kavga etmek aidat ödememek için sebep değil AMAAAA, bu şahıs alenen çalıyorsa, yasadışı şekilde keyfince aidat artırıyorsa, denetçilere karşı kötü niyetli tutumu varsa, orda KESİNLİKLE aidat falan ödememeli insanlar.

Ben siteleri şuna benzetiyorum bazen. İnsanların gözünün içine soksan bile gerçekleri, yasadışı olayları, gidip kötünün tarafında yer alabiliyor insanlar. Duyarlı saygılı efendi insanlarda bunların içinde çırpınıyor, saçını başını yoluyor.

Dün akşam sms ile "Yeni kirayı ne düşünüyorsunuz?" diye sordum cevap vermedi.

Ben bu sessizliği "Ben karar veremedim, senin gönlünden ne koparsa" olarak yorumlayıp bugün yeni kirayı yüzde 50 olarak havale etmeye karar verdim...

Katılıyorum.. Zaten öyle olmasaydı, bunu bir ceza olarak düşünmezdim..