Zübük filmi yeniden hayat buluyor, başrol Kemal Sunal’ın oğlunda (3. sayfa)

4K yeniden duzenleyemezler. Goruntusunden belli o filmlerin 35mmye cekilmedigi.

Cozunurluk olayi filmde ve dijitalde farkli isliyor ama 35mm'nin cozunurlugunu 4000x3000 olarak dusunebilirsin. Bunun orta yerinden 3840x2160lik bir kesit aliyorsun al sana 4K. Eski filmleri 4K yaparken kesiyorlar yani bildigin, 35mmde cok daha fazla "resim" var 4Kdan.

Youtube'ta ben bile izletmeye engel olurum. Kaldı ki sahip olan film şirketinin kanalı var youtube'ta dolayısıyla illa ki onlar telif deyip kaldırmıştır. Ama internette her yerde bulabilirsiniz.

Mesela Angelina Jolie, Haluk Bilginer'in filmi var adı Maria. Sadece korsan IPTV'lerde bulabilrsiniz. Netflix yapımı ama Netflix'in hangi ülke ksıtında yayında kimse bilmiyor. Ben izledim. Başkasına tavsiye ettim. Netflix'te bulamamış, internette ara dedim internette de yok. Her yerden engellemişler. Derken benim korsan IPTV saldırıya uğradı. 2-3 gün sonra düzeldi ama MAria orada da yok artık :)

Yani isteyen tüm internetten istediğini siler. Dailymotion'da bile var Zübük. Demek ki telif hakkı ile o kadar ilgilenen yok. Bunun cevabı bu. Yoksa asıl Zübük, Nur cemaati eski liderine gider olur en fazla, ama piyasada olmayışının onlarla da zerre alakası yok.

Yapanın, yazanın niyetini bilmem de yarattığı karakterde gerçeklik payı epey fazla tamamen olamaz zaten çünkü karakter kurgusal, bir kişiyi gözeterek ve hedef alarak yaratılmamış ve film gereği biraz da karikatürize. Film bu eleştirel yönünden dolayı seviliyor zaten bir de karakterin karikatürize bir mizah sunması da var tabii. Görmek isteyene kör göze parmak misali bir eleştiri yapıyor. Görmek istemeyen ise filmi "dinimize saldırıyorlar" şeklinde yorumluyor. Sırf bu yüzden Kemal Sunal'ı ve filmlerini sevmeyen azımsanmayacak bir kitle var. Halbuki mesajı çok açık ve hedefi insanların dini inançlarını suistimal edip bundan nemalanan kişiler ve bu kişiler çoğunlukla siyasi kişiler. Hani bunu gizli metaforlarla da yapmıyor film, bayağı bayağı alenen ortada yani oldukça açık. Anlam kapalılığı olsa farklı yönlere çekilir herkes farklı anlamlar çıkarırdı ama böyle bir şey de yok. Aslında Zübük karakteri için uzun uzun hepimizin bildiği siyasi örnekler verecektim ama vazgeçtim muhabbet çok uzamasın diye. Yani çok da gerçek dışı bir karakter değil. Ayrıca Zübük filmi sadece siyasileri de eleştirmez, topluma da eleştiri yapar. Hani diyoruz ya falanca siyasileri kim seçiyor, bunlar nerden geliyor, uzaydan gelmiyorlar değil mi diye. İşte tam da film sonlara gelince bunu açık bir şekilde söylüyor. Bu toplumsal eleştiriyi yoğun bir şekilde yapan bir filmi daha vardı Kemal Sunal'ın, çok fazla bilinmez: Koltuk Belası (1990) Toplumdaki çürümüşlüğün namuslu seçilmişleri nasıl elediğini nasıl yozlaştırdığını veya yozlaşmaya sebep olduğunu anlatır. İzlemeyen varsa onu kesinlikle tavsiye ederim.

Recep İvedik'le bu film kıyas edilemez bence. Recep İvedik'in özellikle son 3-4 filmi karikatürlüğün dibine vurmuş, dibini sıyırmıştır, kıyas kabul etmesi çok zor. Ama son filmin Zübük ile ortak bir bağlantısı var. Son filmi izlediysen iktidarı eleştiri yağmuruna tutuyor ve bunu kör göze parmak misali yapıyor, resmen isim vermeden açık adres veriyor. Ama filmin kalitesi oldukça düşük hatta serinin en kötü filmi olunca, film kendisini muhalifliğe yaslamış ve film olarak, kalite olarak, senaryo veya mizah olarak hiçbir şey sunmamış olduğu için izleyicinin ağzında acı bir tat bırakıyor. Biraz kaliteli bir yapım olsa ses getirebilecekken kestane olmayı seçmiş boş bir yapım. Bunu izleyip aydınlanacak olan dar görüşlü, dünyadan bihaber insanlar varsa ne mutlu onlara. Bana bir şey katmadı şahsen.