Bu forumda Atatürkü seven bir tek ben kaldım sanıyordum.
Bayağı varmış.[clps]
Aslında bir iki laf daha edeydi de, Frenk Mukallitliği ve İslâm ve onun yazarı olan İskilipli Atıf Hoca hakkında biraz bilgi verseydim.
Cehalet çok kötü şey..
Keşke herkes içinde bulunulan dönemleri, olduğu gibi kabul edebilse,
Kemiklerin olur ama, Duygular'ın fosili olmaz ne de olsa...
Hiçbir devrim, sancısız olmaz.
Saygılar, duygudaşlarıma...[frndsp]
Olm metin sana dedik fazla konusursan biletini keserler diye :))) aha boyle olursun işte :)))) hiç gülesim yokdu yaa
Benim bilgisayar dönüp dönüp bu sayafaya geliyor.. Ne iş yaw..?1
İskilipli Atıf Hoca hakkında bilgi verirmisin.
google da aratınca çıkar şeylerde şunlar yazıyor.
Ülkedeki 'batililasma ' hareketine karsi "firenk mukallitligi ve sapka" adli eserini 1924'te yazar. kitapta,batinin iç yüzünü çevresindekilere anlatiyordu. Daha sonra yeni bir kanunla vatandaslara ülkeden kovduklari Italyan'lardan üç gemi dolusu satin aldiklari sapkalari giyme mecburiyeti geliyordu. Buna halk ve ulemadan büyük tepki geldi. Ve her kanuna savunuculuk yapanlar kanun tanimazlara haddini bildirmeliydi. Insanlar basina sapka takmadigi için katlediliyordu.
Iskilipli Atif Hoca da birbuçuk sene önce yazdigi Firenk Mukallitligi isimli kitabi bahane edilerek tutklandi. Giresun istiklal mahkemesinde yargilanarak suç bulunamamasi nedeni ile Istanbul'a gönderildi. Ancak bir süre sonra yeniden tutuklandi. 26 Aralik 1925 te arkadaslari ile beraber 13 kolluk kuvveti gözetiminde Ankara'ya gönderildi. 26 Ocak 1926 Sali ünü Ankara istiklal mahkemesinde yargilandi.Savci, Iskilipli Atif Hoca için 3 yil hapis cezasi istedi. mahkeme müdafaa için bir gün sonraya birakildi. Ertesi gün mahkeme reisi Kel Ali, müdafaa yapmaya gerek görmeyen Iskilipli Atif Hoca için alinan karari açiklar:IDAM.
Bu konu ile ilgili yeni bir topic aç istersen. Bu topic bence görevini şimdilik tamamladı. [frndsp]
Aslında bir iki laf daha edeydi de, Frenk Mukallitliği ve İslâm ve onun yazarı olan İskilipli Atıf Hoca hakkında biraz bilgi verseydim.
yok sen yazmışsın da bunu o yüzden sordum.
<u><b>O zaman önce bunu oku.</b></u> <u>Umarım Admin abiler kızmazlar.</u>
<b><u>Aşağıda O’ndan kalan elyazısı belgelere dayanan <b>"Din"</b> hakkındaki görüşlerini okuyacaksın</u>.</b>
Din vardır ve lazımdır. Din lüzumlu bir müessesedir. <b>Dinsiz milletlerin devamına imkan yoktur. Yalnız şurası var ki din, Allah ile kul arasındaki bağlılıktır.</b>
Tanrı birdir, büyüktür; dinsel usullerin oluşumlarına bakarak diyebiliriz ki: İnsanlar iki sınıfta, iki devirde düşünülebilir. İlk devir, insanlığın çocukluk ve gençlik devridir. İkinci devir, insanlığın erginlik ve olgunluk devridir.
İnsanlık birinci devirde tıpkı bir çocuk gibi, tıpkı bir genç gibi yakından ve maddi vasıtalarla kendisiyle ilgilenmeyi gerektirir. <b>Allah,</b> kullarının gerekli olan olgunlaşma noktasına ulaşmasına kadar onlarla içlerinden bazıları aracılığı ile ilgilenmeyi tanrılık gereğinden saymıştır. Onlara Hazreti Adem Aleyhisselamdan itibaren kayıtlara geçmiş veya geçmemiş sayısız denecek kadar çok nebiler (kendilerine kutsal kitap gönderilmemiş peygamberler), peygamberler ve elçiler göndermiştir. <b>Fakat peygamberimiz vasıtasıyla en son dini ve medeni gerçekleri verdikten sonra, artık insanlıkla aracı ile temastabulunmaya lüzum görmemiştir.</b>
<b>İnsanlığın anlayış, aydınlanma ve olgunlaşma derecesi sayesinde her kulun doğrudan doğruya, tanrısal ilhamlarla temas edebilme kabiliyetine eriştiğini kabul buyurmuştur ve bu sebepledir ki, Cenabı Peygamber, peygamberlerin sonuncusu olmuştur ve kitabı, en mükemmel kitaptır.</b>
Allah kavramı insan beyninin çok güç kavrayabileceği fizik ötesi bir meseledir.
<b>Allah’ın emri çok çalışmaktır... Çalışmak demek, boşuna yorulmak, terlemek değildir. Zamanın gereklerine göre ilim ve fen, her türlü medeni buluşlardan azami derecede yararlanmak zorunludur.</b>
Allah dünya üzerinde yarattığı bu kadar nimetleri, bu kadar güzellikleri insanlar yararlansın, varlık ve bolluk içinde olsun diye yaratmıştır ve azami derecede faydalanabilmek için de, bugün evrenden esirgediği zekâyı, aklı insanlara vermiştir.
<b>Allah birdir. Şanı büyüktür... Peygamberimiz efendimiz hazretleri, Allah tarafından insanlara dini gerçekleri duyurmaya memur ve elçi seçilmiştir.</b> Bunun temel esası hepimizce bilinmektedir ki, yüce Kur’andaki anlamı açık olan ayetlerdir. <b>İnsanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz, son dindir. En mükemmel dindir. Çünkü dinimiz akla, mantığa ve gerçeğe tamamen uyuyor ve uygun düşüyor. Eğer akla, mantığa ve gerçeğe uymamış olsaydı, bununla diğer ilahi tabiat kanunları arasında çelişki olması gerekirdi. Çünkü, tüm evren kanunlarını (maddi ve manevi alem kanunlarını) yapan tanrıdır.</b> O (Hz. Muhammed), Allah’ın birinci ve en büyük kuludur. Onun izinde bugün milyonlarca insan yürüyor. Benim, senin adın silinir, fakat sonuca kadar o, ölümsüzdür.
<b>Ezan ve Kur’an-ı Türklerden başka hiçbir müslüman milleti bu kadar güzel okuyamaz. Bunlara muhteşem müzik ahengi veren Türk sanatkârlarıdır.</b>
Bizim dinimiz akla en uygun ve en tabii bir dindir. Ve ancak bundan dolayıdır ki son din olmuştur. <b>Bir dinin tabii olması için akla, fenne, ilime ve mantığa uygun olması lazımdır. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur. Müslümanların toplumsal hayatında, hiç kimsenin özel bir sınıf olarak varlığını korumaya hakkı yoktur. Kendilerinde böyle bir hak görenler dini hükümlere uygun hareket etmiş olmazlar. Bizde ruhbanlık (özel bir din adamları sınıfı) yoktur, hepimiz eşitiz ve dinimizin hükümlerini eşit olarak öğrenmeye mecburuz. Her kişi dinini, din işlerini, imanını öğrenmek için bir yere muhtaçtır. Orası da okuldur.</b>
Bizim dinimiz için herkesin elinde bir değer ölçüsü vardır. Bu değer ölçüsü ile herhangi birşeyin bu dine uygun olup olmadığını kolayca takdir edebilirsiniz. <b>Hangi şey ki akla, mantığa, toplum çıkarına uygundur; biliniz ki o dinimize de uygundur. Birşey akıl ve mantığa, milletin çıkarına, islamın çıkarına uygunsa kimseye sormayın. O şey dinîdir. Eğer bizim dinimiz akıl ve mantıkla uyuşan bir din olmasaydı, en mükemmel din olmazdı, en son din olmazdı.</b> <u>Bizim dinimiz, milletimize hakir (kötü), miskin (zavallı) ve zelil (aşağı) olmayı tavsiye etmez. Aksine Allah da Peygamber de insanların ve milletlerin yücelik ve şerefini muhafaza etmelerini emrediyor.</u>
<u>Büyük dinimiz çalışmayanın insanlıkla ilgisi olmadığını bildiriyor. Bazı kimseler çağdaş olmayı inançsız olmak sanıyorlar. Asıl inançsızlık onların bu inanışıdır. Bu yanlış yorumu yapanların amacı, islamların inançsızlara esir olmasını istemek değil de nedir? Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, akılladır.</u>
<u>Türk milleti daha dindar olmalıdır, yani bütün sadeliği ile dindar olmalıdır demek istiyorum. Dinime, bizzat gerçeğe nasıl inanıyorsam, ona da öyle inanıyorum. Bilince ters, ilerlemeye engel hiçbir şey kapsamıyor. </u><b>Halbuki Türkiye’ye bağımsızlığını veren bu Asya milletinin içinde daha karışık, suni, boş inançlardan ibaret bir din daha vardır. Fakat bu cahiller, bu güçsüzler (zavallılar) sırası gelince, aydınlanacaklardır. Onlar aydınlığa yaklaşamazlarsa, kendilerini yok ve mahkûm etmişler demektir. Onları kurtaracağız. Milletimiz din ve dil gibi kuvvetli iki fazilete sahiptir. Bu faziletleri hiçbir kuvvet, milletimizin kalp ve vicdanından çekip alamamıştır ve alamaz.</b>
<u>Milletimizin, memleketimizin ilim irfan yuvaları (okulları) bir olmalıdır. Bütün memleket evladı kadın ve erkek aynı şekilde oradan çıkmalıdır. Fakat nasıl ki her hususta yüksek meslek ve ihtisas sahipleri yetiştirmek gerekli ise, dinimizin gerçek felsefesini inceleyecek, araştıracak bilimsel ve teknik olarak telkin kudretine sahip olacak seçkin ve gerçek din ilim adamlarını da yetiştirecek yüksek öğrenim kurumlarına sahip olmalıyız.</u>
<u>Camiler birbirimizin yüzüne bakmaksızın yatıp kalkmak için yapılmamıştır. Camiler itaat ve ibadet ile beraber din ve dünya için neler yapılmasının gerekli olduğunu düşünmek yani konuşup tartışmak, danışmak için yapılmıştır.</u>
Camilerin kutsal minberleri halkın ruhi, ahlaki gıdalarına en yüksek, en verimli kaynaklardır. <b>Minberlerden halkın anlayabileceği dille ruh ve düşünceye hitap olunmakla müslümanların vücudu canlanır, düşünceleri temizlenir, imanı kuvvetlenir, kalbi cesaret bulur. Fakat buna karşılık hutbe okuyanların sahip olmaları gereken ilmi nitelikler, özel liyakat ve genel kültüre sahip olmaları önemlidir.</b>
Hutbeden amaç ahalinin aydınlatılması ve ona yol gösterilmesidir, başka şey değildir. <b>Yüz, ikiyüz, hatta bin yıl önceki hutbeleri okumak, insanları cahillik ve çağın gerisinde bırakmak demektir. Hatiplerin normal olarak halkın günlük kullandığı dil ile konuşmaları gereklidir...</b> Minberlerde söylenecek sözlerin bilinmesi ve anlaşılması, ilim ve fen gerçeklerine uygun olması lazımdır. <u>Hutbeyi verenlerin siyasi olayları, sosyal ve medeni olayları her gün izlemeleri zorunludur. Bunlar bilinmediği takdirde halka yanlış telkinler verilmiş olur. Bu nedenle, hutbeler tamamen Türkçe ve günün gereklerine uygun olmalıdır. Ve olacaktır.</u> <b>İnsanlıkta; dini ihtisas ve derin dini bilgilere sahip olup, her türlü boş inanışlardan sıyrılarak, gerçek ilim ve fennin nurları ile temiz ve mükemmel oluncaya kadar, din oyunu aktörlerine her yerde rastlanılacaktır.</b>
<b>Halkın temiz, saf duygularından yararlanarak milletin maneviyatına el uzatan kimseler ve onların izleyicileri ve taraftarları elbette ki birtakım cahillerden ibarettir. Bunlar Türk milleti için sorun oluşturacak durumların meydana gelmesinde daima etken olmuşlardır. Milletimizin önünde açılan kurtuluş ufuklarında devamlı yol almasına engel olmaya çalışanlar hep bu kurumlar ve bu kurumların mensupları olmuştur. Millete anlatmalıdır ki, bunların millet bünyesinde yaptıkları tahribatı hissetmek lâzımdır. Bunların varlığını hoşgörü ile karşılayanlarla Menemen’de Kubilay’ın başı kesilirken kayıtsızlıkla seyretmeye katlananlar ve hatta alkışlamaya cesaret edenler aynıdır.</b>
Temeli çok sağlam bir dinimiz var. Malzemesi iyi; fakat bina, yüzyıllardır ihmal edilmiş. Harçlar döküldükçe yeni harç yapıp binayı takviye etmek lüzumu hissedilmemiş. Aksine olarak birçok yabancı unsur - yorumlar, boş inançlar binayı daha fazla hırpalamış. Bizi yanlış yola sevkeden kötü yaradılışlılar, bilirsiniz ki, çoğu zaman din perdesine bürünmüşler, saf ve temiz halkımızı hep dinî kural sözleriyle aldatagelmişlerdir. <b>Tarihimizi okuyunuz, dinleyiniz... Görürsünüz ki, milleti mahveden, esir eden, harap eden kötülükler hep din perdesi arkasındaki dinsizlik ve kötülükten gelmiştir. Onlar her türlü hareketi dinle karıştırdılar.</b>
Hazreti Peygamber efendimiz, bütün müslümanların ve kutsal kitap sahiplerinin bildiği üzere, Allah tarafından dini gerçekleri insanlık dünyasına duyurmaya ve anlatmaya memur edilmişler ve ismi peygamberdir. Yani haber ulaştırmakla görevlidir. Ulu Tanrı, Kuran-ı Kerim’inde kendisine emirlik, saltanat ve taç vermiş değildir. Hükümdarlık vermiş değildir. Peygamberlik vazifesi ile göndermiştir. Tabiatıyla gerçek vazifesini tamamen kavramış olan Cenab-ı Peygamber bütün dünya insanlarına onu duyurdu. Hepinizce bilinmesi lazımdır ki, o devirde mesela doğuda bir İran devleti, kuzeyde bir Roma İmparatorluğu vardı. <b>Diğer teşkilatı ve kurulu devletler vardı ve Cenab-ı Peygamber devletlere gönderdiği peygamberlik mektuplarında buyurmuşlardır ki, “Allah bir ve ben onun tarafından size gerçeği anlatmakla vazifeliyim. Hak dini, İslam dinidir. Ve bunu kabul ediniz” ve fakat ilave etmiştir “Ben size hak dinini kabul ettirmekle zannetmeyiniz ki, sizin milletinize, sizin hükûmetinize el koymuş olacağım. Siz hangi hükûmet şeklinde, hangi durumda bulunuyorsanız o yine aynı kalacaktır. Yalnız hak dinini kabul ediniz ve koruyunuz”...</b>
Cumhuriyet hükûmetimizin bir Diyanet İşleri makamı vardır. Bu makama bağlı müftü, hatip, imam gibi görevli birçok memurları bulunmaktadır. Bu vazifeli kişilerin ilim ve faziletlerinin derecesi bilinmektedir... <b>Vazifeli olmayan birçok insanlar da görüyorum ki, aynı kıyafeti giymekte devam etmektedirler. Bu gibiler içinde çok cahil, hatta okuması yazması olmayanlara rastladım. Özellikle bu gibi bilgisizler, bazı yerlerde halkın temsilcileri imiş gibi onların önüne düşüyorlar. Halkla doğrudan doğruya ilişki kurmaya adeta engel olma sevdasında bulunuyorlar. Bu gibilere sormak istiyorum. Bu tutum ve yetkiyi kimden, nereden almışlardır? Millete hatırlatmak isterim ki bu kayıtsızlığa müsaade etmek asla doğru değildir. Herhalde yetki sahibi olmayan bu gibi kişilerin, görevli olan kimselerle aynı elbiseyi taşımalarındaki sakınca bakımından hükûmetin dikkatini çekeceğim.</b>
<u>Herşeyden önce şunu en basit bir dini gerçek olarak bilelim ki, bizim dinimizde özel bir sınıf yoktur. Ruhbanlığı (din adamları sınıfını) reddeden bu din, dinde tekelciliği kabul etmez. Mesela din bilginleri, mutlaka aydınlatma vazifesi din bilginlerine ait olmadıktan başka, dinimiz de bunu kesinlikle yasaklar. O halde biz diyemeyiz ki, bizde özel bir sınıf vardır. Diğerleri dinî yönden aydınlatma hakkından yoksundur. Böyle düşünecek olursak kabahat bizde, bizim cahilliğimizdedir. Hoca olmak için yani dinî gerçekleri halka telkin etmek için, mutlaka hoca elbisesi şart değildir. Bizim yüce dinimiz her erkek ve kadın müslümana genel olarak araştırmayı farz kılar ve her erkek ve kadın müslüman, toplumu aydınlatmakla yükümlüdür.</u>
Milletimizin içinde gerçek din adamları, din adamlarımız içinde de milletimizin hakkıyla iftihar edebileceği bilginlerimiz vardır. Fakat bunlara karşı <b>hoca elbisesi altında gerçek ilimden uzak, gereği kadar öğrenmemiş, ilim yolunda gereği kadar ilerleyememiş hoca görünüşlü cahiller de vardır. Bunların ikisini birbirine karıştırmamalıyız.</b>
Seyahatlerimde birçok gerçek aydın din bilginlerimizle temas ettim. Onları en yeni ilmi terbiyeyi almış, sanki Avrupa’da tahsil etmiş bir seviyede gördüm. İslamiyet ruhu ve hakikatlerini çok iyi bilen din adamlarımızın hepsi bu olgunluk derecesindedir.<font color='red'>Şüphesiz ki, bu gibi din adamlarımızın karşısında imansız ve hain din adamları da vardır, </font id='red'>fakat bunları onlara karıştırmak doğru olmaz.
<b>Biz kişisel kahramanlık sahneleriyle meşgul olmuyoruz. Yalnız size Bombasırtı olayını anlatmadan geçemeyeceğim. Karşılıklı siperler arasında mesafeniz sekiz metre, yani ölüm kaçınılmaz... Birinci siperdekiler, hiçbiri kurtulmamacasına tamamen şehit oluyor, ikinci siperdekiler onların yerine gidiyor. Fakat ne kadar özenilecek büyük bir sukünet ve inançla biliyor musunuz? Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, en ufak bir korku bile göstermiyor; sarsılmak yok! Okumak bilenler ellerinde Kuran-ı Kerim, cennete girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler kelimei şehadet çekerek yürüyorlar. Bu, Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren hayran olunacak ve tebrik edilecek bir örnektir. Emin olmalısınız ki Çanakkale muharebesini kazandıran, bu yüksek ruhtur.•</b>
arkadaşlar biz de bu ordu oldukça bi .ok yiyemezler
köpek soyunu unutmaz (bunların kide o misal)
Ya ayıp ama!
Ne ordusu kardeşim! Bu cumhuriyet de, ülke de, Atatürk de bizim. Onu biz koruyacağız. Topu orduya atmak kolaycılığına kaçma lüksümüz yok.
Infosist, tebrik ederim. Olayları kaynağından değerlendiren, sloganlarla bir yere varmaya çalışmayan biri olman örnek olur umarım.
<u>Kaynağından</u> anlaşıldığı gibi bu ülkenin <b>dini siyasete alet edenler kadar, dinsizliği siyasete ve <u>siyaseti dinsizliğe</u> alet edenlerden</b> de kurtulmaya ihtiyacı var.
Keşke insanları yasaklamak bir yana ikna ile değil de ispat ile eğitebilsek! Ama bunun olamayacağı belli, her zaman bir takım kelleler alınır, burada giden MMG oldu.
demokrasiyi, demokrasi altına sığıp yok etmeye ve bu ulusun değerlerine bu kadar adice dil uzatılarsa bazı kellerin gitmesi gerecetir bu ülke tarih boyunca bunlar çok çekmiştir ne olursa olsun asla taviz verilmemelidir ülkemizin ve cumhuriyetimizin yumuşak karnı burasıdır. biz ingilterede işviçrede ..... yaşamıyoruz bazı şeylerin beyinlere tam olarak oturması bazı durumlarda ordumuzada ihtiyacımız vardır tıpkı SİNCANDA olanlar gibi o günleri unutmadınız herhalde
dediğin tamamen katılıyorum ama BAZI DURUMLARDA bizim gücümüz bir yerde daha ileriye gidemez işte burada ihtiyacımız olur bunda alınganlığa gerek yoktur Ben buna dikkat çekmek istemiştim. [bye]
Arkadaşlar bence <b>mehmetmetingulcan</b>ın tek amacı ortalığı karıştırmak...
Yoksa burada her hangi bir siyasi menfaati yoksa Atatürk'e dil uzatacak kadar, kör, salak ve özürlü olacağını sanmam...
Eğer gerçekten gaflet içinde Allah'tan korkmaksızın vefat etmiş, cümlelere sığmayan, o yüce insana dil uzatıyorsa bırakın uzatmayın, özürlüdür hoş görün.....
Her yerde havlayan köpekler olur... Ama havlayan köpekler bizi yürüdüğümüz yoldan saptıramaz....
<blockquote id='quote'><font size='1' face='Verdana, Arial, Helvetica' id='quote'>quote:<hr height='1' noshade id='quote'><i>Originally posted by manowar34353435</i> <br />ulan yobaz sen ne dyon çağın gerisinde kalmış yaratık senin gibilerin büyük Türk devrimcisi yüce Atatürk'e dil uzatmak ne haddine arap uşağı ! arapları çok seviyorsan defol git oralara Türkleri araplaştırmak kadar aşağılık bir duygu olamaz . Biz tarihle beraber var olmuş bir milletiz çöl bedevisi arap kim oluyor. Onları seviyorsan defol ırak'a senin gibi rejimleri svenlerin sonunu gör! <hr height='1' noshade id='quote'></blockquote id='quote'></font id='quote'>
kapasiten bu kadarsa yazıklar olsun. adam atatürke laf atıyor diye sende Hz. Muhammed e laf atman ancak kapasite büyüklüğünü gösteriyor.
Hepimiz Bu Yurdun Evlatlarıyız
Bu nasıl kavgalar çirkin döğüşler Hepimiz bu yurdun evlatlarıyız Yolumuza engel olur bu işler Hepimiz bu yurdun evlatlarıyız
Birleşiriz bir bayrağın altında Biz Türklerin ikilik yok aslında Yanar tutuşuruz vatan aşkında Hepimiz bu yurdun evlatlarıyız
Hedef alıp dövüştüğün kardeşin Seni yaralıyor attığın taşın Topluma zararlı yersiz savaşın Hepimiz bu yurdun evlatlarıyız
Herkes ilim deryasında yüzüyor Çıkmış ayın çevresinde geziyor Yazık bize yollarımız uzuyor Hepimiz bu yurdun evlatlarıyız
Kitaplar yazılmış nasihat dolu Birlikte güçlenir gençliğin kolu Gençliğe emanet Atatürk yolu Hepimiz bu yurdun evlatlarıyız
Söyler Veysel sözlerinden vazgeçmez Bulanık çeşmeden kimse su içmez Ganadı olmasa kuşlar da uçmaz Hepimiz bu yurdun evlatlarıyız
Aşık Veysel Şatıroğlu
Bir önceki yazımda belirttiğim gibi, Atatürk'ün arkasından gidiyormuş gibi yapıp da bir takım kutsallara dil uzatmak için fırsat kollayanlar var. Bunların olmasını normal karşılıyorum, ancak normal olması gereken bir şey de bunların azınlıkta kalması ve herkesçe bilinip tanınması. Ses çıkarılmıyor olması bundandır, biline...
Üslubuyla, bilgi seviyesiyle, kişisel seviyesiyle zaten belli. Sırf amigoluk, sırf provokasyon, sırf kompleks.
Havlayan köpekler hep aynı taraftan bağırmıyorlar işte, yolun karşı tarafından da benzer sesler geliyor, ağızlarının köpüklerini aynen sıçratıyorlar.
iyi o zaman gerçek atatürkçüler aralarında bunları barındırmazsa veya kendileride onları tenkit ederse (şu manowar34353435 denen arkadaşın mailine MMG hariç karşılık veren çıkmamış) anlaşmaya çalışılabilir. yoksa bu şekilde karşılıklı sürtüşme kavgalar bitmez.
Yahya_Kemal <b>manowar34353435</b>ı biraz yanlış anladığını düşünüyorum. Bence, en azından benim anladığım düşündüğün tarzsa bir amacı yok, en azından öyle olduğunu düşmek istemiyoum bile.
O Araplara olan kızgınlığını dile getirmiş. Hz. Muhammed arapların değil, tüm insanoğlunun peygamberidir. Şuan araplar gaflet ve dalalet içinde, bence genel baktığımızda pek çoğu islamiyetin gösterdiği yoldan çok uzakta...
İslamiyet kardeşliktir, İslamiyet içinden Mevlana gibi insanlar çıkmıştır. Herkezi inannan inanmayan kendine çağırmıştır. Asıl olan insandır deyip.. İslamiyet hoş görü, barış dinidir. İnsan hayatını veya zulüm altında kileri kurtarma amaçlı dışında savaşmak insan öldürmek yoktur.
Halbuki şimdiki araplara baktığımızda, çok iyi bir birlik olmaları gerekirken ne haldeler. Allah onlara çok değerli doğal kaynakları vermiş ama bir türlü birlik olmadıklarından, entrikalar çevirdiklerinden dolayı şuan bu haldeler. Hatırlarsınız 1.Dünya savaşında da ingilizlerle işbirliği yapmışlardır.
İslamiyet temizliktir. Araplar kadar pis toplum görmedim. Şimdi bunu demem senin deyişinde Hz. Muhammed'e hakaretmi oluyor. Öyle düşünüyorsan sana çok kızarım. Hz. Muhammed zamanında temizliğe ne kadar önem verdiğini her kez bilir.
İslamiyet okumaktır. Araplar birbirini yemekten, alemler yapmaktan başka hiçbir şey yapmıyorki (genelde) Halbu ki Hz. Muhammed zamanında araplar dünyanın en ileri toplumuydu, hem hak hukuk adalet hemde bilim alanında
Şimdi araplar Hz. Muhammed'in çizdiği yoldan çok uzaklarda olduğu için bu haldeler. Varlık içinde yokluk çekiyorlar.. Her biri zorba rejimlerle yönetiliyor. Malvarlıklarını krallarıyla paylaşan bir kaç işadamı dışında halkının çoğu fakir. Kul hakkı yemek, karşı çıkan insanı öldürmek çok sıradan bir durum..
Halbu ki arapların Allah'ın onlara verdiği doğal kaynaklar sayesinde dünyanın bir numaralı ülkeleri olmaları, insanlığa, islamiyete örnek olmaları gerekirdi...
Ben arapları eleştiriyorum, çünkü savunulcak yanları yok,
bu Hz. Muhammed'i eleştirmek mi oluyoorrr tövbe tövbe[ban][ban][ban][ban][ban] yazıları saptırmıyalım...,
eee birde örnek toplum olarak arapları gösterenede bu yüzden uçan kafa atarım.[rntg]
Bence Osmanlı İmp.'luğu tüm zamanlarında olmasada araplardan aldığı bayrağı çok iyi taşımış, islamiyeti örnek temsil etmiştir. Araplar ise dibe vurmuştur.
bence bazılarınız çok komik ve ne yazık ki komikliklerinin farkında da değiller.
<blockquote id='quote'><font size='1' face='Verdana, Arial, Helvetica' id='quote'>quote:<hr height='1' noshade id='quote'><i>Originally posted by mehmetmetingulcan</i> <br /><blockquote id='quote'><font size='1' face='Verdana, Arial, Helvetica' id='quote'>quote:<hr height='1' noshade id='quote'><i>Originally posted by manowar34353435</i> <br />ulan yobaz sen ne dyon çağın gerisinde kalmış yaratık senin gibilerin büyük Türk devrimcisi yüce Atatürk'e dil uzatmak ne haddine arap uşağı ! 1 BEN ARAP UŞAĞI DEĞİLİM
arapları çok seviyorsan defol git ONLARI ÇOK SEVMİYORUM ÇÜNKÜ OSMANLIYI ARKADAN HANÇERLEDİLER oralara Türkleri araplaştırmak kadar aşağılık bir duygu olamaz . KÜRTLERİ DE TÜRKLEŞTİREMESSİN O ZAMAN (BEN TÜRKÜM UNUTMA AMA BENİNM ATAM SİZİNKİ DEĞİLDİR)
Biz tarihle beraber var olmuş bir milletiz çöl bedevisi arap kim oluyor. BU LAFLA KİNMİ KASTEDDİĞİNİ TAM OLARAK ACIKCA SOYLE
Onları seviyorsan defol ırak'a senin gibi rejimleri svenlerin sonunu gör! IRAK REJİMİ AMERİKALILARIN ÜRÜNÜDÜR KUSURA BAKMA ORAYA GİDEMEM
<hr height='1' noshade id='quote'></blockquote id='quote'></font id='quote'>Arap kültürüne özenen arap uşagıdır Atatürk Türk milletini aşagılık arap kültüründen kurtarmıştır. Senin gibilerin rahatsız olduğu bu. <hr height='1' noshade id='quote'></blockquote id='quote'></font id='quote'>Kürtlerin bir kültürü olduğuna inanmıyorum burası Türkiye bölücülük yapma. Şu anda emperyalizmin köpeği olan sömürge ve işgal altında sürünen arapları kast ediyorum. Irak ve onun gibi geri kalmış arap ülkeleri sömürge olmaya mahkumdur bunun sebebi hala 1000 yıl öncesi gibi yaşamalarıdır , senin gibi yobazlarda azgelişmiş zekanızla hala bu rejimleri savunursunuz.
<blockquote id='quote'><font size='1' face='Verdana, Arial, Helvetica' id='quote'>quote:<hr height='1' noshade id='quote'><i>Originally posted by Yahya_Kemal</i> <br /><blockquote id='quote'><font size='1' face='Verdana, Arial, Helvetica' id='quote'>quote:<hr height='1' noshade id='quote'><i>Originally posted by manowar34353435</i> <br />ulan yobaz sen ne dyon çağın gerisinde kalmış yaratık senin gibilerin büyük Türk devrimcisi yüce Atatürk'e dil uzatmak ne haddine arap uşağı ! arapları çok seviyorsan defol git oralara Türkleri araplaştırmak kadar aşağılık bir duygu olamaz . Biz tarihle beraber var olmuş bir milletiz çöl bedevisi arap kim oluyor. Onları seviyorsan defol ırak'a senin gibi rejimleri svenlerin sonunu gör! <hr height='1' noshade id='quote'></blockquote id='quote'></font id='quote'>
kapasiten bu kadarsa yazıklar olsun. adam atatürke laf atıyor diye sende Hz. Muhammed e laf atman ancak kapasite büyüklüğünü gösteriyor. <hr height='1' noshade id='quote'></blockquote id='quote'></font id='quote'>Ya sen hasta mısın Hz. Muhammed e laf attığımı nerden çıkardın.