Şimdi Ara

(2. Hikaye geldi)Hikaye sevenler toplanın... (2. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
244
Cevap
17
Favori
13.394
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Ey ahali duyduk duymadık demeyin neyse mesaj bulunsunki devamını getire.
  • Güzel gidiyo devamını bekliyoruz ...
  • Part 3

    onlar yemeğini yeyip oturma odasına geldiklerinde, ben kalkınıp bana ayrılan odaya gitmek istemiştim.. taa ki babam nereye gidiyorsun diyene kadar. babama yorgun olduğumu ve yatmak istediğimi söyledim.. babam ise; daha saat 9 evlat burda hayat yeni başlıyor, geldi geleli dışarı çıkmadın gel bugün dışarı çıkalım ebru ablan da bizimle olacak, beraber eğleniriz dedi.. ebru söze girdi.. tabi ya senin ehliyetin var mı dedi.. neden sordun dediğimde arabayı sen kullanırsın, hem burayı avcunun içi gibi öğrenirsin diye karşılık verdi.. evet yeni aldım deyince babam kalkınıverdi.. söylesene oğlum bir tane araba çekelim altına şöyle genç işi dedi.. babamın haberi bile yoktu ama ehliyeti yanımda getirmiştim.. babamla çok sık konuşmazdık hal hatır sormak için arada beni arardı.. ona bu konudan bahsetmemiştim. o an uyuz olduğum babam gözüme çok sevimli gelivermişti.. sert tavrı mı o an bozmuş ve vallaha mı diyerek gülmüştüm.. bu durumum hoşuma gittiğini anlayan babam ve ebru gülerek onayladılar.. evet hem de yarın 18 yaşımda araba sahibi olacaktım.. sevindiğimi söyleyerek gülücükler saçmıştım, lakin eğlence mekanlarına gitmek istemediğimi yineledim. babam ve ebru anlayışla karşılayarak evden çıkmışlardı.. umrumda olan tek şey yarın araba sahibi olacak olmamdı...


    hemen annemi aradım ve durumu anlattım.. annem sevinmişti ama içkili mekanlarda, gözümün fazla açılacağını düşünmüş olmalı ki alkol alıp ya kaza yaparsan diye veryansın etmeye başladı. o babam gibi değildi.. içten severdi beni.. ona öyle birşey olmayacağını aksine gece kulüpleri ve diskolarıyla işim olmadığını, uslu uslu evde oturduğumu, arabam olunca içkisiz ve alkolsüz kullanıp bazen gezeceğimi söyledim.. annem rahatlamıştı.. artık yarını bekliyordum ve o gece uykuya daldım..


    sabah kalktığımda tahmin ettiğim yüzle karşılaştım.. sarı, dağınık saçlarıyla ebru karşımdaydı. günaydın dedi. ben de ona günaydın diye karşılık verdim ve yüzümü yıkamaya gittim.. lavaboya yüzümü yıkamaya gittiğimde lavabonun aynasında gene ebrunun yüzünü görmüştüm.. ebru babamın kız arkadaşı olduğunu bana orda söylemişti.. biliyorum diye karşılık verdim.. seni rahatsız etmiyorum değil mi diye sorduğunda böyle peşimde dolanmadığın sürece hayır dedim gülümseyerek.. o da tamam tamam dedi ve yatak odasına doğru uzaklaştı.. kahvaltıyı yaparken ebru babama dönerek, Xin kız arkadaşı var mı diye sordu gülümser bir yüzle.. babam bilmiyorum ki dedi var mı oğlum diye devam etti. yooo karşılığını verdim.. babam gülümseyerek bu bana çekmemiş dedi.. ben senin yaşındayken kendimden büyük kadınlarla çıkardım dedi.. aferin hıyar dedim içinden... o da güzel dedi gülümseyerek.. onları umursamıyordum, bu durum onların farkındaydı sürekli beni kendilerine çekmeye çalışıyorlardı... ebru devam etti, bak burda çok kız var ayarla bi tane ha dedi göz kırparak.. agrasifliğimin altında ki utangaç yüzümü keşfetmiş olmalılar ki beni utandırmaya çalışıyorlardı.. babam söze girdi, ''hiç çekinme oğlum, kız arkadaşın olursa eve getirebilirsin'' dedi.. utanmıştım ... oldu dedim gülümseyerek, kafamı zeytin tabağına dikerek.. yok kız arkadaşın yoksa buluruz dedi göz kırparak.. babam iyice ileri gidiyordu .. aslında bu durum hoşuma gidiyordu ama şu ebruyu istemiyordum yanımızda .. neyse o günkü kahvaltı bana cesaret vermişti.. fakat aklım dün gece babamın bana söz ettiği arabadaydı.. babama söz etmemiştim arabadan neyse ki onlar evden çıkmışlardı.. evde gene yalnızdım.. eve karı atmanın planlarını kurmaya başladım.. asosyalin özgüveni yerine gelmeye başlıyordu.. 1 hafta aradan sonra o gün dışarı çıktım..


    evin üzerindeki yolda 2 kez turladım etrafı keşfettim.. daha fazla gezemiyordum çünkü mahalle labirent gibiydi.. lakin kafalarında kovboy şapkalı, yeni yeni gelen yazın ve doğan güneşin doğurduğu kısa elbiseli afetlere rastlamak mümkündü.. başım dik, tebessümlü bir yüzle olan bitenleri inceliyordum.. herkesin tatil için geldiği bu mekanda oturmayı şans olarak görmeye başladım ve sanki yıllardır oralıymış gibi rahat tavırlar sergiledim.. artık 1 hafta aradan sonra macera başlıyordu ...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi paranormal-adam -- 30 Aralık 2011; 0:15:02 >
  • mesaj dur
  • Part 4
    (Muzikle devam edelim daha guzel oluyor)


    akşam babam kendi arabasıyla eve gelmişti.. ebru ise kırmızı sıfır olmayan ama harika görünen citroan c2 ile gelmişti.. tüm bunları balkondan görmüştüm.. balkonda laptop oynarken onları öylece gördüm.. gözüm onlarda iken ebru arabaya dokunarak bak bu senin dedi.. vay anasını dedim o an çok mutlu olmuştum.. indim ve yol üzerinde arabayla oynadım biraz.. o gece onlara sıcak davranmıştım .. ben soğuk davrandıkça onlar bana ilgi gösteriyodu.. bu ilgi hiç hoşuma gitmiyordu.. artık onlardan gibi olmaya başladım.. aradan gel zaman git zaman geçtii. ben bulunduğumuz mekanlarda arabamla geziyor tozuyordum.. ebru ile samimiyetimiz hat sayhadaydı.. ebru 27 yaşında oyle boyle biriydi.. ona hep kotu yolda ki kadın gözüyle bakmıştım.. 20 gün geçtikten sonra bir sabah babamla otoparka gittim. ordaki elemanlardan 19 yaşındaki burağı çok sevmiştim. burak 19 yaşında ama çok daha büyük gösteren sevecen bir arkadaştı.. ne diğer insanlar gibi boş boş espri yapıyordu, ne de patavatsızdı.. efendi, kalp kırmayı sevmeyen bir insandı. tam kafa dengimi bulmuştum.. evet artık özgüvenimin tavan yapmış olması, altımda çok güzel arabamın olması, yanımda bir arkadaşın olmasını ve bana bu turist dolu, eğlence mekanları dolu günah şehrinin yollarını öğretmesi gerekirdi.. gel zaman git zaman 1 ay geçti ve artık aylar haziran başlarını gösteriyordu...


    otoparkta çalışan çok sevdiğim, babamın elamanı olan burak ile geziyor, tozuyorduk.. o gece onunla bir karar aldık, bir gece kulübüne gidecek, içecektik, eğlenecektik.. daha önce hep arabayla önünden geçtiğim gece kulüplerinde öpüşen, sevişen çok boldu.. o gece birkaç hayat kadınının bize yavşayacağını biliyorduk.. eve gittim ve babamdan para istedim.. artık onunla çok rahat konuşabiliyodum.. baba ben disko'ya akıcam burakla bana para ver dedim.. hiç tereddütsüz cebinden 4 tane 100 lirayı çıkardı ve bunu yemeden gelme sakın dedi.. yüzüme hafiften tokat geçirdi gülerek.. vay çok cömertsin baba diyerek evden çıktım.. burak da fakir bir ailenin serbest oğullarındandı.. onu evden aldım ve burağın tavsiye ettiği diskoya doğru gazladık..

    içeri girdğimizde herkes kopmuş, hayvanımsı bir ortam vardı.. öpüşenler, sevişenler, sevişir gibi oynayanlar, etrafı süzdüğümde bize bakan 2 tane kızı farkettim.. yüzlerine yaptıkları ağır makyajlar, olgun vücut hatları yüzlerindeki çocuksuluğu örtmüyordu.. taş çatlasın 20li yaşlarda idiler.. ikisinde de kot mini şort vardı.. biri siyah saçlı, diğeri ise sarımtrak saç rengiyle büyülüyordu.. siyah saçlı olanın narin vücudu harika gözüküyordu.. sarımtrak saçlı kız ise balık etli, tam burağın sevdiği tarzdı.. burak ile arada gezerken, nerde balık etli bir kız görsek burağın ağzı sulanırdı.. giydiği kıyafetlere bakılırsa bu kızlar tam bir o kızlardandi.. mekanda boşta kızlar vardı.. 5 kişilik bir kız gurubu kendini dağıtmış dehşetül vahşet şekilde dans ediyorlardı.. barda bizi saymassak 4 5 kadar damsız erkek vardı.. lakin bahsetmiş olduğum köşedeki 2 kızın sürekli bize bakması beni cesaretlendirmeye başlamıştı.. hayatımda ilk defa alkol alan ben alkolün etkisi burağın gazıyla kızların yanına elimde kadeh bardağı ile oynaya oynaya gitmiştim..

    merhaba dediğimde hello cevabını aldım.. burakta beni takip etmiş olmalı ki onun hayvanimsi kahkahası kulağımda çınladı. ona doğru baktığımda burak içten içe gülüyordu. burağa bu kızlar yabancı dediğimde ben türkçe konuştular sandım diyerek espriyi patlatmıştı.. o espri ile birlikte ben de gülmeye başlamıştım.. kızlar bizim türkçe konuştuğumuzu anlayınca ve bizim onları türk sandığımızın farkına varınca bir hayli eğlenmişe benziyorlardı.. how are you dedim ve gülerek eski yerimize yürüdüm.. rezil olmayayım diye öylesine bir merhaba narası atmış gibilerinden bir hareket yapıp eski yerime yöneldim.. kızlar arkamızda idiler.. ve ingilizce birşey konuşmaya başladılar.. one minute diyerek burağın kulağına fısıldadım napalım diyerek.. burak kızları da alıp burdan gidelim dedi.. ben de rahatsız olmuştum çevremdeki leş gibi kokan itici hanzolardan. tamam ama nasıl dedim.. burak kızlara bakarak come on come on demeye başladı .. o an çok komik gözüküyordu gene gülmeye başladım.. etrafımızdaki 5-6 tane damsız hanzoların kızlara ve bize bakması beni rahatsız etti. burak kızları çağırırken ben arkamı dönerek disko çıkış kapısına doğru yürümeye başladım.. müzik sesi ve içerdeki atmosfer özgüvenimi düşürmeye başladı ve her zaman ki gibi kaçmayı çare bulmuştum.. kapıdan çıktım ve hemen arabanın içine girdim.. kapıyı kapatmamla burağın diğer 2 kızla gülerek kapıdan çıktığını gördüm.. evet bizim resmi takılan ama her yerde işini yüzdüren tam ideal arkadaş adayı burak bu işi bağlamıştı.. o an kapıdan çıkarken gülen o 2 kızı da arzulamıştım...
  • Part 5


    hele ki siyah saçlı narin vücutlu yabancı kızın dalgalanan saçları, dekoltesi ve güzel dudakları onu yeterince dişi gösteriyordu.. .. arabaya doğru yaklaştıklarında içimde bir heyecan oluştu.. özgüven düşmesi beni korkaklığa sürüklemişti.. iyi ki bu kızlar türkçe konuşmayı bilmiyorlardı.. çünkü bu gibi durumlarda konuşamaz, sesim titrerdi.. nerden anlayacaklardı.. arabaya bindiklerinde gülüşmeler arabamın içerisine yayılmıştı.. burak tahmin ettiğim gibi sarışın balık etli kızla haşır neşir olmaya başlamıştı bile.. üçü de arka koltuğa oturmuşlardı.. siyah saçlı bahsettiğim harika kıza dönerek come dedim.. kendimi ahmak gibi hissediyordum.. çünkü ingilizce bilmiyordum ama bu kızın hoşuna gitmişti.. arzuladığım ve istediğim kız gülerek arka koltuktan ön koltuğa geçmek için arabadan indi.. arkada burak ve diğer sarışın kızın ovvv seslerine itirazım yoktu.. çünkü bu kızı istiyordum ve onların anladığı şey doğru idi..


    yanımda bölgeyi karış gibi bilen burağa da güverenek bölgeden baya uzaklaştım.. tenha bir sokağa geçtik.. denizin kıyısında çok tenha bir yere geldik.. onları arabadan indirip arabayı sokağa park ettim.. yaşadığımız ve bulunduğumuz yerlerde alkolsüz insana rastlanmadığı gibi polisin olmadığı yerlerde de birçok tehlikeyek arşı arabanın torpido gözünde bulunan bıçağı aldım.. bu kızla ölmeyecektim.. neyse ki hiç kimse yoktu sahilde.. burak diğer sarışın balık etli kızla denizin köşesinde yürüyor ve sağ tarafında onları bekleyen ıssız sokağa doğru ilerliyordu.. siyah saçlı güzel kız ise beni bekliyordu.. ne ev vardı ne mekan.. karanlık ve çok ıssız sokak ürkütücüydü ama az sonra ellerinden tuttuğum kız bana cesaret vermişti.. bana gülen gözlerle bakan bu güzele ismini sormuştum.. o kadar da olsun ingilizce biliyorduk. adının jessica olduğunu ve yaşının 19 olduğunu öğrenebilmiştim.. çatpat ingilizcemle ailen nerde diye sorduğumda evde diye cevap verdi.. bunlar buraya tatile gelmişti galiba diyordum.. jessica'nın ailesi de tipik bir ingiliz ailesi idi. modern ve çağdaş.. buraklar ara sokağa dalmıştı bile.. onları rahatsız etmek istemedim deniz kenarında el ele geziyorduk jessica ile.. konuşmuyorduk ama jessicada masum bir güzellik vardı ..sanki yıllardır sevgilimmiş gibi ona bir samimiyet duydum ve sarıldım.. sarmaş dolaş gezdik sahili.. ve nihayetinde ilk hamle ondan geldi.. yanağıma bir öpücük kondurdu ve daha sonra öpüşmeye başladık.. ilk öpüşmemin yabancı bir kızla olcağını ve deniz kenarında ıssız bir mekanda romantizm dolu dakikalar yaşıcağımı hiç düşünmezdim.. nitekim o masum ilk öpücük yerini daha degisik bir hale bıraktı.. burakların daldığı ve ilerlediği ara sokaklara bizde karıştık...

    jessica ile deli gibiydik yanyanayken.. o karanlık ve ıssız sokakta yanımda olan tek insanla koklasmak çok büyük bir hazdı.. jessicayla tek vucut oldugumuzda, o güzel dudaklarını yaklasmak parfüm kokusu beliren boynunu içime cekmek.. tıpkı filmlerdeki gibiydi.. o gece daha fazla ileriye gitmedik.. jessica ile tek vucut olup disarda olabilecek hersey oldu dahada ustune gitmedim. Rahatladiktan yarım saat kadar sonra ara sokakların derinlerine karışan burak ve balık etli sevgilisi karşımızda belirdi...

    jessica ve diğer kız da tatile geldikleri bu yerde tanışmış olmalı diye düşünüyorduk.. burak ve sevgilisi bizim yanımızda rahattı. biz de onların yanında rahattık ve onların yanında yakınlaşmaktan çekinmiyorduk... ben jessica'nın burak diğer kızın numarasını aldıktan sonra onları kaldıkları otele bırakıp evimize döndük.. o. sandığım jessica aksine buraya tatile gelmişti anlaşılan.. saat epey geç olmuştu.. o gece çok güzel duygularla girdim içeri... çünkü jessica 1 ay daha burda olduklarını ingilizce bana söylemişti.. nitekim ay kelimesi ve bir kelimesinin ne anlama geldiğini biliyordum hiç yoktan.. içeri girdiğimde ebru mutfakta meyve yiyor tv izliyordu. babam yorucu bi günün ardından uykuya dalmıştı.. o gece ebru ile koyu bir sohbet yaptık. ebru'yu daha yakından tanıma fırsatım oldu. aslında iyi bir kadındı. ama onunla asla samimi olamazdım. o yakınlığı kendisinde duymuyordum. yatmadan önce jessica'ya iyi geceler mesajı atmıştım, birkaç dakika sonra o da karşılık vermişti.. neyse ki o gece güzel bir uyku beni bekliyordu.. jessica'yı düşünerek uykuya daldım...
  • Part 6

    sabah kalktığımda babamdan önce gene ebru uyanmıştı.. ebru her zamankinden farklı bir gecelikle karşımda duruyordu.. yine gülen gözlerle günaydın dedi.. o an ebru'ya karşı tuhaf bir his oluştu içimde.. ebru askılı ve hafif dizüstü dekolteli kırmızı geceliği ile bana çok dişi gelmişti.. hemen kendime geldim ve yüzümü yıkamaya devam ettim. oha dedim ve kendimi toplamaya çalıştıkça, lavaboda ebru gözümün önüne geliyor aklimdan cikarmaya calismak için elimden geleni yaptim.. ebru babamın kahvaltı yapmak istemediğini, ikimizin kahvaltı yapacağını söyledi. bense çok etkilenmistim ve kendimi örtmeye çalışıyordum.. ebru'nun sesiyle daha da irkildim neler oluyordu? ebru neden beni etkiliyordu yada ben oyle anlamistim ?

    kahvaltı masasına oturduğumuzda. ebru giysisiyle cok daha guzel gozukmeye basladi.. bakmak istemiyordum ama elimde değildi... ebru hiç durmayan çenesiyle konudan konuya atlarken ben onu dinliyormuş gibi yapıyordum.. halbuki içimdeki vicdan azabıyla yanıp tutuşuyordum.. babanın metresinden nasıl etkilenirsin düşüncesi beni yiyip bitiriyordu lakin ebruya bakmayı ihmal etmiyordum.. ebru manken fiziğine sahip bir kadındı. 1.75 boylarında hemen hemen aynı boylarımızdı..mukemmel fizigi ile erkeksi duygularımı yenememe sebep oluyordu..

    ben vicdan azabı ile boğuşurken, suratımın nasıl bir aldığını fark etmemiştim bile.. ebru ne oldu sana diye sorduğunda ne olmuş dedim.. suratın kireç gibi dedi. canın birşeye mi sıkkın yoksa konuşmalarımla canın mı sıkıldı dedi.. yok dün gece yatmışım sabah olduğu içindir dedim.. ben sana bir su vereyim dedi köşe olan kahvaltı masasından kalkıp, dolapta bulunan su bardağına uzanmak için dolabın kapağını açıp yukarıya doğru uzanınca elbisesi acilmisti ebrunun, .. kahvaltı masasından kalkıp gitmek istiyordum ama ama ayagi kalkarsam daha kotu olucakti hersey anlasilicakti.. neyse ki kahvaltı köşenin altında gözükmüyordu...

    gene içimdeki şeytanla savaşıyordum.. ebrunun benim gözüme baktığını bile bile gözüm ona gidiyordu.. içimdeki şu sualler kafamı yormaya başladı.. ya baktığımı babama söylerse? ya kötü şeyler olursa, ya babam farkına varırsa, ya bu kadın kötü şeyler yaparsa. ya ya ya .. kendi kendimi motive ettim. si*arim lan söylerse söyler bakmadım derim geçerim.. karşımda açık gecelikle oturmaya utanmıyo da ben mi kafamı kaldırmaya utancam diyerek kaçamak baktığım ona, onla konuşurken bile bakmaya başladım.. havadan sudan bahsederken konu geçen geceki disko olayına geldi. ona diskoya gittiğimizi burakla çok eğlendiğimizi ve neler yaptığımızı rahatlıkla anlatmaya başladım..

    naptınız bakalım diye sorduğunda çayımı yudumlarken her insana hakettiği gibi davranmayı benimseyen karakterime ihanet etmedim.. alemlere aktık dedim ukala bir ses tonu ile.. bak sen dedi gülerek. nasılmış o alem diye sorduğunda devam ettim.. hiç karı kız avı dedim.. çayını içerken ince kaşlarının altında sinsi gözleri ile beni süzüyor ve olayları anlamaya çalışıyordu.. dediğim laf çok komiğine gitmiş olmalı ki karı kız avı mı diyerek az kalsın çayı püskürtüyordu.. evet dedim.. o nasıl oluyo dedi tekrar imalı gülümsemelerle. yüzüne baktım ve babama sor o daha iyi bilir dedim ve gülmeye başladım.. sen babanı geçersin bu gidişle dedi ve güldük.. ona olan etkilenmem onu babamın metresi gibi değil babamın o.. gibi görmeme sebep oluyordu ...
  • hikaye sarmaya basladi
  • Sarmaya başladı da. umarm fazla beklemeyiz devamı için .....
  • bulun mesaji
  • Part 7

    kahvaltı masasından bir anda fırladım, ebru şaşıran gözlerle bana bakmıştı. umarım esofmana bakmaz diyordum ve endişe içinde odama doğru gittim.. ebru ne olduğunu şaşırmış olmalı ki bağırarak noldu yemekten kıl falan mı çıktı dedi.. yok miğdem bulandı ondan kalktım dedim.. demez olaydım. ebru gene odama geldi iyi misin diye.. hemen kıvranma pozisyonu aldım ve vucudumu gizlemeye çalışıyordum .. kıvrandım kıvranmasına fakat bu işimi daha da zorlaştırdı. ebru yanıma geldi ve hastahaneye gidelim mi dedi. yok sağol dedim iyileştim diyerk oturma pozisyonumu aldım ve sırtımı kalorifer peteğine verdim.. lakin artık ebru etkilendigimi görmüştü.. görmemiş gibi yaparak tamam bişey olursa söylersin dedi ve mutfağa doğru yol aldı...


    babam patron olmanın verdiği rahatlıkla bi tarafini büyütürken, evde uyanık olan ebru ve ben sürekli diyalog kurardık.. gene aynı günün öğlen saatleri yaklaşmıştı.. saat 1'i gösterdiğinde ebru mutfakta pasta yapmaya çalışır bir haldeydi.. babam ise hala uykuda rüya görüyordu. 2 gün önce nostaljik bakkaldan aldığım boncuklu tabancanın şarjörüne boncuğu koyup, pasta yapmaya çalışan ve öğlen olduğu halde üzerindeki acik geceliği çıkarmamakta ısrarcı olan ebruyu küçük bir pusu ile baldırından vurdum.. ebru çığlık atmıştı.. bense hayvani bir gülümseme ile onunla adeta alay ediyordum...


    ebru'nun mimikleri ciddi anlamda değişmiş acı çektiğini adeta bana karşı kanıtlıyordu.. elleriyle baldırını okşuyor canım acıdı diyerek bana sitemde bulunuyordu.. yanına yaklaştım ve uzun mesafeden atış yaptığımı canının bu kadar yanacağını tahmin etmediğimi söyledim. ebru birşey söylemese de acı çektiği belirliydi.. özür dilemedim, özür dilemeyi pek sevmezdim.. ama kendimi affettirmek için ona sevimli gözükmeye çalışmıştım. acıdıysa krem sürelim dedim. gerek yok dedi ve pasta yapmaya devam etti. kızaran baldırına bakarak küs müyüz diye sordum.. şuanlık evet dedi. tamam ne zaman barışırız dediğimde acısı geçince barışırız dedi ve beni güldürdü.. odama çekildim onu 1 saat kadar yalnız bırakacaktım.. ebru'nun etkilendigimi çokta umrumda değildi açıkçası. ebru'yu fazla büyütmüşüm gözümde diyordum.. evet guzel bir kadındı ama onu inceledigim ve etkilendigim için ne ondan ne babamdan korkmuyordum.. bundan sonra ebru'ya daha rahat davranacaktım..

    o gün ne babam, ne de ebru'nun evden gitmeye niyeti yoktu. ikisi de mutfakta vakit geçiriyolardı. arada el kol şakaları yaptıkları için ben rahatsız olup misafir odasına geçtim. ebru'nun kahkahaları babamın ona yaptığı el şakalarından kaynaklanıyor olmalıydı.. ebru'nun kahkahaları evin duvarlarına vururken gözlerimin önüne ebruyu boncuklu tabanca ile vuruşum geliyordu ve sebepsiz yere gülüyordum.. peki ya jessica ? ebruyla uğraşmaktan jessica'yı unutmuştum nerdeyse..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi paranormal-adam -- 29 Aralık 2011; 19:44:45 >
  • measjım bulunsun
  • part 10 a kadar atip geceyi noktaliycam beyler
  • Konuyu ss'lerle desteklesen olmazmı, ebru ebru ebru bizide zıvanadan çıkarttın
  • bunun sonu hiç iyi bir yere gitmiyor,
    eskinin bulvar gazetesinde köşe yazıları gibi.
  • kitlenirse devam ederim baska konu ile. Ki zaten kitlenmesi için bir sebep gormuyorum bi falso yok ki konuda
  • olay aşkı memnunun upgrade hali şeklinde ilerliyor heyecanla bekliyozz az sonra konuyu alkolle de desteklicem :))
  • Part 8

    jessicaya internetin de yardımı ile telefondan mesaj çekip, ona dün gecenin çok güzel olduğunu ve kendisinden çok etkilendiğimi söylemiştim.. jessica'da aynı ifadeleri taşıdğını mesajla gecikmeden bana yazmıştı.. jessica ile 2 gün sonraya yeni bir buluşturma ayarladım.. onunla her gün de görüşebilirdim fakat karakterim buna elverişli değildi. her gün gördüğüm insandan hemen bıkabilen bir yapım vardı.. jessica'yı o 2 gün içinde iyice özlemeli ona olağandan daha fazla değer verebilmeliydim.. jessica'nın arkadaşı ve benim arkadaşım olan burak da o gün gene bizimle olacaklardı..

    daha geleli 1 ay olmuştu kocaman bir 5 ay vardı memleketime dönmeye.. içten içe ailemi özlemeye başlamışken bu mekanı, jessica'yı, hatta ebru'yu ve baba'mı bile sevmeye başlamıştım. bu sevgi asla bir anneme duyduğum sevgi etmezdi tabiki.. ama ordaki ortama katlanmamı sağlıyordu.. öğleden sonra babam ve ebru gezmeye gittiler.. bense burağı arayıp 2 gün sonra kızlarla buluşacağımız haberini verince burak sevinçten çılgına dönmüştü.. artık gece ortamlarına alışıyor, insan içine çıka çıka özgüvenimin tavan yaptığının farkına varıyordum.. burak ile o gün akşamına gene sözleşmiştik. gezecek, içecektik.. bu sefer ikimiz takılıp denizin, kumun güzelim haziran ayı akşamının tadını çıkaracaktık..

    büfeden aldığımı birçok birayla şen şekrak bir ruh haline bürünmüştük.. arabayı gene eğlence mekanlarından uzak ara sokaklardan bir yere park etmiştik.. o gece aksiyon olsun diye birkaç tane patlayıcı madde almıştık. ilk işimiz lunaparka gitmek olmuştu. lunaparka gittiğimizde burağın gondola binelim diye yoğun baskısıyla karşılaştım. ona miğdemin hassas olduğunu, salıncakta sallanırken bile kustuğumu söylemiştim. burak gibi bir insanı bir daha zor tanırdım.. onu kıramıyordum çünkü çok iyi bir insandı. pekala dedim. gondola bindiğimizde hatırladığım tek şey birkaç dakika sonra burağın gondolu durdurun diye bağırması olmuştu.. o gün kendime geldiğimde lunaparktaki insanları bana bakarken gördüm. başımdaki kalabalığa bakarken kafamdaki ıslaklığı ve yüzüme çarpılan suyu farketmiştim.. burağın koluma girmesi ile oradan uzaklaşmaya başladık.. fakat herkesin bana gülmesini yedirememiştim.


    pantolonumun cebinde bulunan torpili kalabalık bölgeden geçip çıkış kapısına yaklaşırken çıkarmıştım. burak sigara içtiği için yanında daima çakmak bulunurdu. burağa çakmağı çıkarmasını söyledim.. oğlum burda olmaz başımıza bela almayalım, yapma diye direnmesine rağmen, ben senin için gondola bindim sen de benim için bunu yap şunlara gösterelim bize gülmelerin ne olduğunu dedim.. o gün 10 kadar kızlı erkekli arkadaş grubu bize çok gülmüşlerdi.. burak tamam diyerek uzattığım torpili ateşledi ve tam o grubun olduğu mesafeye torpili salladım ve son hızla koşmaya başladık.. torpilin patlaması ile hem lunapark çıkış kapısına deli gibi koşuyor hem de deli gibi gülüyorduk. neyse ki lunapark çıkış kapısından başımıza birşey gelmeden uzaklaşmıştık.

    arabamızı hep bulunduğumuz mekanlardan uzağa park ederdik.. lunaparkı aşalı çok olmuştu.. burakla deli gibi gülmemizin sebebi az önce gondolda rezil olduk diye bize gülen kızlı erkekli grubun patlayıcının gür sesi ile nasıl irkildiği idi. arkamı dönüp bakmamıştım diplerine düşen torpili görmüştüm.. burakla arabaya doğru ilerlerken hem 2 gün sonra jessica ve hatcayı düşünürdük.. burak kendi sevgilisinin adını hatca koymuştu.. beni bir hayli güldürmüştü. burakla macera dolu geçen bir geceden sonra eve dönme kararı almadık tabiki. arabanın deposunu bitiresiye kadar gezmiş arabanın içinde dışardan geçen turistlere diller çıkarıp eğlenmiştik.. insanın burak gibi bir dostlu olması ne güzeldi. her ortama uyan, zerre kıskançlığı olmayan, iyi kalpli bir arkadaş, artık kardeşten öte idi benim gözümde...
  • bulunsun
  • hiiçç karı kız avı ne la :D Çok fazla açılmışın

    Sarıyor hikaye devam
  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.