Şimdi Ara

25 yaşından sonra içine düşülen boşluk hissi

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
11
Cevap
0
Favori
388
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Bunun hakkında konuşmak istiyorum. Aslında, 25 yaşından sonra görüyorsun ki, tensel zevkler haricinde hayatın pek de böyle doldurucu bir tarafı yok. Ki tensel zevkler de artık azalıyor. Tıpkı topuğumuzdaki sinirlerin zamanla ölmesi gibi. Resmen sırf yaşamış olmak için yaşıyoruz. Ateist bir insan için bu böyle en azından.

    Yaptığınız hiçbir şey sizi mutlu etmiyor. Sorun yalnız olup olmamak da değil. Acı ve mutsuzluk veren en küçük şeyden kaçma, tıpkı kamçılı tek hücreli bir hayvan gibi. Bir saniye bile katlanamama. Ama acılar da hayatın bir parçası değil midir? Mutlu olmak için bazen acı da çekmek gerekmez mi? Fakat her acı çektiğinde, tekrar mutlu olacağının da bir garantisi yok. Belki de hayatın hiçbir anlamı yoktur, ama intihar etme anlamında değil. Belki de hayata hiçbir şekilde kendimizi kaptırmayıp, hayattaki şaşırtıcı olaylar karşısında hiç şaşırmayıp kendimizi vermemeli. Bir makine gibi yaşamalı belki. Makineler mutlu mudur acaba? Bir makine gibi duygusuz olsaydık belki daha mutlu olabilirdik.

    Mutluluk, bana göre stabilitedir. Aşırı duygu değişiminin olmaması mutluluktur. Bu yüzden, hani bazı insanlara derler ya, sen mutsuzluktan mutlu oluyorsun diye, çok popüler bir tabirdir. O kişi mutsuzken de mutludur aslında çünkü değişim yoktur. Belki de bu durum, sanıldığı kadar çelişkili değildir. Belki mutluluk, bir led ekranın saniyede 50 kere açılıp kapanması yani kırpışması gibi, mutsuzluktan mutlu olurken de böyle frekanslı bir şeyler vardır, anlatamadım tam. Belki de tıpkı bu ışığın saniyenin bilmem kaçında, bir açık bir kapalı olması gibi, o aralarda bir mutlu, bir mutsuz, bir mutlu bir mutsuz oluyoruzdur, mutsuzluktan mutlu olurken. Gerçi bu biyolojik açıdan mümkün değil gibi. Olsa bile, bu tür bir mutluluk pek sağlıklı görünmüyor. Belki mutluluk derken kastettiğim şey bu mutluluk değildir, ama kelimelere takılmamak lazım.

    Mutsuzluk içeren sanatlar yapılmasa, belki dünya çok daha iyi bir yere gelebilirdi. Mutsuz şeyler anlatılmamalı. Kimse bilmemeli. Çünkü gerek yok.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi CSB yazmayan adam -- 14 Mayıs 2020; 3:57:31 >







  • Bi 10 yıl daha yaşa 35 ol tensel zevklerin de doldurucu olmadığını anla sonra bir 10 yıl daha yaşa 45 ol doldurucu olmayan bir hayatı kabullenerek yaşamayı öğren yok olmadı dersen her zaman fişi çekmekte özgürsün bu arada ateist teist deist hepsi için aynı fark sadece aradaki loading ekranı tüm bunlardan ancak şimdide yaşayan insan farklı olabilir ama bir insan bir kez olsun şimdiden ötesine bakmışsa bir daha şimdi de yaşayamaz



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-2BA6261ED -- 14 Mayıs 2020; 4:2:59 >
    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Kelimelere takılmak lazım bence mutluluk stabilite değildir ulaşılabilecek en iyi şey stabilitedir bu stabiliteye ancak kabullenerek ulaşılabilir beklentiyi sıfırlayarak bu durum mutsuz olmamızı engeller mutlu olmamızı da ve asla bu iki kavramla tanımlanmamalıdır boşluktur işte ama asla ikisinden biri değil pratikte bir insan bu durumda her zaman bulunamaz ama şimdiden ötesine bakmış bir insanın olabileceği en iyi durumun ortalaması budur



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-2BA6261ED -- 14 Mayıs 2020; 4:4:38 >
    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-2BA6261ED

    Kelimelere takılmak lazım bence mutluluk stabilite değildir ulaşılabilecek en iyi şey stabilitedir bu stabiliteye ancak kabullenerek ulaşılabilir beklentiyi sıfırlayarak bu durum mutsuz olmamızı engeller mutlu olmamızı da ve asla bu iki kavramla tanımlanmamalıdır boşluktur işte ama asla ikisinden biri değil pratikte bir insan bu durumda her zaman bulunamaz ama şimdiden ötesine bakmış bir insanın olabileceği en iyi durumun ortalaması budur
    Tam anlayamadım, felsefeden kafam güzel oldu. Sonra bakıcam Avatardaki sen misin Tam avatardaki adamın söyleyebileceği bir paragraf gibi, sanki böyle modern fizik anlatırmış gibi duruyor adam. Ama belki de sadece keyfine düşkün köylünün biri. Kim bilebilir? İnsan birazcık dış görünüşle ne kadar çok değişebiliyor. Pipo, hem köylü hem de aristokratik adamların kullanabileceği bir icat. Dış görünüş çok şey değiştiriyor. Belki dış görünüşüm daha iyi olsaydı bir kız bulup çoluk çocuğa karışırdım, burada felsefe karıştırmazdım bile. Aradaki fark uçurum gibi resmen.

    Dinlere de dışarıdan bakınca, işte biz buraya çok önemli bir amaç için gönderilmişiz, neymiş, tanrıya hizmet. Bu mu gerçekten önemli amaç? Bu olamaz diyorsun. Çektiğin varoluşşsal sancıları düşününce, bunun karşılığı sadece tanrıya hizmet midir? Son derece mantıksız görünüyor. Bu böyle olamaz. Daha önemli ve birtakım varlıkların egosuna bağlı olmayan bir amaç için varız diyorsun. Bazıları çıkıp, hayır tanrı egoist olamaz diyor ama, biz kelimelerin sahibi değil miyiz? Kelimenin de anlamı tam bunu karşılıyor, o zaman gayet de egoist diyebiliriz. Hem de egoizm bu kadar kötü bir şey değildir.




  • CSB yazmayan adam C kullanıcısına yanıt
    Belki öyle olurdu belki hala öyle olabilir ama sonra ne olurdu ne fark ederdi ? 5 dakika sonra uçurumdan düşecek bir trene benzin koymaya çalışmak gibi bence yapman gereken o trenin uçura gittiğini ve uçacağını kabullenmen ve gerisini akışına bırakman sonra trene benzin mi koyarsın onu gezer misin araştırıp anlamaya mı çalışırsın seni stabile yaklaştırdığı sürece fark etmez



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-2BA6261ED -- 14 Mayıs 2020; 4:27:54 >
    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Sanırım bu durumu 20 yaşını geçen her genç yaşıyor. En azından ben de bazen ''hayatın boş olduğunu'' hissediyorum istemsizce.
  • bir kadınla ilişkiye gir. toplumla senkron olursun ytd
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
    
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.