Şimdi Ara

4K Filmleri inceleyip değerlendirelim (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
5 Misafir - 5 Masaüstü
5 sn
164
Cevap
7
Favori
21.828
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Aşağıda yer alan sinema sisteminde 4 K görüntü yükseltme özelliğinden bahsedilmiş. Düzgün çalışıyor mu acaba?

    http://www.sony.com.tr/product/hch-systems-with-blu-ray-disc/bdv-n9100w/teknik-ozellikler#tab
  • Yukaridaki oled yorumu dogru. 4k icin cok acele etmeyin derim.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 4K ya daha uzun yillar var.8k ise ev kullanicilarini kapsamayacak.Tabi eve 80" ve ustu TV almayi dusunmuyorsaniz.
    Ayni sekilde OLED ve gercek gozluksuz 3D lerinde yayginlasip ucuzlamasi cok uzun surecek.Sanirim bu yeni teknolojiler anca 8k ile birlikte yayginlasabilirler.
    4K nin ise en gec 2015 yilinda alinabilir seviyelere dusecegini dusunuyorum.
    Piyasaya yeni cikan dahili 14x ve ustu bluray yazicilar hem 128gb lik BDXL leri oynatabiliyor , hemde veri yazabiliyorlar.Fiyatlarida 300TL civari.
    Merak edilen birdiger konuysa ps4 ler BDXL leri okuyabilecekler mi?
    Piyasada 4K oldugu iddia edilen filimler ise bluray disklere yazilmis bitratesi yukseltilmis filmlerden ibarettir.Gercek 4K film daha cikmadi sanirim yani 128gb lik disklere yazilmis olarak.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: killnOd

    4K ya daha uzun yillar var.8k ise ev kullanicilarini kapsamayacak.Tabi eve 80" ve ustu TV almayi dusunmuyorsaniz.
    Ayni sekilde OLED ve gercek gozluksuz 3D lerinde yayginlasip ucuzlamasi cok uzun surecek.Sanirim bu yeni teknolojiler anca 8k ile birlikte yayginlasabilirler.
    4K nin ise en gec 2015 yilinda alinabilir seviyelere dusecegini dusunuyorum.
    Piyasaya yeni cikan dahili 14x ve ustu bluray yazicilar hem 128gb lik BDXL leri oynatabiliyor , hemde veri yazabiliyorlar.Fiyatlarida 300TL civari.
    Merak edilen birdiger konuysa ps4 ler BDXL leri okuyabilecekler mi?
    Piyasada 4K oldugu iddia edilen filimler ise bluray disklere yazilmis bitratesi yukseltilmis filmlerden ibarettir.Gercek 4K film daha cikmadi sanirim yani 128gb lik disklere yazilmis olarak.

    Bence 4K çok yaklaştı;
    zaten sizde 1 yıl sonra alınabilir seviyeye inecek demişsiniz, bu kadar bile zaman almaz bana kalırsa.
    Yani daha uzun yıllar olacağını sanmıyorum, bakalım bekleyip görelim..




  • Thai-Fun kullanıcısına yanıt
    TV ve monitorlerin alinmasi sorun degil.Daha cok pahali oynaticilar ve pahali BDXL filmler sorun olacak.Netten yayinlanacak MKV ler bile en az 20gb olacak.Malum birde ulkemizde daha tam olarak 1080p yayin yapan bir kanal bile yok.Bunlarin tumu ozellikle ulkemizde uzun zaman alacak gibi gozukuyor.
  • 4k lar ne kadar gereklidir bilmiyorum ama 4k film ile ilgili siteler açılmaya başlamış, diğer sitelere göre çok kaliteliler ama bence gerçek 4k değiller.
     4K Filmleri inceleyip değerlendirelim
    4k film izle

    Ben bu siteden takip ediyorum şimdilik led tv lerde 1080p bile yetmeyebiliyor 4k çok güzel olacak gibi merak edenler için: http://4kfilmizle.com/




  • quote:

    Orijinalden alıntı: stranger697

    4k lar ne kadar gereklidir bilmiyorum ama 4k film ile ilgili siteler açılmaya başlamış, diğer sitelere göre çok kaliteliler ama bence gerçek 4k değiller.
     4K Filmleri inceleyip değerlendirelim
    4k film izle

    Ben bu siteden takip ediyorum şimdilik led tv lerde 1080p bile yetmeyebiliyor 4k çok güzel olacak gibi merak edenler için: http://4kfilmizle.com/

    4k film falan yok bu sitede diğer sitelere göre kaliteli falan da değil




  • Piyasadaki 4k filmler var sitede, hatta 4k raw halleri dahi var.

    katzeus.com/movies.html
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Zangieff

    Piyasadaki 4k filmler var sitede, hatta 4k raw halleri dahi var.

    katzeus.com/movies.html

    4k nın kopya koruması kırılmadı o yüzden mümkün değil sizin gördükleriniz capture vasıtasıyla elde edilmiş görüntüler

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Merhabalar,

    Yurt dışından almış olup takas yapmak yada satmak isteyen olursa,

    Metal yada plastik kutu fark etmez

    Tr altyazılı 2016

    The Magnificent Seven 4K

    Filme talibim,lütfen PM

    Teşekürler...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: cemo62


    quote:

    Orijinalden alıntı: Zangieff

    Piyasadaki 4k filmler var sitede, hatta 4k raw halleri dahi var.

    katzeus.com/movies.html

    4k nın kopya koruması kırılmadı o yüzden mümkün değil sizin gördükleriniz capture vasıtasıyla elde edilmiş görüntüler

    Ben bi çok filmi indirdim, hepside yüksek kaliteydi zaten boyuttan ve bit rate'den anlaşılıyor.Bu capture haliyse orjinallerini merak ediyorum :)
  • Şöyle bir site buldum.4k filmler bakımından zengin.Boyutları da kaliteli olduklarını kanıtlar nitelikte.https://www.katzeus.com/movies.html
  • Paylaştığım link umarım adminler tarafından sıkıntılı bulunmaz.Birçok konuda paylaştım ban yemeyelim durduk yere

    Bu 40-60 gblık 4k filmlerin görüntüsü fena olmuyor ama açıkçası çok sağlam 30-40gblık 1080p filmlerden de öyle aman aman farklı da durmuyor.Sonuçta önemli olan çözünürlükten ziyade bitrate.30-40gblık 1080p filmler ortalama 40 kbps olurken , 40-60gblık filmler en fazla 60 kbps oluyor.Hal böyleyken kalite farkı çok olmuyor.Bu 4k filmlerin boyutlarının artması ya da kodlamasının değişmesi lazım.Hevc falan dedik ama ne bileyim birşeyler eksik gibi.

    Mesela Mad Max'in sadece 6gblık 4k sürümü var elimde.7000 kbps , hevc olarak kodlanmış.Görüntü kalitesi 50gblık filmlerle neredeyse aynı.Filmin grubu "joy" bu arada.Merak edenler bakabilir.Bluray diskler ve oynatıcılar da tam oturmadı piyasada.Çoğu izleyici filmini benim gibi pcden oynatıyor vs.Tam bir rayına oturamadı şu 4k.Zaten çoğu filmin kaynağına bakınca 2k'dan 4k'ya upscale edildiği görülüyor.4k biraz da pazarlama stratejisi olarak kullanılıyor.İzlediğim filmlerde oo çok fark yarattı dedirtecek birşey yaşamadım şimdiye kadar.Bu 4k'nın asıl olayı dijital sinemalar .Adamlar 35mm filmlerden kurtuldu bu sayede.Evlere de onların artığı çakma 4k blurayler giriyor işte.




  • Çözünürlükten ziyade asıl farkı yaratan HDR , bende henüz UHD diskler dışında TV rip vs gibi medyalarda boyut ne olıursa olsun o kaliteyi/görseli yakalayamadım.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Vipracing

    Çözünürlükten ziyade asıl farkı yaratan HDR , bende henüz UHD diskler dışında TV rip vs gibi medyalarda boyut ne olıursa olsun o kaliteyi/görseli yakalayamadım.

    HDR detayları öldüren ışıklandırma bknz: ışıklandırma olan yerlerde detaylar maf oluyor bu pc,de mediaplayer ile contrast'ı aşırı açmak, veya (SDR) LED'TV ve panellerde dinamik contrastın ismi değiştirilerek sürülen satış pazarlaması..


     4K Filmleri inceleyip değerlendirelim


    Resimde bile gökyüzündeki detaylar ışıklandırmadan yok gibi birşey

    DOLBY VISION,öneml olan görüntüde her dakika her saniye render ederek ışıklandırma vermesi ama içerik'te yani DOLBY VISION destekli olması lazım..yoksa HDR 10 hiç tasvip etmiyorum



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi MERNEPTAH -- 30 Aralık 2016; 17:44:28 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: MERNEPTAH


    quote:

    Orijinalden alıntı: Vipracing

    Çözünürlükten ziyade asıl farkı yaratan HDR , bende henüz UHD diskler dışında TV rip vs gibi medyalarda boyut ne olıursa olsun o kaliteyi/görseli yakalayamadım.

    HDR detayları öldüren ışıklandırma bknz: ışıklandırma olan yerlerde detaylar maf oluyor bu pc,de mediaplayer ile contrast'ı aşırı açmak, veya (SDR) LED'TV ve panellerde dinamik contrastın ismi değiştirilerek sürülen satış pazarlaması..


     4K Filmleri inceleyip değerlendirelim


    Resimde bile gökyüzündeki detaylar ışıklandırmadan yok gibi birşey

    DOLBY VISION,öneml olan görüntüde her dakika her saniye render ederek ışıklandırma vermesi ama içerik'te yani DOLBY VISION destekli olması lazım..yoksa HDR 10 hiç tasvip etmiyorum

    Çıplak gözle hdr bir tvde hdr video izlediniz mi yoksa bu fotoğrafa göre mi yorum yapıyorsunuz ?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: aterikasedi


    quote:

    Orijinalden alıntı: MERNEPTAH


    quote:

    Orijinalden alıntı: Vipracing

    Çözünürlükten ziyade asıl farkı yaratan HDR , bende henüz UHD diskler dışında TV rip vs gibi medyalarda boyut ne olıursa olsun o kaliteyi/görseli yakalayamadım.

    HDR detayları öldüren ışıklandırma bknz: ışıklandırma olan yerlerde detaylar maf oluyor bu pc,de mediaplayer ile contrast'ı aşırı açmak, veya (SDR) LED'TV ve panellerde dinamik contrastın ismi değiştirilerek sürülen satış pazarlaması..


     4K Filmleri inceleyip değerlendirelim


    Resimde bile gökyüzündeki detaylar ışıklandırmadan yok gibi birşey

    DOLBY VISION,öneml olan görüntüde her dakika her saniye render ederek ışıklandırma vermesi ama içerik'te yani DOLBY VISION destekli olması lazım..yoksa HDR 10 hiç tasvip etmiyorum

    Çıplak gözle hdr bir tvde hdr video izlediniz mi yoksa bu fotoğrafa göre mi yorum yapıyorsunuz ?

    Çıplak gözle hdr bir tvde hdr video izledim arkadaşım, hatta yetmedi Diriliş filmi olan Leonardo di caprio'nun filmini samsung 4k uhd bluray player UBD-K8500 ve uhd bluray dısc ikilisi ile,samsung 55ks9500'de test ettim..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi MERNEPTAH -- 31 Aralık 2016; 2:13:27 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: MERNEPTAH


    quote:

    Orijinalden alıntı: aterikasedi


    quote:

    Orijinalden alıntı: MERNEPTAH


    quote:

    Orijinalden alıntı: Vipracing

    Çözünürlükten ziyade asıl farkı yaratan HDR , bende henüz UHD diskler dışında TV rip vs gibi medyalarda boyut ne olıursa olsun o kaliteyi/görseli yakalayamadım.

    HDR detayları öldüren ışıklandırma bknz: ışıklandırma olan yerlerde detaylar maf oluyor bu pc,de mediaplayer ile contrast'ı aşırı açmak, veya (SDR) LED'TV ve panellerde dinamik contrastın ismi değiştirilerek sürülen satış pazarlaması..


     4K Filmleri inceleyip değerlendirelim


    Resimde bile gökyüzündeki detaylar ışıklandırmadan yok gibi birşey

    DOLBY VISION,öneml olan görüntüde her dakika her saniye render ederek ışıklandırma vermesi ama içerik'te yani DOLBY VISION destekli olması lazım..yoksa HDR 10 hiç tasvip etmiyorum

    Çıplak gözle hdr bir tvde hdr video izlediniz mi yoksa bu fotoğrafa göre mi yorum yapıyorsunuz ?

    Çıplak gözle hdr bir tvde hdr video izledim arkadaşım, hatta yetmedi Diriliş filmi olan Leonardo di caprio'nun filmini samsung 4k uhd bluray player UBD-K8500 ve uhd bluray dısc ikilisi ile,samsung 55ks9500'de test ettim..

    Hdr bence de bi pazarlama unsurundan başka birşey değil.Göz boyamak için aşırı parlak görüntüler sunuyor.Bu da dediğiniz gibi parlak alanlarda detay kaybına sebep oluyor.Halbuki hdr'nin fotoğraftçılık ve filmcilikteki karşılığı daha farklı.Bir görüntüyü düşük-normal-yüksek olarak üç farklı şekilde pozlarsınız ve dinamik aralığı çok yüksek bir görüntü elde edersiniz.Siyah-koyu bölgeler açılır ve detaylar belli olur, aşırı parlak , detaydan yoksun kısımlar doğru pozlanır ve detayları gözükür.Bu şekliyle kontrastı düşük bir görüntü elde edilir.Fakat doğal, gözün gördüğüne yakın bir görüntü elde edilir.Bu tvlerdeki hdr ya yanlış anlaşılıyor ya yanlış kullanılıyor ya da üreticiler herzamanki gibi çakallık yapıp durumu bildikleri halde bunu avantajlarına kullanıyorlar.Aşırı parlak, daha fazla renge sahip panel diye kullanıcıya sunuyorlar.

    Ben de hdr videoları kendi tvmde usb bellek ile test ettim.Kontrastı,arka ışığı köklersem parlak bölgelerde detay kaybı oluyor evet.Fakat güzel dozunda bir ayar yaparsam standart görüntülerden göze daha güzel gelen görüntüler elde edilebiliyor.Canlılık , parlaklık yine korunuyor fakat detay kaybı bi şekilde önleniyor.Kaldı ki sizin söylediğiniz tv modeli en parlak panellerden biri.Detay kaybı olması normal.İnce ayar çekmek lazım.

    Fotoğraftaki hdr etkisini bu tvlerde kullansalar , o şekilde pazarlasalar tvler düşük kontrastlı , sönük gözüküyor diye kimse yüzüne bakmazdı eminim.Millete yüksek parlaklık lazım...




  • aterikasedi kullanıcısına yanıt
    Siz benden önce yazmışsınız , düşüncelerimiz aynı paralelde emeğinize sağlık.

    Not : Kendi ünitemde kalibrasyon sonrası UHD diskler ile aldığım doğru 'HDR' görüntü bu güne kadar izlediğim en iyi görsel medya diyebilirim.Zira görüntünün içindeki bilgi işlemler sonrası panele bahsedildiği gibi yansıtılabiliyorsa ciddi bir görsellik avantajı sunuyor , unutmıyalımki insan gözü kontrastı sever.









    Aşağıda bir Hakan Kutgün makalesinden alıntı yapayım (Not kişiden kişiye göre değişsede insan gözü bazı durumlarda 20 hatta 22 stop pozlama değerine kadar çıkabiliyor) :
    Bu yazı insan gözünün özelliklerinin fotoğraf makinelerinin teknik özellikleri bazında eşdeğerlerini merak etmem üzerine tarafımdan yazılmış yarı bilimsel, yarı destekli-tahminsel, bir taslak yazıdır. Kendi çabalarım sonucu bir kısmını bilimsel makalelerden topladığım ve bir kısmını da bilimsel formüller ile türettiğim bilgilerle bu konuda sıkça merak edilen parametrelere sayısal değerler bulmaya çalıştım. Meselenin burada da sürekli merak konusu olması üzerine paylaşmaya karar verdim. Bu konudaki kişisel emeğimi bilgilerinize sunuyorum. Lütfen alıntı yaptığınız takdirde referans gösteriniz.

    ODAK UZUNLUĞU
    Aslında sorunun cevabı çok basittir: Gözün gerçek odak uzunluğu göz küresinin çapına yaklaşıktır. İnsan gözü, fotoğraf merceklerinin aksine, tek mercekli bir yapı olduğundan bu tek mercek ışığı doğrudan görüntü algılayıcısı üzerine odaklar. Dolayısıyla odak uzaklığı mercekle retina arasındaki uzaklığın aysıdır ki bu da göz küresinin yere paralel eksendeki çapına çok yakındır.

    Ortalama bir Avrupalı yetişkinin lens-retina mesafesinden:

    Sonsuzda odak uzunluğu = 22-24mm'dir
    (ref: Light, Color and Vision, Hunt et al., Chapman and Hall, Ltd, London, 1968).

    İnsan gözü için farklı olan bir nokta da şudur: Her odak uzunluğunda her uzaklığa odaklayamazsınız. Yani odakladığınız nesnenin gözünüze mesafesi değiştiğinde odak uzunluğunuz (yani görüş açınız) da değişir. İnsan gözünün en yakın netleme mesafesini 10cm olarak varsayarsak (kendiniz deneyin), göz merceğinin ve göz içi sıvısının havaya bağıl kırılma indisleri ile kalın mercek odak uzaklığı formülü kullanılarak bu görüş açısı 18-20mm olarak hesaplanır. Yani:

    En yakın netlemede odak uzunluğu = 18-20mm'dir

    Bundan sonrası için referans değerler olarak aşağıdakiler kullanılacaktır:
    En yakın netlemede odak uzunluğu = 19mm
    Sonsuzda odak uzunluğu = 23mm

    OPTİK YAKINLAŞTIRMA
    Optik yakınlaştırma (zum) değeri en büyük odak uzunluğunun en küçük odak uzunluğuna bölümüne eşittir. Bu durumda en yüksek optik yakınlaştırma = 23mm/19mm:

    Zum ~ 1.2x

    ÇARPAN FAKTÖRÜ
    Burada dikkat edilmesi gereken bir nokta daha vardır: Peki ya insan gözünün çarpan faktörü kaçtır? İnsan gözünün görüntü algılayıcısı olan retinanın gerek alan gerek şekil itibariyle 35mm'lik bir filme denk olmadığı düşünülürse gözün de bir çarpan faktörü olması gerektiği açıktır. Çarpan faktörünü hesaplamak için önce gözün görüş açısını hesaplamamız gerekir.


    GÖRÜŞ AÇISI
    Bu da çok kolaydır: Herhangi boş bir duvarda 1 metrelik mesafeyi ve tam ortasını ölçün. İki elinizin parmaklarını 0m ve 1m noktalarına koyun. Tek gözünüzü kapatrak açık gözünüzü orta noktaya hizalayın. İki elinizin işaret parmağını da koyduğunuz noktada hareket ettirerek (hareketli nesneler daha geniş açıda dahi algılanır) gözünüzü orta noktadan ayırmadan duvara yaklaşın. Parmaklarınız hareket ederken gözünüzü sabit tutmak biraz zordur, hep aynı noktaya bakmaya dikkat edin. Tek gözün görüş açısı simetrik olmadığından gözünüzün tersi tarafta bulunan parmağın görüş açınızdan daha erken çıktığını göreceksiniz. Tam bu noktada durun ve gözünüzün duvardan (santimetre cinsinden) mesafesini ölçün:

    Tek gözün görüş açısı = arctan(50/duvar-göz mesafesi) = 125 derece

    Görüş açısı bende yaklaşık 125 derece gibi bir değer çıktı; aynısını iki göz açık yaptığımda ise 140 derece. Ancak burada bir nokta daha var ki: İnsan gözü gördüğü görüntüleri kaydetmez, algılar.

    (ANLAMLI) ALGI AÇISI
    Bu da şöyle bir sonuç doğurur: Aslında tek gözümüzle 125, iki gözümüzle toplam 140 derecelik bir açı dahilindeki hareketli cisimleri görebilmemize rağmen tek bakışta (gözümüzü çevirmeden ve anlık olarak) bu alanın en fazla 45 derecelik bir alanını algılayabiliriz. Bu açı yaşla birlikte 25-30 dereceye, karanlıkta ise 10-20 dereceye kadar düşebilir. Bu açının dışında kalan alanda ancak hareketi algılabiliriz ki bu da beynimizin istemsiz olarak algı merkezini (45 derecelik açının merkezini) hareketli alana (bazen gözlerimizi çevirmeksizin) çevirmemizi sağlar. Dolayısıyla karşılaştırma için gözün "görüş açısı" yerine "anlamlı algı açısını" kullanmak daha doğru olacaktır. Eğer tek seferde "anlamlı algı açısı"nın 45 derece olduğunu varsayarsak:

    Gözümüz 23mm odak uzunluğu bize yatayda 45 derece görüş açısı verir. 35mm formatında yatayda 45 derecelik görüş açısı veren odak uzunluğu yaklaşık 43mm'dir. O halde:

    İnsan gözünün çarpan faktörü = 43mm/23mm ~ 2x

    NOT: Bu da sayısalda Olympus 4/3 sistemin, analogda ise APS formatın insan gözüne (odak dışı alanın görünümü, net alan derinliği, karmaşıklık dairesi vs) en yakın sistemler olduğu sonucunu verir. Eğer amacınız görmek istediğinizi değil de gördüğünüzü aynen kaydetmekse sayısalda Olympus 4/3, analogda APS sistem kullanmanızı öneririm. ;)

    DİYAFRAM AÇIKLIĞI
    Gözümüzün diyafram açıklığı açılıp kapanabilen bir "iris" tarafından kontrol edilir. Bu irisin yetişkin Avrupalı bir insandaki çapı 2-8mm arasında değişir (ref: Light, Color and Vision, Hunt et al., Chapman and Hall, Ltd, London, 1968). Fotoğrafçılıkta diyafram açıklığı odak uzunluğuna oranlanarak ifade edilir. Bu durumda:

    En geniş açıklık: 19mm / 8mm ~ f/2.4
    En kısık açıklık: 23mm / 2mm ~ f/11

    Ancak gerçek hayatta göze giren ışığın miktarı irisin ötesinde göz kapaklarıyla da ayarlanabilir. Gözlerinizi kısarak kirpiklerinizi göz bebeklerinizin önüne getirdiğinizde aşdeğer diyafram açıklığı o kadar düşer ki gözlerimiz aynı fotoğraf makinelerinin çok kısık açıklıklarında karşılaştığımız saçılma (diffraction) kaynaklı keskinlik kaybına uğrar. Gözlerimizi kıstığımızda bu yüzden bulanık görürüz.

    İnsan gözünün normal ışıkta, sonzuza bakarken gevşemiş halinde iris açıklığı yaklaşık 6-6.5mm kadardır (ref: Light, Color and Vision, Hunt et al., Chapman and Hall, Ltd, London, 1968). Bu durumda da gözümüzün ortalamada:

    Normal diyafram açıklığı: 23mm / 6.5mm ~ f/3.5

    PERDE HIZI
    Gözümüzün perde hızı göz kırpmamızla ilgili değildir, zira göz kapağımız fotoğraf makinesindeki perdenin gördüğü işi görmez. Gözümüz fotoğraf çekmediği için aslında bir perdesi de yoktur. Göz kapağı ancak fotoğraf makinesinin objektif kapağına benzetilebilir, işlevi odur. Ancak bazen gözümüzle hareket eden cisimleri flu görürüz. Bu da bize gözümüzün bir "perde hızı eşdeğeri" olduğunu kanıtlar. Güneşli bir günde dışarı çıkıp uzaktaki bir nesneye odaklanıp elinizi gözünüzle odaklandığınız nesne arasında sallarsanız elinizi flu görürsünüz. Bu fluluğu eşdeğer olarak (deneme yanılma ile göz kararı) 1/30 perde hızında fotoğraf makinesiyle yaratabilirsiniz. Bu da bize bol ışıkta gözümüzün 1/30'luk bir perde hızı eşdeğeri olduğunu gösterir. İlginç bir şekilde ortam karardıkça gözümüzün perde hızı ARTAR. Aynı deneyi gün batımı sonrası perdeis çekilmiş bir odada yaklaşık 20 dakika gözlerinzi karanlığa alıştırdıktan sonra tekrarlarsanız eşdeğer perde hızının 1/125'e kadar çıktığını görürsünüz (deneyin!). Bu denemeleri elektrikli ışık (tungsten, floresan, neon vs) altında yaptığınız takdirde şebeke geriliminin frekansı (50Hz) gözünüzü yanıltabilir. Bu sebeple denemeler kesinlikle güneş ışığıyla yapılmalıdır.

    Gözümüz fotoğraf makinelerinin yapamadığı bir şeyi daha yapar: Hareket eden nesneleri gözbebği ile takip eder. Bu da doğrudan odaklandığımız nesneyi flu görmemizi büyük ölçüde engeller. Gözlerimiz harekete çok hızlı tepki verir ve hareket eden nesneleri (hareketlerini beyin aracılığıyla tahmin de ederek) eşdeğer perde hızından çok daha etkin bir biçimde takip eder. Kısacası gözlerimiz kitlendiği nesneye sürekli "pan" yapar. Böylece bu düşük perde hızlarında (1/30-1/125) dahi nesneleri net görürüz. Bu sebeple eşdeğer perde hızı ancak gözümüzün odağında olmayan nesneler için geçerlidir.

    Perde hızı = 1/30 - 1/125

    HASSASİYET (ISO)
    Gözümüzün elektronik devreler ya da fotoğraf filmleri gibi sabit bir hassasiyeti yoktur. İnsan gözü hassasiyetini hem ortamın genel ışık seviyesine hem de (hiçbir fotoğraf makinesinin yapamadığı şekilde) gördüğü sahnede bölgesel olarak ayarlayabilir. Bölgesel adaptasyonu bir kenara bırakacak olursak yukarıdaki veriler ışığında gözümüzün farklı koşullarda ISO hassasiyetini hesaplayabiliriz.

    "Güneşli f/16" kuralını hatırlarsak, açık bir günde, güneş altında fotoğraf makinesi şöyle pozlar: f/16, 1/125, ISO100
    Bizim gözümüz ise en kısık açıklığa geleceğini varsayarsak: f/11, 1/30 (yukarıda denedik)
    Bu durumda doğrudan güneş altında gözümüzün hassasiyeti ISO100'den 3 poz daha düşüktür (ISO12).

    Karanlık bir ortamda karanlığa alıştıktan (hassasiyetini yükselttikten) sonra ise perde hızını 1/100 olarak ölçtüğüm koşullarda fotoğraf makinesi şöyle pozlarken: f/1.4, 20", ISO 100
    Benim gözüm en geniş açıklıkta varsayarak: f/2.4, 1/125 (yukarıda denedik)
    Bu durumda da karanlık ortamda gözümüzün hassasiyeti ISO 100'den 13 durak daha yüksektir (ISO819200).

    DİNAMİK ARALIK
    Demek ki gözümüzün mutlak dinamik aralığı (13+3) yaklaşık 16 durak kadarmış. NOT: Mutlak dinamik aralık anlık dinamik aralıktan farklı olabilir.

    İnsan gözü görüntü algılayıcısı (retina) üzerinde ışık hassasiyetini (ISO) bölgesel olarak değiştirebildiği için tek seferde ayrıştırabileceği parlaklık spektrumu (dinamik aralığı) çok geniştir. Bu, dinamik aralığı yüksek olan bir sahneye sabit olarak ne kadar uzun süre baktığınıza göre değişir. Eğer geniş bir dinamik aralığı kapsayan bir sahneye (örneğin yarı kapalı bir perde, sahnenin yarısı karanlık oda, yarısı aydınlık güneş) birkaç dakika gözlerinizi kıpırdatmadan bakabilirseniz gözlerinizin karanlığı algılayan kısmı hassasiyetini yükseltecek, dışarıyı gören kısmı düşürecek ve ortalama bir diyafram açıklığı ile mutlak dinamik aralığa (16 durak) neredeyse eşdeğer bir dinamik aralığı (belki 14-15 durak) algılayabileceksinizdir. Bu konudaki tahminim sayısal veya bilimsel değildir.

    Özetle insan gözü:

    Odak uzunluğu = 19-23mm (1.2x zum)
    35mm çarpan faktörü = 2x
    35mm dengi odak uzunluğu = 38-46mm (1.2x zum)
    Diyafram: f/2.4-f/11 (göz kapakları hariç)
    Perde hızı: 1/30 - 1/125
    ISO: 12-819200
    Dinamik aralık ~ 14-15 poz

    Hakan Kutgün
    "Fotoğrafkâr"




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Vipracing

    Siz benden önce yazmışsınız , düşüncelerimiz aynı paralelde emeğinize sağlık.

    Not : Kendi ünitemde kalibrasyon sonrası UHD diskler ile aldığım doğru 'HDR' görüntü bu güne kadar izlediğim en iyi görsel medya diyebilirim.Zira görüntünün içindeki bilgi işlemler sonrası panele bahsedildiği gibi yansıtılabiliyorsa ciddi bir görsellik avantajı sunuyor , unutmıyalımki insan gözü kontrastı sever.









    Aşağıda bir Hakan Kutgün makalesinden alıntı yapayım (Not kişiden kişiye göre değişsede insan gözü bazı durumlarda 20 hatta 22 stop pozlama değerine kadar çıkabiliyor) :
    Bu yazı insan gözünün özelliklerinin fotoğraf makinelerinin teknik özellikleri bazında eşdeğerlerini merak etmem üzerine tarafımdan yazılmış yarı bilimsel, yarı destekli-tahminsel, bir taslak yazıdır. Kendi çabalarım sonucu bir kısmını bilimsel makalelerden topladığım ve bir kısmını da bilimsel formüller ile türettiğim bilgilerle bu konuda sıkça merak edilen parametrelere sayısal değerler bulmaya çalıştım. Meselenin burada da sürekli merak konusu olması üzerine paylaşmaya karar verdim. Bu konudaki kişisel emeğimi bilgilerinize sunuyorum. Lütfen alıntı yaptığınız takdirde referans gösteriniz.

    ODAK UZUNLUĞU
    Aslında sorunun cevabı çok basittir: Gözün gerçek odak uzunluğu göz küresinin çapına yaklaşıktır. İnsan gözü, fotoğraf merceklerinin aksine, tek mercekli bir yapı olduğundan bu tek mercek ışığı doğrudan görüntü algılayıcısı üzerine odaklar. Dolayısıyla odak uzaklığı mercekle retina arasındaki uzaklığın aysıdır ki bu da göz küresinin yere paralel eksendeki çapına çok yakındır.

    Ortalama bir Avrupalı yetişkinin lens-retina mesafesinden:

    Sonsuzda odak uzunluğu = 22-24mm'dir
    (ref: Light, Color and Vision, Hunt et al., Chapman and Hall, Ltd, London, 1968).

    İnsan gözü için farklı olan bir nokta da şudur: Her odak uzunluğunda her uzaklığa odaklayamazsınız. Yani odakladığınız nesnenin gözünüze mesafesi değiştiğinde odak uzunluğunuz (yani görüş açınız) da değişir. İnsan gözünün en yakın netleme mesafesini 10cm olarak varsayarsak (kendiniz deneyin), göz merceğinin ve göz içi sıvısının havaya bağıl kırılma indisleri ile kalın mercek odak uzaklığı formülü kullanılarak bu görüş açısı 18-20mm olarak hesaplanır. Yani:

    En yakın netlemede odak uzunluğu = 18-20mm'dir

    Bundan sonrası için referans değerler olarak aşağıdakiler kullanılacaktır:
    En yakın netlemede odak uzunluğu = 19mm
    Sonsuzda odak uzunluğu = 23mm

    OPTİK YAKINLAŞTIRMA
    Optik yakınlaştırma (zum) değeri en büyük odak uzunluğunun en küçük odak uzunluğuna bölümüne eşittir. Bu durumda en yüksek optik yakınlaştırma = 23mm/19mm:

    Zum ~ 1.2x

    ÇARPAN FAKTÖRÜ
    Burada dikkat edilmesi gereken bir nokta daha vardır: Peki ya insan gözünün çarpan faktörü kaçtır? İnsan gözünün görüntü algılayıcısı olan retinanın gerek alan gerek şekil itibariyle 35mm'lik bir filme denk olmadığı düşünülürse gözün de bir çarpan faktörü olması gerektiği açıktır. Çarpan faktörünü hesaplamak için önce gözün görüş açısını hesaplamamız gerekir.


    GÖRÜŞ AÇISI
    Bu da çok kolaydır: Herhangi boş bir duvarda 1 metrelik mesafeyi ve tam ortasını ölçün. İki elinizin parmaklarını 0m ve 1m noktalarına koyun. Tek gözünüzü kapatrak açık gözünüzü orta noktaya hizalayın. İki elinizin işaret parmağını da koyduğunuz noktada hareket ettirerek (hareketli nesneler daha geniş açıda dahi algılanır) gözünüzü orta noktadan ayırmadan duvara yaklaşın. Parmaklarınız hareket ederken gözünüzü sabit tutmak biraz zordur, hep aynı noktaya bakmaya dikkat edin. Tek gözün görüş açısı simetrik olmadığından gözünüzün tersi tarafta bulunan parmağın görüş açınızdan daha erken çıktığını göreceksiniz. Tam bu noktada durun ve gözünüzün duvardan (santimetre cinsinden) mesafesini ölçün:

    Tek gözün görüş açısı = arctan(50/duvar-göz mesafesi) = 125 derece

    Görüş açısı bende yaklaşık 125 derece gibi bir değer çıktı; aynısını iki göz açık yaptığımda ise 140 derece. Ancak burada bir nokta daha var ki: İnsan gözü gördüğü görüntüleri kaydetmez, algılar.

    (ANLAMLI) ALGI AÇISI
    Bu da şöyle bir sonuç doğurur: Aslında tek gözümüzle 125, iki gözümüzle toplam 140 derecelik bir açı dahilindeki hareketli cisimleri görebilmemize rağmen tek bakışta (gözümüzü çevirmeden ve anlık olarak) bu alanın en fazla 45 derecelik bir alanını algılayabiliriz. Bu açı yaşla birlikte 25-30 dereceye, karanlıkta ise 10-20 dereceye kadar düşebilir. Bu açının dışında kalan alanda ancak hareketi algılabiliriz ki bu da beynimizin istemsiz olarak algı merkezini (45 derecelik açının merkezini) hareketli alana (bazen gözlerimizi çevirmeksizin) çevirmemizi sağlar. Dolayısıyla karşılaştırma için gözün "görüş açısı" yerine "anlamlı algı açısını" kullanmak daha doğru olacaktır. Eğer tek seferde "anlamlı algı açısı"nın 45 derece olduğunu varsayarsak:

    Gözümüz 23mm odak uzunluğu bize yatayda 45 derece görüş açısı verir. 35mm formatında yatayda 45 derecelik görüş açısı veren odak uzunluğu yaklaşık 43mm'dir. O halde:

    İnsan gözünün çarpan faktörü = 43mm/23mm ~ 2x

    NOT: Bu da sayısalda Olympus 4/3 sistemin, analogda ise APS formatın insan gözüne (odak dışı alanın görünümü, net alan derinliği, karmaşıklık dairesi vs) en yakın sistemler olduğu sonucunu verir. Eğer amacınız görmek istediğinizi değil de gördüğünüzü aynen kaydetmekse sayısalda Olympus 4/3, analogda APS sistem kullanmanızı öneririm. ;)

    DİYAFRAM AÇIKLIĞI
    Gözümüzün diyafram açıklığı açılıp kapanabilen bir "iris" tarafından kontrol edilir. Bu irisin yetişkin Avrupalı bir insandaki çapı 2-8mm arasında değişir (ref: Light, Color and Vision, Hunt et al., Chapman and Hall, Ltd, London, 1968). Fotoğrafçılıkta diyafram açıklığı odak uzunluğuna oranlanarak ifade edilir. Bu durumda:

    En geniş açıklık: 19mm / 8mm ~ f/2.4
    En kısık açıklık: 23mm / 2mm ~ f/11

    Ancak gerçek hayatta göze giren ışığın miktarı irisin ötesinde göz kapaklarıyla da ayarlanabilir. Gözlerinizi kısarak kirpiklerinizi göz bebeklerinizin önüne getirdiğinizde aşdeğer diyafram açıklığı o kadar düşer ki gözlerimiz aynı fotoğraf makinelerinin çok kısık açıklıklarında karşılaştığımız saçılma (diffraction) kaynaklı keskinlik kaybına uğrar. Gözlerimizi kıstığımızda bu yüzden bulanık görürüz.

    İnsan gözünün normal ışıkta, sonzuza bakarken gevşemiş halinde iris açıklığı yaklaşık 6-6.5mm kadardır (ref: Light, Color and Vision, Hunt et al., Chapman and Hall, Ltd, London, 1968). Bu durumda da gözümüzün ortalamada:

    Normal diyafram açıklığı: 23mm / 6.5mm ~ f/3.5

    PERDE HIZI
    Gözümüzün perde hızı göz kırpmamızla ilgili değildir, zira göz kapağımız fotoğraf makinesindeki perdenin gördüğü işi görmez. Gözümüz fotoğraf çekmediği için aslında bir perdesi de yoktur. Göz kapağı ancak fotoğraf makinesinin objektif kapağına benzetilebilir, işlevi odur. Ancak bazen gözümüzle hareket eden cisimleri flu görürüz. Bu da bize gözümüzün bir "perde hızı eşdeğeri" olduğunu kanıtlar. Güneşli bir günde dışarı çıkıp uzaktaki bir nesneye odaklanıp elinizi gözünüzle odaklandığınız nesne arasında sallarsanız elinizi flu görürsünüz. Bu fluluğu eşdeğer olarak (deneme yanılma ile göz kararı) 1/30 perde hızında fotoğraf makinesiyle yaratabilirsiniz. Bu da bize bol ışıkta gözümüzün 1/30'luk bir perde hızı eşdeğeri olduğunu gösterir. İlginç bir şekilde ortam karardıkça gözümüzün perde hızı ARTAR. Aynı deneyi gün batımı sonrası perdeis çekilmiş bir odada yaklaşık 20 dakika gözlerinzi karanlığa alıştırdıktan sonra tekrarlarsanız eşdeğer perde hızının 1/125'e kadar çıktığını görürsünüz (deneyin!). Bu denemeleri elektrikli ışık (tungsten, floresan, neon vs) altında yaptığınız takdirde şebeke geriliminin frekansı (50Hz) gözünüzü yanıltabilir. Bu sebeple denemeler kesinlikle güneş ışığıyla yapılmalıdır.

    Gözümüz fotoğraf makinelerinin yapamadığı bir şeyi daha yapar: Hareket eden nesneleri gözbebği ile takip eder. Bu da doğrudan odaklandığımız nesneyi flu görmemizi büyük ölçüde engeller. Gözlerimiz harekete çok hızlı tepki verir ve hareket eden nesneleri (hareketlerini beyin aracılığıyla tahmin de ederek) eşdeğer perde hızından çok daha etkin bir biçimde takip eder. Kısacası gözlerimiz kitlendiği nesneye sürekli "pan" yapar. Böylece bu düşük perde hızlarında (1/30-1/125) dahi nesneleri net görürüz. Bu sebeple eşdeğer perde hızı ancak gözümüzün odağında olmayan nesneler için geçerlidir.

    Perde hızı = 1/30 - 1/125

    HASSASİYET (ISO)
    Gözümüzün elektronik devreler ya da fotoğraf filmleri gibi sabit bir hassasiyeti yoktur. İnsan gözü hassasiyetini hem ortamın genel ışık seviyesine hem de (hiçbir fotoğraf makinesinin yapamadığı şekilde) gördüğü sahnede bölgesel olarak ayarlayabilir. Bölgesel adaptasyonu bir kenara bırakacak olursak yukarıdaki veriler ışığında gözümüzün farklı koşullarda ISO hassasiyetini hesaplayabiliriz.

    "Güneşli f/16" kuralını hatırlarsak, açık bir günde, güneş altında fotoğraf makinesi şöyle pozlar: f/16, 1/125, ISO100
    Bizim gözümüz ise en kısık açıklığa geleceğini varsayarsak: f/11, 1/30 (yukarıda denedik)
    Bu durumda doğrudan güneş altında gözümüzün hassasiyeti ISO100'den 3 poz daha düşüktür (ISO12).

    Karanlık bir ortamda karanlığa alıştıktan (hassasiyetini yükselttikten) sonra ise perde hızını 1/100 olarak ölçtüğüm koşullarda fotoğraf makinesi şöyle pozlarken: f/1.4, 20", ISO 100
    Benim gözüm en geniş açıklıkta varsayarak: f/2.4, 1/125 (yukarıda denedik)
    Bu durumda da karanlık ortamda gözümüzün hassasiyeti ISO 100'den 13 durak daha yüksektir (ISO819200).

    DİNAMİK ARALIK
    Demek ki gözümüzün mutlak dinamik aralığı (13+3) yaklaşık 16 durak kadarmış. NOT: Mutlak dinamik aralık anlık dinamik aralıktan farklı olabilir.

    İnsan gözü görüntü algılayıcısı (retina) üzerinde ışık hassasiyetini (ISO) bölgesel olarak değiştirebildiği için tek seferde ayrıştırabileceği parlaklık spektrumu (dinamik aralığı) çok geniştir. Bu, dinamik aralığı yüksek olan bir sahneye sabit olarak ne kadar uzun süre baktığınıza göre değişir. Eğer geniş bir dinamik aralığı kapsayan bir sahneye (örneğin yarı kapalı bir perde, sahnenin yarısı karanlık oda, yarısı aydınlık güneş) birkaç dakika gözlerinizi kıpırdatmadan bakabilirseniz gözlerinizin karanlığı algılayan kısmı hassasiyetini yükseltecek, dışarıyı gören kısmı düşürecek ve ortalama bir diyafram açıklığı ile mutlak dinamik aralığa (16 durak) neredeyse eşdeğer bir dinamik aralığı (belki 14-15 durak) algılayabileceksinizdir. Bu konudaki tahminim sayısal veya bilimsel değildir.

    Özetle insan gözü:

    Odak uzunluğu = 19-23mm (1.2x zum)
    35mm çarpan faktörü = 2x
    35mm dengi odak uzunluğu = 38-46mm (1.2x zum)
    Diyafram: f/2.4-f/11 (göz kapakları hariç)
    Perde hızı: 1/30 - 1/125
    ISO: 12-819200
    Dinamik aralık ~ 14-15 poz

    Hakan Kutgün
    "Fotoğrafkâr"


    Bi dk bi dk bi dk !! Böyle bir tesadüf olamaz.Bu bilgilerin aynısı bitirme tezimde kullanmıştım.Konu insan gözüyle fotoğraf makinelerinin karşılaştırılması.Yıl 2010




  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.