Adil Kullanım Kotası kısaca kotalı internet neden var? Gerçekten “Adil” mi? (18. sayfa)

quote:

Orijinalden alıntı: kontratak

Öncelikle yazınıza, sonrasında ise hitap ettiğiniz kitleye bakın derim. Bu sitenin takipçileri gerçeklerin farkında ve sizlerin de bu farkındalıkla hareket etmenizi bekliyorlar. Bu farkındalığa sahip olduğunuz ortada, AKK uygulamasının kaldırılması gerekliliğini siz de biliyorsunuz, zira bunu sağlamak amacı ile bize –her ne kadar yeterli olup olmadığı tartışmalı olsa da– destek olmuşluğunuz var. İnsanlar bunu bildikleri için eksiklerle dolu olan, yanlış imalar içeren ve hatta dayatmacı bir yaklaşımın sezildiği bu yazınızı sizden ayrı değerlendiremiyorlar, dolayısıyla sizi “bilgisiz” olarak itham etmek istemiyorlar; bu da ister istemez başka değerlendirmelere yol açıyor, onlara "bu yazınızın altında bir şeylerin olduğunu” sezdiriyor. Bu nedenle, Donanım Haber üyeleri bu şekilde mesut olamayacağınız düşüncesinde, en azından onların gözünde… Çevik bir dil kullanma gayretiniz onlar karşısında bunu örtmek için yeterli olamıyor maalesef.

Yazınızdaki eksiklere ve yapılan imaların yanlışlığına şu mesajımda değinmiştim: Masaüstü linki | Mobil linki

Buradaki asıl mesele zaten BTK'nın AKK uygulamasından vazgeçmiyor oluşu ve bunun geçerli bir nedeninin olmaması. Siz bu yazınızla bu vazgeçmeme hâlini gerekçelendirmişsiniz, fakat olmamış.

Altyapı konusunda –benim ve birçok kişinin de her zaman söylediği gibi– büyük bir problemin olmadığına defalarca şahit olduk, lakin eğer bir problem varsa bunun çözülmesi hiç de zor değil ve bu, internet kullanıcılarının yükümlülüğünde olan bir mesele değil; bugüne kadar çeşitli yatırımlarla çoktan halledilmiş olması gereken bir sorunun bundan sonra çok daha hızlı çözülmesi bir zorunluluktur ve bu yatırımların yapılması konusunda İSS'ler ciddi bir sorumluluk taşımaktadırlar. Kendilerinin yerine getirmedikleri ödevler sebebiyle kullanıcıları büyük bir yük altında bırakamazlar. İşte tam da burada, yapıcılık noktasında sizin bu yazınız büyük bir hayal kırıklığı yaratmakta. "Ödevlerini yapmayan" İSS'leri sınava bile sokmadan sınıfı geçirmişsiniz, takdir belgesi vermemiş olmanız hiçbir şeyi değiştirmiyor.

İddia ettiğiniz gibi yurt içinde sorun yokken yurt dışı çıkışları sorunlu ise bu durumda yurt içinde dönen trafiğin hiçbir şekilde hesaba katılmaması gerekiyor, tıpkı IPTV'de olduğu gibi. Ayrıca yurt dışı çıkış trafiğinde yoğunluk olabildiğini ve bunun kullanıcıların erişimi açısından bir dengesizliğe yol açtığını varsayarsak bunun çözümünün AKK gibi bir uygulama olamayacağını defalarca dile getirdik. Adil bir dengelemenin sadece yoğun saatlerde gerçekten aşırı kullanım yapan kullanıcıların hızlarına oransal bir müdahale ile gerçekleştirilebileceğini söyleyegelmekteyiz. Yani internetin kullanılmadığı saatler yerine (bkz: Gece Kuşu, Uykusuz Gece tarifeleri ve BTK'nın taslak metninde yer alan 02.00 - 08.00 ibaresi) internetin yoğun kullanıldığı saatlerin –ki bu da akşam 6 saatlik bir dilim olacaktır– belirlenmesi ve sadece bu saatlerde toplamda TB düzeyinde kullanım yapan kullanıcıların hızlarının yine bu saatlerde geçerli olmak üzere makul bir oranda azaltılması bu husustaki yegane çözüm olacaktır. Bu konuda en kötü ihtimalle, Hırvatistan'da faaliyet gösteren B.net'in uygulamasının örnek alınması gerektiğini ifade etmekteyiz –ki B.net'in uygulaması Avrupa'daki en katı bir iki uygulamadan birisidir ancak AKK ile asla kıyas kabul etmez.

Bir kısıtlama yapılması gerekiyorsa bunun olabilecek en adil düzeyde olması gerektiğini ve nasıl yapılabileceğini söyledik. Ancak günümüzde internet konusundaki tüm hız kısıtlamaları ve buna bağlı tedbirler son derece geçici çözümlerdir ve yerlerini –sayısız ülkede yapıldığı üzere– çok hızlı bir şekilde gerçek çözümlere bırakması gerekir. Yurt dışı çıkışları mı yetersiz? Peering anlaşmalarını genişlet, veri merkezleri aç, IXP'ler inşa et...

Ben ayın 1'inde de, kotayı aşmadan önceki günde de aynı bağlantıyı alıyorum. Bugüne kadar çok az sayıdaki istisna haricinde YouTube'da HD video izlerken sorun yaşamadım ve kaliteyi 4K seviyesine çektiğim zamanlarda da kesinti yaşamadan videomu izleyebildim. Bunun benim bulunduğum bölgeye has olduğunu, buradaki altyapının çok sağlam ve kullandığım İSS'nin yurt dışı çıkışlarının iyi olduğunu öne sürebiliriz. Ahvalin bu olduğunu kabul edersek neden sizin bağlantınız bu denli kaliteli ve stabil değil? Asıl sorulması gereken soru, sorgulanması gereken mesele bu.

Bulgaristan örneğine gelirsek... Bulgaristan'da yaklaşık 4 milyon internet kullanıcısı var. Türkiye'de bulunan yaklaşık 40 milyon internet abonesinin sadece 4 milyonunun internet hizmeti için ücret ödediğini varsayarsak, evet, Bulgaristan ile Türkiye'yi mukayese etmek yanlış. Böyle bir faraziye üzerinden gidersek Türkiye'deki internet servis sağlayıcıları bedava çalıştıkları için Bulgaristan'daki standartları onlardan beklememiz haksızlık olur. Hazır nüfustan konuşurken Japonya'ya da uğrayalım. Japonya'daki internet kullanıcısı sayısı yaklaşık 115 milyon ve ülkenin coğrafi olarak bir İSS için hiç de elverişli bir yapısı yok. Dördü büyük olmak üzere toplam 6852 adadan ve fazlasıyla engebeli bir araziden oluşuyor. 1000 metreden uzun dağ sayısı yaklaşık 1190 (bu sayı Türkiye'de 435). Ancak Japonya'daki internet hizmetini anlatmaya gerek bile yok. Japonya'nın gelişmişlik düzeyi bakımından Türkiye ile kıyaslanamayacağını düşünüyorsanız Polonya'ya ne demeli? Tüm bunların yanında, nüfusa dair bu bakış açısıyla, yüz milyonlarca kişiye ürün satan Apple'ın "tüketici nüfusunun" fazlalığı nedeniyle daha az kişiye satış yapan şirketlere kıyasla oldukça kalitesiz ürünler ürettiğini söyleyebilirsiniz, söyleyemez misiniz?

Mesele, uygulama meselesi ve –tekrar söylüyorum– AKK yerine en kötü olasılıkla Hırvatistan'da B.net'in yaptığı uygulamanın bizde de uygulanmaması için hiçbir sebep yok. Kaldı ki Romanya, Bulgaristan, Gürcistan, Polonya, Moldova, Estonya, Letonya, Litvanya ve daha sayamadığım birçok ülkede kullanıcılar bu örnek gösterdiğim gerçekten dengeli denebilecek kısıtlamaya dahi mahkum değilken sizin "biz kullanıcılar (AKK'ye) katlanmak zorundayız" söyleminiz çok talihsiz. Elbette "gerçeği bilip söylememek" en iyisi değil, ancak "gerçeği bilip eksik söylemek" daha mı iyi? Unutmayınız ki eksik bilgi vermek de dezenformasyona dahildir ve dezenformasyon için yeterlidir. Neden böyle olduğunu şu meşhur karikatür çok güzel izah etmekte:

Ben, ülkemizdeki internetin çok daha iyi bir seviyede olmasını istediğinizden eminim. Bu isteğinize karşın istemeden yaptığınızı düşündüğüm bu yazınızdaki eksik bilgilendirme DH ziyaretçilerini üzmekte, ister istemez tepki çekmektesiniz.