24 yaşındayım. Maddi konuda bana sonuna kadar destek oldular sağolsunlar haklarını yiyemem. Yurtdışına bile gönderdiler beni. Şimdi uluslarası bir firmada çalışıyorum, iyi bir maaşım ve altımda arabam var ama bana verdikleri sadece bunlar. Anne ve babam yüzünden sağlam bir karaktere ve psikolojiye sahio olamadım. Annem çok değişik karakterlidir, bir dakika için çok sevgi dolu öper sever, iki dakika sonra ise laf sokar, azarlar. Sürekli depresif, dünyanın en şanssız insanı olduğundan bahseder durur. Beni azarlama ve terslemeleri küçük yaşlarımda başladı. Küçüktüm ilkokulda defterlerimi kaplıyorduk, bana sen defteri tut ben kaplayacağım derdi, az biraz kaydırınca bana bağırırdı, azarlardı. Bende küçük ellerimle defteri kaydırmayayım diye korkudan titrediğimi hatırlıyorum. O andaki korkum hala aklımda. Çocukken kışın sobanın önünde yıkardı beni, en fazla 6-7 yaşlarındaydım yani ben üşüdüm dedikçe leğenle kafama vururdu “sus ne üşümesi sus be” derdi. O zaman sus demesi yüzünden bugün hep susasım geliyor, sessiz bir karakterim var şimdi de hiç konuşmuyorum diye kızıyor. E zamanında sen istemiştin benim susmamı şimdi de susuyorum işte. Çocukluğumdan çok net kalan bir anı var hafızamda, o zaman e-okuldan notlarıma bakıyorlardı ve bazı notlarım zayıftı. Onlar e-okula girecekleri an ben hemen tuvalete kaçardım. Bana bağırıp kızmasınlar diye. Yine tuvalette saklanırken, korkuyla beni çağırmalarını bekliyorum, annem tuvaletin kapısını kırarcasına açtı ve “çık ulan dışarı ne oturuyosun burda bu notların hali ne hesap vereceksin” diye bağırdı ve çıkmak zorunda kaldım. en fazla 12 yaşında idim. Bana o gün çok bağırmıştı. Şimdi annem bana biraz ters gibi konuşur gibi olsun o “ çık ulan tuvaletten , ne oturuyorsun burda, hesap vereceksin” diye bağırması kulaklarımda çınlar durur. Bu ses kulaklarımda yankılandıkça göğsümün sıkıştığını hissediyorum. Çok korkuyorum. Bir kere de oklavayla dövmüştü. Sebebi ise okuldan kaçmamdı. Oklavayla bacaklarımı morartmıştı ama bende gram karşı koymamıştım, koyamamıştım. Tamam okuldan kaçtım ama sor bir niye kaçtım. Bunu yapmak yerine beni dövmeyi tercih etti. 25 yaşında bir insanın en korktuğu kişi 50 yaşındaki annesi olabilir mi ya? Bunu söylerken utanıyorum ama şu yaşımda bile anneme çay verirken bile korkuyorum. Ya dökerim de bana yine kızarsa diye. Babam ise annemle bana karşı hep sertti. Bir şey dedi mi ondan da korkardım. Yüz ifadelerinden kızıp kızmadığını anlardım onun. Yoksa o da mı bana kızıp tersleyecek diye düşünür dururdum. Ama dışarıya karşı melek gibidir hep. Dışarıda bir kişiye bile kızmazdı. Sadece evde, bize kızardı. Bunları yazabilmek bile o kadar zamanımı aldı ki bilemezsiniz. Daha fazlası da var anca bu kadar yazabiliyorum. Bunları hep bilgisayarımda not defterine yazardım ama bu sefer buraya yazmak istedim. Kimsenin okuması amacıyla yazmıyorum zaten, öyle burada paylaşmak geldi. Bunları anlatamam, anlatırsam hüngür hüngür ağlarım. Yazarken bile gözlerim doldu. Onlar yüzünden özgüvenli, sağlam karakterli, cesur biri olamadım. Annem ve babam yüzünden korkağın teki oldum. < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
Ailem yaşadığım herşeyin sebebi


-
-
vayyy be "sus" ifadesi ha.
demek ki arada kilometrelerce mesafe de olsa farklı bölgelerde farklı yaşalrda ve farklı coğrafyalarda insanlar aynı duruma gelebiliyormuş. çok üzücü bir durum. sizi çok iyi anlıyorum. maalesef "unsere mutter, unsere fatter :)" benim de babamdan en çok duyduğum ifade şımarma olurdu. düşün ki çocuksun kuzenlerinel falan oynuyorsun ne zaman gülsem babam şımarma derdi. çünkü dedem de onu öyle büyütmüş. e böyle büyüye büyüye şimdi yeni tanıştığım insanlar bir süre sonra ya senin mizacın çok sert ama tanıyınca hiç öyle değilmişsin diyor hep çünkü sürekli somurtmak surat çizgilerimi değiştirmiş.
mesela okulda hem lisede hem ilkokulda öğretmenler hep bu çocuk çok konuşuyor diye anneme şikyet ederdi annem de kesinlikle inanmazdı nasıl olur evde hiç konuşmayan çocuk diye. e siz böyle büyüttünüz. suskunlukla beni eşleştirdiniz bir kere. komşular bile xx çok uslu çocuk diye o sorumluluğu üstüme yıktıkça yıktı.
ailenin maddi durum da çok yok. ortaokulda işe girmişim. sabah 5te gidip kaynakçı dükkanı açıyorum. usta dışarı çıkınca kalfalar dövüyor hırpalıyor hep. ben tabi susmayı öğrendim. bir gün gece kalkıp televizyon komidin ne var ne yok yere indiriyorum. babam tokatlaya tokatlaya yatağa atıyor sızıp kalıyorum. sabah uyanıyorum tv bozuk camekan kırık hiçbirşey hatırlamıyorum. ne oldu diyorum bu sefer bizimkiler sus pus.
sonra beni alıyorlar işten.
neyse gel zaman git zaman bu hep böyle devam etti. ne zaman kız arkadaşım olup olmayacağına bile hep ailem karar verdi. düşünün ki komşu gelmiş, ünide okuyorum. komşu gelmiş soruyor kız arkadaşın var mı diye benim yerime annem cevap veriyor yok şimdi olamaz askerliğini yapsın ondan sonra diye.
ha bu arada üniye hazırlık da ayrı bir komedi. meslek lisesi çıkışlıyım malum kafa basmıyor ilk sene barajı zor geçiyorum. 2. sene türkiyenin en iyi ilk 2 üniversitesinden birini kazanıyorum hem de ilçe derecesiyle. adım radyoda ilan ediliyor falan :) aradan 20 sene geçti, ne öncesinde ne de sonrasında benim mezun olduğum liseden hala bu okulu kazanabilmiş birisi yok. hocalarla hala görüşürüm. düşün ki bu okulu kazanırkenki sreçte bile annem bana bundan bi bok olmaz diyordu.
velasılı üni bitti askerliği aradan çıkardım bu sefer annem bana yana yakıla kız bakıyor evlendirmelik. ben öküz gibi bir insanım. tip var ama iletişim yok. ben evlenmeyecem dedim . siz beni bu hale getirdiniz dedim isyan bayrağını çektim. hiç kız arkadaşım da olmadı bu süreçte. sonra 10 sene sonra falan evlendim, şu an mutluyum. eşim beni anlıyor. hamdolsun güzel bir evimiz var, arabamız var. bekarken istanbulda aldığım yatırımlık ev var kirası geliyor.
bütün bunlar olurken ailemden 5 lira bile almadım, tabi eşimin ailesi daha varlıklı onlardan da almadık.
velhasılı aile insanın koca bir ömrünü heba edebiliyor. hala güldüğüm zaman babamın şımarma ifadesi kulaklarımda yankılanır
-
Babanız annenize anneniz de size çektirmiş işte okurken çok üzüldüm. Ben de anımı anlatayım o zaman çocuğum ilk defa çarşıya çıkacağım kart basıyorsun basmadan önce öğrenci diyorsun 50 kuruş az basıyor. Ben de ilk defa çıkınca diyemedim herhalde sonra eve gelince babam sordu öğrenci dedin mi diye ben de hayır dedim. 1 lira için bana etmediği hakaret kalmadı 10 yaşındaki çocuga bir de. Şimdi ben asla üç beş kuruşun hesabını yapan bir insan değilim ne kendimle ne de başkalarıyla alışverişte. Hayatındaki kötü etkilerini değil de iyi etkileri görmeye çalış. Sen onlar gibi mükemmeliyetçi ve tahammülsüz bir insan olmayacaksın asla. Insanları hatalarıyla kabullenmeyi bileceksin hoşgörülü biri olacaksın ben eminim. Kendindeki iyi etkilerini düşün
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Ne kadar duygusal insan var annesi bağırmış da 20 yıl unutmamış
1 yüzyıl önce 18 yaşında savaşa gidiyordu insanlar yıllarca eve dönmüyordu şikayet etmiyordu.
Adapte ol
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Mutsuz toplum mutsuz çocuklar mutsuz nesil mutsuz gelecek
Bizim cografyanin kaderi bu
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı > -
Aynı şekil benimde annem böyledi. En son ergenliğimde dayanamayıp duvarlara ve aynaya yumruk atıp evi darma duman etmiştim o zaman kesmişti, benden çekinmeye başlamıştı. O gün bu gündür pek sesini çıkaramaz oldu bana karşı
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi FollowTheLight -- 30 Kasım 2021; 13:43:45 >
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X